23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ARALIK 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 17 Arkas Koleksiyonu’ndan 62 yapıt Fransa’daki LodèveFleury Müzesi’nde sergileniyor Arkas Avrupa’ya yelken açtı u Renoir, Bonnard, Van Dongen, André Lhote, Corot, Sisley, Dufy, ToulouseLautrec, Braque, Vuillard gibi ustaların yapıtlarının da bulunduğu koleksiyondan seçmeler, Fransa’nın güneyindeki LodèveFleury Müzesi’nde sergileniyor. Daniel Hermann Anton Melby’nin 1850 tarihli ‘Sarayburnu’ tablosu. EVRİM ALTUĞ Yıkımların En Korkuncu… Birkaç gün önce, Halk TV’deki bir panelde konuşmacılardan biri şu mealde bir saptamada bulundu: “Artık ‘adam cebini dolduruyor ama Allah için çalışıyor da!’ şeklindeki değerlendirmeler âdetten oldu!” Çok doğruydu bu saptama. “Tamam, biraz çalıp çırpıyor ama işini de iyi yapıyor!” “Biraz götürüyor belki ama halk için de bir şeyler yapıyor!” “Valla kardeşim, işini yaptıktan sonra biraz da cebini dolduruyormuş, helal olsun!” vb. Bunları duymayanımız veya okumayanımız var mı? Hem de ne zamandan bu yana! Haksızlık yapmayıp itiraf edelim: Sadece AKP iktidarı ile sınırlı olmayan, çok ama çok uzun bir zamandan bu yana! Bu alıntılarda dile gelen, aslında çoktandır öylesine yerleşik bir değer yargısı ki, artık tersi neredeyse yadırganmakta. Yakın tarihimizde “cebini doldurmayan” başbakanların “beceriksiz” ya da “aptal” sayıldığı olmadı mı? Çankaya’daki görevleri devam ederken örneğin çocuklarının düğünleri gibi özel toplantılar sırasındaki elektrik harcamalarını kuruşuna kadar hesaplatıp kendi ceplerinden ödeyen cumhurbaşkanlarına “biraz tuhaf” gözüyle bakılmadı mı? Bunların hepsi oldu, hepsi yapıldı. Hem de AKP iktidarından çok çok önceden beri! Peki ya şimdi vardığımız nokta? Şimdi artık resmi görevlere gelenlerin “işlerini de” yapmaları, “biraz ceplerini doldurmaları”nın neredeyse doğal özrüne dönüştü. Ya da şöyle diyelim isterseniz: “Resmi görevlerin” ifası sırasında “ceplere dolanlar”, sanki o görevlerin ya da makamların “doğal tazminatları” sayılır oldu. Bu durum, bu değer yargıları, bir zamanların “Yerli Malı Haftaları”ndan, “vatandaşı tutumlu teşvik etme” girişimlerinden bugüne uzanan süreç içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun çatısı altında yaşayan toplumun uğradığı en korkunç yıkımın kanıtlarıdır. Çünkü burada söz konusu olan durum, bütün bir toplumun zaman içerisinde erdem ve ahlak yolundan saptırılıp her türlü ahlaksızlığın, yolsuzluğun ve her boyutta çalıp çırpma girişimlerinin kol gezdiği bir “düzenin” omurgasına oturtulmaya kalkışılmasından başka bir şey değildir! Eğer herhangi bir yerdeki soygun ve yolsuzluk düzeninin adı, bir devletin “öteki adı”na dönüşecek kadar “kurumlaşabilmişse”, o zaman o devletin böylesine korkunç bir yıkımın üstesinden gelmezden önce ulaşabileceği hiçbir olumlu noktanın ya da hedefin varlığı, var olabilmesi düşünülemez. Çünkü bütün bir insanlık tarihi boyunca adını ahlaksızlıkla, yolsuzlukla, her türlü erdem yoksulluğu ile özdeşleştirip yine de ayakta kalmaya çalışmış bütün devletlerin tek yazgısı, tarih sahnesinden bir daha geri gelmemek üzere silinip gitmek olmuştur. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, tarihi boyunca karşılaştığı en büyük yolsuzluk fırtınasının önünde, işte böylesine dipsiz ve korkunç bir uçuruma sürüklenmektedir. Ve böyle bir devletin önünde, bu uçurumdan bir daha bir benzeri ile karşılaşmasını engelleyecek bütün önlemleri de alarak çıkmaya çalışmaktan başkaca bir yol yoktur! Osmanlı’dan başyapıtlar u Portakal Kültür ve Sanat Evi’ndeki sergi 28 Aralık gününe kadar açık. Kültür Servisi Portakal Kültür ve Sanat Evi’nde açılan “Osmanlı’dan Başyapıtlar” sergisinde, hat sanatının büyük ustalarından yapıtlar, Türk resminin öncülerinden bir seçki, tombak ve gümüş sanatlarından benzersiz örnekler, dünyaca ünlü Osmanlı tekstillerinden seçkiler yer alıyor. Sergide, önemli koleksiyonlardan seçilmiş eserler 28 Aralık gününe kadar satışa sunuluyor. Sergide, Osmanlı hat sanatının büyük ustalarının başyapıtları arasında, 18. yüzyılın tanınmış hattatlarından İbrahim Sükuti’nin “Kuranı Kerim”i, Galatalı Ahmed Naili’nin “Delaili Hayrat”ı , Sultan II. Abdülhamid’in şehzadelerinin de yazı hocalığını yapan Mehmed Şevki’nin sanatının zirvesinde olduğu bir döneme ait “Hilyei Şerif”i, Sultan II. Selim tarafından Veziri Azam Mehmed Paşa’ya verilen “Temlikname” de bulunuyor. Türk resminin öncülerinden bir seçki de ise halife kimliği, ressamlığı ve sanatı koruyucu yönüyle Türk resminin gelişmesinde büyük rol oynayan Abdülmecid Efendi imzalı “Beyaz At”, Türk resminin Batılılaşma sürecinde önemli rol oynayan Şeker Ahmed Paşa imzalı “Karpuz, Kavun ve Üzümlü Natürmort”, Hüseyin Zekai Paşa imzalı “Erenköy” ve “Çamlıca”, Türk resminin en önemli temsilcilerinden Halil Paşa’nın en iyi dönemine ait “Kurbağalıdere” tablosu yer alıyor. “Osmanlı’dan Başyapıtlar” sergisinde, ayrıca, görkemli boyutuyla “Tombak Pilavlık” ve “Tombak Zemzemlik”, Sultan II. Abdülhamid tuğralı “Aznavur işi Gümüş Leğenİbrik” ve “Gece Sürahisi”; Osmanlı sanatları içinde günümüze pek azı erişebilmiş tekstillerden 17. yüzyıla ait çatma kadifeden duvar panoları ve 18. yüzyılın çok gözde çeyiz işlemelerinden “Berber Önlüğü” de satışa sunuluyor. LODÈVE Fransa’nın “ayaklarını Akdeniz’e daldırdığı” Montpellier’ye 54 kilometre uzaklıkta, şarap bağlarıyla çevrili, yaklaşık 9 bin nüfuslu sempatik Lodève kasabasında 1987’de kurulan LodèveFleury Müzesi, 20 yıl gibi kısa bir sürede oluşturulan ve sayısı bini aşan Arkas resim koleksiyonundan 62 özel parçaya, 30 Mart 2014’e dek ev sahipliği yapmaya başladı. LodèveFleury Müzesi yöneticisi ve küratör Ivonne PapinDrastik imzasıyla “damıtılmış” bu “şarabı” eserlerin ait olduğu Arkas Koleksiyonu, özellikle Türk resmi ve postempresyonist akıma ait özgün parçaları bünyesinde toplaması bakımından, alanında emsalsiz olarak gösteriliyor. PapinDrastik, sergide özellikle çok tanınmış ve tanınmamış imzaları bir araya getirerek bir sentez yapmaya çalıştığını söylüyor. Renoir, Pierre Bonnard, Kees van Dongen, Andre Lhote, Corot, Ziem, Alfred Sisley, Paul Signac, Raoul Dufy, ToulouseLautrec, Edouard Vuillard, Georges Braque gibi ustaların yapıtlarının da bulunduğu ve açılışı 18 Aralık akşamı yapılan sergi, “Bonnard, Renoir, Vuillard… Arkas Koleksiyonundan Başyapıtlar” adı altında izleniyor. Yaklaşık 300 yıllık bir binada modern sergileme koşulları altında sunulan etkinlik, temelini Lodève Fleury Müzesi’nin İzmir Alsancak’ta ücretsiz gezilebilen Arkas Sanat Merkezi’ne (ASM) yaptığı tekliften alıyor. Açılışına, ASM adına, kendisi de Ivonne PapinDrastik Lucien Arkas 300 yıl önce Marsilya’dan İzmir’e göçen köklü bir aileye mensup, Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın bizzat katıldığı ve bilimsel koleksiyon danışmanlığını Nicolas Filidis’in üstlendiği sergiyi oluşturan seçki, sanat tarihinde “Modernizm”in başlangıcı olarak gösterilen Barbizon Okulu, Empresyonizm, PostEmpresyonizm, PontAven, Nabiler ve Fovizm gibi akımlardan örnekleri kapsıyor. Farklı salonlarda, kimi Fransız sanat insanları veya Walter Benjamin gibi aydınlardan sanat tarihsel Fransızca özlü sözler eşliğinde gezilen sergi, “Portreler, Nü’ler, Peyzajlar ve Janr / Hayat” resimleri olmak üzere 4 ana temadan oluşuyor. Fransa’daki serginin en anlamlı yanlarından birini ise dünyaca ünlü ve değerli bu orijinal resimlerin bu kez Avrupa’nın merkezden uzak, ancak cana yakın bir noktasında, izleyiciyle buluşması oluşturuyor. Öte yandan, belediye başkanlı ğı koltuğunda Sosyalist Parti üyesi kadın siyasetçi MarieChristine Bousquet’nin oturduğu ve bu yıl 16’ncısı yapılan Uluslararası Akdeniz Şiir Festivali ile gündemde olan Lodève kasabasındaki bu müze, bölgeye yılda çektiği ortalama 40 bin uluslararası izleyiciyle de ayrıca hatırda kalıyor. Sergi için gerekli bütün masrafları karşılayan Fransız müzesi, yılın diğer aylarında ise doğa bilimleri, tarihöncesi arkeoloji, jeoloji ve sanat tarihini harmanlayan zengin programıyla öne çıkıyor. Öte yandan, İzmir’de 29 Aralık’a dek yer alan “18. ve 19. Yüzyıllarda İzmir: Batılı Bir Bakış” adlı son sergisinde Louvre (Paris), British Museum (Londra) ve Rijksmuseum (Amsterdam) gibi müzelerden eser ve belgeleri ilk defa İzmir’e getiren ASM, Lodève’deki bu sergisiyle, ilk kez Avrupa’da bir müzede sesini duyurmuş olması bakımından dikkati çekiyor. ASM ayrıca yakın gelecekte de bünyesindeki nadide halılardan oluşan özel bir koleksiyonu, izleyicilere sunmayı planlıyor. Arkas markası bununla da kalmayıp çok yakında, besteci Kâmran İnce imzasıyla Arkas Trio Oda Orkestrası için sipariş edilen ilk çalışmanın prömiyeri için geri sayımda bulunuyor. Bilgi için: http://www.museedelodeve.fr / www.arkassanatmerkezi.com ‘Denize Dönmek İstiyorum’ Kültür Servisi Nâzım Hikmet’in şiirlerinin, Hakan Gerçek, Bülent Emin Yarar ve Metin Belgin tarafından seslendirileceği “Denize Dönmek İstiyorum” isimli dinleti bu akşam İş Sanat’ta gerçekleştirilecek. Saat 20.00’de başlayacak program, Atilla Birkiye ve Mehmet Birkiye’nin seçtiği şiirlerle, Nâzım Hikmet’in yaşamında kronolojik sıra göz önünde bulundurularak oluşturuldu. Nâzım Hikmet’in fotoğraflarının yansıtılacağı sahne, dekoruyla da şairin yaşamına göndermeler yaparken, geceye Vedat Sakman da şarkılarıyla katılacak. Sakman, şairin şiirlerinden bestelediği şarkıların yanı sıra, kendi şarkılarını da seslendirecek. İş Sanat’taki şiir dinletileri, bu yıl da ücretsiz olacak. Kültür Servisi Işık Dere Erkal’ın resim sergisi, Teşvikiye’deki Nişart Gallery’de açıldı. Sanatçı daha önce Ankara Güzel Sanatlar Resim Galerisi’nde, Polonya ve Mısır büyükelçiliklerinde, Balıkesir Güzel Sanatlar Galerisi’nde Tahtakuşlar Etnografya Müzesi Resim Galerisi’nde, Türkiye İş Bankası İzmir Sanat Galerisi’nde, BurhaniyeÖren Yağcı Kültür Merkezi’nde ve İzmir Arkeoloji Müzesi’nde kişisel sergiler gerçekleştirmişti. Gazi Üniversitesi Resim Bölümü’nü bitiren Işık Dere Erkal, Burhaniye Lisesi’nde uzun yıllar resim öğretmenliği yaptı. Sanatçı halen Burhaniye Belediyesi’nde sanat danışmanlığı yapıyor. Işık Dere Erkal sergisi l İş Sanat’taki Nâzım Hikmet gecesine Vedat Sakman da besteleriyle katılacak Kültür Servisi u Abuzer Gürpınar’ın ğuyla yine “özenCemal Süreya Şiir eseri “dosya” dalında dirme ödülü”nü Ödülü’nün “dosya” kazandı. dalında bu yılki sa ödüle değer görülürken, Ödüller, 89 hibi Abuzer Gür “kitap” dalında Emre O c a k t a r i h l e pınar oldu. Cemal ri arasında, Bo Polat ile Süveyda Süreya Kültür Sağaziçi Üniver Sezgin’in yapıtları nat Derneği’nin versitesi Edebiyat diği ödüle Gürpı “özendirme ödülü”nün Kulübü’yle Cemal nar, “Başım Kiraz” Süreya Kültür Sasahibi oldu. adlı yapıtıyla değer nat Derneği’nin orgörüldü. Ödülün seçici kurulu taklaşa düzenlediği, “Fırat’ın Mustafa Öneş, Leyla Şahin, Okyanustaki Salı: Cemal SüAba Müslim Çelik, Egemen reya” sempozyumu sonrasınBerköz ve Enver Ercan’dan da, 9 Ocak akşamı Barış Manoluşuyordu. ço Kültür Merkezi’ndeki törenBu dalda ayrıca Eşref de sahiplerine sunulacak. Yener’in “Baykuşta Yangın Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü Tekrarı” adlı yapıtı “özendir 2008 yılında Aba Müslim Çeme ödülü”nün sahibi oldu. lik, 2005 yılında Haydar Er“Kitap” dalında ise Emre gülen, 1998 yılında Ahmet ErPolat’ın “Vukuat Vardiyası” han, 1997 yılında Enver Ercan ile Süveyda Sezgin’in “Anahtar ve 1995 yılında Hulki Aktunç Yolu” yapıtlarına da oyçoklu kazanmıştı. Cemal Süreya Ödülü Gürpınar’ın Kültür Servisi Uluslararası Suluboya Topluluğu (IWS) ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, “Uluslararası Sanat Yoluyla Evrensel Sevgi Suluboya Bienali” düzenlemeye hazırlanıyor. “Sanat yoluyla farklı kültürlerden sanatçıların barış içinde kaynaşması ve bölgenin kültür hayatına katkıda bulunulması” amacıyla düzenlenen bienal, 0508 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bienal kapsamındaki yarışmaya “sanat yoluyla evrensel sevgi” sloganını benimseyen projeler 15 Şubat’a kadar ulaştırılabilecek. Suluboya Bienali ‘Ayhan Hanım’ın Kanlı 1 Mayıs’ı Kültür Servisi Kanlı 1 Mayıs’ı bir annenin yaşadıkları üzerinden anlatan “Ayhan Hanım” adlı film çok yakında vizyona girecek. “Nefes” filminin yönetmeni Levent Semerci’nin imzasını taşıyan “Ayhan Hanım”ın başrollerinde Vahide Gördüm ve Selçuk Yöntem yer alıyor. Türk sinemasında ilk kez İstiklal Marşı, İnfitar Suresi ve modern dansın bir arada kullanıldığı filmin “teaser”ları da yayımlandı. Film, 12 Eylül 1980’den 1990’lara kadar uzanan süreci anlatıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle