17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 devriminin nasıl gerçekleştiğini bilmez, laikliğin bu çağda “din düşmanlığı” olduğunu söyleyip, yoksul insanları sömürüp ezerseniz, halklar o derin uykudan uyanmaz. Laikos eski Yunancadan gelir, Türkiye’de laik olarak adlandırılır. Türkçe karşılığı şudur: Halksal... Milli ya da ulusal egemenlik, yani halkın kendi kendini yönetim biçimi... Bu da demokrasiyle gerçekleşir... Elbet demokrasi de salt sandık değildir... Daha geniş bir yelpazede yerini alır... Temel hak ve özgürlükler... Tam bağımsızlık... Hukukun üstünlüğü, adalette eşitlik... Uzatabiliriz... Hayat böyle başlar... İnsanlık onuru, sevgi, aşk, barış, kardeşlik... HHH Demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik, aşk ve sevgi... Ben tüm bunların hayatın rengi olduğuna inananlardanım... Sınır boylarında şehit düşen Mehmetlerimiz için canım yanıyor, vicdanım sızlıyor, dağlarda öldürülen Kürt çocukları için de, eli kanlı terörde can veren tüm insanlarımız için de... Suriye’de, Lübnan’da, Mısır’da, Somali’de, Libya’da çoluk çocuk, kadın erkek iki taraf için de. Biliyorum bu demokrasi, barış, özgürlük mücadelesi, savaşı falan değil... Her yer yangın yeri... Her yer kuşatma altında... Vicdanın karası, hicran yarası. Hayatlar gidiyor... Çocuklar 10 yaşında, 15 yaşında kara toprağın altına giriyor. Biliyorum bir daha o derin uykudan uyanmayacaklar! Hayatın sayfalarında bunlar yazılıyor... Hak, hukuk, sınıfsal mücadele “terör hukuku” adıyla tankların paletleri arasında eziliyor. Kin ve nefret elimizdeki hak, hukuk, özgürlük kavramlarını çalıp götürürken biz sadece seyrediyoruz. Kimisi şehit düşüyor kimisi “etkisiz hale” getiriliyor. Bizi bizden koparanların borusu ötüyor benim yalnız ve hüzünlü ülkemde... Barışın, sevginin, aşkın, bu kin ve nefret hukukundan sıyrılmasını istiyorum ben... Şehit edilenin de “etkisiz hale getirilen”in de anaları ağlamasın... Yoksul Türk ve Kürt ailelerin çocukları onlar! ‘Geri adım yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan dershanelerin kapatılmasına ilişkin Zaman gazetesinin haberlerine yönelik, “yalan yanlış bir kara kampanya” nitelemesini yaptı. Erdoğan, “Hazırlanan taslak daha bize sunulmadan, atılan gazete başlıkları çok çok çirkindi. Bir ‘gece baskını’ başlığı yenilir yutulur bir başlık değildi. Bizden bir geri adım bekliyorlarsa bu anlayışla bir geri adım söz konusu değil” dedi. Erdoğan, Arınç’ın son Bakanlar Kurulu’nun ardından “yüreğinizi soğutun” sözlerinin aksine dershane düzenlemesenin 2 hafta içerisinde tamamlanacağını dile getirerek, cemaaten “karşı taraf” diye söz etmesi dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, dün akşam katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dershanelerin kapatılmasına ilişkin çok sert ve net konuşan Erdoğan, bu konuda geri dönüşün söz konusu olmadığını dile belirterek şunları söyledi: “Gelinen noktada dershane anlayışının, düşüncesinin yürümesi mümkün değil. Kusura bakmasınlar, darbe hükümeti değiliz. Biz bu gayretin içindeyken böyle bir kara kampanyanın ‘gece baskını’ şeklinde böyle bir çirkin yaklaşımın olması hakikaten bizi ciddi manada üzmüştür. Kampanya öyle bir boyuta öyle getiriliyor ki... Ortaya çıkmış bir tasarı dahi yok” diye konuştu. Gülen cemaatine ait Zaman gazetesinin “Eğitime darbe planı” başlığıyla çıkan haberlerini de hedef alan Erdoğan, “Biz böyle bir çalışmanın içindeyken yalan yanlış bir kara kampanyanın olması bizi üzmüştür.” dedi. “Cemaati niye karşımıza alalım” diyen Erdoğan bu sözlerinin hemen ardındanda geri adım atmayacağını söyleyerek “Siz niye eğitimi belli vakıflara, derneklere teslim ediyorsunuz diye bize hesap sorarlar. Çünkü biz belli bir grubun değil tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de bizi anlayışla beklemeleri lazım, sürdürdükleri propagandayı bitirmeleri lazım ve bizden bir geri dönüş bekliyorlarsa bunun olmayacağını bilmeleri lazım” dedi. Erdoğan kendisinin Kürdistan ifadesini kullanmasının ardından Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de “Türkiye Kürdistanı ifadesi de kullanılabilir” sözlerini eleştirdi. Erdoğan, “Bir defa Türkiye ile ilgili yaklaşım konusunda bunu kabul etmemiz mümkün değil. Diyarbakır Belediye Başkanı’nın bu ifadeleri kullanması bana göre şık değildir. Bunlar belli yerleri tahrik etmekten başka bir işe yaramaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin ismi bellidir. Dolayısıyla bu isim üzerinde herhangi bir spekülasyona gitmenin de bir anlamı yoktur” dedi. Diyarbakır’daki konuşmasında af ifadesi olmadığını da söyleyen Başbakan Erdoğan, “Sözlerimin başını kesip atmışlar. Bugüne kadar genel af ifadesini kullanmadım. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir taahütümüz kimseye yoktur. Yanlış anlaşma var. Biz şu anda bir duadayız, temennideyiz. Öyle bir gün gelecek ki dağlardan inecekler ve cezaevleri de boşalacak. Bu sözlerimi hemen alıyorlar genel af” diyerek sözlerini düzeltti. Barzani’nin Abdullah Öcalan’a af getirebileceğine ilişkin sözlerini de eleştiren Erdoğan, “Sayın Barzani, Öcalan’a af gibi bir ifade kullanmışsa yanlış etmiştir. Bununla ilgili yargı hükmünü vermiştir ve şu anda da bu hüküm devam etmektedir. Bu onun da bizim de alanımız değildir” dedi. Hükümet sözcüsü Arınç’ı bir kez daha açığa düşüren Başbakan dershaneler konusunda net mesaj verdi. Erdoğan, cemaatten karşı taraf diye bahsetti Acılı, Hüzünlü, Yalnız Türkiyem... Hayat avuçlarımızın içinden kayıp giderken bazen o yitik yılları düşünüyorum. İnsan onuru ve sevgi sözcüklerinin en çok kullanıldığı bir ülke Türkiye... Sadece ikisi değil elbet! Kardeşlik, barış, demokrasi, din, mezhep, etnik kimlik... İnsan onurunun ayaklar altına alındığı benim yalnız ülkemin çocukları birer birer vurulur... 17 yaşındaki Dilan A. sekiz adet gaz fişeğiyle 15 derecelik açıyla vurulurken tetiği çeken polisin vicdanında bir sızı var mıdır bugün? Tetiği çeken, öldüren, komaya sokan o polisler, içlerinde alevlenip tutuşan intikam, kin, nefret tohumlarının nasıl yeşerip kan çiçeklerine dönüştüğünün farkına varmışlar mıdır? Biz ölümler karşısında niçin duyarsız bir toplum olduk, bugünlere nasıl geldik? Hicran ve vicdan sözcüğünden ne anladık? Kapkara vicdanların kuşattığı bir hayatın içinde kullandığımız sözcüklerin sayıları hiç önemli değil... İnsan onuru, aşkın, sevginin, kardeşliğin, barışın, özgürlüğün simgesidir... Ne yazık ki çoktan unuttuk! HHH İnsanın, insanların çatışmasını, kavgasını, kavgalarını, savaşı, savaşlarını... O bitip tükenmez mücadelesini, hak, hukuk, adalet arayışını... Bunu kendi kaderi ve kaderleri için yaptıklarına inanırım. Tarih ancak ve ancak böyle değişir... Son 100 yıla dönüp baktığımızda, bugün sanayileşmiş demokratik toplumlarda, nice savaşların olduğunu, diktatörlerle nasıl mücadele edildiğini, demokrasi ve özgürlüklerin böyle kazanılıp yaşam biçimine dönüştüğünü bilirim. Kurulu düzen egemenlerin yanındadır ve ezilenlerin daha çok ezilmesini öngörür. Yeni bir savaş, gelecek günlerin habercisi olabilir... Şu küreselleşen dünyada, emperyalizm öyle 100 yıl öncesi gibi değildir... Ahtapotun kolları giderek dünyayı ve bu arada tüm Ortadoğu ve Afrika’yı kuşatmıştır... Paris Komünü’nün nasıl ortaya çıktığını, Rus Cemaatten ‘susmayız’ açıklaması Dershanelerin kapatılması ilişkin tartışma, son Bakanlar Kurulu toplantısından “tüm paydaşlara danışma” kararı çıkmasının ardından gündemden düşmek üzereydi ki, Fethullah Gülen’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “dershaneleri kim yönetirse yönetsin ama kapatılmasın” mesajı gönderdiği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Gül’e söz konusu mesajı gönderdiğini “Hocamızdan da teyit aldım” diyerek, Twitter’dan açıklayan, Gülen’in konuşmalarının yayınlandığı Herkul. org sitesinin editörü Osman Şimşek, bugün de yine Twitter’dan aynı konuda mesajlara devam etti. “Lütfen kimse bize susun artık demesin” ifadesini kullanan Osman Şimşek, dershane konusunun “oldu bittiye getirileceği” endişesi taşıdıklarını vurgulayarak “susmayacağız” mesajı verdi. Umutları boşa çıkarmayacağım İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, dün CHP Bağcılar ve Esenler ilçe teşkilatlarını ziyaret ederek seçim startını verdi. Sarıgül ilk olarak Esenler ilçe teşkilatını ziyaret etti. CHP Esenler İlçe Başkanı Halil Özden ile görüşen Sarıgül, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran kalabalığa da seslendi. Sarıgül’ün ikinci durağı ise Bağcılar CHP ilçe teşkilatı oldu. Burada kendisini karşılayan yurttaşlara seslenen Sarıgül, “Duvarda ‘Çare Sarıgül’ yazısını gördüm. Görüyorum ki bu meydanda ‘Çare Sarıgül’ diyorsunuz. Ben de size söz veriyorum o güzel ve umutlu bakışlarınızı boşa çıkarmayacağım. Adaylık kesinleşmediği için ön ziyaretler oluyor, adaylık kesinleştikten sonra meydanlar, sokaklar, evler ve işyerleri bir başka türlü olacak” diye konuştu. Seçim sürecinde çalmadık kapı bırakmayacaklarını da belirten Sarıgül, “Ben bir yere geldiğim zaman bana karşı gözüküp benden sonra çalışmazsanız yutmam. Sizden ricam şu; AKP’ye oy veren kardeşlerimizle konuşacaksınız. Onların yüzde yirmisi bize oy vermeye hazır. Sakın AKP’li kardeşlerimize gitmemezlik yapmayacaksınız. Bize oy veren vatandaşlarımız pişman olmayacak’’ ifadelerini kullandı. ‘Yalan yanlış kampanya’ ‘Türkiye Kürdistanı olmaz’ Çiçek: Suçu bana atın AYŞE SAYIN u TBMM Başkanı, muhalefeti Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun dağılması konusunda ikna etmek için sorumluluğun kendisine yüklenmesini istemiş Arınç: Gülen’le görüşmeyeceğim Gülen ile görüşmeyeceğini belirterek “Çünkü Türkiye’de yaşanan son olaylarda veya siyasi boyutuyla bu ziyaretimin eleştirileceğini düşünüyorum. Muhterem hocaefendinin (Fethullah Gülen) daha önce de biliyorum ki hükümetimize karşı herhangi bir yanlış ve farklı düşüncesi yoktur” dedi. Arınç, ABD’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, dershaneler sorununa rasyonel bakmak zorunda olduklarını belirtti. Arınç, bunların yasal kuruluşlar olduğunu, öğrencileri üniversiteyi ve belli okulları kazanmaya yönelik bir katkı sunduğunu söyledi. ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun nasıl “dağıldığı”, Meclis tutanaklarına yansıdı. Komisyonun artık tıkandığını ve olayın “masadan kim önce kalkacak” noktasına taşındığına dikkat çeken TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasi partilerin “masadan kaçtılar” suçlamasını önlemek için bütün sorumluluğun kendisine atılmasını istedi. Çi0 bin öğretmen çek, Erdoğan, öğretmen atamala“ana rına ilişkin olarak ise “Şubat’ta koemekli olan 8 bin 500 öğretmen lonyerine şubat ayında 10 bin öğretlarda men atamayı öngörüyoruz. Önümüzuzdeki 45 yıl içinde öğretmen açığımılaşTBMM Başkanı Çiçek zı sıfırlamış olacağız” dedi. ma” olanağı kalmadığı için masadaki 4 partinin temsilcilerine, “Meclis Başkanı yapamadı deyin” öğüdü verdi. Cemil Çiçek’in TBMM İstanbul Haber Servisi ABD’ye Anayasa Uzlaşma giden Başbakan Yardımcısı Bülent Komisyonu’nu “dağıttığı”, Arınç, ziyareti sırasında Fethullah 14 ve 18 Kasım tarihlerinde 1 ki toplantılardaki tartışmalar Meclis tutanaklarına özetle şöyle yansıdı: Ahmet İyimaya (AKP): Bu komisyon ömrünü, misyonunu tamamlamadan tamamlamıştır, üretmeden tamamlamıştır. Rıza Türmen (CHP): Toplumsal beklentiyi görmemezlikten gelip “Bu işten vazgeçtik” diyemeyiz. Demokrasi adına büyük geri adım olur. Süheyl Batum (CHP): AKP dışında üç parti hemfikir “devam edelim” diyor. Mehmet Ali Şahin: Dönem sonuna kadar çalışsak bile yeni, sıfırdan bir anayasa çıkmayacağını görüyorum. Komisyonu kuran bir irade olarak sizin komisyonun geleceğiyle ilgili değerlendirmelerinizin önemli olduğunu düşünüyorum. Cemil Çiçek: 25 ay sonra halen usul tartışması yapıyoruz. Hedefi yakalayamadık, bu noktada başarısızız. Yeni anayasa yepyeni bir bina inşa etmektir. Binanın ana kolonlarında bir anlaşma yok. Çatının kiremitinde anlaştık, bacanın şeklinde belki anlaştık, çatı oluklarında anlaştık ama esas, ana kolonlarda bir anlaşma yok. Olma ihtimali de gözükmüyor. Bir süre sonra siyasette bir sorumlu aramak... Kim olacak sorumlu? Vallahi siz partiler olarak hiçbir sorumluluğa girmeyin. “Meclis Başka nı yapamadı, koordinasyonu yapamadı” deyin. Ben alırım onu. Seçim ortamına girdik bir çalışma yapılacağı kanaatinde değilim. Seçim sonucuna kadar bu çalışmaları bırakalım burada. Seçimden sonra Allah kerim. Oktay Öztürk (MHP): Verimsiz bir çalışma var ise makul bir sebeple izah edin. Aba altından sopa göstermeye kalkışırsanız bu şık. Cemil Çiçek: Çok şey yaparsanız o zaman ben bırakayım. Siz kendiniz ne yaparsanız yapın. Meclis Başkanı olarak 25 ay sonra, Atilla Bey çalışıyor, çalışıyoruz, geldik özetledik özetledik ama sonuçta yine çalışacağız gibi. Bakın işin içerisine o zaman anayasa yapım işi girmiyor, başka şeyler giriyor. O zaman Ben Meclis Başkanı olarak bu benim görevim değil, ayrıldım gitti. Atilla Kart: Başkan olarak siz iradenizi beyan edebilirsiniz ama komisyon olarak böyle bir irademiz yok bizim. Cemil Çiçek: Ben diyorum ki, şu an itibarıyla artık bu çalışma, siyasi partilerimiz bakar, eder tabloyu koyuyoruz objektif olarak. Atilla Kart: O yönde bir karar vermedik. Cemil Çiçek: Ben kendi kararımı veriyorum, siz verin vermeyin onu bilemem. Dershane için destek yok Bahçeli, MHP’nin tavrını açıkladı MAHMUT LICALI ANKARA MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dershanelerin kaAnayasa Komisyonu’nun dağılpatılmasına ilişkin iktidar ması konusunda MHP’nin koile Fethullah Gülen cemisyon protokolüne sadık kamaati arasında süren tarlacağını kaydeden Bahçeli, kotışmada MHP’nin tavrını misyona başkanlık etmeyeceği“327 vekilleri var, isteni söyleyen TBMM Başkanı Cediklerini çıkarabilirler” mil Çiçek’e “Meclis Başkanı diye açıkladı. olarak niye kaçıyorsun?” dedi. Bahçeli gündeme ilişÇiçek’in anayasa konusundakin değerlendirmeler ki çalışmalara ilişkin rapor gönyaptı. Gülen cemaati ile dereceğinin anımsatılması üzeiktidar arasında bir sürerine Bahçeli, “Zaten çıkmaz sodir devam eden dershakakta konuşmak istiyorsan istatistiki bilgiler sunarsın. Gelmesinde, göne kavgasını değerlenrüşmesinde bir mahsur yok. Önemli olan; diren Bahçeli, düzenleMeclis’te bu şuur oluşup çalışma başladımenin TBMM’ye gelmesi ğına göre tamamlamak lazım” dedi. durumunda destek vermeyeceklerinin sinyalini verdi. Bahçeli, “327 milzım” dedi. Diyarbakır’da evlendiriletvekilleri var. Bu kadar tartışmalen çiftlerden birinin Barzani’ye daya gerek yok. İstediklerini çıkaravetiye gönderdiğini bunun üzeribiliyorlar. Biz seçim beyannamene Erdoğan’a bu konunun iletildiğimizde bu olaya nasıl baktığımıni söyleyen Bahçeli, “Büyük danışzı anlatıyoruz. Bu kuruluşlar olmanlar bunu psikolojik harekâta madan özel ders aldırma modası dönüştürüyor; ‘tarihi buluşma’ vevardı. Dershaneler kapanırsa yine saire diye... Barzani’yi Habur’da, bu olur” diye konuştu. Diyarbakır’da kim karşıladı? TaErdoğan’ın Kuzey Irak Bölgerım ve Hayvancılık Bakanı karşılısel Yönetim Başkanı Mesud Baryor, vali karşılıyor. Bunlar acaba zani ile görüşmesinin yakışık olmabizim protokol genel müdürlüğüdığını söyleyen Bahçeli, “Bu memnün neresinde yazıyor? Burada 5 leketin evladıyız hangi düşüncetane adam var. Bunu hazırlayan den olursak olalım, bazı konuBaşbakan’ı ikna ettiren kişiler. Bu ların kendimize, topluma, siyakişilere sormak lazım. Sizin amasal gruplara yakışık olması lacınız ne?” diye konuştu. ‘Çiçek niye kaçıyor?’ KILIÇDAROĞLU: AKP’NİN NİYETİ BELLİYDİ AYŞE SAYIN ANKARA CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) dünkü toplantısında 2 yılı aşkın süredir çalışmalarını sürdüren TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun, TBMM Başkanı Cemil Çiçek eliyle dağıtılması masaya yatırıldı. Edinilen bilgiye göre toplantıda söz alan bazı MYK üyeleri, AKP’nin masadan kalkmak için bahane aradığı ve bunun için de Çiçek’i kullandığına dikkat çekerek “Çiçek, AKP’nin taşeronluğunu yaptı” görüşünü dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da AKP’nin baştan beri yeni anayasa yapma konusunda samimi olmadığını belirterek “Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğu günden beri CHP’nin masadan kalkması için uğraşıyorlardı. Masada kalacağımızı, masadan kalkan tarafın biz olmayacağını ısrarla söyledik. AKP’nin anayasa yapma niyeti olmadığını başından beri söylüyorduk. Bu tablo karşısında görünen o ki bu konuda haklı çıktık” görüşünü dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle