Katalog

9 OCAK 2013 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Kurumun sitesini çökerten RedHack, ele geçirdiği yolsuzluk belgesini de yayımladı YÖK’ün WikiLeaks’i SİNAN TARTANOĞLU Doğukan’ın Gözyaşları Yine bir metan gazı patlaması ve yine Zonguldak’taki taşkömürü ocaklarından birisinde 650 metre derinlikte oluşan göçükte çalışan 15 işçiden 8’inin ölüm haberleriyle karşılaşmak! Yazılı ve görsel medyanın haber akışı arasında sıradan bir olay gibi yer alan bu maden faciasına bakarak olayı sıradan bir iş kazası gibi algılayabilir misiniz? Dahası, o 15 emekçiden birisinin oğlu olan küçük Doğukan’ın, kaza haberini alır almaz koştuğu ocağın girişinde babasının durumunu öğrenmek için nasıl feryat ettiğini; ama daha sonra da baba Mustafa Sarı’nın kurtulanlar arasında olduğunu görerek sevinç gözyaşları döktüğünü izleyerek sizler de teselli bulabilir misiniz? Kaza ve kader. Bizim inanç dünyamızın bu iki mistik olgusuyla başa gelenleri tevekkülle karşılamamızı öğütleyenler, aslında ateşin düştüğü yeri yaktığını en iyi bilenlerdir. Yer yuvarlağının en ücra ülkelerinde bile böylesine iş kazalarını en aza indirmenin çözümleri bulunmuşken karaelmas diyarı diye adlandırdığımız Zonguldak’taki taşkömürü ocaklarında sık sık karşılaştığımız facialar, emeğin en yüce değer olduğuna inanmayan bir iktidarın ürünüdür. AKP’nin özelleştirme felsefesi, Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu devre dışı bırakarak madenlerdeki üretimi taşeronların vicdanlarına havale etmiştir! Taşeron, elbette yüklendiği o iş alanından sineğin yağının nasıl çıkartılacağını öncelik hesaplarının başına alacaktır. Bu yüzden iş güvenliği, eğitim, kalifiye adam çalıştırma türünden kaygıları göz ardı eden ve devletten aldığı ihale bedelinin en yağlı tarafını kendisine aktaran bir ilkeyle işe başlayacaktır. Üstlendiği işin gerektirdiği sorumluluğa sahip olup olmadığı da kapitalizme inanmış iktidarlar için hiçbir zaman önem taşımaz. Öncelik öyle bir iktidar için “bizden olmasıdır”. “Biz”den, yani partiden yana olacak. Yakasında partinin rozetini taşıyacak ve genel merkeze yüklü bağışlar yapmayı da asla ihmal etmeyecektir. CHP’nin yıldızını parlatan 1963’lerin Çalışma Bakanı Bülent Ecevit’in iş dünyamıza getirdiği emeğe saygı görüşüydü. Politikanın merdivenlerindeki tırmanışına da en büyük destek bu görüşü paylaşan işçi, esnaf ve çiftçi gibi halk kitlelerinden gelmiştir. Günümüzün ana muhalefet partisini de ilk seçimde iktidara taşıyacak rüzgâr, bir kitle partisi olma ısrarını askıya alarak gerçek anlamda sosyal demokrat olmayı içselleştirmekle gerçekleşebilir. Yeni bir maden kazası haberinin getirdiklerinden başlayarak, iş güvencesi anlayışına; oradan emeğe verilmesi gereken saygıdan söz ettim, sanırım yarınki 10 Ocak tarihi biz gazeteciler için ne yazık ki artık sadece kâğıt üzerinde kalmış olan Gazeteciler Bayramı olarak anlamını yitirmiştir. Kâğıt üzerinde kalan bir 212 sayılı yasa ve toplusözleşmeden yoksun bir çalışma düzeni. 10 Ocak 1961’in getirdiği haklara göre kurulmuş olan Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın hiç değilse TRT ve Anadolu Ajansı gibi kamuya ait iki işyerinde çalışanların sözcülüğünü yapma olanağı bile, Sevgili Ercan İpekçi’nin tutuklu gazetecilerin sorunlarıyla uğraşması yüzünden azaltılmak istenmiştir. Güvenceden yoksun dışarıdaki meslektaşlara ve 10 Ocak gününü tutukevlerinde geçirmeye zorlanan içerideki 77 gazeteciye selam olsun. Onların Doğukan’larına da. Fırat Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Bingöl’e alınan makam aracı 480 bin lira. Öğrencilerin harç paralarıyla makam aracı RedHack tarafından üniversitelerdeki yolsuzluklara ilişkin ele geçirilen belgelerde ayrıca, Fırat Üniversitesi’nde üniversite harçlarının yatırıldığı bankadan alınan promosyon ile 480 bin TL’lik bir otomobilin alındığı bilgisi yer aldı. Konu ile ilgili olarak Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kudbettin Demirbağ’ın, eski Rektör Prof. Dr. A. Feyzi Bingöl hakkında 19 Kasım 2012’de YÖK’e soruşturma istemiyle yazı yazdığı da kaydedildi. “Üniversitenin zarara uğratıldığı” belirtilen yazıda, üniversite ile bir banka arasında protokol yapıldığı kaydedilerek protokolde 1 milyon 310 bin liralık promosyon hakkının bir bölümünün üniversite şenliklerinde kullanıldığı, geriye kalan parayla ise 1 adet Audi marka A8 Long 3.0 model araç alındığı belirtildi. Mevcut rektör Prof. Dr. Demirbağ imzasını taşıyan yazıda eski Rektör Bingöl hakkında soruşturma yapılması istendi. Öteyandan YÖK, belgeleri açıklayan RedHack hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. ANKARA “ODTÜ ve devrimci öğrencileri yalnız değildir. YÖK’ü YOK edeceğiz” sloganı ile RedHack, ODTÜ tartışmalarında üniversite yönetimini hedef alan açıklamalarda bulunan Hacettepe, Gazi, İstanbul, Giresun, Uludağ, Adnan Menderes üniversitelerine ilişkin YÖK’e gönderilen soruşturma dosyalarını paylaştı. Açıklanan binlerce belgeye göre üniversite yolsuzluklarının bazıları şöyle: ? 1 Ocak’ta YÖK’ün sitesini çökerten RedHack, üniversitelerdeki yolsuzluklara ilişkin ele geçirdiği binlerce sayfalık belgeyi Twitter üzerinden yayımladı. bir şirketten ihale ile alınan 171 kalem makine, malzeme ve ekipmanla ilgili olarak “firmanın sözleşmeye uygun hareket etmediği, kurumu zarara sokan yanlış beyanda bulunması, kamu malını korumaması” iddiaları ile idari soruşturma açıldı. Öncelikli olarak sorumluluğu bulunanların tespitine gidilen soruşturma sonucunda projeyi yürüten birim amirlerinden olan eski rektörler Prof. Dr. Uğur Erdener ile Prof. Dr. Tunçalp Özgen’in de sorumlu olduğu belirlendi. Bunun üzerine mevcut rektör Prof. Dr. Murat Tuncer, üniversite eski rektörleri ve ilgililer hakkında YÖK’e soruşturma talebi iletti. Hastane yolsuzluğu: Hacettepe Üniversitesi’nde “Türkiye’ye tam donanımlı bir kanser hastanesi kazandırmak” amacıyla yürütülen Onkoloji Hastanesi Projesi kapsamında yabancı Alımda usulsüzlük: Giresun Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı projesi kapsamında makine ve teçhizat alımında usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle idari soruşturma başlatıldı. 1 profesör, 3 doçent, 2 yardımcı doçent hakkında “Kalkınma Bakanlığı’ndan 83 kalem makine teçhizat alımı için tahsis edilen 2.832.000 TL ödeneğin tamamının sadece 9 kalem makine teçhizat alımı için kullanılarak geri kalan 74 kalem teçhizatın alınmaması” gibi ciddi iddialarla açılan soruşturmada, dönemin rektör vekili Prof. Dr. Yılmaz Can’ın da kusurlu olduğu belirlendi. Banka promosyonu: Uludağ Üniversitesi Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın 2007 yılı hesabına ilişkin Sayıştay Raporu’nda “Öğrencilerin harç tahsilatları ve üniversitenin tüm personeline yapacağı ödemelerin 1.5 milyon buhar oldu İstanbul Üniversitesi’nin 2009 hesabına ilişkin Sa Garanti Bankası aracılığı ile yapılması karşılığında bankanın yıştay kararında, “Ziraat Bankası’ndan her türlü bankacılık işlemleri karşığılında alınan nakdi yardımların bütçe geliri olarak muhasebe Uludağ Üniversitesi bütçesine kayıtlarına alınmadığı, ayrıca yardımların kullanılması sırasında mevzuata uyulma 535 bin TL aktarması gerekirdığı görülmüştür” denildi. Bankanın üniversiteye yaptığı yardım ve bağışların karken, tutarı, rektörlüğün istemi şılıksız değil, belli bir oranda bankada mevduat tutulması karüzerine Uludağ Üniversitesi Güçşılığında verildiğinin belirtildiği kararda, “Toplamda 755 bin lendirme Vakfı’na aktardığı gö487 lira 54 kuruş tutarındaki, 1 adet BMV, 6 adet de Passat rülmüştür” ifadeleri kullanıldı. binek otomobilin üniversitenin vakfına verildiği” belirtildi. Belgelere göre Yurtkuran, vakfa aktarılan paranın, “üniversite geGazi Üniversitesi Tıp İhale Kuzu İnşaat’a reksinimlerinde” kullanılmak üzeFakültesi ihtiyaçlarının re vakıf hesabına aktarılmasını takarşılanması için 100 dönümlük Armada İş Merkelep etti. Sayıştay, vakıf hesabına akzi’nin karşısındaki AOÇ arazisinin mülkiyeti ünitarılan paraların “GSM faturalaversiteye geçiyor. Rektörlük arsa üzerinde iş rının ödenmesi gibi başka amaçmerkezi ve konut yapılması için 2007 ekim ve larla kullanılması” nedeniyle olukasım aylarında ihaleye çıkıyor. İddiaya göşan kamu zararının dönemin rekre, ihale iktidara ve Anakent Belediye törü ve vakfın yönetim kurulu üyeBaşkanlığı’na yakın olduğu ileri si Prof. Dr. Mustafa Yurtkusürülen Kuzu İnşaat’a kalıyor. ran’dan tahsiline karar verdi. MİLLİ KÜTÜPHANE Öğretmenler, çocuklara örf ve âdetlere aykırı kitap okutmakla suçlandı Yolsuzluk operasyonu: 17 gözaltı ALİCAN ULUDAĞ Kitap skandalı bitmiyor ? Eğitim Sen, yıllardır çocuklar tarafından okunan, içerik açısından sakıncası olmayan kitaplar nedeniyle öğretmenler hakkında soruşturma açılmasının düşündürücü olduğuna dikkat çekti. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Güzelyalı İlköğretim Okulu’ndaki Türkçe öğretmenleri hakkında, Muallim Naci’nin “Ömer’in Çocukluğu”, “Çılgın Babam” ile Bilgin Adalı’nın “Çatalhöyük Öyküleri1 Dünyamızın İlk Şafağı” kitaplarını okutarak “Türk örf ve âdetlerine uygun olmayan” bilgileri çocuklara öğrettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı. Bir öğrenci velisi tarafından “Alo 147” hattına yapılan şikâyet sonucunda başlatılan soruşturmada, öğretmenlerin “bilimsel olarak çürütülen” evrim teorisini ideolojik olarak zorla çocuklara empoze ettikleri de savlandı. Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı, “Bunlar, yıllardır çocuklarımız tarafından okunulan, içerik açısından sakıncası olmayan kitaplardır. Ancak öğretmenlerimiz hakkında, imzasız bir şikâyet sonucunda soruşturma açıldı. Kraldan çok kralcı olan Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü durumdan vazife çıkararak öğretmenlerin ifadelerinin alınmasıyla ilgili okul idaresini görevlendirmiştir” dedi. Tunalı, laik ve bilimsel eğitime karşı başka bir projenin de Ödemiş’te yürütüldüğünü belirterek şunları söyledi: “Proje kapsamında Ödemiş merkezindeki tüm ilk ve ortaokul öğrencilerine kumbara dağıtılarak öğrencilerin para biriktirmesi ve sonra bu biriken paralarla sırf bu proje için açılacak mini kitap fuarından alışverişte bulunulması planlandı. Ama bu mini kitap fuarında, Gonca, Muştu, Altın Burç, Işık, Sütun, Rehber Yayınevleri yer alacak. Satışa sunulan 538 kitaptan 137’si ‘Allah bizi seviyor seti’, ‘Benim dinim seti’, ‘Konuşan bebek Hz. İsa’, ‘Sahabe hayatından tablolar’, ‘Peygamberimizin hatıralar serisi’, ‘Allah’ın güzel isimleri serisi’, ‘İnanç serisi’, ‘Risale hikâyeler serisi’nden oluşuyor. Bu projeden 26 bin liralık gelir elde edilmesi amaçlanıyor. Projeden vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyoruz. Bunun için de gerekli hukuki işlemleri başlatacağız.” Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Özcan Çetin de, Buca Ümit Başaran İlköğretim Okulu’nda bir fen bilgisi öğretmeni hakkında, okuttuğu 8. sınıf fen ve teknoloji ders kitabında yer alan evrim teorisine yönelik açıklamalarda bulunması nedeniyle soruşturma açıldığını söyledi. ANKARA Ankara Emniyeti’ne bağlı Mali Şube ekipleri, Milli Kütüphane’ye yolsuzluk operasyonu düzenledi. Operasyon sonucunda Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar ve 3 daire başkanı “ihaleye fesat karıştırdıkları ve rüşvet aldıkları” iddiasıyla gözaltına alındı. Milli Kütüphane’nin yaptığı bazı ihalelere fesat karıştırıldığı ihbarı üzerine Mayıs 2012’de Ankara Başsavcılığı soruşturma başlattı. “İhaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal ve çıkar amaçlı suç örgütü, rüşvet” gibi iddialara ilişkin yürütülen soruşturmada, şüpheliler 7 ay boyunca teknik takip altında izlendi. İddiaya göre, bu süre içinde kurumun malzeme alımı, tamiratonarım, temizlik ve yemek ihalelerinin yanı sıra koleksiyonda bulunan eski harfli Türkçe dergilerin taranarak dijital ortama aktarılması, gazetelerin dijital görüntülerinin Süreli Yayınlar Bilgi Sistemine Aktarılması ve kitap ciltleme gibi hizmet alım ihalelerine fesat karıştırıldığı belirlendi. Savcılığın talimatı üzerine, dün sabah erken saatlerinde harekete geçen Mali Şube ekipleri, Milli Kütüphane ile bazı şirketleri bastı. Milli Kütüphane Başkanı Acar’la birlikte 8 kurum çalışanı gözaltına alınarak sorgulanmak üzere Ankara Emniyeti’ne götürüldü. İşadamlarıyla birlikte gözaltı sayısının 17’yi geçtiği belirtildi. ‘Formaya geri dönülsün’ FİGEN ATALAY KÖMÜR YOLSUZLUĞU İDDİASI CHP takipsizlik kararına itiraz etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, yoksul ailelere dağıtılan kömür alımlarında toplam “611 milyon lira yolsuzluk yapıldığı” iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmada verilen takipsizlik kararına itiraz etti. Alımların “rekabetçi açık ihale usulü” yerine, yasaya aykırı olarak “uydurma yöntemlerle” yapıldığını belirten Erdoğdu, alımların 2003 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen rutin bir proje olduğunu, bu nedenle doğal afet gibi önceden öngörülemeyen bir durumun çıkmasının söz konusu olamayacağını vurguladı. Özel okulların çoğunda, yöneticiler de veliler de serbest kıyafet uygulamasını istemiyor. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, üye okullara bu konuda görüş sorduklarını belirterek şunları söyledi: “853 okula yazı gitti, 209’undan cevap geldi. Bunlardan 3 tanesi ‘serbest kıyafet’ diyor, kalanı formadan yana. Bu okulların yöneticileri, ‘Biz forma istiyoruz ama velimizin görüşünü de soracağız, anket yapacağız’ dediler. Ben serbest kıyafetten yanaydım, ama beni de ikna ettiler.” Velilerin ve eğitimcilerin formadan yana olmasının birçok nedeni var. Bunlardan bazıları, zenginfakir ayrımının çok görünür olması, okula aidiyet duygusunun azalabileceği, büyük okullarda gü venlik sorunu yaşanabileceği ve velinin cebinden daha çok para çıkması! Özel okul velileri, özellikle ergen çocuklarıyla evde kıyafet kavgası yaşamak istemedikleri için formadan yanalar. Bazı okul yöneticileri de Kuran dersine türbanla giren öğrencinin diğer derslerde türbanını çıkarmak istemezse ne yapacaklarını bilmediklerini ve bundan kaygı duyduklarını söylediler. Yöneticiler, “Türbanını çıkarmak istemeyen öğrenci, ‘falanca da eşofmanla gelmiş’ derse ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi. Türkiye Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER), okullarda 20132014 yılında uygulanacak kılık kıyafet genelgesi konusunda üye okullarına bir yazı göndererek velilerin önüne sandık konulmasını istedi. 800 bin Avro tazminat kazandı Sabancı Vakfı, ihtiyaç sahipleri ve destekçiler arasında köprü kuruyor Eğitim için bir araya geliyorlar Eğitim Servisi Sabancı Vakfı, “Fark Yaratanlar” programının dördüncü sezonunda, ihtiyacı olan okullarla, onlara destek olmak isteyen bağışçıları, sanal ortamda buluşturuyor. Milli Eğitim Bakanlığı ortaklığında yürütülen proje kapsamında, öğretmenler aracılığıyla okulu hem görsel hem de yazılı olarak tanıtan okul profilleri hazırlanıyor. Bu profiller üzerinden okulların ayni bağış ihtiyaçları bağışçılara duyuruluyor. Aynı platform üzerinden, ihtiyaç sahibi okullara ve öğrencilere yardım etmek isteyen bağışçı kişi veya kurumlar da Türkiye’nin dört bir yanındaki okulların ihtiyaçlarını görerek karşılamak istediklerini seçebiliyorlar. “Bir Silgi Bir Kalem” projesi kapsamında bugüne kadar 983 okul ve 3292 bağışçı siteye kayıt oldu. Şimdiye kadar 442 istek bağışçılar tarafından gerçekleştirildi ve bağışların mali değeri 73 bin 901 TL’ye ulaştı. Şimdi ise 401 istek bağışçılarını bekliyor. Okullar ve bağışçılar arasında bir köprü kurmayı amaçlayan Bir Silgi Bir Kalem’in fark yaratan hikâyesi, 11 Ocak Cuma gününden itibaren www.farkyaratanlar.org ve www.sabancivakfi.org internet sitelerinin yanı sıra Facebook, Twitter ve Youtube’da yayımlanacak. ? GÜMÜLCİNE (AA) Yunanistan’da, Selanik Hipokratio Hastanesi’nde AIDS bulaşan 25 yaşındaki kadın hastaya 800 bin Avro tazminat ödenmesine karar verildi. Selanik İdari Temyiz Mahkemesi’nin kararında, kan nakli sırasında meydana gelen olaya, Hipokratio Hastanesi’ndeki “büyük ölçüdeki eksiklikler ve yasadışı işlemlerin” neden olduğu belirtildi. Adı açıklanmayan hasta, 2005 yılında kan nakli programı sırasında AIDS’li bir vericiden alınan kanın kendisine nakledilmesiyle virüs kapmıştı. ? ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Ülkelerindeki olaylar nedeniyle Türkiye’ye gelen ve Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki Süleyman Şah Konaklama Merkezi’nde kalan sığınmacılara ait bir çadırda önceki gece yarısı yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen ve bitişikteki çadırlara sıçrayan yangın nedeniyle 3 çocuk ile 3 yetişkin ağır yaralandı. Akçakale Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan Eye Ragi (5) ve Şaat Ragi (15) kurtarılamadı, 4 kişinin ise hastanedeki tedavisinin sürdüğü bildirildi. Çadır kentte yangın: 2 ölü