22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 Beethoven fırtınası Müziğindeki güçlü dinamizm, ateşli dışavurum ve duygusal yoğunluk hiçbir besteciyle kıyaslanamaz 18. yüzyılın 19. yüzyıla bağlandığı yıllar müzik tarihinde “Beethoven Çağı” olarak anılır. Ludwig van Beethoven (17701827), HaydnMozart’ın Klasizmini Romantizm akımına aktarmıştır. Klasik Dönem’in aristokratik dinleyicisi gibi izleyicisini artık yanı başında bulamayan 19. yüzyıl sanatçısı, kendi kabuğuna çekilmiş, romantik bir yalnızlık içindedir. Yükselen kişiler generaller, bankerler, işadamları ve politikacılardır. Onların önceki dönemin aristokratik toplumu gibi bire bir sanatla ilgilenecek zamanı yoktur. Beethoven’ın gençlik günlerinde Fransız Devrimi’nin yaydığı yeni düşünceler Avrupa’yı sarsmaktadır. Yaşam biçiminde de yenilikler olmaktadır: Yağ kandilinden gaz lambasına, at arabasından buharlı lokomotife geçilmiştir. Sanatçı artık toplumun hizmetlisi değil, yapıtlarıyla toplumun sesini haykıran bir kahramandır. Beethoven’ın müziğindeki güçlü dinamizm, ateşli dışavurum ve duygusal yoğunluk hiçbir besteciyle kıyaslanamaz. Yirmi sekiz yaşında sağırlığı başlayınca, yapıtlarının birçoğunu iç kulağındaki esin kaynağıyla bestelemiş. Ve otuz yıl boyunca, durmadan, eşit zaman aralıklarında yapıt üretmiş. Programlı senfonileri (No. 3, 6, 9) Romantik çağın senfonik şiboyu olgunlaşmayı beklemiş. Giderek bu dev bestecinin bir başkaldırı, bir öğretmen, hatta bir otorite olduğunu anlamaktayız. T. Strugala CSO’ya ilk geldiği yıl ve G. Aykal BİFO’yu ilk kurduğunda 9 senfoniyi art arda programa almışlardı. Çünkü 9 senfoninin her birisi orkestra için temel eğitim aracıdır. Bu yıl İDSO, 9. Senfoni’yle açtı konserlerini. İDSO ile 1 Kasım’da Gökhan Aybulus 3. Piyano Konçertosu’nu çalacak. 22 Kasım’da 2. Senfoni, 11 Mart’ta keman konçertosu ve 11 Nisan’da 1. Senfoni var. İşSanat’ta 8 Ocak’ta St. MartinintheFields’den u Beethoven’ın Eroica’yı, 13 Mayıs’ta Vigençlik günlerinde yana Oda Orkestrası’ndan Fransız Devrimi’nin ir geleneğine kapı4. Senfoni’yi dinleyeları açmıştır. Diğer yaydığı yeni düşünceler bilirsiniz. Boğaziçi Alsenfonileri ise KlaAvrupa’yı sarsmaktadır. bert Long konserlerinsik kalıplara bağde 6 Kasım’da LeonskaYaşam biçiminde de lı kalan bestecileja Fırtına Sonatı’nı, 13 re yol göstermiştir. yenilikler olmaktadır: Kasım’da DoddsKionkeOnun son yapıtlaDemiashkin üçlüsü PiyaYağ kandilinden rını çağdaşları pek nolu Trio’sunu çalacak. gaz lambasına, at anlayamamış; örBİFO’nun düzenlediği arabasından buharlı neğin Op.135 yayBeethoven Festivali ise bu lı çalgılar kuvartetyazıma esin kaynağı ollokomotife geçilmiştir. leri ancak 1950’li du: 18 Aralık’tan itibaren Sanatçı artık toplumun yıllarda yorumlabestecinin keman konçerhizmetlisi değil, nabilmiştir. Bestetosu, 5. Piyano Konçerci yapıtın içeriğintosu, 3. ve 5. senfonileyapıtlarıyla toplumun de anlatmak isteri, Missa Solemnis’i, büsesini haykıran bir diği özü, olgunluk tün piyano sonatları ve 12 kahramandır. döneminde yoğun tane yaylı çalgılar kuvarve içe dönük bir teti seslendirilecek. Hem dille yansıtmıştır. de Buchbinder, Tetzlaff, Martha Argerich onun 4. piyano Volodin gibi ünlü solistler ve Salzkonçertosunu çalabilmek için yıllar burg Bach Korosu’yla. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası mevsimi 9. Senfoni’yle açtı Aya İrini’de Beethoven’la iyileştik EGEMEN BERKÖZ Frankfurt’un Eski Tadı Yok Yayıncılık dünyasındaki, özellikle de dijital alandaki gelişmeler ister istemez kitap fuarlarını da etkiliyor. Dünyanın en büyük sektörel kitap fuarı olan Frankfurt Kitap Fuarı da “yayıncılığın dijital alana göçü”ne uyum sağlamak amacıyla birkaç yıldır yenilikler peşinde. Zaten yenilemesi de gerekiyor çünkü dijital alana göç olmasa da fuara yayıncıların ilgisinde düşüş olduğu bir gerçek. Dijital ortamda canlı ve görüntülü olarak görüşme olanağı, haberleşmenin çok hızlı bir şekilde gerçekleşmesi fuarlara katılımı etkileyen en önemli unsurlardan. Fuarda artık Günter Grass’ınki gibi dans partili, Muhammed Ali Clay’inki gibi boks ringli kitap tanıtımları yapılmıyor. Yeni kitapların tanıtımı bir yana yayınevi stantları büro görünümünde, masalarla dolu ve neredeyse hiç kitap sergilenmiyor. Frankfurt otellerinin fiyatlarını fuar zamanı dörde beşe katlamaları gibi unsurlar da caydırıcı etki yapıyor. Profesyonel katılımcı sayısı düşüyor. Kalış süreleri kısalıyor. Kitap Fuarı Direktörü Juergen Boos’un belirttiği gibi okullarda kara tahtanın yerini büyük dokunmatik ekranların aldığı, kitap kurtlarının kütüphanelerini bulutlarda (cloud) kurduğu bir ortamda fuarın değişmemesi olanaksız. Dijital alandaki gelişmeler yayıncıların yeni iş modelleri bulmasını gerektiriyor. Artık klasik modellerle kâğıda kitap basıp satmak yeterli değil. Dijital alan için üretilecek ürünler sadece metinden oluşmayacak filmden animasyona, müziğe, grafiğe dek birçok alanın katkısı ile oluşacak yeni içerikler. Belki de onlara artık kitap demeyecek başka adlar vereceğiz. Bu nedenle de fuarda bilgi paylaşımının, tartışmanın ağırlıklı olduğu, yeniliklerin sunulduğu toplantılarla şekillenen bir yapı oluşuyor. “Yayıncılığın dijital alana göçü” diğer yandan içeriğin ne kadar değerli olduğunu da gösterdi. Eğer iyi bir içerik yoksa dijital alanda yapılan tüm yeniliklerin boşa gideceği de anlaşıldı. Frankfurt Kitap Fuarı içeriği oluşturanları, yazarları, çevirmenleri ve yayıncıları içeriğe gereksinimi olan sinema, televizyon ve tabii dijital ortam temsilcileriyle de bir araya getirmeyi, bu alanlarda iş ortakları bulmalarını sağlamayı hedefliyor. Frankfurt Kitap Fuarı resmen 913 Ekim tarihleri arasında gerçekleştiriliyor olsa da yayıncılara, telif hakları ajanslarına yönelik toplantılar, konferanslar iki gün öncesinden yapılmaya başlıyor. Fuar sırasında da binlerce toplantı ve seminer yapılıyor. 2012’de gerçekleştirilen 3400 etkinliğin 1768’i toplantı ve panellerdi. Frankfurt Kitap Fuarı’nın onur konuğu Brezilya 2500 m2’lik alanda 92 yazarın katılımıyla 480 etkinlikle boy gösterecek. Brezilyalı yazarların 117 eseri Almancada yayımlanmış. Ekonomik alanda olduğu gibi yayıncılıkta da yükselen ülkelerden Brezilya. Nüfusu 195 milyon olmasına rağmen sektör büyüklüğü Türkiye’ye benzer. 2011 rakamlarına göre yayıncılık sektörü 2.4 miyar dolar büyüklüğünde. 58.192 yeni başlık ve 499,796,286 adet kitap üretmişler ve yüzde 7.36 büyüme sağlamışlar. Ekitabın payı yüzde 9. Ortalama kitap fiyatı 10 Avro. 3481 kitapçı var. 2004’te yayıncılık sektöründeki vergilerin azaltılması ile de kitap fiyatları yüzde 45 oranında düşmüş. Geçen yıl da kitap fiyatlarında yüzde 6.1’lik bir düşüş kaydedilmiş. Türkiye bu yıl 302 m2’lik ulusal stant ve çocuk kitapları bölümünde 50 m2’lik bir stantla katılıyor fuara. Türkiye’yi 33 yayıncı ve 12 telif hakları ajansı temsil edecek. Fuar programında bu yıl Türkiye’nin dört etkinliği bulunuyor. Haldun Taner ödülü Önderoğlu’nun Neslihan Önderoğlu Kültür Servisi 2013 Milliyet Gazetesi Haldun Taner Öykü Ödülü’ne “İçeri Girmez miydiniz?” adlı kitabıyla Neslihan Önderoğlu değer görüldü. Doğan Hızlan başkanlığında toplanan, Semih Gümüş, Kerem Işık, Handan İnci, Cemil Kavukçu, Demet Taner ve Ayfer Tunç’un yer aldığı seçici kurul, ödül gerekçesini, Önderoğlu’nun öyküyü yücelten tutumu, kendine özgü bir anlatı dünyası kurmuş olması, metinlerinde ki güçlü ve geleceğe dönük sağlam ipuçları olarak açıkladı. Alakarga Sanat Yayınları tarafından 2012’de yayımlanan “İçeri Girmez miydiniz?” yazarın ilk öykü kitabı. Kitapta yabancılaşma, yalnızlık, ihanet temaları işleniyor. 1966 İstanbul doğumlu Neslihan Önderoğlu, Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümü mezunu. Yazarın öyküleri, aralarında Notos, Sarnıç Öykü, Özgür Edebiyat, İzafi gibi çok sayıda dergi ve fanzinlerde de yayımlanıyor. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İDSO) yeni mevsimi açış konserinde Aya İrini’yi, çok soğuk ve ıslak bir gün olmasına karşın, tıklım tıklım dolduran müzikseverler arasında çok özel biri olduğunu konserin sonunda fark ettim. İki sıra arkamızda küçük bir çocuğun kucağında uyur gibi yaparak konseri baştan sona dinleyen bu kısa tüylü alaca kedi yavrusunun içinde Beethoven’ın saklı olduğunu düşündüm sonra bir an için: Yapıtlarını bestelerken zaman zaman müziklerinden esinlendiği Türklerin son büyük yapıtını nasıl seslendirdiğini görmeye gelmişti belki de büyük besteci. Anlaşılacağı gibi, İDSO 2013 – 2014 konser mevsimini Beethoven’ın en büyük yapıtlarından biri, çok kişiye göre de en büyüğü olan 9. Senfoni’yle u Gürer Aykal’ın açtı 4 Ekim Cuma akşamı. yönettiği orkestra Geleneksel mevsim açılış konuşmaları ve ana sponuzun ve sıcak yaz sor Denizbank’a plaket suboyunca birlikte numundan sonra başlayan çalmayı özlemiş konserde, Gürer Aykal’ın gibiydi, coşkuluydu; yönettiği orkestra uzun ve sıcak yaz boyunca birlikBeethoven’ın te çalmayı özlemiş gibiydi, neşeyle hüznün coşkuluydu; Beethoven’ın gelgitleriyle gelişen, neşeyle hüznün gelgitleriyle gelişen, özgürlük duyguözgürlük duygusuyla suyla yoğrulmuş yapıtının yoğrulmuş yapıtının özünü dinleyicilere aktarbildi. özünü dinleyicilere masını Solistler Evren Işık (sopaktarmasını bildi. rano), Nesrin Gönüldağ (alto), Ünüşan Kuloğlu (tenor) ve Erdem Baydar (bas) da; koro şefi Gökçen Koray ile yardımcısı Seval Irmak’ın çalıştırdığı, geçen yıl kurulan ve tümüyle amatörlerden oluşan İstanbul Senfoni Orkestrası Korosu da iyiydi. Senfoninin, neşe izleğinin öne çıktığı bitişinde müzik fırtına hızıyla doruğa yükselip bittiğinde kopan alkış tufanı, hem şeften orkestraya, solistlerden koroya sahnedeki tüm müzikçilerin başarısını onaylıyor, hem de Beethoven’ın büyük müziğinin bunalmış, umutsuz yüreklere nasıl iyi geldiğini gösteriyordu, bana göre. Eylülün son haftasından bu yana İstanbul’da orkestra ve salonlar mevsimi açıyorlar. 28 Eylül’de Orkestra’sion, 29 ve 30 Eylül’de Süreyya Operası, 6 Ekim’de İstanbul Devlet Operası açılış yaptılar. Bu hafta da, 9 Ekim’de Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Salonu’nun, 10 Ekim’de de Borusan Filarmoni’nin açılış konserleri var. ‘Ölüm orucu’ filmi festivali gerdi Antalya’da tansiyon yükseldi ANTALYA 50. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nin film gösterimi sırasında gergin anlar yaşandı. Ölum orucu konulu “Siware Sin”in (Mavi Ring) gösterimi sonunda faşizm karşıtı sloganlar atılırken bir izleyici filmi ayakta alkışlayan diğer izleyicinin yakasından tutarak yerine oturttu. Filmin yönetmeni Ömer Leventoğlu film sonrası düzenlenen panelde “Bu vicdan hikâyesidir. Devrimcileri anlatmak istedim. Ölüm orucu tutan, mücadele eden insanların acılarını hissettirmek istedim. Seyirci empati kursun istedim” dedi. Filmin oyuncusu Sezgin Cengiz sloganlardan birinin de “Her yer Taksim, her yer direniş” olması gerektiğini belirtti. Bunun üzerine izleyiciler “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganı attı. Panelde bazı sorular da Kürtçe soruldu. Yapımcı Aşkın Taşkın da Kürtçe sorulara gerilen seyircileri anlamadığını söyledi. Jüriden tüyolar CEREN ÇIPLAK 0. Uluslararası Antalya Al5 tın Portakal Film Festivali’nin uluslararası yarışma jürisi dün bir basın toplantısı düzenledi. Bu yıl ilk kez bir Türk yönetmenin (Yeşim Ustaoğlu) başkanlık yaptığı uluslararası yarışma jürisinin diğer isimleri ünlü İranlı oyuncu Leila Hatami, yapımcı Titus Kreyenberg, Macar yönetmen György Palfi ve yapımcı Zeynep Santıroğlu Sutherland’dan oluşuyor. Hatami “23 filmi iyi bulduğunuz zaman, bunlar arasındaki seçimde kıstas kişisel beğeniniz oluyor” dedi. Sutherland da filmin hikâyesi dışında filme verilen emeğe dikkat edeceğini belirtti. n Kültür Servisi Türkiye’nin önemli kontrbas sanatçılarından Kürşat And dün tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası sanatçılarından And, caz ve klasik müzik alanında Türkiye’nin tanınmış kontrbasçıları arasındaydı. Kontrbasçı Kürşat And hayatını kaybetti GÜMÜLDÜR MAVİ DENİZ OTEL Denize Sıfır Oda + Açık Büfe Kahvaltı M BAYRA I T A FIRS 75 TL 0533 218 24 76 www.gmdotel.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle