19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 IMF’nin ağustos sonunda sunmuş olduğu projeksiyonları, Türkiye ekonomisinin 2013’te yüzde 3.8; 201318 arasında da ortalama yüzde 4.2 oranında büyüyeceği yönünde. Her iki oran da tarihsel potansiyel ortalamanın altındadır. İşsizlik oranındaki yüzde 9.4 öngörüsü ile birleştiğinde, Türkiye’nin 2010’lu yılları küresel krize koşut olarak durgunluk içerisinde izleyeceği öngörüsü hemen anlaşılıyor. IMF’nin makro düzeydeki diğer önemli öngörüsü ise cari işlemler açığına ait. IMF öngörüleri 2012’de milli gelirin yüzde 6.1’i düzeyinde gerçekleşen cari işlemler açığının giderek yükseleceğini ve 2018’de yüzde 8.3 olacağını vurguluyor. Tanım gereği, cari açığın iki ana kaynağı özel ve kamu tasarruf yatırım açığıdır. Öngörüler, kamu kesiminde tasarruf yatırım açığının ortalama yüzde 1.4 düzeyinde kalacağını, ancak özel sektörde tasarruf yatırım dengesinin bozulmaya devam edeceğini vurgulamakta. Dövizdeki ucuzlamaya koşut olarak, özel sektörde ulusal tasarruf yerine dış borçlanmaya dayalı bir dış tasarruf (cari işlemler açığı) kullanımının özendirilmesi kaçınılmaz gözüküyor. IMF’nin Türkiye Ekonomisine İlişkin Öngörüleri Milli Gelir Büyüme (%) Enflasyon Reel Döviz Kuru Endeksi (2003=100) İşsizlik Oranı 9.2 Milli Gelire Oran Olarak (%) Cari Açık 6.1 Kamu Tasarruf Yatırım Dengesi 1.4 Özel Tasarruf Yatırım Dengesi 4.6 2012 2.2 8.9 85.7 2013 3.8 7.7 85.5 9.4 7.4 1.3 6.1 8.3 1.1 7.2 8.4 1.4 6.5 201318 2018 Ortalaması 4.5 4.2 5 5.8 76.7 81.4 20142016 yıllarını kapsayan OVP’de büyüme hedefi düşürüldü Hedefte revizyon Bu yıl yüzde 4 olarak gerçekleşmesi öngörülen yıl sonu büyüme hedefi yüzde 3.6’ya düşürüldü. Cari açık hedefi de ötelendi. Ekonomi Servisi Hükümet Orta Vadeli Program’da (OVP) 2013 yılı için öngörülen yüzde 4 büyüme hedefini aşağı yönlü revize etti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, daha önce yüzde 4 olarak belirlenen 2013 yılı büyüme hedefini yüzde 3.6’ya indirdi. 2014 yılında büyüme rakamının biraz toparlanarak yüzde 4’e ulaşacağını tahmin ettiklerini söyleyen Babacan, 2015 ve 2016 yıllarında ise yüzde 5 büyümenin hedeflendiğini açıkladı. Daha önce 20132015 OVP’de ekonominin 2014 ve 2015 yılında yüzde 5 büyümesi hedeflenmişti. Böylelikle 2014 hedefi de bir yıl geriye kaydırılmış oldu. Büyüme dışında OVP’nin diğer dözenlemeleri de şöyle; * Birinci öncelik cari açığı 3 yıllık dönemde azaltmak. Bunun için yurtiçi tasarrufları artırmak, mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek ve ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmek önem taşıyor. * İşsizliğin aşama aşama düşürülerek bu yıl yüzde 9.5, dönem sonunda yüzde 8.9’a geriletilmesi bekleniyor. * Enflasyon yıl başındaki hedefi aşacak. Yıl sonunda yüzde 6.8 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. * Bütçe açığının GSYH’ye oranı ise 2014’te yüzde 1.9, 2015’te yüzde 1.6, 2016’da yüzde 1.1 olarak gerçekleşecek. IMF’den Türkiye Ekonomisine Bakış IMF’nin Türkiye ekonomisinin 2013 ve sonrasına ilişkin gözlem ve uyarılarını kapsayan IV. Madde Değerlendirmesi yayımlandı. Değerlendirme raporu, 2013 sonrasında Türkiye ve küresel ekonomiye ilişkin güncel verileri ve öngörüleri sunmakta. Bu yazımızda kısaca söz konusu verileri ve IMF’nin önerilerini sizlerle paylaşmak arzusundayım. IMF, Türkiye ekonomisinin 2013 ve sonrasında uluslararası sermaye hareketlerinin daha “merhametsiz” bir görünüm alacağını vurgulayarak kısa dönemde gerek para, gerekse kamu maliyesi politikalarında sıkılaştırmaya gidilmesini önererek işe başlıyor. IMF’nin “geleneksel” daraltıcı makro ekonomi politikaları söylemine son derece uygun olan bu adımın gerisinde Türkiye ekonomisinin dış açığının çok yüksek, büyüme temposunun ise tarihsel oranların gerisinde kalması tespitleri yatıyor. IMF heyeti özellikle para politikasının muğlak, belirsiz ve karmaşık olmasından rahatsızlığını dile getirmekte ve mevcut para politikasının enflasyon hedeflerine ulaşmakta yetersiz kalacağı yolunda Merkez Bankası’nı uyarmakta. IMF’ye göre, TCMB’nin mevcut “geleneksel olmayan para politikaları” demetinin aşırı karmaşık ve çok fazla hedefe yönelmekte olduğu gözleniyor. Bu da enflasyonla mücadelede “piyasaların” TCMB’ye olan güveninin sarsılmasına yol açıyor. IMF’ye göre Merkez Bankası bir an önce pozitif reel faiz sunan bir para politikası izlemeye başlamalıdır. (Mevcut politika faizinin yüzde 4.5 ve reel olarak yaklaşık yüzde eksi 4 olduğu düşünülürse, IMF’nin faizlerin en az yüzde 8.5 oranına çıkarılmasını önerdiği söylenilebilir.) IMF Değerlendirme Raporu’nda ele alınan önemli bir diğer makro fiyat ise reel döviz kurudur. IMF öngörüleri, yabancı dövizlerin 2003 yılındaki değerini 100 kabul edersek, 2012’de yaklaşık yüzde 15 ucuzlamış olan dövizin reel fiyatının, 2018’de yüzde 19’a değin düşeceğini belirtmektedir. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi 2010’lu yıllarda da ucuz döviz (aşırı değerli TL) patikasını izlemeye devam edecektir. IMF’nin Türkiye ekonomisinin yakın geleceğine ilişkin öngörülerinin çoğunlukla durgunluk içermekte olduğu görülüyor. İlk öncelik cari açık ArcelorMittal, Erdemir hisselerini elinde tutamadı Dünyanın önde gelen demirçelik üreticilerinden ArcelorMittal 267 milyon dolarlık hisse sattı. ArcelorMittal, Erdemir’de yüzde 6.66 hisseye denk gelen 233.17 milyon adet hisse sattığını ve satıştan yaklaşık 267 milyon dolar gelir elde ettiğini duyurdu. ArcelorMittal’in Erdemir’de yüzde 18.74 olan hissedarlık oranı, satış işlemi sonrasında yüzde 12.08’e gerileyecek. ArcelorMittal, Erdemir’de kalan hisselerine ilişkin olarak 180 gün boyunca elden çıkarmama konusunda taahhütte bulundu. Erdemir’in ödenmiş sermayesi 3.5 milyar lira seviyesinde bulunuyor. Satış işlemi talep toplayıcı olan Citigroup Global Markets tarafından gerçekleştirildi. Hisse satışı sonrasında Erdemir hisselerinde yüzde 3’ün üzerinde düşüş görüldü. İşçi döviz hesabı kalkıyor Ekonomi Servisi Merkez Bankası, Türk Lirası’nı korumaya yönelik yeni bir adım attı. Daha önce yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının dövizlerini çekmek amacıyla başlatılan Süper Döviz Hesabı uygulaması 1 Ocak 2014 itibarıyla sona eriyor. Merkez Bankası, bu tarihten itibaren yeni kredi mektuplu döviz tevdiat hesapları ve Süper Döviz Hesa bı açılmayacağını vurguladı. İşçi dövizi hesaplarının 2000’li yıllara kadar Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin önemli bir kısmını oluşturduğunu vurgulayan Merkez Bankası genelgesine göre, 1 Ocak 2015’ten itibaren vadesi dolan hesapların vadesi yenilenmeyecek. Hüküm 1 yıl vadeli kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplarına da uygulanacak. IMF’nin öngörülerine dayanarak genel bir değerlendirme sunarsak üç rakam öne çıkmaktadır: yüzde 9 (+ ?) düzeyinde işsizlik; milli gelire oran olarak yüzde 8.4 düzeyinde cari açık ve yüzde 4.2 düzeyinde büyüme hızı. Daha önceleri bu oranlar çok daha yüksek büyüme hızı ve daha düşük cari açık oranında denge oluştururken Türkiye’nin 2018’e değin makro dengelerinin daha düşük büyüme ve daha yüksek cari açık ile beraber gerçekleşeceği anlaşılıyor. Yüzde 7 8 büyüyen bir ekonomide yüzde 9.2 olan işsizlik oranının, yüzde 4.2 büyüyeceği tahmin edilen bir ekonomide gene aynı düzeyde kalacağını öngörmek ise çok gerçekçi durmuyor. Bütün bu veriler Türkiye’nin sorunlarının çevrimsel (cyclical) olmaktan öte, yapısal nitelikte olduğunu (dışa bağımlılık, enerji bağımlılığı, düşük ulusal tasarruflar) belgelerken; daha fazla mali disiplin ile aşılabilecek boyutun çoktan aşılmış olduğunu vurgulamakta.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle