27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 29 OCAK 2013 SALI Seçime doğru Eskişehir Belediyesi’nin 23 çalışanı, evlerine baskın yapılarak gözaltına alındı Siz Ne Derdiniz? “...Bazı medya organları TSK’ye çok haksız yere saldırının içine giriyorlar. Bakın şu anda içeride yani 400’e yakın emekli, muvazzaf subayımız var. Bunların hemen hemen ağırlıklı kısmı tutuklu. Ve mağdur veya şüpheli şeklinde zaman zaman çağrılanlar oluyor. Bir ara bir ajan meselesi çıktı. Şimdi hele hele çok ağır olanı, yani örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan. Şimdi böyle bir şeyin delilleri kesinse ver hükmünü işini bitir. Ama elinde kesin hükümler yok da sen yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak, hele hele Genelkurmay Başkanı’nı kalkar da bu şekilde değerlendirirsen, burası silahlı kuvvetlerin moral değerlerini altüst eder. O zaman terörle nasıl mücadele edecek bu insanlar?” Bu sözlerin altına imza atmayacak kimse yoktur. Türkiye’de demokrasiden yana olan hiç kimse, tutukluluk kurumunun infaza dönüştürülmesi karşısında sessiz, tepkisiz kalamaz, kalmamalıdır. Kürt sorununu siyaset alanında müzakere, ama terörle mücadele ile çözmek istediğini söyleyenler, eğer söylemlerinde samimi iseler “silahlı kuvvetlerin moral değerlerinin altüst edilmesi durumunda (ki bugün olan odur) bu insanların terörle nasıl mücadele edeceklerini” çok haklı olarak sormaktadırlar. ??? Aklı başında olan herkes, demokrasiden, hukuk devletinden yana olanların tümü, terörün yenilmesinden yana olan bütün kişiler, yukarıdaki sözlerin altına imzalarını atmakta bir an bile tereddüt etmezler. Hatta şunu da rahatlıkla söyleyebilirler: Bunu imzalamak yetmez, her şeyi denetleyen Tayyip Bey’e de ulaştırmak gerek. Türkiye’de herkesin, ama herkesin yukarıdaki yakınmayı dile getirmeye, artık Deniz Kuvvetleri’ne oramiral rütbesinde komutan bulunmaması üzerine “Ne oluyoruz yahu?” diye sormaya hakkı vardır. Tek adam idaresi altında olduğumuza göre “Ne yapalım, derdimizi mutlak egemene anlatamıyoruz, vallahi biz de çaresiziz” diyerek iktidar milletvekilleri, hatta ve hatta bakanlar bile bu kategoriye sokabilirler kendilerini. Ama bir tek kişinin bu yakınmalarda bulunmaya hakkı yoktur. O da “mutlak egemenliğin tek sahibi” konumunda olan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü, aklı başında herkesi, bütün yurtseverleri derinden üzen bu durum çok dile getirilmiş, “Morallerini bu hale sokarsanız, bu insanlardan terör ile mücadele etmelerini nasıl istersiniz? Böyle giderseniz orduya komutan bulamazsınız” diye çok uyarılmıştır Tayyip Bey. ??? İktidarın dizginlerini ellerinde tutanlar, ister demokratik bir yönetimin başında olsunlar, ister diktatoryal bir baskı mekanizmasının uygulayıcısı konumunda bulunsunlar, bir ülkedeki gidişten yakınamazlar. Çünkü onlar, eleştirmeyi, önerme, yakınma değil, çare bulma, düzeltme, düzenleme makamında bulunmaktadırlar. Eğer buna rağmen düzeltmek yerine yakınma yolunu tutuyorlarsa, biliniz ki ya yalan söyleyip sahtekârlık yapıyorlar ya da acizliklerini itiraf ediyorlardır. 12 Eylül’ün askeri vesayet döneminin üniformalı diktatörü Evren, bütün işini kendisine bağımlı mahkemeler aracılığıyla gördürür, başı sıkıştığında da şöyle derdi: Ben mi yapıyorum bunları, bağımsız mahkemeler yapıyor, ben ne edeyim? Tabii kimse de yutmazdı. Ama doğrusu ya Evren de işi orada bırakır, olanlardan yakınmaya kadar uzatmazdı. Yukarıda yazının başında tırnak içine aldığım satırlardaki sözlerin sahibi ise 12 Eylül’ün dini vesayet döneminin sivil egemeni Tayyip Erdoğan. Bu durum karşısında ben, terbiyenin ve yasanın sınırlarını zorlamadan düşüncelerimi, tepkimi ifade edecek sözcükler bulmakta zorlandım. Onun için bir şey söylemekten imtina ediyorum. Peki benim yerimde siz olsanız, acaba bu sözler karşısında ne söylersiniz? Efendim? ‘Bizimle uğraşıyorlar’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon yapılarak 23 belediye çalışanının gözaltına alınmasından sonra, CHP’nin üst düzey yöneticileri ve milletvekilleri de Eskişehir’e geldi. Eskişehir Cumhuriyet Savcısı Celalettin Karanfil’in talimatıyla Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ne bağlı polis ekipler, sabah 06.30’da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin üst düzey yöneticileri ile belediye şirket yöneticilerinin de bulunduğu 23 kişinin evine baskın yaptı. Gözaltına alınan 23 belediye çalışanı, polis tarafından KOM Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül’ün üç gün izinli olduğu öğrenildi. Gözaltına alma gerekçesinin, 2006’daki “kentsel gelişim” konusundaki bir ihaleden kaynakladığı ifade edildi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ise yaptığı yazılı açıklamada, belediye çalışanlarının, 26 Mayıs 2010 tarihinde verilen şikâyet dilekçeleri üzerine başlatılan ihaleye fesat karıştırma operasyonu kapsamında gözaltına alındığını kaydetti. Açıklamada, operasyonun “Porsuk Çayı ve muhtelif kanallarda düzenlemeler yapım işi, masal dünyası ya Büyükerşen CHP’li vekillerle belediye binası önünde açıklama yaptı. pım işi ve Eskişehir kentsel gelişim projesi yapım işi ihalelerinde, ihalelere fesat karıştırıldığı” iddialarına yönelik olduğu belirtildi. Aralarında büyükşehir belediyesinin eski genel sekreteri Erdin Erol, yine eski genel sekreter Zehra Kaya, genel sekreter yardımcısı Gürsel Tuna ve belediyeye ait şirketlerinden sorumlu Oruçhan Tansel, satın alma daire başkanı Recai Ender de gözaltına alınan kişiler arasında yer alıyor. Büyükşehir belediyesi yetkilileri, belediye binasında ve bağlı birimlerinde herhangi aramanın olmadığını söylediler. Bir yetkili, “Soruşturma 2 yıldır sürüyordu. Polislere zaten binlerce belge sunduk. Bu, kentsel gelişim kapsamında yapılan çeşitli işlerle ilgili bir konu” dedi. Gözaltına alınan 5 kişi işlemlerin ardından akşam saatlerinde Emniyet’ten serbest bırakıldı. Operasyonun duyulmasından sonra başta yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın olmak üzere, CHP Milletvekilleri İzzet Çetin, Turgut Dibek, Ali Rıza Öztürk, Uğur Bayraktutan ve İlhan Cihaner Eskişehir’e hareket etti. Bu arada CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt da olayı duyduktan sonra, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne geldi. Operasyonun duyulmasından sonra, çok sayıda Eskişehirli, be ‘Bizi durduramazlar’ lediye meclis üyeleri Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne geldi. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, belediye önünde yaptığı basın açıklamasında “Hukukçularımıza bile zorluk çıkarıyorlar. Kaç arkadaşımızın gözaltına alındığı konusunda bile bilgi alamadık. Arkadaşlarımızla ile ilgili bir açıklama Emniyetten yapılmadı. Ne oldu, niçin oldu diye destek mesajları aldık. Beni ifadeye çağırdıkları yönünde internette dolaşan haberler görüyoruz. Beni ifadeye çağırmadılar. Onun dışında benimle uğraşıyorlar. Fakat netice alınamadığı için arkadaşlarımla uğraşmaya devam ediyorlar. Benim için endişelenecek bir şey yok. Eskişehir için de endişelenecek bir şey yok. Eskişehir ve Türkiye’ye yaptığım hizmetleri bütün Türkiye ve yurtdışından pek çok kurum ve kuruluş biliyor. Ama arkadaşlarım için endişeleniyorum. Bunun sebebi de yargının işleyiş tarzı nedeniyledir. Türkiye’de pek çok kişinin Başbakan’ın kendi arkadaşları için endişelendiği bir sistem içinde ben de arkadaşlarım için endişeleniyorum. Bunlar Türkiye’de olağan hale geldi. Bizi durduramazlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar” dedi. ‘Yıpratma operasyonu’ Belediye önünde bir açıklama yapan yerel yönetimlerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın “Türkiye’de CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmaya, yıpratmaya yönelik operasyonların son halkasını Eskişehir de hep beraber yaşıyoruz. Eskişehir’de bir dosya bulamadıkları için, 2006 yılından bu yana her yıl yeniden ele aldıkları, 2011 yılında ‘soruşturmaya gerek yoktur’ diye İçişleri Bakanlığı’nın karar verdiği bir dosyayı yeniden ele aldıklarını görüyoruz. Devletin televizyonu TRT Büyükerşen’in ifadeye çağrıldığının haberi saatlerce veriyor. Biz CHP olarak Eskişehir’in ve büyükşehir belediyemizin arkasındayız. Türkiye’nin kalbi Eskişehir’de atıyor. Bizler, AKP iktidarının saatinin 2014 Mart’ına ayarlı olduğunu biliyoruz. Bunun için büyükşehir yasasını çıkardılar, yargıda çeşitli düzenlemeler yaptılar. Ancak buradan haykırıyoruz ki, ne yaparlarsa yapsınlar. 14 ay sonra, bu zorba iktidara karşı gereken cevabı Türkiye Cumhuriyeti’nin milleti verecektir” dedi. CHP’de Birgül Ayman Güler geri adım atmadı, ‘Linç var, özür bekliyorum’ dedi ‘Ulus büyük çadırdır’ YURDAKUL DAVAYI KAZANDI Sendikada ‘mobbing’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çalıştığı sendikada “yevmiyesi düşürüldüğü, çay ve yemek verilmediği, psikolojik baskı nedeniyle kısmi felç geçirdiği, psikolojik destek almak zorunda kaldığı” gerekçesiyle dava açan sendikacı Necip Yurdakul, hukuk mücadelesini kazandı. Dava süreci şöyle gelişti: Belediyeİş Sendikası’nda görev yapan Yurdakul’un iş sözleşmesi 4 Eylül 2009 tarihinde sona erdirildi. İşe iade davası açmasının ardından Yurdakul, Ekim 2009 tarihinde yeniden işe başlatıldı. Ancak dava dilekçesine göre, Yurdakul’un 86 lira olan yevmiyesi 22 liraya düşürüldü. Kendisine çay ve yemek verilmedi. Baskı nedeniyle kısmi felç geçiren Yurdakul’un psikolojisi de bozuldu. Sakarya Yenikent Devlet Hastanesi sağlık kurulu raporuna göre, Yurdakul’a “geçici iskemik atak+majör depresif bozukluk” tanısı konuldu. Bunun üzerine Yurdakul iş sözleşmesini fesh ederek alacak davası açtı. Ankara 16. İş Mahkemesi kararında, davacının maruz kaldığı muamelenin hukuka aykırı olduğuna dikkat çekerek Yurdakul’un iş akdini feshetmesini haklı buldu. Mahkeme, Yurdakul’un kıdem tazminatına hak kazandığını da belirtti. Alacak davasını kazanan Yurdakul, “mobing” davası da açtı. Dilekçede, yaşadıklarının psikolojik mağduriyete de yol açtığı belirtilerek manevi tazminat talep edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de Hüseyin Aygün ve Birgül Ayman Güler’in açıklamalarının yarattığı ideolojik saflaşma büyürken iç tartışmalar grup, MYK ve il başkanları toplantılarında da masaya yatırılacak. Güler, “Türk ulusu ile Kürt milliyeti eşit olamaz” sözlerinin arkasında dururken “Ulus siyasi, milliyet sosyal bir kavram. Ben Boşnak kökenli bir Türk vatandaşıyım. Ülkemin babamın memleketi olan Yugoslavya gibi olmasını istemiyorum” dedi. CHP “içi” tartışmalar sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün gazetecilerin soruları üzerine “Partide medyanın abarttığı kadar büyük bir sorun yok. AKP’yi eleştiremeyenler CHP’yi eleştiriyorlar” dedi. CHP lideri bugün grupta konuşacak, yarın MYK toplanacak, 31 Ocak günü de genişletilmiş il başkanları toplantısı gerçekleştirilecek. Güler, dün düzenlediği basın toplantısında, “fahri doktora verilen Başbakan’ın cüppesini giyer giymez kendisinin akademik doktorasını aşağılayıcı açıklamalar yaptığını” söyledi. Ulus ve milliyet kavramlarının anlamlarının farklı olduğunu kaydeden Güler, şu görüşleri dile getirdi: “Ulus aralarında biyolojik ve dinsel bağları olmayan çeşitli milliyetlerle etnik toplulukların ortak bir dil çevresinde iktisadi yaşam birliği temelinde kurdukları siyasal birliktir. Ulus, büyük bir çadırdır. Bu özelliği taşıyan CHP’Lİ BAŞKAN İSTİFA ETTİ MARDİN (AA) CHP’de Birgül Ayman Güler’in açıklamalarına tepki gösteren Mardin’in Ömerli İlçe Belediye Başkanı Yılmaz Altındağ, partisinden istifa ettiğini açıkladı. Altındağ, son zamanlarda “ulusalcı ve yenilikçi” olarak anılan farklı 2 kesimin partiye hâkim kılmaya çalıştığı ırkçı söylemleri, tüm kamuoyunun üzüntüyle takip ettiğini ifade ederek “‘Kürtleri ikinci sınıf, Türkleri de Rumlara etnik temizlik yapan halklar’ olarak gösteren bu çağdışı zihniyetlerle ve bunlara gereken tepkiyi göstermeyenlerle aynı çatı altında siyaset yapma şansımız kalmamıştır. Bölgenin seçim kazanan tek CHP’li belediye başkanını partisinden ayrılmak zorunda bırakanlara hakkımızı helal etmiyoruz” dedi. Koç: Sindirme CHP Sözcüsü Haluk Koç, AKP hükümetinin, Türkiye’nin muhalefetteki en başarılı belediyelerine yönelik bu tip “sindirme, baskı, şantaj operasyonunu” sürekli yaptığını söyleyerek, buna İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve Dikili Belediyesi’ne yönelik operasyonları örnek gösterdi. “AK Partili belediyelerin hepsi sanki sütten çıkmış ak kaşık” diyen Koç, yerel seçim tarihi yaklaştıkça, AKP’nin bu tip uygulamalarının “artmasını beklediklerini” de söyledi. baskı, şantaj yapıya Türk ulusu diyoruz. Milliyetler ise soy/boy ve din bağlarına dayalıdırlar, kendi dilleri vardır, kendi içinde iktisadi yaşam birliği yoktur; üyeleri ülkenin herhangi bir yerinde ya da ülke dışında yaşayabilir, toplumsalkültürel yapıdır. Milliyetler, ulus çadırının içindeki unsurlardır. Acınacak bir bilgi ve duyarlılık eksikliği içinde ne dediğini bilmeden, Türk ulusu ve Türk vatandaşlığı sistemini savunduğum için, şahsımı ‘ırkçılık, faşistlik’ ile damgalamaya girişmiş her kişi ve kurumdan hem şahsım hem partim hem de haksız yere incitilen yurttaşlarım adına özür bekliyorum.” Gazetecilerin, “Meşru müdafaa hakkı için saldırıdayız” sözlerini anımsatarak yönelttikleri sorulara Güler, “Toplumda ‘Ben Tür küm diyemiyorum, hemen ırkçısın, muamelesi görüyorum’ sıkıntısı var. Artık ulusal kimliğimden söz etmenin sıkıntılı hale geldiği bir yerde, kendini savunabilmek için uygun ortam talep etmek zorundayım” yanıtını verdi. Güler, İşçi Partisi’ne katılacakları haberlerini de, “Bu konuda ne bir ses ne de nefes aldık” dedi. “Kimse CHP’de bir bölünme beklemesin” diyen Güler, “Türklerle Kürtler eşit midir” sorusuna da, “İnsani olarak Türkler de Kürtler de kimi söylerseniz söyleyin, elbette hiç tartışmasız eşittirler. Biz burada insani, kültürel eşitlikten söz etmiyoruz. Anayasa değişikliğinden ve bir siyasal, yeniden kuruluştan söz ediyoruz” karşılığını verdi. ‘İnsani olarak eşittirler’ Gürsel Tekin: CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de operasyona şaşırmadıklarını belirterek “Biz maalesef bu tip operasyonlara alıştık” dedi. Yerel seçimler yaklaşırken, başka illerdeki muhalif belediyelere de operasyon olma ihtimali bulunduğunu kaydeden Tekin, “İktidarın bu uygulamalarına alıştık. Hiçbir belediyemizin veremeyeceği hesabı yoktur. Nereye kadar basacaklarsa, bassınlar” diye konuştu. Şaşırmadık ‘AYRILACAKLAR’ HABERİNE YALANLAMA Grup Başkanvekili Muharrem İnce, parti içindeki Ulusalcı vekillerin İşçi Partisi’ne geçeceği haberlerini sert bir dille yalanlarken “Birincisi CHP’de ulusalcı denilen bir grup yoktur. Çünkü CHP zaten ulusalcı bir partidir. İkincisi Muharrem İnce, CHP’nin neferidir. Her koşulda CHP’lidir” açıklamasını yaptı. Mehmet Kesimoğlu da, “Benim geldiğim yer belli, gideceğim yer belli” dedi. Gürkut Acar ve Nur Serter da, partiden ayrılacağı haberlerini yalanladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de “Kayadan yel kopmaz. İktidar partisine dikkati çekmek istiyorum. Eğer bir kopuş bekleyecekseniz orada bekleyin” dedi. Tekin, MYK’de revizyona gidilip gidilmeyeceği sorusuna da “Hiçbir revizyon yok. Siz aslında bakanlar revizyonuna bakın. Ne oldu, devamı gelecek mi? Bazı bakanlar, Cumhurbaşkanlığı’ndan neden geçmedi?” yanıtını verdi. CHP sözcüsü Haluk Koç, “CHP’ye dönük siyasi mimarlığa soyunanların, dün olduğu gibi bugün de beklentileri boşa çıkacaktır” dedi. TBMM YENİ HİZMET BİNASI Akıllı binanın faturası artıyor MAHMUT LICALI ANKARA Meclis yerleşkesi içine inşa edilen milletvekillerinin makam odalarının da bulunacağı yeni hizmet binasına bugüne kadar 79.7 milyon TL tutarında ödeme yapılırken TBMM Başkanlığı, binaya 52 milyon TL daha ödeme yapılmasının öngörüldüğünü açıkladı. Buna göre 108.9 milyon TL’ye ihale edilen binanın faturası 131.7 milyon TL’ye çıkacak. Meclis’in genel mimari yapısıyla ters bir manzara oluşturduğu eleştirilerine neden olan yeni halkla ilişkiler binasının inşaatı hâlâ sürerken TBMM Başkanlığı binanın ihale edildiği ücretten daha fazla masraflı olacağı öngörüsünde bulundu. Yapımına 2011’de başlanan binanın maliyetinin artıp artmadığını soran CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’ye TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam yanıt verdi. İhaleyi kazanan Haşemoğlu şir ketine Temmuz 2011’den Aralık 2012’ye kadar KDV hariç toplam 79 milyon 743 bin 388 TL tutarında ödeme yapıldığını belirten Sağlam, bina yapılırken ihale şartnamesi ve sözleşmesine aykırı herhangi bir değişiklik yapılmadığını ifade etti. Sağlam, bina inşaatının tamamlanması ve hizmete açılması için bundan sonra KDV hariç fiyat farkları dahil en çok 52 milyon TL harcanabileceğinin öngörüldüğünü bildirdi. Buna göre, ihalesi 108.7 milyon TL değerine yapılan binanın masrafının 131.7 milyon TL’ye çıkması gündeme gelirken Sağlam, sözleşmede belirtilen yüzde 20 maliyetin bile üzerine çıkılmadığını savundu. Ancak maliyetin yüzde 20 artabileceğine hüküm işletildiğinde binanın maliyeti 130 milyon 720 bin 440 TL’ye çıkıyor. Akıllı binanın Ocak 2013’te hizmete açılması hedeflenirken inşaatı süren binanın 23 Nisan 2013 tarihinde hizmete gireceği ifade ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle