19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2013 ÇARŞAMBA KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 LALEPER AYTEK’İN FOTOĞRAF SERGİSİ MİLLİ REASÜRANS SANAT GALERİSİ’NDE AÇILIYOR ‘Rakamlar fazla değil eksik’ TYB Başkanı Metin Celal, kişi başına 6.4 kitap oranına eleştirileri yanıtladı MELTEM YILMAZ Kendi içindeki Laleper Aytek Türkiye Yayıncılar Birliği’nin, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nden edindiği bilgiler ışığında hazırladığı “Türkiye Okuma Verileri”, kamuoyunda paylaşılmasının hemen ardından tartışmaları da beraberinde getirdi. Türkiye’nin önde gelen yayınevleri dünkü haberimizde yer alan ifadelerinde, 2012 yılında Türkiye’de kişi başına 6.4 kitap okunduğu sonucunu gerçekçi bulmadıklarını belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda dağıttığı ders kitaplarının bu verilerde yer almasının, kişi başına okunan kitap sayısını belirleyemeyeceğini dile getirmişti. Bunun üzerine sorularımızı, araştırma sonucunu yayınlayan Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal’e yönelttik. Metin Celal, rakamların fazla olmak bir yana, eksik bile olduğunu belirtiyor. “Bizim yayımladığımız rakamlar, Türkiye’deki kitap üretiminin rakamları” diye söze başlayıp, şöyle devam ediyor: “O nedenle, tüm dünyada yapıldığı gibi Türkiye’de de, eğitimle ilgili yayınlar bu verilerin içerisinde sayılıyor. Eğitim yayıncılığını değerlendirmeden bir hesaplama yaparsak, yayıncılık sektörü eksik kalır. ABD’de örne ? TYB Başkanı Metin Celal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda dağıttığı ders kitaplarının, Türkiye okuma verileri içerisinde yer almasına yönelik eleştirileri, “Tüm dünyada yapıldığı gibi Türkiye’de de, eğitimle ilgili yayınlar bu verilerin içerisinde sayılıyor” diye yanıtlıyor. ğin, en büyük yayınevleri eğitim yayıncılığıdır.” Metin Celal, 2012’de Türkiye’de kişi başına 6.4 kitap okunduğu sonucunu yansıtan rakamların neden eksik sayılması gerektiğini ise şöyle anlatıyor: “Evet, rakamlar gerçekçi değil, hatta eksik çünkü korsan yayınının önüne geçemiyoruz. Diğer yandan 48 sayfaya kadar olan çocuk kitapları ile bandrolü olmayan dinle ilgili bazı kitaplar da, sözkonusu okuma oranları içerisinde yer almıyor. Tüm bu nedenler, sonuçların yüzde 30 oranında eksik olduğunu gösteriyor. Diğer yandan kitap fuarlarında yapılan anketlerde de okuma oranları açısından benzer sonuçlar alıyoruz. Biz okuma araştırması yapmıyoruz ama Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın okuma kültürü araştırması var. Oradan okuma alışkanlıkları ile bilgi alınabilir. Ve bizim ulaştığımız veriler, o araştırmayla uyuşuyor. Bakanlık araştırmayı yenilediğinde, satın alınan kitapların ne kadarının okunduğunu da öğreneceğiz.” Metin Celal ayrıca, UNESCO’nun verilerine göre Türkiye kitap başlığında dünyada 14. sırada, sektör büyüklüğü olarak da dünyanın en büyük 15. yayıncılık sektörü olduğunu anımsattı. nı, unuttuklarını, kalbini güldürenleri, görmezden geldiklerini ve daha pek çok ergi kataloğunda, Zeynep Avcı, şeyi... yakından tanıdığı Laleper AyBütün bunlarla baş edebilmek üzere, tek’i anlatırken, “Fotoğrafı bende olana daha yakınlaşabilmek için üçüncü göz etmiştir” diyor, “istediğin fotoğraf çekiyorum galiba. de o gözüyle bakar dünya Neden “Issız”? Bu serya.” Evet, “üçüncü gözüygi kendini tanıma, kendini le” Bodrum kıyılarına bakıbiriktirme sürecinde nasıl ? “İnsan her yor Aytek: Torba, Mazı, Bibir yer alıyor? fotoğrafta kendini tez, Yalıçiftlik, Turgutreis… Bu fotoğraflar da diğerleri Sonra Nice kıyılarında gezdigibi kendime bakma anlarıbiraz daha ifşa riyor “göz”ünü. Marsilya’yı, nı yansıtıyor. Belki şimdieder, öncelikle de Berlin’i, Kavala’yı “göz”lülerde bana o kadar yakın dekendine itiraf yor. Bunu yaparken, dünyayı ğiller, ama bir dönem, hatta mı “göz”etliyor, yoksa keneder. Kendini uzun bir dönem yakındılar. dini, iç dünyasını mı? Bu soBelki böyle bir sessizlikte gördükçe diğer ruyu, en iyi, kendisi yanıtlar kalmıştım ya da kalmak isinsanları da diyorum ve soruyorum. temiştim. Belki izleyici de görmeye başlar, Neden fotoğraf çekiyorbunlara bakarak kendi içinsun? deki “ıssızlığı” yakalar diye başka hayatları, Fotoğraf çekerek kendimi umuyorum. bilmediklerini, biriktirdiğimi hissediyorum. “Issız” Bodrum’da yaşasoramadıklarını, Bence her fotoğrafçı çektiği dığım 5 yıl içinde, ardından her kare ile kendini biraz da2007’de, İstanbul’a döndükkorkularını, ha biriktirir, çünkü fotoğraf ten sonra gittiğim farklı kış görmezden çekme süreci içinde ilk kez kıyılarından yaptığım çegeldiklerini…” karşılaştığı bir şeye kendince kimlerden seçtiklerimle bir tepki verir. Taraflı bir oluştu. Bodrum, Çeşme, tepkidir bu elbette. Bir tercih Datça yarımadaları, Kavala, yapılır bu tepki verilirken, örneğin renGüney Fransa kıyıları, İstanbul’a yakın kli çekmez de, siyahbeyaz çekersin, kıyılar da onlara katıldı. kadrajda şunu değil bunu istersin. Çektiğim onca fotoğraftan bir sergi Dolayısıyla insan her fotoğrafta kenmalzemesi oluşturmak için sürekli bir dini biraz daha ifşa eder, öncelikle de eklenme, çıkarılma süreci yaşandı ve kendine itiraf eder. İnsan kendini görsonunda 52 fotoğraftan oluşan bu sergi dükçe diğer insanları da görmeye başortaya çıktı. “Issız”ı Milli Reasürans lar; başka hayatları, imkânsızlıkları, Sanat Galerisi için düşünürken yapılan eşitsizlikleri, uçurumları, bilmediklerini, seçim ve yerleştirme süreci de bir tür soramadıklarını, söyleyemediklerini, ikinci ifşa oluyor aslında. 67 yıllık bir hissettiklerini, korkularını, heyecanlarıçekim süreci sonrası, yaklaşık 750 kare CELAL ÜSTER S arasından bunun gibi kimbilir kaç sergi hazırlanabilirdi. Fotoğraflarda yalnızca yer adları belirtilmiş. Kişi adları ya da zaman belirtilmemiş. Ad da verilmemiş... Bir fotoğraf karesi kendi başına bir şey anlatmıyorsa ona ad vererek bir şey söyletmek bence bir tür zorlamadır (tabii metin fotoğrafın ayrılmaz bir parçası değilse). İlle böyle düşünün, diye izleyiciyi yönlendirmektir. Bir görüntüye ait her ad, her adlandırma bir tariftir. Böylesi bir açıklama, adlandıramamanın esnek heyecanını ortadan kaldıracağı için, fotoğrafın kendine ait olan ya da olası yeni izlerini de yok edebilir. Bunu istemedim diyelim. Açık uçlu olmasını, tahayyüllerle çoğalabilmesini arzu ettim. Kış kıyılarında kalmadı herhalde çalışmaların. Yeni projeler, yeni sergiler var mı? İnsanın kendini sorumlu hissettiği, elinden geleni yapmak istediği durumlar çıkıyor karşısına. Koç Üniversitesi’ndeki öğrencilerimle yürüttüğümüz bir proje var. Geçen yıl, inanılmaz yıkımların yaşandığı deprem sonrasında 6 ay boyunca öğrencilerimle birlikte çeşitli kereler Van’a giderek “Bir Evim Olsa!” başlıklı bir fotoğraf ve video projesini sürdürdük. Amaç, öncelikle toplumsal hafızayı canlı tutmaktı. Projenin çekim aşamaları tamamlandı, bir süre sonra kurgu, mekân ve uygulama aşamalarına geçilecek, ardından da dilerim ki sergileme imkânı bulunacak. (“Issız”, Laleper Aytek, Milli Reasürans Sanat Galerisi, 16 Ocak9 Şubat 2013) İstanbul Modern’de ‘modernleşme’ Fransa ve Türkiye’den 11 sanatçının yapıtları aracılığıyla modernlik olgusuna odaklanılıyor Kültür Servisi İs? “Modernlik? Fransa ve Türkiye’den tanbul Modern’in modernleşmenin günüManzaralar” sergisi, 1960’lardan günümüze müz sanatına olan etkadar modernliği farklı perspektiflerden ele kilerini araştırdığı yeni alıyor. Fransa ve Türkiye’den 11 sanatçı sergisi “Modernlik? Fransa ve Türkiyapıtlarıyla modernlik kavramının etkilerini, ye’den Manzaralar”, gündelik hayatımıza yayılan anlamlarından yola dün izlenime sunuldu. çıkarak sorguluyor. Comité Colbert’in sponsorluğunda, Çelenk Bafra ve Levent mas Hirschhorn, Pierre Huyghe, Çalıkoğlu’nun küratörlüğündeki ser Chris Marker, Sarkis, Hale Tengi, Fransa ve Türkiye’den 11 sanatçı ger ve Nasan Tur’un yapıtlarından nın, farklı disiplinlerden 17 eserine oluşan sergide, Erkmen’in kara mayer veriyor. yınları sorununa parmak basan seriNevin Aladağ, Fikret Atay, Kasinin devamı niteliğinde iki yeni çader Attia, Ayşe Erkmen, Cyprien lışması ile Fikret Atay’ın “5N 1K” Gaillard, adlı çalışması, ilk kez izleyiciyle buTholuşuyor. 1960’lardan günümüze kadar modernliği farklı perspektiflerden ele alan eserlerin yer aldığı sergiye ilişkin dün düzenlenen basın toplantısında konuşan Levent Çalıkoğlu sergide, sanatçıların modernlik kavramının etkilerini, gündelik hayatımıza yayılan anlamlarından yola çıkarak sorguladığını dile getirdi. “Modernlik projesi ve içinden doğan sosyo kültürel bağlamlara sarmal ve gerilimli bir ilişkiyle bağlı modernizm neredeyse yarım yüzyıldır hedef tahtasında” diyen Çalıkoğlu, modernliğe yöneltilen bu eleştirilerden örneklerin de yer aldığına dikkat çekti. Çelenk Bafra da her biri modernlik olgusunu sanatsal pratiklerinin merkezine almış farklı kuşaklardan sanatçılarla, sergideki yapıtları ve sergileme biçimleriyle ilgili iki yıldır çalıştıklarını belirtti. Sergiye paralel olarak çocuklar için düzenlenecek “Modern Zaman Atölyeleri” başlıklı atölye çalışmasının yanı sıra 717 Şubat tarihleri arasında “Heykeller de Ölür” başlığı altında Fransız sinemacı Chris Marker’ın 13 filmiyle anılacağı bir program da yer alıyor. Sergi 16 Mayıs’a kadar sürecek. Thomas Hirschhorn 6. ÇUKUROVA KİTAP FUARI BAŞLADI Yazar, kitap ve okur buluştu SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Yeni yılın ilk kitap fuarı olan “6. Çukurova Kitap Fuarı”nın açılışı dün Vali Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz, TÜYAP Adana Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, TÜYAP Kültür Fuarları Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal’in katılımıyla yapıldı. TÜYAP Adana Fuarcılık ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğinde, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Altın Koza’nın katkılarıyla düzenlenen açılışta konuşan Ersözlü, fuara bu yıl daha fazla yayıncı kuruluşun katıldığını belirterek, fuarın 205 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla pek çok etkinliğe evsahipliği yapacağını söyledi. Kavukçuoğlu, “Bir okur fuarı olan bu etkinlikte, yayıncı kuruluşlar elbette çok kitap satmayı umuyor. Ancak biz, okur ile okumayı istediği kitabın yazarını buluşturmayı da amaçlıyoruz. Bu da elbette kitaba, sanata, kültüre inananlarla gerçekleşecek” derken, Metin Celal de bir şehirde kitap fuarının yaşaması ve varolması için şehrin onu sahiplenmesi gerektiğini, Çukurova’nın derin kültürü ve edebiyat sevgisiyle baştan bu yana fuarı sahiplendiğini vurguladı. umhuriyet Kitapları da fuarda Fuarda Cumhuriyet Kitapları da stand açacak. Stantta 18 Ocak 14.30’da Mehmet Güler, 19 Ocak 13.30’da Alev Coşkun ve Ataol Behramoğlu, 17.00’da Rasim Dirsehan Örs, 20 Ocak 14.00’da Ataol Behramoğlu ve İlhan Taşcı kitaplarını imzalayacak. C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle