13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2012 CUMA 8 İstanbul PB Edirne Y Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak PB Sinop PB Samsun PB Trabzon PB Giresun B PB Ankara 34 39 35 38 38 39 38 29 29 29 30 31 34 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B A A A A A A A PB PB PB 32 32 30 40 37 35 41 41 37 38 32 27 27 Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid B Viyana Y HABERLER 16 17 20 19 17 17 19 19 21 18 29 37 18 Belgrad A 33 Sofya PB 33 Roma B 27 Atina A 33 Zürih Y 23 Moskova Y 25 Aşkabat Y 37 Taşkent A 38 Baku PB 31 Bişkek Y 33 Tiflis Y 33 Kahire A 39 Şam A 40 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri ile Trakya’nın parçalı ve yer yer çok bulutlu öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere Trakya ile Çankırı ve Kastamonu çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada üzerinde yapılan incelemelere dayanarak yaptığı son açıklamada; uçağın Suriye tarafından düşürülmesini “iddia” diye nitelemesini milli matbuatımız, jetimiz “kim vurduya gitti” diye yorumladı. Oysa perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Günlerdir Güncel’de resmi açıklamalar birbirini tutmuyor. Resmi açıklamayı resmi makamlar yalanladı. Örneğin uçağın füzeyle düşürüldüğünü Milli Savunma Bakanı doğrulamadı, dedik. Nafile! Salı günü bir başka kargaşa izlendi. İl başkanları toplantısında RTE, uçağı Suriye’nin düşürdüğünü yinelediği sırada; Genelkurmay, uçağı Suriye’nin düşürdüğünü “iddia” diye açıkladı. Milli matbuat kaldı iki arada bir derede ama: Günlerdir sorulması gereken soruyu nihayet manşetlere taşıyıverdi: “Öyleyse kim düşürdü uçağı?” ??? Politik açıdan Genelkurmay’ın açıklaması ne demeye geliyor: Türkiye’ye karşı düşmanca bir tavır diye niteleyen Başbakan’ın Suriye politikasının çözüldüğü anlamına geliyor; hatta RTE’nin yoğunlaştırdığı sert politikanın geçersizliğini ilan ediyor. ??? Yorumlara, resmi söylemlere şimdi bir yenisi eklendi. Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, parçalar üzerindeki incelemelerden kaynaklanan verilere bakarak uçağın “teknik veya pilotaj hatasından düştüğünü söylemek mümkün” diyor. Bu olasılık şayet gerçekleşirse 2025 gündür uçağı kasıtlı olarak Suriye’nin düşürdüğüne bina edilen resmi açıklamaların hepsi, tabii Suriye politikası, uluslararası bir skandalın ürünü olmayacak mı? RTE, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun dünyayı bir savaşın eşiğine taşıyan çabaları ulusal onurumuza büyük bir darbe indirmeyecek mi? ??? Bugün cuma. Silivri’de karar günü. Bugün tutuklu milletvekillerinin tahliyesini bekliyoruz. İktidarın Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan yardımcılarının kimileri, 3. yargı paketindeki olanaklara dayanarak tutuklu milletvekillerinin tahliyeleri gerektiğini söylüyor. Bir kişi dışında! Ulusal iradeye herkesin saygılı olmasını durmadan yineleyen bu kişinin; çarşamba günü üstelik iktidarın tepe noktalarındaki arkadaşlarını tersleyerek adeta tutuklu vekillerin tahliyesine karşı çıktığını duyumsatan, mahkemeye talimat izlenimi veren açıklamasında: “Biz ne CHP’nin ne MHP’nin ne de BDP’nin tutuklu milletvekilleriyle ilgili parlamento çağrısına bugüne kadar evet demedik, yine evet demeyeceğiz, bunun bilinmesini isterim… …Tutuklu şahıslar aday gösterilerek milletvekilliği cezaevinden adam kaçırma, davaları boşa çıkarma girişimine dönüştürülmek istenmiştir… Biz tutuklu vekillerle ilgili parlamento çağrısına ‘evet’ demeyeceğiz” dedi. ??? Ulusal iradenin Başbakanlık koltuğuna oturttuğu kişinin sözleridir bunlar. Söz Silivri mahkemesinde. Başbakan’a karşın mahkeme yargının bağımsızlığını kanıtlayan, yasaya ve ulusal iradeye saygılı bir karar verecek, vekilleri tahliye edecek mi, göreceğiz! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hava kuvvetlerimize ait RF4 uçağının 22 Haziran’da uluslararası hava sahasında Suriye tarafından vurulduğunu bir kez daha yineleyen açıklamasından hemen sonra Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada uçağın enkazından toplanan malzemelerde patlayıcı izine rastlanmadığı açıkladı. Genelkurmay açıklamasında yer alan “Suriye makamlarının kendileri tarafından düşürüldüğünü iddia ettikleri uçak” ifadesi, uçağın düşürülüp düşürülmediği bilgisinin dahi net olmadığı şüphesini yarattı. Önceki gün yaşanan son olay, Ankara’da konuyla ilgili kurumlar ve yetkililer tarafından kamuoyuna yapılan çelişkili açıklamaların sadece sonuncusuydu. Son 20 gün içinde Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay İletişim Daire Başkanı tarafından yapılan açıklamalarını yan yana koyan birinin, iki pilotomuzun şehit olduğu bu hadisenin kim tarafından, nerede ve nasıl meydana geldiğini anlamasına imkân yoktur. ??? Hikmet Çetin, Türkiye’de TBMM Başkanlığı’na kadar yükselmesinin, Dışişleri Bakanlığı ve siyasi parti liderliği gibi görevler üstlenmesinin yanı sıra, NATO’nun Afganistan’daki en üst düzey sivil yetkilisi Hikmet Çetin: Krizi Yönetemediler sıfatıyla uluslararası arenada da sorumluluk üstlenmiş bir isim. Başbakan Erdoğan ve hükümetine bağlı kurum ve yetkililerin iç ve dış kamuoyuna nasıl bir izlenim verdiğini sorduğumda, “Başbakanı, Dışişleri Bakanı, asker ve sivil kurumlarıyla bir bütün olarak hükümet, bu krizi gerektiği gibi yönetemedi. Büyük devlete yakışan bir görüntü yerine darmadağınık bir görüntü verdiler” dedikten sonra kriz anında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: 1. Kriz masası: Bu tür olaylarda her şeyin başı kriz masasıdır. Genelkurmay, Dışişleri, İstihbarat ve gerekirse İçişleri o dakika bir araya gelerek bir kriz masası oluşturmaları gerekirdi. İş siyasi boyuta dökülmeden, kriz masasının eldeki tüm kanıtları ve her türlü senaryo olasılığını değerlendirmesi gerekirdi. Şu anda bile bir kriz masasının var olduğunu sanmıyorum. 2. Zamanlama ve üslup: Olayın nasıl olduğu konusunda kesin, başka bir olasılığa ihtimal bırakmayan bir kanaate ulaşmadan bakan ve başbakan düzeyinde açıklamalar yapılmaması gerekirdi. Son krizde bakan da başbakan da çok erken konuştu. NATO’ya brifing verdiler. Ama aradan 20 gün geçmiş şimdi belirsizliklerden bahsediliyor. Uçak üzerinde yanıcı madde izi yoksa dünyaya nasıl “Füzeyle düşürdüler” dersiniz? Bu belirsizlikler, kriz masasında değerlendirilmeli, kesin karara varılmadan bakan ve başbakana çıkarılmamalıydı. Böyle yapılsa Türkiye’yi bağlayıcı siyasi açıklamaların önüne geçilebilirdi. 3. Çokseslilik: Olay sonrasında Türkiye’den tek ses çıkmalıydı. Tek bir kişi ya da kurum konuşmalıydı. Ama görüyoruz ki, başbakandan, Dışişleri’nden ve Genelkurmay’dan ayrı açıklamalar geliyor. İş beyanat verme yarışına döndü. Her kurum kendi başına hareket ediyor görüntüsü hâkim. ??? Devletin en üst makamlarına erişmiş, uluslararası alanda prestijli görevler üstlenmiş deneyimli siyasetçi Hikmet Çetin, 22 Haziran’dan bu yana hükümetin kurumları ve yetkilileriyle bir bütün halinde krizi yönetemediği görüşünde. İtirazı olan var mı?.. ‘Tamgün Yasası’ kimin için? İKLİM ÖNGEL DAVUTOĞLU’NA AÇIK DAVET Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Cumhuriyet’e verdiği röportaj sonrasında bazı meslektaşlarımızın yazılarından, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sadece Suriye liderinin sözlerine değil, aynı zamanda röportajın yapılışına da tepkili olduğu izlenimi edindik. Prof. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminden tanıştığımız bir isim. Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız’ın bir yıl önce ilettiği ve dönem dönem tazelediğimiz kapsamlı mülakat talebimizi, Esad röportajına ilişkin değerlendirmeleri sonrasında danışmanları aracılığıyla yeniledik. AnkaraŞam ilişkilerinin yanı sıra, kendi yönetimindeki Türk dış politikasına yönelik eleştirilere karşı değerlendirmelerini okurlarımızla paylaşmasından memnuniyet duyacağımızı bir kez de buradan duyurmak isteriz. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruya hazır Bireysel başvurunun yöntemleri belirlendi. Başvuruda bulunmak için 150 lira bireysel başvuru harcı maliye veznelerine yatırılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’ne tanınan bireysel başvuru hakkının 23 Eylül’de uygulamaya başlaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde değişikliğe gidilerek, bireysel başvurunun usulleri belirlendi. Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yapılması gerekecek. 12 Eylül 2010 tarihli referandum sonucunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu açılmıştı. Bireysel başvuruyla ilgili hazırlıklarını sürdüren Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru hakkı nedeniyle mahkeme iç tüzüğünde de değişiklikler yaptı. Bireysel başvurular, mahkemenin internet sitesinde yayımlanan başvuru formu kullanılarak resmi dilde yapılacak. Başvuru formunda özetle şunlar yer alacak: “Başvurucunun adı, soyadı, vatandaşlık numarası, doğum tarihi ve yeri, uyruğu, cinsiyeti, mesleği ve adresi, varsa telefon numaraları ve elektronik posta adresi. Başvurucu tüzel kişi ise unvanı, adresi ve tüzel kişiliği temsile yetkili kişinin kimlik bilgileri, varsa telefon numaraları ve elektronik posta adresi. Kanuni temsilcisi ya da avukatı varsa, kanuni temsilcisinin ya da avukatının adı, mesleği ve adresi, varsa telefon numarası ve elektronik posta adresi. Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti. Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar. Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının dayanakları. Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar...” Bireysel başvuru için 150 lira bireysel başvuru harcı maliye veznelerine yatırılacak. ANKARA TBMM’de türban krizine neden olan eski FP Milletvekili Merve Kavakçı’nın eşi Prof. Dr. Nazır Cihangir İslam’ın kadrosu Kars Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde olmasına karşın İstanbul’da özel bir muayenehanesinin olduğu ortaya çıktı. İslam’ın üniversiteye hiç gelmediği iddia edilirken Tamgün Yasası’na göre hem üniversitede çalışması hem de muayehane açması yasal değil. KHK’yle 26 Ağustos’ta uygulamaya konulan “Tamgün Yasası”na göre, kamu ve üniversite hastanelerinde çalışan doktorların, aynı zamanda muayenehane açmalarının önü kapatılmıştı. Kafkas Üniversitesi’nden adını vermek istemeyen bir akademisyen, İslam’ın yaklaşık 8 aydır üniversitenin kadrolu öğretim üyesi olduğunu belirterek “İslam’ı, hiçbir arkadaşımız görmüş değildir. İnsan kadrolu çalıştığı bir kuruma ara sıra da olsa uğramalı. Ancak kuruma hiç gelmedi. Yanımızdan geçse onu tanımayız. Geldiği günden beri ne derse girdi, ne de bir operasyon gerçekleştirdi. İstanbul’da çalıştığını biliyoruz” dedi. İslam’ın adının, Özel Pendik Hastanesi’nin “Doktorlarımız” adlı bölümünde de görülmesi dikkat çekti. İslam’ın hastaneden ayrıldığını söyleyen hastane yetkilileri, “Bizde tam değil kısmi zamanlı çalışıyordu. Yeni çıkan yönetmelikten sonra ayrılarak kendi muayenehanesinde çalışmaya karar verdi. Kızıltoprak civarında bir muayenehanesi olduğunu biliyoruz” dedi. Cumhuriyet’in ulaştığı İslam, konuyla ilgili sorularımız üzerine “Ben sizi daha sonra arayacağım” demekle yetindi. AYNI SUÇA BİR BERAAT, BİR CEZA İstanbul Haber Servisi Küçükçekmece’de bir öğretmeninin çantasını gasp ettiği iddia bul İstan ında, hakk kişi n alına sıyla gözaltına Bakırköy Adliyesi’nde 7 ve 8’inci ağır ceza mahkemelerinde yanlışlıkla ayrı ayrı açılan davalardan birinde delil yetersizliğinden beraat, birinde ise 8 yıl 4 ay hapis cezası verildi. 29 Kasım 2002 tarihinde öğretmen E.I’nın içerisinde 200 lira, yüzük ve cep telefonu bulunan çantası çalındı. Polis 10 Nisan 2003 tarihinde kafeterya işletmecisi 39 yaşındaki Taturık Saral’ı gözaltına aldı. Saral mahkemece tuklandı. Ancak Küçükçekmece 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi olayın gasp suçuna dönüşmesi nedeniyle davanın ağır caza mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Küçükçek dava i’nin emes Mahk Ceza Sulh mece 1’inci dosyası Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi yerine yanlışlıkla önce Küçükçekmece 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme bu yanlışlığı fark edince dosyayı bu kez İstan erdi. gönd i’ne emes Mahk bul 8’inci Ağır Ceza 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi davayı kabul edip “yağma” suçlamasıyla yargılamaya başladı. Bu sırada Küçükçekmece 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi, yanlışlıkla Küçükcekmece Asliye Ceza Mahkemesi’ne giden dosyayı bu mahkemenin ağır ceza mahkemesine gönderdiğinden habersiz, Saral hakkında bu kez de İstanbul 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde “gasp” suçundan dava açıldı. 7’nci Ağır Caza Mahkemesi Saral’ı gasp suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi ise “yeterli delil olmaması” nede niyle yağma suçundan beraat kararı verdi. Saral’ın hapis cezası Yargıtay 6’ncı Ceza Dairesi tarafından onanırken Saral’ın avukatı kararın düzeltilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Adalet daha da gecikecek HÜLYA KESKİN KCK tutuklusu cezaevinde öldü ? ADANA (Cumhuriyet) Adana’da KCK’ye yönelik düzenlenen operasyonda 30 kişiyle birlikte gözaltına alınıp tutuklanan BDP İl Başkanlığı Yönetim Kurulu üyesi Hakkı Kuru, Kürkçüler E Tipi Cezaevi’ne konuldu. Kuru, iddiaya göre, 10 gün önce rahatsızlanınca cezaevi yönetimine dilekçe vererek hastaneye gitmek istediğini bildirdi. Hakkı Kuru, dilekçesine yanıt beklerken kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdi. Mayın, yine çocukları vurdu ? AĞRI (Cumhuriyet) Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde Kızılkaya köyünde Adem Yiğit (10) ile Ertan Dilaver (12), Şehit Piyade Er Bayram Şenol Hudut Karakolu ile Ziyaret Tepe Piyade Hudut Karakolu arasında kalan 108 numaralı Hudut Taşı yakınlarında hayvanlarını otlattığı sırada mayın patladı. Ertan Dilaver, olay yerinde yaşamını yitirirken Adem Yiğit ise yaralandı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı” Yargıtay ve Danıştay’daki iş yükü nedeniyle uzun yıllar verilemeyen kararlar göz önüne alındığında, “adaleti bekleme süresinin iki katına çıkıp çıkmayacağı” sorusunu da akıllara getirdi. Yurttaşlar, Anayasa Mahkemesi’nden karar çıkmadan da AİHM’ye gidemeyecek. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Mehmet Karlı, “Anayasa Mahkemesi’nin şekli, yapısı, siyasi kararları ortada. Bu uygulama AİHM’ye başvuru sürecini haksız yere uzatmaktır” dedi. Karlı, “AİHM’ye gidilme süresi belki de iki katına çıkacak. Türkiye’den AİHM’ye giden dosya sayısının fazlalığı da ortada. Son zamanlarda AİHM’nin 3 yıl ile 5 yıl arasında kararlar verdiğini de görüyoruz. Dolayısıyla adalet daha da gecikecek” dedi. Galatasaray Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Burak Çelik de, “Anayasa Mahkemesi’nin çok iyi hazırlık yapmış olması gerekli. Kararların özgürlükler kapsamında ele alınması lazım. Son kararlara baktığımızda ise bu durum bizi endişelendiriyor” dedi. ÇYDD’liler okulu yeniledi Fotoğraf: PERVİN ÇÜTCÜ TGS: Kıdem için greve hazır olun İstanbul Haber Servisi Bu yıl 60’ıncı yaşını kutlayan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), üyelerini kıdem tazminatına ilişkin yapılması muhtemel herhangi bir olumsuz düzenleme karşısında “genel grev”e gitmeye hazır olmaya çağırdı. TGS’den yapılan açıklamada, sendikanın basın üzerindeki baskıların kaldırılması için 60 yıldır ilkeli ve cesurca bir mücadele verdiği belirtilerek bugünkü zor koşulların, basın emekçilerinin TGS çatısı altında güçlerini birleştirmesini zorunlu kıldığına dikkat çekildi. PKK HES işçilerine saldırdı SERMET ÇUHADAR CHP’liler Tanal’a saldırıyı kınadı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Halk Cephesi üyelerinin önceki gün yaptığı kentsel dönüşüm projesini protesto eylemine destek veren CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın zabıta tarafından kafasının yarılmasına tepki gösteren CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Emine Ülker Tarhan olayı kınadı. Öte yandan dün de Saraçhane’deki İBB önünde çadır kurmak isteyen Halk Cephesi üyesi 5 kişi gözaltına alındı. İstanbul Haber Servisi ÇYDD İzmit Şubesi tarafından “Köyde Şenlik Var” projesinin ikincisi Bayraktar köyünde gerçekleştirildi. İzmit Şubesi ve İZGAZ öncülüğünde, Çağdaş Yaşam Kulübü’nden (ÇYK) gönüllü gençlerin katılımıyla 1824 Haziran tarihleri arasında İzmit’in Bayraktar köyündeki eskiyen Bayraktar İlköğretim Okulu yenilendi. KAHRAMANMARAŞ Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesinde HES inşaatında çalışan işçileri taşıyan kamyonete PKK’liler tarafından uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda bir işçi yaralandı. Başlatılan operasyonda bir askeri aracın geçişi sırasında mayın patlaması sonucu bir astsubay, bir uzman çavuş ve bir er yaralandı. Bölgede teröristleri etkisiz hale getirmek için operasyon başlatıldı. Operasyonda Umutlu köyü yakınlarında bir askeri aracın geçişi sırasında mayın patladı. Patlamada askeri araçta bulunan bir astsubay, bir uzman çavuş ve bir er yaralandı. Yaralı askerler hastanede tedavi altına alındı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle