18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2012 SALI 12 “Uçak düştü mü, düşürüldü mü? Suriye hava sahasında mı dışında mı?” soruları yanıtlanmadan az daha Suriye’ye girilecekti. 1 Ağustos’ta Erdoğan ile telefon görüşmesinde “iti an sopayı eline al” BD Dışişleri Bakanı Hillary fotoğrafıyla görülen ABD Başkanı Clinton bir yılda üç kez Barack Hussein Obama’nın Beyaz Saray Türkiye’ye geldi. Sözcüsü Jay Carney Dışişleri Bakanı 28 Temmuz’da Ahmet Davutoğlu, “Libya’da uluslararası Başbakan Recep toplumun Tayyip Erdoğan ve müdahalesine izin Cumhurbaşkanı veren koşullar Abdullah Gül ile Suriye’de ayrı ayrı görüşmeler bulunmuyor!” diye yaptı. uyardı! Bir an düşünün... 2 Ağustos’ta, ABD Davutoğlu, resmi Dışişleri Bakanlığı görüşmeler için Sözcüsü Patrick Vaşington’a gitse Ventrell, Clinton Clinton dışında Türkiye’ye gelmeden bırakın ABD önce “Türkiye’nin başkanını, başkan kendi ulusal güvenlik yardımcısı ile çıkarlarını açıkça Bir kalpaklı. görüştürürler mi? anlıyoruz. Ancak şu Diplomaside her anda durumu daha fazla şey “karşılıklılık ilkesini” askerileştirmenin gerektirmiyor mu? ilerlenecek yol olduğunu Bizde bu ilke geçerli düşünmüyoruz!” dedi. değil. Boyuna posuna Clinton ile bakmadan Davutoğlu görüşmeleri izleyen kendisini dev Ankara büromuzdan aynasında görerek 26 Bahadır Dilek ile dış Temmuz’da şöyle haberler servisimizden demedi mi? Mine Esen’in tanıları “Biz geçen asırda, “Clinton, Davutoğlu’na Trablus, Yemen, Balkan Bir başka kalpaklı. başkanlık seçimlerine savaşlarında ne kadar operasyona karşı yaptıysak onu olduklarını söyledi. yapıyoruz! Eğer ABD’nin acelesi yok” dünyayı sözleri ile değiştiremeyeceksiniz, Cumhuriyet’in birinci siyaset yapmanın da sayfanın başlığına çıktı. dış politikanın da Olayın en doğru tanısı anlamı yoktur!” buydu. 6 Kasım’da Davutoğlu “dünyayı ABD’de seçim var. değiştirmeye” Vietnam, Irak, Afganistan kalkarken, Trablus’un, savaşlarından ağzı yanan Yemen’in, Balkanlar’ın Amerikalı seçmen, şu elden çıktığını sırada Suriye’ye bir unutuyor! Bir kalpaklı daha. askeri müdahale yapılırsa ABD Dışişleri’nin Obama’ya oy verir mi? sözcülüğünü de yapan Vaşington Başlarına kalpak geçirip TBMM Post Gazetesi 26 Temmuz’da Başkanı Cemil Çiçek gibi “Yine 7 düvelle savaştayız!” diyerek, “Türkiye, Suriye’de söz sahibi dünyayı değiştirmeye kalkanlar olmak istiyor, ama olup bitenler şimdilik frene basmak zorunda konusunda bir yanıtı yok... El kaldılar. yordamıyla strateji aranıyor!” DIŞ HABERLER [email protected] Tantavi’yi görevden alan Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ‘Ülkenin çıkarı için yaptım’ dedi Kalpaklı Diplomasi! A Bütün iktidar ‘Kardeşler’de Dış Haberler Servisi Mısır’ın en güçlü askeri figürü Savunma Bakanı Mareşal Hüseyin Tantavi ile Genelkurmay Başkanı Sami Annan’ı emekliye sevk eden Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, kararının gerekçesini “ülkenin çıkarı için yaptım” sözleriyle açıkladı. Kendisine yöneltilen “orduyu etkisizleştiriyor” iddiasını da reddeden Mursi başkent Kahire’deki El Ezher Camii’nde yaptığı konuşmada “Kararımı verirken herhangi bir kimseyi etkisizleştirmeyi ya da adaletsiz davranmayı düşünmedim. Ancak kararım, Mursi taze kan beklentisi içinde olan yanlıları Tahrir yeni nesil için daha iyi bir geMeydanı’nda kararları lecek amacına hizmet ediyor” sevinçle kutladı. (AA) diyerek amacının devlet kurumlarını “mahcup” etmek olmadığını da kurmay Başkankaydetti. Mursi ayrıca, orduya yasa yapma izni veren anayasal belgeleri ve kanlığı’na da Sıddık Subhi getirildi. Tantavi ile Sami Annan’ın emeklilik diğer ayrıcalık içeren maddeleri de yürürlükten çıkardı. Mursi’nin sözcüsü, kararları savunma bakanlığı önünde kübaşkanın 17 Haziran’da Tantavi baş çük bir grup tarafından protesto edilirlanlığındaki Yüksek Askeri Konsey’in ken Mursi yanlıları Tahrir Meydanı’nı anayasal deklarasyonunu da yürürlükten doldurarak kararı kutladı. Göstericiler “Mareşal doğruyu söyle, başkan seni kaldırdığını söyledi. Tantavi’nin yerine Savunma Bakanı ve kovdu mu?” diye seslendiler. Mursi’nin seçimlerde adaylığını koyYüksek Askeri Konsey (YAK) Başkanlığı’na Abdulfettah esSisi, Genel duğu Müslüman Kardeşler yanlısı Özsi’nin kararını “devrim” olarak nitelerken “Mursi tüm iktidarı ele geçirdi” diyen bağımsız El Vatan gazetesi ise “Müslüman Kardeşler resmi olarak iktidarda” yorumu yaptı. Cumhurbaşkanlığı adaylarından Abdulmunim ebul Futuh, Cumhurbaşkanı’nın bu şekilde görevine “gerçekten” başladığını söyledi. Mısır değişim ve devrim hareketlerinden 6 Nisan Hareketi de kararları memnuniyetle karşıladı, ancak Mursi’den “daha fazla temizlik” yapmasını istedi. Mursi’nin Sina’da 16 Mısır askerinin öldürülmesinden sonra savunma bakanı ile genelkurmay başkanını görevden almasının İsrail’de “büyük endişeyle” izlendiği belirtildi. İsrail’de yayımlanan liberal Haaretz gazetesi de Hüsnü Mübarek yönetimine karşı protestolara katılmamakla suçladığı Müslüman Kardeşler’in, şimdi devrimi kendi çıkarları için kullandığını ileri sürdü. Gazete, Mursi’nin, “muhtemelen Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’dan kaptığı taktikle” yaptığı konuşmasının Mısır’da yönetimi Müslüman Kardeşler’in aldığını gösterdiğini iddia etti. ‘Taktiği Erdoğan’dan kaptı’ gürlük ve Adalet Partisi yetkililerinden Murad Ali, askeri kurumların değiştirilmesi için doğru zamanın geldiğini kaydederek Mursi için “o güçlü bir başkan ve otoritesini yaşama geçiriyor” dedi. Parti Genel Sekreteri Isam Iryan da askerin cumhurbaşkanına ve hükümete bağlı olduğunu, cumhurbaşkanın istediği gibi dilediği kişileri tayin edip görevden alabileceğini söyledi. Devlet yayın organlarından El Akbar gazetesi Mur Financial Times gazetesi, Suriye krizinin etkilerini değerlendirdi Medresede zincirli eğitim Dış Haberler Servisi Somali’de El Kaide ile bağlantılı El Şebab örgütünün çocukları kaçırıp saldırılarda kullanılmak üzere eğittiği, kaçmak isteyenleri zincirlediği ortaya çıktı. İngiliz Daily Mail gazetesinde önceki gün yer alan habere göre, Mogadişu’da medrese olarak kayıtlı olan ancak İslamcı militan yetiştirme amacı taşıyan “terör okullarına” düzenlenen baskında kilit altında, ayakları zincirlenmiş çocuklar bulundu. Çocukların 710 yaş arasında oldukları kaydedilen haberde, kampta çocuklara nasıl intihar eylemcisi olunacağına ilişkin eğitimler verildiğini, bu saldırıları düzenlemeleri halinde cennete gideceklerinin söylendiğini anlattıkları belirtildi. Kimi çocukların yataklara zincirlenmiş halde bulunduklarına işaret edilen haberde “Eğitmenlerin” ise savunma olarak “Okuldan kaçtıkları için zincirlendiler” dedikleri aktarıldı. Ailelerin çoğunun çocuklarının yerini bilmediği belirtildi. ‘Türkiye yutabileceğinden büyük lokma ısırmış olabilir’ Dış Haberler Servisi İngiliz Financial Times gazetesinde yer alan bir makalede Suriye krizinin bölgede Kürt oluşumlarına etkisi değerlendirilirken Türkiye’nin güneydoğusundaki gelişmelere de vurgu yapılarak Ankara’nın “yutabileceğinden büyük bir lokma ısırmış olabileceği” yorumu yapıldı. “Esad’ın Düşüşü, Türkiye İçin Yeni İkilem” başlıklı David Gardner imzalı yazıda Suriye’de Esad dönemi sonrası bir Kürt devleti olasılığına dikkat çekilerek şu ifadeler kullanıldı: “Uzun bir süreden beri Beşşar Esad’a karşı ayaklanmanın organize edildiği merkez olan Türkiye, yutabileceğinden büyük bir lokma ısırmış olabilir. Esad sonrası dünyanın olası bir sonucu, birdenbire Türkler için alarm verici biçimde netleşiyor: Ankara, ülkenin güneydoğusunda yeniden ateşlenen, rahatsız edici çatışmayı çözmenin yakınından bile geçmiyorken, hemen güneyinde oluşan bir diğer Kürt varlığı.” Suriye’nin kuzeyindeki boşluğu dolduranların, Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve pek çoğu kâğıt üzerinde olmaktan öte gitmeyen ondan fazla gruptan oluşan Kürt Ulusal Konseyi olduğu kaydedildi. PKK’nin müttefiki PYD’nin “derin kökleri olan ve disiplinli bir hareket” olarak değerlendirildiği yazıda şu ifadeler yer aldı: “Şimdi Ankara’nın algısı şu: PKK’ye bağlı bir örgüt Suriye’nin kuzeyinde yer ediniyor ve bu Kürt bölgelerinin konfederasyonu ihtimalini akıllara getiriyor. Bu, Türk devletine, çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu ülkenin güneydoğusundan parçalar kopartabilecek bir Kürt devletinin kuruluş aşaması olarak görünüyor.” Ankara’nın Bağdat yönetimini rahatsız etmeyi göze alarak Barzani yönetimi ile boru hattı anlaşmalarını imzaladığı belirtilen yazıda, buna karşın Barzani’nin, PYD ile Kürt Ulusal Konseyi’nin kuzey Suriye’nin kontrolünü ele almaları konusunda aracılık yaptığı kaydedildi. Yazıda şu ifadeler dikkat çekti: “Ankara’nın Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile ilişkisini bundan böyle kurnaz Barzani’nin Büyük Kürdistan ile ilgili hırsı konusundaki algısı ve bundan Türkiye’nin duyduğu adeta patolojik korku belirleyecek.” Suriye, İran ve Türkiye’ye yayılmış Kürtlerin Osmanlı İmparatorluğu sonrası dönemin en büyük kaybedenleri olduğu belirtilerek “Avrupalı sömürgecilerin, Suriye ve Irak’ta ayrıcalıklı azınlıkları öne çıkarmak için çizdiği keyfi sınırlar değişecekse eğer, Türkiye net bir şekilde Kürtlerin bu tarihi fırsatı sonunda bir devlete sahip olmak için kullanacağına emin olacak” denildi. “Türkiye’nin bu duruma tepkisi ne olmalı” sorusunun yanıtı olarak ise şu yorum yapıldı: “Suriye sınırının ötesine saldırmanın cazibesi büyük olacak. Ama Erdoğan’ın vereceği uygun tepki, yeni anayasada Türkiye’deki Kürtlerin kültürel özgürlük ve bir tür otonomi isteklerini karşılamak olur. Erdoğan’ın yeni İslamcı hükümeti Kürtlerin şikâyetleri konusunda en ileri adımları atan hükümetti. Ama bu kadarı artık yeterli değil.” Ayşe’nin Vefası! Latince bir tamlama... Hani filmlerin ilk gecesine “gala” denilir ya! “Galanthus” da dilimize “başlangıç” diye çevrilebilir. “Vitalis” sözcüğü de “yaşam”dır. Dolayısıyla bu Latince tamlamaya “yaşamın başlangıcı” denilebilir. “Yaşamın başlangıcı”, erimeye başlayan karlar arasından boyunu uzatır, bir iki gün içinde çok güzel bir çiçeğe dönüşür, “yeniden dirilişin, baharın” gelişinin simgesidir. Biz bu çiçeğe “kardelen” diyoruz. Pazar günkü Cumhuriyet’te bir vefa örneğine daha tanık olduk! Pazar ekimizin yöneticisi Ayşe Yıldırım “Kardelen’in peşinde...” yazısı ile Cumhuriyet’in Antalya muhabiri iken, bir yönetim değişikliğinde, ailemizden ayrılan aklaşık çeyrek yüzyıl önce bir Y doğa olayının uluslararası savaşçısı oldu! “Galanthus vitalis” Bülent Ecevit’i onurlandırdı. Ben Antalya’da yüzyılın “Elmalı Definesi” peşinden koşarken, o bir yandan bana yardım ediyor, bir yandan günlük haberleri kotarıyor, ama gönül verdiği “kardelenlerin” kurtarılması peşinde uluslararası savaşını başarı ile sürdürüyordu. Bülent’in 1988’de Cumhuriyet’te başlattığı “kardelen” çabası, “yaşamın başlangıcı” çiçeklerini kurtarmakla kalmadı, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği”ne de esin kaynağı oldu. Dernek, 2000 yılından bu yana, her biri birer çiçek olan, “kardelen” adı verilen binlerce genç kıza “yaşamın başlangıcı” olanağını sağlıyor. Sağ olasın Bülent, teşekkürler Ayşe... İnsanlığın düşüşü Dış Haberler Servisi Suriye’de şiddet olayları sürerken bir savaş jetinin düştüğü açıklandı. Devlet televizyonu; askeri uçağın Deyr el Zur bölgesinde eğitim uçuşu yaparken teknik nedenlerle düştüğünü, fırlatma düğmesine basan pilotun bulunmasına ilişkin arama kurtarma çalışmalarına başlanıldığını duyurdu. Uçağı düşürdüklerini iddia eden muhalifler, Suriyeli pilotun da ellerinde olduğunu öne sürdü. Uçağın düşüş anı Suriyeli bir muhalif tarafından YouTube’a yüklendi. Muhaliflerce internete konulan bir başka videoda ise düşen uçağın pilotu olduğu iddia edilen bir kişinin görüntülerine yer verildi. Görüntülerde ismi Müfid Muhammed Süleyman olarak açıklanan kişi, “Görevim Deyr el zur’daki Muhasen kasabasını bombalamaktı” dedi. Yüzünde birkaç günlük sakal olduğu görülen “Suriyeli pilot”, muhaliflerin kendisine iyi davrandığını söyledi. Etrafı silahlı kişilerce sarılı bir masaya oturtulan Süleyman, “Uçaktan atladıktan sonra şiddetli rüzgâr yüzünden taşlara çarptım. Yüzümdeki yaralar da bundan. İlk yardım müdahalesini devrimciler yaptı. Onlar iyi insanlar” ifadelerini kullandı. Yine YouTube’da dün yayımlanan video görüntüler ise Suriye’deki vahşete ilişkin. Halep’te çekildiği iddia edilen videolardan birinde muhalif güçler, bastıkları bir posta merkezinde çalışanları “Allahu ekber” nidaları arasında binanın çatısından aşağı atıyor. Bir diğer görüntüde ise yine muhalif güçler, gözü ve elleri bağlı bir adamı kurşun yağmuruna tutuyor, bir başkasında ise tutsaklarının boğazını kesiyor. AFP’ye konuşan Suriye Gazeteciler Birliği kurucularından Kürt aktivist Mesud Akko vahşete ilişkin tepkisi dile getirirken “Bunlarla ormandaki vahşi hayvanlar arasındaki fark nedir? En azından hayvanlar aç olmadıkça öldürmez” diyor. Ülkede dünkü şiddet olaylarında can kayıpları olduğu haberleri gelirken resmi Sana ajansı, yurt haberler şefi Abbas Ali’nin cumartesi gecesi başkent alep’te çekildiği iddia edilen H videoların birinde muhalif güçler, bastıkları bir posta merkezinde çalışanları “Allahu ekber” nidaları arasında binanın çatısından aşağı atıyor. (AFP) Ahmedinejad Riyad’da Dış Haberler Servisi İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad Mekke’de düzenlenen ve siyasi çevrelerce “olağanüstü” olarak nitelendirilen İslam İşbirliği Örgütü zirvesine katılmak için Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a gitti. Çalışmalarına bugün başlayacak olan zirveye gitmeden önce dün açıklamalarda bulunan Ahmedinejad, “Dünya bugün çok hassas bir durumda” diyerek yarın sona erecek zirvenin İslam dünyasında birliğe odaklanacağını ve çelişkileri azaltacağını umduğunu söyledi. Ahmedinejad’ın Riyad’a düzenlediği bu ilk resmi ziyaretinde, Lübnan ve Irak’taki gelişmelerle, İran’ın nükleer programının ele alınması bekleniyor. Olimpiyat Karabasanı! RT Genel Müdürü İbrahim T Şahin’in “Eurovision müzik yarışmasına Türkiye olarak artık katılmayı düşünmüyoruz...” sözlerini okurken yutkundum. Pazar günü de TRT3 radyosunu izlediğim süre içinde ikisi “tekrar”, birisi “arşivden” programını izlerken kahroldum. Doğu Anadolu’da, TRT3 artık yayımlanmıyor. Sanki orada yaşayanlar TC vatandaşı değiller. Sanki onlar TRT’ye vergileri ile katılmıyorlar. Yakın tarihe kadar TRT3’te dört dilde haber özetleri verilir, ülkemizde yaşayan yabancılar, diplomatlar ya da deniz kıyılarındaki turistler bu haberlerden Türkiye’de ve dünyada olup biteni öğrenirlerdi. Bu haberler de kaldırılmıştı! Pazar gecesi 02.30’a kadar Londra Olimpiyatları’nın kapanış törenini izledim! Olay bir müzik şölenine, İngiltere’nin tanıtımına dönmüştü. Ünlü İngiliz müzisyenler, değişik sahne ortamlarında, yalnızca stadyumda 80 bin kişinin önünde değil, dünyada birkaç milyar insana konserler verdiler. Bu duygularla yattım. Düşümde, 2020 Olimpiyatları’nın İstanbul’da açılış töreni yapılıyordu. Tören öncesinde yağan yağmur nedeniyle trafik felç olmuş, dünyanın dört bir köşesinden gelen izleyiciler yollarda kalmışlardı. Yabancı devlet adamlarının bulunduğu onur locasının başköşesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Hanım oturuyordu. Birkaç görevli, Erdoğan ve eşinin yanında “yağmura karşı” ellerinde şemsiyelerle bekliyorlardı. Yabancı TV muhabirleri şemsiyeler hakkında değişik yorumlar yapıyorlardı. Geçiş töreninde tüm kadın sporcularımız türbanlı idiler, bacaklarını eşofmanları örtüyordu. Londra Olimpiyatları’na 303 değişik dalda, 204 ülkeden 10.250 sporcu katılmıştı. İstanbul’daki törene, Ortadoğu’da yeni kurulan ülkelerle katılım 210’a çıkmıştı. 41. ülke geçerken Diyanet İşleri Başkanı’nın, her şey iyi gidiyor düşüncesiyle tahtaya vurup “41 kere maşallah, nazar değmesin!” diye dua ettiği ekranlara yansıdı. Ama arkası gelmedi. O an aşırı elektrik yükünden elektrikler kesildi... Özellikle Türk izleyicilerin bulunduğu tribünlerde çakmaklar çakıldı, yakılan meşaleler stadyumu aydınlattı. Elektrikler yeniden gelince, geçiş töreni tekrar başladı. On dakika geçmemişti ki stadyum yeniden karanlığa gömüldü. Stadyum yeniden aydınlandı, geçiş töreni bitti. Devlet eliyle müzik öldürüldüğü için gösteri programına katılacak müzisyen bulunamadığından, 2003 Eurovision yarışmasında “Every way that I can (Ne olursa olsun yaparım!)” şarkısı ile birinci olan Sertab Erener ve dansçıları helikopterden stadyuma “türbana” bürünmüş birer “kardelen çiçeğini” andıran giysileri içinde indiler. Sahnede şarkıyı söylerken elektrikler yeniden kesildiğinde, ter içinde uyanmışım! ‘Türkiye halkı karşı’ Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Figaro, Türkiye’de yapılan yeni bir anketin “halkın yüzde 60’ının Ankara’nın, Suriyeli muhaliflere sağladığı yardıma karşı olduğunu gösterdiğini” yazarken ayaklanmanın başında Türklerin çoğunlukla muhalifleri desteklediklerini Şam’da silahlı törörist gruplarca öldürüldüğünü duyurancak zamanla Esad’ın iktidarda kalamayacağını du. Muhaliflerin safına gedüşünenlerin sayısının giderek azaldığını kaydetti. çen bir tuğgeneral, rejim yanBu tutum değişikliğine katkıda bulunan faktörler lısı El Sebiha militanlarının olarak da muhalifler arasında El Kaide’nin buHumus’taki baskınları sıralunması ve kitlesel mülteci akını gösterildi. sında kendilerine İranlı askeri Gazete, İstanbul’daki bir gazete satıcısının danışmanların eşlik ettiğini öne sürdü. Çin Dışişleri Bakanlığı, Su“Esad’ın gitmesini o kadar isteyen riye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Erdoğan, Batı Kürdistan ilan danışmanlarından Buthayna Saedilirse ne yapacak?” sözleban’ın bugün Çin’e ziyaret gerrine yer verdi. çekleştireceğini duyurdu. ‘Hayali belgeyle konuşuyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında Suriye tarafından düşürülen Türk uçağıyla ilgili haberlerin hatırlatılması üzerine, araştırmaların devam ettiğini, bu konuda TSK’nin hükümeti yanılttığı ve uçağın Suriye hava sahasında düşürüldüğü yönündeki haberlerin gerçekleri yansıtmadığını belirtti. Türk hükümetinin tezine karşı sunulan bilgi ve belge bulunmadığını kaydeden Arınç, “Bir hayali rapordan bahsedilerek uçağımızın Suriye hava sahasında düştüğü iddia ediliyor” ifadelerini kullandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle