18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, AKP politikalarının Türkiye’nin caydırıcılığını ortadan kaldırıldığını söyledi 5 Lübnan Hizbullahı’na güveniyor... Eğer Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri iyi olsaydı, böyle bir eylemi yapamazdı. Türkiye laik demokratik bir hukuk devleti... Aşiret ya da kabile devleti Blöfle politika olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’nin bir Türk uçağını düşürmesiyle ilgili olarak hükümeti suçlarken “Sıçan geçer yol olur, diye bir atasözümüz var. İzlediğiniz dış politika yol haline getirdi. Dış politika blöf üzerine kurulmaz” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’la görüşmelerinde hiçbir yeni bilgi aktarılmadığını vurgulayan CHP lideri, “Vatandaşa fotoğraf vermek için miydi” diye sordu. CHP lideri Kılıçdaroğlu dün grup toplantısının başında önceki gün şehit polis Yasin Kaya’nın cenazesinde Esad’a Rus Kalkanı... Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşurken aklıma şu soru geldi: “Türkiye’de Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı’nın konuşmalarına karşın niçin Suriye’de bir yetkili çıkıp açıklama yapmadı?” Keşif uçuşu yapan uçağımız hiçbir uyarı yapılmadan, hangi amaçla düşürüldü? Suriye’den birbiriyle çelişkili açıklamalar yapılmıştı. Önce ne denildi? “Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk, sonradan öğrendik!” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TRT’den ayrıntılı bir açıklama yaptı. Buna karşın Suriye Dışişleri Bakanı Muallim ve Beşşar Esad suspus olmuştu. Böylesine önemli bir olayda, Suriye Dışişleri Sözcüsü konuştu. Konuşması olayın üstünü örtmek üzerineydi ve Türkiye’yi suçluyordu. Sanki Doğu Akdeniz, Suriye’nin tapulu malıydı... ??? Suriye Dışişleri Sözcüsü Cihad Makdisi, düşen uçağın kuyruğunun Türkiye’ye teslim edildiğini söyledi mi? Söyledi! Dışişleri yetkilileri hemen açıklama yaptılar: “Hayır verilmedi!” Suriye bunun üzerine bir yanıt verdi mi? Vermedi! Başbakan Erdoğan, dün AKP grubunda bence önemli mesajlar verdi: “Sabrımızı taşırdınız!” Türkiye savaştan yana bir tavır almıyor. Olayı uluslararası hukuk çizgisinde değerlendiriyor. Bir başka önemli nokta da şu: “Suriye helikopterleri sınırımızı beş kez ihlal ettiler, biz sadece uyarmıştık. Bundan sonra böyle bir davranış beklemesinler.” ??? Muhalefet hükümeti destekliyor... Peki, bundan sonra ne olur... Bölgede İsrail, Rus ve İngiliz üsleri bulunuyor... Onların elinde de veriler var, NATO’nun elinde olduğu gibi... Suriye’deki Esad ve çevresindekiler güç gösterisi yapıyor. Suriye; İran, Rusya, Çin ve ? Suriye’nin AKP hükümetine adeta ders vermek istiyorum der gibi Türk jetini düşürdüğünü belirten Kılıçdaroğlu, ‘’Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal çıkarları üzerinden poker oynamaya hakkı yoktur’’ dedi. AKP hükümetinin aldığı kararların Ortadoğu gazetelerinde alay konusu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ‘’Hiçbir büyük devlet 9 yurttaşını katledilmesine göz yummaz, sen yumdun. Türkiye’nin caydırıcılığına darbe vuran bu tür blöflerdir’’ diye konuştu. birlikte saf tuttuğu babasının “Ne olur bu sorunu çözün, başkasının çocuğu ölmesin” dediğini aktardı. Kılıçdaroğlu, “Gelin, Türkiye’nin en temel sorununu beraber çözelim. Umuyorum, duymayanlar duyar, dinlemeyenler dinler, yeter artık diyelim, bu ülkeye barışı, huzuru getirelim” çağrısını yineledi. Kılıçdaroğlu, Suriye ile yaşanan kriz konusunda da şu değerlendirmeleri yaptı: (AA) Esad da duysun Erdoğan da: Kimse bize bu bölgeyi altın tepsi içinde sunmadı. Kafası karışanlar için söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti kendi bölgesinin görkemli, onurlu, büyük devletidir. Bunu Beşşar Esad da bilsin, onun arkasına saklanan güçler varsa onlar da bilsin. Davutoğlu da bilsin, Recep Tayyip Erdoğan da bilsin. Türkiye’nin büyüklüğünü öğrensinler, idrak etsinler. Bir savaş jetimiz uluslararası sularda düşürülecek. Tesadüfen mi, bilmemezlikten mi, yanlışlıkla mı? Bilinerek, görülerek, biline biline düşürüldü. Adeta Suriye hükümeti Türkiye Cumhuriyeti hükümetine ders vermek istiyorum, der gibi uçağımızı düşürmüştür. 10 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin bir savaş uçağını komşularımızın herhangi bir tarafından düşürülebileceğini düşünebilen Suriye sınırında hareketlilik Haber Merkezi Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesinin ardından dün Mardin’de askeri hareketlilik yaşandı. Diyarbakır yönünden gelen, içinde TIR’lara yüklenmiş tankların da bulunduğu zırhlı araçlarla askeri sevkıyat gerçekleştirildi. Konvoy, Mardin’in Suriye sınırındaki Nusaybin ile Şırnak’ın Cizre ilçesi yönüne doğru gitti. Bu arada Hakkâri, Diyarbakır ve Şırnak’ta 13 bölge, icra edilecek atış ve tatbikatlar nedeniyle 6 Ekim’e kadar askeri güvenlik bölgesi ilan edilerek bu bölgelere sivillerin girişi yasaklandı. Gül: Sineye çekilmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) 20. yıldönümü zirve toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesiyle ilgili “Bu olay tabii ki sineye çekilmeyecektir” açıklamasını yaptı. Gül, “NATO toplantısının sonucundan Türkiye tatmin oldu mu” sorusunu “Uluslararası sularda bu uçağın başına gelenler, Suriye silahlı kuvvetlerinin nasıl bir paranoya içerisinde olduğunu gösteriyor. Uluslararası camianın dayanışmasını takdirle karşılıyoruz” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan da, NATO toplantısından çıkan sonucun hatırlatılması üzerine “NATO’nun tavrından memnunuz. 28 ittifak üyesi, Suriye’yi şiddetle kınamışlardır ve saldırının kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır ve NATO’nun bu noktada ayrılmaz bir bütün olarak süreci değerlendireceğini ve takip edeceklerini de ortaya koymuşlardır” diye konuştu. Erdoğan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yaptığı “Olay provokasyon veya planlı bir eylem olarak görülmemelidir” açıklamasının hatırlatılması üzerine “Buradaki açıklaması herhalde Suriye ile yaptığı görüşmeden hareketle, onların diliyle biraz konuşmuş olsa gerek. Bizim bulgularımız pek de onun iyi niyetli davrandığı kadar bir tablo ortaya koymuyor” diye konuştu. ‘SİNEYE ÇEKİLEMEZ’ Koskoca Türkiye Cumhuriyeti birilerinin Ortadoğu’da taşeronu oluyor. Senin savaş uçağını düşürecekler, hamasi edebiyat ötesinde bir şey yapmayacaksın. Bu olay sineye çekilemez. Nasıl Kuzey Irak’ta bizim askerlerimizin kafasına çuval geçirmeyi sineye çekmiyorsak, bu olay da sineye çekilemez. Sineye çekenler bu ülkede yöneticilik yapamaz, sokakta gezemez. Bizim milli duygularımızı kimsenin incitmesine izin vermeyiz. ‘FOTOĞRAF ÇEKTİRİLDİ’ Bizi çağırdılar. Milli mesele, uluslararası sorun elbette gideceğiz. Medyada yer alan haberlerin dışında bir haber görmedik. Uçak nereden çıktı, hangi saatte neredeydi, hava ihlali ne kadardı? Neydi amaç? Vatandaşa fotoğraf vermek için miydi? Biz bu ülkede barış içinde yaşamak istiyoruz. Komşularımızla savaş değil, dostluk içinde yaşamak istiyoruz. var mı, hiçbir devlet bunu rüyasında göremezdi. Sıçan geçer yol olur: Kof gürültüye gerek yok. Hiç kimsenin aklına Türkiye Cumhuriyeti’nin uçağına fiske vurmak bile gelmezken şimdi uçağımız düşürülüyor? Eğer sizin uluslararası caydırıcılığınız sınanabiliyorsa, bir kez sınandıysa kaybedersiniz. Sıçan geçer yol olur, diye bir atösüzümüz var. İzlediğiniz dış politika yol haline getirdi. Eğer bir kez bir ülkenin caydırıcılığı sınanıyorsa ondan sonra güvenliğiniz, geleceğiniz tehlikede demektir. Çuvalla başladı: Türk askerlerini başına Kuzey Irak’ta çuval geçirildi. AKP bunun hesabını vermiş değil. Nota vermeye bile cesaret edemeyeceksin. Sizin bölgesel gücünü sınamaya kalkarlarsa yol olur. 2. olay Mavi Marmara. Uluslararası sularda, dokuz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kalleşçe şehit edildi. Estik gürledik, ne yaptık? Son olarak da Suriye’nin pervasızlığı. Affedilecek, görülmeyecek, unutulacak bir olay değildir. Sayın Erdoğan’a soruyorum: Türkiye gibi bir ülkenin caydırıcılığına darbe vuran dış politikanızın bu ülkenin ulusal güvenliğinde açtığı derin yaranın farkında mısınız? Samimi söylüyorum değiller. Blöf olmaz: Dış politika blöf üzerine kurululur mu? Asarım keserimle dış politika olur mu? 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nı hatırlarsınız, bir şey söylendi, “Ayşe tatile çıktı” o kadar. 9 vatandaşımızın İsrail askerlerince katledilmelerinden sonra yapılan konuşma ile uçağımızın düşürülmesinden sonra yapılan konuşmalar aynı konuşmalar, hamaset. Hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal çıkarları üzerinden poker oynamaya hakkı yoktur. Sizin kararlarınız Ortadoğu gazetelerinde alay konusu oluyor. Hiçbir büyük devlet 9 yurttaşını katledilmesine göz yummaz, sen yumdun. Türkiye’nin caydırıcılığına darbe vuran bu tür blöflerdir. Hani Gazze’ye yardım gemileri götürecektin? Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yalancı çobanlık yakışır mı? değil. Suriye bu eylemde, ülkesinin Libya gibi olmadığını, bir hava saldırısına karşı, güçlü bir koruma ağı kurduğunu NATO ülkelerine göstermek istiyor. Esad, bir başka deyişle ateşle oynuyor, bir saldırı olursa kimyasal silahlarıyla Ortadoğu’yu kan gölüne çevireceği mesajını veriyor. ??? Aslında Şam çok tedirgin... Bunu belli etmiyor, son kozlarını oynayıp, halkını yanına çekme gereksinimi duyuyor. Türkiye bugüne dek sağduyulu bir yol izledi. Kimileri savaş çığlıkları atarken, hem iktidar hem de hükümet “ağırbaşlı” bir tutum takındı. Türkiye dün yazdığım gibi küresel güçlerin, silah lobilerinin, emperyalizmin oyununa gelmemeli... Acı ve içimizi yakan olayın geçtiği günden beri izlenen politikalardan vazgeçilmemeli. Emperyal güçlerin “Arap Baharı” masalının Mısır’ı, Tunus’u ve Libya’yı ne hale getirdiğini, ABD’nin Irak bataklığından nasıl çıktığını, Afganistan’da yaşananları görmekte yarar var... Bugün Irak’ta mezhep çatışmalarında her gün onlarca insan ölürken, Libya’da aşiretler birbirlerini boğazlıyor. ??? Şam yönetiminin gözü kara... Bizim savaş uçağımızı düşürerek başta belirttiğim gibi göz dağı veriyor: “Ben Libya, Irak değilim... Hava savunmamı Ruslar kurdu, öyle kolay kolay teslim olmam... ” Elbet Şam yönetimi Türk keşif uçağının vurulmasıyla savaş çıkmayacağının hesabını yapmış ve bize de şu mesajı vermiştir: “Suriye’de rejimi çökertmek isteyenlerle işbirliği yapmayın... Eğer yaparsanız bu alev topunun içine siz de düşersiniz...” Evet... Suriye yönetimi Rusya’yı arkasına almış ve buna çok güveniyor şimdilerde... Güvendiği için de ödün vermiyor... Bu aşamada NATO güçlerinin Suriye’ye karşı bir şey yapamayacağına inanıyor... Onun için delikanlı değil, serinkanlı olmalıyız! BDP Eşbaşkanı Kışanak misilleme yaklaşımının doğru olmadığını belirtti Rusya’ya sert yanıt ‘Çözüm diplomaside’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, hükümetin, Türkiye’deki Kürtleri tutuklayıp cezaevine koyarken “Suriye’deki Kütlerin hamisi olacağım” sözünün hiçbir inandırıcılığı olmayacağını belirtti. KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınan KESK yöneticilerini hedef alan operasyonun “Kürt düşmanlığı”nın yansıması olduğunu savundu. Kışanak, hükümetin misilleme yaklaşımını doğru bulmadıklarını söyledi. BDP Eşbaşkanı Kışanak, partisinin grup toplantısında KCK operasyonları kapsamında KESK Başkanı Lami Özgen’in de aralarında bulunduğu 71 sendikacının gözaltına alınmasına tepki gösterdi. KESK’in kamu emekçileri içinde en etkin sendika olduğuna dikkat çeken Kışanak, faşizan bir anlayışla sendikanın faaliyetlerini durdurabilmek için bu operasyonların başlatıldığını savundu. “Açıkça faşizmle karşı karşıyayız” diyen Kışanak, gözaltına alınan sendikacılara “KCK sözleşmesinde grevli, toplusözleşmeli sendika hakkını savunmak var, sizler de KCK sözleşmesinde yazdığı için mi grevli, toplusözleşmeli sendikal hak istiyorsunuz?” sorusu yöneltildiğine dikkat çekti. Kışanak, “Sendikal hakları savunmak, grevli, toplusözleşmeli sendika istemek, barış istemekle KCK’li olunuyorsa, o zaman hepimiz KCK’i olalım” görüşünü dile getirdi. Amacın en güçlü muhalefet odağı olan KESK’i susturmak olduğunu belirten Kışanak, şunları söyledi: “Kimse KCK adı altında kamufle etmeye kalkmasın. Bu ülkede AKP hükümetinin emrindeki ÖYM’ler aracılığıyla bir Kürt operasyonu yapılıyor. Etnik, ırkçı bir operasyondur. Sen burada Kürtleri sendikal faaliyetlerinden dolayı cezaevine koyacaksın, sonra da çıkıp Suriye’deki Kürtlerin de hamisi ben olacağım diyeceksin. Başbakan Ortadoğu ve Suriye’yle ilgilendiği kadar içeriyle de, Kürt sorunuyla da ilgilensin.” Suriye’nin Türk uçağını düşürmesiyle ilgili Başbakan Erdoğan’ın muhalefete verdiği brifingi de değerlendiren Kışanak, anlatılanların kamuoyuna da açıklanan teknik bilgiler olduğunu belirtti. BDP olarak, Türkiye’nin sorunu, uluslararası hukuk ve diplomasi yollarıyla çözmesini önerdiklerini belirten Kışanak, hükümetin siyasi partiler sivil toplum ve kamuoyunun görüşünü alarak bir politika oluşturmasını istedi. Kışanak, Türkiye’nin Suriye’de Kürtleri de içine katarak bir muhalefet hareketini örgütlemesinin asla kabul edilemeyeceğini belirtti. Kışanak, grup toplantısından sonra gazetecilerin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “TSK’nin angajman kuralları değişmiştir” sözlerinin sorulması üzerine de, “Biz bir misilleme yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Türkiye’nin kendi haklarını koruması, kendi onurunu koruması başka bir şeydir, bir misilleme yaklaşımı ile bu sorunu tırmandırıp iki ülke arasında savaşa kadar gidebilecek bir sürece sebebiyet vermek başka bir şeydir” karşılığını verdi. Arama çalışmaları 5 gündür sürdürülüyor. (Fotoğraf: AAABDULGAFUR KILIÇ) Tam donanımlı TCG Çeşme bölgeye ulaştı Kayıp pilotların kaskları bulundu AKIN BODUR Masum Türker: Rusya düşürdü Haber Merkezi DSP Genel Başkanı Masum Türker, Türk jetinin düşürülmesiyle ilgili olarak “Uçağımızı Rusya bizzat vurdu” iddiasında bulundu. tv8’de soruları yanıtlayan Türker, Laskiye’de Rusya’nın 2 savaş gemisi ve bir firkateyni bulunduğunu belirterek, “Bunlardan 1 tanesinin hem radar hem füze donanımı gördüğü anda sineği bile algılayan hassasiyeti var. Uçağımızı vuran gemi Amiral Çapanenko” dedi. Türker, Dışişleri ile istihbarat servislerinin bunu bildiğini öne sürdü. Kurtarma çalışmalarına ilişkin ilginç bir iddiada bulunan Türker, “Neden bunlar arama kurtarma çalışmalarına katılmıyor? Uçağın bir süre daha bulunmaması gerekiyor onlar için. Uçakta kokpit kaynamış” şeklinde konuştu. BDP olarak, Suriye ile yaşanan krizin uluslararası hukuk ve diplomasi ile çözülmesi gerektiğine inandıklarını söyleyen Gültan Kışanak, Türkiye’nin Suriye’de Kürtleri de içine katarak bir muhalefet hareketini örgütlemesinin asla kabul edilemeyeceğini belirtti. İSKENDERUN Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait hidrografik ve oşinografik araştırma gemisi olan TCG Çeşme (A599), Suriye’nin düşürdüğü RF4E tipi Phantom keşif uçağı ve 2 pilotunu bulmak için bölgeye gelerek çalışma başlattı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise pilotların kasklarının bulunduğunu açıkladı. Suriye karasularının 8 mil açığına 1300 metre derinliğe düştüğü belirtilen uçağın yerinin tam olarak belirlenmesi için sualtı aramalarında elektronik olarak daha donanımlı olan TCG Çeşme gemisi bölgeye ulaştı. Aramakurtarma çalışmalarına katılan Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı hücumbotlar Hatay’ın Samandağ ilçesindeki Çevlik sahilinde sık sık yakıt ikmali yaptı. Bölgede arama çalışmalarını sürdüren Türk donanmasına bağlı birlikler akıntının sürükleyebileceği ihtimaline karşılık İskenderun Körfezi’nde de arama çalışmasına devam ediyor. Bir askeri helikopter de Hatay’ın Samandağı ilçesi sahillerinde de tarama yaptı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada pilotların kasklarına ve uçağın bazı enkaz parçalarına ulaşıldığını söyledi. 26 asker daha sığındı HATAY (Cumhuriyet) Ülkelerindeki olaylardan kaçan 26 askerin de aralarında bulunduğu 342 Suriyeli, Türkiye’ye giriş yaptı. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan Suriyeliler Şanlıurfa’ya, asker ve aileleri ise Hatay’daki Apaydın kampına gönderildi. Türkiye’ye getirilen biri 1 yaşında 5 yaralı Suriyeli, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle