19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Federal mahkeme uzun süren duruşmalar sonunda resmin kaldırılmasına karar verdi. Mahkeme İsa’nın o çarmıha geçirilmiş resminin “dini simge” olduğuna karar verdi ve tüm okullardan kaldırıldı. Türkiye’de laiklik “din düşmanlığı olarak” algılanır. Oysa kökeni eski Yunan’dan gelir. Günümüz Türkçesiyle karşılığı “halksal”dır... HHH Türkiye’de estirilen demokrasi ve özgürlük havası kandırmacadan öte bir şey değildir. Ülkemizde kadınlar ve erkekler dışarıda istediği giysilerle dolaşıyor. Başı kapalı, açık kadınlar... Çarşaf ve peçeyle dolaşanlar... İmam kıyafetiyle, sarıkla, cüppeyle, takkeyle dolaşanlar. Kıyafet düzenlemesini yakından incelerseniz, Türkiye’de laik demokratik devletin temellerine dek inildiğini apaçık göreceksiniz. Benim yıllardır sık sık değindiğim, gelişmiş ülkelerdeki bakış açısını Prof. Dr. A. Ülkü Azrak ortaya koyarken şunları söylüyor, Cumhuriyet’te yayımlanan “Demokratikleşememe Paketi ve Ötesi” başlıklı yazısında: “Fransa’da 10 Şubat 2003 tarihli bir yasayla, sadece öğretmenlerin ve üniversite öğretim üyelerinin değil, ortaöğrenim öğrencilerinin ve hatta üniversite öğrencilerinin derslere, başörtüsü de dahil, dinsel simgelerle girmesi yasaklanmıştır.” Almanya’da Afrika kökenli Müslüman bir öğretmenin de federal yargının verdiği kararla, başı örtülü olarak derse girmesi engellenmiştir. ABD’de Katolik bir öğretmen dersinde dua okutturunca, başka dinden bir öğrenci velisi okul yönetimine başvurmuştur. Sonuç ne oldu? Öğretmen, bir başka dinden olan öğrenciyi etkilediği gerekçesiyle işinden atıldı! HHH Gelişmiş demokratik ülkelerde böyle yasalar “eşitlik” ilkesinin bozulmamasına yöneliktir. Bir din bir başka din üzerinde etkili olamaz! Ne yazık ki Türkiye’de sağ partiler din ekseninde siyaset yapıyorlar. Halkımız da bu gerçeği göremiyor... Yönümüz ağır ağır ve çaktırmadan din devleti! Başbakan Erdoğan: Adalet Bakanlığı ile aranızı açmayın BDP’ye uyarı BDP’Lİ BULDAN: Din Devletine Doğru... Bir devletin laik demokratik kimliği nasıl değiştirilir? Aslında, pek önemsenmeyen “kılık kıyafet özgürlüğü” olarak algılanan bu durumun biraz derinliğine inilirse yapılmak istenen ortaya çıkar. Laik demokratik devlet kimliğinin ortadan kaldırılması için önemli adımların atıldığını görürsünüz. Kılık kıyafet düzenlemesinin asıl amacı budur! 30 Eylül’de açıklanan demokrasi paketinde temel hak ve özgürlüklerle ilgili ne gördünüz? Başörtüsünün ya da sıkmabaşın üniversitelerde özgürce takılması... Zaten örtülü bir özgürlük vardı! Bunun için de demokrasi paketine falan gerek yoktu! Zaten YÖK tarafından, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararına aykırı olarak, Prof. Dr. A. Ülkü Azrak’ın deyişiyle “hukuk tanımaz bir davranışla” önce üniversitelerde yaşama geçirilmişti. Bir süre sonra da Danıştay 8. Dairesi’nin açık görüşlülüğü(!) ve yardımıyla kadın avukatların sıkmabaşla davalara girmesi sağlanmıştı. Prof. Azrak’ın sık sık yinelediği gibi “bu durum yargıda sürekli olarak inkâr yoluna” gidilse de özellikle Anadolu kentlerinde yaygındı. Siyasal iktidarın öteden beri demokrasi ve özgürlük anlayışı buydu... Laik, demokratik devlet AKP iktidarını rahatsız ediyordu. Başbakan kimi konuşmalarında ne diyordu: “Ben laik değilim ama devlet laik!” HHH Gelişmiş demokratik ülkelerde “dini simge”yle kamu kurum ve kuruluşlarında hiç kimse çalışmaz. Almanya’da da böyledir, Fransa’da, İsviçre’de, Kanada’da, ABD’de de... Almanya’da bir dönem okullarda İsa’nın çarmıha gerilmiş resmi vardı... Sanırım 90’lı yıllardı... Türk ve Müslüman bir işçinin kızı okula gidiyordu... Ailesi yargıya başvurdu. Bir sonuç alamayınca federal mahkemeye gitti... Öcalan Demirtaş vetosundan rahatsız İLHAN TAŞCI ANKARA Hafta başında İmralı’ya giden heyette yer alan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, hükümetin daha önceden belirlenmiş olan üç aşamaya ilişkin somut adımlar atmaması nedeniyle gelinen noktada Abdullah Öcalan’ın konumunu “umutsuzluktan umut yaratma çabası” olarak nitelenPervin Buldan dirdi. Demokratikleşme paketine ilişkin değerlendirmelerinin ardından veto yediği için BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın heyette yer almamasından Öcalan’ın rahatsızlık duyduğuna işaret eden Buldan, hükümetin açıkladığı demokratikleşme paketinden İmralı’daki görüşmede “tek söz” dahi edilmediğini vurguladı. Bugüne kadar Öcalan ile BDP’nin yaptığı tüm görüşmelerin değişmeyen tek aktörü olan Buldan, pakete ilişkin Öcalan’ın değerlendirmesinin nasıl olduğu sorumuza “Paketten hiç bahsetmedi. Tek söz edilmedi” karşılığını verdi. Öcalan’ın “umutsuzluktan bir umut yaratma çabası içerisinde” olduğunu anlatan Buldan, görüşmedeki havayı “Tabii ki umudunu korumak istiyor. Çünkü sonuçta sürecin başaktörlerinden birisi. Bu süreç başlarken bir sürü umutla başladı. Adımlar atılacak, bu süreç gelişecek. Birinci, ikinci ve üçüncü aşamadan bahsedildi. Sonuçta bu 3 aşamanın hiçbiri yerine getirilmedi. Sayın Öcalan umudunu korumak istiyor. Sürecin bitmemesi için de bir çabanın içerisinde” sözleriyle aktardı. Öcalan ile yapılan görüşmelerde yer alan Selahattin Demirtaş’ın bu görüşmede “veto” yemesine ilişkin hükümet kanadından kendilerine herhangi bir gerekçenin iletilmediğini söyleyen Buldan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Öcalan heyete müdahale edilmemesi gerektiğini söylüyor. AhAbdullah Öcalan’ın İslam met Türk’e, Kongresi çağrısının altında Gültan Suriye’de yaşanan gelişmeleKışanak’a, rin etkili olduğunu paylaşan A y s e l Pervin Buldan, çağrıyı “El Tuğluk ’a, Nusra ve El Kaide’nin İsSırrı Süreyya lamı kullanarak yaptıkÖnder’e veto larını anlatmaya çalışgeldi. Şimdi de tı. Bayram vesilesiyDemirtaş’a engelle” sözleriyle deleme var. Bunların ğerlendirdi. aşılması lazım. Bunlar doğru değil.” Erdoğan’ın “BDP’nin İmralı’yla arasının açılıp açılmamasından çok, verdiği mesajlarla Adalet Bakanlığımızla arayı açmamasına dikkat etsin” sözlerini anımsatmamız üzerine Buldan, “Başından beri kurumsal olarak bu sürecin ilerletilmesi gerektiğini söyledik. Genel başkanlarımıza, eşbaşkanlarımıza, milletvekillerimize farklı nedenlerle vetolar geldi. Aslında olmamaması gereken çok yanlış bir tutum. Sayın Başbakan’ın heyete müdahale etmesini de doğru bulmuyoruz” dedi. İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, BDP’nin İmralı ziyaretine yönelik yaptığı değerlendirmeye tepki göstererek “Böyle sınırı aşan ve tahrik kokan mesajlara hükümet olarak biz de ‘evet’ diyemeyiz” dedi. Erdoğan, Kurban Bayramı namazını kıldığı Ataşehir’deki Mimar Sinan Camisi’nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bayrama, insanların kimyasal ve konvansiyonel silahlarla öldürüldüğü bir ortamda girildiğini belirten Erdoğan, “BM Güvenlik Konseyi şu anda istikametini kaybetmiş vaziyette, bir vurdumduymazlığı yaşıyor. Bunun tarihe hesabını veremeyeceklerdir” diye konuştu. BDP heyetinin İmralı ziyareti ve Abdullah Öcalan’ın mesajına ilişkin, “İmralı’da ne konuşulmuş, ne yapılmıştır bunu bilmediğim için de BDP heyetinin açıklaması üzerinden yorum yapmak sıkıntı olur” diyen Erdoğan’a “BDP ile İmralı arasındaki makas açılıyor mu” sorusu yöneltildi. Erdoğan ise şu yanıtı verdi: “BDP, verdiği mesajlarla Adalet Bakanlığı’mızla arasını açmamaya gayret etsin. Eğer verdiği mesajlar, bu dozda gidecek olursa, bu sefer Adalet Bakanlığı ile arasını açar, böyle bir görüşmenin önü kapanır. Bunu bir defa çok açık, net söylemek zorundayım.” Erdoğan, yerel seçimlere iliş kin 2627 Ekim’de, 16 büyükşehir belediyesinde, belirledikleri 16 heyetin iki gün temayül yoklaması yapacağını belirterek şöyle devam etti: “Yoklamayı üst kurulda değerlendireceğiz. Kesin neticeye vardığımız büyükşehirleri ve ilçelerini açıklayacağız. Kasım ayının ilk 10 günü içerisinde ayrı bir 14 heyet, kalan 14 büyükşehre gidecek. Bu oylamaya, il ve ilçeler yönetimleriyle, kadın, gençlik kolları yönetimleriyle katılacak.” Erdoğan, daha sonra da 51 ilde bu yoklamaları yapacaklarını, temayül yoklamalarıyla tatmin olmadıklarında, kamuoyu araştırmalarına gideceklerini kaydetti. Geniş güvenlik önlemleri alınan camiye girişte çolukçocuk demeden herkes arandı. E Bunların aşılması gerek rdoğan, kendisiyle bayramlaşan TGRT Haber muhabiri Sultan Akten’e 200 lira verdi. Akten’in Başbakan’dan bayram harçlığı alması Twitter’da tartışmalara neden oldu. Meslektaşları tarafından sert bir dille eleştirilen Akten, Twitter’dan “Başbakan’dan harçlık aldığım için yandaş diyenler olmuş. Kendime bile muhalifim ben arkadaşlar. Habere magazin de dahildir, ben işimi yaptım!!” yanıtını verdi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Yönetim Kurulu da Başbakan’dan bayram harçlığı alan muhabire tepki gösterdi. ÇGD’den yapılan açıklamada, “Bu tutum iktidar gazeteciliğidir. Başbakan’ın Muhabire bayram harçlığı verdiği harçlığı alan gazeteci, mezarı kazılan gazetecilik mesleğinin mezar taşı olmuştur. Onlarca meslektaşı düşünceleri nedeniyle cezaevlerindeyken, görevleri başındaki gazeteciler polis şiddetinin en kötüsüne maruz kalıyorken bir gazeteci Başbakan’dan bayram harçlığı alıyorsa bunun adı cehalet, bunun adı rezalet, bunun adı mesleğe ihanettir” denildi. Öte yandan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Batman’da gazetecilere 5’er lira dağıttı. AKP Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş ise bayramlaşma sırasında Başbakan Erdoğan’ın verdiği harçlığın hatırlatılması üzerine gazetecilere 40’ar lira verdi. Bayram kutlaması için CHP liderini aradı Kılıçdaroğlu ile Sarıgül’ün İslam Kongresi çağrısının nedeni Suriye KARA KUVVETLERİ KOMUTANI, HÜKÜMLÜ ASKERLERLE GÖRÜŞTÜ ilk ‘teması...’ AYŞE SAYIN Akar’dan Mamak ziyareti BARKIN ŞIK ANKARA Yargıtay’ın Balyoz davası kararının ardından Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Mamak Askeri Cezaevi’ne gidip hükümlü askerlerle görüştü. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’den sonra en kıdemli orgeneral olan Akar’ın, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral İhsan Uyar’la hafta sonu Mamak Askeri Cezaevi’nde hükümlülerle görüştükleri kaydedildi. Ziyaret, Balyoz davası kararının açıklanmasının ardından mahkumlarla en üst düzey temas oldu. Akar’ın ziyaretinin geçen hafta içinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gelen istifaların ardından gerçekleşmesi de dikkat çekti. Öte yandan Askeri Casusluk davasından kısa süre tutuklu kalan ve ağustos ayındaki YAŞ’ta Donanma Komutanlığı’na getirilen Veysel Kösele’nin de geçen hafta sonu Ankara’da bir dizi temasta bulunduğu kaydedildi. Kösele’nin temaslarının da Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Atilla Kezek’in istifasından sonra gerçekleşmesi, “Kösele de mi istifa edecek” sorusunu Ankara kulislerine bomba gibi düşürdü. Kezek ile birlikte istifası gündeme gelen 56 amiralle ilgili belirsizliğin de sürdüğü ancak bu amirallerin daha önceden Balyoz davası ile ilgili olumsuz bir karar çıkması durumunda istifa edeceklerini komuta kademesine sözlü olarak ilettikleri öğrenildi. İSTİFALAR BAŞBAKAN’I ŞAŞIRTMIŞ İstanbul Haber Servisi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki istifaları değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan, “Böyle bir istifa doğrusu beklemezdim” dedi. Erdoğan, Kurban Bayramı namazı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki istifalara ilişkin şunları kaydetti: “Eğer bu konuda samimi, dürüst, vatanını, milletini seven bir generalin veya bir amiralin böyle bir süreç içerisinde istifa etmesinin gerekçesini bilmiyorum, nasıl böyle bir şey yaparlar anlamak da mümkün değil. Yargıda olan bir süreç var, yargının vermiş olduğu bir karar vardır ama gerekçesini bilmeden de herhangi bir açıklama yapmayı doğru bulmuyorum.” Küçük çocuğa ayakkabısını boyattı Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Trakya gezisi kapsamında Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. İnegöl Haber sitesinin haberine göre, oda üyeleriyle vedalaşıp ticaret ve sanayi odasından çıkmak üzere yürüyen bakanlar, ayakkabı boyacısı bir çocukla karşılaştı. 10 yaşındaki çocuk elinde poşeti ile içeri girip Bakan Müezzinoğlu’nun önüne oturarak ayakkabılarını fırçalamaya başladı. Eski AKP Çorlu İlçe Başkanı Adnan Volkan, çocuğa 10 TL verdi. Çocuğun elinde poşeti gören Bakan Müezzinoğlu, çocuğa, “Senin sandığın yok mu? Hadi bakalım git kendine sandık al” dedi. Volkan’dan parayı alan çocuk, bir anda kalkıp ticaret ve sanayi odasından ayrıldı. ANKARA CHP’de Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ’in aday adaylığını açıkla masının ardından, CHP’ye ne zaman katılacağı konusunda gözlerin çevrildiği Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, “sürpriz” bir adım attı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dün sabah telefonla arayarak bayramını kutladı. Sarıgül, bayram nedeniyle Kılıçdaroğlu’nu aradığını, konuşmanın sıcak ve iyi geçtiğini, önümüzdeki günlerin daha da iyi olacağını söyledi. C HP kaynakları, görüşmede “adaylık” konusunun gündeme gelmediğini ifade ederken “yüz yüze” görüşmenin ekim ayı sonunda olabileceğini dile getirdi. CHP’den ihraç edildiği için partiye “af başvurusu” beklenen Sarıgül “başvurusuz genel af” istiyor. Ancak başta Kılıçdaroğlu olmak üzere parti yönetimi, parti tüzüğünün “bağışlama” başlıklı 75. maddesinde yer alan “Kesinleşen cezaları bağışlama yetkisi parti meclisinindir. Parti meclisi bağışlama yetkisini ceza alanın yazılı isteği üzerine ve disiplin kuruluna gönderen örgüt yönetim biriminin görüşünü alarak kullanır” hükmü uyarınca, Sarıgül’ün Sarıgül, dün Darülaceze’ye giderek orada kalanların bayramını kutladı. “af dilekçesi” vermesinin zorunlu olduğuna işaret ediyor. Sarıgül’ün, çok tercih etmese de genel merkezin isteği doğrultusunda Kılıçdaroğlu ile yüz yüze görüştükten sonra dilekçesini parti genel merkezine iletmesi bekleniyor. 8 Kasım’da görüşülecek Sarıgül’ün af dilekçesini göndermesi durumunda, partiye dönüş yolunu açacak karar ise 8 Kasım’da toplanması planlanan parti meclisinde alınacak. Parti meclisinde Sarıgül’ün adaylığına karşı isimler olmasına karşın, parti kulislerinde, başvurusunun reddedilmesinin “zayıf olasılık” olduğuna dikkat çekiliyor. Öte yandan Türkiye Değişim Hareketi kurucularından olan Sarıgül’e yakınlığıyla bilinen eski milletvekillerinden Hasan Aydın ise Twitter mesajında, Sarıgül’ün 9 Kasım’da CHP’ye geleceğini duyurdu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle