19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 14 KÜLTÜR Fotoğraflar: SİBEL ÇORBACIOĞLU ‘Yalnız yetenek yetmez’ HANDE EAGLE Ünlü Amerikalı saksofoncu David Murray ile müzik, politika ve yeni projesi üstüne bir yanında konserler vermiş olan Murray’in, New York’ta yaşarken, daha iyi müzisyenlerle çaldıkça, daha fazla beste yapmaya çalıştıkça daha iyi olduğunun ayırdına varması, müzikte nasıl bir yol seçmesi gerektiğini kavramasını sağlamış: “Tanrı vergisi bir yeteneğim olduğunu biliyordum, ama olgunlaştıkça bu yeteneği geliştirmem gerektiğini anladım. Beni kuşağımın öteki müzisyenlerinden ayıran, bu gelişmedir belki de. Öğrenmeyi, çalışmayı, araştırmayı sürdürdüm, hâlâ da sürdürüyorum.” Müziğe adadığı 35 yıl, henüz yirmili yaşlarındayken olanca yoğunluğuyla süren İnsan Hakları Hareketi’ne katıldığı dönemden bu yana yaşadıklarını gözler önüne seriyor. O dönemde neler yaşadığını, AfrikalıAmerikalı bir müzisyen olarak o politik, toplumsal ve ekonomik mücadeleden nasıl daha güçlü çıktığını soruyorum usulca. “Politik tutumum, Martin Luther King’in öldürüldüğü gün başladı” diye yanıtlıyor. “O sırada Kaliforniya’da, Berkeley’deydim. Martin Luther King öldürülmüş olduğu için, siyahlar beyazları pataklamak istiyorlardı; sanki Martin Luther King’in öldürülmesinde okulumuzdaki bütün beyazların payı varmış gibi. Martin Luther King’e yapılandan tüm beyazları sorumlu tutamazsınız. O günlerde hepimiz politik olmaya çalışıyorduk. Genç Kara Panterler’in bir üyesiydim. En sonunda bugün politika konusunda anladım ki, nerede durduğunuza gerçekten karar vermeniz gerekiyor.” Politikadan söz açılmışken günümüz dünyasındaki toplumsal ve politik tutumlara da değinmeden edemiyor: “Aşırı İslamcıları ya da bağnaz Katolikleri doğrusu pek bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da, bu gruplardan birinin aşırı sağ kesimine bulaşırsanız ve Kitabı Mukaddes’i ya da Kuran’ı kendinizce yeniden yorumlamaya kalkarsanız sonunda cinayet ya da yolsuzluğu haklı gösterecek pek çok düzmece neden bulabilirsiniz. Yaptıkları kötülükleri Kitabı Mukaddes ya da Kuran’la haklı göstermek istiyorlar, kanımca bu hiç de adil değil. Bu gezegende hiç kimse çocukları ya da masum insanları öldürmeyi haklı gösteremez.” “Stomping and Singing the Blues with David Murray Big Band and Macy Gray” projesi, kasım ayında İş Sanat’taki konserle birlikte 2012’nin en parlak olaylarından biri olacak. David Murray’den ayrılırken, alt kattaki prova stüdyosuna bir göz atıyorum: İçerisi, kusursuz müziksel uyuma erişmek için var güçleriyle çalışan müzisyenlerle dolu. Murray, “Prova devam etmeli!” dercesine bir bakışla stüdyoya giriyor yeniden. Doğum ‘Mesafe ve Temas’ sergisinin açılışında ihramlı kadınlar. Mesafeleri kaldıran bir müze Baksı Müzesi kuruluşunun ikinci yılını ‘Mesafe ve Temas’ sergisi ile kutluyor SİBEL ÇORBACIOĞLU LONDRA Londra’ya ayak basar basmaz, çoğu zaman olduğu gibi, yağmurlu ve kasvetli bir gün karşılıyor beni. Çeyrek yüzyıldan fazla bir süredir zamanın örselemelerine direnen Premises Kayıt ve Prova Stüdyoları’nda ilerlerken kulağıma bir “big band” çalışmasının sesleri geliyor. Kendimi David Murray’e tanıtıyorum; alçakgönüllülükle elimi sıkıyor. Yoğun orkestra provasıyla geçen günün yorgunluğunu üstünden atmak için kırmızı şarabından bir yudum alırken söyleşimize başlıyoruz. Alt kattaki prova stüdyosunda çalışmaların hâlâ sürdüğünü bildiğim için, hemen, Murray’in Macy Gray’le yeni projesi “Stomping and Singing the Blues”u öğrenmek istiyorum. AfrikalıAmerikalı edebiyat ve caz eleştirmeni Albert L. Murray’in Count Basie üstüne “Stomping the Blues” (1976) adlı kitabından esinlenen bir proje bu. David Murray, Albert L. Murray’e “selam göndermek” için projede bu kitabın adından yola çıkmış. Murray, Macy Gray’le, geçen yıl Paris’te Tony Allen ve Questlove ile bir Afrobeat projesi üstünde çalışırken tanıştığını söylüyor. Gray, bir süre sonra, Murray’den, “Covered” adlı cover albümü (2012 Martı’nda çıktı) için Kanye West’in “Love Lockdown” şarkısını yeniden düzenlemesini istemiş. Murray, “Şimdi de bu yeni projeyle Macy’nin köklerine iniyoruz” diyor. “Hep bir caz şarkıcısı olmak istemiş, her şarkıcı ister. ‘Love Lockdown’ için yaptığım yeniden düzenlemeyi beğenmişti. O yüzden şimdi, yeni ‘hit’i ‘Wake Up’ı verdi bana yeniden düzenlemesini yapmam için. Son birkaç haftadır günde 18 saat çalışıyorum.” Murray çapında bir müzisyene her zaman sormak istediğim sorulardan biri de, günümüz müzikçilerinin üstün başarı elde etmek için geçmiştekilerden daha çok çalışmak zorunda olup olmadıklarıydı. “Evet” diyor, “çünkü öyle görünüyor ki, bugün müzisyen olmaya kalkışan çok daha fazla insan var. Herkes müzisyen olmak istiyor, ama müzisyen olmak için çalışmak istemiyorlar. Kestirmeden, kısa yoldan yıldız olmak isteyenler sürüsüne bereket. Bu arada pek çok ? David Murray, ünlü Amerikalı şarkıcı Macy Gray’le hazırladığı yeni projesini, önümüzdeki kasımda İş Sanat’ta verecekleri konserde İstanbullu müzikseverlere sunacak. Tenor saksofonun büyük ustasıyla Londra’da, iki prova arasında konuştuk. sahteci, pek çok şarlatan çıkıyor ortaya. Ama insan Al Green, Stevie Wonder ya da Aretha Franklin’inki bir sesle doğduysa üne ve servete kavuşur tabii, çünkü Tanrı ona olağanüstü bir yetenek vermiştir ve kimse o yeteneği geri alamaz.” World Saxophone Quartet’i kuran ve Henry Threadgill, McCoy Tyner ve Johnny Dyani gibi pek çok ünlü müzisyenle çalışmış, dünyanın dört BAYBURT Türkiye’nin en küçük ili Bayburt, aynı zamanda en çok göç veren, en fakirlerinden... Gençler gözlerini “uzaklar”dan alamıyor, hayatla aralarında bir uzaklık... Peki, ya sanatla olan mesafeleri? Ressam ve eğitmen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın, doğduğu yer olan Bayburt’un eski adıyla Baksı, yeni adıyla Bayraktar köyünde kurduğu Baksı Müzesi, açıldığından bu yana sanatla olan bu mesafeyi ortadan kaldırıp bir temas kurmayı hedefliyor. Müzenin, açılışı büyük bir kutlama havasında gerçekleştirilen yeni dönem sergisi de bu hedefle ilgili. Tasarım, moda, yemek kültürü ve sanatı bir araya getiren “Mesafe ve Temas” sergisinin açılışında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yanı sıra Bayburt Valisi Hasan İpek, Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat’ın da aralarında bulunduğu pek çok üst düzey yöneticinin yanı sıra, yörenin geleneksel giysisi ihram içinde her yaştan, her kesimden kadın, çocukları, eşleri ile bir aradaydı. Dört bölümden oluşan serginin tasarım bölümü Faruk Malhan, moda bölümü Arzu Kaprol, yemek kültürü bölümü Engin Akın, sanat bölümü ise aynı zamanda serginin genel çerçevesini de belirleyen Fırat Arapoğlu, Mürteza Fidan ve Kurucu Koçanoğlu imzasını taşıyor. Projenin etkinlik danışmanlığını ise Ayşegül Sönmez, Emre Zeytinoğlu ve Hüsamettin Koçan üstleniyor. “Mesafe ve Temas” üst başlığı ile Baksı Müzesi’nin uzakta oluşu kadar insanlarla sanat arasındaki mesafeyi ortadan kaldırışını vurgulamayı hedefliyor küratörler. Koçan’ın hedefi ise daha büyük, köyünün ve Bayburt’un göç vermesini engellemek için sanat ve tasarım yoluyla istihdam sağlamak. Müze, hem atölyeleri hem de bu sergiyle hayata geçen lezzet tasarımı bölümüyle kadınlara çalışmanın yolu nu da açıyor. Yerel yemeklerin zenginleştirilerek müze restoranında satışa sunulacağı bu yeni bölümle hem müze hem de çalışanlar için bir gelir elde edilecek. Ayrıca tasarım ve moda bölümündeki eserler de yakın gelecekte hayata geçirilerek satılabilir hale getirilicek. Serginin sanat bölümünde yer alan 19 genç sanatçının işleri ise aynı zamanda müzeye bağışlanarak kalıcı koleksiyona katkıda bulunuyor. Yeni dönem sergisiyle birlikte kapılarını açan Depo Müze ise Baksı’nın geçmiş dönem sergilerindeki eserlerin yer aldığı sürekli bir sergi ve bir arşiv niteliği taşıyor. Koçan’ın çocukken babasının yolunu gözlediği tepe üstüne kurulu Baksı Müzesi, şimdi bir yıl boyunca devam edecek yeni sergisi için ziyaretçilerinin yolunu gözlüyor... Doğum, bütün toplumlarda kutsallık derecesinde önemlidir. Bir insandan başka bir insanın üremesi... Elbet, bilimsel açıklamalar bu süreci bize bütün ayrıntılarıyla açıklayabilir, ama yine de olgunun olağanüstülüğü yadsınabilir mi? Bugün bir alışkanlığa dönüşmüş olan doğum günü kutlamaları, geçmişe gidildikçe içinde türlü geleneklerin barındığı toplumsal etkinliklere dönüşür. Eski Hint geleneklerinde, doğum kutlaması gebelikle birlikte başlar, “mantra” denilen kutsal heceler söylenerek dileklerde bulunulurdu. Doğumu kutlamak için yapılan ayinlerde de yine mantralar okunurdu. Amerikan yerlileri ise doğumdan sonra bir arınma ayini olarak ormanda dolaşırlar ve yeni yaşamı simgeleyen yeni bir ateş yakarlardı. Güneydoğu Asya’da, doğumdan sonraki birkaç gün kötülüklerden korunmak için ateşin üstünde ya da yakınında yatılması gerektiğine inanılır. Arabistan’da yalnızca erkek çocukların doğumu kutlanır. Doğum haberini getirene armağan verilmesi ve şölen düzenlenmesi gelenektir. Anadolu’da, çocuğun doğumunu yakınlarına bildirenlere müjdeci denir. Türküde dendiği gibi, “Müjdeciler gelse de bizim kapıya / Neyleyim neyleyim kolları neyleyim / Nenni neni demedik, dilleri neyleyim.” Yeni doğan için türlü törenler yapılır; kurban kesilir, ağaç dikilir, helva dağıtılır, mevlit okutulur. Mevlit demişken, edebiyatımızda doğum temalı şiirlerin en ünlüsü, Süleyman Çelebi’nin 140910’da yazdığı Mevlit’tir. Divan edebiyatının öteki örneklerine göre, yalın bir Türkçeyle yazılmış olan Mevlit, halk arasında o tarihten günümüze dek önemli sayılan günlerde sık sık okunarak kutsal bir metne dönüşmüştür. Nâzım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları’nın Üçüncü Kitabı da unutulmaz bir doğum sahnesiyle kapanır. Mahkum Halil, rastlantıyla cezaevi ameliyat odasının aralık kalmış kapısından gerçekleşmekte olan bir doğumu izler baştan sona. “Kainat gibi” diye düşünür, “doğuran ağaçlar, yıldızlar, cemiyetler gibi”. ??? Sevdiklerimizin doğumundan duyduğumuz sevinç başka neyle ölçülebilir? Onlar olmasa; sevdiğimiz sanatçılar, sevdiğimiz arkadaşlarımız, yakınlarımız olmasa nasıl bir hayatımız olurdu? Okuduğumuz kitapları okumamış, gördüğümüz filmleri, oyunları görmemiş olsak nasıl insanlar olurduk? Bugünkünden çok daha yoksul, yoksun hissetmez miydik kendimizi? İnsanın belki de en umutsuz durumudur, yoksunluk duygusu. Sevdiklerimiz kurtarır bizi bu karaduygudan. Onların varlığı, bizlerde geleceğe güven, yaşama sevinci, tutkusu uyandırır. Bizim için var olan dünyayı onlar güzelleştirir. Doğum günleri kutlamaları, aslında bir teşekkürdür. Sevdiklerimize, bizi bu dünyada yalnız bırakmadıkları, daha zengin, daha güzel kıldıkları için bir teşekkür... ENKA KÜLTÜR SANAT BULUŞMALARI 24. YILINI KUTLUYOR enç Kara ? Bir zamanlar G an ol Panterler’in üyesi ilerin Murray, köktendinc mek göster cinayetlerini haklı ı yeniden için kutsal kitaplar tıklarını yorumlamaya kalk e hiç gend söylüyor: “Bu geze da kimse çocukları ya dürmeyi masum insanları öl haklı gösteremez.” ENKA’da sınırlar siliniyor Kültür Servisi ENKA Kültür Sanat, bu yıl “Silinen Sınırlar, Buluşan Dünyalar” başlığı altında, çağdaş tiyatro oyunlarından konserlere ve dans gösterilerine kadar çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Bu yıl 24. yaşını kutlayan ENKA Kültür Sanat Buluşmaları, Oyun Atölyesi’nin “Antonious ile Kleopatra”sıyla, 20 Haziran’da yaza merhaba dedi. 13 Temmuz’da ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say’ın konseriyle son bulacak etkinlik kapsamında bugün, Tiyatro Pera’nın “Kazaen Beyoğlu’nda Çarpışma lar” adlı oyunu, 29 Haziran’da ise MFÖ konseri izleyiciyle buluşacak. Bilkent Tiyatro “Batı Rıhtımı” adlı oyununu 2 Temmuz’da sahneleyecek, klarnet ustası Serkan Çağrı ise “Crazy Brassy Balkans” albümündeki şarkılarından oluşan konserini 4 Temmuz’da verecek. Folklor Kurumu İstanbul, Karadeniz yöresine ait dansları “Bizim Deniz Kuzey Deniz” ile 9 Temmuz’da , Dostlar Tiyatrosu ise “Azizlikler” ve “Nereye Gidiyoruz” adlı oyunları ile 11 Temmuz’da sahnede olacak. Başlama saati 21.15 olan tüm etkinliklere, isteyen katılımcılar saat 20.00’de TaksimAKM önünden kalkacak ücretsiz servis ile ulaşabiliyor. Etkinlik bitiminde ise ENKA Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’ndan kalkacak servis, konukların Taksim AKM’ye ulaşımını sağlıyor. Etkinliklerin bilet‘Kazaen Beyoğlu’nda leri Biletix ve ENKA Kültür Sanat gişesinden temin edilebilir. Çarpışmalar’ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle