11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2012 PAZARTESİ [email protected] 12 DIŞ HABERLER Türkiye sınırındaki Bab el Hava sınır kapısını ele geçiren Suriyeli muhalifler kendilerini İslamcı olarak tanıttı El Kaide sınırımızda Dış Haberler Servisi Perşembe günü Türkiye Suriye arasındaki Bab el Hava sınır kapısını ele geçiren silahlı güçlerin kendilerini “İslamcı” olarak tanıttıkları, bazılarının da El Kaide ve Taliban mensubu olduklarını söylediği ileri sürüldü. AFP’nin haberine göre, ellerinde Kalaşnikof tüfeklerin yanı sıra roketatarlar ve kendi yapımları olan mayınlar bulunan ve sayıları 150 olarak açıklanan isyancılar Cezayir, Fransa, Mısır, Suudi Arabistan, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri ile Çeçenistan’dan geldiklerini kaydettiler. Carabulus sınır kapısını salı günü ele geçiren silahlı güçlerin dün de Bab el Selame’nin kontrolünü ellerine aldıkları belirtildi. Edinilen bilgilere göre gece geç saatlerde başlayan ve sabaha kadar yer yer devam eden çatışmaların ardından, Suriye ordu birlikleri Bab el Selame sınır kapısından çekildi. Bunun üzerine Suriyeli muhalifler Bab el Selame sınır kapısına gelip kapıdaki direkte asılı bulunan ve iki yıldız ile kırmızı, siyah ve beyaz renklerden oluşan resmi Suriye bayrağını indirip, yerine yeşil, beyaz ve siyah renkler ile 3 kırmızı yıl Erdoğan Putin Buluşmasının Anlamı? 32 milyar dolarlık ticaret hacmini yıllık 100 milyara çıkartmak istiyoruz, Nükleer enerjide Rusya ile işbirliğimiz 20 milyar doları buluyor; bunun arkası da gelecek, Enerjide, Rus doğalgazına bağımlılığımız yüzde 50’yi geçiyor, Türkiye’ye her yıl 3.5 milyon Rus turist geliyor; amacımız bunu artırmak, Savunma sanayisi alanında işbirliğini geliştirmek istiyoruz. Uydu sistemleri konusunda bazı adımlar atıyoruz. Bunlar Erdoğan’ın (ve Ankara’nın) 18 Temmuz 2012 Moskova ziyareti sonrasında ifade ettikleri. Suriye konusu kapalı geçildi. Sadece Cenevre kararı konusunda ortak görüş ortaya çıktı. Putin, Erdoğan’ın basın toplantısındaki açıklaması sonrasında yaptığı ekleme ile Erdoğan’ın Cenevre deklarasyonuna destek vermesini, “Biz de destekliyoruz” diyerek gerçekleri ortaya koydu; adeta “Suriye sorununda sadece bu konuda ortak görüş içindeyiz; bunun dışındakilerde farklı görüşleri paylaşıyoruz” demiş oldu. ‘AKP desteğiyle işgal edildi’ AKIN BODUR Türkiye sınırındaki üçüncü kapıyı da ele geçiren muhalifler arasında çeşitli ülkelerden gelen El Kaide militanları bulunuyor. (Fotoğraf: REUTERS) dızdan oluşan kendi bayraklarını astılar. Kilis Öncüpınar gümrük kapısının karşı tarafında yer alan Bab el Selame sınır kapısının kontrolünü ele geçiren muhaliflere konteynır kentte kalan Suriyelilerin, araçla su ve yiyecek götürdükleri görüldü. Sınır boyunca yer yer silah seslerinin geldiği Öncüpınar gümrük kapısından Türk vatandaşları ile araçların Suriye’ye geçişine gümrük yetkililerinin, can güvenliği olmadığı gerekçesiyle müsaade etmediği bildirildi. Halep kentinin ileri karakolu işlevi de gördüğü belirtilen sınır kapısını ele geçiren isyancıların, kendisini Özgür Suriye Ordusu’na bağlı Kuzey Fırtınası Tugayı sözcüsü olarak tanıtan yetkilisi “Bab el Selame, Esad mafyasının elinden kurtarılmıştır” dedi. Türkiye’yi “kardeş ulus” olarak gördüklerini belirten yetkili, rejim güçlerine ağır zayiat verdirdiklerini de ileri sürdü. İSKENDERUN CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz, Suriye’nin Bab el Hava sınır kapısında 32 Türk TIR’ının yakılmasına ilişkin Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’in “TIR’ları kaçakçılar yaktı” açıklamasına tepki gösterdi. Türk TIR’larının silahlı muhaliflerce yakıldığını anlatan Eryılmaz, Vali Lekesiz’in silahlı muhalifleri aklayan ve destekleyen yaklaşım sergilediğini söyledi. Eryılmaz, “İki sınır kapısı arasındaki tampon bölgede TIR’ları yakılan ve yükleri yağmalanan çok sayıda TIR sahibi ve şoförü, valinin kamuoyuna söylediklerini yalanlıyor. Sayın vali bu TIR’ların kaçakçılar tarafından yakıldığına dair elinde ne kadar bilgi var ise bir an önce kamuoyuna açıklamalıdır” diye konuştu. Gazetemize açıklama yapan Eryılmaz, “Sınır ve gümrük kapısına yönelik hareket üzerine Suriye ordusunun bölgeye helikopterle müdahale etmek istediğini ve onları karşılayan Türk uçakları ile bataryalarının ‘sınıra yaklaşırsanız vuracağız’ dediğini öğrendik” dedi. Rusya ve ABD ile ilişkiler çelişiyor mu? Cumhuriyet döneminin son 70 yılında Rusya ile ilişkilerde en kapsamlı anlaşmalar AKP döneminde yapılmış. Son 6 yıl içinde AnkaraMoskova ile 37 anlaşma ve protokol imzalamış, Erdoğan’ın 18 Temmuz ziyareti sonuçları bunun dışında. Ve yine AKP döneminde Ankara, ABD ile Cumhuriyet dönemindeki en kapsamlı (ve derin) ilişkiler içine girmiş; ABD’nin Ortadoğu politikasına angaje olmuşuz, Arap dünyasında İslamın siyasallaştırılması ve kurumsallaştırılması girişimlerinde başrolü üstlenmişiz, Suriye konusunda Çin, Rusya ve İran ile karşı karşıya gelme pahasına; kendi iktisadi çıkarlarına ters düşen angajmanlara girmişiz. Tam da bu çelişkili ortamda Tayyip Erdoğan 18 Temmuz’da Moskova’ya Putin’le buluşmaya gitmiş. Ve ne rastlantıdır ki; aynı gün Şam’da kan gövdeyi götürmüş; Esad’a karşı, dış kaynaklı olduğu söylenen eylemler yapılmış. Bu ortama karşın Erdoğan ile Putin’in kamuoyuna yaptıkları ortak açıklamada gayet sakin; adeta her şey normalmiş gibi bir görüntü sergileniyor. Rusya BM’nin Güvenlik Konseyi üyesi; aynı zamanda Asya’nın ve bölgenin dev nükleer gücü, Türkiye, Batı’nın bölgede kaybetmek (ya da elinden kaçırmak) istemediği bölgesel bir güç, Rusya Asyalı olduğu kadar Avrupalıdır da; başta Almanya olmak üzere, Rusya ile işbirliğine mecburlar, doğalgaz bağımlılıkları var; ABD’yi dengelemek için de kullanıyorlar. CHP, Türkiye sınırındaki kentlerde PKK’nin kontrolü ele almasından iktidarı sorumlu tuttu Birden fazla Suriye tehlikesi FIRAT KOZOK ANKARA Beşşar Esad rejiminin TürkiyeIrak sınır kapılarındaki kontrolü yitirmesinin ardından PKK’nin Suriye kolu PYD’nin kentin kuzeyindeki bazı kentleri ele geçirmesi Türkiye için yeni bir tehdit doğurdu. Ortaya çıkan tablodan iktidarı sorumlu tutan CHP Adana Milletvekili ve emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, “Bu tabloda AKP’nin izlediği taşeron politikanın büyük sorumluluğu var. Bu tablonun bizim açımızdan en önemli anlamı Esad’a kilitlenmiş olan Türkiye’nin yakında birden fazla Suriye ile karşı karşıya kalması olasılığıdır” dedi. Gelinen aşamada Suriye’deki Kürt gruplar arasında bile çatışmaların yaşandığına dikkat çeken Loğoğlu, “Burada önemli olan artık tek otorite yerine bölük pörçük otoritelerin çıkması” dedi. İktidarın bundan sonra izlemesi gereken stratejiye de değinen Lo Esad Kürt bölgelerini terk etti Dış Haberler Servisi PKK’nin Suriye’deki kolu olarak bilinen Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) bağlı güçlerin Suriye’nin kuzeyindeki birçok kenti ele geçirdiği ileri sürüldü. Geçen cuma günü Halep sınırları içinde bulunan, Türkiye’ye yakın Kobani kasabasını “ele geçirdiğini” duyuran örgüt, önceki gün de Amude, Efrin, Terbaspi, Ayn el Arap ve Derik kentlerinin Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi’nin yönetimine geçtiğini duyurdu. Kürt gruplarca yapılan açıklamada da, “Bölgemizde bulunan tüm Esad yanlısı güçleri barışçı bir şekilde geri çekilmeleri için uyarıyoruz. ğoğlu şunları söyledi. “Türkiye Cenevre sürecine tam destek verdi, ama bu sürecin tek amacının Beşşar Esad’ı devirmek olduğu ifade edilirse yanlış yapılır. İkincisi Suriye’ye ilişkin söylemin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Başbakan’ın daha önce söylediği sözlerin arkasında durması ve SuAksi halde zorla çıkarılacaklardır. Bu bölgeler Kürt Halk Koruma Birlikleri tarafından korunacaktır” denildi. Kürtlerin, ele geçirdikleri bölgelerde bağımsızlık ilan edecekleri de ileri sürüldü. PYD, Türkiye’yi de “müdahale etme” diye uyarırken Kürt Uzlaşma Partisi lideri Fevzi Şanghal da Kürt şehirlerinde herhangi bir çatışmanın yaşanmadığını belirterek Esad rejiminin bu bölgeleri terk ettiğini ifade etti. Şanghal “11 Haziran’da imzalanan Erbil Anlaşması’na göre Kürt Ulusal Konseyi ile Batı Kürdistan Konseyi bu bölgeleri ortak yönetecek” dedi. olabileceğine işaret etti. Korutürk, “Biz baştan beri şunu söylüyorduk; eğer Suriye’deki sürecin taraflarından biri olursak Suriye rejimi kendi refleksleri dolayısıyla sizi meşgul edecek başka şeyler arayabilir. Yani bu ortaya çıkan tabloyu da Esad yapmış olabilir. Çünkü onun elindeki imkân riye’nin toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine tam destek verdiğimiz vurgulanmalı.” ‘Oyalama taktiği olabilir’ Bir diğer emekli büyükelçi CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk de tablonun Türkiye’yi oyalamak için Esad tarafından oluşturulmuş lardan biri de PKK’yi kullanmak” dedi. Türkiye’de terörün son dönemde artış göstermesinde de bunun etkisinin olabileceğine işaret eden Korutürk şöyle devam etti: “Esad rejimi elbette gidebilir, kimse kalmasını istemiyor. Ancak, bir mutabakatla gitmesi başka bir şey, bizim tarafımızdan organize edilen bir süreçle gitmesi başka bir şey. O gittikten sonra Suriye güllük gülistanlık olmayacak. Bir kısmına PKK, diğer bazı kısımlarına başka gruplar hâkim olacak, Türkiye’nin buna dikkat etmesi gerekiyor. Bu çerçevede öncelikle uluslararası bir toplantı düzenlenebilir. Bu toplantıya Suriye’nin dostları diye adlandırılan ülkelerin yanı sıra Suriye’nin arkasında durduğu görülen Rusya, İran ve Çinde davet edilmelidir. Biz benzer bir toplantıyı Sosyalist Enternasyonal’in de düzenlemesi gerektiğini düşündüğümüz için bu girişimlerde bulunduk.” Ankara’nın etkinliği Ankara’nın İslami derinlikteki etkinlikleri Batı ve Asya büyükleri tarafından farklı algılanıyor. ABD, İngiltere ve İsrail Arap (ve İslam) Ortadoğusu’ndaki denetimleri açısından Müslüman Kardeşler’e (ve Sünnilere) şimdilik de olsa bel bağlamış durumdalar. Rusya, Çin ve İran bundan hiç hoşlanmıyor. Suriye sorunu (ve çıkmazı) bütün bunların bir turnusol kâğıdı gibi ortaya çıkarılmasına yardım etti. 18 Temmuz’daki ErdoğanPutin zirvesinde Suriye konusunun sessiz geçiştirilmesinin arkasında yatan neden budur. Moskova ve Ankara, Suriye konusundaki karşıt görüşlere sahip oldukları halde bunu açığa vurmaktan çekindiler. Çünkü bu, iki tarafın da işine gelmezdi. Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Putin’in adeta araya girerek Cenevre kararı konusunda, “Ankara ile ortak görüşü paylaşıyoruz” demesi ayrılıkları örtmek içindi. ‘ABD DİPLOMATİK ÇÖZÜMÜ BIRAKTI’ Türkiye ve İsrail’le savaş görüşmesi Dış Haberler Servisi Amerikan New York Times gazetesi, ABD yönetiminin, Suriye konusunda diplomatik çözüm çabalarından şimdilik vazgeçtiğini, Şam yönetimini zorla devirmeye odaklanacağını yazdı. Gazete, ABD’li yetkililere dayanarak Suriye’de yönetimin çöküşünün nasıl yönetileceği konusunda Türkiye ve İsrail yetkilileriyle görüşmeler yapıldığını öne sürdü. New York Times, ABD yönetiminin, Suriye’de isyancılara yardımı artırdığını ve benzer görüşleri olan ülkelerden bir koalisyon oluşturmaya yönelik çabalarına hız verdiğini bildirerek “Savunma Bakanı Leon Panetta, İsrailli savunma muhataplarıyla kısmen Suriye krizini görüşmek üzere önümüzdeki birkaç gün içinde İsrail’e gidecek” diye yazdı. Gazete, yönetim yetkililerinin acil durum planlarını ele almak üzere her gün gerçekleştirdiği yüksek düzeyli toplantılarda görüşülen konular arasında Suriye’nin “büyük kimyasal silah stokları”nın bulunduğunu da kaydetti. Suriye’nin Humus kentinde de şiddetli bir patlama meydana geldiği bildiriliyor. (Fotoğraf: AFP) WashingtonMoskovaAnkara dengesi Bir tarafta AKP hükümetinin ABD ile çok derin stratejik işbirliği ve angajmanları fiilen gitmektedir; AnkaraABD ilişkileri, iç politikanın (ve dinamiklerin) ayrılmaz bir parçası olmuştur. Öte yandan yanı başımızdaki dev komşu Rusya ile nükleer enerjiden doğalgaza, olmazsa olmaz ilişkilerimiz yürümektedir. AKP’nin bölgedeki (ve içerdeki) İslami derinlik politikaları var. Bu iki dev ile Türkiye arasında yürütülen hassas denge söz konusu. Ancak Ortadoğu’nun yarını, böyle hassas dengeleri yürütme olanağını vermiyor. Arap dünyasının Müslüman Kardeşler’in yönetimine devri, “Kürdistan meselesi” ve İran’ın sisteme sokulması gibi açmazlar Türkiye’yi de fazlasıyla etkileyecektir. Küresel güçlerin Ortadoğu çekişmeleri ile bölge ülkelerinin iç dinamikleri yavaş yavaş keskin bir biçimde karşı karşıya gelmeye başladı. Çatırdama sesleri giderek yaygınlaşıyor. ROBERT FISK YAZDI ‘Muhalifler arasında kutuplaşma’ Dış Haberler Servisi İngiliz Independent gazetesinin Ortadoğu uzmanı Robert Fisk, Suriyeli isyancılar arasında artan kutuplaşmalar yaşandığını yazdı. Fisk, Suriyeli muhalifler arasındaki fanatik isyancıların Beşşar Esad yönetimine karşı olan halk çoğunluğunu korkuttuğunu belirterek, başkent Şam’ın her an muhalif kuvvetler tarafından işgal edilebileceğini, fakat bazı isyancıların kontrolden çıktığını, aralarında madde bağımlılarının olduğunu bildirdi. Fisk, isyancılar arasındaki dengesiz ve kontrol edilmesi güç kuvvetlerin huzursuzluğa neden olduğunu yazdı. Yazıda, ismi verilmeyen bir isyancının, “Aramızda bazı madde bağımlıları var. Bu adamların ne yapacağının garantisini veremeyiz. Eğer Şam’ın merkezi Malki’ye girersek orada yaşayan hiç kimseyi koruyamayız. Şam’ı ele geçirsek bile o küçük bölgeyi nasıl idare edeceğimizi bilmiyoruz” dediği aktarıldı. Fisk, her iki tarafın sorumlu olduğu tecavüz vakalarının 200’ü bulduğunu da bildirdi. Halep’te çatışmalar şiddetlendi Dış Haberler Servisi Suriye’de dün başkent Şam, Halep ve Deyr el Zor kentlerinde şiddetli çatışmalar yaşandığı bildirildi. Halep’te son iki gündür süren çatışmaların şiddetlendiği, istihbarat merkezi çevresinde yoğunlaştığı öğrenildi. Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) dün yapılan açıklamada, Halep’in “kurtarılması” harekâtının başladığı belirtildi. Halep’te bazı bölgelerin ÖSO’nun eline geçtiği öne sürülürken ÖSO, kentteki dini ve etnik azınlıkları koruma sözü verdi. Halep’te Hıristiyanlar, Nusayriler ve Kürtler yaşıyor. Şam’ın Mezze, Kefer Susa ve Haresta semtlerinde de ordu birliklerinin helikopter destekli operasyonları sırasında başkentin tüm kesimlerinden silah ve patlama sesleri geldiği, muhalif Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Mezze semtinden çekildiği öğrenildi. Muhaliflerin, Şam’daki Yermuk Filistin Mülteci Kampı’nda bir polis karakolu ve cephaneliği ele geçirdiği de ileri sürüldü. AA’ya konuşan Filistinli aktivist Ebu Hanzala, çoğunlukla Filistinli mültecilerin yaşadığı kampta 2 kişinin atılan havan topu nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Humus kentindeyse merkez cezaevinde görevli muhafızların bir kısmının muhaliflerin safına geçtiği, bu kişilerle görevliler arasında çıkan çatışmada 4 kişinin öldüğü bildirildi. Putin’den tartışmalı STK yasasına onay DENİZ BERKTAY KİEV Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, yurtdışından parasal yardım alan sivil toplum örgütlerinin yabancı kuruluş şubesi olarak kabul edilmesini ve bu tarz örgütlere yoğun mali ve adli inceleme uygulanmasını öngören yasa tasarısını onayladı. Yasa tasarrısı, daha önce parlamentoda kabul edilmişti. İktidara yakın çevreler, yasanınRusya’yı “renkli devrim” girişimlerinden koruyacağını savunurken, iktidarın sivil toplum örgütleri üzerindeki baskısının artmasından endişe eden çevreler de var. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle