Katalog

15 KASIM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Her savaş ölüm fermanıdır Kültür Servisi Her yıl Norveç Edebiyat ve İfade Özgürlüğü Akademisi’nin (Bjørnson Akademi) Norveç’in ünlü milli şairi Bjørnstjerne Bjørnson adına verdiği “Bjørnson Ödülü” bu sene Yaşar Kemal’e verildi. Ödüle değer görüldüğü geçen ekim ayında açıklanan Yaşar Kemal’e ödülünü, Norveç Edebiyat ve İfade Özgürlüğü Akademisi Başkanı Knut Odegard takdim etti. Aynı ödül 2006 yılında Türkler ve Ermeniler arasında barışın sağlanması yönünde yaptığı çalışmalardan ötürü Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e değer görülmüştü. 9 Kasım’da Norveç’te düzenlenen ödül töreninde Yaşar Kemal’e ödülünü veren Knut Odegard yaptığı konuşmada, “Sizin sanatınız NORVEÇ EDEBİYAT VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ AKADEMİSİ ÖDÜLÜ’NÜ ALAN YAŞAR KEMAL: BROA DWA Y MÜZ İKA Lİ ‘ J ERS EY BOY S ’ İS T A NBUL’ DA hem gelenekseli çağdaşa taşıdı hem de yeniledi. Siz her zaman dayanışmanın şairisiniz ve her zaman zayıfların, baskı altındakilerin yanında oldunuz” dedi. Konuşmasına, “Hiç kimse aklından çıkartmamalı, her savaş bir ölüm fermanıdır. Yenenler de yenilenler de, savaşların dışında kalanlar da aynı yıkımdan kurtulamazlar...” şeklinde başlayan usta yazar şöyle devam etti: “Sanat insanların dünyaya bağlılığının, sevincinin büyük türküsüdür. Gerçek sanat yalanın, tüketici oburluğunun, zulmün, şiddetin, bitip tükenmeyen anlamsız savaşların, bütün kötülüklerin karşısındadır. O, her çağdaki çarpıklıklara karşı savaşım vermiştir. Çünkü, ne olursa olsun, her biçim sanatın birinci işi başkaldırıdır. Biliyoruz, bu karşı çıkma hiç de kolay değil.” Dört mevsim şarkılar Zorlu Sanat Merkezi’nde her nabza göre şerbet var: Klasik müzikten caza, etnik müziğe, klasik baleden modern dansa... Ama asıl heyecanla beklenen Broadway, Londra ve Paris’ten gelecek müzikallerdi. Yani “Jersey Boys”, “Cats” ve “Notre Dame de Paris...” Önceki akşam “Jersey Boys” müzikali başladı. 24 Kasım’a dek sürecek. Bu müzikal, 2004 yılında bestelendi yazıldı; 2005’te Broadway’e geldi; 2006’da “yılın en iyi müzikali” dahil olmak üzere çeşitli dallarda Grammy ve Tony ödüllerini kazandı. O tarihten beri her kıtanın birçok kentinde sayısız prodüksiyonlar birbirini izliyor. Gerçek bir öyküye dayanan bir müzikal. Dört çulsuz ama yetenekli gencin bir araya gelip “The Four Seasons” (Dört Mevsim) müzik topluluğunu kurmaları, yükselişleri, müzikal başarıları, devleşmeleri ve topluluğun dağılışı... “Dört Mevsim” topluluğunun öyküsünün, dört gencin farklı bakış açısı ve “anlatımıyla” izliyoruz. Müzikler, topluluğun gerçekten besteciliğini yapan Bob Gaudio’ya, sözler Bob Crewe’ye ait. özellik daha da önem kazanıyor. Hiç beklemediğim bir sürpriz, 60’lı yıllarda dilimizden düşmeyen İngilizce romantik şarkıların bu müzikalde karşıma çıkması oldu. (“I’m in the mood for love”, “Can’t give you anything but love”, Can’t Take My Eyes off You; Sherry vb...) Beni en çok etkileyen, profesyonelliğin dorukta olmasıydı. Müzik, şarkı, söz, konuşma, koreografi, sahnedeki devinim, her biri tek tek ve hepsi bir arada en dakik İsviçre saati gibi işliyordu. Bunların iç içe geçmesi ve ayrışması... Dekorun değişmesi, değişirken mekânı dönüştürmesi... Aksesuvarların, sayısız öğenin sahneye girip çıkması... Işıkların çok yönlü işlevselliği; gölge oyunları, kullanılan renkler... Dört genç (G. Almirall, D. Buys, K. Meyer ve E. Castis) başta olmak üzere, sahnede dans eden, şarkı söyleyen, müzik yapan 21 sanatçının mükemmelliği ... Bir tereddüt, bir aksama, bir zaaf yok. Dört dörtlük profesyonellik... O şarkılara aşina olmayan günümüz gençleri aynı derecede tat alır mı bilemiyorum... İngilizce oynanan müzikal Türkçe üst yazıyla sunuluyor. Kasım 2013 tarihinde Frankfurt Alte Oper’de Fazıl Say’ın Nâzım Hikmet Oratoryosu bir kez daha dinleyiciyle buluşacak... Anımsayacaksınız Ertuğrul Günay’ın Kültür Bakanlığı döneminde eser Moskova’da da seslendirilmişti. Orada bakan, Frankfurt Kitap Fuarı’nın açılışında bu eserin çalınacağı haberini verip herkesi sevindirmişti. Sonra’dan Fazıl Say iktidarca “tu kaka” ilan edilince tasarıdan vazgeçildi. Ama işte kimi eserler ne yapsanız yok edilemiyor! Şimdi Almanya’da Hessen Türk Toplumu, kuruluşunun 20. yılını bu eserle kutluyor. Almanya’da birçok anlı şanlı firma “Biz sponsor olalım, ama adımızı açıklamayın” diyor ve bu iş kotarılıyor. Derler elbet, Türkiye’deki hükümetle aralarının bozulmasında, hükümetin öfke, kin ve intikam oklarına hedef olmayı kim ister! Bu kez Şef İbrahim Yazıcı, 140 kişilik Wuppertal Opera Orkestra ve Korosu’nu yönetiyor. Fazıl Say ve Genco Erkal da sahnede. Frankfurt’tan soran okurlar oldu. 17 Kasım akşamı için daha çok bilgiyi 069 069 13 40 400 ya da 06996865822 numaralı telefonlardan alabilirsiniz... Profesyonellik dorukta Zorlu Sanat Merkezi’ndeki büyük salonun muhteşem bir akustiği olduğunu daha önce de vurgulamıştım. Baştan sona müziğe ve şarkılara dayanan bir eser izlerken, bu Nâzım Oratoryosu Frankfurt’ta Sevgili okurlar, iki gün önce bu sayfalarda haberini okudunuz. 17 SOTHEBY’S MÜZAYEDESİNDE ÜNLÜ ELMAS REKOR FİYATA SATILDI ‘Pembe Yıldız’a 170 milyon TL Kültür Servisi “Pink Star” (Pembe Yıldız) adıyla bilinen elmas, dün Sotheby’s’in Cenevre’de düzenlediği müzayedede 83 milyon dolara (yaklaşık 170 milyon TL) satılarak rekor kırdı. Çoğu pembe elmasın ağırlığının 5 kırattan az olmasına karşılık yaklaşık 60 kırat olan “Pembe Yıldız”ı, New York’lu ünlü elmas kesimcisi Isaac Wolf’un satın aldığı ve elmasa bundan böyle “Pembe Rüya” adını vereceği açıklandı. Bundan önceki rekor, üç yıl önce 46.2 milyon dolara (yaklaşık 95 milyon TL) satılan Graff Pembe elmasına aitti. Söz konusu elmas, 2.69x2.06 cm boyutlarındaki “Pembe Yıldız”ın yarısı kadardı. Uzmanlar, ekonomik ortamın koşulları ne olursa olsun harikulade güzellikteki değerli taşlar ve sanat yapıtlarının çok yüksek fiyatlara satılabildiğini vurguluyorlar. Nitekim bir gün önce de Christie’s’in düzenlediği müzayedede bir oranj elmas 35.5 milyon dolara (yaklaşık 73 milyon TL) alıcı bulmuştu. Birkaç gün önce, yine Christie’s’in New York müzayedesinde İngiliz ressam Francis Bacon’ın “Lucian Freud Üstüne Üç Çalışma” adlı üçlemesi 291 milyon TL’ye satılmıştı. “Pembe Yıldız”ın yalnızca 5 dakika süren bir çekişmeden sonra 74 milyon dolara (yaklaşık 152 milyon TL) satıldığı, ancak Sotheby’s’in komisyonu ile birlikte bu rakamın 83 milyon doları bulduğu öğrenildi. “Pembe Yıldız”ın rekor fiyata satılmasının ardından, Sotheby’s’in müzayede salonunda “Pembe Panter” filminin müziğinin çaldığı bildirildi. Andy Warhol kendi rekorunu kırdı n Kültür Servisi ABD’li sanatçı, film yapımcısı ve yayıncı Andy Warhol’un “Silver Car Crash Double Disaster” (Gümüş Araba Kazası) isimli çalışması 105 milyon dolara satıldı. New York’ta düzenlenen müzayedede satılan eserin, sanatçının bugüne kadar en pahalıya satılan çalışması olduğu belirtiliyor. 1963 yapımı eserin alıcısının kimliği açıklanmadı. Araf Avustralya’da sahnede n Kültür Servisi Aydın Orak’ın yönetip oynadığı Araf adlı tek kişilik tiyatro oyunu Avustralya’da sahneleniyor. Musa Anter’in hayat hikâyesinin anlatıldığı oyun 16 Kasım’da Melbourne, 24 Kasım’da Sydney ve 30 Kasım’da ise Perth şehrinde izleyiciyle buluşacak. u ‘Pembe Yıldız’ı, New York’lu ünlü elmas kesimcisi Isaac Wolf satın aldı. Wolf, ‘Pembe Yıldız’a bundan sonra ‘Pembe Rüya’ adını vereceğini açıkladı. Satıştan sonra salonda ‘Pembe Panter’ filminin müziği çalındı. Sotheby’s yetkililerinin açıklamasına göre, “Pembe Yıldız” 1999’da De Beers şirketi tarafından Afrika’da bulunup çıkarılmış, 132.5 kıratlık ham elmasın kesimi ve parlatılması iki yıl sürmüştü. İşlemler sonucunda 59.60 kırat olan “Pembe Yıldız”ın, kendi alanındaki ikinci en büyük elmasın iki katı büyüklükte olduğu belirtiliyor. n Kültür Servisi “Bir Yazar ile Bir Müzisyenin Buluşması” kapsamında gazeteci yazar Kürşat Başar ve piyanist Burçin Büke İstanbul Kültür Üniversitesi Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi’nde buluşuyor. 19 Kasım Salı saat 19.30’da gerçekleşecek etkinlikte Kürşat Başar saksofonu ile Burçin Büke’ye eşlik edecek. Bir yazar ile bir müzisyen