12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 Tasarruf yapılamayan ülkede, çalışanların yüzde 65’i için emeklilikte rahat etmenin tek yolu yeniden çalışmak Emekliye yeni iş şart AvivaSA’nın Ipsos ile 12 ülkede yaptığı araştırmasına göre Türkler, emekli olduğunda yaşam standardını sürdürebilmek için emeklilikten sonra da çalışması gerektiğini düşünüyor. Ekonomi Servisi Emekliliği için tasarruf yapmayı öncelikleri arasına almayan ve finansal konularda yardıma ihtiyacı olmadığını düşünen Türk tüketicisi, diğer ülkelerle kıyaslandığında geleceğe dair iyimserliğiyle dikkat çekiyor. Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider şirketlerinden AvivaSA Emeklilik ve Hayat, uluslararası araştırma şirketi Ipsos ile aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülkede gerçekleştirdiği ‘Tüketicilerin Tasarruf Tutumları Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırma için ABD, İrlanda, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Polonya, Singapur, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye’de toplam 13 bin kişi ile görüşüldü. Türkiye’de 7 bölgede 18 yaş üstü ABC1 sosyoekonomik gruptan bin kişi araştırmaya katıldı. Araştırmanın sonuçları, AvivaSA Emeklilik ve Hayat Üst Yöneticisi (CEO) Meral Eredenk tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. AvivaSA CEO’su Eredenk, araştırmanın dikkat çeken başlıklarını şöyle sıraladı: Türk tüketicilerin yüzde 49’u herhangi bir finansal hizmet ürününe sahip değil, bu oran globalde yüzde 22. Türk tüketicilerinin yüzde 38’i altın, gayrimenkul ve döviz gibi enstrümanları tercih ediyor. Kasko, ev sigortası, hayat ve Eredenk’in aktardığı sonuçlara özel sağlık sigortası sahipliği göre, araştırmaya Türkiye’den katıdiğer ülkelerde Türk tüketilanların yüzde 76’sı, diğer ülke katılımcilere kıyasla önemli ölcılarının da yüzde 70’i, genel olarak haçüde daha yaygın. Türk yatı eskiye göre daha riskli buluyor. Önütüketicilerinin yüzde müzdeki 12 ayda ülke ekonomisinin gidişatı 37’si herhangi bir kohakkında diğer ülkeler, yüzde 40’ı “kötüye ruma ürününe sahip gidecek” derken; Türkiye’de bu oran yüzde değil, bu oran diğer ül37. “İyiye gidecek” diyenlerin oranı kelerin iki katı. da diğer ülkelerde yüzde 21 iken Türk tüketicileriTürkiye’de yüzde 24. Finansal nin kasko sahipliği hizmetlerle ilgili bilgi kaynağı yüzde 43, konut siolarak Türk tüketiciler yüzde gortası sahipliği yüz31’lik payla en çok ailesine güde 27 iken, hayat siveniyor. Aileyi yüzde 16 ile gortası sahipliği yalnız arkadaşlar, yüzde 13 ile mali yüzde 20’de kalıyor. müşavirler takip ediyor. Hayat artık daha riskli Orta Gelir Tuzağına Yaklaşırken Uluslararası işbölümü içerisinde Türkiye nerede yer alıyor? Geçen haftaki yazımızda bu soruyu ele almış ve Türkiye’nin uluslararası işbölümü içerisindeki konumunda uzun dönemde anlamlı bir değişiklik olmadığını vurgulamıştık. 2004 Nobel İktisat Ödülü sahibi Stephen Parente ve Edward Prescott, ödül töreninde yaptıkları konuşmada “ülkelerin gelişmişlik düzeyleri arasındaki farkların temel belirleyicisinin yeni teknolojiyi kullanma becerileri” olduğunu savunmaktaydı. Söz konusu “beceri”, kuşkusuz, kendi kendine ya da rastlantısal olarak ortaya çıkan bir olgu değil; ülkelerin tarihlerinde kurumlarıyla, eğitim sistemleriyle, yurttaşlık bilinçlerinin getirdiği demokratik kazanımlarıyla bir bütün oluşturuyor. Teknolojinin ekonomik büyüme doğrultusunda geliştirilmesi, adapte edilmesi ve kullanıma sokulması her şeyden önce araştırma ve geliştirmeye ayrılan kaynakların bir uzantısı. Oysa Türkiye, ArGe üzerine ayırdığı kaynaklar bakımından uluslararası sıralamada son sıralarda yer almakta. Aşağıdaki şekilde yer alan veriler bu savı vurguluyor. Damat’a ABD’li ortak geldi Ekonomi Servisi Türkiye’de Damat ve Tween markaları ile tanınan Orka Group, New York merkezli yatırım şirketi Investcorp ile azınlık yatırımı konusunda anlaşma imzaladı. Orka Group’un açıklamasına göre bu işlem grubun büyüme hedefleri için önemli miktarda sermaye sağlayacak, aynı zamanda Investcorp’un Gucci, Tiffany ve Saks Fifth Avenue gibi moda perakendesi şirketlerindeki geçmiş yatırımlarından kazandığı bilgi birikimini beraberinde getirecek. Bu katkılar Orka Group’un erkek modasındaki güçlü markalarını, tasarım ve ürün kalitesini destekleyerek büyümesini hızlandıracak. Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Uluslararası yatırımcıların uzun zamandır grubumuza yönelik ilgisi devam ediyordu. En doğru seçimi yaptığımıza inanıyorum. Bu işlem, dünya tarafından bilinen markalarımızın potansiyelinin uluslararası pazarlarda artmasına olanak sağlayacak” dedi. Bursa atağa kalktı TOFAŞ, 2011’de 7.7 milyar lira ciro açıklarken onu 7.6 milyar lira ile Oyak Renault, 2.1 milyar lira ile de Borçelik izledi. Ekonomi Servisi Bursa Ticaret Sanayi Odası’nın yıllık değerlendirme toplantısında açıkladığı verilere göre Bursa’nın en büyük şirketleri belli oldu. TOFAŞ, 2011’de yıllık 7.7 milyar lira ciro açıklarken, onu 7.6 milyar lira ile Oyak Renault, 2.1 milyar lira ile de Borçelik izledi. Geçen yıl Renault birinci, TOFAŞ ikinci sırada yer alıyordu. Araştırmaya göre Bursa’nın en çok kâr eden şirketi Oyak Renault oldu. Bursa’nın en çok istihdam yaratan şirketi ise TOFAŞ olarak belirtildi. Oyak Renault aynı zamanda Bursa’nın en çok ihracat yapan şirketi de oldu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez, “Bursa ülkenin orta ve ileri teknoloji üretim merkezi. İhracatın dörtte üçünü gelişmiş ülkelere yapıyoruz. Ancak kriz bizim için dezavantaj oldu. 2011’i ne yazık ki net ithalatçı olarak kapattık” dedi. Geçen yıl 250 büyük firmanın net ciroları yüzde 26.8’lik artışla 51.4 milyar lira oldu. Bursa’nın en büyük şirketleri içinde yüzde 65’lik pay otomotiv ana sanayii, yüzde 57’si tekstil konfeksiyon, yüzde 36’sı gıda, tarım, hayvancılığın oldu. ? En büyük şirket TOFAŞ olurken ikinci sırada Oyak Renault yer aldı. Kârda Oyak istihdamda TOFAŞ şampiyon Oyak Renault TOFAŞ Türk Borçelik Bosch Sütaş Korteks Karsan Otomot iv Türk Prysmian Kablo Asil Çelik Componenta Dö küm Bursa’da beklentilerin aksine otomotiv sektörü 2011’de düşük büyüme sergilerken tekstil ve makine sektörleri hızlı büyüme kaydetti. Befesa’dan 120 milyon dolar yatırım spanyol şirket, Adana ve İzmir’de iki çelik tozu arıtım ve geri dönüşüm tesisi kuracak. Tesiste toplam 330 kişiye istihdam sağlanacak. Ekonomi Servisi İspanya merkezli endüstriyel atık arıtım ve geri dönüşüm şirketi Befesa, İzmir ve Adana’da 120 milyon dolarlık yatırımla 2014’te devreye girmesi beklenen iki çelik tozu arıtım ve geri dönüşüm tesisi kuracak. Tesiste 330 kişiye istihdam sağlanacak. Başbakanlık Yatırım Destek Ajansı ve Befesa’nın düzenlediği toplantıda konuşan Befesa İ Üst Yöneticisi (CEO) Javier Molina Montes, Türkiye’deki alüminyum pazarını da incelediklerini belirterek “Bu incelemelerimiz pozitif olarak sonuçlanırsa bu alanda da bir yatırım yapmayı düşünüyoruz” dedi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da İzmir ve Adana’da yapılacak olan bu yatırımla birlikte ihracat yoluyla yıllık minimum 80 milyon dolarlık bir döviz girdisi sağlanacağını aktardı. Çağlayan 120 milyon dolarlık bu yatırımın önümüzdeki dönemde kapasite artışı ve alüminyumla ilgili benzer bir yatırımın yapılması ile birlikte 300 milyon dolara kadar çıkmasını beklediklerini söyledi. BAŞSAĞLIĞI Kooperatifimizin ortaklarından ve Cumhuriyet Mahallesi Elektrik Komisyonu üyelerinden +HU íH\LQ 2nQXQOD GDKD JÖ]HO YH DQODPOÜ ROGXğX JÖQOHULQ Ğ]OHPL\OH EHí \ÜOÜ JHULGH EÜUDNWÜN İLHAN SUNGUR eşi ÖZCAN KESGEÇ’i aramızdan ayrılışının yıldönümünde, sevenleri ve yoldaşlarıyla anıyoruz. $ú/(6ú Tarih: 19 Temmuz 2012 Saat: 11.00 Yer: .DUúÕ\DND 0H]DUOÕ÷Õ  .DSÕ 7 $GD  3DUVHO AYSEL SUNGUR’u yitirmiştir. Kendisine, ailesine, yakınlarına ve Cumhuriyet Mahalleli dostlarına başsağlığı diler, acılarını paylaşırız. KOOPC YÖNETİM KURULU Carrefour Türkiye’de kalmaya kararlı Ekonomi Servisi CarrefourSA Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 2004’ten bu yana yürüten Haluk Dinçer ve üç yönetim kurulu üyesinin CarrefourSA yönetim kurulundaki görevlerinden istifa etmesinin ardından Carrefour, Türkiye’deki ortaklık yapısına dair bağlılık mesajı verdi. Carrefour yönetimi “Türkiye’deki ortaklığında yüzde 58.2 paya sahip olan Carrefour, ortağı ile çalışmaya devam etmektedir ve ortaklığına son derece bağlıdır. Sabancı Grubu tarafımıza üzerinde görüşülen yeni yönetim kurulu üyelerinin görevlendirilmesi amacıyla 27 Temmuz’da Genel Kurul’un toplanması için resmi talepte bulundu” açıklamasını yaptı. (*) TÜSİAD (2011) Türkiye’de Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışması, İstanbul: TÜSİAD Yay. C MY B C MY B Şekilde sergilenen veriler, İsrail, Finlandiya ve İsveç’in ArGe harcamalarında başı çekmekte olduğunu göstermektedir. Milli gelire oran olarak ArGe harcamaları İsrail’de yüzde 4.86, Finlandiya’da yüzde 3.76, İsveç’te ise yüzde 3.75 olarak hesaplanmaktadır. Türkiye’nin 2007 verisi ise milli gelire oran olarak yüzde 0.72 düzeyinde bir ArGe yatırım harcaması göstermektedir. Devlet Planlama Teşkilatı’nca (Kalkınma Bakanlığı) yayımlanmış olan 2011 Yılı Ekonomik Programı’na göre 2008 yılı itibarıyla ArGe harcamalarının GSYH içindeki payı Türkiye’de yüzde 0.73 iken, bu oranın AB27 ortalamasının yüzde 1.9 olduğu görülmektedir. Aynı veri kaynağına göre, 2007 itibarıyla Türkiye’de ArGe personeli toplam istihdamın yüzde 0.56’sını oluşturmaktayken, bu oran AB27 ülkelerinde yüzde 1.57 idi. Bu verilerin ötesinde, Türkiye’de eğitim performansının genel görünüm ve kalitesi üzerine ulusal yazınımızda önemli endişeler mevcuttur. Örneğin DPT (Kalkınma Bakanlığı) 2011 Yılı Programı belgesi (s. 198) “Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır” şeklindeki ifadesiyle Türk eğitim sistemindeki en önemli yapısal aksaklığa dikkat çekmektedir. Aynı belgeye göre, “Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları ve bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar, kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır.” Nitekim, DPT verilerine göre, Türkiye’de özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamaları ile karşılaştırıldığında söz konusu oranlar çok düşük düzeyde kalmaktadır. TÜSİAD tarafından 2011 yılında yapılan bir araştırma(*) sonuçlarına göre, Türkiye’de nüfusun ortalama eğitim süresi 6.5 yıl olarak tahmin edilmekte; 15 yaş üstü yetişkinler arasında okuma yazma bilenlerin oranının da dünya sıralamasında 97. olması göze çarpmaktadır. Aynı raporda sunulan verilere göre, Türkiye’de 2534 yaş arası nüfusta lise mezunu olanların oranı yüzde 41; üniversiteyi bitirmiş olanların oranı ise yüzde 16.6 olarak verilmektedir. Her iki kategoride de Türkiye, 34 OECD ülkesi arasında 33. olarak değerlendirilmektedir. ??? Sonuç olarak, Türkiye’de tüm eğitim kademelerine yapılan kamu harcamaları, OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında çok daha düşük düzeyde gözükmektedir. Özellikle yükseköğretim öncesi eğitim kademelerinde yaş nüfusunun yüksek olduğu göz önüne alınırsa, bu kademelerdeki kamu harcamalarının uluslararası standartların altında kaldığı görülmektedir. Dolayısıyla eğitim kademeleri ile yükseköğretim kademesi arasındaki dengesizliğin giderilmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye, ekonomik büyümesini üretkenliğe ve eğitime dayalı kaynaklara dayandıramadığı ölçüde, iktisat yazınında “orta gelir tuzağı” diye anılan tökezlemenin çok yakında içine itilme tehlikesi ile karşı karşıya gözükmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle