25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 18 KÜLTÜR CUMHURİYET 12 OCAK 2013 CUMARTESİ kultur@cumhuriyet.com.tr TÜRK EDEBİYATINI SANSÜRLEYEN ZİHNİYET DEVLETİN DERS KİTAPLARINDAN BAŞLIYOR Edebiyatın makastarları YÜCEL KAYIRAN ? Ders kitaplarındaki edebi alıntılar eserin bütünlüğünü zedeliyor. Ayrıca eser sahiplerinden ne izin alınıyor, ne de telif ödeniyor. TYB Başkanı Metin Celâl, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 34. maddesinin eser sahibinin haklarını koruyan maddelerle uyumlu kılınması gerektiği kanısında. Maddi ve manevi haklara saygısızlık CEREN ÇIPLAK İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nce John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” adlı yapıtının bazı bölümlerinin “çıkarılması” fikri, Milli Eğitim Bakanlığı’nda “sansürcü zihniyet” meselesini gündeme getirdi. Bunun hemen öncesinde, Yunus Emre’nin bazı dizelerinin, alıntılanan şiirden çıkarıldığı haberi gündeme gelmişti. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, basına yansıyan demecinde, “Yunus Emre’yi sansürlemek bizim haddimize mi?” diye belirterek, bu dizelerin çıkarıldığı söz konusu kitabın “özel bir yayınevinin hazırladığı bir ders kitabı” olduğu açıklamasını yapmıştı. Durum, “devlet kitabı”nda daha vahim. Programın belirlediği “asıl metin” dışındaki hemen hemen bütün metinler “sansürlenmiş” durumda. Ama burada gerçekleştirilen sansür sıradan bir sansür değil. İki tür sansürden söz etmek gerekir. Birincisi “dinen” sakıncalı görülen dizelerin çıkarıldığı bir sansür biçimi. Örneğin, Cahit Külebi’nin, 9. Sınıf Türk Edebiyatı kitabında yer alan “Hikâye” şiirinden şu dörtlük çıkarılmış: “Benim doğduğum köylerde/ Kuzey rüzgârları eserdi/ Hep bu yüzden dudaklarım çatlaktır/ Öp biraz!” Yine 10. sınıf ders kitabında yer alan Pir Sultan Abdal’ın, “Sabahtan cemâlin seyran eyledim” dizesiyle başlayan şiirinden “Cemâlin görene cennet gerekmez” dizesinin olduğu bölüm çıkarılmış. Yine Oktay Rifat’ın 12. sınıf ders kitabında yer alan iki bölümlük “İstanbul Türküsü” şiirinin çıkarılan bölümü şöyle: “Gittim baktım şıkır şıkır Balıkpazarı/ Üç tek attım sarhoş oldum ayaküzeri/ Üç doluya üç tanecik badem şekeri/ Top çiçeğim deste gülüm/ Canım İstanbullum/ Aman aman badem şekeri.” 12. sınıf kitabından bir örnek daha: Ataol Behramoğlu’nun, “Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar” adlı şiirinden çıkarılan bölümde örneğin şu dizeler yer alıyor: “Beyaz, ipek gibi yağdı kar/ Acılarla dolu bu dünyaya./ İnsafsızlık/ Vahşet/ Hâlâ güçlü/ Ve hâlâ İktidarda./ İnsanlar/ Ölüyorlar./ Gepgenç/ Sımsıcak/ Ölüyorlar/ Sanki/ Ölmüyorlarmış gibi.” İkinci tür sansür, gerek eğitim gerekse Cumhuriyet dönemi Türk şiiri tarihinin tahrif edilmesi bakımından daha vahim: Cumhuriyet dönemi Türk şiiri tarihi, on yedi şaire indirgeniyor. Oysa bu program/kitap çıktığında, “Okudukça” programında, günümüze kadar birçok Cumhuriyet dönemi şairinin ders programına alındığı şeklinde, propagandası yapılmıştı. Gözden kaçırılmaması gereken asıl sorun şu: Türk şiiri, bir yandan 17 şaire indirgenirken aynı zamanda günümüze değin birçok şairin programa alınması nasıl olanaklıdır ve bunun “sansür”le ilgisi nedir? 12. sınıf ders kitabında, Cumhuriyet dönemi Türk şiiri şu üst başlık altında veriliyor: “Cumhuriyet Döneminde Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir)”. Bu üst başlık da 8 alt bölüme ayrılmış. Her alt bölümde yer alan şairler ve/veya şiirler de iki sınıfa ayrılmış. Birincisi, ders konusu olan “asıl metin” ve “asıl şair” ile bu asıl me1 tin ve şairle ilgisi olan veya asıl metni açıklayan şair ve şiirlerinden oluşan ikinci sınıf. Ama asıl fark şurada: Asıl metinler eksiltilmeksizin alıntılanırken, ikinci sınıf metinlerin birçoğu eksiltilerek, sadece asıl metin veya seçilen asıl şairle ilgili dizeleri alıntılanmış durumda. 6 Yani bu ikinci türde yer alan şair veya metinler bir tür “garnitür” ola5 rak yer alıyor. Örneğin “Öz Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir” adlı 1. alt bölümde asıl şair olarak seçilen üç şairin şiirleri yer alıyor: Sırasıyla Necip Fazıl, Ziya Osman ve Cahit Sıtkı. Necip Fazıl’dan asıl metin olarak alıntılanan “Takvimdeki Deniz” şiirinden sonra, bu şiirle tematik olarak ilgili olan Recaizade Mahmut Ekrem’in “Şevki Yok”, Ziya Gökalp’in “Lisan”, Baudelaire’in “Hüzün ve Serseri”, Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi” şiiri alıntılanıyor. Ama dikkat gözden kaçırmayalım; asıl ders konusu Necip Fazıl’ın şiiri; bu şiirler onun şiirini açıklamak için. Yalnız burada Ekrem’in, Gökalp’in ve Baudelaire’in şiirleri eksiltilmiş, yani “sansür” edilmiş. Burada gizlenmiş ideolojik bir taktik de söz konusu: Cumhuriyet dönemi Türk şiiri Necip Fazıl’la başlatılıyor. Diğer 7 alt bölümde ders konusu olarak incelenen asıl metinlerin şairleri şöyle: Nâzım Hikmet, Faruk Nafiz, Ahmet Kutsi Tecer, Dıranas, Orhan Şaik Gökyay, Orhan Veli, Behçet Necatigil, Attilâ İlhan, Fazıl Hüsnü, Edip Cansever, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, İsmet Özel, Haydar Ergülen, Hüseyin Atlansoy. Toplumda 18 şair. Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin programa alınan diğer şairleri, bu şairlerin metinlerinin açıklanmasında “garnitür işlevi” görüyor. Olup bitenin sistematik bir biçimde yapıldığı gözden kaçırılmamalıdır. Bu program, burada yer darlığından dolayı dile getiremediğimiz birçok bilgisel, tarihi ve ideolojik sorun içermektedir. Belli bir idealniyet için sansürcü zihniyetin tedrici bir şekilde uygulanması değil ise eğer bu, o zaman program ve bu programa göre hazırlanan kitap ehil olmayan kişilerin eline verilmiş. 2 3 7 1 Attilâ İlhan, 2Edip Cansever, 3Haydar Ergülen, 4Nâzım Hikmet, 5Oktay Rifat, 6Turgut Uyar, 7N. Fazıl Kısakürek, 8Ataol Behramoğlu ? Kitaptaki uygulama, eğer sansürcü zihniyetin tedrici bir uygulanışı değilse, o zaman kitap ehil olmayanların eline verilmiş. Yunus Emre’nin, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yayını 10. sınıf edebiyat ders kitabında yer alan bir şiirinin geçen günlerde sansürlenmesinin ardından, ‘Türk edebiyatı 12. sınıf ders kitabı’ndaki şiir, öykü ve denemelerin büyük bir çoğunluğunun makaslandığı ortaya çıktı. Ders kitapları 4 hazırlanırken kitaplara alınacak eserlerin sahiplerinden herhangi bir izin alınmadığı, eserlerinin nasıl kısaltılacağı konusunda bilgi verilmediği ve telif ücreti ödenmediği belirtildi. Buna yasal dayanak olarak da Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) “Eğitim ve Öğretim İçin Seçme ve Toplama Eserler” üst baş8 lıklı 34. maddesinin gösterildiği öğrenildi. 34. maddede “Yayımlanmış musiki, ilim ve edebiyat eserlerinden ve alenileşmiş güzel sanat eserlerinden, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde iktibaslar yapılmak suretiyle, hal ve vaziyetinden eğitim ve öğretim gayesine tahsis edildiği anlaşılan seçme ve toplama eserler vücuda getirilmesi serbesttir” deniyor. Ancak 34. maddenin son cümlesinde ise eserlerin serbestçe (!) kullanılmasıyla ilgili olarak da “Ancak bu serbestlik, hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmadan zarar verir veya eserden normal yararlanma ile çelişir şekilde kullanılamaz” deniliyor. Eser sahibinin onayını almadan eserin makaslanması, 100 binlerce basılmış bir kitapta eseri kullanılan yazara, şaire telif ödenmemesiyle 34. maddenin son cümlesi olan “hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmadan zarar” vereceği vurgulanıyor. Çünkü FSEK’in 14. maddesi “Bir ese rin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibi tayin eder” diyor. Bu arada, FSEK’in 16. maddesinde de “Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz” deniyor. MEB’in, ders kitaplarına alınan eserlerin kesilip biçilmesine, eser sahiplerinin onayını almadan izin veremeyeceği, çünkü yapılan uygulamanın FSEK’e aykırı olduğu ifade ediliyor. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl, konuyu hem edebi hem de etik açıdan şöyle değerlendiriyor: “Burada iki temel sorun var. Biri edebi açıdan, diğeri etik açıdan. Edebi açıdan, eserleri kesip biçerek bütünlüğü yok ediliyor. Bu kesilip biçilmiş şeyler öğrenciye sanki eserin aslıymış gibi sunuluyor, sorular soruluyor. Öğrenci tam olarak nasıl olduğunu bilmediği bir eser hakkında görüş bildirmek durumunda bırakılıyor. Bu edebi açıdan sorunlu bir durum olduğu kadarıyla etik olarak da yanlış. Eserin bütünlüğü zedeleniyor.” Metin Celâl, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın FSEK’in 34. maddesinin yeniden düzenlenmesi, maddedeki “serbest”liğin kaldırılması ve eser sahibinin haklarını koruyan maddelerle uyumlu hale getirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Kitapta, aralarında Nâzım Hikmet, Reşat Nuri Güntekin, Necip Fazıl Kısakürek, Yusuf Ziya Ortaç, Ziya Gökalp, Yahya Kemal Beyatlı, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Attilâ İlhan, Haydar Ergülen ve Ataol Behramoğlu’nun da bulunduğu pek çok şair ve yazarın eseri bulunuyor. Bugüne dek yaklaşık 750 bin adet basılan kitabın yazarları ise Dr. Ali Kurt, Dr. Ekrem Demir, Dr. Fatma Meliha Şen, Dr. Nuran Özlük, Dr. Turgay Anar, Tuğba Başer Berber, Ekrem Ayyıldız ve Ayhan Önder. rin eğitim için ku besttir ama b llanılması seru sız bir serbes serbestlik sınırtl mez. Eser nit ik anlamına geleliğini bozaca k bir şekilde kısalt m mamalı. Ese alara neden olr sa nevi hakkı m hiplerinin maali haklarınd an önce gelir. Sabri Kuşkon maz (Hukukçu): E debi eserle Tarık Günersel (PEN Başkanı): 12. sınıf edebiyat ders kitabında yazarlardan izin alınmamış olması suçtur. Eserlerden çoğunun yazar onayı alınmadan kesilmiş olması suçtur. Telif ücreti ödenmiyor olması da suçtur. Bu suçlarda Milli Eğitim Bakanı bir numaralı sorumludur. Kıvırcık Ali anıldı İstanbul Haber Servisi Kamuoyunda Kıvırcık Ali olarak tanınan Türk Halk Müziği sanatçısı Ali Özütemiz ölümünün 2. yıldönümünde Hadımköy Gülbahçe Mezarlığı’nda dün ailesi, yakınları ve dostları tarafından tarafından törenle anıldı. Hadımköy Gülbahçe Mezarlığı’nda gerçekleştirilen anma törenine Kıvırcık Ali’nin ailesi, yakınları, sanatçı dostlarının ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve yurttaşlar katıldı. Sanatçının mezarı başında kısa bir konuşma yapan Mustafa Sarıgül, “Kıvırcık Ali, kısa süren yaşamında ozan kimliğiyle halk müziğimize sayısız eser kazandırmıştır. Onun genç kuşaklar tarafından daha iyi tanınması ve yaşatılması için çalışacağız” dedi. Törende, sanatçının ablasının ağlaması üzerine duygusal anlar yaşandı. Ölümünün 2. yıldönümü BRIT ÖDÜLLERİ ADAYLARI Amy de aday Kültür Servisi Müzik dünyasının prestijli ödüllerinden “Brit Ödülleri”nin 2013 adayları açıklandı. Sahnede 50. yılını kutlayan Rolling Stones’un “Yılın En İyi Canlı Performansı” dalında aday olduğu ödüllerde, Emeli Sandé, AltJ ve Mumford and Sons üçer dalda, Amy Winehouse ise “En İyi Kadın Şarkıcı” kategorisinde aday. Winehouse, eğer ödüle değer görülürse Freddie Mercury’nin ardından öldükten sonra ödülü kazanan ikinci isim olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle