13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2012 CUMA 4 HABERLER CHP’li Tarhan, katliamcıları tahliye ettiren Erdoğan’ın tutuklu vekiller konusunda da son sözü söylediğini belirtti: Nasıl İnanalım? 22 Haziran günü, Türk Hava Kuvvetleri’nin Malatya Hava Üssü’nden kalkan RF4E tipi uçağı Akdeniz üzerinde düştü. Türk tarafından ilk yapılan açıklama, uçağın uluslararası hava sahasında uçarken, bir Suriye füzesi tarafından, ikaz edilmeden düşürüldüğüydü. Olay, zaten gerginin ötesinde bozuk olan iki ülke ilişkilerinin daha da bozulmasına, Ankara ile Şam’ın, bir savaşın eşiğine kadar gelmelerine yol açtı. İki ülke de olayla ilgili değişik açıklamalar yaptı. Bu arada, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Esad ile görüşme yapan gazetemiz Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’i eleştirdi, kendi açıklamalarına, inanmayanlara öfkesini, hiçbir zaman aşmadığı terbiye sınırları içinde, dile getirdi. Başbakan ise, Ankara’nın resmi açıklamalarıyla ters yorumları dolayısıyla Walt Street Journal’ı eleştirdi. Tabii Başbakan’ın, Dışişleri Bakanı’nın tersine, nezaket sınırları içinde kalmak gibi bir kaygısı da yoktu. Ama, birbiriyle çelişkili çeşitli açıklamaların yanı sıra, uçağımızın düşürüldüğü yerde ne aradığı sorusu da zihinleri meşgul ediyor, kimileri bu soruyu dillendirmekten de çekinmiyorlardı. İktidar, açıklamalarına itibar etmeyenleri sürekli suçlamaktan geri durmuyordu. Yani neredeyse, bu konuda kimi soruları sormak vatan hainliğiyle eş tutuluyordu. ??? Olaydan 22 gün sonra, her şey aydınlanacağı yerde, daha da karanlık bir hal almıştır. Uçağın orada ne aradığı sorusu hâlâ yanıtsız kalırken, düştüğü noktanın koordinatları da eski önemini kaybetmiştir. Çünkü artık uçağın düşürüldüğü ya da düştüğü konusunda da şüpheler belirmiştir. Son günlere kadar, uçağımız için “Suriye tarafından düşürülen” ifadesini kullanan Genelkurmay Başkanlığı, önceki günden itibaren söylemini değiştirmiş, “Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen” ibaresini kullanmaya başlamıştır. Yani Genelkurmay’ın son açıklaması dikkatle okunduğunda, uçağın düşürülüp düşürülmediği sorusuna da kesin bir yanıt verilememektedir. Genelkurmay’ın uçağın düşürülüp düşürülmediği ya da kimin tarafından düşürüldüğü konusunda tereddüde sevk eden hususun ne olduğundan daha ilginç olan, Suriye’nin, hem de Utku Çakırözer ile yaptığı röportajda, Devlet Başkanı’nın ağzından “Evet, uçağı düşürdük” demesindeki hikmetin ne olduğudur. Umarız bütün bu çelişkiler, önümüzdeki günlerde aydınlığa kavuşacaktır. Geldiğimiz noktada, açıklamalarına inanmayanları suçlayan Başbakan ve Dışişleri Bakanı’na inanmayanlar, şimdi şu soruyu haklı olarak sorabilirler. Kusura bakmayın ama, açıklamalarınıza nasıl inanacaktık ki? ??? Gerçekten de onların açıklamaları birçok kaynak tarafından yalanlanmış, hatta Başbakan bizzat kendi açıklamalarıyla kendi içinde çelişkiye düşmüştür. Bu olay dolayısıyla, bir soruyu gündeme getirmek istiyorum: Başbakan’ın Suriye politikasına karşı çıkmak ve açıklamaları konusunda tereddütlerini dile getirmek vatan hainliği midir? Basın, iktidarların açıklamalarını, çağrılarını, savaş naralarını herhangi bir kuşkuya kapılmaksızın, gözü kapalı tümden desteklediğinde mi işlevini yerine getirir, yoksa kimi kaygıları ve kuşkuları dile getirdiği zaman mı? Dilerseniz konuyu başka bir olay çerçevesinde alalım: ABD, Irak’ı Saddam’ın nükleer ve kimyasal silahları olduğunu bahane ederek istila etmişti. O sıralarda, ABD’nin BM’deki eski elemanı Scott Ritter, Bağdat’ın kitle imha silahlarına sahip olmadığını ileri sürerek, müdahalenin gerekçesine karşı çıkıyordu. Ama kimse ona kulak asmadı. Sonra da, gerçek ortaya çıktı, Ritter’ın haklı olduğu anlaşıldı. Şimdi sorum şu: Bush’a değil, Ritter’a kulak veren az sayıdaki Amerikan gazetecisi vatan haini miydi? Sanıyorum, savaş tamtamları çalarken, basının tavrının ne olması gerektiği sorusunu daha ciddi biçimde bir kez daha düşünmemizde yarar var. Başkadı bıraktırmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Bahçelievler katliamı davası hükümlülerinin tahliye edilmesine tepki gösterirken “Yasamanın da yürütmenin de yargının da başı olan Erdoğan, Bahçelievler katliamcılarını sokağa saldı” dedi. Tarhan, “Başkadı” olarak nitelendirdiği Başbakan Erdoğan’ın “mahkemeye tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi emrini verdiğini” söyledi. Tarhan, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, HSYK’nin atama kararnamesini değerlendirdi. Tarhan, “cemaate ihale edilen Ergenekon, Balyoz ve KCK için cemaatin özel yetkili mahkemelerinin muhafaza edildiğini, ancak AKP’li belediyelerin yolsuzluklarına dokunmaya başlanacağının anlaşılması üzerine ? ‘’Yasamanın da yürütmenin de yargının da başı olan Erdoğan, hangi pazarlıklar sonucu bilinmez, Bahçelievler katliamcılarını sokağa saldı” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ülker Tarhan, tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi emrini de Başbakan Erdoğan’ın verdiğini savundu. iktidarın kendisine bir koruma zırhı hazırlamak istediğini” söyledi. Tarhan, “Adaletin kılıcı iktidar tarafından ele geçirildi ve sallanmaya başlandı. Aslında, yanlışlıkla kendisini de kesme ihtimali var. Çünkü bu ihtimali biz MİT olayında gördük. Ancak Başbakan müdahale etti. Bu müdahale, devlet için kurşun atmayı da kutsayan yeni bir dönemin habercisi oldu” dedi. “İktidarın, kendini korumak için ayrıca bir özel mahkeme daha kurduğunu” vurgulayan Tarhan, “Özellikle iktidar belediyelerindeki yolsuzluklara hukuk kılıfı yaratmak, çeteye dokunulmazlık hakkı vermek için böyle bir mahkeme yapılandırıldı. Özel yetkili mahkemelerin eleştirildiği bir dönemde, aslında tam da zamanıydı. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oldu. HSYK atamaları bunu doğruluyor. Atananların cemaatten çok iktidar partisine yakın oldukları gelen kulis bilgileri arasında. Baş kadısı Başbakan olan AKP’nin, özel yetkili mahkemeleri hayırlı olsun” açıklamasını yaptı. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargının geldiği bu durum itibarıyla kim içeride, kim dışarıda? Yapılmamış sözde darbelerin sözde sanıkları, iktidarı eleştiren gazeteciler ve milletvekilleri, savaş isteyen iktidarın ordusunun savaş istemeyen generalleri içeride. Sivas ve Hizbullah canileri, Deniz Feneri sanıkları, Bahçelievler katliamcıları, Uludere’nin hayalet sorumluları, 12 Eylül darbesinin planlayıcıları, işkenceci katiller ise dışarıda. Belki hâlâ Marmaris’te resim yapıyorlar. Özellikle Bahçelievler sanıklarına bir gece yarısı önerge sine bağlı yargı kararı ile Başbakan’ın jest yapmasından da anlaşılmıştır ki, bu ülkede özgürlükten yana olanlara karşı cinayet işlense de suç sayılamıyor. Yasamanın da yürütmenin de yargının da başı olan Erdoğan, hangi pazarlıklar sonucu bilinmez, Bahçelievler katliamcılarını sokağa saldı.” Tarhan, bir soru üzerine Başbakan Erdoğan’ın “3. yargı paketinde tutuklu milletvekilleri ile ilgili bir şey yok” sözlerine dikkat çekerken “Başbakan, örtülü olarak, tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi emrini mahkemeye verdi. Bakalım bu emre mahkemelerce itaat edilecek mi?” dedi. Tarhan, başka bir soru üzerine, iktidarın Suriye ve İsrail’e karşı gösteremediği net tavrı kıdem tazminatını elinden alarak işçiye gösterdiğini söyledi. CHP’Lİ ATİLLA KART: DÜŞEN TÜRK UÇAĞI AKP, kaçış yolu arıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Atilla Kart, “AKP, bir an önce anayasa platformunu terk etmenin yol ve yöntemlerini aramaya başlamıştır” dedi. Kart, dün komisyonun diğer CHP’li üyesi Rıza Türmen’le birlikte düzenlediği basın toplantısında çalışmaları hakkında bilgi verdi. AKP’nin “komisyonda yalnız ve zor durumda kaldığını, bir an önce anayasa platformunu terk etmenin yol ve yöntemlerini aramaya başladığını” söyleyen Kart, “CHP olarak, anayasa yapım sürecinde Cumhuriyetin değer ve kazanımlarına sahip çıkarak ve bu değerleri demokrasiyle güçlendirerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Laikliğe her zaman sahip çıkacağız” dedi. Rıza Türmen de, “Anayasa yapım sürecinde tek amaçlarının Türkiye’de sakatlanan demokrasiyi sağlığına kavuşturmak olduğunu” söyledi. Türmen, “Türkiye’de kuvvetler birliği oluştuğunu, bunun iktidarın elinde toplandığını, temel hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulduğunu” vurgularken “demokrasinin inşasında anayasa yapım sürecinin en iyi platform olduğunu, mutabakata vardıkları hususlara sadık kalınması, güven duyulması halinde bu sürecin yürüyeceğini” sözlerine ekledi. Başka bir ülke mi vurdu? BARKIN ŞIK ‘KESK’li annebaba tutuklu’ KESK İstanbul Şubeler Platformu, tutuklu KESK’li kadınlar için hazırladıkları tişörtleri Taksim Postanesi’nden arkadaşlarına gönderdi. Taksim’deki postane önünde toplanan KESK üyesi kadınlar, tutuklu arkadaşlarına gönderdikleri, üzerlerinde “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük”, “Vardık, varız, var olacağız”, “Özgürlük direnenlerindir” yazan tişörtleri giyerek “KESK’li kadınlar serbest bırakılsın!” pankartı açtı. Grup adına açıklama yapan EğitimSen İstanbul 5 No’lu Şube Kadın Sekreteri Evrim Dirican, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi veren arkadaşlarının serbest bırakılmasını isteyerek tutuklu KESK üyesi kadınların bir kısmının eşlerinin de tutuklu bulunması nedeniyle çocuklarının büyük bir mağduriyet yaşadığına dikkat çekti. (Fotoğraf: PERVİN ÇÜTCÜ) Yabancılara toprak satışına iptal istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Tapu Kanunu ve Kadastro Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, yeni yasayla Tapu Kanunu’nun 35. maddesi değiştirilerek yabancılara sınırsız toprak satışının yolunun açıldığını belirterek, “Son derece tehlikeli bir sürece yol verilmiştir” dedi. Karşılıklılık ilkesi gibi sınırlamaların kaldırıldığını söyleyen Öztürk, cari açığı kapatmak uğruna ülke topraklarının yabancılara peşkeş çekildiğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu MYK’nin son toplantısında ‘Verdiğim sözü tutacağım’ dedi: Seçim çarşaf listeyle TÜREY KÖSE 9 Eylül’ün yeni rektörü Füzün ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mehmet Füzün’ü atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Gül, Yükseköğretim Yasası’nın 13. maddesi uyarınca, Yükseköğretim Kurulu’nun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Füzün’ün, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanmasını uygun buldu. 2012’de de OBP kullanılacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Genel Kurulu üniversite yerleştirme puanlarının hesaplanmasında Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı’nın (AOBP) kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin kararını verdi. YÖK’ten yapılan açıklamada, “2012 ÖSYS’de yerleştirme puanlarının hesaplanmasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacaktır” denildi. Böylece, adayın ortaöğretim bitirme notu yine 5 ile çarpılacak. Yerleştirme puanı, ham puana en düşük 30, en yüksek 60 puan eklenerek hesaplanacak. İl Sağlık Müdürlüğü’nden inceleme ? İstanbul Haber Servisi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde doktorların normal doğum yaptırmak için saatlerce anne karnına bastırması sonucu yaşamını yitiren bebeğe ilişkin dün gazetemizde çıkan haber üzerine inceleme başlattı. Yapılan açıklamada, “Konuyla alakalı müdürlüğümüz tarafından inceleme başlatılmıştır” denildi. ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son MYK toplantısında kurultayla ilgili olarak “İl, ilçe başkanları PM üyeliğine aday olmasınlar. PM’ye girenlerin mutlaka milletvekilliği adaylığı beklentisi olmasın. Kurultayda çarşaf liste kullanılacak. PM için il başkanlarından, milletvekillerinden 5’er isim isteyeceğim, ondan sonra anahtar liste hazırlayacağım” mesajı verdi. CHP’nin 1718 Temmuz’da yapılacak kurultayı için geriye sayım başlarken Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yarın milletvekillerini, 15 Temmuz Pazar günü de il başkanlarını toplantıya çağırdı. Kılıçdaroğlu önceki gün toplanan son MYK toplantısında çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu, “Bu son MYK toplantımız. Hep beraber başarılı çalışmalarımız oldu. Bunları eleştirenler de oldu. Ama bunların kaynağı daha çok ‘Onlar olmasın, biz olalım’ anlayışıydı” dedi. Kılıçdaroğlu, kurultayla ilgili olarak da şu mesajları verdi: “Milletvekilleri, il başkanlarını dinleyeceğiz. PM için 5’er isim önermelerini isteyeceğiz. PM üyeliği mutlaka milletvekili adaylığıyla, milletvekilliğiyle ilişkilendirilmemeli. Atilla Sav’a talimat verdim, eski tüzüklere bir baksın diye. PM seçimleri çarşaf listeyle yapılacak. Hem söz verdim, hem de doğrusu bu. Örgütten size gelenlere söyleyin; il, ilçe başkanları PM için aday olmasınlar. Basında, anahtar liste 100’e kadar çıkacak, diye haberler var. He nüz karar vermedim. Milletvekilleri ve il başkanlarını dinledikten sonra pazartesi günü netleştireceğim.” Şenatalar CHP’de Kılıçdaroğlu “çarşaf liste” demesine karşın, bazı yöneticilerin il başkanları toplantısından “blok liste” kararı çıkması için kulis yaptığı söylentileri yaygınlaştı. Bu arada Prof. Dr. Burhan Şenatalar’ın MYK kararıyla üye yapılması, yönetime girecek yeni isimler arasında olacağı yorumlarını güçlendirdi. Şenatalar, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığından sonra “çağdaş sosyal demokrat yeni bir parti” çalışmalarını durduran 10 Aralık Hareketi sözcüsüydü. Yıldız’dan Kılıçdaroğlu’na ziyaret Özcan ve Doğan PM adayı Kılıçdaroğlu’nun önerisiyle’nin Kürt sorununun çözümüyle ilgili olarak örgütleri dolaşan eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan ile eski İstanbul İl Başkanı Ali Özcan’ın da PM’ye aday olması bekleniyor. Ali Özcan, 50’nin üzerinde il gezdiklerini anlatırken “Salı günü bıraktık. Kurultaya dönük çalışma gibi algılanır diye. 20 ili kurultay sonrasında gezeceğiz, ondan sonra bir rapor hazırlayacağız. Korka korka gittiğimiz yerler oldu. Ama Kürt sorununun çözümü konusunda çok olumlu yaklaşımlar aldık. Örgütün üzerinden baskı kalkmış, zihinlerden prangalar kalkmış” dedi. Özcan, seçimlerin çarşaf liste ile yapılması durumunda PM’ye aday olacağını söyledi. ‘Açık cezaevine hoş geldiniz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Odatv davasında tutuklandıktan sonra geçen günlerde tahliye olan gazeteci Müyesser Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. CHP basın biriminden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu’nun, “Silivri toplama kampından Türkiye açık cezaevine hoş geldiniz” sözleriyle karşıladığı Yıldız, görüşmede 3. yargı paketi olarak bilinen yeni düzenlemeye karşın tahliye edilmeyen tutuklu gazetecilerin durumuna değinerek, bundan duyduğu rahatsızlığı aktardı. Kemal Kılıçdaroğlu da, “Türkiye AKP’nin korku ve tek adam yönetimine teslim olmayacaktır. Bu konuda aydınlar, gazeteciler, yazarlar daha cesur olmalıdır” dedi. Türkiye, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bu soruların yanıtlarını bekliyor: 1 Uçağın vurulduğu TSK’ye 5 soru C MY B C MY B ANKARA Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı son açıklamada kullandığı ifadelerle, Türk kamuoyunun kafasında oluşan soru işaretleri arttı. 7400 feet (2250) irtifada istikrarlı son uçuşunu yapan Türk RF4 uçağının, “Teknik arıza” nedeniyle düşüşe geçmesi halinde, pilotların “durumu” telsizden merkeze rapor ederek atlamaları gerektiği belirtildi. 2000 feet üzerinde paraşütle atlamanın güvenli olduğu kaydedildi. Ancak Türk pilotları, paraşütleri ile birlikte 1260 metre derinlikte uçağın kokpitine yakın bir yerde bulundu. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasındaki, “Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen” ifadesi bu yüzden, “Türk uçağını Suriye dışında bir ülke mi vurdu?” ihtimalini de beraberinde getirdi. Suriye’de askeri bir üssü olan Rusya’ya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ ın yapacağı “sürpriz” ziyaret bu açıdan büyük önem taşıyor. Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde konunun gündeme gelmesi bekleniyor. Rusya daha önce, Türk RF4’ün düşürülmesiyle ilgili olarak “Akdeniz’i avucumuzun içi gibi izliyoruz. İstediğiniz bilgileri paylaşabiliriz” demişti. ABD ve NATO’nun ise sessizliğe bürünmesi dikkat çekiyor. Önceki gün, ABD’li bir yetkili, RF4’ün düşmesi sonrasında Erdoğan ile ABD Başkanı Barak Obama arasında bir görüşme olmamasına işaret etti. RF4 uçağının enkazının aranması faaliyetlerine dört askeri gemi ile devam ediliyor. TCG Çeşme hidrografi gemisi dip taraması faaliyetlerini sürdürüyor. Nautilus araştırma gemisinin ayrılması nedeniyle, deniz dibinde tespit edilen ve halen çıkarılamayan parçaların çıkarılması için yeni bir gemi arayışı da sürüyor. RICCIARDONE: TÜM BİLGİLERİ İLETTİK ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Akdeniz’de düşürülen Türk askeri uçağına ilişkin Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, Amerika’nın Türk hükümeti ile paylaştığı bilgilerin Türkiye’nin elindeki bilgilerle çelişmediğine dikkat çekerek “ABD hükümeti olarak düşen uçakla ilgili elimizdeki bütün bilgileri Türk hükümetine ilettik” dedi. Ricciardone, Türk basınınında ABD’li yetkililere atfen çıkan haberlerin sorulması üzerine, kimliği açıklanmayan kaynakların Amerikan hükümetini temsil etmediğini kaydetti. veya füzeden kaçınma manevrasına girdiği yönünde Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda bir telsiz kaydı var mı? 2 İngiltere’den de istenilen radar ve telsiz görüşmeleri ne oldu? 3 Türk uçağı, bölgede tansiyonun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, Suriye karasularında 200 feet irtifada 5 dakikalık ihlali nasıl yaptı? 4 Genelkurmay Başkanlığı, uçağın sualtındaki parçaları çıkarılmadan ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından kaza kırım raporu hazırlanmadan, neden, su üstünde bulunan parçalara ilişkin açıklama yaptı? 5 Kamuoyuna neden Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan bilgilendirme yapılmıyor? rınç: Olayı köpürtmeyin Öte yandan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, düşen askeri uçağa ilişkin olarak, “Bazı nüanslar üzerinde durup buradan farklı anlamlar çıkarma gayretine girmemek lazım. Türk jeti düşürüldü. Düşüren Suriye yönetimi ‘Biz düşürdük’ dedi. Her gün bu konuyu köpürtmenin, bunun üzerinde farklı yorumlara yol açacak açıklamalar yapmanın gereği yok” dedi. A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle