15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2012 CUMARTESİ 8 İstanbul PB Edirne A Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak PB Sinop PB Samsun B Trabzon B Giresun B PB Ankara 28 34 29 28 31 34 34 25 26 25 26 26 32 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B B B B B B B B 30 29 29 31 35 32 35 34 32 32 28 23 25 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra PB AmsterdamY Brüksel PB Paris PB Bonn PB Münih Y Berlin PB Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y HABERLER 11 14 14 15 15 15 17 17 20 19 24 20 21 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB B Y A Y PB PB PB B Y B A PB 30 30 26 31 17 16 27 28 20 26 20 32 36 Ülkemizin genelinde yağış beklenmiyor, bütün bölgelerin az bulutlu ve açık, öğle saatlerinden sonra Güney Ege ve Akdeniz’in iç kesimlerinin parçalı bulutlu, sabah ilk saatlerde Marmara’nın doğusu ile Bolu ve Düzce çevrelerinin puslu geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Eylül GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘Erdoğan Meclis’i değil PKK’yi dinliyor’ dedi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ? Baştarafı 1. Sayfada Örneğin bir zamanlar bir yazarın, bir politikacının önce söylediğini sonradan değiştirmesini ya da tamamen tersini söylemesini kolayca sindiremezdi toplum. O politikacı veya yazarın yazılı sözlü eleştirilerle ipliği pazara çıkardı. Siyasetçi de yazar da eleştirilerden ders çıkarır; hiç değilse yüzleri kızarırdı. Ya şimdi? İster iktidar önderi olsun ister muhalefet. İster RTE, ister Kılıçdaroğlu. Fark etmiyor. Önce söylediklerini kısa süre sonra ya yadsıyorlar ya da tam tersini söylüyorlar. Pişkinliğin dik âlâsı davranışlarını ağır biçimde eleştiren yazılar yorumlar yayımlanıyor; kılları bile kıpırdamıyor. Bir ileri üç geri giden demokrasimiz sayesinde toplumsal hoşgörümüz gelişiyor. Erkek olsun, kadın olsun fark etmez. Ses, saz, sahne veya sinema sanatçılarının bir zamanlar zina diye toplumsal tepkilerle karşılanan nikâhsız birlikte yaşamaları bugün arkadaşlık, mutlu yaşam diye kutsanıyor. ??? Ya döneklik? Adeta postmodern meslek! Kimi ünlü yazarların yaşamlarının olmazsa olmazı! İsimleri yazmaya gerek yok; dönekliğiyle ünlenen kimi yazarlar köşe başlarını tutuyor. Diyorsunuz ki; o ünlü yazar önceleri sosyalistti. Sonra Humeynici, ElFetihçi, Amerikancı, Özalcı oldu ve şimdi de RTE demokrasisine hayran! Böylelerine geçmişi geçmişte kaldı diyor, ekranlara sığdıramıyorlar. Geçmişini inkâr etmeyen, aynı çizgide devam edenler ise dışlanıyor. Bir örnek daha: Geçmişini inkâr eden adam diye ünleneceğine, dönekliğini itiraf eden yazar diye nam kazandı. Eline kalemi veren gazeteyi, o gazetede yükselişine katkı sağlayan ağabey dediklerini karalayan, inkâr eden kitaplarıyla hayli para da kazandı. Bir zamanlar sosyalistti, devrimciydi. Şimdi liberal mi liberal! ??? Dönekliğin yanı sıra kıvırganlık sanatı da yeşerdi. Hiç ummadığınız çevrelerde, örneğin askersel çevrelerde de gelişti. Nitekim son örnek hemen her gün gazetelerde boy gösteriyor. Sıfatı eski Genelkurmay Başkanı. Son yıllara damga vuran davalardan Ergenekon’da emrindeki generallerin, subayların bir seminerde; harp oyunları yerine darbeye yönelerek “amacı aştıklarını” söyledi ve bu, aynı görüş açısıyla sanıkları suçlayan savcıları destekleyen bir açıklamaydı. Kara Kuvvetleri Komutanı’na bakıver, nedir o seminerde olup bitenler dedi, bal gibi sorumluluktan kaçıverdi. Balyoz davasında eksik darbe girişimi tezgâhlandığı iddiası ile 365 kişi tutuklandı. Orgeneraller, generaller, amiraller, subaylar... Haklarında suçlamayı boşa düşürecek iki tanıktan biri Genelkurmay Başkanı Bay Hilmi Özkök’ü tanıklığa çağırdılar. Ergenekon’da bülbül Bay Hilmi Özkök; Balyoz’da ancak mahkeme çağırırsa tanıklık ederim, dedi. Silah arkadaşlarının çağrılarına kayıtsız kaldı. Kaytardı! Sanıklara balyoz indi. 20 yıl, 18 yıl, 16 yıl hapis cezası! ??? Sonra? Kıvırma sanatına örnek gelişmeler izlendi. Genel kanı: Balyoz mahkemesi reddetse de tanıklık yapmayı dayatabilirdi. Ama hayır! Özkök, tanıklıktan kaytarmasına eleştiriler yoğunlaşınca; avukatlığına soyunan bir iki gazeteciye verdiği demeçlerde önceki söylemlerini; “Mahkeme adil demedim. Mahkeme çağırsa tanıklığa gidecektim” gibi ifadelerle kıvırmaya başladı ve kararlar çıktıktan sonra hayretle, ibretle karşılanan, üstelik kıvırmanın dik âlâsı bir açıklama yaptı. Darbe ile suçlanan “silah arkadaşlarının ‘hepsinin tertemiz’ olduğunu” söyledi. Yarın öbür gün bu söylemiyle 201816 yıl yiyen arkadaşlarının, darbe planlandığı öne sürülen seminerden önceki yaşamlarının “tertemiz” olduğunu kastettiğini söylerse... şaşırmayalım! ??? Geçmişini inkâr edenler; dönekliği, kıvırganlığı, gerçekleri söylememeyi meslek edinenler giderek çoğalıyor. İleri demokrasiyi işte bunlar inşa ediyor! Ne memleket ama! ‘Muhatabı Öcalan’ ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer bir başbakan çıkıp kamuoyu önüne ‘Öcalan’la görüşülmeli’ diye bir beyan deklare ediyorsa kendisinin muhatabı artık Öcalan’dır” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin ise Kılıçdaroğlu, “Ülkeyi kan gölüne döndüren birisini hangi ülkenin insanları cumhurbaşkanı yapacak ki. Halkına doğruları söyleyemeyen bir ülkede nasıl cumhurbaşkanı olur” ifadelerini kullandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Haber Türk televizyonunun canlı yayında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. “Oslo görüşmelerini” değerlendiren CHP lideri, sürecin ilkesiz, ahlaki olmayan, halkı kandırmaya yönelik bir süreç olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, terör sorununun çözümü konusunda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşülmesine nasıl baktığının so ‘İçime sindiremiyorum’ rulması üzerine ise “Ben bunu kabul etmiyorum. İçime de sindiremiyorum. Siz kalkıyorsunuz kendi muhatabınızı belirliyorsunuz. Kim? ‘Efendim omuzunda silah olan benim muhatabım olur ama Meclis’te milletvekili olan benim muhatabım olmaz.’ Çelişkiye bakın. Böyle saçma şey olur mu?” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, görüşmenin başbakanın temsilcisi düzeyinde yapılmasının ise kabul edilemez olduğunu kaydetti. İlk Oslo görüşmelerinin ardından Türkiye’nin kan gölüne döndüğünü belirten Kılıçdaroğlu, “Korkum şu, ikinci Oslo görüşmelerinden sonra Türkiye’de iç savaş tetiklenebilir. Sayın Başbakan ülkeyi yönetemez. Her şeyi kendi çıkarları, partisinin çıkarları üzerine inşa eden, ülkenin çıkarlarını göz ardı eden bir başbakanın bu süreci yönetmesi mümkün değildir” dedi. çilmesine ilişkin olarak da Kılıçdaroğlu, “Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmak istiyor. Böyle bir isim okul bahçesinde öğrencileri topladığı zaman ayrışmayı yapar yoksa bütünleştirici mi olur? Orada imam hatip dışındaki öğrencileri dışladı. Şimdi bu kişi kalkıp ben cumhurbaşkanı olacağım diyor, Allah korusun” ifadelerini kullandı. ‘Sarıgül gelirse kucaklarız’ Kılıçdaroğlu yerel seçimlere ilişkin de seçim öncesi önseçim yapacaklarını sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu, “Sayın Mustafa Sarıgül partimizin üyesi değil. Gelirse memnun oluruz. Herkesi kucaklamak isteriz” dedi. İktidar olmak adına kimseye boyun eğmeyeceğini belirten Kılıçdardoğlu, “Amerika çok önemli bir ülke. Bir dünya devi, güçlü bir ülke. Ben iktidara geleyim diye Amerika’ya asla gitmem, kendi halkıma giderim. Recep Tayyip Erdoğan gitti. Oy isteyeceksem halkımdan isterim” dedi. ‘Cumhurbaşkanı olamaz’ Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı se ERGENEKON DAVASI Gülen’i araştırdık ekip yandı HATİCE TUNCER ÇETİN DOĞAN, YENİDEN HAKİM HÂKİM KARŞISINDA Afyon’da iki subaya daha tutuklama CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Afyonkarahisar’da mühimmat deposunun patlaması sonucu 25 askerin şehit olmasıyla ilgili soruşturma sürüyor. Soruşturmaya göre Susurluk’tan Afyon’a 248 ton el bombası, 360 ton 175 milimetrelik obüs mermisinin gönderildiği ve tüm mühimmatın 5 depoya konulması gerekirken 2 depoya istiflendiği belirlenmişti. Bölük Komutanı Binbaşı Ali Duran, tutuklanmıştı. Eskişehir’de önceki akşam görülen duruşmada Gölcük Donanma Komutanlığı’nın itirazı değerlendirildi. Olayda ihmalları bulunduğu gerekçesiyle mühimmat komutanı Albay Veysel Özbay ile Üsteğmen Tarık Aydın tutuklanarak Eskişehir Askeri Cezaevi’ne konuldu. Ergenekon davasında eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu, tutuksuz sanık Adil Serdar Saçan’ın savunma tanığı olarak dinlendi. Tuncay Güney’i 2001’de sorguladığını belirten İhtiyaroğlu, Güney’in Ergenekon ve Veli Küçük ile ilgili iddiaları üzerine Saçan’ın bir dosya hazırladığını söyledi. İhtiyaroğlu “Saçan’ın hazırladığı proje talebini dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’e götürdüm. Yüzüme fırlattı. ‘Siz Türkiye’yi karıştırmak mı istiyorsunuz?’ diyerek dosyayı yüzüme fırlattı” dedi. Davanın 236. duruşması yapıldı. İTanık İhtiyaroğlu, 2001 yılında “change oto” suçlamasıyla gözaltına alınan Güney’in, sorgulanması ve Ergenekon iddianemesine dayanak olan iddialarının yer aldığı ifadesine kadar uzanan süreci anlattı. Güney’i sorgulamasını Saçan’ın istediğini belirten İhtiyaroğlu, şöyle devam etti: “Yüzü duvara dayalı halde ‘Oğlum seni kim gönderdi’ dedim, Ardından da Hoca Efendi’yi sordum. O zaman afalladı. Bana ‘CIA’ya çalışıyorum’ dedi. O vakit keşke savcıya götürseydim ama anlattıklarına inanmadım. Adil Bey’e de bu durumu anlattım. Projeyi bize vermek istemişler ama ben ‘bu soruşturmaya bakmam’ dedim. Adil Bey’e konunun cemaat ile TSK’nin hesaplaşması olduğunu, girmememizi söyledim.” 2001’de yıllık izindeyken kendisinin ekibi olan Saçan’ın kendine yeni ekip kurduğunu anlatan İhtiyaroğlu “Ekip gitti bir yerde yandı” dedi. Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk’un “Ne demek ekip yandı” sorusu üzerine İhtiyaroğlu, “Yani proje açığa çıktı. Bir adamı arıyorlarmış. Muhtara sormuşlar, muhtar hemen adamı aramış. Fethullah Gülen operasyonuymuş. Ondan sonra İstihbarat’tan bilgi akışı olmadı. Soruşturma ve üst düzey atamalar oldu. Beni Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’e şikâyet ettiler. Bize 2 yıl istihbarat vermediler. Öyle bir saldırı başladı ki ben şikâyetçi oldum, ceza aldım. Ben de ‘işkence’ suçlamasıyla yargılandım. Ağır cezadan meslekten düşürüldüm” dedi. İhtiyaroğlu’na Tuncay Güney ile Mart 2001 tarihinde şubede yapılan mülakatın görüntüleri izlettirildi. İhtiyaroğlu, Güney’in “sorguda gözlerinin bağlı olduğu” şeklindeki ifadesini yalanladı. ‘İstanbul TEM kurguladı’ Çetin Doğan, Silivri Adliyesi’ne Doğu Perinçek ile aynı ring aracında getirildi. İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında 20 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli orgeneral Çetin Doğan’ın Balyoz davasının 17 Ocak 2012’de görülen 74. celsesindeki “Terörle mücadele şubesi terör üretme haline gelmiş” sözleri nedeniyle “Kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı hakaret” suçlamasıyla 9 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Doğan, 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada kimlik tespiti sırasında hâkim Mehmet Raşit Naz’ın mesleğini sorması üzerine “Mesleğim terörist, emekli olduktan sonra teröristlik yapıyorum” diye yanıt verdi. Bu sözleri hâkimin, “Terörist olduğunu beyan eder” şeklinde tutanağa geçirmesi üzerine Doğan, “Şaka olarak soruyorsunuz herhalde. Emekli orgeneral olduğumu biliyorsunuz” dedi. Balyoz davasıyla ilgili bilgiler vereceğini söyleyen Doğan, delil olarak sunulan dijital materyale ilişkin raporların İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadale Şubesi mensupları tarafından hazırlandığını anlattı. Doğan şöyle devam etti: “İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nin bir kısım mensupları tarafından görev ve yetkilerini kötüye kullanarak gerçekleri tahrif ettikleri, adaleti yanıltıcı tespit tutanakları tanzim ettikleri, Balyoz davası duruşmalarında belgeleriyle örnekler verilmiş ve bu nedenle müteaddit suç duyurusunda bulunulmuştur.” Doğan, kendisinin yargılanmasına neden olan sözleri konusunda “TEM şubesinde görevli bir kısım polis memurlarının görevlerini kötüye kullanarak suç işlediklerini son defa Balyoz’da 4 tutuklama Balyoz davasında 16 yıla mahkum edilen Deniz Hâkim Albay Cumhur Eryüksel, Deniz Kurmay Albay Haldun Ermin, deniz albaylar Mete Demirgil ve Aşkın Üredi tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkan sanık subayların tutuklama kararı yüzlerine okundu. Yakalama kararı çıkarılan 69 sanıktan 43’ü tutuklanmış oldu. çarpıcı bir şekilde mahkemeye duyurmak için bir kısım polislerin TEM şubesini adeta terör üretme merkezi haline getirdikleri yolunda irticalen sözler sarf ettim. Sözlerimden kastedilen adı geçen kurum değildir. Sözlerimin muhatabı, suç duyurusunda bulunduğum polislerdir.” 2006’da kurulan Türkiye Gençlik Birliği’nin 2 Aralık 2002’de oluşturulduğu iddia edilen Balyoz Planı’nda yer almasının planın sahte olduğunu belgelediğini anlattı. “Balyoz davasının kotarılmasında TEM Şube Müdürü Yurt Atayün’ün rol aldığını” savunan Doğan, dosyadaki 2 TÜBİTAK raporunun polis tarafından çarpıtıldığını ifade etti. Doğan, “Dijitallerin en erken 2006’da oluşturulmuş olabileceğini belirlemişlerdir. Bunun nedeni olarak yazı karakterlerinin 2006 ortasında piyasaya sürüm yapılan Office Word 2007 ‘calibri’ fontunun ve XML semalarını içermesi gösterilmektedir” dedi. Doğan TEM Şubesi’nin diğer davalarda da rol aldığını belirterek bu şubedeki polislerin çağırılmasını istedi. Dava açılırken kesinleşen karar 21 Eylül günü açıklandı! Davayı sonuna kadar destekleyenler bile şu iki saptamayı yüksek sesle dile getirmek durumunda kaldılar: 1 Biraz ağır olmuş... 2 Biraz özensiz olmuş... Oysa hukukta, özellikle ceza hukukunda “biraz” diye bir şey olmaz. Matematikte toplama ya da çıkarma işlemini düşünün. Biraz yanlış diye bir şey olur mu? Yapılan işlem ya yanlıştır ya doğru. İki kere iki dört eder, bilemedin beş, ama altıyı geçmez, diye bir cümlenin mantığı olabilir mi? Bizdeki hukuk tartışmalarında oluyor. ??? Balyoz davasındaki usul hataları için “E o kadar da olur” diyenlerin yaptığı yorumlar, yukarıda verdiğimiz örnekten daha mantıklı değil. Oysa ceza yargılamalarında usul, esasın kapısıdır. Bahçe kapısını mutfağa taktığınızda, “Ben bu kapıyı açarsam bahçeye çıkarım” diyebilir misiniz? Bir futbol maçında, topun çizginin içinden mi dışından mı çıkarıldığı niçin uzun uzun tartışılıyor? Çünkü gol sayılabilmesi için topun çizgiyi tam geçmesi, vuruşun da kimseye faul yapmadan ve el değmeden yapılması gerekiyor. Örnekleri uzatmamızın nedeni, usulün, yargılama kurallarının ne kadar önemli olduğunu, memlekette konuşulan her dilden aktarmak. Medyadaki tartışmalarda kim konunun bu yönünü öne çıkarsa, çoğunlukla şöyle bir karşılık alıyor: “Bunlar tamam da sen davanın özüne gel...” Eğer Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu iddia ediyorsak, yargılama usulü davanın en az özü kadar önemli. Bir suçun işlendiğine dair çok somut, hiçbir tartışmaya meydan vermeyecek bir delilin bile usulüne uygun olarak mahkemeye getirilmemesi nedeniyle dosyadan çıkarıldığı pek çok dava vardır. Hukuk tarihi bunun örnekleriyle doludur. Balyoz davasında, hukukiliği tartışmalı olan deliller tartışmaya dahi açılmadı. Bu aşamadan sonra kamuoyunun önüne şu konulmak isteniyor: “Daha Yargıtay aşaması var. Bu dosya Yargıtay’dan döner.” Döner mi? Aklımızdan geçenleri Rıza Türmen çok net ifadelerle dile getirdi. Türmen’in 26 Eylül’de Cumhuriyet’e verdiği demeçten altını çizdiğimiz bölümleri aktaralım: “Yargı süreci bitmemiş diyorlar. Bu bir aldatmacadır. Şov yargılamalarda sonuç bellidir. Sonuç değişmeyecek. Yargıtay böyle bir şeye cesaret edebilir mi? Adil yargılama olmamıştır diyebilir mi? Bugünkü kompozisyonuyla imkânsız bir şey... Bu yargılamaların özelliği şudur; karar önceden bellidir. Hâkimler bu kararı bilirler, onu uygularlar. Yargılamanın amacı, gerçeği ortaya çıkarmaktan çok, kamuoyuna mesaj vermektir, bir ikazda bulunmaktır, gözdağı vermektir.” ??? Türkiye’de hukukun nasıl işlediğini, Avrupa’daki durumu çok iyi bilen Türmen’e göre bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) döner. Bu saptamanın gösterdiği gerçek şu: Bugünkü tabloda Türkiye içinde hukuk aranamaz. Hukuk mücadelesini bu gerçeği gözardı etmeden yapmak gerekiyor. Bu durum karamsarlık nedeni de olmamalı. Ben de “Ankara’da yargıçlar var” demeyi çok isterdim. Öyle değilse, hukuk mücadelesini ona göre biçimlendirmeli. Ne yapmalı? Benim hukuksuzluğum bana, senin hukuksuzluğun sana demeden bütün hukuksuz yargılamalara karşı çıkmalı. Bıkmadan, usanmadan halka anlatmalı. AnkaraSilivri yargılama hattının, hukukun çiğnendiği tüm davaların kabul edilemezliğini haykırmalı. Hukukun kaynaklarından başlıcası, halktır. Böylesi ortamlarda hak aramanın, haklı olmanın yolu, halkla olmaktan geçer. Kazan şehitleri toprağa verildi ABİDİN YAĞMUR Doğu Perinçek de savcılıkta ifade verdi İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek dün Silivri Adliyesi’ne giderek savcılığa ifade verdi. Perinçek, Silivri Adliyesi’nde duruşması olan emekli Orgeneral Çetin Doğan ile aynı ring aracında getirildi. Sabah 9.30 sıralarında Silivri Adliyesi’ne giden ring aracından önce Perinçek ardından da Doğan indi. Ergenekon duruşmalarındaki sözleri nedeniyle savcılıkta ifade veren Perinçek’i Silivri Adliyesi’nde İşçi Partisi Öncü Gençlik üyeleri karşıladı. Yaklaşık 100 kadar Öncü Gençlik üyesi, adliye koridorlarında “Perinçek çıkacak iktidar olacak”, “Öncü, cesur Doğu Perinçek” sloganı attı. İfade verme işlemi yaklaşık yarım saat süren Perinçek’i çıkışta da Öncü Gençlik üyeleri yeniden slogan atarak uğurladı. MERSİN Hakkâri’nin Çukurca ilçesindeki Kazan Vadisi’nde başlatılan “sonbahar temizliği” operasyonunda şehit olan Uzman Onbaşı Hayrullah Engizek için Mersin’in Muğdat Camisi’nde tören düzenlendi. Şehit onbaşının 5 aylık hamile eşi Yeter Engizek, cenazenin cami bahçesine getirilişi sırasında fenalık geçirdi. Sağlık ekiplerinin müdahalesiyle kendine gelen Yeter Engizek, önce eşinin tabutuna sarılıp ağladı, sonra da fo toğrafını taşıdı. Şehidin cenazesi Mersin Şehitliği’nde toprağa verildi. Aynı saldırıda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Adem Erenkara için de memleketi Kars’ın Fethiye Camisi’nde tören düzenlendi. Şehit annesi Adalet Erenkara’ya akan kanın bir an evvel durmasını istedi. Şehidin cenazesi baba ocağı Kümbetli köyünde toprağa verildi. Öte yandan TunceliOvacık karayolunun 35. kilometresinde yol kesen bir grup terörist, bir toptancı firmasına ait minibüsü durdurup ateşe verdi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle