20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2013 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] ABD Başkanı’nın, Almanya Başbakanı’nı dinleme operasyonuna onay verdiği öne sürüldü ‘Obama biliyordu’ Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama’nın, Almanya Başbakan Angela Merkel’in cep telefonunun dinlendiğini 3 yıldır bildiği ve dinlemeye onay verdiği bildirildi. Almanya’da yayımlanan Bild am Sonntag gazetesi, Amerikan istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Merkel’in telefonunun 2002’nin başlarında dinlemeye alındığını, 2010’da da Obama’nın Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) Başkanı Keith Alexander tarafından bilgilendirildiğini yazdı. Gazete, NSA’dan üst düzey bir yetkiliye dayanarak, Obama’nın dinleme operasyonunu durdurmadığı gibi devamına izin verdiğini belirtti. Haberde, Obama’nın, Avrupa’daki borç krizi sırasında önemli rol oynayan ve Avrupa’nın en güçlü lideri olarak görülen Merkel hakkında ayrıntılı bilgi edinmek istediği öne sürülerek bunun üzerine lman medyası, Amerikan istihbarat yetkililerine dayanarak, Obama’nın Merkel’i dinleme skandalını 3 yıldır bildiğini, dinlemeyi durdurmak bir yana, devamı için izin verdiğini yazıyor. (Fotoğraf: AFP) A NSA’nın Merkel’i dinleme operasyonunu genişlettiği, sadece lideri olduğu Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin işlerini yürüttüğü cep telefonunu değil, resmi telefonunu da dinlediği, özel olarak korunan sabit hattının ise dinleme dışında kaldığı kaydedildi. Gazete, edinilen istihbaratın doğrudan Beyaz Saray’a iletildiğini de yazdı. Haberde, ABD’nin Irak’a işgaline karşı çıkan eski Almanya Başbakanı Gerhard Schroeder’in de NSA tarafından dinlendiğini iddia etti. Habere göre, Obama başkan adayı olduğu dönemde Berlin’deki Brandenburg Kapısı’nda yapmak istediği konuşmaya izin vermeyen Merkel’e kızgın ve iki lider arasındaki ilişkiler baş larda pek iyi değildi. Gazetenin yaptırdığı kamuoyu araştırmasına göre Almanların yüzde 60’ı Obama’nın Merkel’den özür dilemesi gerektiği görüşünde. Alman Der Spiegel dergisi de, sızan NSA belgelerine göre Merkel’in telefonunun 2002’den beri dinleme listesinde olduğunu ve Obama’nın geçen haziran ayında Berlin’i ziyaretinden kısa süre öncesine kadar dinlemenin sürdüğünü yazdı. Der Spiegel, Obama’nın Merkel’e, dinlemeden haberi olsaydı engel olacağını söylediğini de belirtti. Hem Der Spiegel hem Bild am Sonntag, ABD’nin Berlin Büyükelçiliği’nin dördüncü katının bir casusluk merkezi olduğunu da yazdı. Bild am Sonntag, Brandenburg Kapısı yanında ve hükümet binalarının çok yakınında bulunan elçilikte 18 NSA çalışanının Merkel’i dinlediğini öne sürdü. Neden Karşıtlıklar Ülkesiyiz? Türkiye’deki karşıtlıklar, farklılıklar ve çelişkiler ne Japonya, ne Libya, ne Fransa, ne İran ve ne de geri kalan pek çok ülkede görülebilir. İç politikadan ekonomiye... Dış politikadan kültüre, eğitime ve dine... Demokrasiden insan haklarına ve adalet sistemine... Sanat dünyasından kadınerkek ilişkilerine ve eşitliğine... Günlük yaşam tarzından tüketim kalıplarına kadar her alanda siyah ve beyaz gibi zıtlıklar ve çelişkiler içinde yaşayan bir ülkeyiz. Yazın Kemer’e ya da Bodrum’a gittiğiniz zaman kendinizi Güney Fransa veya İtalya’da sanırsınız. Oysa yine Akdeniz’in kıyısındaki Hatay ilimizde karanlık saldırılar, katliamlar yaşanır; ne idüğü belirsiz silahlı kişiler her yerde boy gösterir. Suriye iç savaşından kaçan çocuk, kadın, sakat yüzbinler, ülkenin dört bir tarafına yayılmış dilencilik ve pis işlerle yaşamak zorunda kalırlar. Suriye ile daha dün, dünyanın en yakın ve işbirlikçi ülkesi olan Türkiye bugün Suriye yönetimini en acımasız şekilde hırpalar durumuna gelir. AB ile yeni fasıllar neden açılmıyor diye yakınanlar, Avrupa standartlarından uzaklaşmanın başını çekmektedirler. Ülke bir yandan ABD ile bağlı (ve bağımlı) konumda iken hükümet Rusya ile nükleer santral, Çin ile füze anlaşması içindedir. Aynen Suriye ve Mısır politikasında olduğu gibi sürekli olarak “siyah ile beyaz arasında zikzaklar çizilir”. Burada en büyük açmaz taktik davranışlarla stratejik politikaların iç içe geçmiş olmaları ve “aralarında tutarlılık yerine çelişki yaratmalarıdır”. Aynen, halkın günlük yaşam tarzı üzerindeki sınırlama ve yasaklar gibi. Benzer çelişkiler demokrasi konusunda da yaşanmaktadır; demokrasiyi geliştirmek istiyoruz diye antidemokratik uygulamalara ortam hazırlayan politikalar izlenebilmektedir. Oysa bunun kuralları ve işleyişi bellidir; aynen otomobil teknolojisinde olduğu gibi; onun teknolojisini nasıl Fransa ya da Almanya’dan alıyorsak demokrasinin öğeleri de bellidir, son yüzyıldaki merkezi Avrupa’dır. Avrupa’nın emperyalizmi ayrı şeydir, demokrasinin orada ulaştığı düzey başka şeydir. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir. Ülkede demokrasiyi geliştirmek istiyorsak örgütlenmenin ve katılımcı demokrasinin çağdaş dünyada nasıl olması gerektiğinden başlamak gerekir. At ile arabanın yerleri değişirse o araba geri gider, ileriye değil. Bizdeki çelişki ve zıtlıklar neden kaynaklanıyor? Tarih boyunca İslamcılık ve Batılılık arasındaki çekişmelerin ürettiği derin fay hattı mı? Bu kritik coğrafyada bulunmanın yarattığı vazgeçilmez sonuçlar mı? Küresel güçlerin bölgeye yönelik hesaplarının Türkiye’deki iç dinamiklere yansımaları mı? Bu nedenlerin getirdiği bir sonuç olarak demokrasinin önünün kesilmesi mi? Atatürk (ve Türkiye Cumhuriyeti) en zor sentezi İslam dünyasında başarabilen tek ülke oldu. Bugün yaşamakta olduğumuz sorunlar, Türkiye’nin söz konusu ayrıcalıklı konumundan kaynaklanmaktadır. Yarın 29 Ekim’i kutlarken Türkiye’deki “bütün tarafların” bu gerçeğin farkında olmaları gerekir. Türkiye Cumhuriyeti gemisinin içinde hepimiz varız; ‘Titanik’ gibi olmamanın bilincine ulaşmak zorundayız. Bunu başaramazsak, Türkiye’de kazanan bir taraf bulunmayacaktır. Dr. Andrew Mango ile bir sohbetimizde, “Türkiye’yi, kendini yok etmeye programlanmış bir bilgisayar gibi mi görüyorsun” dediğimde acı acı gülmüştü. Ne olur, “Titanikleşmek” için nedenler üretmeye çalışmayalım. PYD EŞBAŞKANI SALİH MÜSLİM: AP Türkiye utanç DİYARBAKIR (DHA) PKK’nin Suriye’deki kolu PYD’nin eşbaşkanı Salih Müslim, silahlı güçlerinin Suriye’deki Kürt bölgesi ile Kuzey Irak’taki Musul kenti arasındaki Tel Koçer sınır kapısını ele geçirmesini değerlendirirken yeni sınır kapısının hem ekonomik hem de siyasi olarak kendileri için bir alternatif olduğunu söyledi. Türkiye’nin güvenlik nedeniyle Suriye sınırına duvar örmesini sert dille eleştiren Müslim, Kürtlerin bu duvarı bir gün yıkıp Berlin Duvarı gibi parçalarını anı diye saklayacağını ileri sürdü. Müslim, “Tüm dünyada utanç duvarları yıkılırken Türkiye utanç duvarı inşa etmeye çalışıyor. Bir gün Kürtler de Berlin Duvarı gibi bu duvarı yıkarak parçalarını anı olarak saklayacaklardır” dedi. Irak’taki Kürt bölgesine Simelka Sınır Kapısı’ndan geçişine izin verilmediği için başka yollardan Irak’a geçen ve Bağdat üzerinden Avrupa’ya giden Müslim, PKK ile aynı çizgide yayın yapan Sterk TV’ye açıklamalarda bulundu. Suriye’nin Kürt bölgesi ile merkezi Bağdat yönetimine bağlı bulunan Musul arasındaki Tel Koçer Sınır Kapısı’nın 3 gün önce PYD’nin eline geçmesini değerlendiren Müs duvarı inşa ediyor lim, bu sınır kapısının kendilerine karşı uygulanan ambargoya karşı alternatif olduğunu söyledi. Tel Koçer Sınır Kapısı’nın ele geçirilmesinin siyasi açıdan da değişimleri beraberinde getireceğini iddia eden Müslim şunları söyledi: “Siyaseten yeni bir alternatif açıldı. Tel Koçer Sınır Kapısı, ticaret ve insani yardım için de bir alternatif kapıdır.” Irak’ın başkenti ve Musul’da art arda patlayan bombalar bir kez daha ülkeyi kana buladı. Saldırılar daha çok pazar yerleri ve parkları hedef aldı. Savunma Bakanlığı, saldırılarla ilgili olarak El Kaide bağlantılı örgütlere yönelik geniş çaplı operasyon başlatıldığını duyurdu. AB ve Asya Demokrasi yerine Bağdat’ta eşzamanlı patlamalar: 49 ölü Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat’la kuzeydeki Musul kentinde düzenlenen bombalı saldırılarda aralarında çocukların da bulunduğu 49 kişi öldü. İçişleri Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre Bağdat’ın farklı semtlerinde dün sabah saatlerinde bomba yüklü araçlar infilak etti. Eşzamanlı olarak meydana gelen 9 patlamada 110 kişi de yaralandı. İlk patlama Bağdat’ın kuzeybatısında bulunan Hürriye semtindeki halk pazarı yakınında meydana gelirken ikinci patlama başkentin güneybatısındaki Mealif semtinde tıp merkezi yakınında gerçekleşti. Tıp merkezinde büyük hasar meydana geldiği öğrenildi. Diğer patlamalar, başkentin doğusundaki Belediyat bölgesinde polis merkezi yakınında, Şa’b, Seb’elBur, Ebu Düşeyr, Beya, El Buheyrat semtlerinde yaşandı. Saldırıların daha çok pazar yerleri ve parkları hedef almasına dikkat çekiliyor. Musul’da ise bir bankanın önünde maaşlarını almak için kuyrukta bekleyen askerleri hedef alan saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı. Bombalı araçla düzenlenen saldırıda ölenler arasında sivillerin de olduğu öğrenildi. Aynı bölgede, bir arabanın içinde bulunan 2 askerin de vurularak öldürüldüğü gelen haberler arasında. Suriye üç gün erken davrandı Haber Merkezi Suriye’nin zehirli gaz ve sinir gazlarıyla ilgili programını ve bu silahların imhası hakkındaki ön planını beklenen tarihten üç gün önce, perşembe günü Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) teslim ettiği açıklandı. Örgüt dün Suriye’nin planına göre silahların imhasının 2014 ortasında tamamlanacağını açıkladı. OPCW’ye göre, Suriye’nin bildirimi, “açıklanan kimyasal silahların ve üretim tesislerinin sistemli, imhası için hazırlanan planlara temel teşkil ediyor.” Bildirimler gizli tutulduğundan detaylar açıklanmazken Suriye’nin planı OPCW’nun 41 üyeli yürütme konseyi tarafından 15 Kasım’da değerlendirilecek. Çin’de tutuklu muhabirini savunan New Express, özür diledi Neden farklıyız? Protestocu gazete çark etti Dış Haberler Servisi Çin’in Guangzhou kentinde yayımlanan ve tutuklu muhabirlerinin serbest bırakılması talebini birinci sayfasından duyurarak ülkede bir ilke imza atan New Express gazetesi, dünkü sayısında bu davranışı nedeniyle özür diledi. Gazete polis tarafından yapılan ilk soruşturmasında muhabirlerinin para karşılığı haber yaptığının ortaya çıktığını belirterek suçunu kabul eden muhabirin itirafını da yayımladı. Çen Yonghju devlet tarafından işletilen REUTERS BİrLEŞMİŞ MİLLEtLEr AçIKLAMASI Mülteci sayısı Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler Mül teciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) dünyadaki sığınmacı sayısının son on dokuz yılın en yüksek seviyesine çıktığını açıkladı. Mültecilerin savaş, açlık ve huzursuzluklar nedeniyle ülkelerinden kaçtıkları belirtilen BMMYK açıklamasında şu andaki mültecilerin sayısının 1994 yılındakinden daha fazla olduğu kaydedildi. Açıklamada, çoğunlukla Ortadoğu ve Afganistan’dan olduğu belirtilen sığınmacıların genellikle Avustralya ve henüz 1951 Mülteci Anlaşması’nı imzalamamış olan Endenozya’da “mülteci patlamasına” yol açtığı vurgulandı. Etiyopya ve Eritre gibi Afrika ülkelerinden mültecilerin binlerce dolar karşılığı insan kaçakçılarınca Akdeniz üzerinden Avrupa’ya kaçırıldıkları belirtilen açıklamada, mül 19 yılın zirvesinde tecilerin cılız ve kalabalık teknelerde yaptıkları yolculuk sırasında sık sık yaşamlarını yitirdiklerine dikkat çekildi. AB liderlerinin mülteci sorununu görüştükleri Brüksel toplantısı sürerken dün İtalyan makamlarınca 800 mültecinin daha durdurulduğunun hatırlatıldığı BMMYK açıklamasında, Suriye’deki iç savaştan kaçanların da mülteci sayısındaki artışta etkili olduğu vurgulandı. Yakın bir tarihte batmaktan kurtarılan bir gemide Suriye’den kaçan 250 mültecinin bulunduğu da kaydedilerek 2009’dan bu yana 10.4 milyonu mülteci 26 milyon kişinin Mülteciler Yüksek Komiserliği’nce korunduğu ya da yardım gördüğü belirtildi. BMYK, 60 ülkeden 6.6 milyon “vatansız”ın da bulunduğunu belirtirken, 1.5 milyon mültecinin 27 AB üyesi ülkede ve Norveç ile İsviçre’de yaşadığı da ifade edildi. Çen Yorghju, yolsuzluk haberi yapmıştı. bir firma hakkında yolsuzluk iddiasıyla haber yapmıştı. Muhabir önceki gün devlet televizyonunda REUTERS itirafta bulunarak “suçumu kabul ediyor ve pişmanlığımı gösteriyorum” dedi. Para ve ün arzusuyla davrandığını be lirten muhabirin rüşvet aldığını kabul ettiğini savunan devlet televizyonu gazeteciye kimin rüşvet verdiğini açıklamadı. Medya gözlem grubu China Digital Times’ın haberine göre ise Çin Komünist Partisi Çen’in yaptığı haberlere yayımlanma yasağı koydu. Çen haberinde, Zoomlin adlı firmanın satışlarındaki düzensizlik sonucu hisse senetlerinin düşüşe geçtiğini iddia etmişti. Çen 19 Ekim’den bu yana “ticari itibara zarar verdiği” gerekçesiyle tutuklu bulunuyor. Bangladeş’te genel grevi destekleyen göstericilere ateş açıldı Bangladeş’te muhalefet dün 3 günlük genel grev başlatırken greve destek veren göstericilerle polis arasında çatışmalar patlak verdi. Polisin açtığı ateşle 5 kişi hayatını kaybetti. Ülkenin güneybatısındaki Faridpur bölgesinde, Başbakan Şeyh Hasina’nın görevinden ayrılmasını isteyen göstericilerin güvenlik güçlerine taş attığı, polisin ateş açmasıyla 1 kişinin öldüğü, 6 kişinin yaralandığı bildirildi. Ülke çapındaki gösteriler sırasında trenlere de saldırılar düzenlendi. Bangladeş Ulusal Partisi’nin lideri Halide Ziya, ittifak halinde olduğu diğer muhalefet partileriyle genel greve gidilmesi kararı almıştı. Genel grev, ocak ayında yapılacak seçimlerin, tarafsız kişilerden oluşacak bir kayyım hükümeti tarafından denetlenmesi taleplerine desteği amaçlıyor. KADIN VE ÇOCUKLARI VURDULAR Afganistan’da düğün konvoyuna saldırı Dış Haberler Servisi Afganistan’ın Gazne kentinde bir düğün konvoyuna düzenlenen bombalı saldırıda en az 18 kişi hayatını kaybetti. Gazne Vali Yardımcısı Muhammed Ali Ahmedi, Ander ilçesinin Habib Kale semtinde yol kenarına yerleştirilen bombanın düğün konvoyu geçtiği sırada infilak ettiğini, olayda 5 kişinin de yaralandığını duyurdu. Ölenlerden 14’ünün kadın, 1’inin çocuk olduğunu söyleyen Ahmedi, saldırıdan Taliban’ı sorumlu tuttu. NATO ve hükümet güçlerini hedef alan Taliban, sivil kayıpların yaşandığı saldırıların sorumluluğunu üstlenmekten kaçınıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle