18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA 12 DIŞ HABERLER [email protected] l Dış Haberler Servisi Kanada’nın, Kuzey Kutup noktasını da kapsayacak şekilde egemenliğini genişletmek için girişim başlattığı bildirildi. Geçen hafta Birleşmiş Milletler Kıta Sahanlığı Sınırları Komisyonu’na başvuran Kanada, Kuzey Kutbu’nu da egemenlik alanına dahil etmeyi hedefliyor. Dışışleri Bakanı John Baird de önceki gün yaptığı açıklamada, dün konuya ilişkin çalışmalar yaptıklarını doğruladı. Başbakan Stephen Harper, geçen hafta hükümete bağlı bilim insanları ve üst düzey yetkililerden oluşan bir heyeti, Kuzey Kutbu bölgesinde egemenlik alanlarını genişletmek için gerekli bilimsel verileri bulmakla görevlendirmişti. Gökkuşağı ulusunun ‘Tata’sı Madiba için yapılan törene eski ve yeni 100’ü aşkın yabancı lider katıldı Vedası da birleştirdi Dış Haberler Servisi “Gökkuşağı ulusunun” yaratıcısı Nelson Mandela için dün düzenlenen Johannesburg’daki anma törenine dünya liderleri, monarşilerin önde gelenleri de dahil on binler akın ederken “özgürlük savaşçısı” ölümüyle de farklı renklerden, farklı görüşlerden siyasetçileri yan yana getirdi. Güney Afrikalıların “Tata”sına (baba) resmi anma töreninde kameralara yansıyan dikkat çekici görüntülerden biri de Washington’ın düşmanı Küba’nın lideri Raul Castro Ruz ile Barack Obama’nın el sıkışması oldu. Geçen hafta 95 yaşında yaşamını yitiren, ömrünü ırkçılık karşıtı mücadeleye adayan, apartheid rejimini tarihe gömen Güney Afrika’nın efsanevi lideri Nelson Mandela’ya, kabilesine atıfla namı diğer “Madiba”ya veda için ülke genelinde anmalar dün resmi törenle devam etti. Yoğun yağış altındaki tören Johannesburg’da Soweto bölgesinde yer alan 95 bin kişilik stadyumda gerçekleşirken, alan siyasilerden kraliyet temsilcilerine, sanat dünyasının tanıdık isimlerine uzanan yoğun uluslararası katılımcı listesiyle adeta renkli bir geçide dönüştü. Kimi yorumlarda törenin tarihin en geniş katılımlı örneği olduğu savunuluyor. Kanada Kuzey Kutbu’nu istiyor lDış Haberler Servisi Ortadoğu’nun önde gelen haber sitelerinden El Arabiya’da yer alan Recep Tayyip Netanyahu başlıklı bir değerlendirmede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki benzerliklere yer verildi. Harun Mogul tarafından kaleme alınan değerlendirmede, Erdoğan ve Netanyahu’nun uzun yıllardır iktidarda oldukları belirtilerek “ikisinin de iktidardan gideceğine ilişkin bir işaret görülmüyor” dendi. Erdoğan’ın Gezi Parkı olaylarından sonra “endişeli bir komplocu”ya dönüştüğü belirtilen yazıda Erdoğan’ın Gezi Parkı protestocularına yönelik aşırı sert tutumunun altında Suriye başta olmak üzere “kimi beceriksizliklerinin yattığı” ileri sürüldü. Yazıda Erdoğan’ın geçmişi temsil ettiği belirtilirken Netanyahu için de “çağdışılığın simgesi” ifadesi kullanıldı. ‘Recep Tayyip Netanyahu’ ‘parasızlıktan’ katılamadı Stadyuma gelenler arasında Mandela’nın ailesi, dostlarının yanı sıra eski ve yeni 100’ü aşkın yabancı temsilcinin arasında başta Afrika ülkelerinin liderleriyle, BM Genel Sekreteri Ban Kimun, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, ABD Başkanı Barack Obama, eski başkanlar George Bush, Bill Clinton ve eşleri, Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, İngiltere Prensi Charles, Başbakan David Cameron ile selefleri Gordon Brown, Tony Blair, John Major, Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, selefi Nicolas Sarkozy, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Hindistan Devlet Başkanı Pranab Mukherjee, Küba Devlet Başkanı Raul Castro, Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, İspanya Prensi Felipe, Ürdün Kraliçesi Rania, Güney Afrikalı Hollywood yıldızı Charlize Theron, ünlü model Naomi Campbell, İrlandalı grup U2’nin solisti Bono da vardı. Bu renkli tabloda yol masraflarının yüksek olduğu gerekçesiyle cenazeye katılmayacaklarını duyuran, Filistin politikasından dolayı G. Afrika’da pek de olumlu bakılmayan İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu ise yoktu. Türkiye’yi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay temsil etti. Netanyahu 9 5 bin kişilik stadyumda, yağmur altında düzenlenen törene, Raul Castro’dan Obama’ya, Abbas’tan Bono’ya, Hollywood yıldızı Theron’a, model Campbell’e kadar çok sayıda tanıdık yüz katıldı. Farklı siyasi görüşlerin temsilcilerinin bir araya geldiği törende en çok dikkat çeken görüntülerden birisi Obama ile Castro’nun el sıkışması oldu. (Fotoğraflar: AFP/AP/REUTERS) lDış Haberler Servisi İsrail, Ürdün ve Filistin arasında su kaynaklarının değiş tokuşu ve satışına ilişkin anlaşma imzalandı. Her üç ülkenin ilgili bakanları bölgedeki su kaynakları sıkıntısını çözmek amacıyla Kızıldeniz’i Ölü Deniz’e bağlayacak su boru hattını da içeren anlaşmaya önceki Dünya Bankası’nın Washington’daki merkezinde imza attı. Anlaşma uyarınca, Ürdün’de 180 kilometre uzunluğunda bir boru hattı inşa edilecek. Projeye ilişkin ihale belgesinin kısa zamanda açıklanması bekleniyor. Ortadoğu’da su anlaşması üba: Saldırganlığı bitirme yönünde umut verici bir işaret “Dinlerarası dua” bölümüyle başlayan, emekli Başpiskopos Desmond Tutu’nun da yer aldığı törende birçok yabancı lider konuşma yaparken Obama selefleri başta olmak üzere alkışlarla çıktığı konuşma alanına giderken ülkesinin onlarca yıldır ambargo uyguladığı Küba’nın lideri Castro ile el sıkıştı. Küba hükümetinin resmi internet sitesinde el sıkışmanın Havana tarafından ABD’nin kendilerine karşı saldırganlığını sonlandırma yönünde umut verici bir işaret olarak görüldü K BM Genel Sekreteri Ban, Mandela’nın andela’yı övenler, kendi gücünün affediciliğinden, barışçıl durumuhaliflerine hoşgörüsüz’ şundan geldiğine de atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı: “Yine yaptı... Değişik Obama stadyumdaki konuşmasında: bakışları temsil eden liderler, insanlar “Mandela’nın hayatının benzeri yaşanburada, hep birlikte...” Afrika Ulusal Konseyi (ANC) Başkan Yardımcısı Cyril Ramaphoyaşında sa, “Mandela hepimizi özgürleşyaşamını tirmek için çalıştı. Siyah ve beyitiren Mandela için yaz...” diye konuştu. düzenlenen Yoğun yağışa karşın dev stadyutörene eski ve yeni eşleri de yan yana mun çoğunu dolduran on binler vukatıldı. Tören Mandela ile apartheid vuzelalar çalıp, şarkılar, danslar eşrejimi döneminin son devlet başkanı liğinde “Tata”larının ölümüne yas De Klerk’in Nobel Barış Ödülü tutup, yaşamını kutlarken konuşma almalarının 20. yıldönümüyle aynı sırası Güney Afrika Devlet Başkatarihe denk düştü. Her ne kadar nı Jacop Zuma’ya geldiğinde kahava koşullarının törene katılımı etkilediği yorumları yapılırken katılımcılardan labalıktan yuhalama sesleri duyulbirçoğu “yağmurun günün anlamına uygun olduğunu, kutsamak anlamına du. Zuma yönetimine yönelik, ülgeldiğini” söyledi. Törene katılan bir grup, Mısır’daki olaylara atıfla Rabia işareti kede yolsuzluk başta olmak üzere yaptı. Mandela pazar günü büyüdüğü Kunu’da defnedilecek. tepkiler var. ğü yorumu yapıldı. Podyumda yer alan konuşmacı liderler arasında yer alan ve Obama’nın el sıkıştığı bir diğer isim ise ABD’nin dinleme skandalıyla diplomatik kriz yaşadığı Brezilya’nın devlet başkanıydı. ‘M mamıştır. Bütün insanlık, Mandela’yı bizimle paylaştığınız için size müteşekkir... Hayatını demokrasiye ve kanunlara adadı ve hak ettiği sevgiyi kazandı. Onu çok seviyoruz. O bizim gibi etten ve kandan bir insandı, oğul ve babaydı, bu yüzden ondan çok şey öğrendik. Mandela tarihteki dev yerini aldı” dedi. Mandela’yı Martin Luther King, Mahatma Gandhi ve Abraham Lincoln’e benzeten Obama “Mandela’nın özgür lük mücadelesine destek verdiğini iddia eden dünyada birçok liderin kendi halklarındaki muhalif seslere hoşgörü göstermediğini” de sözlerine ekledi. ‘Yine yaptı’ lDış Haberler Servisi Hıristiyan ve Müslüman gruplar arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi üzerine Fransa ve Afrika Birliği’nin asker yolladıkları Orta Afrika Cumhuriyeti’nin (OAC) başkenti Bangui’de dün çıkan çatışmalarda iki Fransız askerinin öldüğü bildirildi. Fransa Savunma Bakanı JeanYves Le Drian, OAC’ye gönderilen Fransız birliklerinin önceki günden itibaren isyancıların silahsızlandırılmasına yönelik operasyonlara başladığını açıklamıştı. Bangui’de 2 Fransız asker öldü ESKİ EŞLER 95 BİR ARADA Fransız ordusu, Hıristiyanlarla Müslümanların silahsızlandırılması için çalışırken Hıristiyanlar, Bangui’de bir camiyi yağmaladı. (Fotoğraf: REUTERS) Beyaz Saray’ın Suriye yalanları... Dış Haberler Servisi ABD’li Pulitzer ödüllü ünlü gazeteci Seymour Hersh, 21 Ağustos’ta Şam yakınlarındaki Doğu Guta’da düzenlenen kimyasal silah saldırısının arkasında Nusra Cephesi’nin de olabileceğini iddia etti. Hersh’in 3 gün önce London Review of Books dergisinde yayımlanan uzun analizinde, ABD Başkanı Barack Obama’nın, saldırıdan Beşşar Esad yönetimini sorumlu tuttuğu 10 Eylül tarihli konuşmasında, ABD istihbarat çevrelerinin bildiği önemli bir noktayı aktarmadığı belirtildi, Suriye’de sarine erişimi olan tek taraf Suriye ordusu değildi. Saldırıdan aylar önce ABD istihbarat ajansları, hazırladıkları çok gizli raporlarda, Nusra Cephesi’nin yüksek miktarlarda sarin üretebileceğine dikkati çekmişti. Hersh, konuştuğu eski ve halen görevde bulunan istihbarat yetkililerinin istihbaratın manüplasyonundan rahatsızlık duyduklarını kaydetti. Eski bir istihbaratçıya göre Obama yönetimi zamanlaması ve sırası çerçevesinde bilgiyle oynamıştı. Olay, 1964 tarihli ABD’yi Vietnam Savaşı’na sürükleyen Tonkin Körfezi vakasını andırıyordu. Üst düzey bir istihbarat danışmanı, Hersh’e, 2023 Ağustos tarihleri arasındaki istihbarat raporlarında Suriye’nin adının geçmedi Pulitzer ödüllü gazeteci Hersh’e göre, kimyasal saldırıyla ilgili istihbarat açıklanırken bazı bilgiler saklandı... ğini söyledi. Sarin 23 Ağustos’ta konuşulacaktı. Oysa yüzlerce fotoğraf ve video sosyal medyada hemen yayılmıştı. 29 Ağustos’ta Washington Post’ta yayımlanan Snowden belgelerinde, NSA’nın Esad liderliği arasındaki telefon trafiğini takip edemediği bilgisi yer alıyordu. Yani bir kimyasal saldırı emri de izlenemezdi. İstihbaratçılar, gizli bir uyarı sistemiyle rejimin kimyasal silahlarının yerlerindeki bir değişikliğin izlenebileceğini öne sürüyor. Beyaz Saray’ın gazetecilere “hükümet değerlendirmesi” olarak verdiği bilgiler, saldırının sanki anında takip edildiği izlenimini veriyordu. AP 5 gün sonra, istihbaratın olay sırasında değil sonrasında toplandığı haberini geçecekti. Martta ve Nisanda küçük ölçekli kimyasal saldırılar olmuştu. Yönetim, yine Esad’ı sorumlu tutma eğilimindeydi. Oysa bir danışman Hersh’e daha mayıs sonunda kendisine CIA’nın Obama yönetimini El Nusra ve sarinle ilişkisi konusunda bilgilendirdiğini söylemişti. İstihbarat raporlarında olası bir operasyon durumunda isyancı güçlerin Amerikan askerlerine karşı sarin saldırısı düzenleyebileceği, çünkü bu gazı üretebildikleri bilgisi yer alıyordu. Suriye konusunda baskı altında olan ve Suriye askeri tesislerine karşı füze saldırısı planı yapan Obama yönetimi, 21 Ağustos’tan sonraki brifinglerde El Nusra’nın da sarine ulaşabileceğinden söz etmemişti. Füze saldırısı ABD halkından destek bulmadı. Obama da Suriye kimyasal silahlarının imhası için BM ve Rusya’ya döndü. Bir yetkili planın El Nusra’ya hava desteği vermekten farksız olacağını söylüyordu. Acaba Obama’nın “kırmızı çizgi” tehdidinden uzaklaşmasının arkasındaki öyküyü tam olarak öğrenebilecek miyiz? 27 Eylül tarihli Güvenlik Konseyi kararıyla Suriye’nin silahları imha ediliyor. Esad’ın stoku imha edildikten sonra El Nusra ve İslamcı müttefikleri, sarine erişimi olan tek taraf olarak kalabilir Suriye’de. Danimarka’da bakanlar hemen istifa ediyor SADİ TEKELİOĞLU lDış Haberler Servisi Somali’de tecavüze uğradığını söyleyen kadın gazeteci ile tecavüzü haber yapan iki gazeteci yargılandıkları mahkemede önceki gün hapis cezasına mahkum edildi. On dokuz yaşında olduğu belirtilen tecavüz kurbanı altı ay hapis cezasına, “hakaret” ve “devlet kurumlarını aşağılama” suçlamasıyla yargılanan iki gazeteciden biri altı ay, diğeri de bir yıl hapse mahkum edildi. Tecavüzü şikâyete mahkumiyet KOPENHAG Bilerek ya da bilmeyerek yalan söyleyen politikacının affedilmediği Danimarka’da, Adalet Bakanı Morten Bödskov parlamento genel kurulunu yanlış bilgilendirdiğinin ortaya çıkması üzerine istifa etti. Kalkınma Bakanı Christian Friis Bach da geçen günlerde eski Başbakan Lars Lökke Rasmussen’in, Global Green Growth adlı çevre örgütünün başkanı iken yaptığı astronomik harcamaları onaylamadığını söylemesine rağmen, kendisine bürokratlar tarafından yanlış bilgi verildiğini fark etmesi üzerine istifa etmişti. Morten Bödskov’un 2012 yılında Parlamento Hukuk Komisyonu üyelerinin Kopenhag’da uyuşturucu çetelerinin yoğun çalışmalarının bulunduğu Christiania’ya yapmayı planladığı ziyaretin engellenmesi konusunda kendisine sorulan bir soruya verdiği cevapta doğru söylemediği ortaya çıktı. Hakkında verilen soru önergesi toplantılarında kendisine yöneltilen soruları cevaplayan Bödskov’un açıklamaları iktidara dışarıdan destek veren Birlik Listesi tarafından yeterli bulunmayınca, bakan istifa etti. lDış Haberler Servisi Suriye’de iki İspanyol gazetecinin kaçırıldığı bildirildi. İspanyol El Mundo gazetesi kendi muhabirleri Javier Espinosa ile bağımsız foto muhabiri Garcia Vilanova’nın 16 Eylül’de ülkeden ayrılmak üzereyken, Türkiye sınırı yakınlarındaki bir bölgede, Irak ve Şam İslam Devleti elemanları tarafından kaçırıldıkları vurgulandı. Suriye’de İspanyol gazeteciler kaçırıldı lDış Haberler Servisi Nobel Barış Ödülü, Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen törenle verildi. Oslo Belediye Binası’ndaki törende, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW) adına kuruluşun Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, ödülü Nobel Barış Ödülü Komitesi Başkanı Thorbjörn Jagland’dan aldı. Tören sonunda Norveç Kralı V. Harald ve Kraliçe Sonya da Üzümcü’yü tebrik etti. Nobel Barış Ödülü’nü Ahmet Üzümcü aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle