16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 2012 PERŞEMBE [email protected] 14 KÜLTÜR 37. TORONTO FİLM FESTİVALİ’NDE BU YIL EN ÇOK KADIN YÖNETMENLER KONUŞULUYOR ‘İçeriden’ bir bakış T oronto’da AfroAmerikalıların ayrımcılığa karşı verdikleri savaşın simgesel adlarından Angela Davis ile ilgili “Free Angela & All Political Prisoners”ın da gösterimi yapıldı. Türkiye’de uzun süredir yargılanmadan cezaevlerinde bekletilen çok fazla siyasi tutuklu olduğunu bilen Davis, hiç görmediği ülkemizi bir gün ziyaret ederek tanımayı, siyasi suçlulara destek vermek istediğini söylüyor. MEHMET BASUTÇU Şiirin başkenti İstanbul Kültür Servisi Bu yıl 1115 Eylül tarihleri arasında beşincisi düzenlenen Uluslararası İstanbul Şiir Festivali, Pera Müzesi’nde düzenlenen törenle başladı. Yekta Kopan’ın sunuculuğunu yaptığı törende, festival kapsamında Türkiye’deki ve yurtdışından şairler de bulundu. Açılışta konuşan Uluslararası Şiir Festivali Onursal Başkanı Doğan Hızlan, “Şiir geleneğinin yıllardır hüküm sürdüğü bir coğrafyadayız. Aziz Nesin’in dediği gibi; bizde üç kişiden dördü şairdir. Şiirler hem akıl hem duyguyla ifade edilir. İstanbul’a gelen şairlerin çoğu burayı şiir yazılabilecek yer olarak görüyorlar. İstanbul şiirin başkentidir” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürü Onur Bilge Kula ise şöyle devam etti: “Şiir insanları yakınlaştırır. Geçen yıl yapılan Ahmet Hamdi Tanpınar Sahnesi’nin festivalin düzenleneceği mekânlardan ol ULUSLARARASI İSTANBUL ŞİİR FESTİVALİ TORONTO Toronto’da her nabza göre şerbet var. Sözgelimi, Tom Hanks’ın ya da Keira Knightley’in peşinden gitmek de mümkün, Angela Davis ya da Salman Rushdie ile tanışmak da... Günümüzün en çok kâr getiren AVM’leri bu işin sırrını çoktan çözmüşlerdi zaten: Arz, müşteri yelpazesini en geniş tutabilecek çeşitlilik içermeli… Güneşli bir pazar günü, AfroAmerikalıların ayrımcılığa karşı 1960 ve 70’lerde verdikleri savaşın simgesel adlarından biri olan Angela Davis’le ilgili “Free Angela & All Political Prisoners” (Angela Davis ve Tüm Siyasi Tutuklular) adlı belgeseli izlerken hem öfkeli, hem de umutluyum. Festivalin gala gecelerinin düzenlendiği Roy Thomson Hall salonundaki üç koltuktan ikisi boş! Hazır soslu sıradan Hollywood filmlerini izlemek ya da medyanın pompalamasıyla bir çırpıda ‘yıldız’ oluvermiş oyuncuları görebilmek için uzun kuyruklar oluşturan, çığlıklar atarak tepinen Torontolu genç kalabalıklar nerede? Yaklaşık 40 yıl önce, milyonlarca insanın bütün dünyada “Free Angela” diye haykırarak yürüdüğü, siyasi tutuklu Angela Davis’in özgürlüğüne kavuşması için büyük gösteriler düzenlediği ne çabuk unutuldu? Bugün ayrımcılığın kökü mü kazındı? Tam tersine, yeni ayrımcılıklar alevlendi. Kanunların tanımladığı eşitlik gerçek yaşama geçirilebildi mi? 2012 dünyasında siyasi tutukluların sayısı acaba 1970’lerdekinden daha mı az?.. Filmin gösteriminden sonra şık bir lokantada verilen davette bile fazla gazeteci yok. Beyaz tenliler azınlıkta… Angela Davis, birkaç dostuyla orada. Üniversitelerde dersler, konferanslar vererek direnişini sürdürüyor. Irkçılığa, ayrımcılığa karşı verilen savaşta her gün yeni bir cephe açılmıyor mu? Özgürlük mücadelesinin, hızla değişen dünyada daha da uzun soluklu olması gerektiğinin bilincinde. Görüşlerini olgun ve dingin bir kararlılıkla dile getiriyor. Türkiye’de uzun süredir yargılanmadan cezaevlerinde bekletilen çok fazla siyasi tutuklu olduğunu da biliyor. Hiç görmediği ülkemizi bir gün ziyaret ederek tanımayı, siyasi suçlulara destek vermeyi içtenlikle dile getiriyor. Angela Davis Doğan Hızlan Kadın yönetmenler… “Free Angela & All Political Prisoners” belgeselini yöneten Shola Lynch, AfroAmerikan bir kadın yönetmen ve araştırmacı. Konuya farklı açılardan yaklaşarak, ‘içeriden’ bakabilmiş. Gala gösteriminde az izleyici olmasına üzülüyor tabii ama dağıtımcıların sıcak ilgisine de çok sevinmiş. Filmin geniş bir dağıtım ağına girmesi, özellikle de televizyonlarda gösterilmesi, tarihsel belleğin unutulmaması açısından da kuşkusuz çok önemli… Bu yıl, kadın yönetmenlerden çok sık söz edilir oldu. Cannes’da Altın Palmiye’nin hiç kadın adayı olmama ‘Araf’ sıyla başlayan polemikler, Venedik’te kadın yönetmenlerin bütün seçkiler içindeki oranı yüzde 40 düzeyine çıkınca biraz yatışmıştı. Toronto AVM’sinde böyle bir ayrımcılık akla bile gelmiyor. Herkese yer var. Örneğin, festivalin kalın kataloğunda yer alan tek Türk filmi, Pelin Esmer’in “Gözetleme Kulesi”ydi. Ayrıca, Yeşim Ustaoğlu’nun Venedik’te “Ufuklar” bölümünde yarışan filmi “Araf”, New York Festivali öncesi Toronto seçkileri içinde yer almıyor olsa da, uluslararası satıcısı özel bir gösterim düzenleyerek “Araf”ı potansiyel alıcı ve dağıtımcılara sundu.İlginçtir ki, her iki kadın yönetmenimiz de filmlerinde kürtaj konusuna değinmişler. Kürtaj, yaz başında siyasi malzeme olmadan önce çekilen her iki filmde de, farklı açılardan ele alınmış. Kürtaj yaptırmanın ya da yaptıramamanın, bebek düşürmenin ya da istenmeyen bebekleri doğurmanın yarattığı travmalar, önyargılardan uzak bir duyarlıkla, o çıkmazları ve acıları yaşayan genç kızların gözlerinden verilmiş. Kadın yönetmenlerin seslerine daha dikkatle kulak vermeliyiz. ması bizim açımızdan ayrıca sevindirici. Edebiyatı bir kurum olarak düşününce, Türkiye kalıcı ve derin kurum olma yolunda emin adımlar atıyor diyebilirim.” Uluslararası İstanbul Şiir Festivali’ne 12’si yurtdışından olmak üzere toplam 24 şair katılıyor. Türkiye’nin en önemli edebiyat festivallerinden biri olan; bugüne kadar 40 ülkeden 200’ü aşkın şairin yer aldığı Uluslararası İstanbul Şiir Festivali bu yıl da ustalarla şiirin genç kuşağını ağırlıyor. Her yıl farklı bir ülke şiirini teması olarak belirleyen festivalin bu yılki tema ülkesi Hollanda. Festivalde Ester Naomi Perquin, Menno Wigman, K. Michel gibi Hollanda şiirinin önde gelen temsilcileri yer alıyor. Festival, İstanbul’un çeşitli kültür merkezlerinde gün boyu etkinliklerle sürecek ve artık geleneksel hale gelen Şiir Hatları Vapuru ile son bulacak. NASA İstanbul’a konuk Kültür Servisi Uzay çalışmalarına yön veren Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın, insanoğlunun uzayla ilgili önemli adımlarını bir araya getiren sergisi “NASA: A Human Adventure” ilk kez İstanbul’a geliyor. ABD dışında yapılan bu en kapsamlı sergide, geçmişten bugüne hayal ve bilimin buluşması, bu yüzyılın önemli gelişmeleri, NASA koleksiyonuna ait uzaya gitmiş gelmiş 100’den fazla parça ve çok büyük objelerin özel maketleri yer alıyor. 21 Eylül’de Marmara Forum’un katkılarıyla, 2 bin 500 m2 büyüklüğünde ki Expo Center’da açılacak olan sergi, uzay macerasını başlangıcından bugüne, tarihsel anlatımı yanında teknoloji ve donanımı aktaran 300’den fazla özel parçayla sunuyor. Geçmişte uzayla ilgili hayal kuran düşünürlerden başlayarak, astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in aya inişte yaptığı konuşmalar gibi yaşanmışlıklardan kesitler de bulunan sergi, uzay araştırmalarında kullanılan çok çeşitli öğeleri de gözler önüne seriyor. www.nasasergisi.com Kardeş Türküler’den sosyal sorumluluk konseri ? Kültür Servisi Bu yıl 2. kez düzenlenen Uluslararası Bodrum Karnavalı’nın sosyal sorumluluk projesi kapsamında Kardeş Türküler, yarın akşam Bodrum Kalesi’nde konser verecek. Gelirinin UNICEF’e aktarılacağı konserin başlama saati 21.30. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu bünyesinde yer alan Kardeş Türküler projesi, Anadolu, Trakya ve Mezopotamya halk şarkılarını orijinal dilleriyle yorumluyor. Metropolitan Müzesi’ne tatil yok ? Kültür Servisi New York’taki ünlü Metropolitan Müzesi, 40 yıllık uygulamasına son vermeyi düşünüyor. 1971 yılından bu yana pazartesi günleri kapalı olan müze, haftanın her günü kapılarını ziyaretçilerine açmayı planlıyor. Müze müdürü Thomas P. Campbell, artan turist sayısını da göz önünde bulundurarak müzenin pazartesi günleri de açık olmasını önerdi. Bu öneri kabul edilirse müze 40 yıl sonra yeniden her gün ziyarete açık olacak. BAKANLIKTAN KADRO SINAVLARINA ‘ONAY’ YOK Sanatta özelleştirme başladı SELDA GÜNEYSU ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tiyatroları özelleştiriyorum” sözlerinin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan ve bakanlığa bağlı tüm sanat kurumlarının mevcut statülerini değiştiren yasa tasarısı taslağı devlet senfoni orkestralarında fiilen ? Sanat kurumlarının özelleştirilmesine Hiçbir özlük hakları yok uygulamaya geçti. Devlet senfoni ilişkin yasa fiilen uygulanmaya başlandı. Bakanlığın söz orkestralarına yeni sanatçılar Yeni sanatçıların sözleşmelekazandırmak amacıyla açılmak rinde “asgari ücretin biraz üskonusu sınava onay vermemesinin nedeni de “sanat istenen “kadro sınavı”, “sanat tünde maaş ödenmesi” ifadesi kurumlarında bundan böyle kadrolu sanatçı istihdam kurumlarında bundan böyle yer alıyor. Ayrıca “sözleşmeli saedilmeyecek” şeklinde açıklandı. kadrolu sanatçı istihdam edilmenatçılar”ın maaşları bazlarında ödeyecek” gerekçesiyle onaylanmadı. Tasnecek sigorta tutarından başka hiçbir özlük lakta, kadrolu sanatçı yerine tamamen hakları da bulunmayacak. “Sözleşmeli sözleşmeli sanatçı istihdam edilmesi ön proje bazlı çalışacağını ve projelere göre sanatçı”ların, meslekleriyle ilgili sendigörülüyordu. “sözleşmeli sanatçı” alınacağını dile ge kalara üye olma hakkı da yok. Öte yandan Cumhuriyet, Kültür ve Turizm Bakanlı tirmişti. Söz konusu uygulama fiilen ger edinilen bilgiye göre devlet senfoni orğı’nca Başbakan Erdoğan’ın tiyatrolara çekleşti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan kestralarının çoğuna yaklaşık 4 yıldan bu yönelik sözleri üzerine hazırladığı yasa ta devlet senfoni orkestralarının bünyesine yana “kadrolu sanatçı alımı sınavı” yasarısı taslağının sadece Devlet Tiyatroları’nı kadrolu yeni sanatçı kazandırmak üzere aç pılmıyor. Mevcut orkestralarda çalışan sa(DT) değil bakanlığa bağlı tüm sanat ku mak istediği “kadro sınavı”na onay gel natçı sayısı 120 olması gerekirken bu sarumlarını kapsadığını duyurmuştu. Hazır medi. Bakanlığın söz konusu sınava onay yı çoğu orkestralarda yaklaşık 50 kişiye kalanan yeni yasa tasarısı taslağına göre vermemesinin nedeni de “sanat kurum dar geriledi. bundan böyle DT, Devlet Opera ve Balesi (DOB) Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ile Antalya, Adana, Bursa gibi illerde bulunan devlet senfoni orkestralarına da “kadrolu sanatçı alımı” yapılmayacağını, bu tür sanat kurumlarının larında bundan böyle kadrolu sanatçı istihdam edilmeyecek” şeklinde açıklandı. Anadolu’da faaliyet gösteren devlet senfoni orkestralarında “sözleşmeli” statüde çalışmak isteyen sanatçı adayları için giriş sınavı ise 20 Eylül’de gerçekleştirilecek. Orkestraların çoğu 1 Ekim itibarıyla yeni sezona başlayacak. C MY B C MY B Man Booker finalistleri belli oldu Kültür Servisi Dünyanın en saygın edebiyat ödülleri arasında gösterilen Man Booker Ödülü için bu yıl finalde yarışacak altı adayın isimleri açıklandı. 10 yıl boyunca The Times’ın, şimdi de Times Literary Supplement’ın editörü olan Peter Stothard’ın başkanlık ettiği jü rinin seçtiği 6 finalist ve kitapları şunlar: “Bring up the Bodies” Hilary Mantel Hilary Mantel , “ The Garden of Evening Mists” Tan Twan Eng , “Narcopolis” Jeet Thayil, “Swimming Home” Deborah Levy, “Umbrella” Will Self, “The Lighthouse” Alison Moore. Üç kadın ve üç erkek yazarın finale kaldığı listede, Türkiye’den okuyucuların “Kurtlar Hanedanı” adlı kitabıyla tanıdığı İngiliz yazar Hilary Mantel favori aday olarak gösteriliyor. 16 Ekim’de açıklanacak ödülün kazananı, 50 bin Avro’ya (yaklaşık 116 bin TL) sahip olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle