14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 DönerGastronomi Fuarı’nın yıldızı dönerekmek Almanya’da yılda 750 milyon adet satıyor 3.5 milyar Avro’luk ciro ? Almanya’nın en çok satan fast food yiyecekleri arasında yer alan döner, Avrupa genelinde büyük bir ciroya ulaştı. Almanya’da günde 2 milyon adet ekmek arası döner satılırken buradan AB üyesi 17 ülkeye de 1 milyar Avro’luk ihracat yapılıyor. liği (ATDİD) Başkanı Tarkan Taşyumruk, döner sekBERLİN Almanya’da ilk törünün yıllık cirosunun Avkez 1972 yılında Berlin’de sa rupa çapında yaklaşık 3.5 tılmaya başlanan döner, 40. milyar Avro’ya ulaştığını söyyılında Almanların da gözdesi ledi. oldu. 85 milyon nüfuslu ülAlmanya’da yılda 750 milkede yıllık döner satışı 750 yon adet ekmek arası döner milyon adedi bulurken, araş satıldığını ve bu rakamın oltırmalar pazarın kapasitesinin dukça tatmin edici olduğunu daha da büyüyeceğini göste ifade eden Taşyumruk, “Günriyor. Almanya çapında de yaklaşık 2 milyon adet 40’tan fazla döner imalatçı dönerekmek satışımız var. sının üyesi olduğu Avrupa Son araştırmalara göre AlTürk Döner İmalatçıları Bir manların yüzde 70’i henüz döneri keşfetmedi. Bu, pazarın gelişme potansiyelinin yüksek olduğunun bir göstergesi” dedi. Taşyumruk’un verdiği bilgiye göre; ? Almanya’da döner yılda ATDİD tarafından 2.8 milyar Avro ciro yapıyor. gerçekleştirilen ? Ülke çapında 16 bin DönerGastronomi adet döner satış noktası buFuarı DÖGA, bu yıl 22lunuyor. Bu rakam Avrupa 23 Eylül’de Berlin’de genelinde 40 bine ulaşıyor. gerçekleştirildi. Bu yıl ? Almanya’da 250 adet üçüncü kez düzenlenen döner üretim tesisi bulufuar; döner imalatçıları ve nurken sektör 60 bin kidöner sektörüyle birlikte şiye istihdam sağlıyor. faaliyet gösteren sos, Avrupa genelindeki ürebaharat, pide, salata gibi yan tim tesisi sayısı ise 400. sektörleri bir araya getirdi. ? Almanya’dan diGeçen yıl 60 firmanın katıldığı ğer AB ülkelerine yılfuara bu yıl yaklaşık 80 firma lık 1 milyar Avro’luk katıldı. Fuarda küçük bir imalathane ihracat yapılıyor. kuruldu ve ziyaretçilere ? Dönerin yan sadönerin nasıl yapıldığı nayisi olarak nitelengösterildi. Ayrıca “döner dirilen pide, sos, bayeme” yarışması yapıldı. harat, salata sektörüDÖGA Fuarı’nı yaklaşık 6 bin nün toplam yıllık cikişi ziyaret etti. rosu ise 3 milyar Avro. PELİN ÜNKER Ekonomide de AKP Devleti! TÜSİAD Başkanı’nın Afyon ve Uludere olayları konusunda bilgi edinme isteğini Başbakan, işine baksın sözleriyle karşılıyor. Bu anlayış aslında son on yıl boyunca adım adım gelinen bir büyük dönüşümün de göstergesidir. Dönüşüm, İslami sermayenin hızla büyümesi, güçlenmesi ve egemen olmasıdır. Anımsanacağı gibi Başbakan, 2010 halkoylaması öncesinde şu önemli açıklamayı yaptı: Sermaye el değiştiriyor ve bu bizi memnun ediyor. Başbakan’ın bu saptamasının çok somut örnekleri her gün görülüyor. Geçenlerde karşılaştığım girişimci bir eski öğrencim, “Günümüzde sermaye birikimi yapabilmeniz için üç referans gerekiyor, 1. Kayseri ya da en azından Konya kökenli olmak, 2. Hacca gitmek, hiç olmazsa umre yapmak, 3. Eşin başının kapalı olması” diyor. ??? Geçen ay, sermayenin İslami dönüşümü sürecini çok çok güçlendiren bir adım atıldı. 17 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile, bağımsız düzenleme ve denetleme kurullarının bağımsızlığı kaldırıldı, kurulların idari ve mali açıdan ilgili bakanlıklara bağlanması sağlandı. (Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz. Erdal Sağlam’ın yazısı, Radikal, 20 Ağustos.) En çok bilinenleri, BBDKBankacılık; EPDKEnerji; SPKSermaye Piyasası; KİKKamu İhale; TAPDKTütün ve Alkol Piyasası ve RKRekabet olan bu kurullara, ekonomiyle doğrudan ilgili olmayan RTÜKRadyoTelevizyon ve BTİKBilgi Teknolojileri ve İletişim de eklenebilir. Bağımsız düzenleme ve denetleme, kapitalist düzenin işleyişini etkinleştirme amacıyla yapılır. Düzenleme ve denetlemede iki ana işlev önemlidir: Birincisi, piyasaya sürülen ürünün kalitesinin iyi olması ve fiyatının olabildiğince serbest piyasa koşullarında oluşması; ikincisi de devletin değişik sermaye kesimlerine eşit uzaklıkta olmasının sağlanması. Özellikle bu nokta hükümet edenlerin kendi zenginini yaratmasının engellenmesi için gerekli ve zorunlu bir önlemdir. Eğer, kimler oldukları bilinen “aferistler” bir yana bırakılırsa, Cumhuriyet tarihinde devletin girişimcilerden eşit uzaklıkta olduğu dönem 1950’ye kadardır. Sonrasında başlayan, 1960’ların ikinci yarısından sonra hızlanan ve 1980’den sonra, özelleştirmelerle de desteklenerek tavan yapan hükümetlerin doğrudan ve dolaylı yollarla kendi zenginlerini yarattığı uygulamalar ekonomiye damgasını vurmuştur. Aynı yıllarda ekonomi, yüksek fiyatlar ve döviz darlığı kıskacında sürekli olarak krizlere sürüklendi. AKP’den önceki hükümet döneminde, IMF’nin de ısrarıyla, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yasalaştı ve yukarıda sözü edilen düzenleme ve denetleme kurumları oluşturuldu. Bu bağımsız kurumsal yapı ve hükümetin bütçe disiplinine bağlı kalması AKP iktidarı boyunca ekonomide istikrarın sağlanmasında birebir etkili oldu. ??? AKP, sendika, dernek, kooperatif ve vakıf gibi ekonomik sivil toplum kuruluşlarını büyük ölçüde yandaşları eliyle adım adım denetimine aldı. Yürürlük maddeleriyle birlikte tümü 70 madde olan Kamu İhale Kanunu’nun 60’a yakın maddesi, ihalelerin açık; kamuya mal ve hizmet satacakların tamamına eşit uzaklıkta ve böylelikle yolsuzlukları engelleme amaçlarına tümüyle ters bir biçimde değiştirildi. Sıra bir gün bize de gelir beklentisiyle sermaye çevreleri bu değişim karşısında güçlü bir ses çıkarmadı. AKP’ye yaranmak amacıyla Cumhuriyetin değerlerine küfür etmeyi iş edinen kelam ve kalem sahipleri de AKP’nin yandaş zengin etme sürecini görmezlikten geldi. Düzenleme ve denetleme kurullarının bağımsızlıklarına son verilmesi milletvekili adaylarının saptanmasındaki bozukluk nedeniyle birleşince siyaseten denetlenmeyen AKP, artık ekonomide de tümüyle denetimsiz bir yapı yaratıyor. Eski sözcükleriyle, idare, adliye, askeriye, maarif ve bütünüyle siyaset İslamlaşırken, sermayenin bu sürecin dışında kalması işin doğasına uymazdı. Başbakan da sermayedeki dönüşümden aldığı güçle TÜSİAD Başkanı’na işine bak diyebiliyor! CocaCola, dönercileri yakın takipte Dönerin artan popüleritesi, dünyanın en büyük içecek şirketlerinden CocaCola’nın da ilgisini çekti. Yaptırdığı araştırma sonucu diğer fast food zincirlerinde yiyeceğin yanında yüzde 60 içecek satışı yapılırken, döner için bu oranın yüzde 20 olduğunu ve yüzde 40’lık bir potansiyelin bulunduğunu gören şirket; dönerin yanında CocaCola içilmesini teşvik edecek yeni bir kampanya düzenlemeye hazırlanıyor. Fuara ilgi büyük Zamlar işsizliği artıracak ? Son zamlara tepkiler yoğunlaşıyor. TESK Başkanı Palandöken, “Bu zamlar işsizliği artıracak, vatandaş zarar görecek” dedi. Benzinde dünya rekoru kırmaya 6 kuruş kaldı. Ekonomi Servisi Benzin, mazot, 1600 CC’den küçük otomobiller ve alkollü içeceklere ÖTV artışı yoluyla getirilen zamlarla tapu harçlarının yükseltilmesine yönelik tepkiler yoğunlaşıyor. Son zamların halkın geçimini daha da sıkıntılı hale getireceği gibi işsizliği de arttıracağı ifade ediliyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken olayı şöyle değerlendirdi: “Benzin, motorin, sigara ve alkoldeki artış, kaçağı artıracak. En önemlisi bu zamlarla işsizlik artacak, istihdam düşecek. Hem enflasyonu hem de ekonomik büyümedeki yavaşlamayı artıracak. Tüp gaza yapılan zamla de mutfaktaki yangın artacak. Lokomotif durumdaki ürünlere zam yapılması piyasa dengelerini bozar ve hayat pahalılığını artırır. Ne zaman içki, sigara, benzin ve motorine zam gelse, kaçak içki satışı patlıyor. Bundan hem vatandaş zarar görüyor, hem de devlet vergi zararına uğruyor.” Son zamlarla bir litre benzinden alınan ÖTV, 1.87 liradan, 2.17 liraya yükseldi. 30 kuruşluk artışın KDV’ye etkisiyle fiili vergi artışı 35.4 kuruşa, benzinin litresi de 4.37 liradan 4.73 liraya çıktı. Böylece Türk vatandaşları, benzinin litresi 2.06 Avro’ya (4.80 lira) satılan Norveç’ten sonra dünyanın en pahalı benzininin tüketicileri haline geldi. Zamların otomotiv pazarını yüzde 3 daraltması bekleniyor. Ayrıca doğalgaz fiyatlarına yeni bir zammın gelme olasılığı da yükselmiş durumda. OECD’den korkutan uyarı Ekonomi Servisi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Çin ile Japonya arasında patlak veren ada krizinin, sadece iki ülke arasındaki ticareti vurmakla kalmayıp küresel ekonomiyi de sekteye uğratabileceği konusunda uyardı. Çin’in ‘Diaoyü’, Japonya’nın ise ‘Senkaku’ olarak adlandırdıkları insansız adalar ile ilgili Japonya’nın satın alarak millileştirme girişimleri nedeniyle iki ülke arasında yaşanan ada krizinin küresel ekonomiyi sekteye uğratmasından korkuluyor. OECD, iki ülke arasında 340 milyar doları bulan ticaretin sekteye uğramasının hem küresel anlamda hem de iki ülke arasında kötü zamana geldiğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, herkesin küresel krizden nasıl çıkarız sorusunu yinelediği bugünlerde, Çin’deki büyümenin de etkilenmemesi için ne yapabiliriz diye kafa yorarken, çıkan ada sorununun kötü bir zamana rastladığını belirtiyorlar. İtalya’da Fiat krizi aşıldı Ekonomi Servisi İtalyan otomotiv devi Fiat Üst Yöneticisi (CEO) Sergio Marchionne, İtalya Başbakanı Mario Monti’ye, İtalya’da kalacaklarını taahhüt etti. Hafta başında verdiği bir demeçle, firmasının İtalya’daki geleceğinin tartışılmasına neden olan Marchionne ve firmanın başkanı John Elkann, önceki gün başbakanlık sarayında Başbakan Mario Monti ile 5 saati aşan bir görüşme yaptı. Görüşme sonrası başbakanlıktan yapılan açıklamada, Fiat’ın İtalya’daki endüstriyel varlığını korumayı taahhüt ettiği belirtildi. Hükümet ile Fiat’ın ilerleyen günlerde, şirketin rekabet gücünün geliştirilmesi için gereken şartları belirleyecek bir çalışma grubu oluşturacağı ve bu grubun bir araya geleceği kaydedildi. Türkiye’ye yardım kızdırdı LONDRA (ANKA) İngiltere’de Türkiye, Çin ve Rusya gibi “göreli olarak zengin” ülkelere sağlanan uluslararası yardımlar tartışılıyor. Sunday Telegraph, “daha büyük kaygı yaratacak harcamalardan bazıları, 2011’de ekonomisinin hızlı büyüyen Türkiye için yapılıyor” derken muhafazakâr milletvekili Pauline Latham da, “Kamuoyu, paramızın Türkiye, Çin ve Rusya gibi ülkelere gittiğini bilse öfkelenir” sözlerini kullandı. Gazete, İzlanda, Türkiye ve Hırvatistan’ın, olası bir AB üyeliği öncesi kurumlarını AB üyesi ülkelerine uyumlu hale getirmeleri için AB yardımını alan ülkeler arasında bulunduklarına dikkat çekti. Gazete, “Muhtemelen daha büyük kaygı yaratacak harcamaların bazıları da, 2011’de ekonomisi en hızlı büyüme oranlarından birini kaydeden ancak 620 milyon sterlin taahhüdü ile 2011’de AB yardımlarından en çok yararlanan ülkelerden biri olan Türkiye için yapılıyor. Projeler arasında AB konulu bir televizyon dizisi de var” yorumunu yaptı. Çiftçi prim desteğini bekliyor Ekonomi Servisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçinin patateste ihracat, buğday ve mısırda ise bazı illerde ödenmeyen 2011 prim desteğini beklediğini belirterek, konunun bir an önce çözülmesinin en büyük dilekleri olduğunu söyledi. Bayraktar Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a mektup göndererek pazarlamada sıkıntı yaşanan patates için ihracat desteği istedi. Mektupta önemli patates üretim merkezleri Nevşehir, Niğde ve Kayseri’de kışlık patates hasadına başlandığına dikkati çeken Bayraktar, pek çok sorunla karşılaşan patates üreticisinin ellerindeki ürünü pazarlayamadığı için sektörün tıkanma noktasına geldiğini vurguladı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle