Katalog

9 EKİM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, demokrasi paketi eleştirilerine yanıt verdi 5 karıştırmayın... Yargılaması başka bir kentte yapılacak. Gazeteci İsmail Saymaz... Pardon oğlum İsmail, otur oturduğun yerde. Yerin altı da var, dikkat et. İmza: “Vali baba!” Boş verin siz hukukçuların “Demokrasi paketinden polis devleti çıktı” demelerine. Biz onları yakından tanırız. Ortalığı karıştırırlar, o kadar... Polis, kuşkulandığı kişilerin bir eyleme katılıp katılmayacağını gözlerinden anlar, yargı kararı olmadan yakalayıp gözaltına alabilir. Gelişmiş demokrasilerde yapılan uygulamalar polis devleti anlamına mı gelir? HHH Şu demokrasi koşusuna katılın sevgili okurlar... Ben bu demokrasinin düzeyini görememişim! Cumhuriyet’ten bizim Murat İnceoğlu var ya, sakın yazdıklarına inanmayın! Gezi soruşturmalarında hükümetin yargıya müdahale ettiğini somut olarak belgelemiş ama boş verin. Demokrasilerde bunlar vardır! AKP İstanbul örgütü, savcılığa başvurarak soruşturmada taraf olmamasına karşın dosyanın fotokopisini almış. İyi yapmış arkadaşlar, elleri dert görmesin... Gizlilik kararı var elbet... Ama bizim patronun avukatı bu işi başarmış... Bakın 90 yıllık Cumhuriyeti kuran biziz... Ben laik değilim ama devlet laik! Hiç korkmayın, bize sarılın. Susurluk çetelerini, derin devleti, faili belli olan cinayetleri unutun... Haydi koşun demokrasi bayramına... Sizin için geldik, sizin için iktidardayız! ‘Cumhuriyeti özüne döndürüyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, demokratikleşme paketinin Cumhuriyetle ilişkilendirilmesinin “cahillik” olduğunu savunarak “Cumhuriyeti özüne, kuruluş felsefesine döndürüyoruz” dedi. Erdoğan’ın “Partimizde ben yok, biz var” vurgusu da dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında özetle şu görüşleri dile getirdi: Lider ismi anmadan muhalefete eleştiri: Bundan sonra muhalefet genel başkanlarının adını ağzıma almayacağım. Bunu arkadaşlarıma havale ediyorum. Dua edilen fotoğraf Cumhuriyettir: 23 Nisan 1920’de Ulus’ta Büyük Millet Meclisi önündeki Gazi Mustafa Kemal’in etrafında ellerini semaya açmış dua edenleri gösteren fotoğraf, bir Türkiye fotoğrafıdır, bir Cumhuriyet fotoğrafıdır. Paketi Cumhuriyete karşı göstermek cahillik: Bugün attığımız her adımı, yaptığımız her reformu Cumhuriyete karşı gibi göstermeye çalışan cahiller ve istismarcılar var. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet ile ilişkilendirmek nasıl bir cahilliktir, nasıl bir istismardır? Hain uyarısı: Bunu BDP’ye gönül vermiş kardeşlerimin çok iyi bilmesi lazım. Bakın bu gönül verdiğiniz partinin yöneticileri, partilerinin kapatılmasını özellikle istiyorlar, oradan bir şey elde ederim diye bunu istiyorlar. Bizim içimizden de ne yazık ki 34 arkadaş ihanet etti, onlar da bırakıp gitti. Ruhban Okulu niye açılmadı?: Şu anda bizim Atina’da iki tane camimiz var. Dedik ki “Gelin bunu bize iade edin, biz bunun restorasyonunu yapalım.” Bize kaç kez söz verdiler. İkinci bir sorun; bunların bir yetimhanesi vardır Büyükada’da. Yetimhaneyi kendilerine teslim ettik. Üçüncü bir sorun, Saint Sinod Meclisi’nin üyelerinin tamamıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması lazım. Yani Bartholomeos gibi. Şu ana kadar vatandaşlığa aldığımız 17 papaz var. Gel gör ki Batı Trakya’da benim 150 bin soydaşım var. Ama başmüftüyü Yunan hükümeti kendi memuru gibi atıyor. Bartholomeos’u ben kendi memurum gibi atıyor muyum? Bütün bunlar karşısında ülkemden de bazı insanlar çıkıyor, işte “Biz Başbakanımıza güveniyoruz, bunu da Başbakanımız çözmeliydi.” Kusura bakma sen kimin bu noktada sözcülüğüne soyunuyorsun? Gelsinler “evet” desinler, eşzamanlı adımları atalım. Türbanlı memura provokasyon uyarısı: Başörtüsü tarihi nitelikte bir adım. Fakat ben buradan tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum, süreci provoke etmeye çalışanlar olabilir, oyuna asla gelinmesin. Ant’a Hitler ve Stalin benzetmesi: Andımız diye bilinen metnin yazarı son derece tartışmalı bir isim olan Dr. Reşit Galip, Türkçe ezan zulmünün mimarlarındandır. Aynı Reşit Galip, insan kafatasları ölçen, sınıflandıran anlayışı destekleyen sözüm ona bir bilim insanıydı. 1930 ve 1940’lardaki Hitler ve Stalin gibi diktatörler zamanında toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Sabah sabah düşünmeye başladım... Paketten gerçekten demokrasi ve özgürlükler çıkmış. Peki, ben neden göremedim? Demokrasiye doğru koşuyoruz. Tarihi adımlar atılıyor... Andımız kaldırıldı, sıkmabaş kamuda artık serbest! Açın gözlerinizi iyi bakın... Gökyüzü masmavi, havada bahar esintisi var. Öğrenci andı tarihin çöplüğüne atılırken niçin alkışlamıyorsunuz? Bu bir bayram sevinci, mutluluğu... Demokrasi ve özgürlük bayramınız kutlu olsun! Zindanlarda yatan masum insanlar, gazeteciler, siyasetçiler, bilim insanları, üniversite öğrencileri, çocuklar... Bu coşkuya katılın! 90 yıl önce kuruldu bu Cumhuriyet! Berfo Ana mezarında rahat uyu, oğlun Cemil’in kemikleri bile bulunmadı ama demokrasi geldi... Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, hepiniz görün ülkenizin “çağdaş bir ülke” olduğunu... HHH Sakın inanmayın “demokrasi paketinden polis devleti çıktı” diyenlere... Onlar bölücü, terörist, Ergenekoncu ve Balyozcu... Onlar KCK’li... Demokrasiye koşuyoruz... Parasız eğitim değil paralı eğitimden yana olacaksınız. Siz televizyon sunucusu kadınlar... Televizyon ekranlarına mini etekle, açık saçık giysilerle çıkmayacaksınız. Birisi çıktı, efendi konuştu; kız işinden kovuldu, demokrasi kükredi(!). Ve siz sevgili halkım! Susurluk çetesini “kahraman” olarak göreceksiniz... Demokrasi Değil, Polis Devleti... El Nusra, El Kaide kardeşimiz, canımız. Kâfirler düşmanımız... HHH Demokrasi tarihimizde bir dönem kapanıyor artık... Kurban Bayramı’ndan önce demokrasi telaşı başladı... Sıkmabaş özgür, Andımız yasak! Bayramdan önce çıktı bu düzenleme. Kollar sıvandı! Çocuklarımıza bayram armağanı... Boş verin zindanların boşalmasına, gazetecilerin tutuklu olmasına... Yurt Gazetesi muhabiri Sami Menteş 9 aydır tutuklu... En genç gazeteci Sami... Bugün ilk kez yargı karşısına çıkacak. Suçunun ne olduğunu kendisi de bilmiyor... Daha çok genç. Yatsın içeride kerata. Görsün akla karayı... Biz demokrasiye koşuyoruz... Demokrasi ve özgürlük geliyor. Aydınlanma devrimi şu bu... Hepsi fasa fiso! Ethem Sarısülük’ü öldüren peruklu polisi Urfa’ya gönderdik... Üstelik Koruma Şube Müdürlüğü’ne... Devlet büyüklerimizi koruyacak Urfa’ya geldiğinde. Daha ne istiyorsunuz... HHH Ali İsmail cinayetini fazla 10 AİLE COCUKLARINI GÖNDERMİYOR din dersi direnişi EMRE DÖKER Narlıdere’de zorunlu İZMİR Narlıdere’de veliler AKP hükümetinin zorunlu din dersi baskısına karşı direnişe geçti. Narlıdere Halk Forumu’nda alınan kararla Alevi aileler zorunlu din derslerine çocuklarını göndermeme kararı aldı. Şimdilik 10 aile bu karara uyarken, birçoğu da çocuklarının din kültür ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulmaları için okul yönetimlerine dilekçe verdi. Eğitim Sen İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Duran Sınacı, bazı velilelerin okul yönetimlerine çocuklarının zorunlu din dersinden muaf tutulması için dilekçe verdiğini belirterek “Okul müdürlerinin verilen dilekçeye 5 iş günü içinde dönmesi gerekiyor. Bu kararın ardından veliler tutum alacaklar. Şu anda 10 veli, çocuğunu, her türlü baskıya karşı zorunlu din dersine göndermiyor” dedi. Narlıdere Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Mustafa Aslan, zorunlu din derslerinin kaldırılması için yıllardır mücadele ettiklerini artık adım atma zamanının geldiğini söyledi. Kızını zorunlu din dersine göndermeme kararı alan ve uygulamaya geçen velilerden Soner Gökbulut da baskılara direneceklerini söyledi. Yönetime, Danıştay ve AİHM kararlarını gerekçe göstererek kızının din kültür ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutulması yönünde dilekçe verdiğini söyleyen Gökbulut, şunları vurguladı: “Dilekçemize ‘Baban gelsin yanıtı alsın’ denilmiş. Kızım da bu dersi almak istemiyor. Bir kez derse girdi. Derste öbür dünyadan, cennet, cehennem, şeytanlardan bahsedilmiş. Çocuğum şimdi korkuyor, yalnız yatamıyor. Uyuyamıyor. Baskılara direnmeye çalışıyoruz. Narlıdere’de sadece ben değilim. Birçok okulda veliler bu konuda dilekçe verdi. Derslere çocuklarını göndermemeye başladı. Toplu halde direnişe devam edersek bu tüm kamuoyunun da dikkatini çekecektir.” ALEVİLERDEN ‘CEMEVLERİ TERÖR YUVASI’ DİYEN METİNER’E TEPKİ ‘Barış dilini kullandık teröre maruz kaldık’ SİBEL BAHÇETEPE Cemevlerini “terör yuvası” olarak niteleyen AKP Milletvekili Mehmet Metiner’e tepki gösteren Alevi örgütleri, “Alevi toplumu her zaman barış dilini kullanmıştır. Bırakın cemevlerini terör yuvası yapmayı, Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta teröre maruz kalan hep bizler olduk” dedi. Metiner’in sözlerine sosyal medyadan da tepki gösterildi. CNN Türk’te “Tarafsız Bölge” programına katılan Metiner’in “Cemevleri terör örgütlerinin de merkezi olmamalı” sözleri Alevilerin tepkisini çekti. Alevilik Araştırma Merkezi Başkanı Ali Yıldırım, Metiner’in sözlerinin “Kızılbaşların canları, malları helaldir” diyen Osmanlı Şeyhülislamı Ebusuud’tan farksız olduğunu belirterek şunları söyledi: “Aynı anlayışı bugün Metiner sürdürüyor. Metiner aslında AKP’nin duygu ve düşüncelerini yansıtıyor. Sivas’ta, Çorum’da ve Maraş’ta teröre Aleviler maruz kalmıştır. Metiner kendince cemevlerini itibarsızlaştırmak istiyor.” Alevi Dernekleri Federasyo nu Başkanı Hüsniye Takmaz ise “Metiner’de biraz vicdan olsa geriye dönüp bir bakar. Tarih boyunca Alevi katliamlarını yapan kişiler, hep camiden çıkarak saldırmıştır. Bu ifade toplumu ayrıştırmaktan öteye gitmez” dedi. Eski Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ise cemevlerini terör yuvası olarak göstermek için insanın aklını ve vicdanını kaybetmiş olması gerektiğini söyledi. Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu da Metiner’in sözlerinin Alevilere olan kinin dışavurumu olduğunu vurguladı. Şahkulu Sultan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tural ise Metiner hakkında suç duyurusunda bulanacaklarını ve Alevilere yönelik ayrımcılığa karşı 3 Kasım’da Kadıköy Meydanı’nda miting düzenleyeceklerini söyledi.