19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2013 ÇARŞAMBA KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 2013’te bütün bir yıl boyunca dünyanın her köşesinde VerdiWagner operaları sahnelenecek İki ayrı dünyanın müziği ? Birbirine zıt kişiliklerin ve zıt biçemlerin apayrı dünyaları. En önemli ortak paydaları her ikisinin de geniş kadrolu, devasa sahneli ‘grand’ operalar bestelemeleri; yoksul ailelerden gelip kendi dehalarıyla doruklara tırmanmaları ve opera sanatını toplumla özleştirmeleri... Kuzey İtalya köyünde doğmuş. Ne hoş bir rastlantıdır ki onun bilinmedik yapıtlarını ortaya çıkartan ve Verdi operacılığına yeni bir soluk getiren Leyla Gencer de aynı gün, 10 Ekim’de dünyaya gelmiştir. Bu yoksul köylü çocuk İtalyan operasının bel canto (güzel şarkı söyleVerdi me) geleneğini doruklara çıkartır. Korolarında halk opera tarihine kendi sesini bulur. başyapıtlar kaWagner VERDİ sözcüğü, o tazandırmış. Tutkulu rihte İtalya’nın birleşmesi bir vatansever olarak, için “Viva Vittorio Emasanatın toplumsal gücünü kanuele, Rè D’Italia!” (İtalya nıtlamış. kralı çok yaşa) sözleriyle eşYoksul bir hancının oğlu değer olmuştur. olarak 10 Ekim 1813’te 15Böylece Verdi, millet mec20 hanelik Rancole adlı bir 2013 Verdi ve Wagner gibi tarihin iki dev opera bestecisinin 200. doğum yılı. Üçdört yıl öncesinden kapışıldı Verdi tenorları ve Wagner’in koyu renk sesli sopranoları... Aynı yılda doğmuş, birisi İtalya’da diğeri Almanya’da opera sanatını doruklara tırmandırmış iki besteci. Birbirine zıt kişiliklerin ve birbirine zıt biçemlerin apayrı dünyaları. En önemli ortak paydaları her ikisinin de geniş kadrolu, devasa sahneli “grand” operalar bestelemeleri; yoksul ailelerden gelip kendi dehalarıyla doruklara tırmanmaları ve opera sanatını toplumla özleştirmeleri. 2013’te bütün bir yıl boyunca dünyanın her köşesinde VerdiWagner operaları sahnelenecek. Sanmayın ki bu “grand” operalar için çok büyük sahneler bulundu. Hayır, küçük sahnelerde de teknolojinin getirdiği olanaklarla geniş efektler yaratılıyor, hemen her opera evi ne yapıp edip izleyicisine Verdi ve Wagner’in coşkusunu yaşatıyor. Kaç kez oynanan aynı yapıtlar taze bakış açılarıyla yeniden sahneleniyor. Giuseppe Verdi 19. yüzyılın romantik İtalyan operasındaki en önemli besteci. Güzel ve dokunaklı melodileri, dramatik etkinliği ve orkestra ve koro zenginliği ile lisi üyeliğine kadar tırmanır. 27 Ocak 1901 tarihinde Milano’da öldüğü zaman cenazesi Esirler Korosu’yla ve devlet töreniyle kaldırılır. Nabucco, Rigoletto, La traviata, Aida, Il trovatore, Otello en ünlü operalarıdır. Richard Wagner (18131883) Leipzig’de 9 çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak dünyaya gelir. İtalyan geleneğine meydan okuyarak operayı bütün sanat dallarının toplandığı yeni bir sanat olarak ilan eder. Germen ırkının en katıksız ırk olduğu savıyla ölümünden yıllar sonra Hitler’in hayranlığını kazanır. Tannhauser, Uçan Hollandalı, Lohengrin ve 4 operanın birleştiği Niebelungen’in Yüzüğü, hep kendi librettolarını yazdığı operalarıdır. Kendi inşa ettiği Bayreuth Opera Evi’nde her yıl Wagner Festivali düzenlenmektedir. ? Kültür Servisi Şair ve gazeteci Refik Durbaş dün iç kanama geçirerek Göztepe SSK Hastanesi’ne kaldırıldı. Yazarın kan kaybetmesi nedeniyle özellikle sosyal medyada Durbaş için 0 Rh+ kan çağrısı yapıldı. Yazarın oğlu Alişan Durbaş yaptığı açıklamada bilincinin ve durumunun iyiye gittiğini, daha önce bypass geçiren Durbaş’ın neden kanama geçirdiğinin ise henüz bilinmediğini belirtti. Doktorların da hastalık konusunda hernüz bilgi vermediğini söyleyen Alişan Durbaş, yazarın tedavisinin sürdüğünü belirtti. Refik Durbaş hastaneye kaldırıldı İDSO’nun konuğu çellist Parker ? Kültür Servisi İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Cuma akşamı saat 20.00’de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Salonu’nda vereceği yılın ilk konserinde Amerikalı çellist Dennis Parker’a Walter Burle Marx’ın Çello Konçertosu’nda eşlik edecek. İtalyan şef Antonio Pirolli yönetimindeki orkestra konserde A. Dvorak’ın 9. Senfonisini de (Yeni Dünyadan) seslendirecek. ŞİŞLİ’NİN YENİ BİR SAHNESİ VAR Zaman ile uzam arasında GRAZİA DE COLLE Canan Dağdelen’in sergisi yazı, fotoğraf ve mimari üzerine odaklanıyor ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gazetemiz yazarı edebiyatçı Oktay Akbal, tedavi gördüğü Muğla Özel Yücelen Hastanesi’nden taburcu oldu. Akyaka’daki evinde dinlenen Akbal, kalp yetmezliğine bağlı nefes darlığı şikâyetiyle hastaneye yatmıştı. Dün taburcu edilen Akbal’ın tedavisine evinde devam edileceği belirtildi. Akbal, kendisini iyi hissettiği sürece yazmaya devam edeceğini de bildirdi. Akbal taburcu edildi BURCUOĞLU’NDAN ‘İSTİRAHAT ODASI’ SAHNE3 açıldı Kültür Servisi 3MOTA oyuncuları, Şişli Osmanbey’de tarihi Sebat Apartmanı’nın beşinci katında SAHNE3 adlı yeni bir sahne açtı. 2010 yılından bu yana atölye çalışmalarını bu mekanda sürdüren ekip, kendi dramaturji metoduyla çalışılmış oyunlarla seyircisi ile buluşacak. Şişli’ye hem yeni bir oda tiyatrosu kazandırmayı hem de Beyoğlu’na sıkışan tiyatro kültürünü ve tiyatro izleyicisini Şişli’ye yönlendirmeyi amaçlayan ekip, yönetmenliğini Ümit Çırak’ın üstlendiği “Jeanne d’Arc’ın Öteki Ölümü”nün galasını ise 19 Ocak’ta saat 20.30’da yapacak. 3MOTA, bir taraftan atölye çalışmalarını yürütüp yeni oyuncu adaylarını yetiştirecek, diğer taraftan da yetişen oyuncularla birlikte yeni oyunlarını SAHNE3’te sunacak. Canan Dağdelen’in Galeri Apel’deki “anuzam” sergisinde özellikle galeri mimarisine konumlandırılmış, mekân ve zaman kavramlarını barındıran parçalar göz açıp kapayıncaya kadar tanımlanan an’ı vurguluyor. Bu doğrultuda “mekân” kelimesi çerçeveli bir yeri tanımladığı, “uzam” ise daha yeni ve anlam olarak genişlemeyi de içerdiği için sanatçı “uzam” sözcüğünü kullanmayı tercih ediyor. Uzam uzay ile de ilişkili ve yer çekimini de konumlandırdığı halde, Büyük Patlama’dan sonra zaman ile ayırt edilesüredir Dağdelen’in meyen, birbirine bağlı olan kavramçalışmalarının düşünsel lar. Bu iki ana kavram uzun süredir temelini oluşturuyor. sanatçının çalışmalarının düşünsel temelini oluşturuyor. Galeri Apel’de Sanatçı, Galeri Apel’deki yazı, fotoğraf ve mimari üzerine işlerini, şiirsel bir dille odaklanan işlerini son derece özüne ingeliştirdiği sergi dirgenmiş, şiirsel bir dille geliştirdiği sergi konseptinde bütünlüyor. konseptinde Sergide ilk göze çarpan yapıt, sanatçının bütünlüyor. mekâna uyguladığı beyaz renkli metalden, tavandan yerleştirilip havada süzülen kendi el yazısıyla oluşan “uzaman” sözcüğü. rak, hare“uzamzaman” olarak adlandırdığı bu ket halindeki yaişinde, içerikte iki kavramın bir “an”da ke şam koşullarımızda yerleşikliğin olası bir tasiştiği, sanatçının çalışırken fark ettiği olu nımını ele alıyor. Galerinin kiremit duvarışumlar. Bir an kadar kuvvetli, bilerek kul nın uzantısı gibi görünen bir avuç beyaz toplanılan beyaz renkli bu metal yazı, bulunduğu rak “atomic bonding” isimli yapıtlar sadinamik konumda gölge ve boşluğu da natçının sık sık kullandığı kare taban ve kubvurguluyor. beden oluşan mimarinin temel formlarından. Yazının tarihsel gelişimi, kişiye özgü el ya Bunları hane ve göz olarak da adlandıran sazısı, sözcük içerik ve oyunları sanatçının araş natçı, mimarinin bağlayıcı işlevini “atomic tırmalarında önemli bir yer tuttuğu gibi, me bonding” parçalarında sergiliyor. kâna tavandan yerleştirme ile mimarinin ana Sanatçının Türkiye’de ilk kez sergile ilkesine ters, yer çekimine karşı konumlanmış mimari formlar Dağdelen’in imzasını taşıyor. Viyana’da yaşayan İstanbullu bir sanatçı olarak, çalışmalarında aidiyet, yerleşik düzen, yer edinme kavramlarını mimari üstünden tanımlayarak da sorguluyor. Kültürel geleneğe aidiyet ve küreselleşen bir dünyada kendi kökleriyle ilgili sorular da üzerinde durduğu konular. Geleneksel biçimle yakından ilişki kurarak, tarihi kültürün ? Zaman ve uzam izlerini kavramları uzun aktara nen, 2005’ten bu yana yaptığı “Libellulidae II” isimli, küçük libellül/yusufçuklardan oluşan beyaz topraktan engob astarlı yerleştirmesi bizi göz hizasında havada karşılıyor. Birbirine bağlı olmayan, oldukça saydam libelüller/yusufçuklar hafifliği yansıtan bir köprü halinde uçuyorlar, bulundukları mekân ve anda başka bir form oluşturuyorlar. Bu işlerin arasında sanatçının analog çekimi ile özellikle tam kadraj bırakılan siyah beyaz fotoğrafları da yer alıyor. Fotoğrafı sergi konseptinin içinde her zaman değerlendiren sanatçı, çekimlerinde zamanın sınırsızlığı, an, hareket, uzam ve mimarinin kaynaştığını nitelendiriyor. Dağdelen’in “S45” isimli fotoğraf serisi, mimar Otto Wagner’in Viyana’da 20. yüzyılın başında inşa ettiği “S45” banliyö tren hattı duraklarından alıntılar. Sanatçı, çektiği anları şöyle dile getiriyor: “Bu fotoğraflar her ne kadar bize o mimariyi anlatsa da bence zamanı tam kestirilemeyen, eski ve yeni mimari katmanlar arasında bir yerdeler, zamansızlar. Tren hatları, raylar zaman kavramında hareketi, zamanın göreceliliğini; peronların karşı tarafından sabitlenmiş kesitler ise bekleme veya ulaşamama duygusunu... aktarıyor”. Sergi 12 Ocak’a kadar gezilebilir. Kültür Servisi Kanada’nın Vancouver Film Okulu’nda eğitim alan Hakan Burcuoğlu’nun yazıp yönettiği bilimkurgu tadında distopik ilk kısa film olan “İstirahat Odası” tamamlandı. Ruhi Sarı ve Ali Uyandıran’ın rol aldığı filmin 8 ay süren ön yapım çalışmaları Kanada, Fransa ve Türkiye olmak üzere üç ayrı ülkede gerçekleşti. Çekimlerinin İstanbul’da gerçekleştiği film, yakın bir gelecekte işsiz kalıp kendi yalnızlığına gömülen Adem’in hikâyesinin anlatıyor. Bu süreçte kendisini yakından takip eden Devlet, kendi eliyle ölüm için kurulan İstirahat Odaları Kurumu’nda ona ebedi huzuru vaat eder. Filme T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı 2012 yılında 15.000 TL’lik destekte bulundu. Devletten ebedi huzur Yazar Metin Kaçan intihar etti Ağır Roman’ın yazarı ölüme atladı İstanbul Haber Servisi Kendisinden haber alınamayan “Ağır Roman” romanının yazarı Metin Kaçan’ın (52) Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar ettiği ortaya çıktı. İddiaya göre olay geçen cumartesi gecesi meydana geldi. Esenler’den Beylerbeyi’ne gitmek istediğini söyleyerek Yüksel Güçlü’nün kullandığı 34 TFL 25 plakalı ticari taksiye binen bir kişi, Boğaziçi Köprüsü üzerinde durdurduğu araçtan inerek köprüden atladı. Olaydan sonra Çengelköy Polis Merkezi’ne giden taksi şoförü, “Bana yazar Metin Kaçan olduğunu söyledi. Üsküdar’da evi varmış, oraya gideceğini söyledi. Köprüye girdikten sonra fotoğraf çekeceğini söyleyerek yavaşlamamı istedi. Aklıma kötü bir şey gelmediği için yavaşladım. Ben ne olduğunu anlamadan cep telefonu ile cüzdanını koltukta bırakıp aşağı atladı. Ben müdahele güvenlik kamerası görüntülerini incelemeye aldı. Görüntülerde bir kişinin taksiden inip kendini boşluğa bıraktığını gören ekipler, arama kurtarma çalışması için Sahil Güvenlik ve Deniz Polisi’ne haber verdi. Ancak yapılan aramalarda hiçbir ize rastlanmadı. Polis, ellerindeki cüzdan ve telefonu tutulan zabıtlarla birlikte Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi. İntihar haberinin duyulmasının ardından sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden bir açıklama yapan Hasan Kaçan, “Metin Kaçan ile ilgili bilgiler maalesef doğrudur. Aile olarak bir umuttur diyerek paylaşmamıştık. Acımızı paylaşan herkese teşekkür ediyoruz” dedi. Metin Kaçan, 1995 yılında G.K. adlı reklamcı kıza, spiker Alp Buğdaycı ile birlikte işkenceyle tecavüz suçundan 8 yıl 9 ay hapis, “müessir fiil” suçundan da 5 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. ? Kültür Servisi Borusan Müzik Evi, Türk caz sahnesinin önde gelen isimlerini 17 Ocak’ta aynı sahnede buluşturuyor. Müzik alanında yapmış olduğu yenilikçi çalışmaları ile Türkiye’nin önde gelen besteci ve piyanistleri arasında yer alan Selen Gülün, virtüözlerden oluşan Blue Band ile sahnede olacak. Trombonda Bulut Gülen, davulda Cengiz Baysal, tenor ve soprano saksofonda Engin Recepoğulları, bariton saksofonda Meriç Demirkol, akustik ve elektrik basta Ozan Musluoğlu, alto saksofonda Serhan Erkol, trompet ve büğülüde Şenova Ülker ve ikinci trompette Utku Akyol’un sahnede olacağı konserde Elif Muslu Çağlar vokallerde Selen Gülün’e eşlik edecek. Cazcılar Borusan sahnesinde edemeden koşarak korkuluklara ulaştı ve kendini aşağı bıraktı” şeklinde ifade verdi. Polis, Metin Kaçan’ın kimliğini takside bıraktığı cüzdandan tespit edince ağabeyi karikatürist Hasan Kaçan’ı aradı. Polis merkezine giden Hasan Kaçan’ın yanında kardeşine ait fotoğraflar getirdiği ve taksi sürücüsü Güçlü’nün fotoraflardan Metin Kaçan’ı teşhis ettiği belirtildi. Polis ekipleri köprü üzerindeki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle