14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul B Edirne Y Kocaeli B Çanakkale B İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun B Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 27 28 26 26 28 30 31 23 25 26 25 25 28 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B B B B B PB PB PB 27 27 28 27 32 33 31 32 28 31 25 22 25 Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra B AmsterdamY Brüksel B Paris B Bonn B Münih PB Berlin B Budapeşte Y Madrid PB Viyana PB HABERLER 11 13 14 17 15 16 17 15 24 16 18 29 17 Belgrad Y 15 Sofya Y 21 Roma B 25 Atina B 28 Zürih PB 15 Moskova B 20 Aşkabat A 33 Taşkent A 30 Baku B 27 Bişkek Y 26 Tiflis PB 24 Kahire B 32 Şam A 34 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, Trakya, Bolu dışında Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz kıyıları ile İstanbul ve Sakarya çevrelerinde görülecek yağışların akşam saatlerinden sonra Edirne ve Kırklareli’nde kuvvetli olması, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçmesi bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 EYLÜL GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Tunceli Ovacık’ta görevli Murat Uzun, başına aldığı tek kurşunla ağır yaralandı ? Baştarafı 1. Sayfada Son genel seçimlerden önce ustalık döneminin olası eserlerini sıraladı. Hepsi RTE’nin düşlerinde kaldı. O bir usta ama tarihi tahrip etmekte usta! Tırnağı bile olamayacağı Atatürk’e saldıramıyor. Ama tarihsel kişiliği, yaptığı hizmetlerle tarih yazan İsmet İnönü’yü neredeyse milyonlarca insanı öldüren Hitler’e, Stalin’e benzetecek! Son ustalığını Adnan Menderes’in idam edildiği gün sergiledi. CHP’nin Menderes’in asılmasına önayak olduğunu söyledi. Tam anlamıyla kuyruklu bir yalandı bu iddia. Tarihi tahrif etmekteki ustalığını kanıtlamak, İsmet Paşa’nın sözle yetinmeyip Menderes’in asılmasını önlemek için 27 Mayıs devriminin asker yetkililerine mektup yazdığını söyleyemedi. Meclis kürsüsünden Menderes’i ve DP yöneticilerini “Sizi ben de kurtaramam” diyen İsmet Paşa’yı darbe öncüsü diye suçladı. Ülkenin askeri yönetimden sivil yönetime bir an önce geçmesini sağlamak için tarihsel ve siyasal ağırlığını koyan İsmet Paşa’nın etkin rolünü ancak RTE yadsıyabilir. ??? Bizler gibi o günleri yaşamayan, o günlerin gerçeklerini inkâr eden RTE, aklına geldikçe darbelere karşı vur abalıya konuşmalar yapan Bülent Arınç ve benzerleri, geçmişteki darbeleri yaşasalardı acaba nasıl davranırlardı? RTE gibi bugün darbelere cart curt eden nutuklar atmak, Menderes’in asılmasını siyasal amaçlar uğruna sömürmek kolay. Zira darbeler dönemi artık kapandı. Tahmin etmek zor değil: Bugünün darbe karşıtı olan RTE ve izinde söz tüketen ve kalem eskitenler, geçmişteki darbe günlerini yaşasalardı… …darbe günlerinde, örneğin Menderes’in idam edildiği gün, örneğin 12 Eylül’de ya evlerinden çıkamaz ya da saklanacak yer ararlardı. Darbe günlerinde böylelerini gördük! ??? “İmam hatip liseleri terörist yetiştirmedi” diyebilen; böylece imam hatipler dışındaki okulları topyekun terörist yetiştiren okullar diye insafsızca suçlayan bir Başbakan’dan zaten tarihsel gerçekleri savunması beklenemez. Cumhuriyet’in “Ülke ne hale geldi” manşeti her şeyi özetliyor. Türkiye bir baştan öteki başa yangın yerine döndü. Hemen her gün sokaklar, bir konuda iktidarın abes kaçan kararına ve uygulamalarına karşı çıkan kitlesel eylemlerle dolup taşıyor. RTE ise, 4+4+4’ü protesto için sokağa çıkan binlerce insanı, siyasal bir komplonun, muhalefetin eseri sanıyor. Geceleri rahat uyuyor mu RTE? Bizler sabah akşam yine şehit haberi verecek diye TV’leri korkarak açıyoruz. Bu kafa toplumsal barışı sağlayacak, teröre çare bulacak ha! ??? Topluma verdiği zararları eleştireni, söyleyeni AKP düşmanı görüyor. Bugün cezaevlerinin dolup taşmasını hiç mi hiç emeği geçmemiş gibi yargı kararlarına bağlıyor. Oysa, özel mahkemeleri kurgulayan, bugün suçlu ile suçsuzun ayırt edilemeyen dönemi yaratan, suç ve suçlular icat eden, davalara ilham veren kampanyayı açan, yöneten RTE ve iktidarı değilmiş gibi; bugün sureti haktan görünüyor. Cezaevlerinin yargı kararlarıyla dolduğunu savunuyorlar. Yargının da maşallahı var. Yıllardır hukuka, yargı ahlakına sığmayan nedenlerle tahliyelerini reddederek içeride, üstelik hücrelerde yatırdıkları Mustafa Balbay’la Tuncay Özkan’ı, söz haklarının kısıtlanmasına tepki gösterdiler diye 16 celseden men cezası veriyor. Duruşma günleri, hiç değilse bir iki gün dost yüzlerle karşılaşarak rahatlayan Balbay ile Tuncay’ı bir kez daha hücre cezasına çarptırıyor. ??? Yalnız Silivri değil ülke zulümhane! Savcıya silahlı saldırı TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’nin Ovacık ilçesi Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun, PKK’lilerin düzenlediği silahlı saldırıda ağır yaralandı. Başsavcı Uzun, dün saat 12.15 sıralarında öğlen tatili nedeniyle adliye binasından çıkıp korumasız olarak yürüyerek 150 metre mesafedeki Adliye Lojmanı’ndaki konutuna gitti. Uzun, 3 katlı 6 daireli lojmanın ana kapısından içeri girdiği sırada merdiven boşluğunda saklanan PKK’li kadın terörist tarafından başına tek el ateş edildi. Başsavcı Uzun, kanlar içerisinde yere düşerken, saldırgan binadan çıkıp caddede kendisini bekleyen gri renkli Doblo marka bir araca binerek hızla kaçtı. Ovacık Emniyet Müdürlüğü’ne yaklaşık 150 metre mesafede bulunan AdliSavcı Murat Uzun ye Lojmanı’ndan gelen si ‘Ne olur ölme!..’ Elazığ Valisi Muammer Erol ile Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Musa Çatal da savcı Uzun’un tedavisinin yapıldığı Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne gelerek, durumu hakkında bilgi aldı. Daha sonra savcı Uzun’un hemşire eşi Cihan Uzun, gözyaşları içerisinde“Allahım ne olur ölmesin” diyerek hastaneye geldi. Geniş kapsamlı operasyon alınan Uzun’un durumunun çok ciddi olduğu öğrenildi. Tunceli Valiliği’nce, temmuz ayında Antalya’nın Serik ilçesinden Ovacık’a atanan ve biri 4 aylık 2 çocuk babası olan Başsavcı Murat Uzun’a düzenlenen saldırıyla ilgili yapılan yazılı açıklamada “İlgili operasyon ve çalışmalar, ilimiz ve ilçemiz genelinde başlatılmış olup gerekli çalışmalar devam etmektedir” denildi. Uzun’a saldırı haberinin duyulmasının ardından yakınları da hastaneye geldi. (Fotoğraf: AA) lah sesi üzerine binaya gidenler Uzun’u ağır yaralı halde Ovacık Devlet Hastanesi’ne götürdü. Kalbi yeniden çalıştırıldı Burada ilk tedavisi yapılan Uzun, Diyarbakır’dan gelen Sağlık Bakanlığı’na ait ambulans helikopterle Elazığ’a götürüldü. Savcı Uzun’un duran kalbi helikopterdeki doktorlar tarafından yeniden çalıştırıldı. Önce Elazığ Asker Hastanesi’ne götürülen Uzun, buradaki müdahalesinin ardından Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Yoğun bakımda tedavi altına Bu arada teröristlerin yakalanması için başlatılan geniş kapsamlı operasyona havadan helikopterlerin de katıldığı, ayrıca şüpheli bir aracın havadan helikopterle takip edildiği ve durdurulmaya çalışıldığı öğrenildi. Tunceli Cumhuriyet Başsavcısı Hamza Özey ile İl Emniyet Müdürü Hayati Yılmaz, saldırının ardından Ovacık’a gitti. Özbey ile Yılmaz, PKK’lileri yakalamak için yapılan operasyonu yönetirken, ilçe merkezinde PKK’lilere yardım ettiği gerekçesiyle 4 kişi gözaltına alındı. Tunceli ve çevresindeki tüm güvenlik birimleri alarma geçirilirken, ilçede de geniş güvenlik önlemleri alındı. Sıkıyönetimden beter Balbay ve Özkan’a 16 celseden men cezasına tepki yağdı. CHP’li Koç, süreci ‘vahim’ diye tanımladı. Prof. Demirbaş da cezanın ‘keyfi’ olduğunu söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz yazarı ve İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan’a 16 celseden men cezası verilmesine büyük tepki var. CHP sözcüsü Haluk Koç, Balbay ve Özkan’a verilen cezayı “çok vahim, baskıların bütün hızıyla devam ettiğinin göstergesi” olarak nitelendirdi. Koç, “12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi vardı, bugün Silivri cezaevi var. 12 Eylül’de Mamak Cezaevi vardı, bugün Hasdal var. Dün DGM’ler, sıkıyönetim mahkemeleri vardı, bugün özel yetkili mahkemeler, gizli tanık müessesesi var. Dün Kenan Evren’ın ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ mantığı vardı, bugün yargıya talimat mantığı var” dedi. Tuncay Özkan’ın avukatına verdiği notun okunmasını eleştiren Koç, “Devletin geldiği tablo çok vahim. İmralı’dan Kandil’e devlet kuryelik yapıyor. Öte yandan yasal çerçeve içerisinde Özkan’ın avukatına verdiği dostuyla ilgili taziye mesajı suç unsuru sayılıyor. Yargı süreci tiyatroya dönüştü. Ama komedinin de bir sınırı var. Toplum vicdanının kanayacak yeri kalmadı” görüşünü dile getirdi. Koç, medyayı da eleştirirken “Medyanın manşetlerine bakınca Türkiye’nin neyle mücadele ettiğini daha iyi anlıyorum. Eli kolu bağlanmış, susturulmuş, prangalanmış bir medya. Ünlü TV sunucularının sesi çıkmayan, AKP adına mazeret ASKERİ SAVCILIK AÇIKLADI ‘Füze uçağın yanında patladı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Askeri Savcılığı, askeri uçağın düşürülmesiyle ilgili yapılan yazılı açıklamada, kaza kırım incelemesi kapsamında çıkarılan uçak parçalarında patlayıcı izi olduğu ve uçağın radar kayıtlarında füze ikazı bulunduğu bildirildi. Savcılık, “Kaza Kırım İnceleme Raporu’nda, uçağımızın Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında uçarken, Suriye hava savunma unsurları tarafından atılan füzenin, uçağın sol arka tarafında patlayarak blast etkisi yaratması sonucunda, uçağın sola dönüşle irtifa kaybedip sola hafif yatışlı ve burun yukarı pozisyonda suya çarptığı kanaati belirtilmiştir” açıklaması yaptı. O datv davasında 20 ay tutuklu kaldıktan sonra geçtiğimiz hafta tahliye olan gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti. Terkoğlu “Gazetecilik’ mesleği, zamanında ‘anarşistlik’ olarak nitelendiriliyordu, şimdi ise ‘teröristlik’ olarak nitelendiriliyor. Tutuklu gazeteciler kendi meslektaşları tarafından manşetlerle linç ediliyor. İçerde hiç gazeteci kalmayana dek mücadelenin devam etmesi gere ‘Barış’lardan TGC’ye ziyaret kiyor” dedi. Pehlivan ise “Biz dışarı çıktık ama halimize sevinemedik. İçerde birçok gazeteci var. O yüzden kendimizi özgür hissetmiyoruz. Kelepçe takıp hücreye attılar, yalnız bıraktılar ama bir tek yazmaktan alıkoyamadılar. Yazmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Pehlivan ve Terkoğlu, tüm demokratik kesimlere 16 Kasım’daki Odatv duruşmasına katılma çağrısı yaptı. TGC Başkanı Orhan Erinç de “Dileğimiz cezaevinde gazeteci kalmamasıdır” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) arama gerekçeleri ilginç” dedi. ‘Kurallara aykırı’ İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Timur Demirbaş, cezayı “tamamen keyif bir uygulama” olarak nitelendirdi. Duruşma düzenini bozan sanığın 12 celse dışarı çıkarılabileceğini belirten Demirbaş, şöyle konuştu: “Sanık hazır bulunmadan, o sanık hakkında yargılama yapılamaz. Bu ceza muhakemesi hukukunun temel kuralıdır. Tabii, disiplinsiz hareket ettiği zaman bir sanık duruşma düzeni PKK şantiye bastı: 1 ölü ? AĞRI (Cumhuriyet) Doğubeyazıt ilçesi Karakent köyü içerisinde bulunan özel bir şantiyeye PKK’li teröristler tarafından önceki akşam baskın yapıldı. Baskında 7 iş makinesi ateşe verildi, bir köy korucusu ve 10 şantiye çalışanı kaçırıldı. Olayda bir şantiye çalışanı hayatını kaybetti. Bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı. Nota engel kanuna aykırı ni bozduğu için salondan dışarı çıkarılabilir. Bu birkaç celse olabilir. 16 celse duruşmaya katılamayacak. Bu ceza hukukunun temel kurallarına aykıdır. Yasada, duruşma düzenini bozan çıkarılır, yokluğunda yapılan işlemler sonrasında o kişiye anlatılır diyor. Yasada bu kadar ağır bir yaptırım yok. 16 celse diyorsa bu kişiler hakkındaki yargılamanın yapılmaması gerekir.” Prof. Demirbaş, Özkan’ın avukatına ilettiği notun, hâkim tara fından engellenmesini de eleştirdi. Demirbaş, “Yargılamanın yine en temel kurallarından birisi sanık ile avukatının yan yana olması. Avukatın sanığa bilgi vermesi. Bundan doğal ne olabilir? Elbette, bu sırada yargılamayla ilgili belge alışverişi olabilir. Ancak Özkan’ın gönderdiği notun avukatına ulaştırılmasına izin verilmemesi kanuna aykıdır. Sıkıyönetim mahkemelerinde bile sanıklarla avukatları yan yanadır. Avukat ile sanığın görüşmesi diye bir suç var mı? Bu da ayrı komedi” dedi. Füze sinyal kaydı var Radar telsiz ve iz kayıtlarından, uçağın uluslararası hava sahasında Suriye sınırına paralel uçarken istikrarlı uçtuğu en son nokta olan 35.48.22 kuzey, 35.33.21 doğu koordinatında soldan ani bir dönüşte irtifa kaybederek Suriye kara kıtasına 8.6 deniz mili mesafede Suriye kara sularında düştüğü tespit edildi. İstikamet dümeni üzerinde Suriye makamları tarafından iddia edildiği şekilde uçaksavar mermisi hasarına rastlanmadığı tespit edilmiştir. Parçalar üzerinde füze yakıtlarında oksitleyici ve harp başlıklarında ana malzeme olarak kullanılan potasyumklorat (KCIO3) bileşiğine ait olduğu değerlendirilen partiküller tespit edilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nca da yapılan inceleme neticesinde, enkaz parçaları üzerinde patlayıcı madde artığı tespit edilmiştir. Uçak üzerindeki radar ikaz alıcısı kayıtlarında yapılan incelemede füze yayınlarından sinyal alındığı belirlenmiştir. Uçakta teknik bir arıza bulgusu tespit edilmedi. Askeri Savcılık, kapsamlı soruşturmaya devam edildiğini de bildirdi. ‘İHL’li subaya itiraz edemeyiz’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, askeri okulların imam hatiplilere de açılması görüşünü içeren TBMM Dilekçe Komisyonu raporuyla ilgili olarak TBMM içtüzüğünde Dilekçe Komisyonu tarafından hazırlanan raporlara Genelkurmay Başkanlığı’nın itiraz yetkisinin düzenlenmediği belirtildi. Yapılan açıklamada, “TBMM Dilekçe Komisyonu’nun konu ile ilgili kesinleşen kararına, Milli Savunma Bakanlığı’nca yanıt verildiği öğrenilmiştir” denildi. KARAR ÖNCESİNDE SON DURUŞMALAR BUGÜN VE YARIN YAPILACAK Balyoz’da karara doğru İstanbul Haber Servisi Balyoz Harekât Planı davasında karar öncesinde son duruşmalar bugün ve yarın yapılacak. Emekli ve muvazzaf general ve amiraller ile 2 sivilin yargılandığı davada sanıklar hakkında “darbeye teşebbüs” suçlamasıyla 1520 yıl arasında hapis isteniyor. Davaya bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, “Herhangi bir yasal engel çıkmaması halinde dosyanın karar aşamasında bulunduğuna” dikkat çekerek cezaevi yönetiminden tüm tutuklu sanıkların duruşmalarda hazır edilmesini istedi. Mart ayından bu yana mahkemeyi protesto için duruşmalara girmeyen avukatlardan Hüseyin Ersöz, “Devam eden yargı sürecinde savunmanın tüm talepleri reddedilerek adil yargılanmanın şartları da bir anlamda ortan kaldırılmış oldu. En meşru talepler olarak nitelendirdiğimiz dijital kayıtlara bilirkişi incelemesi ile Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesinin reddi, mahkemenin vereceği kararı vicdanlarımızın kabul edemeyeceği, bir hale sokmuştur” dedi. Davada 365 sanığın büyük çoğunluğunun son savunmaları tamamlandı. Yurtdışındaki iki subay hakkındaki yakalama kararı ise sürüyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle