14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2012 PERŞEMBE 4 HABERLER Dokunulmazlıklarının kaldırılmasının yanı sıra Yargıtay’daki dosyalar nedeniyle milletvekilliklerinin düşme tehlikesi de var ‘Toprağın Çocukları’ Hazırlanışındaki, ortaya çıkarılışındaki coşku ve özveriye uzaktan da olsa tanık olduğum “Toprağın Çocukları” gösterime girdi. Filmi yönetmeni genç arkadaşım Ali Adnan Özgür ile birlikte izledim.. 62 yıl önce kurulmuş, dünyaya örnek oluşturabilecek nitelikte olduğu kabul edilen Türkiye’nin kendine özgü kurumu Köy Enstitüleri konusunda ilk filmin çekilmesi için bunca süre beklenilmiş olması toplumsal bir ayıptır. “Toprağın Çocukları”nın bu imeceye candan katılmış hepsi coşkulu ve özverili ekibine bizi bu ayıptan kurtardıkları için teşekkür borçluyuz. Film baştan aşağı imece yöntemi ile kotarılmış. Filmde, başrolü oynayan, sinemamızın ustalarından Erkan Can’ın babası, rejisör Ali Adnan Özgür’ün de dedesi Köy Enstitülüler. Ama sanırım, böyle bir filmi bu kadar candan çaba ve özveri ile gerçekleştirmiş olmalarının nedeni yalnız bu vefa borcundan değil, aynı zamanda, bu çok özgün ve önemli girişimin önemini kavramış olmalarından kaynaklanıyor. Filmi pazar günü izledim. Sıcak bir tatil günü olmasına karşın, salon boş değildi. Ama bunun Köy Enstitüleri konusundaki ilk film olduğu düşünülürse, ilgi çok daha fazla olmalıydı. ??? Eserin Köy Enstitülerinin ruhunu kavradığı, olaya yalnız bir eğitim hamlesiyle sınırlı olarak bakmayıp aydınlanmanın tüm topluma yaygınlaştırılması ve toplumsal kalkınma açısından da baktığı söylenebilir. Filmi izledikten sonra şu soru kaçınılmaz olarak gündeme gelecektir: Acaba bugün böyle olmayabilir miydi? Çok daha değişik bağlamlarda da irdelenebilecek olan bu çok sorulmuş soru hep akla “Köy Enstitülerini” getirir ve o kurumun bugünün daha değişik ve aydınlık olabilmesi açısından kaçırılmış bir fırsat olduğu sıkça söylenir. Çok zor ve kısıtlı koşullar altında gerçekleştirilen “Toprağın Çocukları”nda, bu bağlamda bir noktaya değinmek isterim. Köy Enstitülerine yalnızca faşist ırkçı güçler değil, toplumun tüm tutucu ve egemen kesimleri karşıydılar. Bu kurum karşısında öylesine güçlü bir tutucular koalisyonu oluşmuştu ki, 1940 yılında enstitülerin açılmasının ardına siyasal iradesini koyan ve kurumu “candan desteklediğini” söyleyen “tek parti”nin muktedir adamı, Milli Şef İnönü bile zamanı geldiğinde onları koruyamamış, teslim olmuştur. ??? Toplumsal kalkınma hamlesi çerçevesi içinde ele alınması gereken Köy Enstitüleri, yalnız militer tutucu güçler tarafından kösteklenseydi durum bu kadar vahim olmayabilirdi. Ama kimileri CHP içine kadar uzayan ve çok partili dönemin bütün parlak yıldızlarını bağrında barındıran geniş bir koalisyon Köy Enstitülerine karşıydı. Unutmayalım ki, enstitülere ilk darbeyi vuran Reşat Şemsettin Sirer, Menderes’in değil, İnönü’nün Milli Eğitim Bakanı idi. Daha sonra, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na karşı saf tutan toprak ağalarının girişimiyle ilk adımı atılmış olan DP, CHP’yi iktidardan indirecek ve Köy Enstitülerinin de köküne kibrit suyu dökecekti. Türkiye’deki çok partili dönemin kaynağında, toprak reformuna olduğu kadar onun yaşama geçirilmesinin ortamını oluşturacak örgütlenmeyi sağlayabilecek olan aydınlanmayı köylere kadar yaymayı amaçlayan Köy Enstitülerine karşı güçlerin bulunması bir rastlantı olmadığı gibi, demokrasimiz adına onur verecek bir husus da değildir. Bütün bunları yeniden düşünmeme neden olan yürekli ve özverili yapımı gerçekleştirenlerin hepsini kutlar ve toplumsal bir ayıbımızı giderme yolunda adım attıkları için kendilerine teşekkür ederim. “Toprağın Çocukları”nı gerçekleştirenler, bu özverili çalışmalarıyla toplumsal bir borcu ödememize vesile oldular. İnşallah kamuoyu da onların bu film dolayısıyla girdikleri borcu ödemelerinde, yapıtı gişede destekleyerek katkıda bulunur. BDP’lilere çifte kıskaç SEBAHAT TUNCEL: KÜRT SORUNU ÇÖZÜLECEKSE GELİN BENİ TUTUKLAYIN İstanbul Haber Servisi BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla hakkında verilen 8 yıl 9 aylık hapis cezasının siyasi olduğunu belirtti. Tuncel’in aldığı hapis cezasının ardından Halkların Demokratik Kongresi tarafından Taksim’deki Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, kararın hukuk dışı olduğunu, Tuncel’in değil “bir halkın iradesinin” mahkum edildiğin söyledi. BDP Milletvekili Tuncel ise Başbakan’ın “Yargıya söyledik, gereğini yapsın” yönündeki ifadesini anımsatarak “Yargıya çok kızmaya gerek yok, gereğini yapmıştır, çünkü yargı bağımsızlıktan uzaklaşmıştır” dedi. Kendisine verilen yurtdışı yasağına da değinen Tuncel, “İkinci dönemdir milletvekiliyim. Eğer kaçma niyetim olsaydı, 6 yılda herhalde 100 defa kaçardım” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın “Ya Kandil, ya Meclis” cümlesini anımsatan Tuncel, “Başbakan, Kürtlere yönelik yargı baskısı ile Kandil’in yolunu açıyor. ‘Dağdakileri demokratik siyasete nasıl katarız, bu ülkede nasıl birlikte yaşarız’ı tartışacağınız yerde, bu insanlara dağın yolunu gösteriyorsunuz. Ama korkmuş olacak ki yurtdışı yasağı getirmiş” dedi. Tuncel, “Kürt sorunu çözülecekse, gelin beni tutuklayın. Yargıtay’a falan gerek yok. 1 dakika beklemesin, gerekiyorsa başbakan kendisi gelsin, ben hazırım” dedi. ? “PKK’lilerle kucaklaşma” fotoğrafları nedeniyle AKP’nin hedefi haline gelen 9 BDP milletvekilinin “dokunulmazlığı kaldırılsa” da haklarındaki mahkeme kararı kesinleşene kadar milletvekili kalmaya devam edecekler. Ancak seçimlerden önce haklarında kovuşturma başladığı için yargılamaları süren ve Yargıtay aşamasına gelen milletvekillerinin TBMM üyeliklerinin düşmesi söz konusu olacak. AYŞE SAYIN KAMALAK: Davayı satmanın bedeli ERDEM GÜL ANKARA SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, çok tartışılacak bir iddiada bulunarak, 12 Haziran seçimleri öncesinde AKP’nin kendilerine 25 milletvekilliği teklifinde bulunduğunu söyledi. Kamalak, bir grup gazeteciyle sohbetinde gündemdeki konuları değerlendirdi. Kamalak şunları söyledi: 25 vekil teklifi: Bize AKP’den açıkça Numan Bey’de olduğu gibi teklif gelmedi. Ancak 12 Haziran seçimi öncesi dolaylı şekilde geldi. Bizim AKP’nin bayrağı altında seçime katılmamız halinde 25 vekil alacağımız şeklindeki teklif partimizin başkanlık divanında tartışıldı. Ancak biz değerlendirmeye değer görmedik. “Hâlâ Milli Görüşçü müsünüz? Hâlâ orada mısınız?” diyorlar. Evet, biz Milli Görüşçüyüz. Dünyada en acınacak insan idealini yitirmiş, ülküsünü terk etmiş, davasını satmış insanların halidir. Elde ettikleri gelirler, makamlar, mevkiler de yitirdikleri ideallerin, terk ettikleri ülkünün, sattıkları davanın bedelidir. Tayyip Bey, Milli Görüş gömleğini çıkardığını söylüyor ama onda izi kalmıştır. Ama Numan Bey hiçbir zaman Milli Görüşçü olmadı. Erbakan’ın da bizim de kanaatimiz bu işin altından kalkamayacağı yolundaydı. Bu kanaat doğru çıktı. Davayı satmanın bedeli: Bize zaman zaman HSP’nin bodrumdan bozma salonda düzenlediği kongresinde konuşan Numan Kurtulmuş kendisine AKP’nin yolunu milletin gösterdiğini söyledi. (Fotoğraf: AABULENT UZUN) Gergin geçen kongrede Kurtulmuş’a AKP yolu açıldı HSP ‘iktidarı‘ seçti karmayacağız” dedi. Kurtulmuş’un 41 arkadaşıyla birlikte cumartesi günü yapılacak il başANKARA AKP ile bütünleşme kararı alan kanları toplantısında AKP’ye katılması bekleHSP, kendini feshetti. Kongrede partinin ka niyor. patılmasını isteyenlerle istemeyenler arasında arOlağanüstü kongreye AKP ile bütünleşmeye bede yaşandı. Fesih kongresi ve kongre sonu karşı çıkan, Mehmet Bekaroğlu da katıldı. Becu belli olmadan AKP’ye cumartesi günü katı karoğlu da konuşmasında, bir başka partiye kalacağı belli olan Genel Başkan Numan Kur tılmak isteyenlerin katılabileceğini ancak partulmuş, az sayıdaki delegeye “Makam mevki tinin geleceği ile ilgili kararı kalanların vermederdinde değiliz” diye seslendi. si gerektiğini ifade etti. Kendilerinin partinin misMali sorunlar yaşayan partide, kongre bod yonunu sürdüreceklerini belirten Bekaroğrumdan toplantı salu’nun konuşmasının lonuna dünüştürül ? ‘Makam, mevki derdinde değiliz’ diyen Numan ardından partinin kameş mekânda yapıldı. patılmasını isteyenlerSadece kurucular ku Kurtulmuş, diğer konuşmaları dinlemeden partiyi le istemeyenler arasınrulunun katıldığı kon ilk terk eden olurken 165 delegenin oyuyla HSP’nin da arbede yaşandı. gre öncesinde kısa kapatılmasına karar verildi. HSP’nin kapatılmasına Oylamaya geçildiği bir gerginlik de yasırada salondan ayrılan şandı. HSP amblem karşı çıkan Bekaroğlu ise Kurtulmuş‘u, Kanuni’nin Prof. Dr. Mehmet Beli eşantiyon ürünlerikaroğlu, Kurtulmuş’u öldürttüğü Pargalı İbrahim Paşa’ya benzetti. ni taşıyan bir partili, Kanuni Sultan Süleyürünleri “Batan geminin malları” diyerek man tarafından öldürülen Pargalı İbrahim Padağıtmaya çalıştı. Tepkili partiliye bazı HAS Par şa’ya benzetti. Bekaroğlu, “Bu iktidara gitililer fiziki müdahalede bulundu. Parti binası diştir. ‘İktidar olduk’ diyor genel başkan. Kim na alkışlar eşliğinde gelen Kurtulmuş, konuş seçti seni? Tayyip Bey çağırdı… Sadrazam masında partinin yaşadığı mali sorunlardan, va oldun ya. Kanuni Pargalı’nın boynunu istandaşın güvenini kazanmalarına karşın oy ver tediği zaman vuracak” dedi. memelerinden yakındı. Mevki ve makam peKonuşmların ardından yapılan oylamada 12 şinde olmadıklarının altını çizen Kurtulmuş, “hayır” oyuna karşılık 165 delegenin “evet” “İnandığımız değerleri bir kostüm gibi çı oyuyla HSP kapatıldı. FIRAT KOZOK ANKARA PKK’lilerle “kucaklaşma” görüntüleri nedeniyle haklarında dokunulmazlık fezlekesi hazırlanması beklenen BDP ve blok milletvekilleri, Yargıtay’daki dosyaları nedeniyle de “milletvekili” sandalyesini kaybetme tehdidiyle karşı karşıya kaldı. İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in yanı sıra BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eşbaşkanı, Mardin Milletvekili Ahmet Türk’ün de aralarında bulunduğu BDP ve blok milletvekilleri hakkındaki kararın Yargıtay tarafından onanması durumunda milletvekilliklerinin düşmesi de gündeme gelecek. “PKK’lilerle kucaklaşma” fotoğrafları nedeniyle AKP’nin hedefi haline gelen 9 BDP milletvekilinin “dokunulmazlığı kaldırılsa” da haklarındaki mahkeme kararı kesinleşene kadar milletvekili kalmaya devam edecekler. Ancak anayasanın 14. maddesi kapsamında, seçimlerden önce haklarında kovuşturma başladığı için yargılamaları süren ve Yargıtay aşamasına gelen milletvekillerininse TBMM üyeliklerinin düşmesi söz konusu olacak. Aralarında BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bağımsız Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, siyasi yasakları nedeniyle bağımsız kalan DTP eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ün de aralarında bulunduğu çok sayıdaki milletvekilinin yargılamaları devam ederken bazılarının dosyasının Yargıtay aşamasında olduğuna dikkat çekiliyor. 12 Haziran seçimlerinden bu yana ise Yargıtay, sadece halen tutuklu bulunan ve yine siyasi yasağı nedeniyle BDP’ye katılamayan bağımsız Van Milletvekili Kemal Aktaş hakkındaki kararı onadı ve karar Meclis’e gönderildi. Geçen yasama yılında karar Meclis’e gönderilmesine karşın TBMM Başkanlığı kararı Genel Kurul’da okutmayarak krizi “ötelemişti.” Ancak, PKK’lilerle kucaklaşma görüntülerinin ardından gelen “dokunulmazlık” tartışmaları ve siyasi konjonktürün sertleşmesi nedeniyle BDP’lilerin kaderi bir anlamda “AKP’nin elinde” olacak. Başta Aktaş dosyası olmak üzere Yargıtay’dan diğer milletvekilleri hakkında da mahkumiyet kararlarının çıkması durumunda, TBMM Başkanlığı bu kararları Genel Kurul’da okutarak BDP’lileri istediği zaman milletvekilliğini düşürme kozunu da elinde tutmuş olacak. BDP grup başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel hakkındaki hapis kararını değerlendirirken de bu sürece dikkat çekti. Buldan, “Muhtemelen bundan sonra da bu tür kararlar devam edecek” görüşünü dile getirdi. Baluken de bir soru üzerine halen 10 milletvekili hakkında yargılamanın devam ettiğinisöyledi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise Tuncel hakkındaki kararı değerlendirirken “Bir milletvekilinin mahkum olmasından Meclis Başkanı olarak ben memnun olmam. Ama hepimizin de daha sorumlu davranması gerekir” diye konuştu. ‘Karar siyasi’ Arınç yine farklı düşünüyor AKP’de BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda ise görüş ayrılığı büyüyor. Başbakan Erdoğan ve parti yönetimindeki bazı isimlerin “kucaklaşanların dokunulmazlıklarının kaldırılacağı” mesajına karşın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dokunulmazlıkların kaldırılmasının BDP ve PKK’nin ekmeğine “yağ süreceğini” söyledi. Arınç, “2011’den bu yana dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme gelmemiş de sadece bu olaydan dolayı gündeme getiriliyorsa bunun üzerine çok iyi düşünmek gerekir” görüşünü dile getirdi. 4+4+4’e iptal istemi görüşülecek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 4+4+4 sistemiyle ilgili yasanın iptal başvurusunu bugün görüşecek. Anayasa Mahkemesi raportörünün, yasanın anayasaya uygun olduğu yönünde rapor hazırladığı belirtildi. Raporda, yasanın anayasanın “laik ve sosyal hukuk devleti, eğitim öğretim hakkı, eşitlik” ilkeleri ile uyumlu olduğu, eğitim öğretim alanında yasalar hazırlamanın TBMM’nin yasama yetkisi kapsamında olduğu kaydedildi. Genelkurmay Başkanlığı, 400 personeli hakkında açılan soruşturma konusunda çıkan haberlere tepki gösterdi TSK’den ‘casus yok’ açıklaması ANKARA (Cumhuriyet) Genelkurmay Başkanlığı, kamuoyunda “askeri casusluk” soruşturması olarak adlandırılan soruşturma ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Söz konusu soruşturma kapsamında bugüne kadar hiçbir TSK personeli casusluk suçu iddiası ile tutuklanmamıştır” dedi. Genelkurmay Başkanlığı’nın dün resmi internet sitesinde “askeri casusluk” soruşturmasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, soruşturma ile ilgili haber ve iddialarda kamuoyunun yanlış şekilde yönlendirilmesine neden olabilecek unsurlar bulunduğu belirtildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın başlangıç tarihinin 2010 yılı olduğunun anımsatıldığı açıklamada, soruşturmanın gizliliği nedeniyle hakkında işlem yapılan TSK personelinin gizli belgeleri elde edip etmediği, hangi personelin hangi tarihte hangi belgeleri elde ettikleri, bu belgeleri hangi maksatla bulundurdukları konularında Genelkurmay Başkanlığı’nda bilgi ya da belgenin bulunmadığı belirtildi. Açıklamada, soruşturma tamamlanmadan 400 personelin casus olarak yansıtılmasının anayasa ile güvence altına alınan masumiyet karinesine aykırılık taşıdığına dikkat çekilerek “Soruşturma tamamlandığında vakıf olunan bilgi ve belgeler kapsamında, ilgili personel hakkında idari ya da adli yönden işlem yapılmasını gerektiren bir durum ortaya çıkması halinde, TSK olarak gerekli yasal işlemler yapılabilecektir” denildi. Zonguldak’ta CHP karıştı ? ZONGULDAK (Cumhuriyet) Zonguldak Belediyesi’nde 3 Eylül’de yapılan meclis toplantısında, CHP’li belediye meclis üyelerinden Orhan Yücel’in kızı, Sinan Kalender’in oğlu Kadir Engin Marangoz’un gelini ve Selim Cansızoğlu’nun kızının maaşlarının belirlenmesi, oyçokluğuyla plan ve bütçe komisyonuna gönderilmişti. Kamuoyunda ve partide oluşan tepki nedeniyle 4 CHP’li belediye meclis üyesi ‘kesin ihraç istemiyle’ il disiplin kuruluna sevk edildi. CHP: AÇIKLAMA İÇİN BUGÜNE KADAR NEDEN BEKLENDİ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Cezaevi İnceleme Komisyonu üyeleri, İzmir merkezli yürütülen askeri casusluk soruşturmasıyla ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) açıklama yapmakta bugüne dek neden beklediğini sordu. Komisyon üyeleri, milletvekilleri Özgür Özel, Veli Ağbaba, Tufan Köse’yle PM üyeleri Gül Çiftçi, Umut Akdoğan ve Gençlik Kolları Başkanı Emre Doğan tarafından yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Eğer, Türk Silahlı Kuvvetleri adına bu açıklamayı kaleme alanlar samimi iseler, şimdi kendilerine bir kez daha soruyoruz: Bugüne kadar bu davada insanlar gözaltına alınırken ve tutuklanırken casusluk, fuhuş, fuhşa aracılık, şantaj gibi suçlamalarla kamuoyu çalkalanırken TSK neden bugünkü kadar rahatsız olmamıştır? Türk Silahlı Kuvvetleri adına bu açıklamayı kaleme alanlar samimi iseler, 2010 yılından beri devam eden askeri casusluk davalarına ilişkin ‘masumiyet karinesi’nden bugüne kadar neden hiç bahsetmemişlerdir? Ne zamanki CHP; buradaki subayların üstün başarılarından, geleceğin yıldızları olduğundan ve bunların casus olamayacağından bahsetmiştir ve burada 400 casus varsa tek sorumlu Genelkurmay Başkanı demiştir, işte o zaman TSK çok gecikmiş bir tepkiyi CHP’nin raporu üzerinden vermiştir.” ? Yurt Haberleri Servisi Düzce’de, bir esnafı dolandırmaya çalıştıkları iddia edilen kişiler yakalandı. Polise direnen bir kadın soyunurken güçlükle ikna edilerek bindirildiği araçta tuvaletini yaptı. 2’si çocuk 6 kişi ifadelerinin alınmasının ardından il dışına çıkarıldı. C MY B C MY B Yakalanınca soyundu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle