19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Koltuğun adı her zaman bildiğimiz koltuktur ama siyasette ve yönetimlerde üzerine oturanın adını değiştirir... Oturunca “bakan” olur adam mesela... Üniversitede “rektör”, “dekan” olur... Belediyelerde, futbolda, sendikada “başkan...” Bu bakımdan... “Uçan halı” derler ama aslında “uçan koltuktur” iyisi... H Koltuğun konumu da önemli... Git berber koltuğuna otur sittin sene, ense tıraşı olup çıkarsın... Koltuğun iktidar koltuğu olmasıdır asıl... Uçurur adamı... H Bu nedenle sağda, solda ara bul koltuğu... Baktın solda yok... Sağa dön... Bakarsın Kültür Bakanı olur adam... H Bulup da koltuğun üzerine tünediğin dönemde; heykeller yıkılır, resim aşağılanır, opera lanetlenir, bale sansürlenir, kitaplar suçlanır, tiyatrolar kapatılır... Siluetini değiştirirler İstanbul’un... Ankara’da cumhuriyet kültürünün simgeleri yerle bir edilir... Kültür şehri İzmir aşağılanır... Cumhuriyet Gazetesi kütüphanelere sokulmaz... Nihayet kültürün ta kendisi eğitim ortaçağa, günlük yaşam Arabistan’a, ülkenin geleceği karanlığa Karpuzuna göre... Siyasetçinin karpuzuysa mesela... Bir koltuktan nasiplenenler birden fazladır; bakan, bakan yardımcıları, danışmanlar, müsteşar, genel müdürler, dünür, enişte, yeğenler, biraderler, hısım, akraba... Kaç etti?.. H Bir kere koltuk görmüş karpuz, devamlı koltuk arar... Hep aklında koltuk vardır, möble mağazasının vitrininde görse durup iç geçirir... Geceleri altında koltuk hayalleri kura kura uyur da... Sabaha karşı rüyasında altında koltukla fırlar... Elini atar, koltuk yok... Karpuz boşta... Koltuk... çevrilirken... Adam kalkamaz koltuktan... Yapışmıştır... Bir gün asıl sahibi, koltuğu altından çekip alana dek... H Değer miydi?.. H Ben döneyim koltuğa... “Bir koltuğa iki karpuz sığmaz” sözü de yanlış... Geçmiş Kalıplarla Geleceği Tartışmak… Amerika’nın dünya barışına yaptığı en büyük kötülük, mikrodinciliği ve mikromilliyetçiliği yeniden siyaset sahnesinde gündeme getirmesi ve desteklemesidir. Ünlü “böl ve yönet” ilkesinin günümüzdeki bir yansıması olarak ortaya çıkan bu davranış, bütün dünyadaki halkların tarihten gelen farklılıklarını ve çatışmalarını yeniden gündeme getirmiş, siyaset sahnesine taşımış ve hem ülkelerin içindeki hem de dünyadaki barışın altını oymuştur. Hiç kuşkusuz, Amerika’nın bu tutum ve davranışı kendi açısından, Irak olayında görüldüğü gibi, kısa vadede işe yaramış görünmektedir: ABD işgalindeki Irak’ta en büyük katliamlar, din ve mezhep temelinde, Hıristiyan ve işgalci Amerika’ya karşı değil, Sünni ve Şii grupların birbirlerine karşı ortaya çıkmıştır. Sadece azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere özgü bir tehlike değildir mikromilliyetçilik ve mikrodincilik… Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde de ortaya çıkan ırkçı akımlar ve ırkçı partilerin yükselişi bu virüslerin o toplumlarda da yeniden yeşerdiğini göstermektidir. “Yeniden yeşerdiği” diyorum çünkü İkinci Dünya Savaşı’nın dünyayı kasıp kavuran faşist ırkçılığı henüz sadece 7080 yıl geride kalmıştır… Daha bu korkunç anılar tazeliğini korurken mikromilliyetçi ve mikrodinci akımların Huntington’un öncülüğünü yaptığı bir ideolojik yaklaşımla ABD tarafından yeniden sahneye çıkarılması, insanlığın içine girdiği yeni “Bilişim Devrimi” aşamasında büyük bir tehlikedir. Ayrıca bu akımlar, mikrodincilik Tarım Devriminin egemen olduğu ortaçağdan kalma, mikromilliyetçilik de artık aşılmış olan Endüstri Devriminin egemen olduğu yakınçağdan gelme olduğu için, anakronik, yani “tarih içinde yerini şaşırmış” bir nitelik taşır. HHH Türkiye’de de siyasetin iki alanında bu tehlikelerin varlığı şiddetli hissedilmektedir: Birinci alan, AKP lideri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Zerdüştlük” veya “Alevilik” göndermesi yaptığı mikrodinci yaklaşımlar alanıdır. İkinci alan, ülkedeki terörün “Kürt milliyetçiliği” temeline dayandırılmasından ve bunun tepkisi olarak “Türk milliyetçiği” akımının güçlenmesinden kaynaklanan mikromilliyetçi yaklaşımlar alanıdır. HHH Son günlerde gerek Aygün’ün gerekse Güler’in sözleri ve davranışlarıyla, “CHP içinde çalkantı” biçiminde kamuoyuna yansıyan sorunlar da bu bağlamdadır… Ama bu sorunlar, yine CHP’nin programındaki milliyetçilik tanımının egemen kılınması ile aşılabilir: “CHP Atatürk milliyetçiliğini benimsemektedir: Türkiye Cumhuriyeti din, dil, ırk ve etnik köken temelleri üzerinde değil, siyasal bilinç ve ideal beraberliği zemininde kurulmuştur. Milliyetçilik, ırk, köken, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışlarının ulusal düzeyde aşılmasıdır. Türkiye hiçbir zaman ırk, kan ve kafatası esasına göre yönetilen bir devlet olmamıştır, olmayacaktır. Ülkenin sorunlarının çözümüne ırk temelinde değil, yurttaş temelinde yaklaşmaktayız. Türkiye’nin bölünmesine ve parçalanmasına yönelik tüm düşünceleri CHP kesinlikle reddeder. CHP sosyal demokrat anlayışın gereği olarak iktisaden ve siyasi açıdan güçlü sınıfın bu güce sahip olmayan sınıflar üzerinde egemenlik kurmasını reddeder.” Sorun, bu anlayışın sadece CHP içinde değil, bütün siyasal partiler ve onların mensupları tarafından da içselleştirilmesi, benimsenmesi sorunudur… Liderlerin, parti programlarının ve parti disiplininin fonksiyonları nedir ki? Elbette bizzat liderinin mikrodincilik ve mikromilliyetçilik yaptığı partilerin sorunları daha farklıdır! 2013, değişimin yılı olacak! Şık çizgilerin estetik detaylarla birleştiği Bellona 2013 Koleksiyonu İMOB’da… Ev modasına yön veren tasarımları yakından görmek isteyen herkesi İMOB’a bekliyoruz. Kayıp turistten haber yok 2 kişiye 267’şer bin lira 29 Ocak 2 Şubat CNR Expo İstanbul 8.Hol A802 n Haber Merkezi ABD’li bir turistin İstanbul’da kaybolmasının ardından Türkiye’nin yabancılar için güvenli olup olmadığı ABD medyasında masaya yatırıldı. Amerikan basını İstanbul’un ABD’ye göre güvenli şehirler arasında yer aldığını, çoğunlukla kapkaç vb. suçlara rastlandığını yazarken, tecavüz ve cinayet gibi ağır suçlarla seyrek olarak karşılaşıldığını belirtti. 7 Ocak’ta İstanbul’a gelen ABD’li turist Sarai Sierra, 20 Ocak’tan beri kayıp. n ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 2 kişi 267 bin 811 lira kazandı. Şanslı numaraların 4, 11, 12, 15, 17, 23, 25, 26, 29, 32, 33, 34, 35, 36, 38, 49, 50, 56, 58, 63, 70 ve 75 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler 1685 lira 60’ar kuruş, 8 bilenler 82 lira 95’er kuruş, 7 bilenler 15 lira 80’er kuruş, 6 bilenler 2 lira 75’er kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 2 lira 45’er kuruş ikramiye alacak. imob2013 cc.indd 2 1/22/13 5:31 PM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle