Katalog

28 HAZİRAN 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER KCK soruşturması, KESK’i yargılamaya dönüştü. Sendikaya PKK’ye çalışıyor suçlaması yapıldı 5 Türkiye’nin dış politikasını eleştiren gazetecilere “satılmış kalemler” diyerek, var olan gerçeklerin üstünü örtemez. Bakın uçağımız düşürüleli kaç gün oldu, pilotların telsiz konuşmalarını, İncirlik Üssü’ndeki, Samandağ ve Kıbrıs’taki İngiliz üssünün radar kayıtlarında ne olduğunu biliyor muyuz? Suriye’de baskıcı bir rejim olduğu gerçeğine hiç kimse “hayır, yok” demiyor... BM kararları ortada; Rusya ve Çin, Libya’dan ders çıkardı ve Suriye’ye yaptırım kararına onay vermedi. Rus savaş gemileri Suriye kıyılarında... Bir Suriyeli pilot savaş uçağıyla birlikte Ürdün’e kaçtı... Suriye bunun üzerine hava sahasını kapattı... Tam bu sırada bir keşif uçağımız Malatya’dan havalandı... ??? Bu olayın bir de arka planı var: Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim şu açıklamayı yapmıştı: “Ankara, isyancılara yasadışı yollarla sınırdan sızmak için üs sağlıyor, silah geçişine yardım ediyor.” Muallim’in bu açıklamasının ardından İngiliz ve ABD’nin ünlü gazeteleri aynı konuya değinen haberler, yazılar yayımladı. CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi: “İddia edildiği gibi Türkiye’nin güneyinde, CIA yetkilisi, ajan ya da ajanları çalışma yapıyor mu? Doğruysa söz konusu CIA ajanları hangi yetkiyle Türkiye’ye gelmiştir? Bunların sayıları kaçtır ve nerede barınmaktadırlar?” Seçer, yazılı soru önergesinde, Türkiye’den silah gönderilip gönderilmediğini, Türkiye tarafından terörist olarak görülen kişilerin olup olmadığını da öğrenmek istedi. Soru önergesinde bir önemli nokta vardı CHP’li Seçer’in: “Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesi Türkiye’ye ne gibi yararlar sağlayacaktır?” ??? Ortadoğu’da yaşananlar, son olayda Türkiye’nin neredeyse yapayalnız kalması, PKK terörünün giderek azgınlaşması, Ortadoğu’da “Büyük Kürdistan Hayalleri”... Barıştan değil, savaştan yana olan çığırtkanlar... Artık bu çıkmaz sokaktan bir an önce kurtulmamız gerekir... Türkiye ve Suudi Arabistan... İkisi de Suriye’de Esad rejiminin devrilmesini istiyor! Peki Suudi Arabistan’da demokrasi var mı? Her eylem suç HALKIN HUKUK BÜROSU: ALİCAN ULUDAĞ Büyük Kürdistan Hayalleri ve Suriye... Son bir hafta içinde yaşananlara baktığımızda, Ortadoğu kazanının iyice kaynadığını, PKK’nin her gün bir eylem yapıp, askerimizi, polisimizi şehit düşürdüğünü görüyoruz. Anlaşılan ABDİsrail yapımı Büyük Ortadoğu Projesi çok iyi işliyor, “Büyük Kürdistan hayalleri”, sınırların yeniden çizilmesi yolunda önemli adımlar atılıyor. Tam bu sırada Suriye bir keşif uçağımızı vuruyor, iki genç subayımız kayıp ama postallarının bulunduğu iddia ediliyor. Doğru mu yanlış mı bilmiyorum... Eğer doğruysa pilotların kurtulduğu izlenimi veriyor. O zaman iki pilotumuz nerede? Bu olup bitenler karşısında Türkiye’nin tavrı, özellikle muhalefet partilerinin AKP hükümetine destek vermeleri, Şam’ın sessizliğini koruması, Türkiye’nin sert çıkışı dünya kamuoyunda tartışılıyor. ??? Kürt sorununun Ortadoğu’da bölgesel işlevi kimi gözlemciler tarafından ortaya atılırken olası senaryolardan birisi şu: “Irak’ın kuzeyi, Türkiye’nin güneydoğusu, Suriye’nin kuzeyini kapsayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin Büyük Kürdistan kukla devleti yaşama geçirilmek isteniyor...” Böyle yorumları okuyunca ve dinleyince aklıma şu soru geliyor ister istemez: “Tırmanan terör, şehitlerimiz ve uçağımızın vurulması bu senaryonun bir parçası mı?” BOP’un amacının ne olduğunu “dünya âlem” biliyor ama nedense hükümet bilmezden geliyor, sınır komşularımızla “sıfır sorunu” elinin tersiyle itiyor. Türkiye’nin yapması gereken, İran, Irak ve Suriye’yle ilişkilerini geliştirip bölgedeki gerginliği birlikte çözmektir. ??? Müslüman Kardeşler desteğindeki Suriye’deki isyancıları “devrimci” olarak nitelemek, onlara silah, eğitim sağlamak Türkiye’nin işi olmamalı. Elbet acımız büyük! İki pilotumuz kayıp! Yaşıyorlar mı, şehit mi düştüler bilmiyoruz! Başbakan Erdoğan, Suriye’yi kınayıp, Öyle gizli ki hâkim bile tanımıyor İstanbul Haber Servisi Halkın Hukuk Bürosu avukatlarınca hazırlanan “Örneklerle Gizli Tanıklık İstismarı” başlıklı raporda, “CMK’nin 58/23. maddeleriyle getirilmiş olan ‘gizli tanıklık’ kurumu, silahların eşitliği ilkesini ve adil yargılanma hakkını tümüyle ortadan kaldıran, adil yargılanma hakkı açısından kabul edilemez düzenlemelerdir” denildi. Rapora göre büro avukatlarının, 2011 yılının başında itibaren takip ettikleri, toplam 181 kişinin yargılandığı 10 dava dosyasında, 38 gizli tanık yer alıyor. Kimlikleri gizlenen tanıkların birçoğu aslında aynı dosyada sanık ya da müşteki olan kişiler. 17 sayfalık raporda özel yetkili mahkemelerde görülen tüm davaların, özellikle son 2 ya da 3 yıldır gizli tanıklar üzerine inşa edildiğine dikkat çekilerek şu değerlendirme yapıldı: “O gizli tanıklar ki, çoğunlukla mahkemelerden, yargıç ve savcılardan bile gizlenmekte, yalnızca kolluk görevlileri tarafından dinlenmekte, gerçekte kim oldukları dahi yalnızca kolluk tarafından bilinmektedir. Kişiler, kim olduğunu sorgulayamadığımız hatta yargılama makamlarının dahi çoğunlukla doğrudan temas edemedikleri kişinin beyanları üzerine yıllarca tutuklu olarak yargılanıyorlar.” ANKARA KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan 58 KESK’liden Emniyet’te sorguları tamamlanan 35’i adliyeye sevk edildi. Emniyet’teki sorguda şüphelilere, “Bir belediyenin ve sendikal alanda faaliyet yürüten bir kuruluş olan KESK’in terör örgütü için çalışma yapmasının amacı nedir” diye sorulması dikkat çekti. Özel yetkili Ankara Başsavcı Vekilliği’nin yürüttüğü KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan 58 kişiden 35’i dün sabah saatlerinde adliyeye sevk edilerek sorguya alındı. Emniyet’te sorgusu yapılan arasında KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in de bulunduğu 23 kişinin ise bugün adliyeye getirileceği öğrenildi. KESK’lilere yönelik suçlamaların ayrıntıları da netleşti. Edinilen bilgiye göre, soruşturma kapsamında KESK’e bağlı EğitimSen, HaberSen, Tüm BelSen 2 No’lu Şube, Yapı YolSen, SES genel merkezlerinde yapılan toplantıların dinlendiği ve buna ilişkin ses kayıt çözümlerinin çıkarıldığı anlaşıldı. Terör örgütü PKK/KCK içindeki DEMEP (Demokratik Emek Platformu) yapılanmasının içinde yer almakla suçlanan şüphelilerin katıldıkları şu eylemler de “delil” olarak gösterildi: “21.12.2011’deki iş bırakma eylemi. 26.01.2012’deki sendika yasasını protesto eylemi. 13.02.2012’de PKK/KCK terör örgütünün kadın yapılanması olan DEKAB’a (Demokratik Emekçi Kadınlar Birliği) yönelik operasyonu protesto eylemi. 2.3.2012’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadına yönelik şiddeti ve operasyonları protesto eylemi. İçeride sorgu, dışarıda eylem Özel yetkili savcılıkta sorgu sürürken adliye önünde ise KESK üyeleri olayı protesto etti. KESK’liler sorgu bitene kadar geç saatlere kadar adliyenin önünden ayrılmadı. Yaklaşık bin kişilik grup, slogan ve alkışlarla gözaltılara tepki gösterdi. CHP milletvekilleri Musa Çam, Veli Ağbaba, Hüseyin Aygün, Sezgin Tanrıkulu, Süleyman Çelebi ile BDP milletvekilleri Levent Tüzel ve Pervin Buldan, ÖDP Eşbaşkanı Alper Taş adliye önündeki emekçilere destek verdi. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul “KESK’i bitirmeye, diz çöktürmeye fetva çıkaranlara inat dimdik ayakta olmaya devam edeceğiz” dedi. İşte ‘deliller’ 8.3.2012’de Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen basın açıklaması, yürüyüş ve miting eylemleri.” Şüphelilere, bu eylemler sayılarak “Bu eylemlere katılmanızdaki amacınız nedir? Bu eyleme katılmanız yönünde kim veya kimlerden talimat aldınız? KESK organizesinde düzenlenen bu eylemlere katılmaları ve katılımları sağlamaları yönünde kim/kimlere talimat verdiniz” diye soruldu. 30 Kasım 2011’de Haber Sen’de DEMEP adına yapıldığı iddia edilen toplantının tutanaklarına yer verilen bir soruda, şöyle denilmesi dikkat çekti: “Terör örgütü adına KESK ve belediyelerin devlete karşı yapmış olduğu çalışmalar nelerdir? Türkiye Cumhuriyeti devleti bünyesinde yerel yönetim içerisinde faaliyet yürüten bir belediyenin ve sendikal alanda faaliyet yürüten bir kuruluş olan KESK’in terör örgütü için çalışma yapmasının amacı nedir?” ‘Odatv raporu 1.5 ayda hazır olur’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen “torba teklif”le ilgili milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Odatv davasında TÜBİTAK raporunun gecikmesine ilişkin tepkilere yanıt verdi. Ergün, raporun 11.5 ay içinde mahkemeye iletilmiş olacağını söyledi. NATURE, GÜRÜZ’ÜN TUTUKLANMASINI HABERLEŞTİRDİ Akademisyenleri sindirme girişimi Haber Merkezi Dünyanın saygın bilim dergilerinden Nature, Prof. Dr. Kemal Gürüz’ün 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanmasını “Laik Türk akademisyene hapis” başlığı ile haber yaptı. Haberde Gürüz’ün siyasi İslama karşı çıkarak hükümetin öfkesini üzerine çektiği belirtiliyor. Nature’ın 26 Haziran tarihli baskısında yer alan haberde, “Türkiye’nin en saygın akademik reformcularından Kemal Gürüz geçen gün tutuklanarak hapsedildi. Bazı insan hakları savunucuları ve Türk bilim insanları bu olayı kınarken bunun ülke siyasetinde İslamın giderek büyüyen etkisine karşı çıkan akademisyenleri sistematik olarak sindirme girişimlerinin bir parçası olduğunu belirtiyor. Gürüz, eğitimde ve bilimde laisizmi yüksek sesle savunan isimlerin başında geliyor ve son 3 yılda ikinci kez tutuklanmış oluyor” ifadelerine yer verildi. Haberde İTÜ öğretim görevlisi Prof. Celal Şengör’ün “Gürüz dinin üniversitelere sızmasını engellemek için kahramanca mücadele vermiştir. Ayrıca Türkiye’de eğitim standartlarını düşürme yönündeki girişimlere karşı hep direnmiştir” sözlerine yer verildi. Haberde Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden İngiliz gazeteci Gareth Jenkins’in “28 Şubat süreci artık kontrolden çıkıyor” dediği belirtildi. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlilerinden Felton Earls’ün görüşüne de yer verilen haberde, Earls’ün bilim insanları ve aydınların soruşturmalara tabi tutularak sindirilmesi ve düşünce özgürlüğünün erozyona uğraması nedeniyle Türkiye’nin durumundan kaygı duyduğu belirtildi. Arın: Türkiye için endişeliyim ? İstanbul Haber Servisi Mor Çatı Vakfı kurucusu avukat Canan Arın, 23 Haziran sabahı “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiasıyla Gaziantep’te gözaltına alınması ile ilgili basın açıklaması yaptı. Tebligat yapılmadan, kaldığı otelde sabah 05.30’da gözaltına alındığını anlatan Arın, “Ben geldim gidiyorum ama gençlerin yaşayacağı Türkiye için endişeliyim” dedi. Engellilerden TBMM önünde eylem ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Engelliler Konfederasyonu üyesi bir grup engelli, TBMM Dikmen Kapısı önünde, engellilerin erişimine uygun olmayan binalara ruhsat verilmemesine ilişkin yasanın uygulamasının uzatılmasını protesto etti. Engelliler Konfederasyonu Başkanı Turhan İçli, “Yapılması gereken bu süreyi 3 yıl uzatmak değil, yükümlülüklerini yerine getirmeyen kuruluşlara yaptırım uygulamaktır” dedi. Raci Tetik yargılansın ? İstanbul Haber Servisi 12 Eylül’ü Yargılama Platformu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi döneminde Mamak Cezaevi Komutanı olan Albay Raci Tetik’in “12 Eylül darbesi davası” kapsamında yargılanmamasını protesto etti. Çamlıca’da bulunan TSK Özel Bakım Merkezi önünde açıklama yapan grup üyeleri, “İşkence ile çok sayıda insanın hayatını karartan Tetik, özel bakım evinde konfor içinde yaşantısını devam ettiriyor” dedi. Fotoğraf: SERKAN YILDIZ ‘Tuncay Özkan’ın gazeteciliğine tanığız’ Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) tarafından düzenlenen “Tanıklık Günleri”nin 17. oturma eyleminde, gazeteci Tuncay Özkan, Dicle Haber Ajansı muhabirleri Abdullah Çetin, Özlem Ağuş, Oktay Candemir, Azadiya Welat gazetesi muhabiri Hamit Dilbahar ve Baran dergisi yazarı Şükrü Sak’a özgürlük istendi. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde konuşan Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan Özkan “Babam cezaevinde dahi 6 tane kitap yazdı. Babamın maruz kaldığı zulümlere ve direncine tanığım” dedi. Gazetemiz yazarı Orhan Bursalı, gazeteciler Mustafa Mutlu ve Müyesser Yıldız da Tuncay Özkan’ın gazeteciliğine tanık olduklarını söylediler. C MY B C MY B