17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2013 CUMA [email protected] 16 ‘All is LostSona Doğru’, açık denizde fırtınaya yakalanmış, telsizi bozulmuş, ama yılmayıp asla hayattan vazgeçmeyen ihtiyar bir delikanlının hayata tutunmasını aktaran bir Robert Redford filmi... KÜLTÜR Her yer deniz, her yer fırtına: Diren adamım, diren! Teknolojinin nimetleriyle donatılmış, 10 metrelik, Virginia Jean adlı yelkenli yatıyla Hint Okyanusu’nda tek başına yol alırken muhtemelen bir şilepten düşmüş bir konteynıra çarpıp delinerek su alan şahane teknesini yalap şalap tıkayıp onararak yoluna devam eden ihtiyar bir delikanlı (Robert Redford), bugün gösterime giren “All is LostSona Doğru”nun biricik kahramanı. R. Redford malum, sadece sarışın bir Hollywood yakışıklısı konumunu aşarak zaman içinde dünya ve çevre sorunlarıyla haşır neşir, hayatında ve perdede çağdaş, özgürlükçü Amerikalıyı en iyi biçimde temsil ederek iyi bir aktör olagelmiş, aydın bir star. Ayrıca en iyi filmlerinden, ’68 ruhunun sindiği, o unutulmaz western başyapıtı “Butch Cassidy and the Sundance KidSonsuz Ölüm”de canlandırdığı karakterden esinlenme adıyla Sundance festivalini başlatıp bağımsız sinemaya ve genç yönetmenlere arka çıkarak hep desteklemiş biri. Redford’un kavanoza koyup denize atacağı dokunaklı veda mektubunu okumasıyla başlayıp 8 gün öncesine dönerek devam eden “Sona Doğru”, Chris Kentis’in asap bozucu “Open WaterAçık Deniz”i (2004) gibi uçsuz bucaksız denizin ortasında verilen, yeni bir hayatta kalma mücadelesini perdeye taşıyor; geçen yıl seyrettiğimiz Hollywood’un Çin asıllı ve 2 Oscar’lı yönetmeni Ang Lee’nin, o fırtınadan kabarmış, azgın denizin dev dalgalarına karşı direnen, kocaman bir sandala sığışmış Hintli bir delikanlıyla vahşi bir kaplanın dayanıştığı o inanılmaz ölüm kalım serüvenini anlatan, fantastik “Pi’nin Yaşamı”nı da çağrıştırırcasına. Eleştirmenlerce 2011’in en iyi 10 filminden biri sayılan ve finans dünyasını hicveden ilk uzun metrajı “Margin CallOyunun Sonu”yla parlayan, reklam ve belgeselden yetişme, vizyon sahibi yazar yönetmen J. C. Chandor’un imzasını taşıyan, tek mekânda ve bütünüyle de nizde geçen, kopan fırtınanın (doğanın) hikâyenin kötü adamı rolünü üstlendiği “All is LostSona Doğru”, doğaya karşı açık denizde canla başla hayata tutunma savaşı veren kahramanımızın serüvenini sürükleyici, varoluşsal bir aksiyon filmi boyutlarında aktarıyor 100 dakika süresince. Soluk soluğa izlenen, tamamen diyalogsuz, sinemada ayrıksı bir deneme niteliğindeki filmde, imdat çağrısına da yanıt alamıyor, çünkü bütün aletleriyle telsizi su alıp bozulmuş adamımız, mecburen sınırlı yiyeceği içeceğiyle yolculuğunu sürdürüyor, tıraşını bile ihmal etmeden. Tüm umudu, haritasından saptadığı uluslararası nakliyat rotasını yakalayıp yanından geçerken kurtarılacağı bir gemiye rastlamak. Ufuktaki kapkara yağmur bulutlarının gökyüzünü karartmasıyla patlak veren, kamçı gibi şaklayan deli bir rüzgârın iyice azdırdığı, geceyle gündüzün birbirine karıştığı ilk fırtına belasını atlatıyor tüm kısıtlı önlemlerini alarak. Ama nafile, durum gitgide kötüye sarıyor. Daha şiddetli ikinci bir fırtınanın beşik gibi sallayıp iyice göçerterek sulara gömdüğü yatı mecburen terk edip kurtarma botuna sığınıyor su bidonu ve haritasıyla. Çaresizlikten ağlayan, ölümle yüz yüze kalan adamımızı, alttan botu keşfetmiş balık sürüleriyle köpek balıkları izliyor. Önceleri Hemingway uyarlaması, John Sturges klasiği, Spencer Tracy’li “İhtiyar Adam ve Deniz”in (1958) durgun sularında yüzerken giderek yakalandığı korkunç fırtınanın göbeğinde, var gücüyle hayatta kalabilme çabasına dönüşerek kaçınılmaz bir mutlu sona dümen kıran “Sona Doğru”, insanın yaşama azmi ve direnci üstüne çekilmiş bir övgü ve güzelleme seyirliği olarak meraklısından tam not alıyor sonuçta. İnsana özgü umutların, hayallerin, korku ve endişelerin somutlaşmış haline bürünmüş, pes etmeyen kahramanımızı dublörsüz, derisi pörsümüş o kırış kırış, 77’lik fiziğiyle canlandıran yılların Robert Redford’unu belki de bunca yıldır ondan esirgenmiş en iyi aktör Oscar’ına kavuşturacak performansıyla baştan sona sürüklediği, etkileyici (hatta benzersiz) bir heyecan seyirliği olarak şapka çıkardığımız “All is Lost”, görüntüleri (kameraman Frank Demarco, sualtı çekimleriyse Peter Zuccarini’nin), görsel efektleri (Robert Munroe) ve Alex Ebert imzalı müzikleri bakımından da birinci sınıf. Beylik deyişle, soluk kesici bu R. Redford gösterisi kaçırılmaz! İSTANBUL ULUSLARARASI KISA FİLM FESTİVALİ Kısaların şenliği başlıyor filmine Golden Spike Ödülü’nü verecek, yönetmeni de 2014’te2027 Kasım’da gerçekleşki festivale konuk edecek. Bu tirilecek Uluslararası İstanbul bölümde gösterilecek olan İtalKısa Film Festivali 25. yaşıyan yapımları etkileyici, düşünnı kutluyor. dürücü, belli bir dünya görüDeğişik dilleri, sesleri, şü taşıyan sosyal içerikli çalışrenkleri, inançları bir araya gemalar. Uluslarası İstanbul Kısa tiren etkinlik ülkemizdeki en Film Festivali gösterimlerin yauzun ömürlü kısa film organinı sıra ulusal ve uluslararası sizasyonu olarak da dikkat çenemacıları buluşturma konukiyor. Sinemada kısa zamansunda da önemli bir rol üstlenida çok şey anlatmayı hedefleyor. Bu yılda festival dünyadan yen yönetmenlerin yetenekleriçok sayıda yönetmen, yapımcı ni özgün biçemde yansıtmalarıve oyuncuyu ağırlayacak. na olanak sunan festival nicelik Uluslararası konuklar filmleve nitelik açısından Avrupa’nın rinin gösterimlerine katılacakönde gelenleri arasında yer alılar, izleyicilerin sorularını yayor. Etkinlik, Kültür ve Turizm nıtlayacaklar. Bahçeşehir ÜniBakanlığı Sinema Genel Müversitesi öğretim üyesi, yönetdürlüğü, İstanbul Hollanda ve men, senarist, ses tasarımcısı, Polonya Başkonsoloslukları, besteci, kurgucu, kamera opeAlman, Avusturya, Fransız, İsratörü Theron Patterson, 26 panya ve İtalya Kasım Salı günü saat Kültür Merkezle15.00’te Fransız Külu Sinemada ri desteğinde, kıtür Merkezi’nde Ses kısa zamanda çok sa filmin duayeni Tasarımı adlı bir suşey anlatmayı Hilmi Etikan’ın num yapacak. yönetiminde düEtkinlik ulusal sinehedefleyen, zenleniyor. Bu yıl mamız için okul göreyönetmenlerin kurmaca, belgevini üstlenmekte, fesyeteneklerini sel, canlandırma tival kataloğu da kısa özgün biçemde ve deneysel dalda film belleği için baştoplam 940 film vuru kaynağı oluşturyansıtmalarına başvurdu, filmEtkinliğin yöolanak sunan festival makta. lerden 190 adeti netmeni Hilmi Etikan nicelik ve nitelik Türkiye’dendi. kısa metrajı önemli bir Kişisel katıaçısından Avrupa’nın sanat dalı, ulusal silımların dışında nemayı besleyen bir önde gelenleri Unifrance (Frankaynak olarak tanımlıarasında yer alıyor. yor: “Nuri Bilge Ceysa), Krakow Film Foundation (Polan, Reha Erdem, Taylonya), Goethe fun Pirselimoğlu, DerInstitut (Almanya), Eye Film viş Zaim gibi çok sayıda yöInstitute (Hollanda), Roma Film netmen kısa film çekerek siFestival (İtalya), Instituto Cernemaya girdi. Türkiye’de kısa vantes (İspanya) gibi film merfilm ne yazık ki görmezlikten kezlerinin seçkileri de program geliniyor. Kısa metraj ticada yer almakta. ri ürün olmadığı için gösterim Ali Vatansever (yönetmen), olanağını sadece festivallerde Can Kılcıoğlu (yönetmensebulabiliyor. Uzun metrajdan narist), Dilek Aydın (yönetçok kısa film festivali var. Kımen), Doğa Kılcıoğlu (akadesaların yüksek sayıda izleyici misyenyönetmen), Emine Yılkitlesi var” diyen Etikan kısadırım (yapımcısenarist), Gürların ticari dolaşıma çıkmadıkcan Keltek (yönetmen), Hasan ları için ekonomik girdilerinin Cömert (sinema yazarı), Haşolmadığını belirtiyor. met Hakan Topaloğlu (yapımAçılış töreni 20 Kasım Çarcı), Somnur Vardar’dan (yöşamba günü 19.30’da İtalyan netmen) oluşan jüri programKültür Merkezi’nde yapılacak. daki ulusal kısa metrajları seçYönetmen Reis Çelik ve festiti. 2011’de Giuseppe Alessio val düzenleme kurulu adına HilNuzzo tarafından İtalya’da kumi Etikan konuşma yapacaklar, rulan, Vico Equense’de düzenardından konuklara uluslararası lenen Social World Film Feskısalardan oluşan bir seçki sutival ile işbirliği yapan etkinlik nulacak. Filmler, Alman, Franİtalyan sinemacıların beş seçkin sız, İtalyan Kültür Merkezlerinfilmini sunacak. de Türkçe altyazılı olarak ücretAyrıca Social World Film siz izlenebilecek. (www.istanFestival sosyal içerikli bir Türk bufilmfestival.com) ASLI SELÇUK ‘Bir kamera, bir yoldaş’ CİVAN DEĞER YILMAZ GÜNEY KÜRT KISA FİLM FESTİVALİ BAŞLADI BATMAN Batman Belediyesi ve Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği tarafından bu yıl “Bir kameramız ve yoldaşlığımız var (Kamerayeke me u rêhevaltiya me heye)” sloganı ile gerçekleştirilen 4. Yılmaz Güney Kürt Kısa Film Festivali, usta yönetmen Yılmaz Güney’in “Umut” filminin gösterimi ile başladı. Önceki gün Yılmaz Güney Sineması’nda gerçekleşen açılışa BDP Batman Milletvekilli Ayla Akat Ata, BDP Batman il eşbaşkanları Serdar Atalay ile Rahşan Çarboğa, Belediye Başkanvekili Nergiz Ekinci ve sinemaseverler katıldı. Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği yöneticisi Haşim Aydemir yaptığı açılış konuşmasında, bu sene hazırladıkları programla Halil Dağ’ın sinemasına odaklandıklarını belirtti. Aydemir, “Birkaç arkadaşıyla birlikte bir kamerasıyla sinema sanayisine karşı komünal bir yaşamla sinemayı geliştirdiler. En azından sinemanın sanayiden uzaklaştırılması, sanata uygun ve toplumun gerçeklerine ve değerlerine uygun olarak yaratmayı hedeflediler” dedi. Belediye Başkanvekili Nergiz Ekinci de bu yıl festival kapsamında Musa Anter ve “Mehmet Sincar Halkevleri” ile merkeze bağlı Suçeken (Şikefta) ve Yaylıca (Dirbêsa) köylerinde film izletileceğini belirtti. EMRE YUNUSOĞLU’NUN FOTOĞRAF SERGİSİ TEB ÖZEL BANKACILIK NİŞANTAŞI MERKEZİ’NDE ‘Öteki Bodrum’ Kültür Servisi Gazeteciliğin yanı sıra farklı projelere çalışmalar üreten genç fotoğrafçı Emre Yunusoğlu’nun Bodrum Yalıkavak’ın meşhur günbatımı seyir tepesinin hemen yanındaki Yalıkavak çöplüğünü fotoğrafladığı “Öteki Bodrum” başlıklı sergisi, TEB Özel Bankacılık Nişantaşı Merkezi’nde sanatseverlerle buluşuyor. Yunusoğlu’nun doğal güzellikleriyle dillerden düşmeyen, tatil cenneti Bodrum’un hiç akla gelmeyen bir yüzünü gösteren sergisinde, Yalıkavak çöplüğünün ve çöplük sakinlerinin fotoğrafları yer alıyor. Yıllar boyunca atılan çöplerin oluşturduğu bu tepeciğin Romanlar tarafından keşfedilmesiyle çöplük, hem gözlerden ırak, hem de milyon dolarlık villaların sahip olmadığı bir manzaraya sahip bir yerleşim birimi haline geldi. Bu “mahalle”nin hikâyesini anlatan, çöplüğün en yaşlısı Mehmet Kaptan; üç kuşak önce İzmir’den buraya gelip yerleştiklerini belirtirken “İnsanların çöpü, bizim ekmeğimiz” diyor. Sergi 13 Aralık’a kadar sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle