25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EYLÜL 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 Şubattan bu yana sendikalarına yetki verilmeyen işçiler zam için bir süre daha yasanın çıkmasını bekleyecek Yasa çıkmadan zam yok ? Yaklışık iki aydır Başbakan Erdoğan’la görüşme bekleyen işçi ve işveren örgütleri dün nihayet buluştu. Görüşmede, yetki krizinin çözümü için Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’nın Meclis açıldıktan sonra öncelikli olarak ele alınması konusunda uzlaşmaya varıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kilitlenen toplusözleşme krizine çözüm bulmak amacıyla randevu talebinde bulunan işçi ve işveren örgütlerine yaklaşık 1.5 ay sonra randevu verdi. Görüşmede, yetki krizinin çözümü için Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’nın Meclis açıldıktan sonra öncelikli olarak ele alınması konusunda uzlaşmaya varıldı. Şubat ayından bu yana sendikalarına yetki verilmeyen işçiler zam için bir süre daha yasanın çıkmasını bekleyecek. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve Hakİş Genel Başkanı Mahmut Arslan önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile bir araya geldi. Görüşmede işkolu barajı konusunda kademeli geçiş üzerinde anlaşma sağlandı. Erdoğan da heyeti dün Resmi Konut’ta kabul etti. TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik’in de katıldığı görüşme yaklaşık bir saat sürdü. Görüşmede, tıkanan toplusözleşme süreci ele alındı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Toplu İş İlişkileri Yasası çıkmadığı için sendikaların yetki talebini şubat ayından bu yana sonuçlandırmıyordu. İşçiler aylardır zamsız çalışıyordu. Asgari ücret vergi dışı kalacak AYŞE SAYIN Faizi İndirmek Neye Yarar ki? Ortalığı kaplayan “Faiz koridoru, politika faizi, gecelik faiz, vadeli repo ihale faiz oranı” gibi soğuk kavramlar demetiyle Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi, haftaya damgasını vurdu. Nasılı, kaç puanı, o kadar önemli değil. Bir yıl kadar önce yükseltilmişti, şimdi indiriliyor... Peki neden? TCMB, kendi misyonunun fiyat istikrarı, enflasyonu terbiye etmek olduğunu ifade ederek faizlere müdahil olduğunu belirtiyor. Ama, enflasyonla ilgili her hamlesi, büyüme, kamu maliyesi, dış ticaret.. tüm diğer değişkenleri de etkiliyor. Bir yıl kadar önce faiz koridorunu genişletmek diye adlandırdığı “faizleri yükseltmek”, sonuçta fazla yüksekten uçan ve her an çakılma tehlikesi olan ekonomiyi soğutmayı amaçlıyordu. Bu belli ölçülerde oldu, ama biraz fazla soğudu ekonomi. Yüzde 4 olarak belirlenen 2012 büyüme hedefinden daha düşük ve soğumuş bir ekonomi var önümüzde. Hedeflere yaklaşmak gerekli. Şimdi faizleri yeniden düşürmeye yönelerek hangi alanda neler yaşanabilir buna bakalım; Hedef Büyümeye Katkı: Yüzde 4 büyüme hedefinin gerisinde kalan ekonomiye, yılın geri kalan kısmında bir ivme kazandırıp hedefi tutturmak, temel çıkış noktası gibi duruyor. Yılın ilk yarısının yüzde 3’lük büyüme performansı, iç talep ve özel yatırımların gerilediğini, büyümeye şişirilmiş (altın ihracı yalanıyla) ihracatla ulaşıldığını söylüyor. Oysa, yılın başında Orta Vadeli Program’da, yani OVP’de büyümenin iç talep ve özel yatırımlarla gerçekleşmesi öngörülmüştü. İndirilmiş faizin, tüketici kredilerini canlandırması, kredi kartı harcamalarını hareketlendirmesi, böylece kıpırdayacak iç taleple büyümeye yeni rüzgâr gelmesi umuluyor. Aynı şey, hız kesmiş özel yatırımlar için de geçerli. Umuluyor ki, indirilen faiz, yatırımlarda yeniden bir hareketlenme yaratır. Böylece yılın kalan kısmında hem iç talep hem ihracatın hareketlenmesi ile hedeflenen yüzde 4 büyüme gerçekleştirilir ve aynı tempo ile 2013 için hedeflenen yüzde 5 büyüme hedefine yoğunlaşılır... Gelin görün ki özellikle hanehalkının sırtındaki borç yükü ile yeni kredilere ve tüketime yönelme niyeti çok şüpheli. Bütçe açığı: İndirilen faizlerin sararıp solmaya başlayan kamu maliyesinin yüzünü de toplamasına yardımcı olması bekleniyor. Yılın ilk 8 ayında 8.5 milyar TL açık veren bütçenin, OVP’de öngörülen 21 milyar TL yıllık açığın henüz yarısında olmaması, rahatlatıcı değil. Biliniyor ki, özellikle aralık ayında tüm kurum ve kuruluşlar ödeneklerine yüklenip tüketiyorlar ve yılın tamamı için öngörülen milli gelirin yüzde 1.5’inde tutulacak bütçe açığı, pek de mümkün değil. Ne vergi gelirleri öngörüldüğü gibi milli gelirin yüzde 23’ünü bulabilecek ne de harcamalar yüzde 25’te frenlenebilecek. Yılın sonunda güvenilen dağlarda tepeleme kâr bekleniyor; bütçe açığı umulanın ötesinde açık verecek gibi. Faiz indiriminden beklenense yeniden iç talepte canlanma ve yeniden KDV, ÖTV vergi üretimi ile gelirleri artırma, dolayısıyla açığı en azda tutma umudu... Dış Kaynak Girişi: Merkez, AB’de ve ABD’de parasal genişlemeye dönük çabaların Türkiye’yi bir dış kaynak seline maruz bırakacağından da endişeli. Bu kaygı şöyle ifade edilmiş; “Yakın dönemde yaşanan gelişmeler finansal piyasalarda risk algılamalarının kısmen iyileşmesine neden olsa da küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir.” Sıcak paranın borsaya, özellikle devlet tahviline, cazip faizlerin etkisiyle gelmesi artabilir. Mevduat faizi bile dışarıdaki para için cazip. Hızlı kaynak girişi, TL’yi aşırı değerli hale getirerek ithalatı ödüllendirip ihracatı zayıflatıyor, sonuçta cari açığın yeniden büyümesine yol açıyor. Faizleri aşağı itme çabası, aşırı dış kaynak girişine bir engel oluşturma niyetini de kapsıyor. İhracata destek: TL’nin aşırı değerlenmesinin önlenmesi, kuru yukarı itici etki yapacağı için, ihracatçının beklediği olacak. 148 milyar dolarlık 2012 ihracat hedefini gerçekleştirmeleri zorlaşan ihracatçılar, değerlenen TL’den ve ihracatın finansmanında faizin yüksekliğinden şikâyetçiydiler. Bu indirimle beklenen şu: Faiz inince, hem dolar kuru 1.80 TL’lerin üstünde kalarak ihracatçıya moral verecek hem de ihracatın ve yatırımların finansmanının faizi, görece inmiş olacak. Bu da cari açığı daraltmaya yarayacak bir unsur gibi görülüyor. Enflasyon: Gelelim faiz indiriminin Merkez’in asli işi olan enflasyona, etkisine. Merkez, faiz kararını alırken şöyle demiş: “Kurul, enflasyondaki düşüşün yılın son çeyreğinde belirginleşeceğini tahmin etmektedir. Bununla birlikte, enerji fiyatlarındaki artışlar ve enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olması fiyatlama davranışlarına dair temkinli bir duruş gerektirmektedir.” 2012 için enflasyon hedefi yüzde 5.2 idi. Bu hedefe ulaşılabilecek mi? İç talebi canlandırıcı, tüketimi hareketlendirici her çabanın fiyatları yukarı itmesi beklenmeli. Doğalgaz ve elektrik zamları kapıda. Başta sigara ve içkiye olmak üzere KDV, ÖTV gelirlerini artıracak bindirmeleri de unutmayalım. Sonuç, faiz indiriminin fiyatları tırmandırması olur, kaçınılmaz biçimde… ??? Faizi indirip çıkarmanın tüm değişkenlerde beklenen etkileri yapmasını beklemek akıl işi değil. Hayat, bundan çok daha karmaşık ve her değişken üstünde ekonominin dışında politik, kültürel bir dizi başka iklimlerin rüzgârlarının etkisi var. Güneydoğu, Suriye faktörleri hep Türkiye ekonomisini aşağı iten etkenler. AB’de yaşanan türbülans da öyle. Merkez’in sihirli dokunuşla bütün bozulmuş şeyleri yoluna sokacağını umanlar çok yanılırlar. Ekonomi, mevcut paradigma ile çok yorgun, bitkin ve kendini yeniden üretemez durumda. Dış rekabete karşı güçlü değil, içeride bir çok şey pamuk ipliğine bağlı ve hepsinden önemlisi üretici, rekabet edici özellikleri alabildiğine zayıflamış, iç ve dış rüzgârlara karşı oldukça kırılgan durumda. Faiz indirimi bir cepheyi onarsa diğer cephede dikiş atacak gibi. Başlayan düşüşe faiz hamlesi, bazı şeyleri belki geciktirir, ama inişi engellemesi zor... İstanbul Haber Servisi Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde taşeron şirkete bağlı olarak yemekhanede çalışırken şirketin değişmesi üzerine işten çıkarılan 57 işçinin geri alınmasını isteyen Devrimci Sağlık İş Sendikası üyesi 10 kişi, E5 Karayolu’nu trafiğe kapattı. Ataşehir Fatih Sultan Mehmet Hastanesi önünde dün öğlen buluşan grup “İşten atılan işçiler geri alınsın / Süreyyapaşa Hastanesi İşçileri” yazılı pankart ile E5 Karayolu’na çıktı. 10 dakika süren protesto nedeniyle trafik durdu. İşçilerin geri alınması için önceki gün de Süreyyapaşa Hastanesi önünde eylem gerçekleştirildi. Eyleme CHP milletvekilleri Mahmut Tanal ve Kadir Gökmen Öğüt de destek verdi. İşçiler yol kesti Kademeli baraj geliyor Bakan Faruk Çelik, şu an itibarıyla toplusözleşme yapabilmek için 1600 civarında yetki talebi olduğunu ifade etti. Toplu İş İlişkileri Yasası çıkmadığı için yetki veremediklerini anlatan Çelik, “Bir an önce Toplu İş İlişkileri Yasası’nın çıkması gerekiyor. Bugün itibarıyla yaklaşık 340 bin işçiyi ilgilendiren son derece önemli bir görüşmeyi gerçekleştirdik” diye konuştu. Toplusözleşme yapamayan işçilerin sayısının 350 binler civarında olduğunu kaydeden Çelik, “Toplu İş İlişkileri Yasası çıkmadan bu karmaşık durumu çözmek mümkün değil” dedi. Yetki ve işkolu barajlarının tespitiyle ilgili istatistiklerin yayımlanmasının üç kez ertelendiğini hatırlatan Çelik, son erteleme tarihi olan 31 Aralık 2011’den bu yana sendikaların toplusözleşme yapma imkânı bulamadığını söyledi. Çelik, “SGK verileri çerçvesinde şu anda çalışan 11 milyon işçi varken bakanlık kayıtlarında 5 milyon 400 işçi görünüyor. Bunun bilinciyle görüşmeleri sürdürdük” dedi. Çelik, yüzde 3 işkolu barajı ile ilgili bir soruya da “Bu konuları konuştuk. Sistemde mutabakat sağladığımız husus geçişli bir sistem. Yüzde 1, yüzde 2, yüzde 3 şeklinde. Ana baraj yüzde 3 olacak. Fakat ilk dört yıl için yüzde 1, daha sonra 2 yıl için yüzde 2 ve nihai baraj da yüzde 3 olarak yasada yer alacak” yanıtını verdi. Hakİş Genel Başkanı Mahmut Arslan da toplantıda şu anda 1650 işyerinde 350 bin işçinin, toplusözleşme yapmak için yetkilerin verilmesini beklediğini ve sürecin uzamasının daha büyük sorunlara neden olacağını anlattıklarını ifade etti. Başbakan tek tek sordu Dünkü görüşmede sorunun çözümü için Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’nın Meclis açıldıktan sonra öncelikli olarak ele alınması konusunda uzlaşmaya varıldı. Başbakan Erdoğan da görüşmede konfederasyon başkanlarına tek tek uzlaşıp uzlaşmadıklarını sordu, olumlu yanıt aldı. Faruk Çelik toplantının ardından yaptığı açıklamada, taraflarla mutabakat sağlandığını söyledi. Çelik, TBMM açılır açılmaz tasarının gündeme alınması konusunda görüşlerini Başbakan’a ilettiklerini belirterek “Kendileri de bunları not ettiler ve bu mutabakattan duydukları memnuniyeti ifade ettiler” dedi. ANKARA Sendika ve konfederasyonların yıllardır mücadelesini verdiği “asgari ücretten vergi alınmaması” hükmü, 4 partinin uzlaşmasıyla yeni anayasa metnine girdi. “Ekonomik ve Sosyal Haklar” bölümünün yazımını sürdüren Anayasa Uzlaşma Alt Komisyonu “Çalışma, İş Güvenliği ve Adil Ücret hakkı” maddesinde büyük ölçüde uzlaşmaya vardı. En önemli düzenleme BDP’nin önerdiği “asgari ücretin vergi dışı bırakılması”na diğer partilerin de destek vererek metne girmesi oldu. Uzlaşılan metin şöyle: “Herkes çalışma dinlenme, insan onur ve haysiyetine uygun yaşam sürdürmesini sağlayacak düzeyde bir adil ücret hakkına sahiptir. Hiç kimse yaşına ve gücüne aykırı işte çalıştırılamaz. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adil bir ücret elde etmek, sosyal yardımlardan yararlanmak, yaşam düzeyini yükseltmek ve çalışanları ve işsizleri korumak, işsizliği önlemeye elverişli bir ekonomik ortam yaratmak, iş güvenliğini korumak için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ekonomik durumu göz önünde bulundurulur. Asgari ücretten vergi alınamaz.” Komisyonda CHP ve BDP bu maddeye, “Devlet kadınların çalışma hayatına katılmasının önündeki engelleri kaldırmakla yükümlüdür. İstihdam konusunda cinsiyet farkı gözetmeksizin fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkını güvence altına alır” hükmünün konulmasını istedi. Bu öneriye karşı çıkan AKPMHP ise “Kadınlar ve küçükler ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar” hükmünün eklenmesini istedi. CHP’li Süheyl Batum, bu ifadeyle kadınların “çocuk ve engelliler” gibi korunmaya muhtaç varlıklar olarak tanımlandığını belirterek, “Biz kadınları korunmaya muhtaç değil, eşit yurttaşlar olarak kabul ediyoruz” görüşünü savundu. CHP, bu fıkradaki “kadınlar” ifadesinin “hamile ve emziren kadınlar” olarak yazılmasını istedi. Ancak kesin uzlaşma sağlanamadı. Anadolu Sigorta, çömlek ustaları yetiştirecek DAMLA GÜNTEKİN Dünksek GSMH’ye yü en ki da ya Türkiye’nin en nd sahip ülkeler içi e sahip olduğuna a nın ora uf düşük tasarr zde m “Bizi halihazırda yü dikkat çeken Tözge, en i ak rşılık, dünyad 12 olan oranımıza ka ülkelerin ortalahip sa ’ye MH yüksek GS civarında” 24 23 ma oranı yüzde . ştu nu ko e diy NEVŞEHİR Anadolu Sigorta, Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan meslekleri topluma kazandırmak amacıyla hayata geçirdiği “Bir Usta Bin Usta” projesinin 13. adımını çömlek yapımına ayırdı. 20 kursiyerin üç ay boyunca eğitim göreceği projede, eğitim sonunda başarılı kursiyerlere sertifika verilecek. Anadolu Sigorta Bir Usta Bin Usta projesinin 13. adımında Nevşehir’de çömlekçilik kursu açtı. Nevşehir Üniversitesi Avanos Meslek Yüksekokulu’ndaki kursu ziyaret eden ve çalışmaları inceleyen Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, “Çömlek yapımı, binlerce yıl boyunca Nevşehir için önemli bir gelir kaynağı oldu. Ancak değişen hayat koşulları, gelişen teknoloji çömlekçiliğin giderek küçülmesine neden oldu. Bugün başlattığımız kursla Anadolu’nun kültürel mirasının daha binlerce yıl yaşayacağına inanıyoruz” dedi. Projenin başladığı 2010’dan bu yana tamamlanan kurslarda, toplam 241 kişinin eğitim görmesini sağladıklarını anlatan Ülken, “Kurs sonunda verilen bitirme sertifikası, kamu kuruluşlarının el sanatları konusunda açacağı kurslarda ‘öğreticilik’ yapmak için referans belgesi olarak kabul edilecek” dedi. Çömlek yapımını Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu da denedi, ancak işi ustasına bırakmanın daha iyi olacağına karar verdi. Büyüme için iç tasarruf şart Ekonomi Servisi Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, Türkiye ekonomisini kırılganlaştıran ve büyümeyi frenleyen tasarruf açığına karşı Akbank olarak ‘tasarruf seferberliği’ yürüttüklerini söyledi. Tözge “Başlattığımız kampanya çerçevesinde şu ana kadar 2 bin 500 çocuğa Akbank gönüllüleri finansal okuryazarlık eğitimi verdi. Tasarruf bilincini artırmaya yönelik kampanya kapsamında yeni öğretim yılında da 5 bin çocuğa bu eğitimleri ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi. Tözge, Türkiye’de tasarrufların hâlâ kısa vadeye yoğunlaştığını kaydederek Türkiye’de tüketiciler birikimlerini değerlendirirken yakın hedefleri sevdiğini aktardı. Tözge, “Vadeli mevduat ise en popüler yatırım aracı olma özelliğini koruyor. Mevduatın uzun vadeye yayılması için stopaj avantajının getirilmesinden yanayız” diye konuştu. Yurtiçi tasarrufların düşük olmasının büyüme potansiyelini olumsuz etkilediğini ve dış finansmana bağımlılığı da artırmakta olduğuna işaret eden Tözge, “Düşük tasarruf oranı aynı zamanda cari işlemler açığını yükseltiyor ve büyümenin sürdürülebilirliğini etkiliyor. Yurtiçi tasarruflardaki azalışın en önemli kaynağının hane halkı tasarruflarındaki düşüş. Yurtiçi tasarrufların artması Türkiye’de sürdürülebilir büyümenin sağlanması için kritik önem taşıyor” açıklamasını yaptı. Yandex Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yalç ında ğ Yandex’in, Türkiye’nin yeni arama motoru olarak bir yılda internet dünyasına hızla yeni bir soluk getirdiğini belirterek “Çok yakında sınırsız eposta kapasitesi sunan Yandex.Mail’in altyapısını iş dünyasına ücretsiz olarak sunmaya başlayacağız” dedi. Sabancı Olmuksa’yı satıyor Sabancı Holding, oluklu mukavva karton ürettiği Olmuksa şirketindeki yüzde 43.73 oranındaki hissesini, ortağı International Paper şirketine satma kararı aldı. Satışa konu olan hisselerin tutarı 101.2 milyon TL olacak. Hisse devri gerekli onay sürecinin ardından tamamlanacak. Sabancı Holding Üst YÖneticisi (CEO) Zafer Kurtul, hisse satışıyla ilgili olarak “Sabancı Holding 13 milyar dolara yaklaşan net aktif değeri ile kârlı büyümeye odaklanmıştır. Holding olarak daha fazla rekabet avantajı oluşturabileceğimiz alanlara odaklanmak, sermayemizi bu alanlara aktarmak istiyoruz” dedi. Yandex Turkcell yönetimine 6 atama Türkiye Turkcell İletişim Hizmetleri, şirket yönetim kurulunda 1 Yaşında Turkcell Holding’i temsilen seçilen altı yönetim kurulu üyesinin gerçek kişi olarak yeniden atandığını açıkladı. Turkcell’den, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan özel durum açıklamasında, “1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerine uyum sağlamak amacıyla, daha önce Şirketimiz yönetim kurulunda Turkcell Holding’i temsilen seçilmiş olan altı yönetim kurulu üyesi gerçek kişi olarak yeniden atanmıştır. Şirketimiz Yönetim Kurulu yapısında herhangi bir değişiklik olmamıştır” denildi. İstanbul İslami finans merkezi olabilir Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vedat Akgiray sukuk ihracının devamının beklenmesi gerektiğinin altını çizerek, İstanbul un küresel bir İslami finans merkezi olma şansı bulunduğunu savundu. Coğrafi olarak birbirinden uzak olmasına rağmen, son zamanlarda Malezya ve Türkiye sermaye piyasaları arasındaki işbirliği çalışmalarının hızla arttığını anlatan Akgiray, “Bizi Kuala Lumpur’da Malezya ile diğer bölge ülkeleri ile yaptığımız gibi operasyonel düzeyde çok sıkı işbirliği yapmak istiyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle