16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 13 Ülkemizin en büyük vergi Eskiler “Palamut çok biterse, kış sistemi sorunu dolaylı erken olur” der. Çoğunlukla bu vergilerin genel bütçe vergi atasözü, “kimi olaylar onu izleyecek gelirleri içindeki payının çok olayların da habercisidir” anlamında yüksek olması. O kadar kullanılır. Son zamlarda bizde bu yüksek ki dolaylı vergiler, “çağrışımı” yaptı. Ve ne yazık ki çok neredeyse genel bütçe vergi değil, üç ay sonra bu “çağrışım” gelirlerinin yüzde 70’ini de toplumun çok büyük bir kesimi aştı. tarafından daha iyi anlaşılacak! Biliyorsunuz, daha önce Değerli okurlar; şu türden yapılan bir vergi artışını Maliye açıklamaları mutlaka Bakanımız “güncelleme” hatırlayacaksınız: olarak nitelendirmiş ve bu “Yeni vergi artışı gündemimizde yok.” konu çok tartışılmıştı. Neyse ki “Herhangi bir vergi artışı bu sefer, “güncelleme” düşünmüyoruz.” denmiyor, açık açık bütçe “Vergi oranlarında herhangi bir artış denkliği sağlamak için olmayacak.” zamlandı. 1600 silindir motor hacmine yapılmış bir zam olarak kabul ediliyor. Ve bu açıklamaların hükümetin en yetkili kadar olan araçlarda ÖTV miktarı yüzde Hükümetler, bütçe disiplinini sağlamak ağızlarından yapıldığını da gayet iyi 37’den yüzde 40’a çıkarılırken binde 16.5 için çeşitli vergi artışları yapabilirler. Temel biliyoruz. olarak uygulanan tapu harçları binde sorun bu değil. Temel sorun, herhangi bir İktisadi ve ticari hayatın baş aktörleri, 20’ye yükseltildi. vergi artışı yapılmayacağı yönünde çok yatırım ve yönetim kararlarını alırken Alkollü içeceklerde ise “asgari maktu kesin açıklamalar yapıldıktan sonra, bu ekonomik öngörülere büyük önem vergi” tutarları artırıldı. Artış birada 9 açıklamalara uyulmaması. Bu tür yönetsel vermek zorundadırlar. Yukarıda verdiğimiz kuruş, şarapta 50 ila 3 lira 37 kuruş kararlar yatırımcıların gelecek öngörüleri türden açıklamalar da bu öngörüleri arasında değişirken rakıda 11 lira, likörde ve dolayısıyla yatırım kararları üzerinde de şekillendiren başlıca etkenler. Ancak bu 30 lira cin ve votkada da 12 lira olarak oldukça olumsuz etki yapıyor. açıklamaların tersi yönde uygulamalar belirlendi. Yukarıda ifade ettik. Harcama ve işlem yapılması, verilen yatırım ve yönetim Evet. Bu zamların sebebi 10 milyar üzerinden alınan vergiler o kadar yükseldi kararlarının yanlış olmasına sebebiyet liralık bütçe açığı. En kolay açık kapatma veriyor. yöntemi ise dolaylı vergilere zam yapmak. ki artık doyma noktasına geldi. Akaryakıtta alınan Bu açıklamaların vergide Avrupa üzerine bakın neler şampiyonuyuz, ama hâlâ yapıldı. akaryakıta vergi zammı Hükümet, açık yapıyoruz. Artık buna da veren bütçeye 10 bir dur demek gerekiyor. milyar lira kaynak Ben Emekli Sandığı, eşim SSK emeklisi. Bu zamlar, bütçe oluşturmak için vergi 26 yaşındaki kızımız evlenmez ve bir kamu açığını kapatmak için artışına gitti. kuruluşunda çalışmazsa, vefatımız halinde yapıldı. Ayrıca 2012 Benzinden litre kendisine, ikimiz için de maaş bağlanır mı? yılının sonuna başına alınan özel Sibel Özekmekçi yaklaşıyoruz. “Elçiye tüketim vergisi (ÖTV) Sorularınız için maBazı durumlarda sigortalılar veya hak licozum? ismmzeval olmaz”, yıl sonları tutarı 1.8765 liradan sahipleri aynı anda birden çok gelire mo.org.tr adresine asıl vergi güncelleme 2.1765 liraya, ve/veya aylığa hak kazanabilir. 5510 sayılı mail atabilirsiniz. zamanlarıdır. motorinde ise ÖTV Tüm sorular ekanunun 54. maddesine göre ana ve Yıl sonunda yeniden 1.2945 liradan posta ile tek babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan tek cevapladeğerleme oranı 1.5945 liraya çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az nacaktır. açıklanacak ve birçok çıkarıldı. olan aylığın ise yarısı bağlanır. vergide bu oran kadar Kararın ardından artış yapılacak. Bunu da 95 oktan benzinin göz ardı etmeyin. litresi 26 kuruş Sigortasız çalıştırana ceza Ülkemizde, emekçilerin en büyük sorunlarından biri kayıt dışı ve sigortasız çalıştırılmaktır. Yasalara göre sosyal güvencesi olmadan çalıştırılanlar için hem idari para cezası uygulanır hem de bazı teşviklerden yararlanması engellenir. Sigortalı işe giriş bildirgesini süresinde ya da ilgili şekle ve usule uygun vermeyenler veya internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutuldukları halde bunu yapmayanlar, her bir sigortalı için asgari ücret tutarında idari para cezası öder. Bu ceza, işe giriş bildirgelerini kendiliklerinden süresi dışında SGK’ye veren işverenlere uygulanır. Ayrıca işe giriş bildirgesinin yasal verilme süresini takip eden 30 gün içinde özel durumlar hariç, kendiliğinden belgeyi verenlere, tebliğ edilecek cezayı 15 gün içinde ödemeleri halinde asgari ücret yerine asgari ücretin dörtte biri oranında ceza uygulanır. Eğer belgenin verilmesi gereken yasal süre üzerinden 30 günden fazla geçmişse ceza miktarı yine asgari ücret tutarında olur. Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmediği denetim ve kontrolle görevli memurlarca ya da yasal bilgi ve belgelerden anlaşılırsa bu kez her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. Bir yıl içinde tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalı için asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası gündeme gelir. Yeni ‘Güncelleme’ Üç Ay Sonra! İşbirlikçi Kime Denir?.. Hay Allah, daha geçen haftaki yazımın mürekkebi bile kurumadı!.. Anımsayacaksınız, “Hedef 2023” başlıklı yazımda, Pensilvanya’daki zatın taa 2005 yılında söylediği “ulusalcı dalgayı aşacağız” sözüne atıfta bulunup, Dışişleri Bakanı muhteremin “Ulusçulukla hesaplaşma vakti geldi” sözlerinin 2005’teki açıklamayla nasıl da benzeştiğini dikkatinize sunmuştum... Aslında anlatmak istediğim; tıpkı 2005’te okyanus ötesinden gelen açıklama, diğer deyişle “işaret fişeği!” gibi bu sözlerin de aynı “kodları” taşıyıp taşımadığı idi!.. Bu sorunun yanıtı birkaç gün sonra geldi! Büyük bir hevesle, efendilerinden gelecek talimatları bekleyen yanaşma kâğıt parçalarından biri, ismimi manşetine çekiverdi!.. Peki ne dedi?.. 28 Şubat’ın sivil işbirlikçisi!.. ??? Özenle oluşturulmuş bir fiş ya da form diyelim.. Muhteremlerin iştahla verdiği manşet habere göre, Atatürkçü imişim!.. Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’le yakın ilişkiler içinde imişim... ADD yöneticileri ile görüşüyor imişim... İşçi Partisi’ne üye imişim... Halkla iyi diyalog ve ilişki içinde imişim... Güvenilir bir adam imişim... Herhangi bir gizli teşkilatla ilişkim yok imiş... Eeee!.. Darbeciler beni ve birçok kişiyi böylece tasniflendirmiş ama bu yanaşmalar sadece benim bilgilerime ulaşabilmişler, iyi mi?!.. Şimdi bu “kâğıt parçası”nın neresini düzelteyim?.. Başta Doğu Perinçek olmak üzere çoğu arkadaşlarım, sevgili dostlarımdır ama ben hiçbir zaman İşçi Partisi üyesi olmadım!.. Yekta Güngör Özden 28 Şubat’ın en karmaşık günlerinde Anayasa Mahkemesi Başkanı’ydı!.. Kendisiyle emekli olduktan ve ADD Başkanlığı’na seçildikten sonra birkaç kez panellerde, konferanslarda birlikte oldum, en az 15 yıldır görmüyorum ve saygım sonsuzdur!.. Atatürkçü olmaktan, bu fikirleri taşımaktan ise şeref duyarım... Yazdığım her yazının, yaptığım her konuşmanın sonuna dek arkasındayım... Gördüğünüz gibi yanaşma arkadaşlar derslerine hiç mi hiç çalışmamışlar! Ellerine tutuşturulan paçavrayla ilgili en ufak bir araştırma yapma zahmetine dahi girmemişler ama doğal tabii, tetikçilik böyle iki tarafı keskin kılıçtır; bazen abad, bazen de rezil rüsva olursunuz!.. Üstelik halen soruşturması devam eden ve yasaya göre “gizli” olması gereken bir konuyu sırf bir Kemalist kalemi yemek uğruna manşete çekmek en hafif tabirle ahlaksızlıktır ama tabii anlayana!.. Muhteremlerin, Ergenekon ve Balyoz sürecinde yaptıkları düşünülecek olursa bana yapılan hiç kalır!.. Üstelik aynı ahlaksızlıkla birkaç yıl önce de birçok yurtsever ismi Balyoz ve Ergenekon’a bulaştırmaya kalkmış, fena rezil olmuşlardı... Gelelim şu işbirlikçilik meselesine... İşbirlikçi, benim “Karanlığa Karşı Yazılar”, “Vurgun Demokrasisi” ve “Aydın İhaneti” kitaplarımın ortak üstbaşlığıdır.. orada açıkça anlatmıştım, iyi okusunlar: İşbirlikçi, iktidara yamanmış, makam, mevki ve ikbal hırsıyla her türlü değerini satışa çıkaran, bağlandığı kapının düdüğünü çalan yanaşmaların sıfatıdır... Hodri meydan, banka hesapları, oturduğunuz villalar, yatlar, katlar, geçmişte yazdıklarınız, bugün gayet “duygusal!” çiziktirdikleriniz tanığımız olsun, var mısınız?!.. KIZIM EMEKLİ MAAŞIMIZI ALABİLİR Mİ? TSK’ye Tırpanlı Balyoz... PERİHAN ERGUN KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Devletin vesayeti altında olan, Ergenekon adıyla anılan özel mahkeme, yasaya aykırı olarak Silivri zindanının içinde işlev yapıyor. Bu özel ceza mahkemesi, Balyoz düzmecesiyle darbecilik iftiralarıyla suçladığı, başta en yüksek rütbedekiler olmak üzere TSK’nin 400’ün üstünde subayını Tırpanlı Balyoz darbesiyle silip süpürdü. Bu vicdan, irfan ve hukuk dışı kararlar, gerçek tanıklar dinlenmeden, kurumlarından gelen yazılı bildirimler incelenmeden ki; bunların içinde suçlananlardan bazılarının o günlerde yurtdışında görevli olduklarını kanıtlayan belgelerini, üstüne üstlük bilirkişi raporlarını bile inceleyip değerlendirmeden mahkum edilmelerini içime sindiremiyorum. Bunu TSK’ye yapılan kasıtlı ihanet olarak niteliyorum. Ayrıca bir tanımım da şu ki; çağdaş, uygar, akıl ile bilime dayalı bir ulusun devleti olunacaksa, bu ancak ve ancak “Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğü” tanımının inancıyla sağlanabilir. Bu davada özel mahkemece verilen kararlarla adalet kavramının aksine adalete balyoz indirilmiştir. Şöyle ki; emekli Orgeneraller Ç. Doğan, H.İ. Fırtına, E. Oramiral Özden Örnek önce ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmışlarken, eksik teşebbüse dayandırılarakcezaları 20 yıla indirilmiş. Emekli ve aynı zamanda MHP Milletvekili E. Alan, Ergin Saygun, YAŞ üyesi Orgeneral B. Balanlı ile 80 eski komutan 18 yıl hapse mahkum edildi. Gene suçları tam saptanmadan 330 sanığın duruşmalarda iyi hal göstermedikleri gerekçesiyle en üst seviyede; 16, 15, 13 buçuk yıl cezalandırılmalarına hükmedilirken, lütfedilip ancak 36 kişiye beraat kararı verildi. Davanın başından bu yana tutuksuz yargılanan 69 muvazzaf subayın da kaçabilecekleri olasılığıyla tutuklanmalarına karar verildi... Onlar da kararların verildiği günün ertesi, cumartesi, pazar ve devamı günleri aralıksız, yiğitçe bu kararı verenleri utandırırcasına gidip teslim oldular. Dünyada bu olay ancak ilkel ve faşizan yönetimlerde görülebilir. Ne yazık ki bu mahkeme kararları TC’nin adaletine güveni çökertti. Ancak şu da bilinmelidir ki, her ne kadar büyük güç devletin elindeyse de karşılığındaki hak da halkın elindedir. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’de özellikle de Silivri’de mahkeme, savcı, yargıç varsa da buna karşın adalet yoktur. ??? Senaryosu önceden yazılmış olan Ergenekon davaları kapsamındaki Balyoz davasında acımasız kararların beklenmesine karşın bu derece insafsız olabileceği düşünülmediğinden, yurdun dört bir yanında tepki mitingleri ve yürüyüşleri oluştu. Bunların uzun süre devam edeceği de düşünülmekte. Öyle ki yandaş basın bile bu haksız kararlara değinmek zorunda kaldı. İçerdeki tepkilerin dışında ABD ile özellikle AB’nin bu yılki İlerleme Raporu’nda kararlarla mahkemenin durumu eleştiriyle ele alınmış. Zaten Sevr’in yırtılıp çöpe atılmasından ve Kurtuluş’tan sonra Lozan Antlaşması’nı içlerine sindiremeyen adı geçenler için bu özel mahkemenin kararlarıyla istemlerinin yerine getirilmiş olması, kesinlikle onlar için muştulanma olmuştur. Komutanlara reva görülen bu uygulamalara PKK’nin barınağı olan Kandil’de bayram sevinciyle kutlama yaptıkları gibi acaba onlar da şenlik yapmışlar mıdır?.. ??? Bunca sıkıntı ve üzüntü veren karmaşanın yanında PKK saldırılarının aralıksız devamı da ayrı bir sorun. Artık duymak istemediğim saldırıların ilkinde, hemen geçen hafta sonu, kararların alındığı cuma gününün ertesi, cumartesi sabahı Van hastanesinin giriş kapısında koruma nöbeti tutmakta olan polisimiz, PKK’li teröristin ensesine sıktığı kurşunla şehit edildi. Milletin dikkati acımasız mahkeme kararlarına yönelmişken, teröristler bunu fırsat bilerek Bingöl ve Tunceli’de saldırılarını sürdürüp askerlerimizin şehit ve gazilikleriyle mutlanarak, mekânları Kandil’de davullu zurnalı şenlikler yaptılar. Bu acılara dayanılmasına çalışılırken, basından Öcalan’ın avukatlarına, 24 Haziran 2011’de devlet yetkilileriyle bir anlaşma protokolünü karşılıklı olarak imzaladıklarını anlattığını şaşkınlıkla öğrendik. Haberi okuduğumda o tarihten bu yana PKK’nin kan dökücülüğünü çoğaltışına da protokolde yer verilmiş miydi?! ??? Bunlar yaşanırken 25 Eylül Salı sabahı medyadan, övüncümüz olan halk ozanı, Neşet Ertaş’ın İzmir’de tedavi gördüğü hastanede Hakk’a yürüdüğünü çok üzüntü veren haberiyle öğrendik. Atatürk’ü ve halkını çok seven ozanımızın çiçekler içinde yatacağı inancıyla ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Kadrolu Penis Yazarı!.. Bir zamanlar Amerika hatıralarını ve penis maceralarını yazardı.. Sonra terfi etti “AKP’nin aslında Türkiye Cumhuriyeti’ni nasıl kurtardığını” anlatmaya başladı. Bu “başdöndürücü dönme” yeteneğine haiz muhterem, baktı ki sürekli irtifa kaybediyor, araya sıkıştırdığı “maceralar” bile durumu kurtarmaya yetmiyor, sağa sola bulaşmaya başladı... Son olarak, Beyaz TV’de benim de sürekli konuk olarak katıldığım “Dinamit” programını sahte Amerikan güreşine benzetmiş. Yani anlaşmalı, önceden kurgulanmış bir program olduğunu yazmış. Kendisinin katıldığı, beş para etmeyen ve de yayınına son verilen programlarla karıştırmış olsa gerek. Haysiyetini oyuncak yapmaya utanmayan “kadrolu dönekler” her zaman var olacaktır doğal olarak ama yalnızca bir nokta bile değil, bir virgül olarak... ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Osmanlı mimar 1 lığında, çatı arasında ya da dükkânla 2 rın üstünde yer alan 3 alçak tavanlı asma 4 kat. 2/ Soyundan gelinen kimse... 5 Tarlayı sürerek din 6 lenmeye bırakma. 3/ Dokubilim. 4/ 7 Özel gezinti gemi 8 si... Ortadoğu’da, 9 “Ölüdeniz” de de1 2 3 4 5 6 7 8 9 nilen göl. 5/ Kendi alanında en önde gelen kim 1 B U R K A AMA se ya da nesne... Eski Mı 2 U M U R S A M A Z sır’da güneş tanrısı. 6/ İda 3 Z U L A Y A Z I re lambası. 7/ Belirti... Ge 4 K O K U N T U nellikle çay ve kokteyller 5 A F E L İ R S için hazırlanan, üzeri pey6 Ş İ R R E T K İ nir, sucuk, salam gibi şey7 İ R İ M U R A T lerle süslenmiş çok küçük E N T A R İ İ ekmek. 8/ Put, sanem... 8 A T O L Boru sesi. 9/ Bir nota... 9 Ö Z G E “Melâli anlamayan nesle değiliz” (Ahmet Haşim). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Geleneksel Türk mimarlığında, odanın cephesinde yer alan, üç yanı pencereli küçük çıkma. 2/ İtici neden, güdü... Köy muhtarı yardımcısı. 3/ Günlük ihtiyacını karşılamak üzere bir hayvana verilen yem miktarı... Gürcistan’ın plaka imi. 4/ Myanmar’da sarı boya elde edilen bir ağaca ve bu boya kullanılarak yapılan kadın makyajına verilen ad. 5/ Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup... Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. 6/ Hizmet hayvanlarının ayağına çakılan demir... İnsan sesiyle ezgili sesler çıkarma, müzik yapıtlarını seslendirme sanatı. 7/ Çok sevilen kimse ya da şey... Bir şeyi yapabilme gücü. 8/ Kumaş üzerine yapılan bir tür işleme... Kümes. 9/ İstanbul’un eski adlarından biri. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle