11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2012 PAZARTESİ 8 İstanbul B Edirne A Kocaeli B Çanakkale B İzmir A Manisa A Denizli PB Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon B Giresun A A Ankara 32 37 33 33 35 39 38 28 30 31 33 35 37 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B A B B A A A A A B B PB 34 34 37 31 35 36 43 44 40 42 34 29 29 Oslo B Helsinki Y Stockholm Y Londra B AmsterdamB Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin PB Budapeşte B Madrid B Viyana B HABERLER 17 24 21 24 24 25 24 25 24 24 26 36 23 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam PB PB Y A B PB A B PB Y B A A 28 32 26 35 22 24 39 40 36 37 32 36 41 Ülkemiz genelinde yağış beklenmiyor. Ülkemizin kuzey kesimleri, İç Ege ile Göller yöresinin parçalı ve çok bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Ülke sıcaklıkların genelinde mevsim normalleri üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Temmuz İTİRAZLAR REDDEDİLDİ Askeri helikopterin inişe geçtiği sırada düşmesi sonucu 7 asker de yaralandı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY CHP’de PM listesi kesinleşti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP 34. Olağan Kurultayı’nda yapılan 60 kişilik Parti Meclisi (PM), 15 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ile 8 kişilik Bilim Yönetim ve Kültür Platformu (BYKP) seçimlerinin sonuçları kesinleşti. Kurultay sonrası ilk sayımda, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesini delen ancak daha sonra PM dışında kaldığı ortaya çıkan eski milletvekili Çetin Soysal başta olmak üzere; Ordu Milletvekili İdris Yıldız, İbrahim Yener ve Alper Nevzat Kızıltan gibi isimler sonuçlara itiraz etmişlerdi. 40 CHP’linin başvurusunu görüşen Çankaya İlçe Seçim Kurulu itirazları reddetti. CHP Basın Birimi, seçim kurulu tarafından onaylanan listeyi açıkladı. CHP PM üyelerinin isimleri ve aldıkları oylar şöyle: Adnan Keskin (826), Haluk Koç (807), Umut Oran (786), Şafak Pavey (762), Murat Karayalçın (738), Faik Öztrak (700), Ayşe Gülsün Bilgehan (686), Veli Ağbaba (686), Levent Gök (682), Engin Altay (663), Gökhan Günaydın (663), Bihlun Tamaylıgil (654), İlhan Özkes (637), Mehmet Volkan Canalioğlu (623), Perihan Sarı (616), Osman Faruk Loğoğlu (608), Candan Yüceer (591), Fikri Sağlar (572), Durdu Özbolat (562), Hurşit Güneş (561), İlhan Cihaner (535), Alaattin Yüksel (533), Sena Kaleli (528), Zühal Samlı (528), Nihad Matkap (524), Faruk Demir (522), Bülent Tezcan (503), Sezgin Tanrıkulu (488), Gürsel Tekin (472), Mehmet Emrehan Halıcı (462), Seniye Nazik Işık (461), Bülent Kuşoğlu (459), Ercan Karataş (459), Hüseyin Yaşar (452), Halit Toraman (444), Gülseren Onanç (439), Erdoğan Toprak (428), Ekrem Kerem Oktay (427), Onursal Adıgüzel (427), Ayşe İnci Beşpınar (426), Meryem Gül Çiftçi (425), Yakup Akkaya (420), Tekin Bingöl (403), Aytun Çıray (401), Berrin Gürçay Dilekçi (398), Gökçe Pişkin (397), Emel Yıldırım (390), Hüseyin Saygılı (389), İbrahim Yener (381), Sevnur Yıldırım (380), Umut Akdoğan (363), Kutsiye Benan Baykal (359). PM’ye 8 kişilik Bilim Yönetim ve Kültür Platformu kontenjanından giren isimler de Metin Feyzioğlu (941), Oğuz Oyan (914), Hülya Güven (874), Sencer Ayata (864), Gaye Usluer (813), Burhan Şenatalar (752), Birgül Ayman Güler (750) ve Seyhan Erdoğdu (734) oldu. YDK üyeliklerine seçilen isimler ise şöyle: A. İhsan Kalkavan (658), Şenal Sarıhan (612), Tülay Ateş (541), Atila Emek (536), Süheyla Sumru Karaer (530), Mustafa Moroğlu (524), Saniye Barut (484), Sezgin Kaya (465), Soner Karakuş (459), Refik Eryılmaz (453), Zühal Sirkecioğlu Dönmez (421), Selahattin Balta (398), Turan Aydoğan (376), Mümin Akgül (362) ve Mustafa Ülkü Caner (342). Dağlıca’da 5 şehit HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde Dağlıca bölgesi kırsalında S70 Sikorsky tipi askeri helikopter inişe geçtiği sırada düştü. Kaza sonucu 5 asker şehit oldu, 7 asker yaralandı. Jandarma Genel Komutanlığı’na ait bir S70 Sikorsky tipi helikopter Dağlıca’daki Deryan Tepe mevkiinde inişe geçtiği sırada yere çakıldı. Kaza sonucu helikopterde bulunan 4 asker olay yerinde şehit düşerken 8 asker yaralandı. Yaralılar ve şehit askerlerin cenazeleri olay yerine gönderilen helikopterle hastaneye kaldırıldı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “22 Temmuz 2012 Pazar günü saat 16.55 sıralarında, 4 helikopter mürettebatı ve 11 kişilik Emniyet timi ile birlikte Yüksekova’dan kalkan Jandarma Genel Komutanlığı’na ait bir S70 Sikorsky tipi helikopterimiz; Dağlıca’nın 12 km. kuzeydoğusundaki Deryan Tepe’ye inişe geçtiği esnada, ilk belirlemelere göre güç kaybına bağlı olarak kaza kırıma uğramıştır. Kaza sonucunda; 4 personelimiz şehit olmuş, 8 personelimiz yaralanmıştır. Şehit ve yaralılarımız Hakkâri ve Yüksekova’ya tahliye edilmişlerdir. Kaza ile ilgili idari ve adli soruşturmaya başlanmıştır” denildi. Gece yaralı askerlerden birinin daha yaşamını yitirmesiyle şehit sayısı 5’e yükseldi. Aydınlar, Diyarbakır’da miting yasağıyla çıkan olaylardan İçişleri Bakanı’nı sorumlu tuttu ‘Utanç duyuyoruz’ ? Aralarında Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Zülfü Livaneli ve Oya Baydar’ın da yer aldığı yazar ve aydınlar İçişleri Bakanı Şahin’i istifaya çağırdı. Haber Merkezi Aydınlar, BDP’nin Diyarbakır’da düzenlemek istediği ancak Valilik tarafından yasaklandığı için yapılamayan mitingi öncesi çıkan olaylardan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i sorumlu tutarak istifasını istedi. Aralarında Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Ahmet Ümit, Zülfü Livaneli ve Oya Baydar’ın da yer aldığı yazar, öğretim üyesi, sanatçı ve barış aktivisti, yayımladıkları bildiride “BDP’nin Diyarbakır mitingini engellemek için uygulanan devlet şiddetinden utanç duyuyoruz” görüşünü dile getirdi. Bildiride mitingi engellemenin ve bastırma yönteminin “devlet şideti” olduğu belirtildi. Bildiride şu görüşler kaydedildi: “Biz aşağıda imzası bulunan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, Kürt halkıyla eşit yurttaşlık temelinde barış içinde birlikte yaşamak istiyoruz. BDP’nin temel demokratik haklar kapsamında düzenlemek istediği Diyarbakır mitingini engellemek için uygulanan devlet şiddetinden utanç duyuyoruz. İktidarın olayları tersyüz ederek BDP’yi suçlu gösterme çabasını kınıyoruz. Göreve geldiği günden beri Kürt halkına yönelik saldırgan tutumuna ek olarak Diyarbakır’da polis tarafından ağır şekilde hırpalanan milletvekillerine ‘zavallı’ deme cüretini gösteren İçişleri Bakanı’nın istifasını talep ediyoruz.” Polisleri rehin aldılar bir süre sonra Türk vaHaber Merkezi Gaziantep’in İslahiye ilçe SINIRA ASKERİ SEVKIYAT tandaşları tarafından insinde muhalif Suriyeli Mardin’de Suriye sınırına demiryoluyla büyük dirilip tekrar Türk bayrağı asıldı. lerin bulunduğu mülteci askeri sevkıyat yapıldı. Demiryoluyla Suriye kampına Lazkiye’den ge sınırındaki Nusaybin ilçesine gönderilen füze angın sınıra len Türkmenlerin yerleşbataryaları ve askeri araçlar tren garına getiyaklaştı tirilmesini protesto eden rildi. Askeri araçlar burada vinçlerle 2. Hudut Antakya Orman İşletTaburu Kenan Dalbaşar Kışlası’na indirildi. bir grup, Türk polisini reAraçların 2. Hudut Tabur Komutanlığı’ndan me Müdürü Mehmet hin alarak silahlarına el sınır birliklerine dağıtılacağı öğrenildi. Harbi, Suriye’nin Lazkoydu. Kamptaki Türk kiye kentinin Türkiye’ye bayrağını indirip kendi yakın ormanlık alanlabayraklarını asan mülteci grubun riyeli mülteciler, kamptaki olay çıkardığı olaylar özel timin kam yeri inceleme aracı ve bilgisa rında çıkan ve yaklaşık 4 gündür yarlara hasar verdi. Arbedede 4 süren yangının Türkiye sınırına pa girmesiyle bastırıldı. Toplam 1500 Türkmenin Laz jandarma eri ile 4 sivil çeşitli yer 200 metre kadar yaklaştığını söyledi. Harbi, “Bölgede hat kiye’den gelip çadır kente yer lerinden yaralandı. Bunun üzerine Gaziantep ve yolu, yangın şeridi çalışmalaleştirilmesini protesto eden Suriyeliler, önce yetkililerle tartış Nurdağı ilçesinden takviye gü rımıza başladık. Şerit açıldıktıktan sonra olay çıkardı. Yüz venlik gücü istendi. Kampa ge tan sonra arozözlerimizi şeritlerce Suriyeli, çadır kentte bu len özel harekât polisleri havaya lere sokarak yangının Türkilunan polisleri rehin alarak si ateş ederek içeri girdi. Kampa ye’ye sıçramasını engellemeye lahlarına el koydu. Olayın du gelen bazı Türkler de Suriyelilere çalışacağız. Şu an yangın sınıyulması üzerine çok sayıda kişi saldırmak istedi. Bu arada Suri rımıza 200 metre yakınlıkta. kamp önüne gelerek içeri girmek yeliler kamp girişinde asılı Türk Zaman zaman rüzgârın etkiistedi. Kavga sırasında nizami bayrağını indirerek yerine ken siyle parlıyor, zaman zaman ye binasının camlarını kıran Su di bayraklarını astı. Ancak, kısa yavaşlıyor” dedi. Y YATIRIMLARDA, DOĞAYI DİKKATE ALMAYAN KARARLAR ALINDIĞI ORTAYA ÇIKTI ÇED formaliteye dönüştü HİCRAN ÖZDAMAR “Çok değerli Mustafa Balbay, Belki beni hatırlarsınız. Selim İleri’nin müthiş deyişiyle, 1988 yılında ‘aramızdan kurtulmuş’ olan Altan Erbulak’ın eşiyim. Şehir Tiyatroları’nda çalışan ve tiyatrolara yapılanlara karşı direnen Sevinç Erbulak’ın annesiyim. Artık 68 yaşındayım. Tiyatro ve yazın hayatıyla vedalaşmıştım. Yıldız Kenter hocanın duruşmalarınıza gelmesi, sizlerle ilgili her yerde beyanat vermesi gözümün açılmasına neden oldu. Kendi adıma utanç duymama da neden oldu... Yaşananlar beni daha bir Atatürkçü yaptı. Tiyatro turnelerine yeniden başladım. ‘Yalan İçinde Yalan’ adlı bir vodville. Bugünkü yazınızı okuyunca size mektup yazmaya karar verdim. Kızımla ziyaretinize de geleceğim. Görüştürürler mi bilemiyorum. Belki de çıkmış olursunuz...” ??? Füsun Hanım mütevazı davranıp, “belki beni hatırlarsınız” diye başlamış. Kendisine cevaben yazdığım mektupta da dile getirdim. Erbulak’larla 1980’li yılların başında, gazeteciliğimin ilk yıllarında, İzmir Fuarı’nda yüz yüze de görüşmüştüm. Tıpkı İzmir Fuarı’na oyunlarını sergilemek için geldiklerinde Levent Kırca’yla, Ferhan Şensoy’la yaptığımız röportajlar gibi Altan Erbulak’la da birkaç kez konuşmuştum. Altan Erbulak, Kordon’un enfes balkonu pasaport kahvesini çok severdi. Bir kere birlikte oturmuştuk. Ağaç sandalyede çay içip simit mi ne yemiştik. Belki de kumruydu ya da boyoz. Füsun Hanım kızı Sevinç Erbulak’la birlikte 9 Temmuz Pazartesi günü duruşma salonu konuğumuzdu. Sanatçı duyarlılığından hiçbir şey yitirmemişti. Bir yandan gülümseyerek iyi bir iklim oluşturmaya çalışıyordu, bir yandan da Silivri gerçeğiyle yüz yüze gelmenin getirdiği şaşkınlıkla olup biteni anlamaya çalışıyordu. Sevinç Erbulak da genel duyarsızlıktan yakınıyordu ama, tek başına da kalsa başta Şehir Tiyatroları’na yönelik kuşatma olmak üzere, toplumsal duyarlılık gerektiren her konuda yerini almaya hazır bir duruşu vardı. Füsun Hanım 9 Temmuz’da başlayan hafta içinde iki gün duruşmaları izledi. Öğleden önce başka, öğleden sonra başka bir seyrediyordu dava. Haftanın ikinci yarısında ise tamamen değişik bir hava hâkimdi. Somutlaştırarak paylaşmak gerekirse o hafta Ecevit’in sağlık durumu ile başladı, Genelkurmay karargâhının bilgisayarlarının ne zaman ve nasıl temizlendiği tartışmasıyla devam etti, yıllar önceki Özdemir Sabancı cinayetini Ergenekon davasına bağlama arayışlarıyla noktalandı. Altını çizelim; bu, sadece bir haftalık tanıklar yelpazesinin iddialar dizisiydi. Haftanın önemli tanığı Can Dündar’ın düşüncelerini, bildiklerini açıkça ve dik bir duruşla dile getirmesi, düşüncelerine katılan katılmayan tüm sanıkların takdirini kazandı. ??? Duruşma salonuna gelenlere sıklıkla şunu söylüyorum, olabildiğince bağırıp sesimi duyurmaya çalışarak: “Sadece nezle, grip değil, ruh hali de bulaşıcıdır. Biz burada karamsarlığa, hüzne yüz vermiyoruz. Moralimizi yüksek tutuyoruz. Siz de öyle yapın. Buraya kahırla, can sıkıntısıyla gelmeyin. Silivri’de bulunmanın da bir yurtseverlik görevi haline geldiğini düşünen insanlarla buluştuğunuzu unutmayın. Bugünler öyle ya da böyle geçecek, asıl olan ayakta durmak. Özgürlüğe hazır olmak...” Erbulak’larla da bunu paylaştım. Silivri’de herkesin gözü önünde, kimsenin bir şey anlamayacağı, anlamaya çalışanın içinden çıkamayacağı, içinden çıkanın bu kadarına pes diyeceği bir yargılama yaşanıyor. Bugünkü tablo böyle ama, Silivri sahnesi birkaç perdeyle bitecek gibi değil. Gerçek, zamanın çocuğudur. Zamanla bütün gerçekler açığa çıkacak. Zaten çıkmaya başladı bile. Bütün mesele toplumun ve başta sanatçılar olmak üzere duyarlı kesimlerin Silivri sahnesine bakmasında, baktığını görmesinde. Noktayı Füsun Erbulak’ın mektubuyla koyalım. Yalan İçinde Yalan adlı bir oyunla yeniden tiyatro turnelerine başladığına ilişkin satırları okurken, gülümseyip mırıldanmadan edemedim. Yoksa Silivri’yi mi oynuyor? Swissotel’e durdurma Mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait olan Beşiktaş’taki arazi üzerinde yapişletdevret modeli ile inşa edilen Swissotel The Bosphorus Oteli’nin satışı durduruldu. İstanbul 7. İdare Mahkemesi, açılan ihaleye otelin kiracısı durumunda olan Hüsnü Özyeğin’e ait Anadolu Japon Turizm şirketinin tek firma olarak katılmasını “ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması” şartlarına aykırı buldu. CHP’li İBB meclis üyeleri, üst kullanım hakkı henüz dolmadan gayrimenkulün satışının yapılarak kamunun zarara uğratıldığı ve rekabet şartlarının oluşmadığı gerekçeleri ile ihaleyi mahkemeye taşımıştı. İZMİR Türkiye’de çevre mücadelesinde önemli bir yer tutan çevre etki değerlendirme (ÇED) raporlarına başvurularının sonucunda, daha çok doğayı dikkate almayan kararlar ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan 19932011 yılları arasındaki ÇED kararlarında “olumsuz” rapor sayısı sadece 32’de kalırken 35 bin 865 proje için “gerekli değildir”, 473’üne “gereklidir”, 2 bin 336’sına da “olumlu” görüşleri verildi. Çevreciler, ÇED belgesinin birer formaliteye dönüştüğünü belirterek doğayı korumanın her geçen gün zorlaştığını vurguluyor. Ege Çevre ve Kültür Platformu’ndan Erhan İçöz, istatistiklerin ÇED’in kötüye kullanıldığının bir göstergesi olduğunu belirterek şunları söyledi: “İstatistiklere baktığımızda, ÇED olumsuz belgesi başvuruların binde 0.9’u kadar. Geri kalanı olumlu raporu ya da ÇED’e gerek yoktur belgesi verilmiş.” “ÇED gerekli değildir” raporu alanların yarısının madencilik sektörü olduğunu bildiren İçöz şöyle konuştu: “Yani bu raporlar, çevreyi doğrudan bozucu etkisi olan bir alanda. Bu istatistiklerin ne kadar ilginç bir hal aldığı nı gösteriyor. Bazı madenciler de ruhsat alanlarını 24.9 hektarlık parçalara bölüp ÇED zorunluluğundan kurtulmanın yolunu buluyor. Daha sonra, diğer bir 24.9 hektar için ÇED gerekli değil belgesi alıyor. ÇED için alt sınır 25 hektar. Sanki, 25 hektar olunca doğaya zarar verilmiyormuş gibi gösteriliyor. Yasanın arkasından dolanılıyor.” ÇED belgelerinin formalite haline geldiğini, bunların kopyala yapıştır mantığıyla hazırlandığını bildiren İçöz, “Mahkemelerde bilirkişiler, ‘ÇED’de yazıldığı gibi...’ şeklinde rapor veriyor. Proje sahipleri kurtarılıyor” dedi. Milli Mücadele Parkı kuruluyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Milli Mücadele, parkta anıtlaşacak. Karşıyaka Belediyesi’nce düzenlenecek Milli Mücadele Parkı, hem adıyla hem de içinde yer alacak açık hava müzesiyle Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı anlatacak. 2 bin 500 metrekarelik alan üzerine projelendirilen parkta, Anadolu insanının kurtuluş mücadelesini anlatan heykeller, rölyefler, büstler ve kitabeler yer alacak. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, “İhalesini kısa sürede tamamlayıp hizmete açmak istiyoruz. Karşıyakamıza kazandırdığımız butik müzelerden sonra bir yenisini eklemek istiyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle