18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] Dış Haberler Servisi İngiltere Başbakanı David Cameron’ ın göçmenlerle mücadele gerekçesiyle aralarında Türkiye’nin de olduğu Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülkelere veto kartını gösterebileceği savunuldu. İngiliz Independent gazetesinde yer alan “Türkiye’yi konuşma: Cameron’ın bugüne kadarki sert kontrol önlemlerini kabul etmemeleri en büyük kumarı” başlıklı halinde Londra’dan üyeliklerine izin haberde “İngiltere başbakanının çıkmayacağı mesajı verdiği ifade edildi. Brüksel’deki zirvede göçmenliği Daha sıkı hareket özgürlüğü kontrolleri yenme savaşında yeni üyelerin uygulamazsa aday ülkelerin AB’ye girişini kabul edilmesini veto tehdidiyle bloke edeceğini söyleyen Cameron’ın, AB ülkeleriyle arasındaki önümüzdeki yıllarda göçmenlikte daha gerilimi artırdığı” kaydedildi. sert önlemler alınmasını savunacağını Cameron’ın zirve sonunda önceki Cameron söylediği de belirtildi. Almanya, Hollanda gün yaptığı açıklamada, AB’ye ve Avusturya’nın Londra’nın görüşüne girmek isteyen ülkelerin, vatandaşlarının katılmakla beraber, tüm vatandaşlar için İngiltere’ye yönelik seyahatlerine ilişkin 13 ‘Cameron’ın Türkiye kumarı’ İspanya’nın Pamplona kentinde çokuluslu fabrikalarda “çocuk işçi” çalıştırılması protesto edildi. (Fotoğraf: AP) İspanya’da iktidar partisine yolsuzluk baskını hareket özgürlüğünü AB’nin temeli olarak gördüklerine de işaret edildi. Independent’in haberinde Türkiye’nin ismi yeni üye adayları Arnavutluk, Sırbistan ve Ukrayna ile birlikte geçmesine rağmen başlığın Türkiye’den verilmesi dikkat çekti. Bu ülkelerin halihazırda önümüzdeki 10 yılda üyeliğe kabul edilmelerinin beklenmediği de vurgulandı. Cameron’ın açıklaması, bu hafta başında Türkiye ile AB arasında imzalanan, tartışmalara neden olan “Vize Serbestisi Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşması” sonrasında geldi. Avrupa’daki aşırı sağcı cephe anlaşmaya tepkili. Bunun yanı sıra “geri kabulle” Avrupa ülkelerinin Türkiye kökenli göçmenleri kolayca sınır dışı edebilecekleri yorumları da dikkat çekiyor. ‘Maço Dünyamıza’ Strasbourg’dan Bakınca STRASBOURG Strasbourg’da bu yıl çok etkileyici iki film izledim… Uğur Yücel’in “Soğuk”u ve Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden beş ödülle dönen Atalay Taşdiken’in “Meryem”inden söz ediyorum. “25. Strasbourg Türk Sinema Günleri”, aslında gene bir Uğur Yücel filmi olan “Benim Dünyam”la açıldı. Açılışa varlığıyla renk katan Beren Saat de Strasbourg’daydı... Ancak yönetmeninin de itiraf ettiği gibi “Benim Dünyam” ticari bir yapım. Üzerinde söylenebilecek fazla söz yok. Sinema diliyle öne çıkan “Soğuk” ise farklı. O kadar ki insan “Benim Dünyam” ve “Soğuk” filmlerinin nasıl olup da aynı yönetmenin imzasını taşıdığına şaşırıyor! Atalay Taşdiken’in son gece izlediğim “Meryem”ini ise özetle bir küçük “mücevher”olarak tanımlayabilirim. Gerek “Soğuk”, gerek “Meryem”, Türkiye’de gerçekte kadın erkek ilişkilerinin trajik çoraklığını ve zavallılığını anlatıyor… “Soğuk” ve “Meryem”i art arda görmek iki filmin etkisini çarpanla katlıyor ve insanı hüzünlendiriyor. Her iki öykü de insanların hâlâ hayvanlarla iç içe yaşadığı bir evreni betimliyor. Öyle bir evren ki bu içinde hiç “kadın erkek diyaloğu” bulunmuyor. Daha doğrusu eve hizmetkâr ve işgücü niyetine getirilen sözüm ona! “eş”le, böyle bir diyalog hiç bulunmuyor. Erkek, evin dışında bulduğu bir kadınla icabında duygu bağı kurabiliyor da; evde yanı başındaki kadınla kuramıyor. Aşkı, sevgiyi geçtim karı koca arasında en ufak bir derinlik, insani dokunuş ya da yumuşaklık, empati, kader ortaklığı yok. Yıllarını bir arada geçiren yaşlı karı kocalar bile durumdan muaf değil. “Meryem”de örneğin kayınvalidekayınpeder ve aynı çatının altında kocasıyla yalnız 6 gün geçiren “genç gelin” Zeynep Çamcı’yı yer sofrasında sessizce yemek yerken izliyoruz. “Meryem”in kocası o 6 günün sonunda, İstanbul’a göç etmiş. Uzaktan telefonla evdekilerin hal hatrını sorduğunda dahi, karısı Meryem’den en basit “merhaba”yı esirgiyor… Kayınvalidekayınpederin yanında sadece köle gibi hizmet eden Meryem’in konuşabildiği tek insan var; o da komşu evdeki zekâ özürlü oğlan… Meryem de bu engelli genç oğlan gibi gerçekte “engelli hayatı” yaşıyor. Onun engelliliğinin sebebi, ne var ki “kadın” olmasından kaynaklanıyor. Ama yalnız genç tecrübesiz Meryem için değil “kadın erkek ilişkisi”nin istisnasız herkes ve her yaş için bu coğrafyada “engelli” olduğunu görüyoruz. Yıllar boyu aynı yastığa baş koymuş, yaşlı kayınvalideyle kayınpeder dahi sofra başında zorunlu konuşmalar dışında karşılıklı kelam etmiyor. Birbirlerine anlatacakları ve söyleyecekleri hiçbir şeyleri yok. Yalnız sosyal baskı ve mütemadiyen “el âlem ne der” korkusuyla yaşayan güvensiz, mutsuz insanların dünyasına seyir ediyoruz… Uğur Yücel’in “Soğuk”unda aynı engelli ilişkiler söz konusu. “Kadın erkek ilişkilerinin” handikaplı bu genel haline, Kars karları altında çekilen “Soğuk”ta yalnız trajediyle son bulabilecek bir “agresiflik” ekleniyor. Bu filmdeki rolü ile ilk kez tanıdığımız, performansı ile göz dolduran başroldeki Cenk Medet Alibeyoğlu’nun “şiddet düşkünü” kardeşini oynayan Rıfat Şungar/ “Enver”, “iktidarsız”. “Enver”in iktidarsızlıkla sorunu arttıkça, etrafa saçtığı dehşet de doğru orantılı olarak artıyor. Ezikliğini, maço saldırganlıkla kapatmaya çalışan “Enver”in ilk kurbanı haliyle “yeni gelin” karısı oluyor. Bu “şiddet”ten daha sonra “Enver”in kapsama alanına giren herkes nasibini alıyor! Kars’ta sete giderken sabahın erken saatlerinde yollarda “kurtların parçaladığı hayvanları” gördüklerini Strasbourglu izleyicilere aktraran Yücel; bu sert coğrafyanın sert ilişkilerini perdeye taşıdığı film için “maço faşist erkek dünyasını anlatmak istedim” diyor. Film sonrası izleyicilerin yönetmene sorular yönelttiği geleneksel sorucevap bölümünde, yanımda oturan türbanlı öğrenciler söz alıyor. Ve “Çok yazık!” diyorlar: “Bu filmi asıl görmesi gerekenler (namı diğer ‘maço faşist erkekler’) hiç bir zaman görmeyecek!” Türkiye’de “Meryem” güz başı gösterildi… Martta Türk izleyicileri ile buluşacak “Soğuk” ise henüz yurtiçinde görücüye çıkmadı! Strasbourg’un 100 yıllık tarihi “ Odyssee Sineması’nda”, bu iz bırakan filmlerin “Avrupa galasını”yapmış olduk. Türk toplumuna her yıl Avrupa’dan sinema yoluyla geniş bir pencere açan şenlik; “Hükümet Kadın”, “Senin Hikâyen”, “Yozgat Blues”, “Gözetleme Kulesi”, “Tepenin Ardı”, “Behzat Ç. Ankara Yanıyor”, “Tamam mıyız?” gibi filmlerle 14 Ocak’a dek sürecek. 25. yaşına giren Avrupa’nın bu en eski “Türk filmleri etkinliğinin” çeyrek asırlık muhteşem serüveni de başka yazıya. u Dış Haberler Servisi İspanya’da yolsuzluk soruşturması çerçevesinde polisin iktidardaki Halk Partisi’nin merkezinde arama yaptığı bildirildi. Başbakan Mariano Rajoy liderliğindeki hükümet bu yıl başında yolsuzluk iddiaları ve açılan soruşturmayla sarsılmış durumda. Madrid’deki parti merkezinde geçen perşembe gecesi başlayan ve 14 saat süren operasyonda polisin 20052011 yıllarında binada yapılan tadilat çalışmalarıyla ilgili kayıt dışı ödeme suçlamalarına ilişkin delil aradığı belirtiliyor. Telekulak İsrail’e de uzamış Ü lkelerindeki çatışmalardan kaçarak başka ülkelere sığınan Suriyeliler ağır kış koşullarıyla birlikte zor günler geçiriyor. Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde sokakta kalan 80 Suriyelinin çadır kente alındığı belirtildi. (DHA) Engelli kadınerkek ilişkileri Başbakan: Mahkemeye saygılıyım Aramanın sonucuna ilişkin bir açıklama yapılmazken Reuters ajansının haberine göre, AB Zirvesi için Brüksel’de bulunan Başbakan Rajoy mahkemelerin verdiği karara mutlak saygı duyduğunu ve parti yetkililerine de soruşturma için gereken tüm kolaylığı göstermeleri talimatı verdiğini söyledi. Rajoy, “Endişemiz yok” dedi. Soruşturmada yer alan iddiaya göre Halk Partisi’nin eski mali işler sorumlusu Luis Barcenas, müteahhitlerin partiye “bağış” olarak verdiği milyonlarca Avro’yu parti liderlerinin zimmetine geçirmesine yardımcı oldu. Rajoy ve yetkililer ise yolsuzluk iddialarını reddediyor. Soruşturma şu anda mali işler sorumlusu üzerinden devam ediyor. İddianameye göre Barcenas’ın İsviçre bankalarında 48 milyon Avro’su var ve gizli bir fon oluşturmuş. Barcenas, kara para aklama ve vergi kaçakçılığıyla ilgili başka bir davada da yargılanıyor. Dış Haberler Servisi Amerikan ve İngiliz istihbarat servislerinin eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve eski Savunma Bakanı Ehud Barak’ın elektronik postalarını izlediği iddia edildi. İngiliz Guardian ve Amerikan NewYork Times gazetelerinde yer alan, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) eski sistem analisti Edward Snowden’ın sızdırdığı belgelere göre 20082011 yılları arasında iki ülkenin istihbaratları, 60 kadar ülkeye yönelik yüzlerce gizli izleme çerçevesinde gerek yakın müttefikleri İsrail’in üst düzey isimlerini gerekse AB’li yetkilileri takibe aldı. Guardian gazetesindeki habere göre 2009’da GCHQ, NSA ile birlikte dönemin İsrail Başbakanı Olmert’in epostalarını izledi. Ayrıca İsrail Savunma Bakanı Barak ile diğer yetkililer arasındaki eposta trafiği de takibe alındı. İzleme skandalında hedef alınanlar arasında ABD’li arama motoru Google’a ilişkin soruşturmalarda bulunan AB’nin Rekabet Komisyonu’nun başkanı da var. İddiaya göre BM ÇoOlmert. cuk Fonu’nun yanı sıra Fransız yardım kuruluşu Medecin du Monde, enerji şirketi Total, savunma konusunda faaliyet gösteren Thales Group da izlendi. Türkiye’nin de dinlendiği iddialarına bu haberlerde de yer veriliyor. Guardian gazetesi, ABD ve İngiliz istihbaratının hedefleri arasında TürkiyeAlmanya arasındaki resmi haberleşmelerin de olduğunu yazdı. Londra’nın dinleme skandalının merkezinde yer alması, üyesi olduğu AB içinde tepkiyle karşılandı. Avrupa Komisyonu iddiaların doğru çıkması halinde bunun en ağır şekilde kınanması gerektiğini bildirdi. Komisyon açıklamasında, “Bu, stratejik ortaklarımızdan beklediğimiz bir davranış değil, kaldı ki kendi üyelerimizden hiç beklemezdik” denildi. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyesi Sophia in’t Veld “İngiltere’nin ekonomik avantaj elde etmek için AB üyeleri aleyhine casusluk faaliyetinde bulunması kabul edilemez” diye konuştu. BBC’nin haberine göre İngiliz istihbaratı iddialar konusunda bir açıklama yapmazken “faaliyetlerinin demokratik hesap verme ve kontrol esasına dayalı güçlü bir sistem çerçevesinde yürütüldüğünü” savundu. NSA da daha önce Amerikan şirketlerinin çıkarı için istihbarat faaliyetinde bulunduğu iddialarını reddetmişti. ‘AlmanyaTürkiye hattı dinlendi’ Usulsüzlük iddiası üzerine istifa etti uDış Haberler Servisi Uruguay Ekonomi Bakanı Fernado Lorenzo adının rüşvet iddialarına karışması üzerine istifa etti. Bakan Lorenzo istifa kararını mahkemenin önüne bakan olarak değil sıradan bir vatandaş gibi çıkmak için aldığını söyledi. İstifa kararını kabul eden Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujika, siyasi yoldaşının parlak bir geçmişi olmasına rağmen yargının önünü açmak için istifa ettiğini söyledi. Mujika, Lorenzo’nun ahlaki bir davranış sergilediğini de belirtti. Uruguay Ekonomi Bakanı Fernando Lorenzo devlet havayolları Puluna’nın satış ihalesinde usulsüzlük yapmakla suçlanıyordu. Dış Haberler Servisi Suriye’deki krizin çözümüne ilişkin gelecek ay İsviçre’de yapılması planlanan görüşmelere Esad yönetimi ve muhalefet cephesinden nasıl bir katılım olacağı belirsizliğini korurken İran’a yönelik de ABD’den önceki gün sarı kart çıktı. BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Ahdar el İbrahimi, Cenevre2 Konferansı katılımcı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar listesini önceki gün açıkladı. İbrahimi, 22 Ocak’ta başlaması planlanan konferansa Türkiye’nin de arasında olduğu katılım listesini şöyle sıraladı: BM, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi, Arap Birliği, AB, İslam İşbirliği Teşkilatı, Cezayir, Brezilya, Kanada, Danimarka, Mısır, Almanya, Hindistan, Endonezya, Irak, İtalya, Japonya, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Fas, Norveç, Umman, Katar, Suudi İran’a ABD engeli Arabistan, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre ve BAE. İbrahimi, BM olarak İran’ın katılımını arzu ettiklerini ancak ABD’nin bu konuda ikna olmadığını, bu konuda görüşmelere devam edeceklerini söyledi. Konferansın herhangi bir ön şart olmadan toplanacağını kaydeden İbrahimi, Suriye hükümetinin, kendilerini temsil edecek heyeti belirlediğini ancak henüz isimleri göndermediğini belirtti. Öte yandan Suriye’de Reuters ajansı için de çalışan bir fotomuhabirinin yaşamını yitirdiği duyuruldu. Molhem Barakat isimli fotoğrafçının Halep’te çatışmaları görüntülerken hedef olduğu belirtiliyor. Muhalif kaynaklar ise cihatçı grupların ordunun karargâh olarak kullandığını savundukları Halep’teki El Kindi Hastanesi’nin kontrolünü ele geçirdiğini, saldırıda 80 askerin öldüğünü duyurdu. ‘Görmesi gerekenler görmeyecek!’ Düğümü çözebilecek metin MİNE ESEN ‘ABD, Güney Sudan’da vuruldu’ uDış Haberler Servisi Güney Sudan’daki şiddet olayları üzerine ülkeye gönderilen ABD’ye ait iki askeri uçağa ateş açıldığı bildirildi. Jonglei eyaletinin Bor kentinde ABD uçaklarına açılan ateşte 4 askerin yaralandığı gelen bilgiler arasında. Bu arada Güney Sudan’ın zengin petrol rezervlerine sahip Birlik eyaletinin başkenti Bentiu’nun, eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Riek Maçhar’a ait kuvvetler tarafından ele geçirildiği iddia edildi. ıbrıs’ta tarafların Birleşmiş Milletler’in de girişimiyle bir “ortak açıklama metni” üzerinde görüştükleri haberleri yaklaşık 50 yıllık çözümsüzlüğe ilişkin yeni bir umut penceresi açtı. Cumhuriyet’e konuşan KKTC Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile doğrudan müzakaralerin kapısını açacak “ortak açıklama metninde” yıl sonu gelmeden uzlaşıya varılabileceği olasılığına işaret ederken tarafları müzakere masasına götürecek ön mutabakata ilişkin pazarlıkların kıyasıya sürdüğüne atıfta bulundu. Nami, Annan Planı’na referandumda “hayır” diyen Rum Kesimi’nde bu kez atmosferin değiştiğini, bunun arkasında da gerek G. Kıbrıs’ın gerekse Yunanistan’ın yaşadığı derin ekonomik krizin olduğunu söylerken diğer yandan da Washington’ın son 10 yılda hiç olmadığı kadar müzakarelere başlanması için devrede oldu K K KTC Dışişleri Bakanı Nami, Rum Kesimi ile müzakerelerin kapısını açacak “ortak açıklama metninde” yıl sonu gelmeden uzlaşıya varılabileceğini söyledi rinde farklılıkların artık sadece bazı kelimelere kadar indiğini, belgenin birkaç gün içinde imzalanabileceğini umduğu mesajı verdi. ğunu vurguladı. Doğu Akdeniz havzasındaki enerji kaynakları, bunun çıkarılması, paylaşımı, dağıtımına ilişkin gelişmeler uluslararası arenada dikkatle izlenirken gözler Kıbrıs’ta tarafların çözüme ilişkin BM’nin eylül ayındaki girişimiyle yeniden harekete geçmesine çevrildi. Küresel Siyasal Eğilimler (GPoT) Merkezi tarafından düzenlenen toplantıya katılan KKTC Dışişleri Bakanı Nami, müzekereler için yol haritası olacak ortak açıklama metni üze İç vatandaşlık Tek egemenlik... Nami iki toplumlu federatif bir yapıyı içeren bir metnin ortaya çıktığına atıfta bulunarak “Hassas konular ele alındı. Tek egemenlik, tek uluslararası kimlik, her iki tarafın iç vatandaşlığını kabul eden tek vatandaşlık, kurucu devletlere ait anayasada belirtilmeyen artık yetkilerin tanınması, AB normlarının adanın tamamında uygulanması ve iki toplumluluğun devam ettirilmesi gibi konularda büyük ölçüde uzlaştık” diye konuştu. Metin üzerinde müzakere lerin sürdüğüne işaret eden Nami, “Bu tür görüşmelerde taraflar birbirlerinin sinirlerini test eder. Sanırım biraz da bunu yaşıyoruz” dedi. Nami, ABD’nin Kıbrıs’a yönelik yeniden yoğun ilgisine ilişkin sorumuza enerji kaynakları ve bu çerçevede bölgede müttefikleri (İsrailTürkiye bağlamında) arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi, yeni ittifakların oluşturulması, Batı’nın bölgede etkinliğinin artırılmasının yattığını ifade etti. Müzakere masasına oturulması halinde görüşmelerin ucu açık olmayacağını söyleyen Nami, her konu için bir çalışma takvimi belirlenebileceğini kaydetti. Müzakerelerde başarılı olunması halinde son aşamanın her iki tarafta konunun referanduma götürülmesi olacağına işaret etti. Diğer yandan KKTC’li Bakan, ortak metinde uzlaşma sağlanamaması halinde BM Genel Sekreteri Ban’ın inisiyatifi alarak tarafları masaya davet edebileceği ya da kendisinin bir metin oluşturabileceği değerlendirmesinde bulundu. uBERLİN (AA) Almanya’nın Holzminden kentinde psikolojik rahatsızlığı bulunan üniversite öğrencisi 29 yaşındaki Emrah K, özel harekât polislerince öldürüldü. Bild gazetesinin haberine göre, Emrah K’nin bıçak ve çekiçle tehdit ettiği anne, kızının evine giderek oğlunun kendisine zarar vereceği düşüncesiyle sağlık ekiplerine haber verdi. Sağlık ekipleri de polise durumu bildirdi. İlaçlarını almadığı öğrenilen Emrah K, polisleri bıçakla tehdit edince olay yerine özel harekât polisleri çağrıldı. Elektroşokla etkisiz hale getirilmek istenen Emrah K, elindeki bıçakla kendisine saldıran polis köpeğini yaralayınca polisler, Türk gence ateş etti. Emrah K’nin ailesi, “Emrah hastaydı. Biz ona yardım edilmesini istedik ama öldürüldü” dedi. Alman polisi Türk genci öldürdü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle