15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Süreyya Operası’nda yeni sezon başlıyor 21 Efe ve Fora Baltacıgil solistliğinde İKSV 40. yıl konseri Açılış İdil Biret’le Berlin Filarmoni rüzgârı Kültür Servisi Süreyya Operası sezon açılışını yarın saat 20.00’de İdil Biret konseriyle yapıyor. Biret’e konserde Ankara Üniversitesi Solistleri oda müziği topluluğu eşlik edecek. Enstrümanlarının ustaları olan öğretim elemanlarının katkılarıyla Mayıs 2011’de kurulan topluluk, Süreyya Operası’ndaki konserde, her biri ayrı ayrı solo ve oda müziği kariyerleri yapmış Prof. Dr. Orhan Ahıskal (keman), Ellen Jewett (keman), Prof. Çetin Aydar (viyola) ve Doç. Sinan Dizmen’den (viyolonsel) oluşan çekirdek kadroyla yer alacak. Haydn, Schumann ve Brahms’tan eserlerin seslendirileceği konser programı, 1 Ekim Pazartesi günü de tekrarlanacak. Süreyya Operası 20122013 oda müziği konserlerinin açılışını yapacak olan İdil Biret, kasım ayında Şangay’da hem bir konser verecek, hem de piyano yarışmasında jüri üyesi olacak. Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) 40. yıl özel konseri önceki akşam Haliç Kongre Merkezi’nde yoğun katılımla gerçekleşti. Konser öncesi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla gerçekleştirilen teşekkür resepsiyonunda İKSV’ye destek veren sponsorlara plaket sunuldu. Resepsiyonun ardından, 130 yıldır her bir konseri tüm dünyada dikkatle takip edilen Berlin Filarmoni Orkestrası, İKSV’nin 40. yılı için daimi şefi Sir Simon Rattle yönetiminde Türkiye’den iki solistle özel bir konser verdi. Kariyerlerini yurtdışında sürdüren genç Türkiyeli müzisyenlerden çellist Efe Baltacıgil ve kardeşi kontrbas sanatçısı Fora Baltacıgil, Berlin Filarmoni Orkestrası ile çalan Türkiye’den ilk solistler oldular. Konsere Schubert’in “Bitmemiş Senfoni”si ile başlayan orkestra, ardından Efe Baltacıgil ve Fora Baltacıgil’in solistliğinde Bottesini’nin “Viyolonsel ve Kontrbas için Düzenlenmiş Grand Duo Concertant”ını seslendirdi. Konser, Beethoven’in “La majör 7. Senfoni”si ile noktalandı. Yaşasın Kurşunkalem! “Kurşunkalem seviyorum, fakat ucu küt olmayacak, öbür ucu silgili olmak zorunda. Beğenmezsem siliyorum. Tükenmezle, dolmakalemle yazınca üstünü çiziyorsun, çizginin altında duruyor silip atmak istediğin, gözüne batıyor, silmek daha güzel, daha temiz.” Ferhan Şensoy son kitabı Başkaldıran Kurşunkalem’de söylüyor bunları. (Kitabın adı büyük harflerle yazılmış; sadece Kurşunkalem’in n’si küçük harfle.) Neredeyse her yazarın takıntıları vardır. Kimi ayakta yazar; kimi banyoyu ılık suyla doldurup içine girer, elma yiyerek yazacaklarını kafasında geliştirir. Ferhan gibi, kalemciyim ben de. Çevirilerimi daktiloda (şimdi bilgisayarda) yaparım; ama şiir mi yazacağım, kalemden başka kuş tanımam. Kitabı için herhalde az kurşunkalem tüketmemiştir Ferhan. Dile kolay, 540 sayfa. Ama soluk soluğa okunuyor. Kimi zaman 5 sayfalık bir öyküyü 5 günde zorla okuyan ben, 540 sayfayı iki günde devirdim. ??? Başkaldıran Kurşunkalem bir anı kitabı. Yazarın çocukluğundan (çocukluğundan da önce, babasının annesiyle ilk karşılaşmasından) başlayıp Şahları da Vururlar’ın yazılışına kadar uzun bir zaman kesitini kapsıyor. Bu tür anı kitaplarına bayılıyorum. Beni büyük savaşların, önemli politik entrikaların içyüzlerini anlatan “önemli” anı kitapları, ifşaatlar pek ilgilendirmiyor. Günlük yaşamdan renkler, alçakgönüllü ayrıntılar içeren anılar benim için daha çekici. İnsanı, ortamı, ülkeyi onların daha iyi yansıttığına inanıyorum. Sözgelimi, bir zamanlar hasbelkader sahne tozuna bulaşmış biri olarak ben, Ferhan’ın kitabını okuyunca tiyatroyu daha iyi “tanıdım”. ??? Önce dilinden söz edeyim Ferhan’ın. İki satırını okusanız, “Hah, bunu Ferhan Şensoy yazmış” diyebileceğiniz bir üslubu var. “Nemrut hatta süphan bakışlı barmen Ertuğrul” gibilerden sözleri başkaları da deniyor. Onlarda sırıtan bu tür dil oyunları, Ferhan’da ısmarlama ceket gibi oturuyor. İki nedenle: Birincisi, Türkçeyi biliyor Ferhan; biliyor, sonra onunla oynuyor. İkincisi, bunlar bir “gösteri” olarak değil, bir bütünü oluşturan renkler olarak yerlerine oturuyor. “Martın başı, hava soğuk. Neyse ki yanıyor sobamız. Sarıldık birbirimize Gizem Kız’la. Özleşmişiz. Şarapla lehimledik soğuk kış gecesini sabahın ayazına” gibi, kimi şairleri hasetten çatlatacak cümleler içinizi ısıtıyor. ??? Başkaldıran Kurşunkalem bir büyük çilenin öyküsü. “Sanat”ın bir adı da “çile”dir aslında. Tanıdığım genç yazarlar var; ilk yazdıkları yayımlanmadı diye ya sanata elveda diyorlar ya da yayıncılara söylemediklerini bırakmıyorlar. Oyuncuysanız, ilk oyunda başrol size verilmeli… İkinci oyununuzu ise kendi tiyatronuzda sahnelemelisiniz. “Fransa’dan gelen çocuk” nasıl “Ferhan Şensoy” olabildi, kitabı okuyunca daha iyi görebileceksiniz bunu. ??? Şu sıralarda okuduğum en keyifli kitap oldu Ferhan’ın anıları. Az şey de öğretmedi bana. Ayfer Feray’la turne serüvenleri yeter. Dilerim, çok okuru olur. Özellikle tiyatrocuların okuması gerek diye düşünüyorum. Elbet kulis dedikodularından okumaya vakit bulurlarsa. Çalıntı Renoir müzayedede! ? Kültür Servisi Geçen günlerde Batı Virginya’daki bitpazarında bulunan Renoir tablosu, Baltimore Müzesi’nden çalındığı iddaları nedeniyle satışa çıkarıldığı Potomack müzayedesinden kaldırıldı. Kayıtlara göre Baltimore Müzesi’nden 1937 yılında ödünç alınan tablo, 1951 yılında “çalınan eserler listesi”nde yer alıyor. Orchestra’Sion konserleri başlıyor ? Kültür Servisi Notre Dame de Sion’un desteği ve daimi şefi olan Orçun Orçunsel’in girişimi ile kurulan NDS OrkestrasıOrchestra’Sion 20122013 konser sezonu açıyor. Şef Orçun Orçunsel yönetiminde ünlü Rus piyanist Andrei Gavrilov’un solist olduğu konser, bu akşam saat 20.00’de Harbiye’deki Notre Dame de Sion Fransız Lisesi salonunda. Fantastik sanat yapıtlarına ödül ? Kültür Servisi Geçen yıl kurulan Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD), Türk edebiyatında ve sinemasında hayal gücünün yaygınlaşmasında büyük katkıları olan usta yazar ve sinema eleştirmeni Giovanni Scognamillo onuruna “2012 Gio Ödülleri”ni düzenliyor. Her sene düzenlenmesi planlanan ödüller bu yıl “Roman”, “Öykü” ve “İllüstrasyon” dallarında verilecek. Her üç ödülde de ana kriter, adayların fantastik, bilimkurgu ve korku türlerinde eserlerle katılmaları. www.fabisad.com. Lâl Gece’ye Özel Mansiyon ? Kültür Servisi Reis Çelik’in Lal Gece filmi, Kopenhag’da düzenlenen “Buster Film Festivali”nde “Özel Mansiyon” ödülüne layık görüldü. Festival jürisinin “yarışmadaki diğer filmlerden çok farklı olan ve hakkında çok az bildiğimiz bir kültürü tanımamızı sağlayan bu filmin birçok insan tarafından izlenmesini diliyoruz” dediği film, daha önce Berlin, Nürnberg ve Würzburg’daki festivallerden de çeşitli ödüllerle dönmüştü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle