19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 12 OCAK 2013 CUMARTESİ BDP Eşbaşkanı: Bu caddede Fransız istihbaratından habersiz mantar tabancası bile patlatılamaz İşkencecinin Şeriki 12 Eylül “zulümhane”lerinden Mamak Askeri Cezaevi’nin müdürü Raci Tetik son olarak, Ekim 2012’de BDP milletvekili ve 12 Eylül zulmünden nasibini almış kişilerden Sırrı Süreyya Önder ile Darbeleri Araştırma Komisyonu toplantısı sırasındaki karşılaşmalarıyla gündeme gelmişti. Raci Tetik, zemzem kuyusuna işeyerek tarihe mal olan herif i naşerif misali, Mamak işkencecisi olarak tarihe geçmiştir. O hem kendine özgü bir kişidir hem de prototiptir. Kendine özgü bir kişidir, psikolojik özellikleri dolayısıyla tedavi görmektedir... Prototiptir; çünkü Türkiye’de işkenceci dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biridir. 12 Eylül işkencecileri arasında tarihteki yerini almış olan Raci Tetik’in işkenceleri altında can veren aydınların başında İlhan Erdost ile Mustafa Yalçın geliyor. Raci Tetik, yaptıklarını gizlemiyor. Nitekim, 1988 yılında Milliyet’e verdiği bir demeçte, şunları söylüyordu: Mamak’ı isteyerek severek yapmadım. Ama ben o şekilde yapılması gerektiğine inandım... Bu bir savaştır. Savaşta her zaman iyi şeyler olmaz. Açıklamalarından anlaşılıyor ki, Raci Tetik inanmış bir işkencecidir. Tabii ki, öyle olması gerektiğine inanmış olmak bir insanlık suçu olan işkenceyi mazur göstermez. Raci Tetik’i de mazur göstermiyor. ??? İşkenceci, kimin adına hareket ederse etsin, iğrençtir. Ama tarih göstermiştir ki, işkenceci, hiçbir zaman tek başına değildir. Arkasında mutlaka onu atayan, destekleyen kollayan, ödüllendiren birileri vardır. Nitekim Raci Tetik de ünlü 1988 demecinde bu hususu onaylayıp, diyor ki: Yukarısı öyle uygun bulmuş, beni tayin ettiler. Yani Raci Tetik, kendisinde var olan özellikler nedeniyle atandığını itiraf ediyor. Ve böylelikle 12 Eylül diktatörünün yalanını da ortaya seriyor. İşkence yapmalarını ben mi söylüyorum, diyordu Kenan Evren. İşkenceci Raci Tetik de diyor ki: Yukarısı öyle uygun bulmuş, beni tayin ettiler. Ankara 12 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 12 Eylül dosyasına giren belgeler ise, işkenceci olarak saldığı namı sağır sultanın bile duyduğu Raci Tetik’in, Evren tarafından bir de ödüllendirilmiş olduğunu gösteriyor. 12 Eylül cuntasının lideri, Devlet Başkanı ve Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’ni 4. Kolordu ve AnkaraÇankırıKastamonu İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı’na gönderdiği 31 Temmuz 1981 tarihli yazıda Tetik’in Mamak Askeri Cezaevi Müdürlüğü’nü başarıyla sürdürdüğü ve ödüllendirildiğini bildiriyordu. ??? Raci Tetik’in başında bulunduğu Mamak Askeri Cezaevi’nde işkence ve dayak sırasında iki ölüm meydana gelmişti. Bunlardan birincisinde Ağustos 1980’de Mustafa Yalçın, ikincisinde ise Kasım 1980’de İlhan Erdost can vermişlerdi. Cunta başı Kenan Evren’in yazısında ise, iki cinayetin meydana geldiği birinci yılda Raci Tetik’in üstün başarı gösterdiği belirtiliyordu. Kenan Evren’in söz konusu yazısında şunlar da söyleniyordu: “İdeal bir subay için gaye vazife kutsiyetinin idraki içinde, bilinçli gelişmeleriyle, verimli ve ahenkli bir düzeye ve mesleki olgunluğa kavuşmaktır. Bu nedenle bu vasıfları göstermiş olan bu subayı bir adet kol saatiyle taltif ediyor, aynı anlayışla çalışmaların sürdürülmesini diliyorum.” Raci Tetik bir işkencecidir. Kendisi de bu hususta, bundan pişmanlık duymadığını da zaten gizlemiyor. İşkence bir insanlık suçudur. Kenan Evren’in yukarıda sözü geçen yazısı ise işkencenin suç ortağı (şeriki cürmü) olduğunun belgesidir. 12 Eylül darbesinden nasıl yargılanacağı, hukuki tartışma konusu olan Kenan Evren’in işkenceden nasıl yargılanacağı konusunda en ufak bir tartışmaya, tereddüde mahal yoktur. Demirtaş’tan suçlama Dış Haberler Servisi Fransa’nın başkenti Paris’te PKK’nin kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi Paris temsilcisi Fidan Doğan ile Kürt Gençlik Derneği yöneticisi olduğu belirtilen Leyla Sönmez’in öldürülmesine ilişkin soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğü bildirilirken suikastların arkasında İmralı görüşmelerini baltalamak amacıyla örgüt içi hesaplaşmadan aşırı sağcı Türk gruplarına uzanan birçok iddia dikkat çekiyor. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, ise olayda Fransız istihbaratını suçlayarak, “Bu kadar işlek bir caddede, Fransız istihbaratının bilgisi olmadan mantar tabancasının dahi patlatılamayacağı bir yerde, kimse bize Fransız istihbaratının bilgisi dışında bu olay olmuştur demesin” dedi. Paris’e gelen Demirtaş ve BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Ahmet Kaya Kültür Merkezi önünde toplanan kalabalığa hitap etti. Paris’e acıyı paylaşmak için geldiklerini belirten Demirtaş, Cinayetlerin işlendiği binanın kapısının önüne, ziyaretçiler tarafından mum ve çiçek bırakıldı. (Fotoğraf: AA ETIENNE ) ‘Her şeye rağmen barış’ TUNCELİ (Cumhuriyet) Fransa’nın başkenti Paris’te öldürülen PKK’nin kurucularından Sakine Cansız’ın Tunceli’de yaşayan dayısı Hüseyin Yıldırım, “Dökülen gözyaşları yeter artık son bulsun. Ben yeğenimi kaybettim, büyük bir üzüntü içindeyim ama her şeye rağmen yine barış derim” diye konuştu. re öldürülen 3 kadının cenazesine ilişkin otopsi işlemlerinin tümüyle raporlaştırılmasının bir haftayı bulabileceği öğrenildi. Terör timlerinin, Kürdistan Enformasyon Bürosu’nun bulunduğu daireye komşu olan Fransızlarla görüştüğü ancak cinayetin görgü tanığı bulunamadığı için olaya ilişkin herhangi bir detay elde edilemediğine dikkat çekildi. Bir polis kaynağına göre kadınlardan bir tanesi kafasına dört kurşun sıkılarak diğer ikisi ise yine kafalarına sıkılan üçer kurşunla öldürüldü. Üç kadının ailelerinin cenazeleri teslim aldıktan sonra defnetmek için Türkiye’ye getirecekleri bildirildi. Görgü tanığı yok “Şu ülke, bu ülke yaptı demeye gerek yok, kim Kürdistan’ı ve Kürtleri eziyorsa, Kürt’ü esir almak, diz çöktürmek istiyorsa onlar yapmıştır” dedi. Demirtaş, suikastı “Fransa’nın Roboski’si” şeklinde tanımlayarak Cumhurbaşkanı François Hol Hollande’a seslendi lande başkanlığındaki sosyalist hükümete de seslenerek, “Yeni işbaşına gelen hükümet, bu katliama ortak olmak istemiyorsa bunun faillerini ortaya çıkarmak zorundadır” diye konuştu. Cinayetlerin “örgüt içi infaz” iddialarına da değinen Demirtaş, bu olayın “iç infaz, hesaplaşma” denilerek kapatılamayacağı nı, kapatılmak istenmesi halinde milyonlarca insanla alanlara çıkacaklarını söyledi. Demirtaş, saldırının “doğrudan Abdullah Öcalan’a yapılmış bir saldırı” olduğunu ileri sürdü. Paris’ten yapılan açıklamalarda konuyla ilgili kapsamlı soruşturmanın sürdürüldüğü duyurulurken AA’nın haberine gö lay basının gündeminde 1. sırada Fransız basınında dün yer alan haberlerde ise kurbanların başlarına aldıkları kurşunlarla öldüklerinin belirlendiği kaydedildi. Cinayet silahı ya da silahlarının 7.65 mm kalibrede, otomatik ve susturucu takılı olabileceği de iddialar arasında. Maktullerden ikisinin bir sehpanın ayaklarının arasında, üçüncüsünün ise bir kanepenin yanında uzanmış halde bulunduğu savunulurken kadınların kapıyı, tanıdıkları ya da tanımadıkları (postacı gibi) biri geldiği için kendileri açmış olabileceği tezine de Fransız basınında yer verildi. Bazı kaynaklar polisin cinayetlerin kendilerinin olay yerine gitmelerinden 8 saat önce gerçekleşmiş olduğu kanısında olduğunu savundu. Kimi yorumda cinayetlerin zamanlamasına dikkat çekilerek bunun “İmralı ile başlatılan görüşmelere gölge düşürebileceğine” işaret edildi. Fransa’nın muhafazakâr Le Figaro gazetesi olayı “esrarengiz cinayetler” olarak nitelerken, Fransız terörle mücadele uzmanları için “Türk otoritelerince işlenen bir cinayet” tezinin pek inandırıcı gelmediği kaydedildi. Habere göre, cinayetlere ilişkin ilk etapta bir PKK içi hesaplaşması olup olmadığına bakılıyor. İkinci ihtimalse, “Bozkurtlar” olarak görülüyor. Cinayetlerin zamanlamasına dikkat çeken Liberation ise haberinde şu ifadelere yer verdi: “Özellikle Sakine Cansız’ın öldürülmesi, hem Türk devleti, hem de PKK içerisinde kızgın hasımları olan bir müzakere sürecini çürütme çabası.” Le Monde gazetesi ise öldürülen kadınlara yapılan otopside, başlarından vurularak öldürüldüğünün belirtilmesinin “infaz” tezini doğruladığını duyurdu. İngiliz Financial Times, cinayetlerin “infaza” benzediğini belirttiği haberinde, olayın daha çok PKK içinde müzakerelere karşı çıkan unsurların eseri olduğu düşünüldüğünü kaydetti. Cinayetleri başyazısında “Kürtlerin Davası” başlığıyla irdeleyen Times gazetesi de, “Bu cinayetler, istikrar arayışını rayından çıkaramaz” ifadesini kullandı. İspanyol El Pais gazetesi haberinde “Üç Kürt aktivistin öldürülmesi; Türkiye’nin siyasi cinayetleri kategorisine girmek için tüm unsurlar var” görüşüne yer verdi. O PROF. DR. ÜMİT ÖZDAĞ ‘Cinayetler zinciri başlayabilir’ BAHADIR SELİM DİLEK ‘Birkaç gün bekleyelim’ Paris’teki suikastlara ilişkin Gül, yorum yapmak için çok erken olduğunu söyledi TAŞKIN ÖZLER UŞAK Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, PKK’li üyesi üç kadının öldürülmesiyle ilgili, “İşin aslının öğrenilmesi için birkaç güne ihtiyaç var” dedi. Uşak Valiliği’ni ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, suikastlerin yeni açılım sürecini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soruya, “Birkaç gün sonra bu işin aslı nedir, nasıl olmuştur, kimler hangi niyetle bu işleri yapmışlardır, bu bilgileri verirler ilgili kurumlarımız. Ve o zaman biz de işin doğrusunun ne olduğunu görürüz. Şu anda ne söylenirse tahminden öteye geçmez” dedi. Türkiye’nin terörü gündeminden çıkarmak için kararlı olduğunu belirten Gül, “Bu işler zor işlerdir biliyorsunuz. Dünyanın her tarafında da zor işlerdir” yorumunu yaptı. Gül, gazetecilerin “Uşaklılar size büyük ilgi gösterdi. Cumhurbaşkanlığı seçimini de halk yapacak. Aday mısınız” sorusuna ise “Bakalım” yanıtını verdi. ANKARA 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı ve terör uzmanı Prof. Ümit Özdağ, Paris’teki suikastların ardından PKK’nin bunun örgüt içi bir iç hesaplaşma olduğunu gizlemek için Türkiye içinde suikastlar zinciri başlatabileceği uyarısında bulundu. Paris’te PKK’nin üst düzey Avrupa sorumlusu olan üç ismin infaz edilmesini değerlendiren Özdağ, “Bu bir örgüt içi hesaplaşma olduğu kesin, örgütten birinin olduğunu düşünüyorum. Mesele burada, bu cinayetin arkasında bir dış bağlantının olup olmadığı, bu bağlantı Ortadoğu da olabilir, tahmin etmediğimiz bir Avrupa bağlantısı da çıkabilir” görüşünü dile getirdi. Özdağ, bu olayla bağlantılı olarak terör örgütünün bir suikastlar zinciri başlatabileceğine işaret ederek “PKK iç hesaplaşması olduğunu örtmek için, ‘Cinayetleri Türk gladyosu işledi’ dedi Karayılan. İşte bu nedenle Türkiye içinde intikam suikastları düzenletebilirler” görü şünü dile getirdi. Öte yndan Paris’te öldürülen üç kişiden biri olan Sakine Cansız’ın nişanlısı Mehmet Şener’in de 1991 örgüt tarafından infaz edildiği ortaya çıktı. Cansız, 1990’lı yılların başına kadar, örgüt içinde etkindi. Ancak daha sonra, lider kadrosu ile anlaşmazlık içine girdi ve bu süreçte sonradan nişanlandığı Şener ile birlikte örgüt içinde muhalif bir yapıyı şekillendirmeye başladı. Şener’in öldürülmesinden sonra Cansız örgüte geri döndü. ‘Bakalım...’ Arınç: Böyle bir ölümü hak etmediler Haber Merkezi “2013 Yılı Diyarbakır Surları Yılı Olsun Fotoğraf Sergisi”nde Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ve BDP’li siyasetçilerle bir araya geldi. İmralı sürecine ilişkin “Hiç bu kadar umutlu olmamıştım” diyen Arınç, Paris’te 3 PKK’linin öldürülmesiyle ilgili olarak daha önce yaptığı “Bu bir vahşettir” açıklamasını eleştirenlere tepki gösterdi. Arınç, “Onları bir kere daha üzmek istiyorum. Yaşanan olaylar bir vahşettir. Onlar böyle bir ölümü hiçbir zaman hak etmediler. Suçluysalar yargı önüne çıkarlardı” dedi. PEK ÇOK İLDE KEPENKLER AÇILMADI, GÖSTERİLER YAPILDI Suikastlara tepki dinmiyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile örgütün Avrupa’daki önemli isimlerinden KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in Fransa’nın başkenti Paris’te öldürülmesine tepkiler dinmiyor. Sivil toplum örgütleri olayı açıklamalarla kınarken, birçok ilde kepenkler açılmadı. Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Tahir Elçi, “3 Kürt siyasetçinin Paris’te katledilmesini kı nıyoruz. Provokatif eylemlere karşı taraflar duyarlı olmalıdır. Bu eylemler sürece zarar vermemeli” dedi. DDKD, ÖSP, KADEP, EMEP, ESP, HDK ve Azadi İnisiyatifi adına yapılan ortak açıklamada ise “Fransa’dan bu saldırının faillerini bir an önce açığa çıkarması acil talebimizdir. Herkesi bu siyasi cinayete karşı tavır almaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi. DTK Kadın Meclisi ise hükümetin “örgüt içi infaz” yaklaşımı na tepki göstererek, “Hükümet kanadından yapılan açıklamalarla adeta bu katliam örtbas edilmeye çalışılmıştır” denildi. BDP, İHD, KESK, HESOP, Hakkâri Esnaf Odası da ortak açıklamayla olayı lanetleyerek zamanlamaya dikkat çekerek “Bu olayın bir provokasyon olduğu açıktır. Sayın Öcalan ile görüşmelerin devam etmesinden yanayız. Barış sürecinin devam etmesi için olayın takipçisi olacağımızı ve yapanları lanetle kınadığımızı belirtiyoruz” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle