15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 9 Alman Siemens firması, nükleer tesislerde kullanılacak parçalara bomba yerleştirmekle suçlandı Tahran’dan şok iddia Dış Haberler Servisi İran Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Milletvekili Alaeddin Burucerdi, Alman Siemens firmasının İran’ın nükleer tesislerinde kullanılacak parçalara bombalar yerleştirdiğini öne sürdü. Bubi tuzaklı parçaların uranyum zenginleştirme tesislerine sabotaj düzenlemek amacıyla hazırlandığını iddia eden Burucerdi, güvenlik uzmanlarının patlayıcıları fark ederek imha ettiğini söyledi. Burucerdi, “Sistemlerimizin etkisiz hale getirilmesi amaçlanıyordu. Ancak uzmanlarımızın bilgeliği düşmanların komplosunu boşa çıkardı” diye konuştu. ? İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu Başkanı Alaeddin Burucerdi, Alman firması tarafından uranyum zenginleştirme tesislerine sabotaj amacıyla bubi tuzaklı malzeme gönderildiğini öne sürdü. Siemens firması ise suçlamaları reddederek, 1979’dan beri nükleer biriminin İran ile iş ilişkisi içinde olmadığını savundu. Patlayıcıların Siemens’in fabrikasında yerleştirildiğini ileri süren Burucerdi, bu parçaların İran’ın eline nasıl ulaştığını ise açıklamadı. Birleşmiş Milletler yaptırımları uyarınca İran’a nükleer donanım satmak yasak. Bu durumda parçaların bir aracı kurum tarafından satılmış olabileceği belirtiliyor. Siemens firması ise iddiayı reddederek, nükleer biriminin 1979’daki İran İslam devriminden beri bu ülkeyle iş ilişkisi içinde olmadığını duyurdu. Münih merkezli şirketin sözcüsü Alexander Machowetz, “Siemens iddiaları reddetmekte ve İran’ın nükleer programıyla herhangi bir iş ilişkisi olmadığını vurgulamaktadır” dedi. Daha önce de “belli Avrupalı şirketle rin”, ABD istihbarat kurumlarının ve kendi hükümetlerinin bilgisi dahilinde İran’a bozuk parça sattığı, İranlı yetkililer tarafından iddia edilmişti. Tahran, nükleer program çalışmaları bünyesinde çalışan bilim insanlarının kaçırılması, bu kişilere yönelik suikastlar ve 2010’da uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durmasına neden olan Stuxnet bilgisayar virüsünü bir kampanyanın parçası olarak değerlendiriyor. İran’da 2010’dan beri 5 nükleer bilim insanı ve araştırmacı öldürüldü. İran istihbaratına göre bu suikastlar, İsrail istihbarat servisi Mossad, İngiliz MI6 ve CIA tarafından düzenlendi. İslam Dünyasının Kapitalizmle Bütünleşmesi ABD’nin ya da Batı’nın “Ilımlı İslamla dansı” yanına, “İslamın kapitalizmle bütünleşmesini” de beraberinde koymak gerekir diye düşünüyorum. ABD ve AB’nin büyükleri İslamla hep oynamışlardır. Ancak şeyhler, krallar, cemaat önderleri, sivil ve askeri diktatörler ile işbirliği yapmışlardır ve politikalarını onlar üzerinden yürütmüşlerdir. Yeni küresel düzende 1990’lı yıllardan itibaren durum değişmeye başladı. Şahlar, şeyhler kaybediyorlardı. İçerde halk desteği olmadığı için boşlukta kalıyorlardı. Yeni küresel düzene uydurulabilmeleri için “İslami toplumsal düzende işlevsel olarak egemen konumda bulunan İslami örgütlerin” küresel sisteme doğrudan doğruya katılmaları sağlanmalıydı. İslami boyutuyla halk desteği gerekiyordu. İstenen yeni demokrasinin adı buydu. Ancak bu katılım, “kapitalizmin İslam ülkelerindeki tek yanlı kurduğu düzeni bozmamalıydı.” Demokrasi bu konuda çok tehlikeliydi. Kurulu ve kurulmak istenen düzeni tersyüz ederdi. İslam ülkelerinde de Batı’da olduğu gibi, “ulusal çıkarları koruyan siyasi ve iktisadi bir düzen kurulursa” kapitalizm küresel egemenliğini İslam dünyasında kaybederdi. Bu nedenle “demokrasi dışı halk desteği gerekiyordu.” Bulunan yol da ılımlı İslami yapıda, Batı’nın istediği düzene (işbirliğine) açık yönetimler oldu. 2000’li yıllarda fiilen başlatılan BOP, İslami unsurları (ve mezhepleri) bu coğrafyada keskin bir biçimde öne çıkardı. Bölgede din ve mezhep ayrımcılığı “ırkçı milliyetçilikle desteklenerek” daha da keskinleştirildi; Sudan ve Irak bölündü, Suriye bölünmenin eşiğine getirildi. “Arap Baharı”nda İslami öğeleri demokrasinin yerine ikame etmeye çalışan en önemli örgütün Müslüman Kardeşler olduğunu görüyoruz. Ortadoğu’nun “en Batılı” ülkesi olan Suriye’nin Batı tarafından nasıl hırpalandığını halen yaşıyoruz. Batı adeta Suriye’ye “sakın bana benzemeye çalışma, senin Müslüman Kardeşler’in yönetiminde bir İslam Cumhuriyeti olmanı istiyorum” diyor. LİBYA Milisler silah bıraktı Dış Haberler Servisi Libya’nın doğu kentlerinden Darnah’da faaliyet gösteren iki İslamcı örgütün, ülkede 11 Eylül’de ABD büyükelçisi dahil dört diplomatın öldürüldüğü saldırıdan sonra gelişen tepkiler nedeniyle önceki gün kendilerini fesh ettikleri bildirildi. Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre, kendilerini fesh eden silahlı İslamcı gruplardan biri Ebu Selim Tugayı. Fesh edilme kararlarının binlerce Libyalının Bingazi’de silahlı milislerin dağıtılması yönünde yaptıkları gösterilerin ardından gelmesi dikkat çekti. Geçen cuma günü binlerce kişi Ensar el Şeria örgütünün merkezine girerek örgütün bayraklarını indirmiş ve bir aracı ateşe vermişti. “El Kaide’ye son!” ve “Özgürlük için döktüğümüz kanlar boşa gitmeyecek!” sloganları atılan gösterilerin ardından radikal İslamcı militanlar çekilmek zorunda kalmıştı. Olaylarda 11 kişi ölmüş, 60 kişi yaralanmıştı. nin azaltılmasına ve ÖSO’nun daha fazla kontrol sağlamasına olanak sağlayabileceğini” de yazdı. Gazetenin haberinde, “Suriye’de faaliyet göstermek, ÖSO liderlerinin isyancılara erişimini kolaylaştırabilir, çünkü mülteci akınını azaltması için iç baskı altındaki Türkiye, giderek artan biçimde savaşçıların topraklarına girmesini engelliyor” diye yazdı. Yine ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesi ise, ÖSO’nun bu adım sayesinde Türkiye’nin etkisinde bir muhalefet olmaktan çıkıp “Suriyeli muhalefet” olma şansı yakalayabileceğini belirtti. Los Angeles’ta toplanan Amerikalı Müslümanlar, Hz.Muhammet’e hakaret içeren filmi protesto ettiler. (Fotoğraf: AFP) NEW YORK TIMES İslama hakaret filminin yapımcısını öldürene ödül tartışması ‘TürkiyeÖSO ilişkileri değişebilir’ Dış Haberler Servisi Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) karargâhını Türkiye’den Suriye’ye taşıma kararının, Türkiye ile ilişkilerde bir değişikliğin işareti olabileceği belirtildi. Amerikan New York Times gazetesi, Türkiye’nin uzun süreden beri “şovu” yönetmek istediğini ancak söz konusu kararın “Müslüman Kardeşler gibi Türkiye tarafından gözetilen grupların etkinliği Başbakan bakana kızdı Dış Haberler Servisi Pakistan Başbakanı Raca Pervez Eşref, Demiryolu Bakanı Gulam Ahmed Bilor’un önceki gün yaptığı açıklamada, tüm İslam dünyasında büyük tepkilere yol açan “Müslümanların Masumiyeti” adlı filmin yapımcısını öldürene 100 bin dolar ödül vereceği açıklamasına itiraz etti. Başbakanlık sözcüsünün açıklamasında, “hükümetin bu tür bir politikası yok ve biz bu tür bir fikrin kesinlikle çok uzağındayız” dendi. Filmin yapımcısı Nakoula Basseley Nakoula’nın başına ödül koyan ve fırsat bulması halinde Nakoula’nın “canını kendi elleriyle” almak istediğini söyleyen Pakistanlı bakan, El Kaide ile Taliban üyelerini bu “onurlu eylem” için harekete geçmeye çağırmıştı. Pakistan ve Afganistan’da filme yönelik tepkiler dün de sürdü ve gösteriler yapıldı. Bir grup Amerikalı Müslüman da, Los Angeles ve başkent Washington’daki Beyaz Saray önünde Hz. Muhammet’e hakaret içeren filmi ve “İslamofobik” yaklaşımları protesto etti. Beyaz Saray’ın önünde bulunan Lafayette Parkı’nda toplanan protestocu grup çevreden geçenlere bildiri dağıttı. Her türlü dine karşı ayrımcılığı kınadıklarını söyleyen Müslüman protestoculara bazı Yahudilerin de katılarak destek verdikleri görüldü. Washington’daki Müslüman toplum liderlerinden Agah Mehdi, İslamın şiddet dini değil barış dini olduğunu belirterek “Batı dünyası, özgürlüğün ne olduğunu biliyor. Onlardan tek istediğimiz, özgürlükler adına başkalarının duygularını incitmemeleri” diye konuştu. lımlı İslam üzerinden entegrasyon Arap Baharı Arap ülkelerinin İslami yapısını derinleştirerek Batı kapitalizmine entegrasyonu için uygulamaya kondu. Graham Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabı bunu açık bir biçimde anlatır. Arap Baharı Arap ülkelerinin, kapitalizme din odaklı entegrasyonlarının bir laboratuvar çalışmasıdır. Batı İslam ülkeleri için, “Batı demokrasisi yerine İslami odaklı yapılanmayı” tercih etti. İhaleyi şimdilik alan Müslüman Kardeşler örgütüdür. İki dini lider, Makaryos ve Erbakan; Makaryos Ortodoks dünyasının dini lideriydi. En büyük hatası “üçüncü dünyacı” olmasıydı! 1960’lı ve 70’li yıllarda Hıristiyan kimliğine rağmen Batı’ya kafa tutan siyasi bir liderdi. 1974 Barış Harekâtı ile TSK’ye tasfiye ettirildi; yalnız Kıbrıs Türkleri’ne değil Amerika’ya da bir rahatlama getirdi. Ve Erbakan da bir bakıma İslam liderliği ile “üçüncü dünyacı” olduğu için Makaryos’un akıbetine uğradı ve 28 Şubat 1997’de tasfiye edildi. Ne gariptir ki her iki operasyonu da fiilen TSK yaptı. İki dini figür; biri Müslüman, diğeri Hıristiyan. Her ikisi de Batı kapitalizmine (ve sisteme) karşı çıktıkları için tasfiye edildiler. Bugün Üçüncü Dünya’nın yerini Asya büyükleri aldı. Ancak bir farkla; Asya büyükleri de bir anlamda yeni küresel düzenle bütünleşme yolundalar… Bu da işin ironik yanı. Bugün geldiğimiz noktada İslam ülkeleri kapitalizme, “Ilımlı İslam” üzerinden entegre ettiriliyorlar. Yeni küresel sistemin (düzenin) içinde daha örgütlü bir biçimde yer alacaklar. Ya demokrasi? Gelecek bahara mı kaldı? Yani Arap Baharı’ndan sonraya mı? Attilâ İlhan olsaydı, “Hangi demokrasi” diye sorgulardı… I Ve bir tarihi not TC TARSUS 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda cinsi, kıymeti, adedi, evsafı ile satış şartları belirtilen taşınmaz Müdürlüğümüzce açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış ilanı ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmiş olup adreste tebliğ edilememesi durumunda veya adresi bilinmeyenler için işbu satış ilanının gazete ile ilanı, ilanen tebliği yerine kaim olacağı ilanen ve tebliğen duyurulur. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri:1Tarsus Kösebalcı Köyü 324 parsel sayılı taşınmaz olup tamamı 11.880 m2 miktarındadır. Bu taşınmazda borçlunun hissesi 1/2 olup borçlunun hissesine düşen pay 5.940 m2’dir. Tapuya tarla va bağ vasfıyla kayıtlıdır. Taşınmaz %810 eğime sahip, kuru tarım yapılabilen 2.sınıf tarım arazisidir. Taşınmaz üzerinde 30 adet zeytin, 43 adet limon ekili durumdadır. Taşınmazdaki 1/2 borçlu hissesine üzerinde bulunan zirai muhtesatla birlikte 26.020,00 TL değer biçilmiş olup taşınmazdaki borçlu hissesi bu miktar üzerinden açık artırma suretiyle satışa çıkarılacaktır. 2 Tarsus Kösebalcı Köyü 325 parsel sayılı taşınmaz olup tamamı 3.420 m2 miktarındadır. Taşınmaz tapuya tarla ve zeytinlik vasfıyla kayıtlıdır. Bu taşınmazda borçlu hissesi 1/2 olup borçlunun hissesine düşen pay 1.710 m2’dir. Taşınmaz %810 eğime sahip olup kuru tarım yapılabilen 2.sınıf tarım arazisi niteliğindedir. Taşınmazın bir kısmının üzerinde 40 adet limon ağacı ekili olup bir kısmı maki bitki örtüsü ile kaplıdır. Taşınmazdaki 1/2 borçlu hissesine üzerindeki zirai muhtesatla birlikte toplam 9.130,00 TL değer biçilmiş olup taşınmazdaki borçlu hissesi bu miktar üzerinden açık artırma suretiyle satışa çıkarılacaktır. 3 Tarsus Kösebalcı Köyü 326 parsel sayılı taşınmaz olup tamamı 7.660 m2 miktarındadır. Tapuya tarla ve zeytinlik vasfı ile kayıtlıdır. Bu taşınmazda borçlu hissesi 1/2 olup borçlu hissesine düşen pay 3.830 m2’dir. Taşınmaz %810 eğime sahip olup kura tarım yapılabilen 2.sınıf tarım arazisi vasfındadır. Taşınmazın bir kısmının üzerinde 30 adet limon ağacı ekilidir. Taşınmazdaki borçlu hissesine üzerindeki zirai muhtesatla birlikte 15.490,00 TL değer biçilmiş olup taşınmazdaki borçlu hissesi bu miktar üzerinden açık artırma suretiyle satışa çıkarılacaktır. Satış şartları: 1 numaralı bentte yazılı taşınmaz 1.satışının 02.11.2012 Cuma saat 15:1515:25 2 numaralı bentte yazılı taşınmaz 1.satışının 02.11.2012 Cuma saat 15:3015:40 3 numaralı bentte yazılı taşınmaz 1.satışının 02.11.2012 Cuma saat 15:4515:55 saatleri arasında Belediye mezat salonu eski belediye binası altı TARSUS adresinde; açık artırma suretiyle yapılacaktır. 1 Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 12.11.2012 Pazartesi günü aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir.2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para ile yapılır. Talep etmesi halinde ihale alıcısına satış bedelinin tamamlanması için 10 (on) günü geçmemek üzere süre verilebilir. İhaleden kaynaklı %18 KDV, damga vergisi, tapu alım harcı ve masraflarından ihale alıcısı sorumludur. Birikmiş vergiler, tellaliye harcı ve tapu satım harcı satış bedelinden ödenir.3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 (on beş) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Müdürlüğümüzce tahsil olunacak; bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/1968 Esas sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 10/09/2012 VEFAT Merhum Osman Hicabi Vidinli ve Fevkıye Leman Vidinli’nin kızları, Merhum Ekrem Sucu’nun eşi, Merhum Mehmet Sucu ve Canan Sucu’nun anneleri, Fıratcan Sucu’nun babaannesi, Fevzi Vidinli ve Merhum Ali Vidinli’nin ablaları, Zeynep Yücel ve Ayşe Avcı’nın teyzeleri, Tunç Vidinli, Merhum Can Vidinli, Canan ve Bora Vidinli’nin halaları Dosya No: 2011/1968 Esas ŞEKURE SUCU’yu kaybettık. 24 Eylül Pazartesi günü (bugün) Levent Camii’nden ikindi namazını müteakiben Yeni Ayazağa Kabristanı’nda oğlunun yanında son yolculuğuna uğurlanacaktır. Ailesi ANMA Bir yıl önce yitirdiğim değerli kardeşim ARDA GEDİK’i saygı ve minnetle anıyorum. PROF. DR. GÜNGÖR ŞATIROĞLU FRANSA ‘Soykırım’ tasarısı yine gündeme geliyor Dış Haberler Servisi Fransa’da “Ermeni soykırımı”nı inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasaya ilk imzayı atan merkez sağdaki UMP’li milletvekili Valerie Boyer, anayasa konseyinde reddedilen yasayı yeniden gündeme getireceğini açıkladı. Haber sitesi Armenews’un haberine göre, Ermeni devlet televizyonuna konuşan Boyer, “Bir kez daha yasayı parlamento gündemine getireceğim. Hâlâ umutluyuz ve başladığımız işi bitirmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı François Hollande bugün Türkiye’ye karşı farklı bir politika izliyor” dedi. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 58426) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle