18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2012 PERŞEMBE [email protected] 12 DIŞ HABERLER Mısır’da insan hakları örgütlerinin başvurusu üzerine alınan kararla askerlerin sivil tutuklama yetkisi kaldırıldı Konsey’e mahkeme çelmesi Kıbrıslı Türklerden eylem Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu önünde “hayalet” kostümü giyerek toplanan yaklaşık 500 Kıbrıslı Türk “Hayalet değiliz, yaşıyoruz. Bölünmüş Kıbrıs birleşik Avrupa’yı nasıl yönetir, bizi görün; Kıbrıs da biz de varız, direkt uçuş hakkını istiyoruz” pankartı açtı. Gruba Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, Avrupalı liberallerin başkanı Graham Watson ve TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre de destek verdi. (REUTERS) (REUTERS) Akıllar Neredeydi? Ertuğrul Özkök Suriye tarafından düşürülen uçağın arkasından Dışişleri Bakanı’na açık mektup niteliğinde bir dizi soru yöneltti... “Hürriyet”in eski genel yayın müdürü liste başına “Ülkemizin Suriye politikası nedir” sorusunu yerleştiriyor ve canalıcı sorularına “bir”, “iki”, “üç”, “dört”, “beş” diye devam ediyor: “(Arkasında olduğumuz söylenilen) Suriye halkı ifadesini neye dayanarak telaffuz ediyorsunuz?.. Silahlı muhalefet gruplarını Suriye halkı olarak kabul etmek ne kadar doğru?”; “Türkiye ‘Suriye halkı’ olarak tarif ettiği muhaliflere hangi desteği vermektedir?”, “Bizim üzerimizden Suriye’deki muhalefete silah ve para yardımı gidiyor mu?”; “Böyle bir politika varsa, Türkiye’ yi savaşın parçalarından biri haline getirebilecek olan bu politikayı ‘Türk halkının’ ne kadarı desteklemektedir?; “Suriye’de kendimizce tarif ettiğimiz ‘bir halka’ yardıma koşacaksak; önce ‘kendi halkımızın’ duygularını öğrenmeliyiz. Bizi her an savaşa götürecek ‘aktif destek’ politikasından yana mıyız?” Sorular şahane. Şahane de niye bu kadar geç soruluyor? Özkök’e ben de bu soruyu yöneltmek istiyorum. Muhtemelen kendisi üstüne alınmayacak ve oralı olmayacak. Ama kayda geçmek için de olsa sorayım: Yanıtı mutlaka alınması gereken bu çok ciddi sorular, siyasi otoriteye neden böyle yumurta kapıya geldikten sonra soruluyor? Türkiye’yi bir oldubittiye göz göre göre sürükleyen olaylar zincirinin neden başında değil de, gidişatı artık etkilemek şansının hemen hiç kalmadığı bir ortam ve şartlarda gündeme getiriliyor? Sırf kâğıt üzerinde sormuş olmak için mi? Neden? Akdeniz’in sıcak sularına gömülen RF4E’nin başına gelen oysaki tümüyle öngörülemez bir olay değildi… Suriye ile ilişkiler bir süredir son derecede tehlikeli bir kaza anının ağır çekim peşrevine dönüşmüştü… Hani karşıdan gelen arabayı fark edersiniz ama bir türlü gazdan ayağınızı çekemezsiniz ve hangi tarafa olursa olsun direksiyonu kırmazsanız, ağır hasar alabileceğiniz hayati bir kazanın kendinizi ortasında bulacağınızı önden yaşarsınız… Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler işte bir süredir böyle “geliyorum” diyen bir kaza anının ürkütücü “tetikleniş anını” hatırlatıyordu. Ben kendi hesabıma geçen yılın ekim ayı sonunda Herald Tribune’ün birinci sayfasında çarşaf gibi 4 sütunluk “New York Times” haberini görür görmez, bu feci ağır çekim kaza anı öncesine fırlatıldığımızı fark etmiştim… “Özgür Suriye Ordusu” adlı silahlı isyan örgütünün merkezinin “Türkiye olduğunun” ilk kez açıkça söylendiği haberde;“Türkiye’nin, isyancılara barınak sağladığı ilan ediliyor; örgüt komutanlarının bulunduğu kampların bizzat Türk askerlerince korunduğu” yazılıyor, bu komutanlardan biriyle de bir mülakata yer veriliyordu: Mülakat bizatihi Türk Dışişleri Bakanlığı’nca düzenlenmiş ve yetmezmiş gibi Amerikalı gazeteciyle yapılan konuşmalar bir Dışişleri yetkilisi önünde ve “bir Türk devlet bürosunda” gerçekleşmişti… New York Times muhabiri; “Suriye’de yeni dönemi tesis edene kadar buradan mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Suriyeli komutanın kendisiyle randevuya “ağır silahlı 10 Türk askerinin koruması altında geldiğini” belirtiyordu. Komutanın giysileri dahi NYT’ye göre Türk yetkililerce satın alınmıştı. Haberi okuduğum an duyduğum şaşkınlık ve şoku dün gibi hatırlıyorum… Türkiye’nin Suriye’deki savaşta böyle açıkça taraf olması… Türkiye’nin bu şekilde açık taraf haline gelmesinin, dünyanın en önemli gazetelerinden birinde ilanı… Böylesine önemli bir gazetenin, isyan lideriyle yaptığı bir görüşmede bir “dışişleri yetkilisinin” sakınca görmeksizin yer alması ağzımın faraş gibi açık kalmasına yol açmıştı. Bu nasıl bir diplomasi, ne biçim bir meydan okumaydı? Bu meydan okumaya Ankara neden gerek duymuştu? “Haberin zamanlaması da ilginç” diye yazmıştım okuduğum satırların arkasından; “Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana bir hafta geçmiş… Böyle bir zamanda, ABD’nin en etkili yayın organında, baş sayfada.. insanın gözünün içine sokarcasına, bakla gibi puntolarla böyle bir haber çıkıyor. Acaba neden? Kendime bu soruyu sorarken, bu defa gene aynı enteresan ve kritik zamanlamayla, Beşşar Esad’ın ‘Sakın Ha! Bana dokunan yanar! Deprem olur!’ söyleşisi geldi. Esad da isyanın başladığı mart ayından bu yana tesadüfe bakın ki! ilk defa suskunluğunu bozuyor ve Batı basınına konuşuyor… (Esad’ın) söyleşisi de bir İngiliz yayın organında ‘The Sunday Telegraph’da çıkıyor. Kaddafi’nin yok edilişiyle belli ki Suriye’deki satranç hızlanmış…” (1 Kasım 2011, Sağnak) Türkiye’nin Ortadoğu’da kendisine biçtiği role büyük darbe indiren ve iki pilotun yaşamına mal olan RF4E vukuatının ağır çekim öncesi demek gözlerimizin önünde, hepimizin görebileceği bir şekilde geçen ekim ayında başlamış. Aradan geçen sekiz aylık süre içinde merkez medyanın aklı neredeydi? Bugün gazetelerde çarşaf çarşaf sorulan sorular, neden o zamandan bu yana düzenli, istikrarlı bir fikri takip içinde sorulmadı? Ve o zaman sorulmayan soruları bugün sormanın ne anlamı var? Dış Haberler Servisi Mısır İdare Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nın Yüksek Askeri Konsey’e 13 Haziran’da verdiği sivilleri tutuklama yetkisini kaldırdı. Mahkemenin ülkedeki 17 insan hakları örgütünün başvurusu üzerine verdiği karar memnuniyetle karşılandı. Askeri yargının başı olan Adil el Mursi, söz konusu yetkinin Yüksek Askeri Konsey’e 31 Mayıs’ta biten olağanüstü hal döneminden sonra “gerektiği” için verildiğini açıklarken Mısır Bireysel Haklar İnisiyatifi gözlemcileri bu yetki devrinin demokratik olmadığını savunmuştu. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland idare mahkemesinin kararını “insan hakları çerçevesinde bakıldığında iyi bir gelişme” sözleriyle değerlendirdi. Mısır’ın ilk sivil ve seçilmiş cumhurbaşkanı olan Muham ? Mısır İdare Mahkemesi 13 Haziran’da Konsey’e verilen sivilleri tutuklama yetkisini insan hakları örgütlerinin başvurusu üzerine iptal etti. Kendisine yardımcı olarak bir Hıristiyan ve bir kadını atayacağı belirtilen Mursi’nin eşi “First lady” unvanını kullanmayacak. Mısır’ın yeni Cumhurbaşkanı, Esad’ın kutlama mesajını reddetti. med Mursi’nin birlikte çalışacağı başbakanı arama çabaları da devam ediyor. El Ahram gazetesinin haberine göre “bağımsız ulusal bir figür” özelliği taşıyan başbakan arayışındaki Mursi, Nobel ödüllü Muhammed el Baradey ile eski Maliye Bakanı Hazem Beblawi’yi başbakan olarak düşünüyor. Ancak Beblawi AFP’ye yurtdışında olduğunu ve kendisiyle henüz ilişkiye geçilmediğini söyledi. Mısır’ın yeni cumhurbaşkanının kendisine yardımcı olarak bir Kıpti Hıristiyan ve bir kadını atayacağı da belirtiliyor. Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra ülke yönetimini ele alan Yüksek Askeri Konsey, 2011 Şubatı’ndan beri kendisinde olan yetkileri haziran ayı sonunda yeni cumhurbaşkanına devredecek olmasına rağmen hâlâ yetki kargaşası sürüyor. İslami ağırlıklı parlamentoyu fesheden Yüksek Mahkeme Mursi’nin önündeki engel olmaya devam ederken Konsey, yeni kurucu meclis atama yetkisini de elinde tutuyor. Ancak Müslüman Kardeşler bu yetkinin parlamentoya verilmesini istiyorlar. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin eşi Necla Mahmud Mursi, “First Lady” unvanını reddederek bunun yerine kendisinden “Mısır’ın hizmetkârı” veya ilk çocuğunun annesi olarak anıldığı “Ümmü Ahmed” olarak söz edilmesini istedi. Arap toplumlarında ebeveynler, ilk çocuklarının adının başına annesi ve babası kelimesi kullanılarak da anılıyor. Öte yandan Mursi’nin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad tarafından kendisine gönderilen kutlama mesajını reddettiği bildirildi. Mursi’nin resmi internet sayfasında yer alan bilgiye göre, redde gerekçe olarak Esad yönetiminin Suriye halkını temsil etmememesi gösterildi. Suriye Ulusal Konsey Üyesi ve Suriye Müslüman Kardeşler Teşkilatı Genel Başkanı Riyad Şakfa da Mursi’yi tebrik mesajı yayımlamış, Mursi, mesajı sebebiyle Şakfa’ya teşekkür etmişti. Esad’ın mesajına ret Devlet televizyonuna saldırı Galyun’dan gizli ziyaret M uhaliflerin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi’nin eski Başkanı Dr. Burhan Galyun, gizlice Suriye’ye girerek Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanlarını ziyaret etti. Suriyeli muhalifler, Galyun’un İdlib bölgesine, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) himayesinde girdiğini gösteren bir videoyu internette paylaştılar. Görüntülerde, ÖSO mensuplarıyla bir araya gelen ve militanlar tarafından dışarı çıkarken tanınmaması için yöresel kıyafet giydirilen Galyun, secde ederek toprağı öpüyor. Galyun, “Ziyaretinin, rejim güçlerinin zulmüne uğrayan muhaliflere bir tür teselli olduğunu” söyledi. Ağır çekim kaza anı gibi Dış Haberler Servisi Suriye’nin resmi El Ehbariye televizyon kanalı binasına düzenlenen bombalı saldırıda 7 kişinin öldüğü bildirildi. El Ehbariye televizyonu, kanalın başkent Şam yakınlarındaki Druşa bölgesinde bulunan binasına silahlı grupların bombalı saldırı düzenlemesi sonucu 3 gazeteci ve 4 güvenlik görevlisinin hayatlarını kaybettiğini, olayda çok sayıda kişinin de yaralandığını duyurdu. El Ehbariye, dün sabah saatlerinde gerçekleştirilen saldırı sırasında televizyon binasının büyük bir kısmının yıkıldığını da bildirdi. Kanal canlı yayında, stüdyolarda meydana gelen hasarı ve hâlâ devam eden küçük yangınları gösterdi. Enformasyon Bakanı Ümran el Zohbi de saldırıyı “terörist grupların” düzenlediğini söyleyerek geçen pazartesi günü Suriye’ye yaptırımları ağırlaştıran Avrupa Birliği’ni şiddet olaylarını körükleyen bir tutum içinde olmakla suçladı. Birleşmiş Milletler (BM), Suriye’de şiddetin, ateşkesin yürürlüğe girmesinden önceki seviyenin üstüne çıktığını duyurdu. BMArap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi An tılmayacağız” diyerek, kameraların önünde toplantıdan ayrıldı. Şam’ın dektekçisi olan Rusya, Suriye ile yaptığı S300 füzeleriyle ilgili anlaşmayı askıya aldı. Suriye’ye S300 füzelerinin gönderilmeme kararının “yukarıdan gelen bir emirle” alındığı iddia edildi. Rusya’da yayımlanan Vedomosti gazetesinin haberine göre, S300 füzeleri üreticisi AlmanzAntey şirketi, söz konusu füzelerin Suriye’ye sevk edilmesini durdurdu. DEBKA’nın iddiası Ateşkes uygulanmıyor Krizin gölgesinde kritik davet BAHADIR SELİM DİLEK nan’ın yardımcısı JeanMarie Guehenno, İsviçre’nin Cenevre kentinde yaptığı açıklamada, Annan’ın hazırladığı altı maddelik barış planının, “açıkça uygulanmadığını” da söyledi. Suriye’nin BM nezdindeki temsilcisi Faysal Habbaz Hamvi ise Cenevre’de yapılan ve Suriye’deki gelişmelerin ele alındığı BM İnsan Hakları Konseyi’nin toplantısını terk etti. Hamvi, BM İnsan Hakları Konseyi üyeleri Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu’nun son raporunu değerlendirdiği sırada “Siyasileştirmenin aşikâr olduğu bu oturuma ka İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen DEBKAfile sitesi, İngiliz, Fransız ve Türk kaynaklarına dayandırdığını iddia ettiği bir haberinde, İngiliz özel kuvvetlerinin Türkiye’den gizlice Suriye’nin kuzeyine geçtiğini, ardından Beşşar Esad’ın Şam’daki Kasyun Dağı’nda bulunan sarayını koruyan askeri birliğe saldırdığını bildirdi. DEBKAfile, söz konusu bilginin “doğrulanamadığını” da belirtti. DEBKAfile, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da ABD Başkanı Barack Obama ile görüşerek ABD önderliğinde, Batı ve Arap dünyasının işbirliğiyle Suriye’ye saldırmayı önerdiğini de ileri sürdü. Şoku hatırlıyorum ANKARA Suriye’nin düşürdüğü Türk savaş uçağı nedeniyle AnkaraŞam arasında ipler kopma noktasına gelirken İran’ın Bağlantısızlar Hareketi’nin 3031 Ağustos’ta Tahran’da yapılacak toplantısı için Türkiye’yi davet etmesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın bu toplantı çerçevesinde yan yana gelmesi olasılığını da ortaya çıkardı. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, geçen ay da özel temsilcisini Şam’a gönderip Esad’ı aynı toplantı için Tahran’a davet etmişti. Edinilen bilgilere göre Tahran yönetimi, Gül’ü Bağlantısızlar Hareketi toplantısına davet mektubunu iletmesi için ekonomik işlerden sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Saidlo’yu Ankara’ya gönderdi. Suriye krizinin patlak verdiği bir dönemde İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın Türkiye’ye geliyor olması, “İran, AnkaraŞam arasında arabuluculuğa mı soyundu” sorusunu beraberinde getirdi. 3 gazeteci ve 4 güvenlik görevlisinin öldüğü çok sayıda kişinin de yaralandığı saldırıda televizyon kanalı büyük hasara uğradı. Gazeteciler bombalamay ı protesto ettiler (üstte) (AFP/EPA) OSMAN ÇUTSAY El Maliki,‘erken seçim’ dedi Dış Haberler Servisi Irak’ta siyasi kriz sürerken Başbakan Nuri el Maliki erken seçim çağrısı yaptı. El Maliki’nin ofisinden yapılan açıklamada “diğer taraf masaya oturmayı, diyaloğu reddettiği, Irak halkının çıkarlarını tehdit edecek şekilde krizi tırmandırdığı zaman, başbakan erken seçime gidilmesi kararı almak zorunda kaldı” ifadeleri yer aldı. Irak’ta uzun süredir siyasi kriz yaşanıyor. Kürt ve Sünni gruplar başta olmak üzere kimi çevreler Şii El Maliki’nin “diktatörce uygulamalarda” bulunduğunu savunarak görevden ayrılması yönünde kampanya yürütüyor. Bu çerçevede mecliste El Maliki’ye karşı güvenoylaması yapılması yönünde girişimler var. El Maliki’nin bu adımıyla olası bir oylamanın önüne geçmek amacında olabileceği belirtiliyor. Dış Haberler Servisi Kuzey İrlanda’yı ziyaret eden İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth, 2005 yılında silah bırakan İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun (IRA) siyasi kanadı Sinn Fein liderlerinden Martin McGuinness ile bir araya gelerek el sıkıştı. Kraliçe ile McGuinness, Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’taki Lyric Tiyatrosu’nda düzenlenen bir sanat etkinliğinde aynı çatı altında bulundular. Kraliçe etkinlikten ayrılırken, Kuzey İrlandalı yetkililerin elini sıktı. İkinci sırada duran McGuinness, Kraliçe’nin elini sı McGuinness ile bir araya gelen karken İrlandaca, Kraliçe’nin kuzeni Lord “Hoşça kalın ve Mountbatten da IRA tarafından yolunuz açık olöldürülmüştü. (AFP) sun” dedi. Böylece bir Sinn Fein lideri, ilk kez bir İngiliz hükümdarıyla el sıkıştı. Kuzey İrlanda Yönetimi Birinci Bakan Yardımcısı Martin McGuinness, Demokratik Birlik Partili (DUP) Birinci Bakan Peter Robinson ile ülke yönetiminin başında bulunuyor. Tarihi tokalaşma FRANKFURT Alman devlet televizyonu WDR’de önceki gece yayımlanacağı duyurulan “İmamın Sessiz OrdusuFethullah Gülen’in Şebekesi” başlıklı haber filminin son anda programdan çıkarılması, “cemaat”in Almanya’daki gücüyle ilgili yeni soru işaretlerine yol açtı. Conny Uebel ve Yüksel Uğurlu tarafından hazırlanan 45 dakikalık belgeselin aylar öncesinden duyurulduğu, bu süreçte cemaat militanlarının WDR yönetimini eposta ve telefon yağmuruna tuttuğu, yönetimin bunun üzerine geri adım atmak zorunda kaldığı ileri sürüldü. WDR’den yapılan açıklamada ise filmin politik baskılar sonucu değil, “tamamen redaksiyonel gerekçelerle” yayımlanmadığı ve yayının ileri bir tarihte gerçekleşeceği bildirildi. Haber filmiyle ilgili olarak WDR’nin internet sayfasında yer alan ve önceki gün kaldırılan tanıtım bilgilerinde, Fethullahçıların Almanya’daki etkinliklerine de yer verilmişti. Birçok Alman ken ‘Cemaat’in gücü Alman medyasını da vurdu tinde özel liseler veya öğrencilere derslerinde yardım dernekleri ile faaliyette bulunan “cemaatin”, Almanya’daki diğer belirleyici konumdaki Müslüman örgütleri de bu alandan kovmak üzere olduğuna dikkat çekilmişti. Belgeselde, önce “cemaat” içinde yer alan ve daha sonra ayrılan bazı “gizli tanıkların” suçlayıcı açıklamalarına da yer verildiği, cemaatin bu nedenle taraftarlarını WDR yönetimi nezdinde harekete geçirmiş olabileceği ileri sürüldü. Gerek yayın kurumunun gerekse filmin yönetmenlerinin aydınlatıcı bir açıklama yapmaktan kaçınması, soru işaretlerini daha da artırdı. Bu arada, programın Ahmet Şık’ın “yasaklanan” kitabına benzer bir başlık içermesinin de “tarikatı provoke etmiş olabileceği” savunuldu. ‘Salihi’ye G.Kıbrıs’ta gözaltı’ LEFKOŞA (AA) Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanlığı’nın davetlisi olarak önceki gün özel bir uçakla Rum Kesimi’ne giden İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi’nin adaya girişinde gözaltına alındığı iddia edildi. Salihi’nin adı “Avrupa’nın istenmeyen kişileri listesinde” yer aldığı gerekçesiyle gözaltına alındığı kaydedildi. İranlı bakanın, İran Atom Enerjisi Kurumu’nun eski başkanı olarak İran’ın nükleer programına dahil olduğu için Avrupa Birliği tarafından kara listede tutulduğu ancak dışişleri bakanı olunca listeden çıkarıldığı belirtildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle