19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2013 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümü için Erdoğan’ın diline hâkim olmasını istedi ‘Barış istiyoruz’ odur diyeceğiz. BDP’ye de MHP’ye de söylemediğini bırakmadı. Bu anlayış Türkiye’yi çıkmaz sokaklara götürür. Bazıları, AKP ile CHP yüzde 75, bir araya gelsinler çözsünler, diyor. na ne dersek diyelim. Kürt şünmek akıldışı, insanlık dı tandaşı inanç, kimlik bağla Kalan yüzde 25’in görüşü ne sorunu. Biz kendi ülkemizi, şıdır. mında ayırırlar. Biz kimseyi olacak? Toplumsal uzlaşma insanımızı seviyoruz; barış, Reşo’yla Hurşit: Fırat’ın ayırmayız. Gittiğim her yer zor, diyorlar. Bu işin kolay huzur içinde yaşamak isti sularıyla, Sakarya’nın sula de şehit anneleri, babaları ge olduğunu size kim söyledi? yoruz. Siyasetin görevi zor rı arasında fark yok. Diyar lir, bu sorunu çözün, diye bi Siyasetin işi zor işi çözmeksorunları çözmektir, sorun bakır’da Reşo’nun alın te ze söylerler. Elbirliğiyle, güç tir. Sorun oyçokluğu, milletvekili çokluğu değil. İktilara teslim olmak değil, çöz riyle Edirne’deki Hurşit’in birliğiyle çözeceğiz. mektir. Elbette sorunları ik alın teri arasında fark yok. Stratejileri, ufukları darın stratejisi, öngörüsü, tidar partisi çözecektir. Ana Kimseyi ötekileştirmeyece yok: Yol haritasını en sağ ufku yok. Bizden üç arkadaş, muhalefetin de sorumluluğu ğiz. Anayasanın en sevdiğim lıklı, en akılcı CHP belirledi. sizden üç arkadaş gelip kovardır. Biz de sorunlardan sözüdür, “tasada ve kı Yol haritamızı aldık, sayın nuşsunlar. Siz hâlâ toplumbeslenen bir siyasal parti de vançta beraber olmak”. başbakanın kapısını çaldık. sal uzlaşmayı anlamayan biBizim de sorumlulu ğiliz. Şehitler gelsin, terör tır Biz CHP’yiz, biz başka par Efendim, birileri gelmiyor rine demokrasiyi nasıl anlağumuz var: 30 yıldır çö mansın, belki ilerde bize de tilere benzemeyiz. Başka muş, gelmiyorsa her şehit ha tacaksınız. Diline hâkim ol: Sorunu zülmeyen bir sorun var adı bir pay düşer... Bunu dü partiler ülkeyi ayırırlar, va berinden sonra sorumlu olan kilitleyen, çözümsüz hale getiren Erdoğan. Ben kenMİLLETVEKİLİ YEMİNİ disine bazı tavsiyelerde bulunacağım. Artık diline hâkim ol, kibirden vazgeç. Kibir insanı köreltir, kibir aklın düşmanıdır. Hoşgörülü ol. Mevlana’nın törenlerine katılıyorsun, ne dediğini hâlâ öğrenemedin mi? PM’de bir konuşma yaptım. Sorunun çözümü için yeni bir kredi açacağız ama onu kullanmak için 4 önemli koşulum var, dedim. Samimi ve dürüst olacaksın; gizli bir kişisel ajandan olmayacak; millete izah AYŞE SAYIN edemeyeceğin angajmanANKARA TBMM Anayasa lara girmeyeceksin; ana Uzlaşma Komisyonu’nda “milmuhalefet partisine, milleletvekili yemini”ne ilişkin te bilgi vereceksin. Bunlamaddeyi de AKP’nin “başkanrı kabul edersen sana destek lık sistemi” önerisi kilitledi. vereceğiz. O destek ErdoTBMM Anayasa Uzlaşma ğan’ın şahsına verilmiş bir Komisyonu içinde “yasama” destek değil, şehit analarıbölümüyle ilgili oluşturulan alt CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yaptığı konuşmada Erdo na, babalarına verilmiş bir komisyonda “yemin” maddesi ğan’a verdikleri kredinin koşullu olduğunu söyledi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) destek. Sayın Erdoğan’a üzerinde CHP ve MHP, “milgeçmişte de bir kredi verletvekili ve dışarıdan atanan miştik, demokrasi için. Milbakanlar”la ilgili yemin metni letvekili seçilemiyordu, dehazırlarken AKP, “başkan, mokrasi için sana kredi açbaşkan yardımcısı ve milletvetık, dedik, Geldi milletvekili killeri”ni kapsayacak şekilde oldu. 10. yılın sonunda kimetin önerdi. BDP ise “gerek birden, tek adamlıktan yoolmadığı” gerekçesiyle herhanla çıktı egosu o kadar şişti gi bir yemin önerisi sunmadı. ki, demokrasiden şikâyet CHP’li Atilla Kart, AKP’nin eder hale geldi. ayda 33 lira. Bütün asgari ücretlilere Türkiye’nin üç temel sorunu var: önerisinin “başkanlık Kuvvetler ayrılığı ayak sesleniyorum, size ayda 33 lira Terör, işsizlik, yolsuzluk. Metro sistemi”ne göre hazırlandığına bağı oluyormuş. Demokzammı öngören, bu değeri biçen ücretlerine yüzde 16.6, kuru fasulye dikkat çekerek “başkanlık sisrasi adına açtığımız kredi AKP iktidarının arkasından gidecek 16.9, su ücretine yüzde 19, elektrik temi”yle ilgili müzakere yapılakoşulsuzdu, şimdi sana gümisiniz? Sendikalar ne yaptı, ayağa ücretine yüzde 20.7, kuru soğana mayacağı üzerinde uzlaşma sağvenmiyoruz, koşullarımız mı kalktı, yürüyüş mü yaptı, 22.7, bulaşık deterjanına gelen zam landığını ifade etti. Kart, bu kovar. Ya adam gibi davranıp meydanlara mı çıktı? Hayır. Onların yüzde 95.7. Kadınlar her bulaşık şullarda maddenin müzakeresisorunu çözersin ya da her yöneticilerinin altında Mercedes var, yıkarken düşünün, eşinizin aylığınıza nin yapılamayacağını ifade etti. şehit cenazesinin sorumkeyifleri yerinde, asgari ücretlinin yüzde 95 zam gelmiş mi diye? MHP’li komisyon üyesi Faruk lusu sen olursun. maaşı umurlarında değil. Asgari ücret 733 lira. Yapılan zam Bal da Kart’a destek verirken AKP’li komisyon üyesi Ahmet İyimaya, “Yemin metninin içAKP GRUP BAŞKANVEKİLİ ÜNAL: SAMİMİYET TESTİNDEYİZ eriği konusunu müzakere edelim, konu başlığını parantez içine alırız” önerisini getirdi. Ancak MHP ve CHP, bunun “başkanlık sisteminin müzakeresi” anlamına geleceğini belirterek içeriğe giremeyeceklerini ifade ettiler. Bunun üzerine İyimaya, bu konuyu partisinin yetkili organında değerlendirdikten sonra yanıtlarını bildireceklerini ifade etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) kanlıklarını sürdürdüklerini gös temsilcisi iddiasındaki bu iki partinin yaklaşımı tahterevalli siya AKP Grup Başkanvekili Mahir teriyor” dedi. ktaş düzenlemesi MHP Genel Başkanı Devlet Bah setini gösteriyor. Her iki yaklaşım Ünal, İmralı’da Abdullah ÖcaKomisyonda “milletvekilliğilan’la başlayan görüşmelere ilişkin çeli’nin grup toplantısındaki konuş da birbirini besliyor” dedi. nin düşmesi”ne ilişkin hükümÜnal, CHP için ise “CHP’nin tutumları nedeniyle MHP’ye “kili masında AKP’ye yönelik ağır eleşde ilginç bir düzenlemeye gidilortaya koyduğu mütereddit destek tirilerini anımsatan Ünal, “Bu metnik zihniyet” , BDP’ye “fırsatçı” , di. Milletvekilliğinin kesin hüve mütereddit siyaset. Toplumsal ni yazıp Bahçeli’nin eline tutuştuCHP’ye ise “mütereddit tavırlı” küm giyme nedeniyle yargı karan zihniyet sorunlu ve klinik bir mutabakat oluşturalım derken eleştirisinde bulundu. rarıyla düşürülmesinin kapsamı Ünal, düzenlediği basın toplantı zihniyettir. Asıl bu zihniyet soru kendi çözüm önerilerinde bile kendaraltılıyor. Milletvekili seçildi iç mutabakatlarını orsında, terörün ortak sorun olmeye engel suçlar dışındaki suçtaya koyamayan bir ana duğunu, son 30 yıldan bu ? Öcalan ile görüşmelere tepki lardan kesin hüküm giyme milmuhalefetle karşı karşıyana bu sorunla mücadele letvekilliğinin düşmesine yol açgösteren MHP’yi ‘sorunlu yayız” ifadesini kullandı. edildiğini, sorunun siyaset mayacak. Mevcut anayasa ise 1 zihniyet’, BDP’yi ‘fırsatçılıkla’ Bu süreçte iki eksen olüstü olduğunu, bu nedenle yılın üzerinde hapis cezası alan duğunu belirten Ünal, “Bikimsenin fırsat siyaseti, sosuçlayan AKP’li Mahir Ünal, CHP’yi milletvekilinin milletvekilliğirincisi bu yakıcı sorunun rumsuz siyaset gütmemesi nin, kesinleşen yargı kararının de kararsız tavrından vazgeçmeye çözümünden yana olangerektiğini söyledi. Ünal, TBMM Genel Kurulu’nun bilgiçağırdı. Ünal, sürecin bir lar, diğeri de bundan bes“AKP’nin 10 yıldır çözüm sine sunulmasıyla düşmesini iradesi koyduğu, siyasi sosamimiyet testi olduğunu belirtti. lenenler. Bu samimiyet hükme bağlıyor. Bu nedenle tutestidir. Devlet bu sorunu rumluluk, risk aldığı bir tuklu Van Milletvekili Kemal sorundan söz ediyoruz. Bu süreç nun mucididir. Herkesi düşman çözmek için çeşitli çözüm araçlaAktaş hakkındaki 2 yıl 1 aylık rı, çözüm yöntemleri deneyecektir. bir samimiyet testidir. Bugüne gören zihniyetti” diye konuştu. hapis cezasının Yargıtay tarafınÜnal, BDP’yi eleştirirken de, Bu çözüm araçlarını kutsayıp, kadar sorunla bir ilişki kurma dan onanması üzerine geçtiğibiçimi oluştu. 30 yıl içinde, parti “BDP de AKP’nin çözüm çabası başka anlamlar çıkarılması kabul miz yıl TBMM Başkanlığı önce lerin, halkımızın ve devletin bu so nı istismar etme çabaları ve maa edilemez. Öncelikle sorumlu, akılkararı Genel Kurul’da okumarunla bir ilişki kurma biçimi oluş lesef siyasi iradesi olmadığı için de lı siyaset, risk alan, soruna katkı mış, ardından da 3. yargı paketitu. AKP ile birlikte devletin ilişki önce kucaklaşmayla terör örgü sunan bir söylem, üslup kullanılne konulan hükümle, Aktaş’ın kurma biçimi temelinden değişti tünü meşrulaştırma, şimdi de çö malıdır. MHP ve BDP’nin söylem cezası erteleme kapsamına alınrilmiştir. Hem MHP hem de züm girişimlerini bir fırsata dö ve üslubu çözüme katkı sunmuyor. mıştı. Yeni düzenleme çerçeveBDP’nin açıklamaları, bu sorun nüştürme çabası olarak önümüz CHP de mütereddit tavrından sinde Meclis yeni “Kemal Akla ilişki kurma biçimlerini, alış de duruyor.Türk ve Kürtlerin vazgeçmelidir” diye konuştu. taş” krizleri yaşamayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorunun çözümü için “kredi verdikleri” Başbakan Tayyip Erdoğan’ ın “Asıl sen krediye muhtaçsın” sözlerine “Diline hâkim ol, kibirden vazgeç, hoşgörülü ol. Ya adam gibi davranıp sorunu çözersin ya da her şehit cenazesinin sorumlusu sen olursun” karşılığını verdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında son gelişmeleri değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle: Demokrasi Palavrası... Gizli bir soğuğun eşlikçisi, hiçbir alevin kısıtlayamayacağı gizli kalmış tutkular kimi zaman hayatı alıp götürür. O hayat acılarla, hüzünlerle doludur... Soğuğun ilk günlerinde uçup giden aklımız, hiç farkında olmadan toplumu faşizmin ortasına getirir. O yeryüzünün suskun tortusunda gerçeklerle yüzleşmek, zamanı, yaşadıklarımızı anımsayıp, o ölümleri, acıları, gözyaşlarını sonlandırmak. İsterseniz şöyle bir bakın Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’ya... Mısır, Fas, Tunus... Arap Baharı’nı düşünün, o ülkelerde yaşayan “yetmez ama evet” diyenlerin sesine kulak verin! Müslüman Kardeşler’in tüm bölgede siyasal güç olduğunu göreceksiniz. Ilımlı İslama alkış tutan, demokrasinin ve özgürlüklerin o coğrafyaya geleceğini bekleyenler bugün yanıldıklarını anlıyorlar: “Arap Baharı’nı değil Arap Kışı’nı yaşıyoruz...” Yaşadıkları coğrafyaya ne demokrasi geldi ne özgürlükler... Müslüman Kardeşler birçok ülkede iktidar oldu... Şeriat düzenine doğru adım adım ilerliyor onlar. Emperyal güçlerin bir dediğini iki etmeyip, istedikleri düzenin çatısını kuruyorlar. ??? Türkiye’deki “yetmez ama evetçilerin” durumuna gelince... Hepsi bin pişman şu anda! Televizyonlardan yemlenenlerin işine son verilince, gazetelerinden kovulunca yeniden sahneye çıkıp “demokrasi ve özgürlük” diye bas bas bağırıyorlar. Balyoz Davası’nda gerekçeli karara baktığınızda küçük dilinizi yutarsınız. 1435 sayfayı okumanıza hiç gerek yok... Son 100150 sayfayı okuyun yeter! Hak ve hukuksal açıdan yaşamsal değeri olan durumlar, bulgular ve sonuç. Özel yetkili savcılara ikiüç bavul dolusu belge taşıyanları anımsayın bir kez daha... Bunlar gerçekten gazeteci ? CHP’nin sorunlardan beslenen bir parti olmadığını ve Kürt sorununun çözülmesini istediklerini beliren Kılıçdaroğlu, ‘’Diyarbakır’da Reşo’nun alın teriyle Edirne’deki Hurşit’in alın teri arasında fark yok. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Gittiğim her yerde şehit anneleri, babaları gelir, bu sorunu çözün, diye bize söyler. Elbirliğiyle, güç birliğiyle çözeceğiz. Akılla, mantıkla, siyasal birikimimizle çözeceğiz’’ dedi. ‘Başkanlık sistemi’ yine ‘kilitledi’ ‘Asgari ücret 33 lira arttı sendikalar ne yaptı?’ miydi yoksa istihbarat elemanı mı? Kararı siz verin! Bulgular sanıklar lehine gerçeklerin ortaya çıkmasına neden olacaktı ama avukatlar bunlara erişemedi. Davada sivil memur Güllü Salkaya 16 yıl hüküm giydi... Bir askeri darbe hazırlığında sivil memur olur mu? Gerekçeli kararda benim dikkatimi çeken durum ise darbenin eski Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın rahatsızlığı nedeniyle yapılamadığının öne sürülmesi. Ne kadar ilginç değil mi? Peki Hilmi Özkök Paşamız, Ergenekon davasında tanık olarak dinlenmesine karşın Balyoz davasında niçin dinlenmedi sanık avukatlarının başvurusuna karşın? ??? Kimi gerçekleri göz ardı edemeyiz... Irak bombalanıp, çocuklar, kadınlar, gençler, tüm siviller ölürken ABD ne diyordu: “Irak’a demokrasi ve özgürlük getireceğiz!” Getirdi mi? Hayır! Kan ve gözyaşı, dul kalan kadınlar, yetim çocuklar... Libya’nın, Tunus’un, Fas’ın, Mısır’ın durumu ortada... Suriye’de iç savaş kanlı bir biçimde sürüyor... Olan sivillere oluyor! Türkiye’de yapılmayan darbelerin hesabı sorulurken bir çuvalın içine “rütbeli ve rütbesizler” doldurulup yargılanıyor. Kamuoyunun bu davaları izlediğini, neler olup bittiğini bildiğini hiç sanmıyorum. Elbet askerin içinde “darbeci ruhlar” vardır, o ayrı bir konu... Ama o astsubaylara, teğmenlere, yüzbaşılara, binbaşılara, albaylara yazık değil mi? ??? Hak ve hukuk yaşamsal değerlerdir... Türkiye demokratik bir hukuk devletiyse yargının bağımsızlığı tartışma konusu olmamalıdır. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un çığlığını duydunuz mu? Başbuğ hangi darbe planının içinde yer aldı, bilen var mı? Ortadoğu “Arap Kışı”nı yaşıyor... Türkiye giderek yüzünü Ortadoğu’ya dönüp yaşama öyle bakıyor... İleri demokrasi palavrası ise sürüyor! BÜYÜKELÇİLER KONFERANSI’NDAN İZLENİMLER ‘MHP ve BDP’nin tavrı çözüme katkı sunmuyor’ AKP hükümeti kendi büyükelçisini yaratıyor BAHADIR SELİM DİLEK A ANKARA 5. Büyükelçiler Konferansı, Türkiye’nin dış politika tarihinde önemli bir kilometre taşı oldu. Konferans; 10 yıllık iktidarı boyunca, devletin hemen hemen bütün kurumlarını kendi ideolojisi doğrultusunda dönüştüren AKP hükümetinin, devletin son ve en önemli kalelerinden biri olan Dışişleri Bakanlığı’nda da bu dönüşümü büyük ölçüde sağlamış olduğunu gösterdi. Daha önceki teşkilat yasasında “devleti temsil eden” büyükelçiler, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu damgasını taşıyan yeni teşkilat yasasındaki “büyükelçi devleti ve hükümeti temsil eder” ifadesinin gereği ile yüzleşti. Ankara ve İzmir’de beş gün boyunca süren 5. Büyükelçiler Konferansı entellektüel düzeyde diplomatik beyin fırtınasından çok, kabine üyelerinin ve Davutoğlu’nun didaktik konuşmalarına sahne oldu. Büyükelçiler, dış politikanın gerçek sorunlarını kendi aralarında yaptıkları toplantılarda konuşma ve tartışma fırsatı bulabildi. Bu anlamda, Batılılaşma hedefi bağlamında hemen hemen bütün büyükelçilerin AB hedefinden şaşılmaması gerektiği değerlendirmesi dikkat çekiciydi. Konferans “insani diplomasi” temasıyla yapıldı. Bu bağlamda Davutoğlu da açılış konuşmasını son derece duygusal bir tonda yaptı. Dış politikanın “ulusal çıkar” temelinde yürütülmesi zorunluluğuna hiç değinilmedi. Deneyimli diplomatların tamamı, “Büyükelçi” sıfatı taşısa da hemen hiç kimse, Davutoğlu’na “bir eleştiri” getiremedi. Bu da Davutoğlu’nun bakanlık üzerinde sağlamış olduğu etkiyi gösterdi. Konferans boyunca, Davutoğlu’nun gönlündeki diplomatlar ile eskinin devlet geleneğinden gelen büyükelçiler arasındaki gruplaşmalar da dikkatlerden kaçmadı. Özellikle, kariyeri diplomat olmayan ve dışarıdan atanan büyükelçiler ayrı durmayı tercih etti. Aralarındaki soğukluk hemen göze çarptı. Konferansta, 141 büyükelçi bir araya gelince diplomatik dedikodular da ön planda oldu. En önemli başlık ise Feridun Sinirlioğlu’nun ardından kimin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı olacağı yönündeydi. Farklı farklı isimler gündeme gelse de en önemli tartışma, Davutoğlu ve yardımcısı Naci Koru ile üçlüyü tamamlayacak olan ismin “uyumu” konusunda oldu. Daha önceki büyükelçiler konferansında “Hariciye camiasının” eşiğinde duran konferansın kapanışında büyükelçilerle yaptığı değerlendirme toplantısı, Davutoğlu’nun artık bu camianın içinde olduğu ve ipleri eline aldığını gösterdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle