15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Murat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.21 Güneş: 6.48 Öğle: 13.03 İkindi: 16.23 Akşam: 19.06 Yatsı: 20.25 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 25 EYLÜL 2012 Türkiye’nin en verimli ovası ‘asit havuzuna dönecek’ Onların Bize Sadece Hayalleri Kaldı Sığınakta tam on beş çocuktular. En küçükleri beş yaşındaydı. Üstünde kırmızı bir giysi vardı. Ablası o sabah kara kıvırcık saçlarını iki örgü yapıp tepesinde toplamıştı. Onun hemen yanında Reşit suskun oturuyor, az önce laboratuvarda gerçekleşen fizik deneyini düşünüyordu. Öğretmen iki ucu birleştirince, aynen su yolu gibi mavi ve kırmızı iki ayrı ışık yolu oluşmuştu. Dedesinin yaptığı oyunları anımsamıştı Reşit. O da yanmayan ampulleri yakar, duvarlarda bin bir renkli fırıldaklar oluştururdu. Reşit, dedesinin bildiği her şeyi öğrenmeye kararlıydı. Vakti geldiğinde o da dedesinin yolunda yürüyecek, uzak dağ köylerinde, ıssız vahalarda canları sıkılanlara bin bir eğlence götürecekti. Fatima deliler gibi korkuyordu. Ayaklarının titremesi geçse, ellerinin titremesi başlıyordu. Bildiği tüm duaları okuyordu, ama dualar bir türlü titremesini, korkusunu geçirmiyordu. Birden elini kalbine götürdü, derin bir soluk aldı ve ansızın annesi geldi aklına. Ne zaman gök gürültüsünden korksa koşarak gider annesine sarılır ve onun yumuşak göğsünde derin bir uykuya dalardı. Böyle zamanlarda annesi en güzel şarkıları söyler, en güzel masalları anlatırdı. O şarkıları, o masalları anımsamaya çalıştı, sanki yanı başında annesi vardı ve sadece Fatima’ya değil, bütün çocuklara en güzel şarkısını söylüyordu. Fatima korkusunun uçup gittiğini hissetti, gözlerini kapadı derin bir uykuya daldı. Süleyman’ın gene tuvalete gitmesi gerekiyordu. Sığınağa girdiklerinden beri bu üçüncüydü. Durmadan çişi geliyordu Süleyman’ın ve herkesin önünden geçip tuvalete gidiyordu. Utanç içindeydi. Çocukların en büyüğü oydu, en cesur, en kahraman o olmalıydı, ama elinde değildi işte; tam en cesur pozunu aldığı anda gene çişi geliveriyordu. Geçen gidişinde kendi yaşlarında bir kız gülerek onu yanındaki arkadaşına göstermişti. Tam tuvaletin kapısını açarken ikisi de ona bakıp gülmüşlerdi. Ter içinde kalmıştı Süleyman, görmemişti ama yüzünün pancar gibi kıpkırmızı kesildiğine emindi. Saliha kulaklarını dikmiş soluk soluğa dışarıda olup biteni duymaya çalışıyordu. Dışardan gelen şimdilik derin bir sessizlikti. “Düdük sesleri duyulmadan ne olursa olsun dışarı çıkılmayacak” denilmişti. Ama o burada öylece oturmak ve beklemek istemiyordu. Dayanamayacaktı. Hele saçlarının ağırlığı dayanılır gibi değildi. Saliha’nın çok gür, çok uzun saçları vardı. Bu saçlar o kadar gürdü ki, başında toplayamazdı, hemen başı ağrımaya başlardı. Saçlarını bu nedenle her zaman açık bırakırdı. Saçlarının yüzünü okşamasını severdi. Ama şimdi tam burada saçları çok ağır geliyordu ona, çok fazla; bir makas olsa hiç acımadan kökünden kesip atacaktı! Bu duygudan uzaklaşmak, saçlarını unutmak için hayal kurmayı denedi. Ailecek gittikleri deniz kıyısını düşünmeye çalıştı. Önceleri sudan ne kadar çok korkmuştu, ama sonra suyun sakin okşayışlarını hissetmiş ve usulca kendini bırakmıştı. Şimdi en çok orada olmak istiyordu, su da! Zeliha sessizce ağlıyordu. Kimseler görmesin diye başını iyice öne eğmişti. Sürekli, “Meğer bir insanda ne kadar çok gözyaşı varmış” diye düşünüyordu. En az yarım saattir, buraya girdiklerinden beri kesintisiz ağlıyordu. Gözleri yanıyordu, ama gözyaşları bitmiyordu. Bir ara başını kaldırmış, en küçükleri Leyla’yla göz göze gelmişti. Küçük kız korkuyla bakmıştı ona. Kırmızı giysisi içinde, başında toplanmış saçlarıyla bir taşbebek kadar güzeldi. Hemen başını yeniden öne eğmiş ve içinden dua etmişti: “Tanrım, hiç olmazsa o yaşasın, ona bir şey olmasın, daha çok küçük.” Sığınakta her yaştan on beş çocuktular, bir saat geçmişti ki biri, “Hadi hep birlikte hayal kuralım” dedi, “o zaman vakit daha çabuk geçer, hem Tanrı bize izin verir, hayallerimiz bitmeden bizi öldürmez.” Bu öneriyi hep birlikte sevinç çığlıkları atarak kabul ettiler ve heyecanla hayallerini anlatmaya başladılar, sıra ikinci çocuğa gelmişti ki büyük bir patlama oldu ve sığınağa bir bomba isabet etti. On beşi de o anda öldü. Geriye fısıltı halinde hayalleri kaldı. Günlerden bir dünya günüydü. Milano’da Felakete davetiye AYŞE SAYIN Cavalli rüzgârı Milano Moda Haftası’nda dün ünlü İtalyan modacı Roberto Cavalli’nin İlkbaharYaz 2013 defilesi vardı. Özellikle çanta, ayakkabı ve aksesuvarların öne çıktığı defilede, beyaz ve pastel renkler dikkati çekti. Dantel ve transparan elbiseler de defileye damga vuran parçalar arasındaydı. ANKARA CHP’li TBMM Çevre Komisyonu üyesi milletvekillerince hazırlanan raporda, Çaldağ Nikel AŞ’nin faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin en verimli ovalarının ortasında yer alan Turgutlu’daki Çaldağı’nın 800 bin tankerin taşıyacağı 18 milyon tonluk “sülfürik asit” havuzuna dönüşeceğine dikkat çekilerek “Bu 800 bin tanker Turgutlu’dan geçen 40. paralel üzerinde doğuya doğru dizilirse; kuyruk Pekin’i geçmektedir. Tankerlerin bir kısmı Çin denizine dökülmektedir” saptamasına yer verildi. Manisa Turgutlu Çaldağ’da, dünyanın hiçbir yerinde kullanılmayan “sülfürik asitle liç” yöntemiyle nikel madeni işlet me hakkını alan Çaldağ Nikel AŞ’nin “asit havuzu” kurmak için ağaç kesmeye başlaması üzerine CHP’den bir milletvekili heyeti de geçen hafta bölgede incelemelerde bulundu. CHP’li TBMM Çevre Komisyonu üyeleri Serdar Soydan, Emre Köprülü, Kemal Değirmendereli, Hilal Kaplan ile bölge milletvekilleri Hasan Ören, Özgür Özel ve Sakine Öz’den oluşan heyetin hazırladığı raporda şu saptamalara yer verildi: Buradan Çin’e yol olur: Sülfürik asitle liç yöntemi, üzeri açık devasa bir havuz içinde yaklaşık 800 bin tanker yükü sülfürik asit (18 milyon ton) kullanarak nikel madeni elde edilmesini içermektedir. Bu 800 bin tankeri Turgutlu’dan geçen 40’ıncı paralel üzerinden doğuya doğru dizilirse; kuyruk Pekin’i geçmektedir, tankerlerin bir kısmı Çin Denizi’ne dökülmektedir. Ve bu kadar asit açıkta kullanılacaktır. İki milyon ağaç kesilecek: Bu yöntem maliyeti düşük olduğu için tercih edilmektedir. Kullanılacak açık havuza alan açabilmek için (maden çıkarmak için değil) dağ üzerindeki ormanlık alandan 300 bin ila 2 milyon ağaç kesilmesi gerekmektedir. Gediz tehdit altında: Maden çalışmaya başlayınca 18 milyon ton sülfürik asit içeren, açık sülfürik asit havuzundan sülfürik asit sızmasından ve oluşacak asit yağmurlarından dolayı Akhisar, Alaşehir, Salihli, Turgutlu ve Manisa’dan İzmir’e kadar uzanan coğrafya büyük tehdit altındadır. Tüm Gediz havzasının yaşanmaz hale gelmesi söz konusudur 2431 Ekim Ulusal raporu açıklandı Anatomi Haftası ilan edildi İstanbul Haber Servisi Dünyada yaklaşık 38 milyon, Türkiye’de ise 350400 bin alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Yaşlı nüfusun artış hızı göz önüne alındığında, önümüzdeki 40 yıl içinde dünya çapında 115 milyon demans (bunama) hastası olması bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, dünyada her 4 saniyede 1 demans teşhisi konuluyor. 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü kapsamında açıklanan “2012 Dünya Alzheimer Raporu”na göre ise dört demans hastasından neredeyse 1 tanesi kendilerine koyulan teşhisi saklıyor ve bunun ilk nedeni olarak damgalanmayı gösteriyor. Uzmanlar, hastaların ilerleyen evrelerde, telefonu açıp yakınlarını “hırsız” diye ihbar bile edebildiğini belirterek yakınlarını hastaya karşı anlayışlı olmaya çağırıyor. İstanbul Haber Servisi Dünyaca ünlü Body Worlds Orijinal Vücut Dünyası Yaşam Döngüsü Sergisi’ni ziyaret eden Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği üyesi Yrd. Doç Dr. Selçuk Tunalı 2431 Ekim haftasını “Ulusal Anatomi Haftası” ilan ettiklerini belirterek “Anatomi Derneği olarak bu etkinlikler kapsamında tüm yurtta anatomi anabilim dallarının etkinlikleri olacak. Body World sergi alanında bir stant kuracağız. Stantta bir öğretim üyemiz topluma hem danışmanlık hem de bu konularda önemli bilgilendirmeler yapacak. Sloganımız da ‘Bağışlayın, tıp yaşasın’ olacak” dedi. Kanserin 4 ana NEW YORK (AP) Bilim insanları, meme kanseriyle ilgili büyük bir genetik çözümlemeyi tamamladıklarını, kanserin 4 ana sınıfını bulduklarını bildirdi. Nature dergisinin internet sitesinde yayımlanan araştırmaya katılan Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi çalışanı Dr. Matthew Ellis, bundan sonra tümörlerin genetik profili temelinde hangi ilaçların hastalar için en iyisi olduğunu araştırabileceklerini kaydetti. Bilim insanları çalışmalarının, vücutta kanserin nerede ortaya çıktığına odaklanmaktan ziyade tümörlerin biyolojik ayrıntılarıyla ilgili olduğunu ifade ederek bundan sonra yapılabilecek bazı araştırmaların daha iyi ilaç tedavisi konusunda kanserin genetik zayıflıklarını ortaya çıkarabileceğini vurguladı. Sanatçı Ruhi Su MELBOURNE (AA) Halk müziği sanatçısı Ruhi Su, doğumunun 100. yıldönümünde Avustralya’nın Melbourne şehrinde düzenlenen karma resim sergisiyle anıldı. Karma resim sergisinin açılışını Ruhi Su’nun oğlu Ilgın Su gerçekleştirdi. Açılış töreninde konuşan Ilgın Su, babasının Avustralya’dan çok etkilendiğini belirterek “Dünyanın öbür ucunda böyle bir çalışma yapılması heyecan verici” dedi. Ruhi Su hakkında çekilen “Ezgili Yürek” adlı belgesel filmin gösterimi de yapılırken karma serginin 30 Eylül Pazar gününe kadar açık kalacağı belirtildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle