28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2012 CUMA 8 İstanbul B Edirne A Kocaeli A Çanakkale A İzmir A Manisa A Denizli Y Zonguldak PB Sinop B Samsun B Trabzon PB Giresun PB A Ankara 33 38 35 35 35 39 41 29 30 31 30 31 40 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A PB A A A A A A A PB PB 36 38 37 32 35 35 43 43 40 41 34 30 31 Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih PB Berlin PB Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y HABERLER 21 23 23 26 25 27 29 30 29 30 31 34 30 Belgrad PB 29 Sofya Y 30 Roma B 30 Atina A 36 Zürih Y 31 Moskova Y 28 Aşkabat A 35 Taşkent B 34 Baku B 32 Bişkek Y 33 Tiflis B 35 Kahire A 35 Şam A 38 Ülkemiz genelinin parçalı ve az bulutlu, öğle saatlerinden sonra Burdur, Uşak, Bilecik, Düzce, Manisa, Denizli, Bolu ve Kütahya çevrelerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada ayağına kırmızı halılar seren, devlet başkanlarına uygulanan protokolle ağırlayan RTE, TV 24’teki açıklamalarından anlaşıldığına göre Kuzey Kürt aşiret reisine güvendiği için bin pişman ama... ...atı alan değil Üsküdar’ı geçmek; Erbil’den çıktı, çoktan Kamışlı’ya vardı bile! Önümüzdeki hafta Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu, “Kak (Sayın) Mesud” diye kucakladığı Barzani ile görüşmeye göndermesindeki nedeni “Artık durum Erbil’de farklı bir noktaya geldi” diye açıkladı. Farklı noktaya açıklık getirdi: “Şu ifade (Barzani’nin) çok da çirkin; biz Kuzey Irak’ta bunlara (Suriyeli Demokrat Birlik (Kürt) Partisi PYD birliklerine) eğitim verdik. Şimdi onları geri (Kuzey Suriye’ye) gönderiyoruz yaklaşımları! Bu işin (bölgedeki Kürt sorununun) çok farklı boyutlara gittiğini gösteriyor” dedi. Bu sözler; Büyük Kürdistan hayalini gerçekleştirmeye çalışan Barzani’nin Türkiye’ye ters düşen politikalar izlediğinin, Barzani’ye Kuzey Irak’ta yerleşik PKK sorununu çözümleme görevi veren hükümet politikasının iflas ettiğinin itirafı. Bölgede PKK+PYD yapılanmasına asla sıcak bakmayacağını, dilinden aylardır düşüremediği tehdit mi, uyarı mı her neyi murat ediyorsa, yine aynı ifadeyle özetliyor: “Müdahalede bulunuruz!” Askerin Kuzey Irak’a bir adım atmasından korkan hükümet; Kuzey Suriye’de olup bitenlere askersel müdahalede bulunacak ha? Kavurucu sıcaklarda gülmeye zorlamayın insanı! ??? Suriyeli militan Kürtleri aylarca eğitiyor Barzani; hükümet yeni uyanıyor. Hemen ve derhal aldığı önleme bakın: Üç sınır kapısını Suriyelilere kapatmak, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu “Kak Mesut” diye kucakladığı Barzani’ye; “Türkiye’nin ‘hassasiyetini’ bildirmeye” göndermek! Arkasında Ankara’ya höt diyecek ABD oldukça RTE’nin Kuzey Irak’a adım atamayacağını bilen Barzani ise müdahale tehditlerinin beş paralık değeri olmadığını... ...Kürtlerin denetimine giren sınır ilçelere teröristler yığıldı. Buradan da Türkiye’ye girip kanlı eylemler yapacaklar veya yapıyorlar içeriğindeki gerekçeyle K. Suriye’ye müdahale etmesine ne Washington’ın ne de Batılı müttefiklerin izin vermeyeceğini adı gibi biliyor. Davutoğlu, Barzani ile görüştükten sonra gelişmelerin Türkiye’ye asla zarar vermeyeceğini içeren bir avuç nasihatla döner. ??? RTE, açıklamalarına “Şam rejimi şu anda bizim için adeta düşman noktasındadır” diye başlıyor. Oysa Esad, men dakka dukka, bugün bana yarın sana politikası izledi, izliyor. Düşman bildiği Ankara’yı duyarlı noktasından vuruyor. Esad giderayak Kürtlere kazandırıyor. Erkek, kadın, gençlerden oluşan PYD milislerinin Erbil’de eğitim görerek düzenli bir ordu gibi K. Suriye’yi denetim altına almalarını kışkırtıyor. RTE de bölgede denetimini yitirdiğimizi, “Kamışlı bölgesi, yani Afrin, bu bölgeyi kuşatan bir yapılanma Türkiye’yi rahatsız edecek” diyor ve son gelişmeleri, “Ülkemiz tehdit altına girdi!” diye özetliyor. Kürt gerçeğini tanıdık diyor; 30 yıldır soruna çözüm üretemiyoruz. “Kürt gerçeği”; ABD himayesi K. Irak bölgesel özerk Kürt yönetimi (devleti) kurulmasına olanak sağladı. Şimdi Irak’tan Suriye’ye uzanıyor. RTE hükümetlerinin soruna şaşı bakan uygulamaları bugün meyvesini veriyor. Ana muhalefet Suriye’deki oluşumu Kuzey Irak’ı içine alan ikinci bir devlet; Birleşik Kürdistan diye tanımlıyor. Görünen köy kılavuz istemez; Kürt hareketi en az bölgesel özerkliğe, devlet olma aşamasına uzanıyor. Artık sınırları zorluyor. ??? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; “Hükümet bu noktaya gelineceğini bilmiyor muydu” diye soruyor. RTE gelişmeleri önceden bilseydi ne olurdu? Benzeri bir soruyla, soruyu yanıtlamaya çalışalım: Ortadoğu’da ABD ile Batı’nın taşeronluğunu üstlenen... ...bağımsızlığını yitirdiği artık tartışılmayan dış politikasıyla RTE ne yapabilir? Hiç! Bir süre daha esip savurduktan sonra; Suriye’deki oldubittiyi bir güzel sindirir. Yandaş olan olmayan medyanın alkışları arasında... ...büyük devlet büyük lider tafrasını yineleyerek teselli bulur! Milletvekili seçilen tutuklu 8 isim arasında, KCK ve Balyoz davalarından cezaevinde bulunanların, üçüncü yargı reformunda getirilen yeni adli kontrol sistemi değişikliği kapsamındaki tahliye taleplerinin tümü istisnasız reddedildi. Ergenekon kapsamında üç buçuk yıldır tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın talepleri ise bugün karara bağlanacak. HSYK 1. Daire Başkanvekili İbrahim Okur, bir süre önce Cumhuriyet’te yayımlanan demecinde özel yetkili mahkemelerin (ÖYM) hâkim ve savcılarının tutuklama ve tutukluluğun devamı kararlarına yönelik ciddi eleştirilerde bulunmuştu. Aradan geçen süre zarfında, bu mahkemeler kaldırıldı, savcıları başka mahkemelerde görevlendirildi. Baktıkları davalar sona erene kadar görevde kalacak ÖYM’ler ise değişikliğe rağmen tahliye taleplerini reddetti. kıntılı bir durum varsa o zaman durum farklı. Yetki alanımız içindeki bir isim konusunda böyle bir bulgu olsaydı, yani sadece görüşme değil ama içeriğinde, konuşmalarda sıkıntılı bir durum olduğu bulgusu olsaydı hemen soruşturma başlatırdık. Burada böyle bir durum söz konusu olur mu bilemiyorum...” ERGENEKON’DA ÇAKICI KONUŞTU HSYK’den hâkimlere çağrı: Kamu Vicdanını Tatmin Etmelisiniz yansıması lazım Toplumdaki bu algıya ilişkin değerlendirmesini de Okur şöyle aktardı: “Oysa ki hukukçuda toptancı bakış olamaz. Yargıçlar her olayı kendi içinde değerlendirmek zorundalar. Benim suçum ile yanımdakinin suçu farklıysa onu gözetmek zorundalar. Hepimizi aynı kefeye koyarsa kamu vicdanı yaralanır. Birinin delil karartma imkânı vardır, diğerinin yoktur. Hepsini kendi içinde ayrı ayrı değerlendirmek lazım. Şu anda kamuoyunda oluşmuş görüntü ise sanki bu ayrımın hiç gözetilmediği şeklinde. Eğer bu algı yanlışsa, durum öyle değilse hâkimler kararlarıyla bunu göstermelidir. Bunun kararlara kamu vicdanını tatmin edecek şekilde yansıması lazım. Yeni gerekçelere baktığımızda biz kamuoyu olarak bu ayrımın gözetildiğini göremiyoruz. Oysa ki kararlar böyle bir algıya yol açmamalıdır.” Özgürlük hâkimlerine eğitim Üçüncü yargı paketi kapsamında yeni görevlendirilen ‘özgürlük hâkimleri’nin verdikleri ilk kararlar, tutuklulukların devamı yönünde çıktığı için kamuoyunda tepki topladı. Okur bu kararlara yönelik eleştirileri ise şöyle değerlendirdi: “Verilmiş kararlar yeni tutukluluk kararları değil. Daha önce verilen tutukluluk kararlarına itirazlara yapılan değerlendirmeler. Oradaki hâkimlerin doğrudan tutukluları salıvereceği, cezaevlerini boşaltacağı gibi bir beklenti içine girilmemeli. Delil durumlarına, tutukluluk gerekçesinde haklılık olup olmadığına bakarak karar verecekler. Bizim bu hâkimleri özel olarak ayırmamızın sebebi, özel yetkili mahkemelerin terör örgütü davalarına bakarken bireylerin durumlarını tek tek değil, örgütün genel eylemleri çerçevesinde değerlendirmelerinden duyduğumz rahatsızlıktı. Yani ana dosyadan etkileniyorlardı. Şimdi sulh ceza hâkimlerinden oluşturduğumuz bu yeni yapıda, kamuoyunda ‘özgürlük hâkimi’ olarak anılan hâkimler ana dosyadan bağımsız biçimde önlerine gelen delillere bakarak karar verecek. Bunun birey hak ve özgürlükleri için güvence olacağını düşünüyoruz.” ‘Özgürlük hâkimleri’nin kararlarının insan hakları ve özgürlüklerin çerçevesini genişletici bir etki yaratmasını beklediklerini belirten Okur, “Bu arkadaşlarımızı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM’nin Türkiye ile ilgili ihlal kararları konusunda eylül ayında hızla eğitime alacağız” dedi. Kararlara ‘Peşin hüküm’ algısı var Tutuklu vekiller konusunda hâkimlerin son dönemdeki ret kararlarını anımsattığımda, Okur’un değerlendirmesi şöyle oldu: “Biliyorsunuz ben bir yıl önce bu konudaki görüşümü açıklamış ve ‘Ben olsam tahliye kararı verirdim. Konu hâkimin takdirinde’ demiştim. Hatta bu demecim nedeniyle eleştirildim de. Üçüncü yargı paketi sonrasında konu yine hâkim takdirindedir. Ancak hâkimlerin önüne daha geniş bir alternatif konmuştur; kararlarını verirken istifade edebilecekleri. Ancak aradan geçen süreçte çıkan kararlara baktığınızda, kamuoyundaki algı kararlarda toptancı bir tutum izlendiği, herkesin peşin hükümle aynı potada değerlendirildiği şeklindedir.” suçlamasıyla tutuklanan çete reisiyle bağlantılı isimlerle görüştüğünü belgeleriyle ortaya koydu. Hürriyet yazarı Yalçın Doğan da Karakullukçu konusunda HSYK’nin ne yapacağını sorgulayan bir yazı kaleme aldı. Okur bu konuda yetkinin kendilerinde olmadığını şöyle izah etti: “Danıştay üyeleri, daire başkanları ve birinci başkanları ile ilgili disiplin ve ceza kovuşturmaları Danıştay Kanunu’ndaki özel hüküm gereği HSYK’nin görev alanı kapsamına giren bir konu değildir. Danıştay Birinci Daire Başkanlar Kurulu yetkili o tür haller için.” ‘Hesabı Çiller’den sorun’ HATİCE TUNCER Ergenekon davasında mahkeme sanık ve avukatların çeşitli konulardaki taleplerini karara bağladı. Mahkeme 3. yargı paketi kapsamında tahliye talepleri konusunda karar vermedi. Tanık olarak dinlenen organize suç örgütü kurmak ve yönetmekten hükümlü Alattin Çakıcı, eski MİT’çi Korkut Eken’in de aralarında bulunduğu MİT’çilerden sıkı eğitim aldığını, yurtdışında istihabarat görevinde bulunduğunu anlattı. sıkıntılıysa soruşturulmalı Söz konusu kişi Danıştay Başkanı Karakullukçu değil de kendi yetki alanlarındaki bir hâkim ya da savcı olsaydı HSYK nasıl davranırdı acaba? Okur’un yanıtı şöyle oldu: “Danıştay Başkanı’nın açıklamaları oldu, ‘Çok kişiyle görüşüyoruz’ diye. Sırf görüştü diye işlem yapılması yanlış bence. Sizler de bizler de, hepimiz gün içinde çok kişiyle görüşüyoruz. Kapımız açık. İşadamı da geliyor, avukat da geliyor. Çoğu zaman ne için geldiklerini bile bilemiyoruz. ‘Şikâyetim var’ deyip geliyor. O yüzden sadece ‘görüştü’ diye başkan hakkında işlem yapılmasına gerek yok. Ancak görüşmenin içeriğinde sı Konuşmalar Doğan Öz dosyası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Mart 1978’de Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz’ün katledilmesine ilişkin “Özel Harp Dairesi Konulu Meclis Araştırma Raporu”nun TBMM Başkanlığı’ndan istenmesine karar verdi. Mahkeme Öz’ün hazırladığı, 1977’de Ecevit hükümetinin kurulmasından sonra ve öldürülmeden önce başbakanlığa verdiği raporun Başbakanlık’tan istenmesini kararlaştırdı. Mahkeme ayrıca Öz’ün katledilmesine ilişkin iddianamenin de istenmesine karar verdi. Davada tanık olarak ifade veren Çakıcı “Mehmet Ağar’ı severim. Aramızdaki ilişki polismahkum ilişkisidir. Bunları Mehmet Ağar’a yaptıran Tansu Çiller’dir. Hesap soracaksanız, Tansu Çiller’e, Mesut Yılmaz’a sorun” diye konuştu. Çakıcı’nın “Biz dört arkadaş çok özel bir eğitimden geçirildik” sözleri üzerine Başkan “4 kişi arasında Korkut Eken de var mıydı” diye sordu. Çakıcı şunları anlattı: “Hayır, Korkut Eken Hoca, Yavuz Ataç Hoca... Ayrı ayrı konularda eğitim veriyorlardı. Şenol Turan, Muhsin Koraman, Fransa’da yanımda yakalanan Murat Güler ile eğitim aldık. Beşinci olarak da Tevfik Ağansoy’u ben gönderdim. Çok özel bir eğitimdi. MOSSAD ve CIA’nın verdiği eğitimler gibi...” Çakıcı, Şubat 2009’da tahliye edilen Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan ile ilgili şu iddialarda bulundu: “Sami Hoştan’ı niye bıraktınız? Arkasında Rizeli Şadan Kalkavan var. Onun da arasında Tayyip Erdoğan.” Eski MİT’çi Eken ile tanıştığını anlatan Çakıcı, Balyoz davasından tutuklu MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan ile ilgili şöyle konuştu: “Korkut Eken’i MİT’ten tanırım. Teğmenken Engin Alan, Harp Akademisi’nden sınıf arkadaşı Korkut Eken’i ziyarete geldiğinde yemek yedik. 1978’de, en son o zaman gördüm. O zaman Red Kit gibiydi şimdi kilo almış.” Çakıcı, AKP Genel Başkan Yardımcısı eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu suçlayıcı ifadeler kullanarak “İçişleri Bakanlığı yaptığı 5 yılda KCK’nin temellerini attı” diye konuştu. Karakullukçu için yetkili değiliz İbrahim Okur’a HSYK ile ilintili olduğu ileri sürülen güncel bir konuyu da sordum. Milliyet’te Tolga Şardan, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’nun hayali ihracat Bir yürüyüş, 4 iddianame ALİCAN ULUDAĞ Savcı, Hopa’da yaşanan olayların ardından Ankara’da yapılan gösteriye ilişkin 50 kişi hakkında daha dava açtı kevleri Genel Başkanı İlknur Birol, KESK MYK Üyesi Baki Çınar, SES MYK üyesi Aslıhan Öden, SES Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara, dönemin KESK MYK üyesi Akman Şimşek, EğitimSen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Doğan Kaya, EğitimSen Ankara 5 No’lu Şube Başkanı Haydar Karayünlü, EğitimSen Ankara 1 No’lu Şube Yöneticisi Olgun Eroğlu, Halkevleri MYK üyesi Serhad Savaş ile avukatlar Sevinç Hocaoğulları, Çiğdem Tan ve Deniz Özbilgin de yer aldı. ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP Ankara İl Başkanlığı önünde geçen yıl düzenlenen Hopa protestosuna katılan dönemin KESK Başkanı Döndü Taka Çınar ile eski Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol’un arasında bulunduğu 50 kişi hakkında dava açtı. Her şüpheli için 22 yıl 3 aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, 17 kişinin “polise saldırdığı”, 5 şüphelinin de “mala zarar verdiği”nin anlatılmasına karşın, bu iki eylemden dolayı tüm sanıklar için ceza talep edilmesi dikkat çekti. Sanıklar hakkında yöneltilen “hakaret” suçlamasına ilişkin ise iddianamede herhangi bir örnek verilmediği görüldü. Bu iddianame ile birlikte, Ankara’daki Hopa gösterisine katılıp, sanık olanların sayısı 135 oldu. Olaylarla ilgili ilk olarak özel yetkili savcılık, iki iddianame halinde toplam 35 kişi hakkında örgüt üyeği suçlamasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açmıştı. Basın savcılığı ise 2911 Sayılı Yasa’ya muhalefetten 48 kişi hakkında hazırladığı iddianameyi Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Bu davanın görülmesine de başlanmıştı. 4. iddianame ise 50 kişi hakkında hazırlandı. Basın savcısı Erdoğan Gökçek, 50 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianameyi 24. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Savcı Gökçek, iddianamenin bu mahkemede bulunan 48 kişinin sanık olduğu dosya ile birleştirilmesini talep etti. ‘Zincirleme direnme’ 50 kişilik iddianamde, tüm şüphelilerin 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet etmek; “zincirleme” şekilde görevi yaptırmamak için direnmek, kamu malına zarar vermek, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek suçundan 4 yıldan 22 yıl 3 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. İddianamenin sanıkları arasında; eski KESK Başkanı Döndü Taka Çınar, dönemin Hal Perinçek öldürülecekti Çakıcı eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanvekili Mehmet Eymür ile çatışmasını anlatırken, “Eymür Doğu Perinçek’i öldürüp üstüme yıkacaktı” dedi. Çakıcı şöyle konuştu: “Susurluk kazası sonrası Doğu Perinçek’in yayınladığı raporlar haberler de doğrudur. Eğer Susurluk kazası olmasaydı, Doğu Bey’in (Perinçek) çocukları yetim kalacaktı.” Başkan Çalmuk’un tutuklu sanık Sedat Peker ile ilgili sorularına sinirlenen Çakıcı, kürsünün önüne gidip Çalmuk’un karşısında durarak “Sen ispiyoncu mu arıyorsun?” dedi. Çakıcı’nın tanık olarak dinlenmesi nedeniyle Atatürk, Abdülhamit posterleri, ön camında ise Türk bayrağı ve Allah yazıları yapıştırılan 6 otobüsle gelen çok sayıda kişi duruşmayı izledi. ankartın ucundan tutmuş İddianamede dönemin KESK Başkanı Çınar’a yönelik suçlama olarak “yolu trafiğe kapatan grup içerisinde yer almak” ve “Ölümün zulümün iktidarı AKP’den hesap soracağız” yazılı “pankartın ucundan tutarak taşımak” ifadeleri yazıldı. İddianamede, her şüphelinin benzer şekilde “yolu trafiğe kapatan grup içinde yer aldığı” anlatıldı. P Şişli’den Viyana’ya kültürel işbirliği İstanbul Haber Servisi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Avusturya’nın başkenti Viyana’ya giderek Belediye Başkanı Michael Haupl ile kültürel etkinlikler üzerine görüştü. Viyana Belediyesi’nin daveti üzerine Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, beraberinde ünlü modacı Atıl Kutoğlu ile Viyana’ya gitti. Viyana Belediye Başkanı Michael Haupl ile görüşen Sarıgül, önümüzdeki aylarda Şişli’de gerçekleşecek kültürel etkinliklere katılması için Haupl’u İstanbul’a davet etti. Daveti kabul eden Haupl, ziyaretinden dolayı Sarıgül’e teşekkür ederek “İki kent arasında kültürel ve sanatsal işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyacağım. Alışverişin, modanın ve sanatın merkezi olarak gördüğümüz Şişli Nişantaşı’nda bir Viyana Haftası düzenlenecek olması da çok anlamlı. Ayrıca, Atıl Kutoğlu gibi, aynı zamanda Viyanalı olan saygın bir modacının da bizimle birlikte olması gurur verici” dedi. Şişli Belediye Başkanı Sarıgül de, İstanbul ve Viyana arasındaki ilişkileri geliştirmek istediklerini belirterek “Şişli ile Viyana’yı bütünleştirmek isitiyoruz. Viyana’nın tarihikültürel dokusuyla Şişli’nin dokusu birbirine çok benziyor”diye konuştu. Haupl, Sarıgül’e plaket verdi. ‘Silivri çıkarması’ Diyarbakır Cezaevi’nde tünel ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da E tipi cezaevinde çoğunluğu uyuşturucu gibi adli suçlardan tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu koğuşta hükümlülerin kazdığı 7 metrelik tünel ortaya çıkarıldı. Terör örgütü PKK’nin eski yöneticilerinden Şemdin Sakık, PKK itirafçıları ve KCK davası tutukluları da aynı cezaevinde. atil AKP’ mi hakaret? İddianamede “hakaret” suçuna yönelik herhangi bir örnek eylemden bahsedilmediği de görüldü. Bu durum da savcının “Katil AKP” yazılı çelengi hakaret olarak kabul ettiği yorumlarına neden oldu. 48 kişi hakkında daha önce hazırlanan iddianamade de benzer durum yaşanmıştı. 24. Asliye Ceza Yargıcı Şahin Kurt, ilk duruşmada bu durumu eleştirirken, “Polisler yaralanmış, araçlar zarar görmüş deniyor ancak bunlara ilişkin delil yok” demişti. ‘K Hilmi Özkök tanık olarak ifade verecek Davanın dünkü 209. duruşmasında mahkeme başkanı Hüsnü Çalmuk; eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Hilmi Özkök, MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, yazar Ümit Fırat, KCK davasından tutuklu Abdullah Öcalan’ın avukatı Doğan Erbaş, avukat İrfan Dündar ve Öcalan’ın eski avukatı Zeki Okçuoğlu’nun da aralarında bulunduğu 12 kişinin tanık olarak dinleneceğini belirtti. Çalmuk ayrıca gizli tanıklar Yıldız, Mart, Ahmet, İlkadım ve İsmet’in dinleneceğini açıkladı. ? ANKARA (AA) Süper Loto’da 6 bilen çıkmayınca 1 milyon 995 bin 702 TL 87 kuruş devretti. Numaraların 2, 3, 13, 23, 24 ve 40 olarak belirlendiği çekilişte, 5 bilenler 4 bin 89 TL, 4 bilenler 88 TL, 3 bilenler 7 TL ikramiye alacak. C MY B C MY B Süper Loto devretti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle