15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yakın zamana kadar “asker duruşu” derdik... Geçiniz... “Kadın duruşu” bu... Selam verin... ? Bin erkek istemem... Bir kadın tutsun elimden... Bırakmaz... Düşmem... ? Döküldünüz birader, rezil ettiniz erkekliğin şanını... Birbirinizi sattınız... İspiyon, ihbar, gammazlık, ihanet... Ben mi gidip ihbar ettim arkadaşımı?.. Paşa mısın?.. Maşa mısın?.. ? Akademisyenler, profesörler, bilim adamları, eğitimciler... Çocukları yobaza teslim ederken hiç utanmadınız... Sesiniz çıkmadı... Sustunuz... Bastınız imzayı hatta... Bir kadın yine “Okulumu vermem” diye pankartını alıp çıktı... Okulun merdivenlerine oturdu ağladı... Polisler alıp götürdüler... Bebeği annesinin götürülüşünü görüp şaşkın ve çaresiz peşinden koştu boşuna... Siz saklandınız... ? Dün vardı gazetelerde: Bir kadın... Bülent Arınç, arkasında bir sürü yağcı erkekle Muğla’da dolanırken, o atılıp “Senin ne işin var burada, bunca şehidimiz var, ne yüzle geldin?” dedi... Yiğidim... Polisler tuttular kollarından... Götürdüler... ? Bebeğinin doğumuna karışan iktidarı Ankara’da protesto eden 27 kadın yargılanıyor... Her birisine 6 yıl hapis istiyor savcı... Babaları yok ortalıkta... Tek başlarına mı yapıyorlar bebekleri kadınlar?.. ? Size bu zamlar da az aslında... Dünyanın en pahalı benzini müstahak mesela... Hem paranız yok, hem yüreğiniz... Türkiye’nin tuzu kuru en zengin kadınlarından birisi çıktı, Başbakan’a hiçbirimizin söyleyemediğini söyledi işte: “Senden korkmuyorum...” ? Bin erkek istemem... Yanımda olacaksa bir kadın olsun... Tutacaksa bir kadın tutsun elimi... Düşmem... 3 Kadın Duruşu... Değişen Politikalar, Değişmeyen Baskı, Yitirilen Güven AKP’nin, genellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirilen ve çok sık değişen politikalarına nasıl güveneceksiniz? Bir gün “Kürt Açılımı”… Ertesi gün, “Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin sorunları vardır!” yaklaşımı. Bir gün “NATO’nun Libya’da ne işi var?”… Ertesi gün, en büyük deniz gücü desteği! Bir gün Habur’dan neredeyse zorla serbest bırakılanlar… Ertesi gün, yaygın KCK tutuklamaları! Art arda gelen “yargı reformu paketleri”, siyasal davalar için yaratılan umutlar… Sadece katillerin, ırz düşmanlarının serbest bırakılması, siyasal davalardaki tutuklulukların devamı! Kaldırılan Özel Yetkili Mahkemeler… Ama bu mahkemelerde süren Silivri davaları! Ve en son, “Bunlarla masaya oturduğumuzu söyleyenler, bu alçakça iftirada bulunanlar müfteridir, şerefsizdir”... Ertesi gün, “Evet görüştük, gene görüşeceğiz!”... En genel olarak, seçim sonrasında yapılan balkon konuşmaları, herkesi kucaklayacağını ifade eden söylemler… Ve ertesi gün, bırakın herkesi kucaklamayı, neredeyse herkesi düşman ilan eden söylemler ve eylemler! ??? Bütün bu çok sık ve adeta yüz seksen derece değişen zıt politikalar açısından değişmeyen tek şey var: Açıklanan her politikaya karşı çıkanların, muhalefet edenlerin, eleştiri yöneltenlerin düşmanlıkla suçlanması… Medyanın, kimi zaman da tek tek, şahsen patronların veya gazetecilerin, yazarların, hedef alınarak eleştirilmesi! ??? İktidara destek veren politikacıların, yazarların, gazetecilerin, dönmekten başları döndü… Hepsi şaşkın… Ya her gün, bir gün önce yazdığının, savunduğunun tersini yazacaksın, savunacaksın… Ya da düşmanlıkla, ihanetle suçlanmayı, hedef olmayı göze alacaksın! ??? İşin kamuoyu açısından bir yönü daha var: Gerek AKP’yi destekleyenlerde, gerekse desteklemeyenlerde, ilan edilen politikaların sürekliliği ve güvenilirliği konusunda büyük kuşkular oluşuyor… Toplum, AKP iktidarına karşı derin bir güvensizlik duygusu geliştiriyor! Hiç kuşkusuz, bu duygu AKP iktidarının muhatabı olan politikacıları ve partileri de etkiliyor. Bu durumda, AKP iktidarının PKK ile görüşme projesi (ki bu proje zaten, Başbakan’ın ifadesine göre PKK’ye duyulan güvensizlikten dolayı kesilmişti) ne ölçüde “karşılıklı güven” temelinde gerçekleşebilir? “Karşılıklı güven” duygusunun olmadığı görüşmeler ne denli olumlu sonuç verebilir? Korkarım, yine bir “Görüşme Açılımı” adı altında havanda su dövülür, yeni ödünler verilir ve en kötüsü, aynen bugün olduğu gibi terör de tırmanarak sürer! ??? Biliyorum bu yazı pek iyimser bir yazı olmadı… Ama daha kalıcı hedef ve projeler oluşturulması, ülkede barışı ve demokrasiyi yeniden kuracak verimli sonuçlar alınması için bu uyarıları yapıyorum… Çünkü bugüne kadar sadece “günü kurtaran” söylem ve eylemlerle zaman yitirildi… Sadece zaman yitirilmekle kalınmadı, toplumun barış içinde birlikte yaşama iradesi de yıpranmaya başladı! Bu gidişe bir an önce dur denilmeli! Aynı davaya üç mahkemeden iki farklı karar çıktı. İki anne sevindi biri üzüldü Annenin soyadı zaferi Baba Garipoğlu ceza almadı İstanbul Haber Servisi Lise öğrencisi Münevver Karabulut’un öldürülmesine ilişkin davada hakkındaki beraat kararı Yargıtay tarafından bozulan Cem Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu hakkında, “suçluyu kayırma” suçunun söz konusu olduğu, ancak bu suçun üst soy tarafından işlendiği için ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanık Nida Garipoğlu, Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut ile avukatları katıldı. HİLAL KÖSE Ev kadını Şennur Göksu, boşandıktan sonra velayeti kendisine verilen iki kızına, kendi soyadını vermek için açtığı davayı kazandı. Ankara’da da Esra Ertan’ın çocuğuna kendi soyadını verme talebi kabul edildi. Avukat Eylem Akınhay’ın bu yöndeki talebi ise Anayasa Mahkemesi’nce ilgili yasa maddesi iptal edilmiş olmasına karşın bu maddeye dayanılarak reddedildi. Göksu, 2011’de boşandıktan sonra, çocuklarına kendi soyadını verebilmek için Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkemede dün yapılan oturumda, Göksu’nun yeğeni ve kardeşi de tanık olarak dinlendi. Tanık Murat Göksu, “Çocuklar 3 yıldır babalarını hiç görmediler. Soyisimlerinin annelerinden farklı olması, çocuklarda psikolojik sorun yaratıyor” dedi. Mahkeme yargıcı, Göksu’nun çocuklarının soyadlarını değiştirme istemini kabul etti. Göksu, “Çok mutluyum, kızlarım çok istiyordu” dedi. Ankara’da yaşayan Esra Ertan da eşi Mustafa Alkaç’tan 2009’da boşandı. Çocuğun velayet hakkı anneye verildi. Ertan, Ankara Nüfus Müdürlüğü ile boşandığı Alkaç’a dava açarak çocuğuna soyadının verilmesini istedi.11. Aile Mahkemesi yargıcı, “Çocuğun, yaşadığı annesiyle soyadının aynı olması, sosyal yaşam içinde ve hakların kullanılmasında menfaatine” diye konuştu. Avukat Eylem Asrav Akınhay ise 2006’da boşandı ve kızlarının velayeti anneye verildi. Anne Akınhay, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme, nüfus müdürlüğüne açılan davayı, Anayasa Mahkemesi’nce 8 Aralık 2011’de iptal edilen Soyadı Kanunu’nun 42. maddesini gerekçe göstererek reddetti. Kararı temyiz eden Akınhay, “Reşit olana tanınan soyadı değiştirme hakkının, her seferinde annebabasının boşanmış olduğunu anlatmak zorunda kalan, bir çocuğa tanınmaması kabul edilemez” dedi. Çocuk yararına... Ret gerekçesi Sultanahmet çıtır çıtır İstanbul Haber Servisi Fatih Belediyesi ve Simit Sarayı işbirliği ile bu yıl 3.’sü düzenlenen “Geleneksel Sultanahmet Simit Festivali” dün Sultanahmet Meydanı’nda başladı. Festivale katılan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, simidin, vapur, martı ve camiler gibi İstanbul’un kültürel bir değeri olduğunu belirterek “Simit bizim için hem somut hem de soyut bir kültürel mirastır. Bu amaçla mazisi 500 yıl öncesine dayanan ve dünyanın ilk fast food’u olarak bilinen simidin önemi, tarihi eserlerin restorasyonu ne kadar önemliyse yaşatılması da o kadar önemli” dedi. İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili ise her gelirden, her yaştan grubunun rahatlıkla tükettiği bir ürün olan simidin aynı zamanda bir kültür ürünü olduğunu söyledi. Festival kapsamında çeşitli konser, gösteri, yarışma ve sergiler yer alacak. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Yalvaç olayında kundaklama ISPARTA (Cumhuriyet) Yalvaç’ta kendisine silah zoruyla tecavüz ettiğini ileri sürdüğü Nurettin G’yi (35) av tüfeğiyle vurduktan sonra başını kesen Nevin Y’nin (26) kayınpederi İlyas Y. ile kaldığı iki katlı ev evi kimliği belirsiz kişilerce kundaklandı. Kayınpeder İlyas Y., “Başımıza kötü bir şeyler geleceğini biliyorduk” dedi. Can kaybının yaşanmadığı yangında ev ve ahırlar tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Boynuna ip dolanan çocuk öldü SAMSUN (Cumhuriyet) Tekkeköy’de yaşayan Samsunspor Futbol Okulu öğrencisi 10 yaşındaki Yasin Yılmaz, evinin bahçesindeki salıncakta sallandığı sırada boynuna salıncağın ipi dolandı. Nefessiz kalan küçük çocuk olay yerinde yaşamını yitirdi. Talihsiz çocuk Yazılar köyünde toprağa verildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle