28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 TEMMUZ 2012 CUMA CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Özellikle gıda ihracatı alanında faaliyet gösteren çok sayıda şirket bankaların tutumu yüzünden sıkıntıda Mersin’de iflas korkusu ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin’de özellikle gıda ihracatı alanında faaliyet yürüten çok sayıda şirketin banka kredilerini ödeyemez duruma gelmesi piyasayı dalgalandırdı. Aralarında geçen yıllarda vergi rekortmeni olan şirketlerin de olduğu bazı şirketlerin “iflasın eşiğine” gelmesi üzerine işadamları örgütlerinden hoşnutsuzluk sesleri yükselmeye başladı. İşadamları örgütleri açıklamalarında bazı bankalar, vadesi dolmadan kredilerini geri çağırmakla suçlandı. Türkiye’nin önde gelen ihracat ve üretim merkezlerinden biri olan Mersin piyasalarında son günlerde “banka kredisi” endişesi yaşanıyor. Ba Bazı bankaların, geri ödemelerdeki küçük gecikmelere bile anlayış göstermeden vadesi dolmayan kredilerin tamamını geri çağırmaya kalkışmaları endişe kaynağı oluyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut, “Tedbir alınmazsa Anadolu girişimcisi telafi edilemez bir çöküşe girecektir” dedi. zı bankaların, vadesi dolmadan kredilerin tamamını geri istediği ve bunun sonucundan çok sayıda şirketin iflasın eşiğine geldiği iddiaları iş dünyasının son günlerde en fazla konuştuğu konuların başında geliyor. İş dünyası örgütleri de sürece bankalara yönelik sert suçlamalarla katıldı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut, “100 bin TL’lik kredi borcundaki küçük bir gecikmeden dolayı milyonlarca liralık kredinin tamamını geri talep eden ve firmaları iflasa zorlayan bankalar var. Firmaların belli bir plan ve vade ile kurguladıkları yatırımları yarım bırakmak zorunda kalmaları ve bunun ekonomiye olan çarpan etkili zararları telafi edilemeyecek düzeye gelmektedir. Tedbir alınmazsa Anadolu girişimcisi telafi edilemez bir çöküşe girecektir” dedi. Aşut, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile BDDK’nin konuya eğilmesi talebini de dile getirdi. Mersin Girişimci İşadamları Derneği (MEGİAD) Başkanı Alper Gürsoy da bankaları hedef aldı. Gürsoy, Çukurova bölgesindeki bazı bankaların krediler konusunda gösterdiği olumsuz tavrın önemli şirketleri mali çıkmaza soktuğuna dikkat çekti. Basit bir ödeme gecikmesinde dahi kredi taleplerini geri çeviren kimi bankaların, bir yandan da verdiği krediyi vadesi gelmeden geri istediğini ileri süren Gürsoy, Çukurova bölgesindeki birçok önemli şirketin bazı bankalarca kıskaca alındığını söyledi. Gürsoy, “Son dönemde bu yak laşım tarzı artan bir şekilde kendini göstermektedir. Bu bankaların krediler konusunda tarım üreticilerimizi ekonomik darboğaza sokacak, hatta iflasa sürükleyecek girişimlerde bulunması son derece üzücü, düşündürücüdür. Bu olumsuz tablo nedeniyle pek çok köklü firmanın sıkıntıya girdiğini, bazı yatırımların yarım kaldığını, sadece işletmelerin değil ülke ekonomisinin de zarar gördüğünü söylemek yanlış olmaz. Bankaların genel müdürlükleri ve ilgili devlet kurumları bu girişmelere ‘dur’ demelidir. Aksi takdirde Mersin özelinde tüm Çukurova’da önemli problemler yaşanacaktır” ifadelerini kullandı. Harçları Kaldırmak Neyi Değiştirir ki? Yükseköğretim gençliğinden “öğrenci katkı payı” adı altında alınan harçların kaldırılması, AKP rejminin bir jesti olarak takdim ediliyor. Zaten, haksız bir uygulama olan harç uygulamasının, şimdi bir lütuf gibi kaldırılıyor gösterilmesi büyük sahtekârlık. Eğitimin bir yurttaşlık hakkı ve bir kamu hizmeti olarak bedelsiz verilmesi, erişiminin engelsiz olması gerekir. Eğitime ayrılan kaynak bir yana, erişimde engeller diz boyu. Ortaöğrenimde okullaşma yüzde 50’lerde, yükseköğretimde şişirmelerle yüzde 38’de… Kalite ise sürünüyor… Türkiye’de eğitime devlet ne harcıyor? 2011 bütçesinin sonuçları, genel bütçeden 48.5 milyar TL ya da toplam harcamaların yüzde 15.5’inin harcandığını ortaya koyuyor. Çok mu? Hatırlatalım; 20 milyon dolayında “örgün”, 78 milyon dolayında da yaygın eğitim alan nüfus var. Az buz değil; toplam nüfusun yüzde 37’si demek bu. 2011’de genel bütçeden okulu, öğretmeniyle, ilköğrenim öğrencisi başına yılda 1630 TL harcanırken, yükseköğretim öğrencisine de ortalama 3 bin TL dolayında para harcandı. BÜTÇEDEN EĞİTİM HARCAMALARI (2011) Milyon Bütçe Öğrenci Öğr.Baş. TL Payı (%) (Bin) Hrc.TL BÜTÇE HARC. 313.302 EĞİTİM 48.515 Okul Önc. ve İlköğ. 19.703 Ortaöğretim 10.427 Yükseköğretim 10.944 Diğer Eğitim Hrc. 7.442 100 15.5 6.3 3.3 3.5 2.4 Merkez, enflasyon tahminini düşürdü Başçı, küresel zayıflama nedeniyle enflasyonun temmuzda sınırlı artış göstereceğini, daha sonra düşüşe geçeceğini söyledi. Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. Buna göre; yıl sonu için yüzde 6.5 olan enflasyon tahmini yüzde 6.2’ye çekildi. TCMB Başkanı Erdem Başçı küresel zayıflamaya paralel olarak küresel enflasyon tehdidinin azaldığına dikkat çekerek enflasyonun temmuzda sınırlı artış göstereceğini, daha sonra düşüşe geçeceğini belirtti. Başçı raporla ilgili şu açıklamalarda bulundu: L İlkyarıdaki veriler politikalarımızın amacına ulaştığını gösteriyor; ekonomideki dengelenme süreci belirginleşti. L Önümüzdeki dönemde kredilerin makul ve sağlıklı oranlarda artmasını bekliyoruz. L Avro bölgesindeki büyümenin zayıf seyrini koruması dış talep üzerinde aşağı yönlü risk olmaya devam ediyor. L Petrol varsayımımızı 2012 için 110 dolara; 2013 için 100 dolara düşürdük. L Gıda fiyatlarının yıllık artış oranını yüzde 7’ye çektik. L Para politikasının temkinli ve esnek duruşunu koruyacağını, kredi büyümesinin yüzde 14 olacağını varsaydık. L Temmuz enflasyonunda çift haneye çıkma ihtimali görmüyoruz. L TL cinsi zorunlu karşılıkların (ZK) döviz cinsinden tutulabilmesinde muhtemelen bir adım daha atacağız ve bu mekanizmayı sonlandıracağız. L TL ZK’lerin döviz ve altın olarak tutulmasında 5’er puanlık artış yapabiliriz. Böylece fonlama ihtiyacında yaklaşık 5.6 milyar TL’lik azalma olacak. 12.097 4.749 3.627 1.629 2.196 3.017 Kaynak: Maliye Bakanlığı , MEB, YÖK Süreyya Ciliv Sosyal sorumluluk örnekleri: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile ‘Kardelenler’ projesini yürüten Turkcell, Doğu Anadolu’da ilk çağrı merkezini Erzurum’a kurarak öncülük yaptı. Civil, Van için Türk Eğitim Vakfı ile birlikte yürüttükleri ‘Türkiye Kumbarası’ projesini de örnek gösteriyor. ‘Oxford vardı da biz mi gitmedik’ lafını tarihe gömdük’ Mobile takılıp kalmak yerine 3G ve fiber internete milyarlar yatırdıklarını söyleyen Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, “Bu sayede Harran’daki gencimizle Harvard’ı buluşturduk. Artık azmi olan dünyanın her yerindeki bilgiye eşit şansla ulaşabilir” dedi. Ekonomi Servisi 2012’nin ikinci çeyreğini şirket tarihinin kâr rekoru ile geçtiklerini belirten Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, “Ama bizi bundan çok daha heyecanlandıran şey, yaptığımız iş sayesinde Türkiye insanının bilgiye ulaşmada fırsat eşitliğine sahip olmasıdır” dedi. Ciliv, grubun 2012 yılı ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladığı basın toplantısında, dünya krizdeyken bile 1.5 milyar liralık yatırım yapmaya devam ettiklerini ve şimdi bunun meyvelerini topladıklarını belirterek şunları söyledi: ? Günümüzde bilgiye ulaşma, bilginin paylaşılması, onunla yeni fikirler üretilebilmesi çok önemli. Biz interneti 3G sayesinde halkın cebine indirdik. 2007’de sadece mobil olmak yeterli idi, yetinmedik. 3G ve fiber internete yatırıma devam ettik. Bu yolla Harran’daki gencimizi Harvard’la eşit şansa getirdik. “Oxsford vardı da biz mi gitmedik” olayını kaldırdık. Azimli olan her gencimiz, artık dünTurkcell’in önceki gün itibarıyla yanın en uzak köşesindeki bilgiye kasasında 6.2 milyar lira (3.4 milyar doulaşabilir. lar) nakit bulunuyor. Borcu 1.7 milyar ? Turkcell Grup gelirleri, yüzdolar. Kısa vadede açıklanacak bir sade 37 büyüyen grup şirketleri ve tın alma operasyonu yok. Kuruluş ikinyıllık yüzde 6 büyüyen mobil ses ci çeyrekte; abone başına ortalama geligelirlerinin katkısıyla ikinci çeyrini yüzde 5.6 artışla 20.7 liraya, aylık kullanım dakikasını yüzde 14 artışla 250.4 darekte 2.56 milyar TL olarak kikaya yükseltti. Abone pazar payını yüzgerçekleşti. Konsolide gelir yılde 53’te tutuyor. İkinci çeyrek abone sayılık bazda yüzde 13 büyüdü. Son sını 200 bin artırdı, 34.7 milyona çıkardı. Buüç çeyrek üst üste çift haneli genun 22.2 milyonu ön ödemeli, 12.6 milyonu lir artışı sağladık. Grubun faturalı. Şirketin ses gelirleri bir önceki yılın amortisman, vergi ve faiz önaynı dönemine göre yüzde 6 artarak 1.6 milcesi kârı önceki yıla kıyasla yar liraya, mobil internet gelirleri yüzde 44 yüzde 8 büyüyerek 779 milyon artışla 240 milyon liraya çıktı. Ciliv, mobil inTL’ye yükselirken, 2012 ikin ternet gelirlerinde yıl sonu itibarıyla yüzde ci çeyrek net kârı 534 milyon 4445 artış olmasını, şebekelerindeki akıllı teTL oldu. Turkcell’in 2012 ilk lefon sayısının 4.8 milyondan gelecek 12 ayyarıyıl gelirleri de yüzde 13 arda 2.7 milyona çıkmasını ve 2012’nin sotışla 4.9 milyar TL oldu. nunda yıllık gelirlerinin 10.1 ile 10.3 milyar TL arasında gerçekleşmesini bekliyor. Kasası tıka basa dolu Abdi İbrahim’e büyük ödül Ekonomi Servisi Abdi İbrahim, akılcı ilaç kullanımı kampanyası ile üç ödüle birden layık görüldü. Şirket; Farmaskop Ulusal Sağlık İletişimi Ödülleri’nde “En iyi bilinçlendirmefarkındalık kampanyası” kategorisinde birincilik, “En iyi kurumsal sosyal sorumluluk kampanyası” kategorisinde Başarı Ödülü alırken; kampanyalar kategorisinde yarışan tüm rakiplerini geride bırakarak Büyük Ödül’ün de ( Best of Best ) sahibi oldu. KISA... KISA... Borsa yeni zirvesinde Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin Avro’dan dönüş olmadığı ve ECB’nin Avro’nun korunması adına gereken her şeyi yapmaya hazır olduğu açıklaması piyasaları uçurdu. İMKB yılın yeni rekorunu kırdı. Açıklamanın ardından Avro, yüzde 1’in üzerinde değer kazanarak 1.2288’e kadar yükseldi. Avrupa borsalarında yükseliş yüzde 2’yi geçti. İspanya borsasında yükseliş yüzde 5’i aşarken, İtalya yüzde 5, Fransa yüzde 3.5, Almanya yüzde 3 civarı yükseldi. Yurtdışındaki olumlu havaya paralel İMKB de yüzde 3.46 yükselerek yılın yeni zirvesi olan 63 bin 841 puandan kapandı. Citigroup’tan kara senaryo Avrupa’da krizden muaf hiçbir ülke kalmadığına işaret eden Citigroup’a göre Yunanistan yüzde 90 ihtimalle Avro’dan çıkacak Ekonomi Servisi ABD’li banka Citigroup, “Yunanistan’ın önümüzdeki bir buçuk yıl içinde Avro bölgesinden çıkması olasılığı yüzde 5075 aralığından yüzde 90’a yükseldi” öngörüsünde bulundu. Banka neden olarak ise ülkede uzun süredir devam eden ekonomik durgunluğun Avro bölgesine dağılması olarak gösterdi. Banka çıkış tarihi için 1 Ocak 2013’ü gösterdi ancak bunun net bir tarih olarak kabul edilmemesi gerektiğinin de altını çizdi. Citigroup’un ülke kredi notu üzerine hazırladığı “Ülke Rating Görünümü” raporunda, ekonomik durgunluğun Avrupa’da bu yıl ve gelecek yıl da hissedileceği ifade edildi. Raporda şunlar yer aldı: ? Yakın dönemde Avro bölgesinde, uzun dönemde ABD, İngiltere ve Japonya’da yeni rating notu düşüşleri görülecek. ? Önümüzdeki 23 çeyreklik dönemde Avro bölgesinde, önde gelen kredi derecelendirme kuruluşlarından en az biri tarafından Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Hollanda, Portekiz ve İspanya’nın ratinginin en az bir not indirilmesini bekliyoruz. ? Avro Bölgesi çevre ülkeleri ekonomik zayıflık ve artan borç ve açıktan etkilenecek. suz etkilerine yol açacak. ? İngiltere de krizden muaf değil. S & P, İngiltere’nin ülke görünümünü yakın zamanda negatife çevirebilir. İngiltere, AAA olan notunu 23 sene içinde kaybedebilir. ? Japonya’nın ülke notunun üzerinde aşağı yönlü baskı artacak. AAA notuna sahip ülkelerin oluşturduğu havuz giderek küçülecek. Uzun ve kısa vadede bu havuzda sadece Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, İsviçre ve İskandinav ülkeleri kalacak. ? S&P’nin ABD’ye verdiği AA ülke notu 23 sene içinde AA’ya indirilebilir. Moody’s de benzer bir hamle yapabilir. ? Almanya’nın ise, S&P tarafından AAA durağan olan notunun görünümünün kısa vadede negatife çevrilebilir. Moody’s ise ülkenin notunu düşürebilir. Bunlar, devlet bütçesinden harcananlar. Ama bu kadarı, elbette karşılamıyor ihtiyacı. Aileler de harcamaya mecbur bırakılıyor. Servise, kitaba, ders gereçlerine, yemeğe, yurda ödenenler; dershaneye, özel okula ödenenler, aile bütçelerinin, nerdeyse mutfak bütçesini buluyor. Yapılmış araştırmalar, devlet bütçesinden harcananın en az yarısı kadar da ailelerin cebinden para çıktığını ortaya koyuyor. Kabaca, milli gelirin yüzde 6’sını bulan Türkiye eğitim harcamaları, 2011’de 46 milyar doları buldu ve bunun 30 milyar doları genel bütçeden kamu harcaması olarak çıkarken en az 16 milyar dolar da ailelerin cebinden çıktı. Görüleceği gibi, eğitim, hiç de anayasada öngörüldüğü gibi bedelsiz bir kamu hizmeti olarak verilmiyor. Eğitim için söylenenler sağlık için de geçerli. Aileler, temel bir hak olan sağlık için de 2011’de ceplerinden en az 10 milyar dolar harcadılar. Böylece eğitim ve sağlık için, yani devletin sosyal görevi olan bu harcamalar için, ailelerin cebinden 2011’de en az 2526 milyar dolar çıktı. ??? AKP rejiminin yükseköğrenim gençliğinin sisteme tepkilerini pasifize etmek için zaten haksız biçimde aldığı harçlardan vazgeçiliyor görünmesi, bu büyük fotoğraf içinde komik kaçıyor elbette. Öğrencinin cebinden çıkan sadece “harç” değil ki… Sosyal sorumluluğunu sırtından atan rejim, eğitim harcamalarının yüzde 36’sını zaten ailelere yıkmış durumda. Bir tek harcı kaldırmak, neyi değiştirir ki? Neoliberal zihniyetin marifeti olarak, üniversitenin para sağılan bir yer haline getirildiğini Öğrenci Kolektifleri üyesi Uğur Gümüşkaya bakın nasıl anlatıyor; “… üniversite içi hizmetler (yemekhane, üniversite içi ulaşım, kayıt parası, öğrenci belgesi, transkript parası, ders kitapları gibi) paralı hale getirildi. Yemekhaneler tek tek özelleştirildi. Önceden var olan medikolardan ek para alınmaya başlandı. İnternet ve bilgisayar kullanımı paralı hale getirildi. Eğitimin ticarileştirmesinde yeni bir boyut olarak yaz okulları uygulaması başlatıldı ve yaygınlaştırıldı. Üniversiteye bağlı paralı yurtlar açılarak öğrenciler üzerindeki müşterileştirme süreci ilerletildi. Paralı olarak uygulanan üniversite içi kurslar ve sertifika programları ile üniversite yönetimleri yeni gelir kapısı bulmaya yöneldiler. Bunların yanında kamu üniversitelerinde paralı bölümler açıldı. Örneğin İTÜ uyguladığı SUNY (yurtdışı üniversiteleriyle anlaşmalı çift diploma programı) programından sadece bir bölüm üzerinden yılda 12.00016.000 dolar arasında gelir elde etmektedir. Son yıllarda üniversitelerde MBA (İşletme Yönetimi Mastırı) programları uygulanmaya başlanarak eğitimin ticarileştirilmesi derinleştirildi. ODTÜ’nün MBA programından bölüm başına aldığı yıllık para 15.000 dolar civarındadır. Piyasa endeksli çalışan cin fikirli üniversite rektörlerinin son yıllarda başvurduğu bir diğer paralı eğitim hamlesi ise ‘Uzaktan Eğitim’ programlarıdır. Üniversitelerimizin üçte birinde uygulanan uzaktan eğitim programları devlet üniversitelerinin yeni gelir kapısı haline geldi. Örneğin Sakarya Üniversitesi’nde Eğitim Fakültesi’nin uzaktan eğitim fiyatı 2.340 TL’dir. Parasız ve eşit eğitim hakkının gerçekleşebilmesi için üniversitelilerin özellikle barınma ve ulaşım sorunlarının olmaması gerekmektedir.” (*) Evet, üniversitelinin ulaşım ve barınma sorunu… Kendi başına o kadar büyük sorunlar ki… Harcı kaldırmak neyi değiştirir? Neyi? (*) Uğur Gümüşkaya, AKP’nin Yükseköğretim Stratejisinin Şifreleri Sendika.org. Komşuda kader günü AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF temsilcilerinden oluşan troyka heyeti Yunanistan’ın kurtarma paketinden yeni kredi dilimini alıp almayacağına karar vermek üzere Atina’da görüşmeleri sürdürüyor. Yunanistan maliye bakanlığı, iki yıl içinde 11.7 milyar Avro’luk tasarruf öngören planı troykanın temsilcilerine sundu. Heyet bugün Başbakan Antonis Samaras ile bir görüşme yapacak. “Houston’lu şirket 2 milyar dolarlık yatırım yapacak” ? Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Houston merkezli Energy Allied International firmasının, Türkiye’de yaklaşık 2 milyar dolar yatırım gerektiren kömürden kimyasal madde üretimine yönelik bir yatırım planı üzerinde kendisi ile görüştüğünü belirtti. Çağlayan, şirketin yapacağı bu yatırım ile Türkiye’nin ithal ettiği ve her yıl yaklaşık 650700 milyon dolar açık veren iki önemli ürünün Türkiye’de üretilmeye başlanacağını bildirdi. Kriz derinleşecek ? Avro bölgesinde merkez ülkeler, çevre ülkelerdeki ekonomik istikrarsızlıktan ve endişelerden etkilenecek. ? Bu durum kaçınılmaz olarak mali yükün daha fazla paylaşılması, bankaların yeniden sermayelendirilmesi, maliyetlerinin artışına, ekonomik zayıflıkların mali görünüme dair olum C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle