11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2012 PAZARTESİ [email protected] 10 EKONOMİ Türkiye’de bir cep telefonunu ortalama kullanma süresi 25 ayı geçmiyor, gençlerse daha hızlı ürün değiştiriyor Bize cep dayanmıyor! SEKTÖRDEN Yeni Office görücüye çıktı Microsoft dünyada 1 milyardan fazla kişinin kullandığı Microsoft Office’in yeni versiyonunun müşteri ön izleme sürümünü duyurdu. Microsoft Corporation Üst YÖneticisi (CEO) Steve Ballmer tarafından yapılan açıklama ile yeni Microsoft Office’in müşteri ön izleme sürümününün office.com/preview üzerinde genel erişime açıldığı ve kullanıma sunulduğu kaydedildi. ? Teknoloji meraklısı Türk tüketicileri her çıkan yeni ürüne sahip olmak için neredeyse birbiriyle yarışıyor. Türkiye’de 1621 yaş grubundaki tüketicilerin cep telefonu değiştirme sıklığı 21 aya kadar düşüyor. ep telefonları hem Türkiye’de, hem dünyada en çok sahip olunmak istenen cihaz olmayı sürdürüyor. Bir yandan dizüstü bilgisayar ve akıllı telefon kullanımı artarken kullanıcıların tabletlere karşı olan ilgisi de artıyor. TNS’nin Türkiye de dahil 58 ülkede 48 bin kişiyle gerçekleştirdiği ‘Mobile Life Araştırması’na göre Türkiye’de tablet kullanıcısı şimdilik yüzde 1’in altında, ancak önümüzdeki altı ay içinde bir tablet sahibi olmak isteyenlerin oranı yüzde 3’e çıkıyor. Bu rakam dünyada yüzde 5. Tablet sahibi olmayı düşünenlerin büyük çoğunluğunu ise 2230 yaş grubundaki gençler oluşturuyor. Araştırmada şu tespitlere yer verildi: L Türkiye’deki kullanıcıların dörtte biri, kullanımı kolay olduğu için dizüstü bilgisayar satın alıyor. Ancak akıllı telefonların yaygınlaşması, bu yönde bir eğilim olma potansiyeli taşıyor. Türkiye’de bir cep telefonunu ortalama kullanma süresi 25 ay. Bu rakam dünyada 20 ay iken Avru Günün ikinci yarısında kullanıyoruz Paran Kadar Yükseköğretim... Ortalık, vakıf üniversitesi reklamından geçilmiyor. TV ekranlarında haber süsü verilmiş üniversite tanıtımları... Koca koca profesörler, pazarcı edasıyla müesseselerini tanıtıp “Gel vatandaş gel..” diye bağırır haldeler... 10 küsur yıllık geçmişleri var ama sayıları 60’ı aşmış vakıf üniversitelerinin. Büyük holdingler, büyük ticaret, sanayi odaları, dershane orijinli eğitim firmaları, kurdukları vakıf üniversiteleriyle AKP’nin, “yarı kamusal” diye niteleyip sıvışmaya çalıştığı ve ticarileştirdiği yükseköğretim pastasından nasiplenmeye bakıyorlar. Ekmek aslanın ağzında. Herkes çocuğunu olabildiğince okutmak istiyor. En yüksek, en iyi diplomalara sahip olmasını istiyor ki gelecekte, iş bulmakta güçlük çekmesin. Bunun için de her aile elindeki avucundakini eğitime yatırmaktan çekinmiyor. Vatandaş, “eğitim şart!” diyor, anayasa da eğitimi, yurttaş için temel bir hak ve kamunun sosyal yükümlülüğü olarak görüyor. Ama, devlet, ancak ilköğrenim çağındakilere ite kaka bu eğitimi sağlıyor. Liseden itibaren eleme başlıyor. Lise çağında bu hakkı kullanması gerekenlerin ancak yüzde 52’si; yükseköğretim çağında da, bu hakkı kullanması gereken gençlerin ancak yüzde 38’i bu haklarını kullanabilir halde... Ama talep dinmiyor. Her yıl yüzbinler sınavlara koşturuyor... Hoş, yükseköğretim diploması alanlardan şu anda 500 bini (yani işsizlerin beşte biri) işsizler ordusunda ya... Ama yine de diploma sevdası bitmiyor. ÖSYM’ye göre, üniversite giriş sınavına başvuranlar yılda ortalama 1.8 milyonu aşmış durumda. Bunların yarıya yakını, ortaöğretim son sınıf öğrencisi, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda sınav kazanamamış, bir yere yerleşmiş, ama arayışı dinmemiş olanlar... İnsan gücü kaynağını doğru kullanma politikası olmayan AKP rejimi, uzayan kuyrukları eritebilmek için, birçok alanda olduğu gibi, kaliteyi boşverip açılan onlarca üniversite ve yaratılan kontenjanla “gaz almaya” soyundu. Sadece son 3 yılda yükseköğretimli öğrenci sayısı yılda 300400 bin artırılarak 2 milyona yaklaştı. Bir anda yükseköğrenim çağındaki nüfustan okullaşanların oranı yüzde 38’e çıktı. Oysa birkaç yıl öncesinde bu oran yüzde 1015 dolayındaydı. “Gaz almanın” nasıl gerçekleştiği malum; 20062011 döneminde 50 yeni devlet üniversitesi, 20072011 dönemindeyse 37 yeni vakıf üniversitesi kuruldu. Yanı sıra 20062010 yılları arasında okul kontenjanları yüzde 66 oranında artırıldı. 1950’lerden başlanarak her ile bir şeker, bir çimento fabrikası modaydı. Şimdi de her ile bir üniversite... 103’ü devlet ve 62’si vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 165... 2006 sonrası 50 yeni üniversite açıldı Hakkâri’den Kars’a, Kilis’ten Giresun’a kadar... Tabelalar asıldı. Ne hoca var, ne doğru düzgün fiziki mekân, ama üniversite mi üniversite... Rektörü var mı, var... Öğrenci alıyor mu alıyor... Tut kelin perçeminden... Onca neoliberal tufandan, yağmadan yükseköğretim eksik kalır mıydı? Kalmazdı elbette; vakıf üniversiteleri mantar gibi türedi. Sayıları kısa sürede 60’ı aşan bu üniversitelerde öğrencilerin şimdilik yüzde 10’una yakını (200 bin) eğitim alıyor. Vakıf üniversiteleri, yükseköğretim pazarından daha çok pay alabilmek için öğretim üyesi, elemanı kadrolarını genişleterek cazibe yaratıyorlar. Öğrenci payı yüzde 10 dolayında, ama hocaların yüzde 1213’ü bu üniversitelerde. Mekânlar gıcır, “havalı”... Ana hedef “markalaşmak”... Böylelikle, cazibe yaratmak ve parayı veren düdüğü çalar kuralı hayata geçirilmek isteniyor. Yıllık ortalama öğrenci ücretleri ise 2025 bin TL’leri buluyor (kemiksiz). VAKIF ÜNİVERSİTELERİ Acıbadem · AKEV Antalya · Alanya Hamdullah Emin Paşa · Altın Koza ·Ankara Bilge · Atılım · Avrasya · Bahçeşehir · Başkent · Beykent · Bezmiâlem Vakıf · Bilkent · Bursa Orhangazi · Canik Başarı · Çankaya · Çağ · Doğuş · Fatih · Gediz · Haliç · Hasan Kalyoncu · Işık · İstanbul Arel · İstanbul Aydın · İstanbul Bilgi · İstanbul Bilim · İstanbul Kemerburgaz · İstanbul Kültür · İstanbul Şehir · İstanbul Ticaret · İzmir Ekonomi · İzmir Ü· Kadir Has · KTO Karatay · Karşıyaka Bilgi · Koç · Maltepe · Melikşah · Mevlana · Nuh Naci Yazgan · Okan · Özyeğin · Piri Reis · Sabancı · Süleyman Şah · Şifa · TED · TOBB Ekonomi ve Teknoloji · Toros · Turgut Özal · Türk Hava Kurumu · Ufuk · Uluslararası Antalya · Üsküdar · Yaşar · Yeditepe · Yeni Yüzyıl · Zirve C Samsung WB100 piyasada Samsung Electronics, iyi bir fotoğraf deneyimi sunan WB serisininin, yeni modeli WB100’ü piyasaya sundu. 16 megapiksel özelliğe sahip olan WB100’ün 26x optik zum ve 22.3 mm. Çift Görüntü Sabitleme (OIS + DIS) özelliği ise, titrek çekimleri düzeltiyor. Samsung WB100’ün 720/30p HD video kayıt özelliği de bulunurken 3D fotoğraflara ve panoramik görüntüleme deneyimi de sunuyor. L Türkiye’de mobil cihazlar özellikle günün ikinci yarısında kullanılıyor. Müzik dinlemek için pa’da ise 21 ay. Ancak Türkiye’de 1621 mobil cihazları tercih edenler (yüzde 16) geyaş grubundaki tüketicilerin cihaz denellikle sabah saatlerini, sosyal ağlara girişse ğiştirme sıklığı Avrupa ile aynı seviyeye, ağırlıklı olarak akşam saatlerinde (yüzde 39) 21 aya düşüyor. Bu durumun akıllı teyapılıyor. Lokasyon bazlı servislerse dalefonların yaygınlaşmasına imkân verha çok öğleden sonra ve akşamları kullamesi bekleniyor. nılıyor. Lokasyon bazlı servisler dünyada L Türklerin altı da biri akıllı telefonavigasyon amaçlı (yüzde 46) tercih edina sahipken basit telefon kullanımı halirken Türkiye’de arkadaşları bulmak (yüzlen çok yaygın (yüzde 57). de 56) öne çıkıyor. L Türkiye’de cep telefonu iletişim L Türkiye’de (yüzde 25), Avrupa (yüzde 29) pazarlarına kıyasla daha düşük olmasına ve eğlence için kullanılıyor. Cep terağmen mobil bankacılık için önemli bir potanlefonu kullanımının en öncelikli nesiyel bulunuyor. Türkiye’de mobil bankacılığın terdeni sesli iletişim (yüzde 33) olmacih edilmesinin en öncelikli nedenleri arasında ‘sıya devam ediyor. Gelişmiş pazarrada beklememek’ (yüzde 48) ve ‘hızlı olması’ larda bu oran yüzde 14’e gerileyerek (yüzde 46) geliyor. Ancak güvenlik konusu mobil bandaha çok veri iletişimine doğru kakacılık kullanımına bir engel teşkil ediyor. Türkiye’de yıyor. Türkiye’de fotoğraf çekmek kullanıcıların yüzde 45’i, dünyada ise yüzde 43’ü gü(yüzde 68), zil sesi (yüzde 67) ve müvenli olmadığını düşünüyor. Mobil bankacılığın Türzik dinlemek öne çıkıyor. kiye’de 3 kat büyümesi bekleniyor. L Telefon tercihinde hâlâ tüm dünL Türkiye’de mobil cihazların alışveriş yada marka (yüzde 62) ilk sırada yer için kullanımı (yüzde 4), Avrupa’nın alıyor. (yüzde 13) oldukça gerisinde. PC satışlarında büyük düşüş ABD merkezli işlemci üreticisi AMD, yaptığı açıklamada AsyaPasifik bölgesinde azalan PC satışlarının sektörde kaygı uyandırdığının altını çizdi. Bağımsız IDC firmasının yürüttüğü piyasa araştırmasına göre Çin başta olmak üzere Asya’daki birçok ülkede PC satışları NisanHaziran döneminde gerileme kaydetti. Uzmanlar; ekonomik belirsizlik, mobil cihazların yaygınlaşması, yüksek seyreden dolar kuru ve Windows 8’in getirdiği beklentileri bu durumu oluşturan ana faktörler olarak sıraladı. AMD yöneticileri, 2012’nin ikinci çeyreğinde net gelirlerinin önceki yıla kıyasla yüzde 39 oranında azalarak 37 milyon dolar seviyesine gerilemesinin ardından durumun ciddiyetini kavradıklarını ifade etti. Uzmanlar, he ne kadar yakın zamanda PC’lerin tarihe karışmayacağını belirtse de geçmişte yakalanan satış rakamlarını tekrar etmenin de büyük üreticiler için ‘son derece zorlu’ olacağı kanısında. Hasan Vatan Vatan liderliğe göz dikti Son dönemde mağaza sayısını artırarak 55’e çıkaran ve yaptığı ezici kampanyalarla kendinden çokça söz ettiren Vatan Bilgisayar, pazar liderliğine göz dikti. Vatan Bilgisayar’ın sahibi Hasan Vatan, Beylikdüzü’nde açtığı 55. mağazanın açılışında yaptığı konuşmada “Yabancılar geldiği gibi gidecekler demiştim. O zaman 2 teknoloji market zincirinin çıkacağını söylüyordum. Şimdi ise revize ettim, tüm yabancı markalar gidecek. Yerel markalar çok güçlü. Teknosa çok iyi durumda, Bimeks halka açıldıktan sonra kendine gelebildi, Gold Bilgisayar borsaya girerse, rekabete ayak uyduracak” dedi. Vatan, yaklaşık 10 yıldır sektör lideri olan TeknoSA’yı bu sene geçerek liderlik koltuğuna oturacaklarını savundu. Vatan Bilgisayar; Beylikdüzü’nde açtığı yeni hiperstore ile Türkiye genelinde 110 bin m²’ye ulaşırken yeni mağazasında 50 kişi istihdam ediyor. Telekom’a ödül Türk Telekom, Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği IPRA tarafından düzenlenen Altın Küre Ödülleri’nde, Doğayla Dost İletişim Projesi ile Çevre Kategorisi Altın Ödülü’nün sahibi oldu. Huawei Ascend P1, Avrupa’dan önce Türkiye’de Huawei Ascend P1 modeli Turkcell işbirliği ile Avrupa’dan önce Türkiye’deki kullanıcılarla buluştu. Android işletim sistemiyle çalışan dokunmatik ekranı, hafifliği ile dikkat çeken Ascend P1, 7.68 milimetrelik ince gövdesiyle öne çıkıyor. Huawei Orta Asya ve Kafkasya Bölge Başkanı Sun Ming “Ascend P1’i Avrupa’dan önce Türk tüketicilerine sunmamız, Huawei olarak bu pazara verdiğimiz önemi gösteriyor” dedi. ÜRGÜP/NEVŞEHİR İCRA DAİRESİ TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA İLANI 2011/380 TLMT. Satılmasına Karar Verilen Taşınmazın Cinsi, Kıymeti, Adedi, Evsafı: Taşınmazın Bilgileri: Nevşehir Ürgüp İlçesi Karayazı 2 Mah. 1034 Ada 12 Parsel üzerinde 764,00 m2 yüzölçümlü, iki katlı kargir ev ve arsası vasfında, 2 Nolu Bağımsız Bölüm, 1/2 Arsa Paylı, Dubleks Mesken nitelikli taşınmaz. Takdir Olunan Kıymeti:158.278,80 TL KDV Oranı: %18 1. Satış Günü: 07/09/2012 Pazartesi 14.00 14.10 saatleri arasında 2. Satış Günü: 17/09/2012 Perşembe 14.00 14.10 saatleri arasında Yukarıda özellikleri yazılı taşınmazlar bir borç nedeni ile açık arttırma suretiyle satılacaktır. Satış Şartları: 1Satış yukarıda belirtilen gün ve saatte ÜRGÜP HÜKÜMET KONAĞI ÖNÜ’nde açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile yukarıda belirtilen gün ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememiş ise taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma badelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir, İhale pulu, 1/2 tapu harcı ve masrafları, KDV, tahliye ve teslim giderleri alıcıya aittir. Tellaliye ücreti. 1/ 2 Tapu Satım harcı ve birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususu ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicil its sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır, 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli erasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikte teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa İştirak edenleri şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/380 sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine İrtifak hakkı sahipleri de dahildir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 44949) Vakıf üniversitelerinin bir hedefi de uluslararası pazardan öğrenci almak. Bu pazarın büyüklüğü 3 milyon öğrenci ve dörtte biri ABD üniversitelerinin. Türkiye’nin payı ise DPT’ye göre yüzde 0.7, yani 20 bin dolayında. Türkiye’yi , “bölgesinin eğitim üssü” yapmak hedefi de var vakıf ticarethanelerinin... Mide küçük, iştah büyük!.. ??? AKP rejimi, 2012 programında(s. 208), yükseköğrenimi “yarı kamusal hizmet” sayıyor. Böyle nitelemesinin nedeni tamamen “parasal”. Ve devam ediyor; “2010 yılı itibarıyla üniversite gelirlerinin yaklaşık yüzde 56’sını merkezi yönetim bütçesinden aldıkları ödenek, yüzde 33’ünü döner sermaye gelirleri ve yüzde 11’ini özel gelirler oluşturmaktadır” diyen program, çözümü de kamu dışına atıyor; “Bu nedenle, üniversitelerin özel sektörle işbirliği kurmaları, katma değere dönüşecek projeler üretmeleri gerekmektedir. ...öğrenci katkı paylarının yükseköğretimin finansmanındaki payının artırılması ihtiyacı devam etmektedir.” Tercümesi şu: Haydi veliler, öğrenciler, pamuk eller cebe, paran kadar yükseköğretim devri bu... Paran yoksa, eğitim de yok. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle