17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER AKP, Emine Erdoğan’a gösterilen tepkiyle ‘TBMM’nin şahsiyetinin zedelendiğini’ düşünüyor İnönü, T. Erdoğan’a Cevap Veriyor Marcel Proust “Geçmiş Zamanın Ardından” da, geçmiş ile bugünü bir arada yaşadığı, böylelikle bir anlamda zaman dışına çıktığı anı betimler. Bugünlerde, aralarında elli yıl fark olan zaman dilimlerini bir arada yaşama duygusunu ben de tattım. Altan Öymen’in kendi öz tarihini, Türkiye’nin ve dünyanın tarihiyle birleştirerek olağanüstü bir alaşım yarattığı anı kitaplarından dördüncüsünü “Ve İhtilal”i okurken 1955 60 yılları ile 2002 2013 yıllarını üst üste kondurulmuş görüntüler şeklinde izledim. Zaman zaman, bugünü mü 50 55 yıl öncesini mi yaşadığımı şaşırdım ve anı türüne yepyeni bir boyut kazandıran kitabı okurken, elli yıldan fazla sürmüş bir kâbusun içine düşmüş gibi hissettim kendimi. Demokrat Parti sivil darbesiyle, AKP sivil darbesi o kadar birbirine benzemekte, Menderes’in demokrasi algısıyla Tayyip Erdoğan’ın demokrasi algısı, karbon kâğıdıyla çoğaltılmış metinler gibi öylesine birbiriyle tıpatıp ayniyet arz etmekteydi ki, şimdiye dek okuduğum en güncel geçmiş anlatısıyla karşılaşmış oldum. HHH Aynı mekânlarda, değişik zamanlarda, değişik insanlarla tekrarlanan birbirinin aynı öyküler insanda öylesine garip duygular uyandırıyor ki, örneğin, demokrasiye aykırı, baskıcı, hakları ayaklar altına alıcı davranışları yüzünden her eleştirildiğinde tek parti dönemine atıf yaparak “sizin zamanınız neydi ki!” türünden yanıtlarla üste çıkmaya çalışan Adnan Menderes’e yanıt veren İsmet İnönü’nün sözlerinin gerçekten Menderes’e mi, yoksa elli yıl sonra bugün aynı davranışlar içinde olan Tayyip Erdoğan’a mı yönelik olduğunu kestiremiyor, zaman zaman olaylarla kişileri birbirine karıştırıyorsunuz. Dilerseniz kısaca bir göz atalım da siz kendiniz karar verin: 27 Haziran 1956 çarşamba günü TBMM’de önemli bir oturum vardı. Konu, Demokrat Parti’nin muhalefet partileri mensuplarının ve derneklerin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kısıtlama getiren yasa tasarısıdır. İsmet İnönü ile Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu da konuşmak için adlarını yazdırmışlardır. İnönü’nün konuşması sırasında bu tasarının demokrasilerdeki hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu söylemesi üzerine DP Sivas Milletvekili Nurettin Ertürk oturduğu yerden seslenir: Vatandaşın hak ve hürriyeti lafları senin ağzına yakışmıyor İsmet Paşa. Menderes’in çok fazla kullandığı savı çağrıştıran bu lafa İsmet İnönü’nün yanıtı müthiştir: Aramızdaki farkı bilelim, biz mutlakıyetten bugüne geldik, siz ise bugünden mutlakıyete gidiyorsunuz. İsmet Paşa hem Nurettin Ertürk ve hem de Menderes’e yanıt veriyordu. HHH Ama İnönü, aynı anda sanki, Nurettin Ertürk veya Adnan Menderes’e değil de elli yıl sonra, aynı savları tekrarlayacak olan Tayyip Erdoğan’a cevap veriyor gibidir ve sadece onunla da kalmamakta, Türk demokrasi tarihinin en büyük noksanını vurgulamaktadır. Gerçekten de Türk demokrasisinin en büyük eksiği budur. Cumhuriyet, Takriri Sükun’la başlayıp, tek parti dönemiyle süren ve acılı savaş yıllarını da içeren bir dönemi kısa bir sürede, herhangi bir sarsıntı, kriz, darbe veya tehdit olmadan atlatmış, tek parti yönetimi, liderinin öz iradesiyle kendi tersine dönüşerek mutlakıyetten haklar ve özgürlükler rejimine geçişi başarabilmiştir. Ama ne yazık ki, o noktadan hareketle, başlangıç noktası olarak iyi, demokratik hedef olarak yetersiz, çoğunlukçu demokrasiden, gerçekten çoğulcu bir demokrasiye geçememiş, tekrar mutlakıyete tornistan etmiştir. Altan Öymen’in ibret dolu dört kitabının dördüncüsünde, bu olgu bütün ayrıntılarıyla, belgeleriyle, gerçek peşinde olup, her zaman bütün görüşleri anlatma konusunda çok titiz bir gazetecinin kaleminden anlatırken, üne de bugüne de ışık tutuyor. Herkese hararetle tavsiye ederim! Meclis’te Genç gerilimi CHP MYK toplantısı sırasında basın toplantısı düzenleyen Haluk Koç, Kamer Genç’in Emine Erdoğan’a tepkisine ilişkin olarak, ‘Bunlar hoş olaylar değil’ yorumunu yaptı. Olayın yaşandığı salonda Genç’e yönelik darba varan saldırılar olduğunu hatırlatan Koç, ‘Yaptırım olacak mı’ sorusuna, ‘TBMM’nin ortasında ağza alınmaz küfürleri eden Zeyit Aslan’a AKP ne yaptıysa CHP de onu yapar’’ yanıtını verdi. (Fotoğraf:AA) u Genel Kurul’da ağır küfürler eden Zeyid Aslan’a sadece uyarı cezası verilmesine sessiz kalan AKP’li vekiller, Kamer Genç’in Emine Erdoğan’a yönelik tepkisi nedeniyle “devlet büyüğünün eşine hakaret” ve “TBMM’nin şahsiyetini zedemek” suçlarından yargılanmasını istiyor. Haluk Koç, Kamer Genç’e tepki gösterenlere Zeyid Aslan’ı hatırlattı CHP de ‘karşılık’ bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Sözcüsü Haluk Koç, Japonya Büyükelçiliği’ndeki CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a gösterdiği tepki ve sonrasındaki yaşananlarla ilgili, “Bunlar hoş olaylar değil. Fakat genel diplomatik teamülleri de bir şekilde hatırlatmak gerekir. Başbakan’ın sayın eşlerinin resmi temsil yetkileri yoktur” dedi. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, toplantı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kamer Genç’in Japonya Milli Günü resepsiyonunda Emine Erdoğan’a yönelik hareketine ilişkin değerlendirmede de bulunan Koç, “Bunlar hoş olaylar değil. Bunların onaylanması, takdir edilmesi hiç kimse tarafından düşünülemez. Kadının toplumun ve yaşamın her alanında söz sahibi olmasını savunan bir partiyiz. Kadını öteleyen her tavra karşıyız. Bu bizim kendi siyasi doğrularımız. Fakat genel diplomatik teamülleri de bir şekilde hatırlatmak gerekir. Başbakan’ın sayın eşlerinin resmi temsil yetkileri yoktur” dedi. Japonya Büyükelçiliği’nin Japonya’nın resmi toprakları olduğunu vurgulayan Koç, “Orada Türk korumaların bir milletvekiline yaka paça saldırarak darba yakın eylemlerde bulunması asla kabul edilemez. Bir sayın bakanın uluorta, hakarete varan sözler ifade etmesi, bu da hoş değildir” diye konuştu. Koç, “Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir. Diktatörlük, hanedanlık, padişahlıkla yönetilme mektedir. Kendilerini bu sıfatla hayal edenler olabilir, bugün olduğu gibi. Ama hiç kimsenin özel konumunu resmi temsil göreviyle birbirine karıştırmaması gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Koç, CHP’nin Kamer Genç’e yönelik bir tavrı olup olmadığının sorulması üzerine ise “CHP ne yapar? Zeyit Aslan’a AKP ne yaptıysa onu yapar. TBMM’nin ortasında en ağza alınmaz küfürleri edenler AKP’nin süzgecinde nasıl değerlendirildiler? Kamer Genç bir küfretmiyor, sözlü tepkide bulunuyor” dedi. TBMM çalışanlarına dekolte uyarısı EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Başkanlığı, Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikleri anımsatarak Meclis personelinin kılık kıyafet kurallarına uygun davranması, uygun davranmayan personelin dikkatinin çekilmesini istedi. Yönetmelikte son yapılan değişiklikte türban yasağı kaldırılırken “kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolon, mini ve yırtmaçlı etek” yasağı korunmuştu. TBMM Başkanlığı İnsan Kaynakları Başkanlığı’nca personele yapılan duyuruda, birim yöneticilerine şu uyarılarda bulunuldu: l Personelin mesaiye gelişgidiş saatlerinin ilgili birim yöneticileri tarafından takip edilmesi. l Bilgisayar kullanımının yaygın laşması da dikkate alınarak hizmetin gerektirdiği durumlar hariç büro hizmetlerinin yapıldığı odalardaki televizyonların kaldırılması. l Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik çerçevesinde son yapılan değişiklikleri de dikkate alarak kılık kıyafet kurallarına uygun davranılması, uygun davranmayan personelin dikkatinin çekilmesi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Japonya Milli Günü’nde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın konuşma yapmasına tepki göstermesi üzerine yaşanan olaylar, TBMM’de gerginliğe neden oldu. AKP Grup Başkanvekili Mihrimah Belma Satır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Genç’in “Türkiye’yi rezil ettiğini” savundu. Satır, “Bu kişinin hiçbir kuruma, makama ve kişiye saygısı yoktur” dedi. Satır, devlet büyüğünün eşine hakaret ve TBMM’nin şahsiyetinin zedelendiği iddiasıyla konuyu yargıya taşımaya çalışacaklarını ifade etti. Satır, konuyla ilgili CHP’nin disiplin kurullarının işletilmesi gerektiğini ifade etti. Bir gazetecinin AKP’li Zeyid Aslan’ın Genel Kurul’da ağır küfür ettiği olayı anımsatması üzerine Satır, konuyla ilgili olarak disiplin kurullarının karar verdiğini ve gerekli işlemlerin yapıldığını kaydetti. Genel Kurulu’da söz alan AKP’li Ahmet Aydın, Genç’in CHP’ye yakışmadığını ileri sürerek “Uluslararası bir platformda dahi nezaket ve görgü kurallarını çiğneyerek ülkemizin imajını zedeleyen ve aynı zamanda kadına yönelik şiddet ve nefret içerikli sözler sarf eden bu kişiyi en şiddetli şekilde kınıyoruz ve yüce milletimize şikâyet ediyo ruz” dedi. Oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı da Genç’i eleştiren bir konuşma yaptı. Genç söz istedi, AKP’liler gerildi BDP grubunun önerisi görüşülürken TBMM Genel Kurulu’na gelen Genç, konuşmacının sözünün bitmesinin ardından önceki akşam yaşanan olayla ilgili olarak söz istedi. Genç’in ayağa kalkarak söz talebinde bulunmasıy la birlikte AKP sıralarından “Otur yerine”, “Git buradan”, “Konuşma, terbiyesiz” diye laflar atıldı. Ne yaptığını açıklayacağını söyleyen Genç’e Bahçekapılı, “Böyle bir usul yok” diye izin vermedi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise “Sayın hanımefendiye yönelik sözlü hatta sayın hanımefendi bu sözü duymamıştır müdahale hoş olmamıştır. Sayın Kamer Genç’in tepkisi ne kadar uygun değilse, koruma ve güvenlik mensuplarının Japonya topraklarında müdahaleleri şık olmamıştır. Böyle bakınca bu olayda bir uygun olmayan başka uygun olmayan bir durumla örtüşmüş, bu ülkemize hiç yakışık olmamıştır” diye konuştu. Altay, AKP’nin aynı anlayışı kadın sanatçılara “ulan” denildiğinde, “ikinci eşlerinizi Kürtlerden alın” denildiğinde gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan Genç’in konuyla ilgili dün yapacağını duyurduğu basın toplantısı iptal edildi. İŞ DÜNYASINDA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞANIYOR u “Türkiye’nin demokratikleşme birikimini yeni anayasa ile taçlandırması beklenirdi” diyen Yılmaz, TBMM’deki tüm siyasi partilerin 2011 genel seçimleri öncesi yeni anayasa sözü verdiğini anımsattı. İstanbul Haber Servisi TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM), “Demokrasinin Kurumsallaşması ve Sürdürülebilirliği Konferansı”nda konuşan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz son 6 yıl içinde arzulanan yeni bir anayasanın her boyutunun tartışıldığına dikkat çekerek “Şimdi yeni anayasa için başa mı dönüyoruz?” dedi. TÜSİAD ve İPM’nin dün Taksim’de The Marmara otelde düzenlenen konferansın açılışında konuşan TÜSİAD Başkanı Yılmaz, Türkiye’nin demokratikleşme sürecine bakıldığında bu meseleyi bütüncül şekilde ele alamadığının görüldüğünü söyledi. Yılmaz, “Daha demokratik olma yolunda mevzuat temelinde çok şey denedik. Türkiye’nin demokratikleşme birikimini yeni anayasa ile taçlandırması beklenirdi” dedi. Yılmaz, TBMM’deki tüm siyasi partilerin 2011 genel seçimleri öncesi yeni anayasa sözü verdiğini anımsatarak şöyle devam etti: “Yeni anayasa sürecindeki tıkanıklık hiç de azımsanacak, geçiştirilecek bir tıkanıklık değildir. Parti temsilcilerimiz bu tıkanıklığı birbirlerinin tutumuyla ilişkilendiriyor, hatta süreci 18 ay sonra yapılacak genel seçim sonrasında oluşacak Meclis’e devretmeye yönelik değerlendirmeler de duyuyoruz. Bu tutum demokratik standartlar için atılacak adımların samimiyetini, gerçekliğini ağır bir şekilde sorgulatmaktadır. Bugün ülkemizi geriye götürdüğünü düşündüğümüz gündemler yerine, geleceğimize ışık tutacak 21. yy anayasasını tartışıyor olmayı tercih ederdim. Önümüzdeki 1.5 yıl içinde bu sorunun çözülmesini diliyoruz. TBMM’nin bu sorunu devredeceği bir kurum kuruluş yoktur.” Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu Direktörü ve Genel Sekreteri Dr. Thomas Markert ise Türk demokrasisinin Orta ve Doğu Avrupa’daki demokrasilerden çok daha eski geçmişe sahip olduğunu belirterek “Asker ve üst düzey bürokrasi tarafından gözetim altında tutulması durumu ortadan kalktı, bu iyi bir şey ama burada bir risk var. Devlet gücündeki kontrol ortadan kalmış ya da çok azalmıştır. Her şeyi kazanan her şeyi yapar gibi bir durum ortaya çıkar. Mesela, bir parkın dönüştürülmesi belediyenin işidir. Ama bu durum Türkiye’de ulusal bir durum haline geldi. Daha verimli bir hükümet etkinliği olacaksa sorumlulukların ayrılıp bazı şeylerin yerel yönetimlere verilmesi lazım” dedi. ‘Yeni anayasa için başa mı dönüyoruz? HEP SUSTU ŞİMDİ O KONUŞUYOR TOPRAK’TAN GENÇ’E TEPKİ: ‘Bayana müdahale doğru değil’ AYŞE SAYIN AYVALIK CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Kamer Genç’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a yönelik müdahalesine, “Bir bayana müdahaleyi doğru bulmuyorum” sözleriyle tepki gösterdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Balıkesir ziyareti öncesi Ayvalık’ta ziyaretler gerçekleştiren Toprak, ilçe örgütünde basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Toprak, Kamer Genç’in Emine Erdoğan’ın konuşmasına müdahalesine tepki gösterdi. Toprak, “Japon Büyükelçiliği’nin kendi gecesi. Kimi konuşturup konuşturmayacağının takdiri onların. Bir bayanın konuşmasına müdahalesini doğru bulmuyorum” diye konuştu. Birisinin Veli Küçük'ü yazması gerekiyordu. işte o görevi gazeteci arkadaşım Hikmet Çiçek üstlenmiş... Bu kitabı merakla okudum. Emin ÇÖLAŞAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle