18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2012 PAZARTESİ 6 HABERLER Eski CHP lideri, Türkçe Olimpiyatları mesajında ‘Manevi hicret yapıp kucaklaşmanın tam zamanı’ dedi Baykal’dan Gülen’e mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkçe Olimpiyatları 10. yıl etkinlikleriyle ilgili mesajında “yüksek fedakârlıklarla ortaya konulan gayret ve hizmete ilham, emek ve destek verenleri şükranla” anarken, “Bir iç yolculukla manevi hicret yaparak başka insanlarımızın gönlüne ulaşıp, onları kucaklamanın tam zamanıdır” mesajı da verdi. Baykal, mesajında Türkçe Olimpiyatları 10. yıl etkinliklerine çağrı için teşekkür etti. Baykal’ın mesajı şöyle: “Hiç şüphe yok ki Türkçemizi ve Türk kültürünü dünyanın en ücra yörelerine kadar tanıtabilmek ve öğretebilmek için yüksek fedakârlıklarla ortaya konulan gayretin ve başarılan hizmetin büyük bir anlamı ve büyük bir değeri vardır. Bu gayret ve hizmete ilham, emek ve destek verenleri şükranla anmak hepimiz için bir vicdan borcudur. Bu büyük buluşmayı; kendimizi dünyaya anlatma gayretlerinin güzel sonuçlarını paylaşma, şevk ve heyecanımızı arttırma vesilesi olarak değerlendirirken aynı zamanda kendimizi öncelikle birbirimize doğru anlatmanın, bunun için de birbirimizi özellikle doğru anlamanın artık ertelenemez bir zorunluluk haline geldiğini de düşünmeliyiz. Başkalarına ulaşalım ama birbirimizden de kopmayalım. Kendimizi başkalarına sevdirelim ama biz de birbirimizden nefret etmeyelim. Kin, nefret ve husumetin acısını en derinden yaşamış bir millet olarak, bari biz birbirimize kin, nefret ve husumetle yaklaşmayalım. Mağdur ve mazlum sarmalının kısırdöngüsüne tutsak olmaktan artık çıkmalıyız. İntikam duygusunun yerine hoşgörü, gururun yerine alçakgönüllülük anlayışını koymanın zamandır. Kendi benliğimizin çevresini kuşatan kalın suçlama duvarlarını aşıp, bir iç yolculukla manevi hicret yaparak başka insanlarımızın gönlüne ulaşıp, onları kucaklamanın tam zamanıdır. Böylesine büyük bir yolculukta yolumuzu aydınlatacak rehber hiç kuşku yok ki hukuk ve adalet olmalıdır. Bugün bu etkinlikte sergilenen kucaklaşmanın en kısa zamanda kendi içimizde de bir büyük kucaklaşma ve bütünleşme olarak gerçekleştiğini görebilmek umuduyla, bu güzellikleri tasavvur eden, hayata geçiren herkese bir kez daha şükranlarımı sunuyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.” Baykal, kaset olayından sonra genel başkanlıktan istifa ederken “Pensilvanya’dan telefon geldiğini” açıklamıştı. İktidar cephesinden gelen açıklamaların samimiyetine güvenmediğini bildiren Baykal, “Pensilvanya’dan aldığım mesajların samimiyetine inanıyorum” demişti. Gül, Karizma Yükseltiyor Gül mü, Erdoğan mı? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü izliyor musunuz? Her gezide ve fırsatta yaptığı açıklamalarla, a) Türkiye’deki olaylar üzerine iktidarın/Başbakan’ın tutumundan daha farklı açıklamalar yapıyor; b) Erdoğan’a kıyasla çok farklı bir lider olduğunu vurgulamaya özen gösteriyor. Her ne kadar icraatta hiçbir farkları olmasa da! Ama Gül, Erdoğan’ın kırıp döktükleri üzerinde kendisini politikasını karizmasını inşa ediyor. Her fırsatı, her olayı değerlendirerek... Uludere konusu mu? Erdoğan’dan daha açık, net ve samimi imaj yaratıyor... Öyle ki “Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirirdim ve gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olurdum” diyor. Ama pek de inandırıcı olmuyor sanki, çünkü Dink’in mahkemesi sürecini incelemek için DDK’yi görevlendirdiğini unutmayalım! İsterse Uludere için de benzer mekanizmayı işletmenin yollarını arayabilirdi. Ama Gül, “açık çatışma” görüntüsü vermekten kaçınıyor. Erdoğan ile daha net ve açık çatışmaya girer mi, girerse nasıl ve ne zaman girer, bu konuda bir stratejisi var mı, yoksa el yordamıyla mı ilerliyor, belli değil... Rekabeti “dolaylı” ama her konuda sürdürüyor. Silivri, Dink cinayeti, yargılama süreçleri ve başka konular... Ilımlınet; Erdoğan’dan farklı olmaya özen göstererek... Ama icraatta Erdoğan’dan farkını bilmiyoruz. ??? Erdoğan ise rekabeti, daha otoriter ve daha dokunulmaz ve söz söylenmez bir kişilik inşa ederek yapıyor. Politik kariyerinin en az 1015 yıllık geleceğini inşa etmeye çalışıyor. Bu inşada sert, yaptırımcı, otoriter, kendi çıkarına her türlü düzeni kurarak.. Gül’e karşı da net tavır koyarak... Geri gönderdiği yasayı aynen geçirmesi için Meclis’e talimat vererek... Erdoğan ne kadar boyun eğmez, bükülmez, sınırı hiç belli olmayan otoriter bir lider karizması çiziyorsa... Ne kadar büyük bir benmerkeze sahipse, dediğim dedik bir liderlik kültü inşa ediyorsa, ağzından çıkan yasa oluyorsa, her şeyin kendisinden sorulacağı bir sistem kuruyorsa... Gül de derleyip toplayıcı, daha esnek, toplumun çok daha geniş kesimlerinde karşılık bulacak, kendi yanına çekecek, daha ılımlı, uzlaşma formüllerine açık, çanaklarınvazoların kırılmasındansa kırılmaması için çaba sarf edecek, toplumun bileşenlerini, kendi dışındakileri dikkate alacak, başkalarının da gönlünü hoş tutacak bir karizma görüntüsü vermeye özen gösteriyor. Unutmayalım: Muhalefette verilen görüntü ile iktidardaki icraat her zaman farklıdır; hele politikacılarda bu farklılık 180 derece olabilir! Gül, önümüzdeki iki yıl içinde danaların kuyruklarının kopacağı gelişmelerde, halkın geniş desteğini almaya yönelik çalışma yapıyor, diyebilirim... Sanki salt “amaca ulaşmaya”, hedefe yönelik bir halkla ilişkiler gibi... Bu “karizma yükseltme” çalışmalarının ardında, hele başaralım, sonra kendi politikalarımıza, kendi mezhebimize yöneliriz, düşüncesi de olabilir... Çünkü, Cumhurbaşkanlığı döneminde özellikle atama pratikleri, YÖK, üniversite rektörleri, yüksek mahkemeler olsun, milletin bütününü, birliğini, fikir ve tutum farklılıklarını yansıtacak bir içerik taşımıyor. En azından görüntüyü kurtaracak bir atama bile anımsamıyorum! Erdoğan’ın yasama faaliyetlerinin her zaman bütünüyle onaylayıcısı oldu... Ta ki artık boşalacak koltukların yeniden doldurulması süreci ve rekabet başlayıncaya kadar... İlk kez bir yasayı, Şike Yasası’nı, imzalamadı! Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimini yeniden düzenleyen yasada, kendisine bir kez daha seçilme kapısını kapamasına bile ses çıkarmadı ve CHP’den medet bekledi... Gül’ün, Erdoğan’ın yetkilerine sahip olduğunda nasıl bir iktidar pratiği yapacağını bilemiyoruz... Ama şimdiki görüntü, Gül’ün, önümüzdeki iki yıl içinde, Erdoğan’dan daha az gerilimli bir yönetim izleyeceği konusunda bir kamuoyu algısı inşa ediyor! ??? Hayrünnisa Hanım ile Emine Hanım arasındaki “rekabet” de aslında, iki siyasi lider arasındaki rekabetin yansıması... Kadınların, rekabetin tırmanmasında rolü olabileceği şüphesiz doğrudur! Ama buradaki rekabetin kaynağı, esas, erkekler arasındadır... İki büyük rakip ve rekabet olayıyla karşı karşıyayız... Erdoğan’ın ajandasında, Gül’e pek yer yok.. Gül’e, uluslararası bir kurumun genel sekreterliği öneriliyor! Komik tabii ki, bunu ciddi ciddi köşelerine taşıyanlar daha da komik! Erdoğan her şeyi kontrol edeceği sistem arayışında... Gül, Erdoğan’ın memuru gibi çalışır mı diye sormuştum. Yanıtım hâlâ hayır! Bugünden izlediğimiz hazırlıklar, şüpheniz olmasın ki, 2014 ve 2015 yılına yönelik... Yani yeniden doldurulacak 3 koltuk ve milletvekilleri kadrosu için... AKP kadrosu özgür düşünme olanağı bulsa, Gül’ü mü tercih eder? Peki Türkiye, demokrasi, emekçiler, özgürlükler, insan hakları, adil yargılama ve adalet, bu denklemin neresinde?! CHP’li vekiller milli parkların kullanıma açılmasını sağlayan tasarıya muhalefet şerhi koydu ‘Doğa katliamı olur’ BOZDAĞ’DAN ‘ÖZEL YETKİLİ’ ÇIKIŞI MAHMUT LICALI ‘Yeni vesayet makamlarına izin vermeyiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Bir yandan askeri ve sivil vesayete karşı, çeteye, mafyaya, başka güç odaklarına karşı Türkiye’yi rahatlatan adımlar atarken; öte yandan başka vesayet makamlarının oluşmasına da izin verilemez, verilmemesi de lazım. Özel yetkili mahkemelerin yasaların kendilerine çizdiği sınırlar içerisinde görev yapması lazım” dedi. Bozdağ dün Kanal 7’nin sorularını yanıtladı. Bozdağ, “Özel yetkili mahkemeler konusunda CHP ile aynı noktaya mı geliyorsunuz?” sorusuna “Biz bugüne kadar özel yetkili mahkemeleri övücü bir açıklamanın içinde hiç olmadık. Özel yetkili mahkemelerin geçici mahkemeler olduğunu, Türkiye’nin birtakım ihtiyaçlarından kaynaklandığını, bazı suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının ayrıcalıklı birtakım özellikler taşıdığını, bu nedenle de ihtiyaçtan kaynaklandığını ve bu ihtiyaç devam ettiği sürece bu mahkemelerin devam edeceğini söyledik” yanıtını verdi. Değişikliklerin Balyoz, Ergenekon, 28 Şubat soruşturması gibi davaları olumsuz yönde etkileyeceği, tahliyeler olacağı değerlendirmeleri aktarılarak yöneltilen bir soru üzerine de Bozdağ, “Yapılacak değişiklikte Türk Ceza Kanunu’ndaki darbe suçları diye bilinen suçların unsurları düşürülmüyor, cezaları değiştirilmiyor, tutukluluk nedenleri değiştirilmiyor” dedi. ANKARA TBMM Çevre Komisyonu’nun CHP’li milletvekilleri; ülke genelindeki tüm koruma alanlarının “üstün kamu yararı” bahanesiyle kullanıma açılmasına olanak veren yasa tasarısına verdikleri muhalefet şerhinde, Türkiye’nin yeni korunan alanlar ilan ederek buraları daha etkili bir şekilde koruması gerekirken, tasarıdaki yeniden değerlendirme düzenlemesiyle mevcut alanların koruma güvencesinden mahrum kalacağı ifade edildi. TBMM Çevre Komisyonu’nda geçen hafta kabul edilen milli parklar, sit alanları, yaban hayatı koruma sahaları ve uluslararası öneme sahip sulak alanları kullanıma açılmasını öngören tasarıya CHP’li üyeler muhalefet şerhi verdi. Muhalefet şerhinde, tasarının gerek hazırlık süreci, gerekse doğanın korunmasına yaklaşım açısından endişe verici unsurlar taşıdığı belirtilerek, “Tasarı, elimizde kalan son doğal yaşam alanlarını kaynak deposu olarak görerek, doğayı korumaktan çok, doğal alanları kullanıma açmak ve bunu sürdürülebilir kılmak amacıyla hazırlanmıştır” denildi. Balbay’a yoğun destek Gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve tutuklu vekillere özgürlük için imza kampanyasına İzmirliler yoğun ilgi gösteriyor. 8 milletvekilinin tutuklu olması nedeniyle TBMM’de görev yapamamasına tepki gösteren İzmirliler, kampanyanın 2. gününde imzalarıyla “vekillerine” destek veriyor. Her gün yazarlardan siyasetçilere birçok kişi de Balbay’ın kitaplarını imzalıyor. Dün Alsancak’ta kurulan masada binlerce kişi Balbay ve tüm tutuklu vekillere destek verdi. Etkinlik bugün Karşıyaka Çarşı girişinde saat 11.00’de devam edecek. Etkinliğe CHP milletvekilleri Hülya Güven, Özgür Özel, Hasan Ören, şair Veysel Çolak, Namık Kuyumcu ve Haluk Işık katılacak. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) Zonguldak’ta imza kampanyası ALİ AYAROĞLU ‘Suiistimale açık’ Tasarının koruma alanlarının yatırımcıların arazi edinme ve işletme taleplerine karşılık, elden çıkmasının mümkün hale geldiği belirtilen şerhte, tasarıdaki koruma anlayışının yetersiz, kullanıma yönelik düzenlemelerin ağırlıkta olduğu vurgulandı. CHP’nin muhalefet şerhinde, gerçek ve tüzel kişilerin önerileriyle daha önce belirlenmiş koruma alanlarının sınırlarının değişebilmesi ve kısmen ya da tamamen farklı statü kapsamına alınmasına ilişkin düzenlemeye karşı çıkıldı. Şerhte, Türkiye yüzölçümünün yüzde 45’i kadar olan koruma alanlarının sayısının arttırılması gerekirken, söz konusu düzenleme ile var olanların da korumasız kalmasına imkân verildiği vurgulandı. Tasarıda yer alan üstün kamu yararı ifadesinin suiistimale açık olduğu belirtilerek, bu kapsamda doğal alanlara zarar ZONGULDAK (Cumhuriyet) CHP teşkilatı tarafından “Balbay Meclis’e” sloganıyla bir imza kampanyası başlatıldı. CHP Karadeniz Ereğlisi İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, CHP Karadeniz Ereğlisi Gençlik Kolları’nca “Tutuklu Vekillere Özgürlük Haberal Balbay Meclis’e” sloganıyla imza kampanyası başlatıldığını söyledi. Devrim Bulvarı’ndaki özel halk otobüs durakları mevkisinde başlatılan imza kampanyası ilgili bilgi veren Kartal, “Üç gün sürecek kamverileceğine dikkat çekildi. panya sonunda toplanan imzaları, Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve siyasi parti başkanlıklarına teslim edeceğiz.” Kampanyaya destek veren Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık da CHP teşkilatının aldıkları kararı sevinçle karşıladığını belirtti. Büyük miting 16 Haziran’da 5 Mayıs’ta Zonguldak’ta yapılması gereken ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yoğun siyasi gündemi nedeniyle ertelenen mitingin 16 Haziran saat 14.00’te Madenci Anıtı’nda yapılacağı açıklandı. koruma altındaki alanın sınırlarının değiştirilmesi hakkında bilim insanlarının, uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının ve yöre halkının söz sahibi olmayacağını ifade etti. Tasarıdaki tabiat kurullarının ve bu kurullara sivil toplum örgütlerinin temsiliyetinin çıkarıldığına dikkat çeken Soydan “Sayın Başbakan’ın ifadesiyle ‘Her kürtaj bir Uludere’ ise doğadaki her canlıyı da yok etmek kürtaj değil midir?” dedi. Abant örneği Şerhte, korunan alanda işletme yetkisinin talepte bulunmaları halinde il özel idarelerine, belediyelere verilmesine ilişkin düzenlemeye de karşı çıkıldı. Şerhte, “Valiliklere bağlı il özel idarelerine yapılan yetki devirlerinin onarılması imkânsız tahribata yol açtığı en son BoluAbant Tabiat Parkı örneğinde yaşanmış tır” denildi. Şerhte milli park statüsünün tasarıda yer almasına karşın, bu alanların hangi usul ve esaslara göre yönetileceği ve korunacağının belirsiz olduğu belirtti. ‘Kürtaj değil mi?’ Çevre Komisyonu’nun CHP sözcüsü Serdar Soydan, tasarının çevre katliamına yol açacağını belirterek, tasarıyla birlikte bundan sonra herhangi bir alanın koruma altına alınması, AKP’de spora siyaset bulaştı CEMİL CİĞERİM SAMSUN AKP’nin 24 Haziran’da yapılacak il kongresi öncesinde spora siyaset bulaştı. Bafra ilçe teşkilatını ziyaret eden AKP il başkan adayı Mustafa Acar, “Sadece siyaset yapmayacağız. İl başkanı olarak sporun içinde de olacağız. Başkan olursam eğer Bafraspor’a iki futbolcu transfer edeceğim” dedi. Acar, Bafra ilçesinde iki futbolcu sözü verirken AKP Samsun İl Başkanı ve il başkan adayı Osman Çetinkaya da boş durmadı. Çetinkaya, Acar’ın bir dönem Çarşambaspor’un başkanlığını yaptığı Çarşamba ilçesinde milletvekili Çağatay Kılıç ile birlikte halı sahada futbol topu ile kameraların karşısına geçti. Tacizci ve röntgenciye gözaltı ? İstanbul Haber Servisi Toplu ulaşım araçları ve alışveriş merkezlerinde kadınları taciz ettiği öne sürülen bir kişi ile kadınların görüntülerini kalem kameraya kaydettiği iddia edilen şüpheli gözaltına alındı. Yakalanan N.Ö’de biri kalem görünümlü, ikisi otomobil anahtarı görünümlü üç mini kamera ele geçirildi. Kadınları taciz ettiği ileri sürülen Y.Y. de Edirnekapı metrobüs durağında gözaltına alındı. Y.Y. mahkemece serbest bırakıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle