Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2012 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Başbakan Erdoğan ‘TC sınırına yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak değerlendirilecek’ dedi Suriye’ye gözdağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Suriye ile yaşanan gerilimi değerlendirdi. (Fotoğraf: AHMET İZGİAA) B.O.P. Büyük Ortadoğu Projesi battıktan sonra, Büyük Ortadoğu’nun panoraması kaosa dönüşme eğilimleri sergiliyor. Müslüman Kardeşler hareketinin de bu bölgeyi ABD hegemonyasına bağlayacak yeni Büyük Ortadoğu Palamarı olarak şekillendiği görülüyor. Bahçeli’den Suriye krizi konusunda hükümete tam destek ve uyarı: Savaş en son seçenek, diplomasi işletilmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TürkiyeSuriye krizi konusunda MHP’nin hükümetin alacağı kararların yanında ve destekçisi olacağını belirtti. Savaş ihtimalinin en son seçenek olarak düşünülmesi, küresel güçlerin telkin ve tahrikine gelinmemesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, “SuriyeTürkiye krizinin çözümü, diplomasinin imkânlarıyla sağlanmalı ve acilen de hayata geçirilmelidir” diye konuştu. MHP Genel Başkanı Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin güvenliği, dirliği ve birliğinin alarm zilleri çaldığını belirtti. YüksekovaDağlıca yolundaki terörist saldırı sonucu sekiz şehit verildiğini anımsatan Bahçeli, kamuoyuna PKK’nin içinde kontrol edilemeyen unsurların bulunduğu, bir iyi bir de kötü PKK olduğu izleniminin pompalandığını ifade etti. PKK terörüyle devlet içindeki bazı grupla ‘ARAP BAHARI BOP’UN ÇIKARLARINA YARADI’ Aralık 2010’da Tunus’ta başlayıp bütün bölgeye yayılan “Arap Baharı” sürecine değinen Bahçeli, gelişmelerin Arap Baharı’nın Mısır’ı kışa çevirdiğini, sürecin halkın değil BOP’un yararına işlediğini gösterdiğini kaydetti. BOP’un saat gibi işlediğini belirten Bahçeli, “Şimdi final yaklaşmakta ve son kozlar oynanmaktadır. BOP, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki taşları yerinden oynatmıştır” dedi. Suriye’de her şeyin tüm netliği ile ortada olduğunu bildiren Bahçeli, AKP’nin övüldüğünü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yabancı basın tarafından göklere çıkarıldığını kaydetti. Suriye’nin Türk jetini düşürmesine değinen Bahçeli, AKP’nin pilotların durumunu netleştirerek bir an önce bulması gerektiğini ve Suriye’nin hasmane nitelikli saldırısını kınadığını belirtti. Bahçeli, “Suriye’den net ve doyurucu nitelikli özür ve tazminat talep edilmesi konusunda ısrarcı olunmalıdır” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Türk uçağının düşürülmesinin ardından Suriye’nin Türkiye’nin güvenliği için de “açık ve yakın tehdit” haline geldiği yeni bir aşamaya geçildiğini belirterek “TSK’nin angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilmiştir. Suriye’den Türkiye Cumhuriyeti sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur, bir tehdit olarak değerlendirilecek ve askeri olarak muamele edilecektir” dedi. Erdoğan, Suriye politikasını eleştiren muhalefet ve medyayı da sert bir şekilde suçladı. Başbakan Erdoğan’ın Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesinin ardından, Türkiye’nin tavrını açıklamak üzere ilk kez kameraların karşısına geçtiği AKP grup toplantısındaki konuşması İngilizce ve Arapçaya da çevrildi. TBMM’nin resmi konuğu olarak Ankara’da bulunan Kuveytli parlamenterler de grup toplantısına katılarak Erdoğan’ın konuşmasını dinledi. Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan mesajları şöyle: Uluslararası sularda vuruldu: Uça zabı da o kadar şiddetlidir, o kadar kahredicidir. Yumuşak başlılığımız uysal koyun olduğumuz anlamına gelmez. Biz büyük Türkiye’den rahatsızlık duyan çevrelerin taşeronluğunu yapan, tetikçiliğini yapan kanlı terör örgütüne karşı tek bir geri adım atmadan mücadele vereceğimiz gibi, Türkiye’ye hasmane tutum sergileyen çevrelere karşı da şunu söylüyorum; yakıcı bir azap olmaya devam edeceğiz. dünyaya açık açık şunu ifade ediyorum; Türkiye yerini, zamanını ve yöntemini kendisi tayin ederek bu haksızlığa karşı uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacak, gereken adımları kararlılıkla atacaktır. Büyük Ortadoğu panaroması En “sağlam” yerden başlarsak, Suudi Arabistan’ı “demir yumrukla” yöneten İçişleri Bakanı, Kral Abdullah’ın veliahtı Nayef bin Abdul Aziz öldü. Abdullah, Nayef’in yerine yeni veliaht olarak Savunma Bakanı Salman bin Abdul Aziz’i atadı. Ancak hanedanın veliahtlarının ortalama yaşı 80. Karen Elliot’un Wall Street Journal’da aktardığı gibi, Suudi Krallığı’nda nüfusun yüzde 40’ı ayda 1000 doların altında bir gelirle yaşıyor, kronik bir genç işsizliği var, nüfusun yüzde 50’si 25 yaşın altında. Bu sırada bölgede yeni bir rejim projesi olarak Müslüman Kardeşler yükseliyor. Bir başka istikrar “adası” da sözde demokratikleşmekte olan Kuveyt. Geçen günlerde Kuveyt emiri parlamentoyu bir ay askıya aldı. Arkasından Anayasa Mahkemesi, şubatta yapılmış seçimleri iptal ederek, parlamentoyu feshetti, seçmenin yüzde 56’sının reddettiği önceki parlamentoyu yeniden göreve getirdi. Abdullah Al Şayji’nin Gulf News’de özetlediği gibi kaos yayılıyor: Libya artık silahlı milislerin ve savaş ağalarının elinde, Yemen’de yönetim yıkıldı yıkılacak, Tunus’ta, MK hükümeti, topluma din kurallarını dayatan yasaları birbiri ardına çıkardıkça, dinci seküler gerginliği tırmanıyor. Suriye, isyancıların CIA ve Türkiye eliyle silahlandırıldığı bir iç savaşa doğru ilerliyor (25/06/12). En az Suudi Arabistan kadar istikrarlı olduğu varsayılan Türkiye, Kürt sorununa, akan kana bir çözüm üretemiyor. Dünyada AKP hükümetinin iç politikasında dinci ve baskıcı, dış politikasında maceracı reflekslerin egemen olduğuna ilişkin bir algı güçlenirken bir TC uçağı Suriye tarafından düşürülüyor. Türkiye’ye 10 milyar dolar hibe ettiği söylenen Suudi rejiminin gazetelerinden Al Awsat’ta bir yorumcu, sabırsızlanarak “Türkiye neden korkuyor, neden Suriye’ye cevap vermiyor” diye sorguluyor. Lübnan, Suriye’ye bağlı olarak istikrarını kaybetmeye devam ediyor. Ürdün Kralı, Suriye’de iktidara Müslüman Kardeşler geldiği takdirde sürmesi olanaksız bir denge üzerinde durmaya çalışıyor. Bahreyn, Şii ağırlıklı isyanı bastırmaya gelen Suudi güçlerinin adeta işgali altında. Sünni Şii kamplaşması devam ediyor. Rivayete göre Sudan’a da “bahar” gelmeye başlıyor. Bu sırada, İsrail’de, adeta siyahları, Yahudi olsa da istemiyoruz çılgınlığı yaşanıyor. Hamas’ın roketleri yeniden uçmaya başlıyor. Mısır’da genel seçimler iptal edildi. Anayasa, cuntanın yetkilerini artıracak biçimde bizzat cunta tarafından yeniden “düzeltildi”. Kısacası Mısır’ın halen ne parlamentosu ne anayasası, hatta devlet başkanı yok. Devlet başkanlığı seçimlerini kıl payı kazanan, halk arasında “yedek lastik” lakaplı Morsi’nin göreve nerede yemin ederek başlayacağı belli değil. Morsi yemin edecek yer bulsa, bir taraftan yetkilerini cunta gasp etmiş durumda; diğer taraftan iplerin aslında geçen hafta Wall Street Journal’a, konuşan MK lideri, milyarder işadamı Al Şater’in elinde olacağından kimsenin şüphesi yok. Geçen haftalarda “ABD MK Cunta” üçgeni, ABD’nin MK’ye verdiği destek, Ortadoğu medyasında etraflıca tartışıldı. Bu konuda Suudi rejiminin huzursuz olduğu anlaşılıyordu. Al Awsat’ta Tarık Alhomayed, MK’nin, cuntayla yaptığı pazarlıklara ilişkin ABD’den yardım istediğini aktardı. Al Ahram’ın bir haberine göre Özgür Mısırlılar Partisi, Demokratik Cephe Partisi, Devrim Sürüyor Koalisyonu, Tagammu Partisi, Kifaya Hareketi gibi, solcu, seküler, liberal gruplar ortak bir basın toplantısında ABD’nin MK’ye verdiği desteği kınadılar. MK doğasına uygun olarak ısrarla “görüşmüyoruz” derken, Al Şater WSJ ile yaptığı söyleşide, baklayı ağzından çıkarıyor; hem orduyla hem de ABD ile görüştüklerini, cuntayla iktidarı paylaşmak konusunda anlaştıklarını, ama cuntanın bu anlaşmaya uymadığını açıklıyordu. Şater yalan söyleme geleneğine uyarak, “İslamda zorlama olmadığından, toplumu İslam kurallarına uymaya zorlamayacağız” diyordu. Şater için, “ABD ile stratejik ortaklık kurmak, uluslararası kredi piyasalarından yararlanmak, meşruiyet kazanmak açısından öncelik taşıyordu”. Şater yalnızca Mısır’da ipleri elinde tutuyor olmayacak. MK, Mısır merkezli uluslararası bir hareket olduğundan, Şater, Tunus’tan Ürdün’e, en önemlisi Suriye’ye kadar geniş bir bölgede, ABD ile “stratejik işbirliği içinde” büyük etki sahibi olacak. Bu süreçte, ABD bölgeyi MK ile kendine bağlayabilecek mi? Kim kimi peşine takıp götürecek? Bana, süreci yalnızca izlemekle kalmayacağız gibi geliyor; ne de olsa Osmanlıyız biz. Yeri, zamanı ve yöntemi: Bir kere buradan tüm Suriye hata yapmasın: Bu son rın dolaylı ve zımnen irtibat ve ilişki içinde olduğuna işaret eden Bahçeli, “PKK terör örgütü Başbakan ve hükümetiyle her düzeyde müzakereye devam etmektedir” dedi. CHP’nin Toplumsal Mutabakat Komisyonu önerisi üzerine MHP’nin masaya oturmamakla suçlayan kesimlerin bulunduğunu ifade eden Bahçeli, “Bizi masaya gelmemekle itham edenler önce 2003’ten bugüne kadar toprağa düşen bin 21 şehidin hesabını vermelidir” dedi. Bahçeli, hükümetin Meclis’ten aldığı sınır ötesi harekât izniyle Kandil’i dümdüz etmesi gerektiğini söyledi. ğımız Lazkiye’nin 8 deniz mili açıklarında Suriye karasularına düştü. Altını çizerek söylüyorum; uçağımız Suriye karasularında değil uluslararası sularda vurulmuştur. Vurulduktan sonra uçağımız Suriye sularına düşmüştür, bunun bilinmesi lazım. Bunu saptırma gayreti içerisinde olan, ağırlıklı olarak içeride, kısmen de dışarıda bazı mahfiller var. Uçağımızın Suriye karasularında değil, Doğu Akdeniz’de, Suriye’nin 13 deniz mili açığında uluslararası sularda saldırıya uğradığı kesindir ve tarafımızca belgelenmiştir. Suriye helikopterleri 5 kez ihlal etti: 1 Ocak 2012’den bugüne ka olay, Esad yönetiminin kendi halkıyla birlikte Türkiye’ye, Türkiye’nin güvenliğine açık ve yakın tehdit haline geldiğini ortaya koymuştur. Bu son olaydan sonra artık yeni bir aşamaya geçilmiştir. Türkiye olarak Suriye yönetiminin sınırlarımızda oluşturduğu güvenlik risklerini hiçbir şekilde tolere etmeyecek, karşılıksız bırakmayacağız. TSK’nin angajman kuralları artık bu yeni aşamaya göre değiştirilmiştir. Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak her askeri unsur, bir tehdit olarak değerlendirilecek ve askeri hedef olarak muamele görecektir. Buradan Suriye rejimini bir hata yapmaması, Türkiye’nin kararlılığını ve dirayetini sınamaması yönünde uyarıyoruz. Muhalefet karnından konuşmasın: Biz dar, farklı ülkelerin askeri uçakları tarafından Türkiye hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir. 5 kez de Suriye helikopterleri hava sahamızı ihlal etmiştir. Bunlar kısa süreli ihlallerdir ve gerekli uyarılar yapılmıştır. Yerleşik uygulama ve angajman usullerine göre, ülkelerine hava sahasına izinsiz giren yabancı veya tanımlanamayan araçlara radarla keşif, uçakla irtibat kurulması, pilotun uyarılması, cevap alınamıyorsa gözle tespit ve önleme uçuşu yapılması gibi unsurlar var. Suriye makamları tarafından bunların hiçbiri yapılmamıştır. Uçağımız bir yanlışlık, bir hata sonucu değil, tamamen kastı mahsusayla, hasmane bir tutumla hedef alınmıştır. Kurtarma uçağımıza saldırdılar: Olayın ardından Suriye makamla rı ve onlarla yapılan telsiz görüşmeleri, çok enteresan, arama kurtarma çalışmaları sırasında CASA tipi uçağımıza yapılan taciz ateşi, takınılan tavır, yapılan propaganda aynı şekilde bu saldırıda kasıt olduğunun ispatıdır. Türkiye’nin şiddetli gazabı: Türkiye’nin dostluğu ne kadar değerliyse herkes bilsin ki Türkiye’nin ga hükümet olarak, böyle bir milli meselede siyasi partilerimizin süreç boyunca aynı olgun ve duyarlı tavrı sürdürmelerini, meseleyi siyasi polemik konusu yapmamalarını rica ediyoruz. Esad rejiminin bu alçakça saldırısını, mazur gösterecek şekilde yorumlar yapan, kendi ülkesini ve hükümetini zan altında bırakmak sorumlu bir davranış biçimi olmayacaktır. Suriye konusunda kimsenin karnından konuşma, lafı geveleme, muhalefet olsun diye kendi ülkesinin menfaatlarına zarar verecek söylemlerde bulunma lüksü yoktur, olmamalıdır. Satılık kalemler: Bazı köşe yazarları “Bizim Başbakanımız çok sert, çok köşeli konuşuyor” diyorlar. Bize gelin özel bir ders verin de nasıl konuşacağımızı da sizden öğrenelim. Sizin köşenizde yaptığınız dalkavukluğu biz TC’nin başında yapamayız. İstisnalar bir tarafa kalemleriniz belki belli yerlere satılmış olabilir. Ama bu siyasi irade belli bir yere değil, hakka ve halka teslim olmuş bir siyasi anlayıştır. Bahçeli’ye özel teşekkür: Şu süreçte, özellikle Sayın Bahçeli’nin bu sabah (MHP grup toplantısı) yaptığı konuşma nedeniyle kendisine teşekkür ediyorum. Bütün siyasi partilerden de aynı anlayışı, aynı yaklaşımı görmek istiyoruz. Çünkü milletimizin şu anda buna ihtiyacı var. Büyük Ortadoğu palamarı... Dünya, Erdoğan’ı ‘canlı’ izledi Türkiye’nin Suriye tepkisini bekledi Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dün yapılan AKP grup toplantısındaki konuşması, Arapça ve İngilizce olarak canlı yayımlandı. Dünya medyası tarafından ‘flaş haber’ olarak verilen Erdoğan’ın konuşmasını, France 24 Kanalı ve El Cezire naklen yayımladı. Türkiye’nin çağrısı üzerine NATO daimi temsilcileri Brüksel’de toplantı halindeyken Erdoğan da AKP grup toplantısında, Suriye’nin Türk jetini düşürmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın sözleri, birçok yayın kuruluşu tarafından ‘son dakika’ olarak duyuruldu. İngiliz yayın kuruluşu BBC, Erdoğan’ın “Bundan böyle Suriye’den Türkiye sınırına yaklaşan her askeri unsurun askeri tehdit olarak görüleceği” sözlerine yer verdi. Suudi sermayeli El Arabiya televizyonu da, Erdoğan’ın Suriye’yi “düşmanca davranış” içinde olmakla suçladığı belirtildi. Uluslararası haber ajansı AFP ise Erdoğan’ın “Kararlı bir şekilde gerekli adımları atacağız” sözlerini izleyicilerine duyurdu. Alman Der Spiegel dergisi de internet sayfasında “Erdoğan, Esad’ın devrilmesini istedi” manşetini attı. UFO asparagası ? KONYA (Cumhuriyet) Konya’da Seydişehir ilçesinde yerel bir gazete tarafından yayımlanan bir fotoğraf tartışma yarattı. Fotoğraf bazı yayın organlarında “en net çekilen UFO görüntüsü” diye verildi. Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi ise yaptığı açıklamada, “Fotoğrafın çekildiği Seydişehir Kuğulu Park bölgesindeki incelemede bahsi geçen fotoğrafta kadraja giren cismin bölgede bulunan sokak lambasının bir bölümü olduğu tespit edilmiştir” denildi. C MY B C MY B