23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 15 Uluslararası Para Fonu’nun raporunda “Ekonomi er ya da geç şiddetli düzeltme yapabilir” deniyor Türkiye’ye ‘nazik’ uyarı IMF, bazı temel konularda Türk yetkililerden farklı düşündüklerini usturuplu bir dille ortaya koydu. IV. Gözden Geçirme Raporu’nda, özellikle dış faktörlerle zorlanacak kırılganlıklara dikkat çekiliyor ve bunların düzeltilmemesi halinde Türkiye ekonomisinin eninde sonunda şiddetli bir düzenleme yapabileceği vurgulanıyor. Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’de kırılganlığı doğuran eğilimlerin sürdürülebilir olmadığını ve bu sorunlar düzeltilmezse Türkiye’nin er ya da geç şiddetli düzenleme yapabileceğini bildirdi. IMF’nin IV. Gözden Geçirme çalışmasıyla ilgili uzman raporu 20 Aralık’ta yayınlandı. Raporda, görüşmelerin yürütüldüğü Türk yetkililerle IMF uzmanları arasında kimi zaman ortaya çıkan görüş ayrılıklarına değinilirken de her zaman olduğu gibi özenli bir diplomatik dil kullanılması da dikkat çekti. Rapora göre Türk yetkililer “dış kırılganlıklar konusunda daha iyimser.” Bu yüzden, “parasal ve mali politikalar uzmanların tavsiyelerinden daha gevşek bir durumda. Yetkililer enflasyonu düşürmenin ana hedef olduğu konusunda da hemfikir, ancak kendi parasal çerçevelerinin iyi sonuç verdiğine inanıyorlar ve politika çerçevesinin normalleştirilmesiyle devam etme niyetindeler.” Görüş ayrılıklarının önemli bir bölümü “orta vadeli tahminler” toplanıyor. ANKA Ajansı’nda da geniş hatlarıyla yer alan rapora, “Yetkililer IMF uzmanlarının 2013 ve 2014 görünümüne ilişkin görüşlerini büyük ölçüde paylaşıyor. Ancak orta dönemli tahminlerde önemli görüş ayrılıkları var. Yetkililer Türkiye’nin, orta vadeli planda yansıdığı gibi, orta vadede yıllık yüzde 45 büyüyebileceğine ve şimdiden cari işlemler açığında anlamlı bir düşüş başarılmasına güveniyor. Onlara göre IMF uzmanları cari işlemler açığı bileşenlerinin Avrupa’daki yavaş büyümenin etkisinden kaynaklanan bölümüne daha az değer veriyor.” Raporda kısmen dönemsel makroekonomik politikalara bağlı olarak ekonomik faaliyetin hızlandığı belirtildi. Daha güçlü iç taleple birlikte zaten yüksek cari işlemler açığının da arttığını belirten IMF enflasyonun hedeflerin bir hayli üzerinde olduğunu bildirdi. IMF Türkiye’nin karşısında bulunan zorlukları özetlerken “Mevcut politikalarla Türkiye hızlı büyümeyi ancak artan dış dengesizlikler pahasına sürdürebilir. Kısa ve orta erimli politikaları dış kırılganlıkların azaltılmasına odaklanırsa Türkiye yükselişçöküş döngülerinden kurtulabilir” denildi. Raporun “Ana politika tavsiyeleri” bölümünde Türkiye’ye, enflasyon hedefi karşısında çok gevşek devam eden para politikasının sıkılaştırılması, beklenenden yüksek gelirlerin tasarruf edilmesi, isteğe bağlı teşviklerin sadece büyümenin eksiye dönmesi halinde uygulanması ve kırılganlıkların merkezini oluşturan ulusal tasarrufların artırılması için derin reformlar öneriliyor. Raporda dış ticaretin çeşitlendirilmesi, cari açığın görece düşürülebilmesi gibi bazı olumlu faktörler not edilirken sürdürülebilir olmayan eğilimlerin düzeltilmemesi halinde Türkiye ekonomisinin “er ya da geç şiddetli düzenleme yapabileceği” vurgulanıyor. Yanılgılar Görüş farklılıkları olabilir; benim görüş ve önerilerim de yanılgı olarak algılanabilir. CHP’nin sağ kesimden de oy almaya dönük tutumu, aday belirlemede en çok oyu alma potansiyelini ölçüt kriter olarak benimseme bence bir yanılgıdır. İkinci bir yanılgı da bazı çevrelerin CHP’nin günümüzdeki yönetimini yeterli bulmayıp aday konusunda da seçici davranıp oy kullanmaya gitmeme eğilimleridir. CHP bir kitle partisidir, ama Cumhuriyetin ilkelerine inanmış, altı oku benimsemiş, sosyal demokrat eğilimli, tutarlı bireylerin partisidir. CHP, bir süre kapatılmasına, mallarının alınmasına, yöneticilerine siyaset yapma yasağı getirilmesine, iftiralara uğramasına karşın doksan yıldır varlığını sürdürmüş ise bunun nedeni Türkiye’de Cumhuriyeti, altı oku, Türkiye’nin bağımsızlığını benimsemiş, özgür yaşamayı şiar edinmiş, bağımsızlık savaşı yapanlara minnet duygusu yüksek kitle ve bireylerin varlığıdır. CHP’nin hangi koşullar altında 1957 seçiminde iktidara yaklaştığı, 1973 ve 1977 seçimlerinde de sandıktan birinci parti olarak çıktığı gözden kaçırılmamalıdır. Sağa ve değişik kesimlere açılım, vitrin süsleme CHP’nin yalnız günümüze has tutumu değil, 1990’lı yıllardan beri süregelen yanılgısı. Bu tutum CHP’ye ne kazandırmıştır? Belki seçim yenilgileri, itibar kaybı dışında CHP’yi destekleyen bazı bireylerin, ailelerin oya katılmamasına neden olmuştur. Oya katılmayanların katılmama nedenleri araştırıldı mı? Sanmıyorum. CHP’nin, ilkelerini benimsemiş, partiyi desteklemiş, CHP’ye sürekli oy vermiş, CHP kamuoyunun güvenini kazanmış, yönetici nitelikleri de olan kişileri aday göstermesi, uzun vadede de daha geçerli bir seçim stratejisi gibi görünüyor. 1989 yerel seçimlerini anımsayalım. O tarihte CHP değil SHP... Seçim sonrası Türkiye haritasına bakın. SHP birinci parti, Türkiye haritasını kendi renklerine boyamış. Gösterdiği adaylar nedeniyle mi? Hayır. T. Özal’ın otokrat olmaya özenmesine, 24 Ocak Kararları’nın getirdiği ekonomik başarısızlığa, sıkıntılara rant ekonomisi yaratmaya, yandaş kollama politikasına tepki... Vatandaşa gerçekler anlatıldı ve vatandaş da oyu ile Özal dönemini, 12 Eylül’ü sonlandırdı. Günümüz koşulları da 1990 öncesi benzeri yine otokratlığa özenen bir başbakan, her alanda başarısızlık, yandaş kollanma, ayrımcılık, yalakanın, partizanın üretkeni, üreticiyi sömürdüğü bir düzen... Vatandaşa gerçekler, partinin ilkeleri anlatılarak sonuç alınacağına, sağa açılalım, belli kesimleri gücendirmeyelim gibi yanılgılarla, belki de bir seçim başarısızlığının nedenleri oluşturuluyor. CHP’nin bugünkü tutumunu, yönelimini eleştirip, adayları konusunda seçici davranıp, oya katılmama eğilimini de yanılgı diye yorumluyorum. İlk aşamada amaç otokratlığa, tek adam yönetimine yönelişi frenlemek, Cumhuriyetin kalan kazanımlarını koruyabilmek, her alanda uçuruma yuvarlanma riskini azaltmak olmalı. Bu düşüncelerle ben, çevrem, yakın tanıdıklarım hangi il ve seçim bölgesinde olursa olsun, kimi aday gösterirse göstersin CHP’nin adaylarına oy vermek niyetindeyiz. Bu tabii seçim kazandıracak, oy oranını bile etkileyebilecek, güçlü ve etkili bir destek değil. Ama, çekimser bireyler, aileler, geçmişte CHP’yi desteklemiş çevreler, oy konusunda benzer tutum gösterirlerse belki bir katkısı olabilir. Yönetimler gelip geçici. Siyasal partiler, siyasal akımlar kalıcıdır. Atatürk yok, İsmet İnönü yok, Ecevit yok, Erdal İnönü de yok. Ama CHP her şeye karşın var. Bu inanmışlığın, direncin, tutarlılığın sonucudur. Her kurumun yılların imbiğinden geçmiş kimliği oluşur, CHP’nin de bir kimliği vardır. Yöneticiler, adaylar gelip geçici; kimlik kalıcıdır. CHP’nin kimliği korunmalıdır. Görüşümün etkisi olur mu, olmaz mı bilemem. Kızgın ve küskün, kaygılı vatandaşların gelecek yerel seçimlerde CHP’yi desteklemelerini dilerim. Yetkililer ‘daha iyimser’ Önemli görüş ayrılıkları Yükselişçöküş döngüleri tadoğu ve Körfez Bölgesi’nde 709.7 milyon dolarlık proje üstlendi. Bugüne 16 milyar dolarlık proje gerçekleştirdik” dedi. TAV’ın CEO’su Şener, “İnşaat şirketimiz Or Ekonomi Servisi TAV İnşaat, havaalanı inşaat projelerinde dünyanın en büyük ikinci şirketi oldu. Sektörün başvuru kaynaklarından biri olan Engineering News Record (ENR) TAV İnşaatı “ulaştırma” sektöründe 33. sırada ve havalimanı inşaatında Bechtel’in ardından ikinci en büyük şirket olarak değerlendirdi. TAV bu işe İstanbul Atatürk Havalimanı’yla başladı. Bugüne kadar toplam 16 milyar dolardan fazla proje üstlendi. Türkiye’de İzmir Adnan Menderes yeni iç hatlar terminali, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Abu Dabi Havalimanı Midfield Terminal Kompleksi, Suudi Arabistan’da Riyad King Khaled Havalimanı Terminal 5, Cidde King Abdülaziz Havalimanı Uçak Bakım Hangarları ve Medine Prince Muhammed Bin Abdülaziz Havalimanı, Umman’da TAV İnşaat, havalimanı yapımında Bechtel’in ardından dünyanın en büyük ikinci şirketi seçildi. Dünya ikincisi Muskat Havalimanı Altyapı İşleri, Libya’da Tripoli ve Sebha Hava Yılın en kazançlı limanları bunlar arasında. Ayrıca şirketlerinden Esenboğa ve Antalya Gazipaşa Havalimanı, Tunus’ta Enfidha, İntegral Menkul Mısır’da Kahire, BAE’de EmiDeğerler Araştırma Departmanı Analisti rates Hangarları, Katar’da Hamad Batuhan Başavcı’ya Havalimanı Yolcu Terminali, göre Borsa İstanbul 30 Makedonya’da Üsküp ve Ohrid, tarafında bu yıl en yüksek Gürcistan’da Tiflis ve Batum getiri sağlayan hisse seHavalimanları’na imza attı. netlerinde sanayi kuruluşTAV Grup CEO’su Sani larıyla havacılık sektörünün Şener, “TAV İnşaat olarak en büyük firmaları olan havalimanı inşaatı alanında TAV Havalimanları, Tofaş 1898’de kurulan Bechtel’in ve Türk Hava Yolları başı ardından ikinci gösterildik. çekiyor. Getiri açısından ENR’nin listesinde dört yıl endeksle kıyasladığımızda, dır istikrarlı bir şekilde ilk TAV Havalimanları endeksyüzde 90 pozitif anlamda beşte yer alıyoruz. Daha çok ten ayrışırken Tofaş yüzde 54, çalışıp daha da üst noktala THY yüzde 40’a yakın pozitif ra ulaşmayı hedefliyoruz” ayrışmış durumda. dedi. Mustafa Nevzat 90 yıllık yolculuğunu özel konserlerle anlatıyor Tavsiyeler yine sıralanıyor Düzeltilmezse iyi olmaz Kadın esnafımız da doğumda borçlansın Palandöken, “Kadın esnafa doğum borçlanması hakkı verilmeli, emekli esnafın ödediği yüzde 15 sosyal sigorta destek primi kalkmalı” dedi. Ekonomi Servisi Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, kadın esnafa emeklilik için doğum borçlanması hakkı verilmesini istedi. Palandöken, esnaf ve sanatkârların sosyal güvenlik sorunlarına ilişkin taleplerinin önümüzdeki günlerde TBMM gündemine geleceğini ifade ederek şunları kaydetti: “Talebimiz iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra 2 yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan sürelerin borçlanılması imkânının kadın sigortalılarımıza da verilmesidir.” Palandöken, “Bu arada 12 ay ve üzeri borçlu olanların sağlık sigortası prim borçları da silinmelidir. Çünkü borcunu ödeyemeyen esnaf ve sanatkârımız bu dönemde sağlık hizmeti almamıştır. Alınmayan bir hizmet için bu bedelin kaldırılması gerekir” dedi. Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt olmanın gururunu “90. Yıl Konserleri” ile kutluyor. Genel sanat yönetmenliğini Murat Ali Aydın’ın yaptığı, Mustafa Nevzat’ın 90 yıllık yol hikayesini konu alan konserlerin ilki İstanbul ICC Harbiye Oditoryumu’nda, ikincisi ise Congresium Ankara’da gerçekleşti. Oğuzhan Balcı yönetiminde Dilek Türkan ve Cihan Okan’ın solistliğinde bu proje özelinde bir araya gelen İstanbul Senfoni Orkestrası, Cumhuriyet tarihine ilişkin özel eserler, dans gösterileri ve arşiv görüntüleri ile davetlilere unutamayacakları bir gece yaşattı. Cumhuriyet ile gelişip büyüyen bir Türk markasının serüveni, 90 yıllık yolculuğu anlatır şekilde kurgulanarak müziğin ve dansın armonisiyle aktarıldı. 100. yıl hedefi: Bölgesel liderlik İlaç serüvenine 90 yıl önce genç Türkiye ulusunun yeni filizlendiği dönemde başlayan Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Cumhuriyet ile yaşıt bir Türk markası yaratmanın gururunu yaşıyor. Türk ilaç endüstrisinin gelişiminde öncü rol üstlenen, insan sağlığının yanı sıra M. Levent Selamoğlu Genel Müdür tüm faaliyetlerini çevrenin korunmasına odaklanarak tamamen yenilenebilir enerji kullanımı ile gerçekleştiren Mustafa Nevzat, halen üretiminin yüzde yirmisini ihraç ediyor. Genel Müdür M. Levent Selamoğlu “Yeni yılda öncelikli olarak teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artıracağız. Bu teknoloji dönüşüm yatırımı ARGE çalışmalarımızı hızlandıracak. Amgen’ın sektör tecrübesi ve teknolojisinden de yararlanarak Türk ilaç sektöründe yenilikçilik alanında lider bir şirket olmayı hedefliyoruz. Daha uzun soluklu olan potansiyel pazarlarla hedef, 100. yılımızda ihracat yapılan ülke sayısını 30’dan 40’a çıkarmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak” diyor. 2014 yılı ise Mustafa Nevzat için yatırımın ve büyümenin yılı olacak. Bu bir ilandır. Sıklamen korumaya alındı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2014 yılı için toplanması yasak olan doğal çiçek soğanlarını, ihracat kontenjanlarını ve ihracatı yasak olan türleri açıkladı. Buna göre Isparta, Muğla, Mersin il sınırları içerisinden sıklamen türlerinin toplanması yasaklandı. Zambak, lale, nilüfer gibi yabani soğan türlerinin hiçbiri de doğadan toplanarak ihraç edilmeyecek. Gürcistan Bankası temsilcilik açtı Gürcistan’ın en büyük bankası konumundaki Bank of Georgia, Türkiye’de temsilcilik açtı. İstanbul’daki temsilciliğin açılışının duyurulduğu davette konuşan Bank of Georgia’nın Üst Yöneticisi Irakli Gilauri, Türkiye ve Gürcistan arasındaki ticaret hacmindeki artışa dikkati çekerek iki ülke arasındaki doğrudan yatırımların artması için Türkiye’de bir temsilcilik açma ihtiyacı duyduklarını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle