18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2012 ÇARŞAMBA 8 İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir PB Manisa B Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 28 32 27 29 32 35 37 23 27 28 27 28 33 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y PB PB PB Y B PB B B PB B Y Y 29 31 29 31 33 32 37 38 34 34 28 24 22 Oslo PB Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris B Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid A Viyana B HABERLER 20 21 18 25 20 22 28 23 26 20 27 37 26 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam A A A A B Y B B A Y Y A A 27 25 29 33 26 21 37 33 31 34 34 35 36 Ülkemizin kuzey ve doğusu parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz, Orta ve Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, Doğu Karadeniz kıyıları ile Artvin, Kütahya, Eskişehir, Ankara ve Kırıkkale çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığının kuzey ve batı kesimlerde 6 ila 8 derece azalacağı tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Haziran GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada 2 Misliyle mukabele hakkımız saklı. 3 Mukabelenin ilk işareti Enerji Bakanı’ndan. Şayet Başbakan’ı emir verirse, Suriye’ye ihraç ettiğimiz elektriği keseceğimizi duyumsatıyor. 4 Kasıtlı bir davranış karşısındayız. 5 NATO’dan AB’ye, Avrupa’dan Atlantik ötesine kadar Batı âlemi, Türkiye’yi haklı görüyor; ama savaşa yeltenmememizi, itidalimizi, soğukkanlılığımızı korumamızı salık veriyor. Tabii bu sonuçlara hükümetin kararlı, azimli tutumunu eklemek gerek. RTE dün AKP grubunda azimli, kararlı tutumumuzun ürününü açıkladı: Suriye uçakları hava alanlarımızı geçerse.... vurulacak! Ya geçmezlerse? ??? Bakanlar Kurulu toplantısından sonra hükümet sözcüsü Bülent Arınç, savaşı aklımızın ucundan bile geçirmediğimizi açıkladı. Bay Arınç, “Şiddetli mukabelemizin temel öğelerini Başbakanımız AKP grubuna (bugün) açıklayacak” dedi. Tartışma zemini parti grubuna kaydırıldı. Bay Arınç’ın uzun açıklamaları arasına sıkıştırdığı bir iki cümle, Başbakan’ın, medyadaki yayınlarından ve alınacak her doğru kararı destekleyecekleri güvencesi veren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden memnun kalmadığını gösteriyor. Kanıt Bay Arınç’ın açıklamalarında. Sözcü, MHP’nin gerek ikili görüşmedeki davranışına, gerekse daha sonraki açıklamalarına teşekkür ederken, Kılıçdaroğlu’na tek sözcükle değinmedi. Bu, RTE’nin ana muhalefetin tutumundan rahatsız olduğunun göstergesi. ??? Ne yapacaktı CHP Genel Başkanı? Uçak olayına değin hükümetin Suriye politikasını her fırsatta eleştiren, hatta RTE’yi Suriye üzerinde ABD’nin ve Batı’nın taşeronluğunu yapmakla suçlayan, bıçak kemiğe dayandı diyen tehditlerden kaynaklanan gerçekçi eleştirilerinden, Başbakan’ın hatırı için es mi geçecekti? Uçak olayının RTE’nin sürekli tehdit eden açıklamalarının bir ürünü olduğunu söylemekten vaz mı geçecekti? Kılıçdaroğlu, RTE’nin Batı hesabına yürüttüğü Suriye politikasını yine eleştirdi ve fakat ulusal sorumluluğun gereğini yerine getirerek, “Bir Türk uçağına saldırı kabul edilemez. Bu konuda hükümetin (savaş hariç) tüm girişimlerine destek vereceklerini” açıkladı. Haklı olarak, “Gelinen aşama hükümetin Ortadoğu politikasında güven kaybına yol açıyor” dedi. Belki zaman ve zemini bugünün koşullarında uygun görmedi. Belki daha sonraya bıraktı. İkili görüşmede karşısında oturan, Ortadoğu politikasını Osmanlı’dan ilham alan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yüzüne, “komşularla sıfır sorun politikasının beş paralık değeri kalmadığını” nazik bir üslupla söyleyebilirdi. RTE şunu mu bekliyordu: İkili görüşmeye çağırdığı ana muhalefet liderine olayın oluş biçimi dışında olası girişimleri içeren bir yol haritasından söz etmeyecek. Çoğu basına yansıyan bilgiler verecek. Varsa teknik kimi sorularını yanıtlayacak! Sonra? Ana muhalefetten politik hatalarını bir kez daha yinelememesini, hükümet neye karar verirse arkasında durmalarını bekleyecek! Hadi canım sen de! RTE, medyadan da şikâyetçi. Hükümetin Suriye politikası nedir, diye başlayan eleştirisel irdelemeler yalnız muhalif kalemlerden kaynaklanmıyor. Örneğin Taha Akyol bile, “Türkiye’nin Batılı müttefiklerle hareket etmesi doğrudur, ama zaman zaman dozu kaçırdığı eleştirilerine hak verdiğini” yazıyor. ??? Uçak düşürme olayının üstü, RTE’nin uluslararası hukuk alanındaki girişimleriyle örtülemez. Olayın dış hesaplaşması kadar iç hesaplaşma da önemli. Suriye’nin özür dilemeye ve tazminat ödemeye yanaşmayacağını kestirmek için falcı olmaya da gerek yok! Uçak faciasının yegâne sorumlusu RTE ve izlediği Batı taşeronu Suriye politikalarıdır. Başbakan, eninde sonunda uçağımızın düşürülmesine uzanan Suriye politikasının hesabını bugün veya yarın mutlaka verecek. Hesap verme günü geldiğinde; Devlet Bahçeli de RTE’yi kurtaramayacak! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bol tarih ve retorik içeren konuşmasının özünde Suriye’de Beşşar Esad rejimine karşı uygulanacak iki yeni karar yatıyor: 1. Suriye artık resmen düşman ilan edildi. TSK’ye Türkiye hava sahasına girecek Suriye hava unsurlarının (helikopter ve uçak) vurulması talimatı verildi. 2. Esad’ı devirmek için mücadele eden ve ağırlıklı olarak Türkiye’de konuşlanan Suriyeli muhaliflere tam destek verme kararı alındı. Erdoğan’ın sözleri Esad muhaliflerini umutlandırdı: ‘Tanksavar ve Uçaksavar İstiyoruz’ düşürdüler. Hem halkına hem de dünyaya ‘Benim ordum ayakta, NATO üyesini düşürecek güçte’ mesajı verdi. Hem de Türkiye’ye meydan okudu. Yaşadığı sorunu Türkiye ve bölgeye mal etmek istiyor.” sağlansın.” Erdoğan’ın ne söyleyeceğini merakla bekleyenler arasında Esad muhaliflerinin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi (SUK) de vardı. Ekim 2011’den bu yana faaliyette olan SUK’un Türkiye Temsilcisi Halit Hoca ile yaşanan krizi ve Başbakan’ın açıklamalarını değerlendirdik. O da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gibi uçağın Türk hükümetine karşı mesaj verme amacıyla kasten düşürüldüğü kanaatinde. Muhaliflerin gözünden Türk uçağının düşürülmesinin anlamı şu: “Bir süredir Suriye ordusunda çözülme var. Artık üst düzey generaller Türkiye’ye kaçıyor. Ayrıca bir pilot Ürdün’e kaçtı. Özellikle Suriye Hava Kuvvetleri’nin itibarı zedelenmiş durumda. Bu yüzden Türk jetini kasten Esad meydan okudu ğır silah talepleri karşılansın Erdoğan’ın konuşmasında birkaç kez vurguladığı “Suriye halkının haklı mücadelesinde yanında olacağız, her türlü desteği vereceğiz” ifadelerinden, SUK’un beklentilerinin karşılanacağı anlamı A üdahale eder sandık Esad muhalifleri, uçağın düşürülmesinden sonra Türkiye’nin müdahalesini beklemişler. “Esad’ın kararı çok çılgıncaydı. Bekledik ki Türkiye’den ve dünyadan bir ders verilsin. Türkiye’den yıkıcı tepki beklerken daha kontrollü bir süreç yaşandı. Türkiye de bunu tek başına değil müttefikleriyle yapmak istiyor. Ama müttefikler yanaşmayınca kendisi de girmek istemiyor. Bunu da anlayışla karşılıyoruz. Bu olay gösterdi ki Esad’a bir müdahale kesinlikle gündemde değil. Öyleyse iş bize düşüyor. Yeter ki bize kendimizi savunma imkânları M çıkardıklarını belirten Hoca taleplerini şöyle sıraladı: “Biz Esad rejiminin askerleriyle mücadeleye hazırız. Ama elimizde yeterli donanım yok. Dünya bu işi aylardır tartışıyor, bir sonuca vardığı yok. Bu arada yüzlerce masum sivil ölüyor. Özgür Suriye Ordusu’nun organize bir ordu haline gelmesi için Türkiye de dahil ülkelerden taleplerimiz belli. Uçaksavar, tanksavar ve modern bir haberleşme ağı istiyoruz. Suudi Arabistan ve Katar, Lübnan üzerinden bir parça yardım ediyor. Ancak Türkiye üzerinden bugüne kadar bırakın silahı, uydu telefonu bile sokamıyoruz. Başbakan’ın sözlerinden sonra oldukça umutlandık. Eğer Suriye halkının mücadelesine tam destekten bahsediliyorsa o bizleriz işte. Taleplerimizde de aylardır ısrar ediyoruz.” ÇORUM KATLİAMININ 32. YILI ‘Yaşananlar unutulmamalı’ SEYFETTİN METE BAŞKENTTEN OKTAY AĞABEY’E SELAM Dün Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ile çok anlamlı bir törene ev sahipliği yaptık. Niğde Kültür ve Sanat Platformu ile birlikte, Cumhuriyetimizin kurucu kadrosunda yer alan devlet adamı ve edebiyatçı Ebubekir Hazım Tepeyran’ı andık. Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç ile Başkan Yardımcısı Alev Coşkun’un da hazır bulunduğu panellerde Tepeyran’ın siyasi ve edebi yönü üzerine derinlemesine değerlendirmeler ve tartışmalar yapıldı. Küçük Paşa eseriyle edebiyatımızda köy romancılığını başlatan isim olan Tepeyran adını yaşatmak için ilk kez düzenlenen roman yarışmasını kazanan yazarımız Adnan Binyazar’ı da hep birlikte kutladık. Tepeyran aynı zamanda Oktay Ağabeyimizin (Akbal) de dedesidir. Törene sağlık nedenlerinden ötürü katılamayan Oktay Ağabey’e, Cumhuriyet okurları ve başkentteki Niğdelilerden kucak dolusu selamlar gönderdik. ÇORUM Çorum katliamının 32. yılında Çorum Alevi Kültür Merkezi ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi tarafından katliamda yaşamını yitirenler için anma programı düzenlenecek. “Çorum kardeşlik ve barış şehridir” sloganıyla düzenlenen etkinlik öncesi cadde ve sokaklara afişler asıldı. Özdoğanlar Kavşağı’nda toplanan Hacı Bektaş Vakfı ve Çorum AKM yetkilileri, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile afiş astı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şube Başkanı Nurettin Aksoy, anma etkinliklerine ülke genelinden ve yurtdışından âşıklar, halk ozanları, yazarlar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılacağını söyledi. Aksoy, benzer acıların Türkiye’nin hiçbir yerinde tekrar yaşanmaması için katliamların unutulmaması gerektiğini ifade etti. MADIMAK ÇAĞRISI Polisin özellikle gösteri ve toplantılar sırasında fiziksel şiddet uyguladığı vurgulandı İşkence sokağa taştı İZMİR/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) 26 Haziran İşkenceyle Mücadele Günü nedeniyle Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir şubeleri tarafından yapılan ortak açıklamada, ülkemizde işkencenin sokağa taştığı vurgulandı. Diyarbakır Barosu, İHD, MAZLUMDER, TİHV, 26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü nedeniyle, Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde ortak basın açıklaması yaptı. Ülkemizin, İşkenceye Karşı Sözleşme’yi 1988 yılında kabul ettiğinin anımsatıldığı açıklamada, “Son yıllarda fiziksel işkence yöntemlerine daha çok sokakta, polis araçlarında, toplantı ve gösterilerde müdahale sırasında başvurulmaktadır” denildi. Açıklamada, TİHV’ye geçen yıl işkence gördüğü gerekçesiyle 519, bu yılın ilk beş ayında da 167 kişinin başvurduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi: “Geçen yıl 5 kişi gözaltında yaşamını yitirmiştir. 2012 yılı başından 21 Haziran’a kadar gözaltında ölüm sayısı 4’ü bulmuştur. TİHV verilerine göre geçen yıl 616 kişi işkenceye uğramıştır. İHD’nin verilerine göre de geçen yıl 310 kişi gözaltında, 517 kişi gözaltı yerleri dışında olmak üzere 827 kişi işkenceye maruz kalmıştır.” Diyarbakır’daki etkinlik sırasında “İşkence bir insanlık suçudur, işkenceye hayır” pankartı açıldı. Diyarbakır Şube Yöneticisi Ercan Dönmez, özellikle bölgede işkence ve kötü muamelenin devam ettiğine dikkat çekti. Bölgede 2010 yılında 741 işkence ve kötü muamele vakası yaşanırken, 2011 yılında bu sayının 1555’e yükseldiğini anlatan Dönmez, “Yine 2012 yılının ilk 4 ayında 281 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. Bu veriler de işkencenin, tam tersine azalmak yerine arttığını göstermiştir” dedi. ‘Zamanaşımını tanımıyoruz’ MEHMET MENEKŞE ‘Çiller’e güven ‘örtülü’de sarsıldı’ ERDEM GÜL DENİZ GEZMİŞ POSTERİNE SORUŞTURMA İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Aydın İl Başkanı avukat Barkan Kalınomuz hakkında, partisinin 27 Mayıs’taki il kongresinde salona asılan Deniz Gezmiş posteri nedeniyle savcılık tarafından soruşturma başlatıldı. İfade vermek için adliyeye gelen Barkan Kalınomuz’a bir grup partili destek verdi. “Suçluyu övmekle” suçlanan Kalınomuz, ifade verdikten sonra yaptığı açıklamada, “Deniz Gezmiş’in vatan kahramanı olduğunu anlattık. Başbakan, referandum çalışmalarında ve grup toplantısında bu çocukların babalarına yazdıkları mektubu ağlaya ağlaya okuyor. Demek ki ortada bir suç ve suçlu yok” dedi. Kalınomuz kendisine, bir posterde yazan, “Satıldık ey halkım, uyan’ cümlesinden kastınız nedir?” diye sorulduğunu da belirtti. SLOGANA 10 AY HAPİS CEZASI ANKARA (AA) Sağlık emekçilerince 13 Mart 2011’de düzenlenen “Çok ses tek yürek” mitinginde, “Öndersiz yaşam olmaz” sloganı attığı iddiasıyla yargılanan üniversite öğrencisi Özgür Yıldırım, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 10 ay hapse çarptırıldı. “Karar” duruşmasına, Yıldırım ile avukatı Hüseyin Çolak katıldı. Çolak, Yıldırım’ın söz konusu sloganı attığına dair yeterli kanıt bulunmadığını savunarak, müvekkilinin beraatına karar verilmesini istedi. “İddia edilen sloganları atmadım” diyen Yıldırım da, beraatini istedi. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, kararı açıkladı. Yıldırım’a “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 1 yıl hapis cezası verildi. Sanığın cezası, takdiri indirim uygulanarak 6’da 1 oranında düşürüldü. Mahkeme, 10 ay hapis yatacak Yıldırım’ın cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verdi. SİVAS Aralarında Ahmet Telli, Fikret Başkaya, Emre Saltık, Pınar Aydınlar (Sağ), Ferhat Tunç, Hüseyin ve Ali Rıza Albayrak’ın da bulunduğu 25 aydın ve sanatçı, Madımak katliamının 19. yıldönümünde yapılacak anma törenine katılım çağrısı yaptı. Katliamın insanlığın vicdanında kara bir leke gibi durduğunun belirtildiği açıklamada, “Katliam sonrası açılan dava ise Türkiye’deki hukuk skandallarından bir yenisi olarak kayıtlara geçmiş durumda. 19 yıl içerisinde bir türlü ‘yakalanamayan’ sanıklar, sonunda davanın zamanaşımına uğramasıyla kurtuldu. Zaten dejenere durumda olan hukuk kurumu bütün güveni yitirmiştir. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zamanaşımı kararını tanımıyoruz. Yitirdiğimiz canlarımızı unutmadık. ‘Madımak utanç müzesi olsun’ demek için 2 Temmuz’da Madımak’ta buluşmaya çağırıyoruz” denildi. Hizbullah’tan PKK’ye tehdit MAHMUT ORAL ANKARA Eski TOBB başkanlarından ve Sanayi Ticaret bakanlarından Yalım Erez, Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyona, eski Başbakan Tansu Çiller’e ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu. Erez, örtülü ödenekten alınan 500 milyonun Kürt aydınların öldürülmesi için kullanılacağı iddiasını Çiller’e sorduğunu belirterek “Devlet adam öldürmeye başlarsa bunun sonu gelmez. Ucu size de herkese de dokunur dediğini” söyledi. Erez, RP’li Mustafa Bayram’ın kendisine “Benim ismim de listede miymiş” diye sorduğunu, görüştüğü Ağar’ın olumsuz yanıt vermesine rağmen infazların gerçekleştiğini kaydetti. Erez, örtülü ödenekle Azerbaycan’da darbe organize edildiği, Çiller’in mal varlığında kullanıldığı iddialarını da Çiller’e sorduğunu belirterek “Kuşadası’nda çiftliğini kabul etmedi. Ama sonra ortaya çıktı. Amerika’da otel aldığını da duydum. İddiaların doğru olmadığını söyledi” diye konuştu. Erez, “28 Şubat’a darbe demek doğru değildir, yasal bir süreçtir” ifadesini kullandı. Hakkâri’de 1 şehit Trabzon’da 3 yaralı AHMET ŞEFİK / MAHMUT ORAL TRABZON / DİYARBAKIR Hakkâri’de çıkan çatışmada 1 asker şehit oldu. Trabzon’un Düzköy ilçesinde Jandarma Komutanlığı yakınında askerler çöp döktüğü sırada uzaktan kumandalı patlayıcının infilak ettirilmesi ile 1’i ağır 3 asker yaralandı. Ağır yaralı askerin “Komutanım beni unutmayın” sözleri yürek burktu. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Uzunsırt kırsalında PKK’liler ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, jandarma er Hakan Köçer şehit oldu. Şehit er Köçer Bismil’in Üçtepe köyü mezarlığında gözyaşları ve Kürtçe ağıtlarla toprağa verildi. Köçer’in mezarı başında Kürtçe konuşan amca Abit Köçer, yeğeninin nasıl şehit düştüğü yönünde yetkililerin bir açıklama yapmadığını ileri sürerek, bu nedenle olayı şüpheli bulduklarını söyledi. Köçer’in, en son annesi Fecrihan Köçer ile önceki gün telefon görüşmesi yaptığı belirtildi. Öte yandan polis, HakkâriVan karayolundaki antitank mayınını fark ederek imha etti. MuşKulp karayolunda 4 teneke içinde bulunan 80 kilo patlayıcı da imha edildi. DİYARBAKIR Şeriatçı terör örgütü Hizbullah, PKK’yi tehdit etti. Hizbullah’tan yapılan yazılı açıklamada, “Eğer varlığımız ve Müslüman halkımız tehdit edilir ve başka hiçbir alternatif bırakılmazsa, bedeli ne olursa olsun karşı duracağımız bilinmelidir” denildi. Hizbullah’ın internet sitesine koyduğu açıklamada iki örgüt arasındaki çatışmanın PKK’den kaynaklandığı belirtilerek “Bizim bu konuda geçmişimizden dolayı özeleştiride bulunma veya özür dileme gibi bir durumumuz yoktur. Suçlu olan PKK olduğuna göre, özür dilemesi gereken de af dilemesi gereken de odur. Bugüne kadar sabır ve tahammül sınırlarını zorlayarak, bağrımıza taş basıp Müslüman halkımızın zarar görmemesi için ısrarla çatışmadan kaçındık ve tavrımızı halen muhafaza etmekteyiz. Ancak eğer varlığımız ve Müslüman halkımız tehdit edilir ve başka bir alternatif bırakılmazsa, bedeli ne olursa olsun karşı duracağımız bilinmelidir” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle