17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayı için CHPHDP yöneticileri bir araya geldi ‘Ne Mutlu Şililiyim Diyene!’ Şilili eski öğrenci lideri Camila Vallejo bu pazar günü yapılan seçimlerde Komünist Partisi’nden milletvekili seçildi. Santiago Şili Üniversitesi’nde coğrafya okumakta olan Camila’nın, dünya çapında üne ulaşmasının nedeni, Şili Üniversitesi Öğrenci Derneği Başkanı’yken, 2011’deki öğrenci ayaklanmalarının lideri olarak ülkeyi sallamış olması. Vallejo’nun önderliğini yaptığı, parasız eğitim eylemi öylesine etkili oldu ki, sonunda Milli Eğitim bakanı istifa etmek zorunda kaldı. Vallejo’dan ilk söz edildiğini işittiğimde, Paris’te idim. Le Monde kocaman bir sayfasını bu genç öğrenci liderine ayırmıştı. O sıralarda, biri Fransız biri Türk, çifte pasaportlu Sevil Sevimli de, Erasmus değişim programı ile geldiği anavatanında, Anadolu Üniversitesi’nde okurken yaptığı kimi eylemlerden dolayı, tutuklu olarak Eskişehir’de cezaevinde yatıyordu. Türkiye’yi yakından bilen bir meslektaşıma bu konuda dert yandım: Vallejo’ya yarım sayfa ayırmış Le Monde. Oysa bizde, aynı yaşlarda bir kız öğrenci, parasız eğitim istediğinden, tutuklu olarak hapiste. Bilgi verirken bir noktanın altını çizmeyi de unutmadım: Üstelik bu kız aslen Lyon Üniversitesi’nde okuyor, aynı zamanda Fransız vatandaşı. HHH İşini ciddiye alan biridir. Hemen not aldı. Üç gün sonra aradı: Sevil ve ona benzer durumdaki öğrencilerle ilgili bir haber yapıyoruz. Batı’da Erdoğan’a karşı tavır değişiyordu. Demokrasiye aykırı tutumlarından mı, Batı’nın diğer isteklerini yerine getirmekteki kusurundan mı, artık orasını bilemem. Neyse bu değişim, hakkındaki suçlamalar arasında, bedava eğitim istemek, 1 Mayıs mitingine katılmak ve Grup Yorum konserine topluca bilet almak da bulunan Sevil Sevimli’nin işine yaradı, Fransız basını da, Lyon Üniversitesi de, Fransız devleti de (her üçünün temsilcileri genç kızın duruşmalarında hazır bulundular) sahip çıktılar. Çıktıkları da iyi oldu. Çünkü bilmiyorum, Sevil sade bir Türk olsaydı ne olurdu. Sevil’in tutukluluk halinin sona ermesinde Fransız ve Avrupa ilgisinin etkisi olmadığına inanmak için saf olmak gerekir. Sevil kendisine yüklenen suçlamaların bir bölümünden mahkum olmadı, ama bir kısmından yediği hüküm 5 yıl, 2 ay, 15 gün. Ne var ki, Sevil şimdi özgür, çünkü hakkındaki temyiz kararını beklerken tutuklanmış değil, dahası da oturduğu Fransa’ya dönmüş durumda. HHH Eğer Sevil sade bir TC vatandaşı olmuş olsaydı, onun özgürlüğüne saygı gösterip sahip çıkan Fransız devleti arkasında olmasaydı, acaba yine şu anda özgür olabilir miydi? Ben sanmıyorum. Sanan var mıdır? Varsa eğer onlar için candan temennim şu olacaktır: Allah bu iyimserliklerini daim etsin! Böylelikle kolay mutlu olurlar. Ben şunu düşünüyorum hep: Acaba Sevil’in durumunda olan birinin ne demesi daha makuldür? “Ne mutlu Türküm diyene” mi, yoksa, “Ne mutlu aynı zamanda Fransızım diyene” mi? Sevil’in bu kritik durumda ikircikli kalması doğal. Belki de hiç kalmıyordur ve her ikisini de söylemeyi reddediyordur. O da onun sonuna kadar hakkı. Ama eğer, Camila Vallejo, Sevil’in durumunu öğrenirse, herhalde kendi Şilililiğine şükredecektir. Ne garip tecelli! Türkiye’nin 12 Eylül 1980’de yaşadığını, daha da ağır ve vahşi biçimde Şilililer de 11 Eylül 1973’te yaşadılar. Aradan geçen zamanda gelinen nokta şu: Şili’de bedava eğitim isteyenler parlamentoya seçiliyorlar. Türkiye’de ise aynı talebi dile getirenler, hapse düşüyorlar. Sonra da bizim rejimin adı, “askeri vesayeti tasfiye etmiş ileri demokrasi” oluyor. Hadi canım sen de! ‘Örtülü’ işbirliği İLHAN TAŞCI ANKARA HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olan Sırrı Süreyya Önder’in Mustafa Sarıgül’e yönelik salvoları sürerken arka planda CHP ile HDP yöneticileri arasında ittifak arayışı başladı. CHP, Önder’in kendi adayları lehine seçimden çekilmesi istemini iletirken HDP yönetimi, Büyükşehir Belediyesi’nde “yetkili bir başkan yardımcılığı” ile Maltepe, Sultangazi, Esenler ve Kartal ilçe başkan adaylıkları karşılığında bunun gerçekleşebileceği görüşünü aktardı. Yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yar dımcısı Gökhan Günaydın, parti olarak başta Gezi Direnişi’nin simgesi olan Beyoğlu olmak üzere İstanbul’da bütün kesimlerle güç birliği yaptıklarını söyledi. Üyeliğinin kabulünün ardından CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday göstermeyi planladığı Sarıgül’ün ismi İstanbul için öne çıktı. Gezi Direnişindeki aktif rolüyle dikkat çeken HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder de aday adayı olduğunu açıklarken, Sarıgül’ü hedef tahtasına oturtarak canlı yayında tartışmaya çağırmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bu sıcak tartışmalar yaşanırken, kapalı kapılar ardında Mustafa Sarıgül bir araya gelen CHP ile HDP yöneticilerinin ittifak arayışına giriştikleri öğrenildi. Yürütülen görüşmeler belli bir olgunluğa da ulaştı. HDP 4 ilçeyi istedi Bu görüşmelerden edinilen bilgiye göre HDP, ilk aşamada Önder’in CHP lehine adaylıktan çekilmesine uzak durmadı. HDP, bunun karşılığında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde etkili bir başkan yardımcılığı ile Esenler, Sultangazi, Maltepe ve Kartal ilçe belediye başkanlıklarını istedi. Bunun yöntemi ayrıntılı olarak görüşülmemekle birlikte, CHP listesinden HDP adayının seçime katılması olabilecek formüllerden birisi olarak dile getirildi. Belediye başkan yardımcılığı konusundaki isteme sıcak bakan CHP yöneticilerinin, ilçe belediyeleri istemini ise üçle sınırlama eğiliminde olduğu belirtildi. Mustafa Sarıgül ismine HDP kanadının mesafeli olduğu öğrenildi. HDP’nin Sarıgül’ün olması durumunda da “zorlama içinde” olmak gibi bir tavır sergilemeyeceğinin altı çizildi. HDP kanadının prensip olarak “kente karşı suç işlememiş” bir isim üzerinde uzlaşılabileceği değerlendirmesi CHP’lilerle paylaşıldı. Bu çerçevede eski DİSK Başkanı, CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi isminin de zikredildiği belirtildi. Sırrı Süreyya Önder ‘Gizem’e sahip çık’ AYŞE SAYIN ANKARA Kutup bölgesinde çevre eylemi düzenledikleri gerekçesiyle 29 Greenpeace üyesiyle 2 aydan beri Rusya’da cezaevinde tutulan aktivist Gizem Akhan’ın bugünkü duruşmasını izlemek için Rusya’ya giden CHP Milletvekili Melda Onur, aynı gün Rusya’da olacak olan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Gizem’e sahip çık, sorunu Putin’e ilet” çağrısı yaptı. CHP milletvekilleri Onur, Veli Ağbaba ve İlhan Cihaner, Greenpeace gönüllüsü Gizem’e destek için bugün St. Petersburg’da olacak. Duruşmanın yapılacağı Saint Petersburg’a gitmeden önce Cumhuriyet’e bilgi veren Onur, dünyanın her yerinden çevrecilerin destek yağdırdığı ve kampanyalar düzenlediği Akhan’a, CHP olarak destek vermek için gitme kararı aldıklarını söyledi. Onur, bugün Başbakan Erdoğan’ın da “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Ortak Bakanlar Kurulu” toplantısı için Saint Petersburg’da olacağına dikkat çekerek Başbakan’dan Gizem’e sahip çıkmasını istedi. Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e konuyu iletmesini isteyen Onur, “Başbakan’ın orada olduğu gün duruşmanın yapılması iyi bir tesadüf. Başbakan, Gizem sorununu Putin’e iletsin ve sahip çıktığını göstersin” diye konuştu. 19 Eylül’de 24 yaşındaki Akhan, Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin, mutfağında staj yaptığı Greenpeace Artic Sunrise gemisi ve mürettebatına el koyması sonucunda gözaltına alınmıştı. Akhan’a “korsanlık” ve “holiganlık” suçlamaları yöneltildi. Öte yandan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Akhan’ın durumuna ilişkin Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’a mektup yazarak beklentilerini ilettiğini belirtti. Akhan’ın ailesiyle telefonda görüştüğünü de belirten Davutoğlu, St. Petersburg Başkonsolosu’nun da süreçle ilgili aileye bilgi verdiğini kaydetti. CHP’li milletvekillerinden Erdoğan’a ‘Putin’e ilet’ çağrısı ‘Arınç affettirmek için çabalıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP parti sözcüsü Haluk Koç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır Buluşması ile ilgili sözlerine “Ağzımı açtırmayın bana” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, “Başbakan’a ağzını açamayan bir kişi şimdi CHP Genel Başkanı’na dil uzatmaktadır. Kendisini dolaylı bir şekilde Başbakan’a affettirmek istemektedir” karşılığını verdi. Diyarbakır Buluşması’na ilişkin AKP ile CHP arasındaki polemik sürüyor. Ziyareti, Şivan Perwer’i ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Kaya ile ilgili sözlerini partisinin grup toplantısında eleştiren Kılıçdaroğlu’na cevap Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan “Ağzımı açtırmayın bana. Samimiyetsizliktir, kıskançlıktır, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasından duyduğu korkudur” ifadeleri ile geldi. CHP’nin bu sözlere yanıtı ise parti sözcüsü Haluk Koç’tan geldi. Koç, partisinin merkez yönetim kurulu toplantısı sürerken düzenlediği basın toplantısında, Arınç’ın sözlerine “Özgül ağırlıktan bahseden kişinin tipik bir özgül hafiflikle karşımıza çıktığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Koç, Erdoğan’ın Diyarbakır’da sarf ettiği sözlerin genel af olabileceğine ilişkin beklentilere yol açtığını belirterek “Başbakan’ın ikide bir bulunduğu ortamdan birilerine mesaj yollamak adına genel af şeklinde yorumlanabilecek açıklamalarda bulunması bir talihsizliktir. Çünkü genel af, şişeden cinin çıkmasına benzer. Bir kez çıktı mı, cini şişeye sokmak mümkün değildir. Birçok kader mahkâmu ve aileleri de bu sözlerden etkilenirler. Başbakan, bu çağrışımı yapabilecek ifadeleri Diyarbakır’da kullandı” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın, sanatçı Ahmet Kaya’nın katıldığı bir ödül töreninden bahsederken o törende bulunmadığını ileri sürenlere yönelik kullandığı bir ifadeyi de eleştiren Koç, “Başbakan edep özürlüsü olduğunu da bir kere daha ortaya koymuştur. Başbakan’ın son ortaya koyduğu oyun, üstlendiği rol, önce aklını başına toplamasını, dilini de siyasetin taşıması gereken edep sınırlarına çekmesi gereğini ortaya koymaktadır” dedi. Gizem Akhan 2 aydan bu yana Rusya’da cezaevinde tutuluyor. ‘Edep özürlüsü’ Kefaletle bırakılabilir Greenpeace Akdeniz İletişim Sorumlusu Gülçin Şahin duruşmaya katılan milletvekillerine teşekkür etti. Önceki gün iki Rus eylemcinin salıverilmesi kararının ardından dün de 9 göstericinin 2’şer milyon ruble karşılığında şartlı tahliye edilmesine karar verildi. Tüm tutukluların da serbest kalması halinde Greenpeace 60 milyon ruble (yaklaşık 3 milyon 750 bin TL) kefalet ödeyecek. Davutoğlu’ndan Lavrov’a mektup HEP SUSTU ŞİMDİ O KONUŞUYOR m’ ‘Hayal miydi diye düşündü sel Kürt Yönetimi riyet) Kuzey Irak Bölge ilat” olarak niteDİYARBAKIR (Cumhu i “m tin i, Diyarbakır ziyare Başkanı Mesud Barzan düşündüm? Yeni bir gün, yeni bir döiye i d l m aya “H Kurdistan ve Zagros lendirdi ve zey Irak’ta yayın yapan m manzara hayal ğü nem başlıyor” dedi. Ku rdü “Diyarbakır’da gö TV’ye konuşan Barzani, düşündüm. Kürdistan bayrağının alenen miydi, gerçek miydi diye algalanması beni çok duygulandırdı. a d çıl yöntemlerle Diyarbakır sokaklarınd ürtlerin haklarının barış ak biz de Türkiye n K ’ni iye ürk z T mı yac Amacı ma ol nu yo Kürt asimilas kır’a giderken renk çözülmesidir. Madem nem başlattık. Diyarba PKK lideri Abdul dö bir ni ye tte ase siy ile di. Perwer’i getirdim” de alan olsun diye bir de Şivan netilerinden Osman Öc i. yö ski n e ’ni KK , P eşi ed ” d im erd ist ek lah Öcalan’ın kard tm ni ile Diyarbakır’a gi ise “Ben de Sayın Barza TUTUKLU VEKİLLERİN ANT İÇMESİ ‘Barzani kendisini tek lider sanıyor’ İLHAN TAŞCI ANKARA BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Kandil yönetiminin Abdullah Öcalan’ın başmüzakereci olmasını istediğini bildirdi. KCK yönetiminin çözüm sürecini “tek taraflı” da olsa sürdürme kararlılığında olduğunu aktaran Buldan, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’nin bölgeye yaklaşımı ve Diyarbakır’daki değerlendirmelerine ilişkin ise “Tutumu çok tehlikeli. Kürt halkını birbirine kırdırma politikasıdır. Kürtleri birleştirmesi gerekirken. Barzani’nin bir an önce bu tutumundan vazgeçmesi gerekiyor” yorumunu yaptı. Buldan bir grup gazeteciyle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin lideri Mesud Barzani’nin Diyarbakır’da ağırlanmaya hazırlandığı günlerde Kandil’e giderek KCK yöneticileriyle görüşen ekipte de yer alan Buldan, Kandil’in Abdullah Öcalan’ın artık başmüzakareci kabul edilmesini istediğini aktarırken “Öcalan’ın kendisine ciddi bir şekilde yaklaşılması gerektiğini ifade ettiler” dedi. Mesud Barzani’yi “Ortadoğu’da kendisini tek lider olarak gören bir şahsiyet” olarak nitelendiren Buldan, şu değerlendirmeyi yaptı:“Biz Diyarbakır’da yapmış olduğu açıklamadan da şunu çıkarıyoruz; Sayın Öcalan’ın bu sürece katkısını görmezden gelen, onu hiçe sayan, onu yok sayan bir tavır ve tutum var. Barzani’nin bu tutumundan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü süreci başlatan taraflardan bir tanesi Kürt hareketidir ve bunun lideri de Öcalan’dır. Barzani’nin de artık bunu görmesi gerekiyor.” ‘Dağdakiler’ endişesi EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM İçtüzük Uzlaşma Komisyonu’nda, maddelerin yazımına geçilmesine karşın hiçbir maddede uzlaşma sağlanamadı. CHP ve BDP, tutuklu vekillerin ant içebilmelerine ilişkin maddede “Mazeretleri nedeniyle ant içemeyen milletvekillerinin ant içmeleri TBMM Başkanlığı’nca sağlanır” hükmü getirilmesini önerdi. MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, hükmün konulması durumunda ipin ucunun kaçacağı uyarısında bulunarak bunun “yatalak kalmak, ağır hastalık” ifadeleriyle sınırlandırılmasını, andın TBMM çatısı altında yapılması gerektiğini söyledi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise “Bugün tutuklu vekiller için istediğiniz, yarın dağdakilerle ilgili hale gelebilir” diyerek itiraz etti. Birisinin Veli Küçük'ü yazması gerekiyordu. işte o görevi gazeteci arkadaşım Hikmet Çiçek üstlenmiş... Bu kitabı merakla okudum. Pervin Buldan Emin ÇÖLAŞAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle