12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2012 CUMA 6 BAHÇELİEVLER KATİLLERİNİN ARDINDAN KEHYA DA SALIVERİLDİ HABERLER Odatv’de 3. yargı paketi görmezden gelindi, somut değil uzun gerekçe yazıldı Bir bir çıkıyorlar liye başvurusu Adana’da redANKARA dedildi. Bunun üzerine Keh(Cumhuriyet ya, Ankara’ya tahliye başBürosu) Anvurusu yaptı. Savcı Halil kara 3. Ağır CeRECEP BULUT Maçkaya yeni kanunun hüza Mahkemesi, AKPMHP iş KAYSERİ 7 TİP’li genci öldüren ka kümlünün lehine olduğunu birliğiyle çıkar tillerin serbest bırakılmasının ardın belirterek infazın durduruldan eski CHP Nevşehir Milletvekili masına karar verilmesini istılan özel af düZeki Tekiner’i öldüren ve 20 yıldır tedi. Ankara 3. Ağır Ceza zenlemesi doğyurtdışında olan Uğur Coşkun, da rultusunda, Bah Türkiye’ye döndü. 4 kez idamla yar Mahkemesi Kehya’nın salıçevlievler katliamında 7 genci öl gılanan, 1991’deki afta şartlı tahliye vermesini kararlaştırdı. edildikten sonra her bir idam suçu düren katillerin ardından 12 Eyvet’çilere teşekkür için 10 yıl hapis cezası getirilmesi lül’den önce CHP Kayseri Merüzerine Belçika’ya kaçan Coşkun, Akşam saatlerinde Elbistan kez İlçe Başkanı avukat Ömer Yılmaz, Elazığ’da sol görüşlü önceki gece İstanbul Atatürk Hava E Tipi Kapalı Cezaevi’nden lanı’ndan Türkiye’ye giriş yaptı ve tahliye edilen Kehya’yı ceöğrenci Keskin Temel ve TÖB yasadan yararlanmak için başvuruDER Yönetim Kurulu Üyesi Mu da bulundu. Coşkun, “Sürgün bitti” zaevi önünde ailesi ve arkadaşları karşıladı. Keyha MHP rat Akın’ı öldürülmesi olayladedi. Nevşehir ve İç Anadolu’daki Elbistan ilçe teşkilatını ziyarından hükümlü Muhsin Kehsiyasi davalara bakan bir avukat ret etti. Daha sonra Elazığ’a ya’nın salıverilmesine karar verolan eski CHP Nevşehir Milletvekili di. Keyha’nın katledilen Adana Zeki Tekiner, 11 Şubat 1980 tarihin gitmek üzere yola çıkan KehEmniyet Müdürü Cevat Yurda de evinde uğradığı silahlı saldırıdan ya, “Bu süreçte emeği geçen, yaralı olarak kurtulmuş, ancak 17 başta Başbakanımız Sayın kul’un faili olduğu savlandı anHaziran 1980’de şehir merkezinde Recep Tayyip Erdoğan olcak Yurdakul dosyasının failleri uğradığı ikinci silahlı saldırı sonucu mak üzere, Başbakan Yararasında yer almıyor. ise hayatını kaybetmişti. dımcısı Bülent Arınç Bey’e, 1979’da cezaevinden kaçan AK Parti Manisa MilletveKehya, 12 Eylül sonrası yakalandı. Bursa Cezaevi’nde Haluk Kırcı ile yatarken kili Selçuk Özdağ Bey’e teşekkürlerimi iletiyorum” açık görüş sırasında kadın elbiseleri giyerek yeniden dedi. MHP’li milletvekillerine de destekten dolayı tekaçan Kehya, Almanya’ya yerleşti. Burada yakala şekkür eden Kehya, “12 Eylül referandumunda nan ve idam edilmeme koşuluyla 1997’de Türkiye’ye ‘evet’ oyu vererek bizi destekleyen herkese teiade edilen Kehya’nın cezaları 36 yıl hapse çevril şekkür ediyorum. Özellikle bağımsız ülkücü kardi. 3. yargı paketinden sonra Kehya’nın yaptığı tah deşlerime teşekkür ediyorum” dedi. TAHLİYE İÇİN DÖNDÜ Tahliye yok İstanbul Haber Servisi Odatv davası sanıklarının, kamuoyunda “3. yargı paketi” olarak bilinen yasal düzenleme kapsamındaki tahliye talepleri reddedildi. Odatv davası sanıklar Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Hanefi Avcı mahkemeye dilekçe sunarak, adli kontrol tedbirinin 3 yıllık üst sınırının kaldırılması nedeniyle tahliye isteminde bulundu. 16. Ağır Ceza Mahkemesi ise tahliye istemlerini oybirliği ile reddetti. Mahkemenin, yeni yasa kapsamında sıraladığı ret gerekçelerinin diğer kararlarına göre daha uzun olması dikkat çekti. Kararda, “Dokümanlar, dijital veri ve diğer delillerin içeriği, iletişimi tespit tutunakları, fiziki takip tutanakları ve dosyada mevcut delillerle birlikte değerlendirildiğinde iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi, üyesi olmak ve örgüte yardım sureti ile örgüt üyeliği suçları ile ilgili olarak, somut olayda kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular bulunmaktadır” denildi. Poyrazköy için de ret kararı İstanbul Haber Servisi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Poyrazköy davasının tutuklu sanıkları Koramiral Deniz Cora, Levent Bektaş, Ümit Metin, Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay, Erdinç Yıldız, Behçet Altıntaş ve Mehmet Cem Çağlar’ın “denetimli serbestlik uygulanarak serbest bırakılma” taleplerini değerlendirdi. 9 sanığın tahliye taleplerini reddeden mahkeme, “Tutukluluk hallerinde geçen sürenin makul süreyi aşan bir durum olmadığını” belirterek adli kontrolün yetersiz kalacağını vurguladı. Mahkeme mevcut olan delillerin sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular olarak kabul edildiğine vurgu yaptı. ‘E Deniz Cora TÜBİTAK raporu gelmedi Sanık avukatlarının dijital delillerle ilgili özel bilirkişilerden aldıkları raporun “hukuk tekniği açısından bilirkişi raporu olarak kabul edilemeyeceğine” dikkat çekilen kararda, dijital verilerle il Katliam evinin önünde protesto gili TÜBİTAK’tan istenilen raporun da henüz dosyaya ulaşmadığı belirtildi. Kararda, “Sanıklar hakkında isnat edilen suçların yasada öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezasının alt ve üst sınırları değerlendirildiğinde 5 Temmuz tarihinde yürürlüğe giren 6352 Sayılı Yasa ile değişik hükümler de dikkate alındığında diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağı anlaşılmakla tahliye talepleri reddedilmiştir” denildi. Odatv sanıklarının avukatı Celal Ülgen, mahkemenin tahliyeleri reddetmesinde öne sürdüğü gerekçeyi “kocaman bir gerekçesizlik” olarak nitelendirdi. Kararda TÜBİTAK’tan beklenen raporun gelmemesine vurgu yapıldığını anlatan Ülgen “Kararda tahliye taleplerinin reddedilmesi için gerekli yasal bir dayanak yok. Mahkemenin bu kararı, hukuksuz ve yasaya aykırı kara bir direniştir. ” diye konuştu. Avukat Hüseyin Ersöz de, “Hâkim ve savcıların olaylara, hak ve özgürlüklere bakış açısı değişmediği sürece yeni yasal düzenlemelerin bir anlamı yok” dedi. N Tanık olarak dinlenen Can Dündar: TKP, dün 3. yargı paketi ile “Bahçelievler katliamı” hükümlülerinden Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu’nun tahliye edilmesi kararını, katliamın gerçekleştirildiği Bahçelievler 15. Sokak 56 N0’lu apartmanın önünde protesto etti. 34 yıl önce öldürülen TİP’li 7 gencin ailelerinin avukatı Erşan Sansal, “Yetki sahibi ağızlar, bu kanunla adaletin gerçekleştiğini savunuyorlar. Ancak ne adına olursa olsun bugün 34 yıl geride kalmış olan bu katliamın kamu vicdanındaki mahkumiyetini hiçbir kanun silemez” diye konuştu. Sansal’ın konuşmasını yaparken 7 TİP’li gencin yakın arkadaşlarının gözyaşlarına hâkim olamaması dikkat çekti. CHP Milletvekili İlhan Cihaner de kişiye özel affa yol açan yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ HATİCE TUNCER Balbay sanık değil Ergenekon’un hedefi Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen gazeteci Can Dündar, “Ben Mustafa Balbay’ın bu davada sanık değil, Ergenekon’un hedefi olabileceğini düşünüyorum” dedi. Ergenekon operasyonları başlatıldığında ilk anda Susurluk’ta ortaya çıkan ancak üzerine gidilemeyen derin yapının aydınlatılacağı umudunu daha sonra kaybettiğini anlatan Can Dündar, “Salı günü biz burada ifade verirken 7 TİP’liyi öldüren iki kişinin cezası ertelendi. Bu yapılanmanın devam ettiğini gördük. Bugüne kadar süren yapıdan söz ediyoruz” diye konuştu. Davanın 203. duruşmasında,“Ergenekon” adlı bir kitap ve “Karaoğlan” adlı belgeseli kapsamında gazeteciyazar Can Dündar’ın tanık olarak ifadesinin dinlenmesine devam edildi. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, “kendisi ile Haziran 2010’da kaybettiğimiz İlhan Selçuk ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun örgütün ideolojik bürosunun en üst düzey yöneticisi olarak suçlandığını” belirterek iddia olunan “Ergenekon” örgütüne ideolojik önderlik yaptıklarına yönelik bir bilgisi olup olmadığını sordu. Dündar, böyle bir bilgisinin olmadığını belirterek “Avrupa’daki gladyo örgütleri NATO bünyesindedir. Buradakiler ise Amerikan, Batı aleyhtarlıklarıyla öne çıkıyorlar. Burada bir çelişki ortaya çıkıyor” dedi. Can Dündar, şunları anlattı: “Bazı ülkücülerin tetikçi olarak kullanılması, devlet için görevlerde kullanılması, cezaevlerinden kaçırılması kontrgerilla faaliyetleriydi. Ağca, açıkça kaçırıldı, Çatlı’ya resmi pasaport verildi. 7 TİP’liyi öldürenlere sahte pasaport verildi. Salı günü biz burada ifade verirken 7 TİP’li öldüren iki kişinin cezası ertelendi. Bu yapılanmanın devam ettiğini gördük. Halen daha bugüne kadar süren yapıdan söz ediyoruz.” CHP İzmir Milletvekili Balbay, Dündar’a şöyle soruları yöneltti: “Bizler burada silahlı terör örgütü üyesi olmaktan, terör örgütlerinden sorumlu terör örgütü üyeliğinden yargılanıyoruz. Burada Uğur M u m ERSANLI: TAHLİYE İSTEMEYE UTANIYORUM İstanbul Haber Servisi Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki büyük duruşma salonunda İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görüyen KCK’ye ilişkin davanın 7. duruşması yapıldı. Oturumu açan 15. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Alçık, sanık ve avukatların taleplerinin 13 Temmuz Cuma günü (bugün) değerlendirilerek karara bağlanacağını açıkladı. Alçık, taleplerini Kürtçe yapmak isteyenlere söz vermedi. Duruşmada söz alan Prof.Dr. Büşra Ersanlı, “Şiddete metot olarak asla güvenmiyorum. Tahliyemi istiyorum demekten utanıyorum, beraatımı istiyorum” diye konuştu. Ersanlı’nın avukatı Fikret İlkiz, iddianamenin hukuka aykırı deliller üzerine kurulduğunu ifade ederek “Delil olmadığı için kişilerden hareket edilerek, delil oluşturulmaya çalışılmış. Bu nedenle bu kadar çok dinleme yapılmış, sürekli dinleme kararları uzatılmış. Haberlerden oluşan bir iddianame hazırlanmış” diye konuştu. Hokus pokus tahliye Bahçelievler’de 7 öğrenciyi telle boğarak öldüren katillerin adım adım kurtarılışı mahkemenin gerekçeli kararına yansıdı İLHAN TAŞCI ANKARA Bahçelievler katliamı katillerinin vicdanları sızlatan tahliyesinin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, hukuk sisteminde olmayan “karma uygulamasıyla” gerçekleştiği anlaşıldı. Mahkeme, “hukukumuzda karma uygulama söz konusu değil ise de” diyerek Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu için daha önce ölüm cezasını ağırlaştırılmış müebbet hapise dönüştüren lehe yoruma ek olarak, Terörle Mücadele Yasası’nın ölüm cezasının hükümlülerinin 10 yılını cezaevinde geçirenlerin salınacakları hükmünü uyguladı. 7 TİP’li öğrenciyi telle boğarak ve kurşunlayarak öldüren Adanalı ile Osmanağaoğlu’nun salıverilmesi adım adım şöyle gelişti: Adanalı ve Osmanağaoğlu’nun 15 Şubat 2001 tarihinde 7 kez ölüm cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. Hükmün kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 4771 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca 7 ayrı ölüm cezası, 7 ayrı müebbet ağır hapis cezasına dönüştürüldü. 5 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren katillere yönelik özel af düzenlemesi üzerine mahkeme, Adanalı ile Osmanağaoğlu’nun hukuksal durumunu yeniden ele aldı. Adanalı ve Osmanağoğlu’nun cezalarının eski Türk Ceza Yasası ile 4771 Sayılı Yasa’nın içtima ettirilmesi benimsenen kararda, “Bu durumda hükümlülere bu madde uyarınca verilebilecek en fazla ceza süresi 6 sene geceli gündüzlü bir hücrede AVUKAT SANSAL: BİLE BİLE YANLIŞ YAPILDI 7 TİP’li öğrencinin avukatı Erşen Sansal, lehteki yasaların birbirine karıştırılarak karma uygulama yapılamayacağına işaret ederek gerekçeli kararı şu sözlerle değerlendirdi: “Geriye dönük 1992 tarihli Terörle Mücadele Yasası’nın geçici 1. maddesi uygulanıyor. Oysa daha önce ölüm cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürülmüştü. Bu karma uygulama demektir. Buna ceza kanunumuz el vermez. Çünkü ‘lehte kanunlar’ demiyor, ‘lehteki kanun uygulanır’ diyor. Bir oradan, bir buradan seçmece yapılarak karar verilemez. Kanun sistematiği içinde bir bütünlük taşır. Göz göre göre 3. Ağır Ceza Mahkemesi yanlış yaptı. Mahkeme de, ‘bu yapılamaz’ diyor ama kendisi yapıyor. ” tecrit edilmek suretiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olacaktır” denildi. Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Terörle Mücadele Yasası’nın bu tarihe kadar işlenen suçların infazına ilişkin yeni ve daha lehe şartla tahliye oranları belirlediği anımsatılılan kararda, bu kez de 1991 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle ölüm cezasına hükümlü olanların 10 yılını infaz kurumunda geçirmeleri halinde şartla tahliye olacağı hükmü uygulandı. Gerekçeli kararda salıverilme şöyle değerlendirildi: “İnfaz bakımından lehe hükümler içeren yasa Terörle Mücadele Yasası’dır. TMY’ye göre ölüm cezasına (ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına) hükümlüler 10 yılını infaz kurumunda geçirdiğinde şartla tahliye olacaktır... Bir bakıma karma uygulama olarak kabul edilse dahi, bu durum birlikte değerlendirilerek hükümlüler hakkındaki hücre cezasının infaz edilmeyerek ağırlaştırılmış mü ebbet hapis cezası yönünden lehte olan TMY’nin uygulanması suretiyle 10 yılı ceza infaz kurumunda geçirmesi halinde hükümlülerin şartla tahliyesi gereceği anlaşılmıştır. Kanunun (özel af) geçici 3. maddesinin 1. fıkrasının ruhu, gerekçesi ve böyle bir maddenin yürürlüğe konulması şeklindeki kanun teklifinin amacı da bu sonucu gerektirmektedir.” Kararda yapılan bu hukuki hesaplama ve değerlendirmelerin ardında ikisinin de 10 yıllık süreyi doldurduğu gerekçesiyle salıverilmelerine karar verdi. Derin yapılarla mücadele cu’yu öldürdüğü iddia edilen örgüte üye olmakla suçlanıyorum. Terör örgütlerinden sorumlu terör örgütü biliyor musun?” Can Dündar, “Hayır bilmiyorum. Terör örgütlerinden sorumlu terör örgütü iddiası bana yapay geliyor. Perinçek, Özkan, Balbay, yıllarca devlet içindeki yapılarla ilgili yaptıkları araştırmalarla ön plana çıkan isimler. Yıllarca bu yapıların üzerine giden isimlerin o örgütün bir parçası gibi yargılanması anlaşılmaz bir şey” diye konuştu. Bunun üzerine Balbay, “Burada yapılan yargılama ile sizin araştırmalarınızda anlattığınız yapılanma ile buradaki yargılamanın ruhu arasında nasıl bir bağ var” diye sordu. Dündar, “Ergenekon soruşturmaları başlandığında oluşan iyimserliğim, sonradan yerini karamsarlığa terk etti” dedi. Ergenekon soruşturmalarına bakan savcı Zekeriya Öz’e ifade verdiğinde faili meçhul cinayetlerin üzerine gidilmediğini gördüğünü belirten Dündar, “İlk zamanlar kazılarda silah bulundu. Silahların üzerine gidileceği beklentisi içindeydik. Kimin öldürülmesinde rol almışlar, nereyi bombalayacaklardı. Bunları bekliyorduk savcıya gittiğimde olayların aydınlatılmasından ziyade siyasi zeminler yaratılmak istendiğini fark ettim. Savcının tavrı, ‘Bu davanın içine kimleri katabiliriz’ yönündeydi. Fırsat bu fırsat diyerek iktidar muhalifleri katıldı. Hükümet aleyhine yapılan mitingler katıldı. Benim anladığım Ergenekon’da miting yapmak, parti kurmak yok. Savcı, Ergenekon kitabının başkalarınca yazdırıldığı kuşkusunda olduğunu dile getirdi” dedi. Balbay’ın “Bu davanın saptırıldığı yönünde bir kuşku hissettiniz mi” sorusu üzerine de Dündar, “Ben Mustafa Balbay’ın bu davada sanık değil, Ergenekon’un hedefi olabileceğini düşünüyorum” dedi. Çalmuk, Dündar’ın sözleri üzerine “Yorumlarla mecra değişiyor. Hâkim duruma hâkim değil de bilirkişi dinliyor gibi algılamalar oluyor” diye konuştu. Susurluk skandalına ilişkin en az yüz yazı yazdığını ifade eden Balbay, “Sayın Dündar komşumdur. İleride yan yana oturacağız” dedi. Çalmuk ise “Komşu komşunun külüne de tanıklığına da muhtaçtır” diye espri yaptı. Savcının itirazı Dündar 30 yıldır Ankara’da gazetecilik yaptığını belirterek söze başladığı sıra savcı Murat Dalkuş, “Bu davada gazetecilik faaliyetleri yargılanmıyor. Örgütün görevlendirmesiyle bu faaliyetlerin yapıldığı iddia ediliyor” diyerek Balbay’ın sorusuna itiraz etti. Balbay ise “İddianamenin 987. sayfasında Mustafa Balbay’ın gazetecilik faaliyetlerinin, terör örgütü faaliyetleri olduğuna ilişkin bölüm var” diye konuştu. “Bu soruyu şöyle ıslah edeyim o zaman” diyen Başkan Çalmuk, “Ankara’da gazetecilik yapanlar MOSSAD, CIA, MİT’in, yabancı ülkelerin üst düzey yetkililerine ulaşabilirler mi” diye sordu. Can Dündar, “Ankara’da gazetecilik yapanların herkesle görüşmeleri normaldir” yanıtını verdi. Duruşmada, akşam saatlerinde, kara propaganda amacıyla internet siteleri kurulduğu iddia edlien Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’nde askerlik yapan Cüneyt Alkan tanık olarak dinlendi. Firari sanık, dönemin Bilgi Destek Dairesi Başkanı Tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın haberciliğini yapan Alkan, dairede 1520 poşet evrak kırpıldığını söyledi. Başkan Hüsnü Çalmuk, bugünkü oturumda DSP lideri Masum Türker’in tanık olarak dinleneceğini belirtti. ‘Karamsarlığa kapıldım’ Yargıcın vicdanı sızlıyor Kararı veren mahkemenin başkanı Ali Altınkaya, Meclis’in yaptığı yasanın gereğini yerine getirdiklerini belirterek şunları söyledi: “Meclis ‘Af verdim’ diyor, af kanunu çıkıyor. Bu doğru mudur, vicdanları sızlatıyor mu? Sızlatıyor. Ama bizim yapacağımız bir şey yok. Biz yargıçlar olarak bundan zevk almıyoruz.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle